Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KELİME TÜRLERİ 1. İSİM ( AD ) 7. ÜNLEM 2. SIFAT 8. FİİL

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KELİME TÜRLERİ 1. İSİM ( AD ) 7. ÜNLEM 2. SIFAT 8. FİİL"— Sunum transkripti:

1 KELİME TÜRLERİ 1. İSİM ( AD ) 7. ÜNLEM 2. SIFAT 8. FİİL
3. ZARF (BELİRTEÇ) 4. ZAMİR 5. EDAT ( İLGEÇ ) 6. BAĞLAÇ 7. ÜNLEM 8. FİİL 9. FİİL ÇEKİMİ İsim – Fiiler ( Mastarlar ) Sıfat – Fiiller ( Ortaçlar ) Zarf – Fiiller ( Ulaçlar ) 10. FİİLİMSİLER KELİME TÜRLERİ

2 Türkçede kelimeler isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem ve fiil olmak üzere 8 grupta incelenir. Bazı dilciler bu gruplamayı isimler, edatlar ve fiiller olarak üç başlıkta toplamaktadır. Fiil dışındaki sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç ve ünlem de isim soylu kelimelerden olduğu için kelimeler, isimler ve fiiller olmak üzere iki grupta da incelenebilir.

3 İSİM (AD) Canlı, cansız bütün varlıkları ve kavramları karşılamak için kullanılan kelimelere isim denir. İsimler değişik yaklaşımlara göre gruplandırılırlar: 1. Varlıklara ve kavramlarına verilişlerine göre: Özel isim, cins isim 2. Varlıkların oluşlarına göre: Somut isim, soyut isim 3. Varlıkların sayılarına göre: Teklik ismi, çokluk ismi 4. Yapılarına göre: Basit isim, türemiş isim, birleşik isim.

4 SIFAT  Sıfatlar, nesneleri değişik yönlerden niteleyerek onları belirgin hale getiren kelimelere sıfat denir. Sıfatlar da aslında bir isim olmakla birlikte başka bir ismi çeşitli açılardan niteledikleri için ayrı bir kelime grubu olarak ele alınmaktadır.

5 Sıfatlar, bir varlığı iç ve dış özelliklerini belirtmesi bakımından:
1. Niteleme sıfatları, 2. Belirtme sıfatları a. İşaret sıfatları, b. Sayı sıfatları, c. Soru sıfatları, d. Belirsizlik sıfatları Yapılarına göre: 1. Basit sıfatlar, 2. Türemiş sıfatlar, 3. Birleşik sıfatlar, 4. Pekiştirme sıfatları diye ayrılırlar.

6 ZARF (BELİRTEÇ) Fiilleri zaman, yön, yer, miktar, soru ve durum itibariyle nitelendiren, fiillerin, fiilimsilerin ve sıfatların önüne gelerek anlamlarını etkileyen ve sınırlandıran kelimelere zarf denilir. Genellikle fiillerle birlikte kullanılırlar ise de tek başlarına da kullanılan birer isimdir. İsim hal eklerini ve iyelik eklerini aldıklarında isim olarak kullanılırlar.

7 Zarflar, görev ve anlam açısından;
1. Yer-Yön Zarfları: içeri, dışarı, aşağı, yukarı, karşı, ön, arka, sağ, sol, üst, alt, ileri, geri, beri 2. Zaman Zarfları: Dün, sonra, eskiden, demin, şimdi, sabah, akşam, yarın, şimdilik 3. Ölçü Zarfları: Az, çok, biraz, pek çok, azıcık, fazla 4. Soru Zarfları: Ne, nasıl, ne biçim, ne denli, ne kadar, niçin 5. Durum Zarfları: İyi, güzel, doğru, yavaş, uslu, akıllıca, böylece şeklinde beşe ayrılırlar

8 Yapıları açısından da;
1. Basit Zarflar 2. Türemiş Zarflar 3. Birleşik Zarflar diye gruplandırılırlar

9 UYARI: Bazen zarflarla sıfatlar birbirine karıştırılır. Dikkat etmemiz gereken şudur: Kelime bir fiilin önünde kullanılarak fiilin anlