Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Antik Yunan Biliminin Gelişim Aşamaları

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Antik Yunan Biliminin Gelişim Aşamaları"— Sunum transkripti:

1 Antik Yunan Biliminin Gelişim Aşamaları
Yunan Biliminin tarihi başlıca dört aşamaya ayrılabilir. 1-İyonya 2-Atina 3-İskenderiye(Helen) 4-Roma 1. aşama:MÖ 6. yüzyılı kapsayan İyonya aşaması eski uygarlıkların etkisinin en fazla hissedildiği bölgede Yunan biliminin doğuş aşamasıdır. Tales,Pisagor ve doğa filozofları 2.aşama: Pers savaşlarının zaferle sonuçlandığı MÖ 480 yılı ile Yunan kentlerinin bağımsızlığının Büyük İskender tarafından sona erdirildiği MÖ330 yılları arasını kapsar. Sokrates, Platon ve Aristo döneme damgasını vurmuştur. Yunan bilgeliğinin zirveye çıktığı dönem olarak kabul edilir. 3.aşama: bağımsız site devletlerinin çöküşü ve yerlerini yeni türde kara imparatorluklarının almasıyla başlar. İskender Yunan biliminin Doğu da Hindistan’a kadar olan bölgeye kadar yayılmasını ve bu bölgelerdeki bilim ile temas içinde olmaya olanak tanımıştır.

2 3. Dönemde İskenderiye bilimin yeni yuvası olmuştur
3. Dönemde İskenderiye bilimin yeni yuvası olmuştur. Burada, kurulan müze aracılığıyla bilim, tarihte ilk kez kamu kaynaklarından mali olarak destek almıştır. Öklid, Arşimet, Hiparkus Bu aşama, felsefeden ayrı olarak bilim tarihi açısından en önemli aşamadır. Çünkü bilim ilk kez kendi içinde tutarlı bir bütün oluşturdu. Bu dönemde kimya bilimine önemli katkılar sağlayan ZOZİMUS da yer alır. 4.aşama:Roma dönemi MÖ 2. yüzyılın ortalarından itibaren iç çekişmeler nedeniyle Helen imparatorluğu güçlü Roma imparatorluğu karşısında dağılmaya başlamıştır. Bu dönemde yollar, limanlar, su kemerleri, hamamlar ve tiyatrolar gibi devasa kamusal yapılarının inşa edilmesinin yanı sıra ticaret de sınırsız bir biçimde gelişti. Bazı iş kollarında fabrikaya benzer üretime geçildi ve buda malların standartlaşmasını sağladı. Ne yazık ki, köle emeğinin sağladığı iç gücünün bolluğu ve yalnızca varlıklı sınıfların alım gücüyle sınırlı bir Pazar, imalatçıların bir adım daha atarak makineleşmeye geçmelerine engel oldu. Bu yüzden, bir sanayi devrimine yol açacak koşullar asla olgunlaşamadı. MS yıllarına gelindiğinde Roma imparatorluğu ekonomik bakımdan sallanmaya başladı.

3 Antik Yunan’da Bilim Eski uygarlıkların bilimde ulaştıkları düzey , doğayı incelemedeki yaklaşımlara bağlı kalmıştır. Babil ve Mısır’da empirik ve uygulamaya yönelik yaklaşımlar sözkonusudur.Gözlem verilerini açıklamak ihtiyacına gerek duyulmadı. Yunanlılarda; salt bilgiye yönelik yaklaşımlar ve olayları deney yapmadan, nedenleri ile araştırma önemli bir farktır.Evreni anlamak Yunan düşünürlerin en belirgin özelliğidir. Doğayı anlamaya çalışmak bu kişilerin asıl hedefleriydi fakat bu uğraşlarının sonunda bir fayda elde etmeyi çok önemsemiyorlardı. Amaçları: Doğayı anlamak Mısır ve Mezopatamya’da gelişen teknik bilgilerden, matematik, astronomi, tıp alanındaki bilgilerden Yunanlılarda yararlanmıştır. Farklılık bu bilgileri kendi anlayışları doğrultusunda değiştirerek bu bilgilere yeni anlamlar verdileri

4 Yunanlıların Kökeni Eski Yunanlılar tam anlamıyla sen-ben çekişmesi içinde yaşayan insanlardı. Onların örgütlü ve sistemli bir devlet kuramamış olmalarının önemli nedenlerinden biri bu kişilik yapılarından kaynaklanır. Siyasal açıdan büyük sakıncalar taşıyan bu özellikleri, bir bakıma olumlu sonuçların da hazırlayıcısı olmuştur. Eski Yunanlılar üç büyük kabileden oluşmuştur: Köy kökenlilerin oluşturduğu Eolia'lılar, güneyde oturan ve asker kökenlilerin oluşturduğu Doria'lılar tüccar ve denizci kökenlilerin oluşturduğu İonia'lılar. Denizci ve tüccar her ulus gibi İonia'lılar da meraklı ve araştırıcı idiler.

5 Başlıca İyon şehirleri şunlardır: Efes, Milet, İzmir, Foça, Bodrum.
1- İonlar, Ön Asya'dan gelen ticaret yollarının bitiş noktasındadırlar ve doğu batı arasında köprü vazifesi görürlerdi. 2- Diğer Anadolu uygarlıklarından etkilenmişlerdir. 3- Tarım ve ticaretle gelişmiş olduklarından bilim ve kültüre önem vermişlerdir. 4- Şehir devletleri şeklinde yönetilmiş oldukları için serbest düşünce gelişmiştir.

6 İyonyalı Thales Yunanlılar soyut düşünceden hoşlanıyor, pratik problemlere çözüm aramak yerine, doğa felsefesi yapmayı tercih ediyorlardı. Yunan Biliminin en önemli özelliği bireysel olmasıdır. Yunan bilimi İyonya da doğmuştur. Hakkında bilgi sahibi olunan ilk bilgin Thales dir. M.Ö. 6.yy da Milet te yetişen Thales ile başlayan düşünce geleneği günümüzde dahi devam etmektedir. Thales düşüncelerini öğrencileri yoluyla yaydı. Matematik, astronomi ve doğa felsefesi ile uğraşmıştır. M.Ö.585 yılında meydana gelen güneş tutulmasını önceden bilmiştir. Matematiksel yoldan gemilerin kıyıdan uzaklığını hesaplayabiliyordu.

7 İyonyalı Thales Thales’in çoğu bilgisini Mısır ve diğer ülkelere yaptığı geziler sırasında edindiği söylenir fakat “Evren (kozmos) in sudan meydana geldiği” fikri tamamen kendisine aittir. Thales’e göre evreni anlamak, onun yapısal niteliğini anlamayı gerektirir; bu da maddeden başka bir şey değildir.(materyalist felsefe) Evrenin yapısal niteliğini belirlemeye çalışırken Thales ve onu izleyenler bu niteliğin basit bir madde olduğunu,ancak bu basit maddenin değişik biçimlere dönüşmesiyle everenin karmaşık bir yapı kazandığını savunuyorlardı.

8 Thales ve Matematik Çap çemberi iki eşit parçaya böler.
Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine eşittir. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu ters açılar birbirine eşittir. Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı, dik açıdır. Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen çizilebilir. Genelleştirilmiş 1959 Thales teoremine göre,E noktası AC doğru çizgisi üzerinde olmasa,içerde veya dışarda olsa bile CB/BA=(AB^t-BD^t)^(1/t)/ED vardır.(t=1) hali bilinen klasik Thales teoremidir.

9 Thales’in Bilime Katkısı
Evrenin doğal sayılması ve doğada olup bitenlerin doğaüstü mitolojik güçlere başvurmaksızın anlaşılabilir olması varsayımı, Thales ile başlayan geleneğin günümüze kazandırdığı en büyük katkıdır. Thales’in iki yönde açtığı çığır, ününün gerçek nedenini oluşturur. Geometriye ispat fikrini sokması Evrendeki tüm nesneleri bir tek maddeye indirgemesi

10 Anaximander (M.Ö. 610) Evrenin temel maddesi “sınırsız” veya “sonsuz” olarak nitelediği evrensel, bitmeyen, değişmeyen, görünmeyen, pek maddesel olmayan bir nesnedir. Tüm nesenler bu ana nesneden değişik özellik ve nitelikleri seçerek oluşur. Sıcak (ateş), soğuk (hava), ıslak (su), kuru (toprak) Bu dört nesne ve onlara ait özellikler modern bilimin doğuşuna dek geçen iki bin yıl Boyunca doğayı oluşturan asıl varlıklar olarak kabul edilmiştir. Gök cisimleri ile ilgili teorisine göre; Güneş, Ay ve yıldızlar ateş halkasının daha küçük halkalara ayrılması ile meydana geldiğidir.

11 Anaximenes

12 Anaximenes (M.Ö ) Anaximenes “sonsuz” u somut veya gözlenebilir niteliklerden yoksun olduğu için deddtmiş, yerine hava veya buharı temel nesne olarak önermiştir. İnceltilen hava ısınır, böylece ateş olur Sıkıştırılan hava soğur, böylece önce rüzgara, sonra buluta, sonra suya, en sonunda da toprak ve taşa dönüşür. Hava daima hareket halinde olduğundan, değişme sürekli bir olanaktır. Hava aynı zamanda nefes demektir. O halde yaşamında kaynağıdır.

13 Akılcı Eğitim M.Ö. 550 den sonra savaşların etkisi ile Milet te bilimsel yeni gelişmeler olmadı. Pisagor Ege’den ayrılarak İtalya nın şimdiki Calabria denen yerde Kardeşlik okulunu kurdu. Pisagor okulundaki filozoflar materyalist değil, rasyonalistlerdi.Onlar için evreni oluşturan temel maddeden çok varlık ve değişmenin gerçek niteliği gibi çetin ve karanlık sorunlar önemliydi Pisagor su, hava gibi somut nesneler yerine sayıyı koyuyordu. Gerçek evrenin özü sayıdır. c2=a2+b2

14 PİSAGOR OKULU 1- İlkçağ Yunan felsefesinde, İyonya’da kurulmuş olan doğu geleneği karşıtı olarak, batı geleneğini temsil eder. 2- Pythagorasçı Okul, felsefeyi doğuran motifi değiştirmiştir. İyonya’da filozoflar, salt teorik kaygılarla, anlamak ve bilmek amacıyla felsefe yaparken, Pythagorasçılar felsefeye pratik anlamda yaklaşmışlardır. Amaç, anlamak ya da öğrenmekten çok, arınmak, bilgi yoluyla saflaşarak, Evren’in ruhuyla bütünleşmektir. Başka bir deyişle felsefeyi; varlığın nasıl ve neden meydana geldiği hakkında bir açıklama olmaktan çıkarıp, bir yaşam tarzı haline dönüştürmüşlerdir. 3-Felsefe de madde yerine form, nitelik yerine nicelik, fizik yerine de matematik kavramları, Pythagorasçı okul ile birlikte ön plana çıkmıştır.

15 Atomsal Evren Kavramı Materyalist ve rasyonalist görüşlerin karşılıklı eleştiri ve etkileşimi evre üzerinde belirgin kavramların ortaya çıkmasına neden oldu. M.Ö. 450 den sonra ortaya atılan teorlerin sayı, gök cisimleri,canlı ve cansız varlılar ile ilgili daha sağlam ve ayrıntılı bilgilere dayandığı görülmüştür. Empodecles’in nicel dünya görüşü: tüm varlıklar, dört element (ateş, hava, su, toprak) ın kantitatif olarak değişik oranlarda birleşmesinden meydana gelmiştir.Bunları içine alan küresel bir evren vardır. SEVGİ birleştiriyor, NEFRET ,ise ayırıyor. Ay ışığını Güneş’ten alır; hem Güneş hem Ay Dünya çevresinde dönmektedir.

16 Demokritos’a göre evrende her şey, fiziksel olarak bölünemeyen atomlardan meydana gelmiştir.Atomların sayısı sonsuzdur ve sonsuz boşlukta yeralan atomlar sürekli hareket halindedir. Büyüklükleri, biçimleri, hatta ağırlıkları değişik olan atomlar sonradan yaratılmış değildir; ezelden beri vardırlar ve yok edilemezler. a-tomos Yunanca parçalanamayan Yunan atomculuğunun temelde bilimsel bir fizik teorisi olduğunu düşünmek hata olur. Ondan pratik olarak doğrulanabilecek hiçbir sonuç çıkarılamamıştır. Yine de bütün çağdaş atom teorilerine doğrudan fikir babalığı yapmıştır. Atom teorsi, Thales’le başlayan geleneğe uygun olarak kelimenin tam anlamıyla ateist ve materyalist bir felsefe içeriyordu.

17 Atina M.Ö. 5. yy kadar Atina da önemli bir bilimsel yada felsefik gelişim olmamıştır.Atina ekonomik ve siyası açıdan daha özgür hale gelince birçokları için bir çekim merkezi olmaya başladı. Bu sırada geçimlerin bilgi öğretmekten sağlayan “Sofist” ler ortaya çıkmaya başladı. Sofistlerin ana hedefi tartışmaları kazanmaktı. Bunu yaparken de özellikle geometriden yararlanıyorlardı. SOKRATES Sokrates, kendinden önce gelen düşünürlerin tersine, doğa ile değil, insan sorunları ile ilgiliydi. Amacı, insanı iyi, akıllı ve dürüst yapmanın yollarını bulmak ve göstermekti. Filozoflar ikiye ayrılmıştı; Dış dünyayı anlamaya çalışanlar İnsanı ve iç ve dış dünyayla ilişkileri içinde ele alanlar

18 Platon Akademisi Sokrates düşüncelerini sistemleştirmedi ve yazılı metin haline getirmedi. Öğrencisi olan Platon onun fikirlerini yaşatmak için AKADEMİ Platon(M.Ö )’a göre evren, idealar dünyası ve olgular dünyası olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Platon’un mistik evren görüşünün doğa biliminin gelişimini 2000 yıl boyunca ters yönde etkilediği söylenebilir. Düzgün çok yüzlülerin Platon tarafından keşfedildiği söylenmekteyse de, ondan çok daha önce bilinmekteydi. Ancak Platon beş düzgün çok yüzlüyle, beş öğeyi eşleştirmiş ve dörtyüzlünün ateşi, altıyüzlünün toprağı, sekizyüzlünün havayı, onikiyüzlünün suyu ve yirmiyüzlünün eteri simgelediğini bildirmiştir; ama Platon atomcu değildir ve Aristoteles'le birlikte atomcu görüşe karşıdır.

19 ARİSTOTELES (M.Ö ) Aristoteles bir yanı ile Platon’a, bir yanı ile atomculara bir tepkidir. Dünyayı anlamada duyulara verdiği önemle Platon’a, olguları nicel ve ölçülebilir açıdan değil nitel açıdan incelemeye yönelmesiyle atomculara karşı çıkmıştır. Bilimin gelişimini birinci yanı ile olumlu, ikinci yanı ile olumsuz etkilediği söylenebilir. Platon’un ölümünden sonra Akademi den ayrılmıştır. Makedonya prensi İskender’e(Büyük İskender) özel dersler vermiş fakat daha sonra tekrar Atina ya geri dönmüştür. Atina da LYCEUM (LİSE) kurmuştur.Doğa felsefesi ile birlikte mantık, ahlak, politika ve edebiyat eleştirisi gibi daha birçok konulara el atmıştır. Bilim tarihi yönünden bizi ilgilendiren onun kozmolojisi ve ona tutarlı bir temel kurmayı amaçlayan fiziğidir. Bu alandaki teori ve fikirleri Galileo’ya kadar değişmez “doğru”lar olarak kabul edilmiştir.

20 Aristoteles Aristo, mantık, fizik, biyoloji ve beşeri bilimlere büyük katkılarda bulundu. Yukarıdaki bilim dallarının resmi disiplinler olarak kurulmasını sağladı. Metafizik üzerinde çalışmaları oldu En büyük ama aynı zamanda en tehlikeli katkısı, bütün eserlerinde görülen ve Mantık’ ının temelini oluşturan sınıflandırma düşüncesidir. Hala kullanmakta olduğumuz,şeyleri farklılıklarına ve benzerliklerine göre tasnif etme yöntemini bulan değilse de geliştiren ve sistemleştirmiştir. “Bütün insanlar ölümlüdür. Sokrates bir insandır. O halde Sokrates ölümlüdür.”

21 Helenistik Dönemde Bilim

22 İskenderiye’nin Kurulması
Büyük İskender in fetihleri ile birlikte Yunan kültürü Atina dışında kurulan yeni merkezlere taşındı ve bilimsel gelişmede yeni bir dönem başladı. M.Ö. 334 te Küçük Asya ya geçen İskender, kısa sürede Hindistan’a kadar olan bölgeyi işgal etti. Çok geçmeden Yunan kültürü bu bölgedeki kentleri etkisi altına aldı. Yunan dili ortak dil haline geldi. Bu merkezlerden en önemlisi Nil’in Akdeniz’e döküldüğü yerde kurulmuş olan İSKENDERİYE kenti olmuştur. Arşimet Batlamyus Galen Simyanın ortaya çıkışı


"Antik Yunan Biliminin Gelişim Aşamaları" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları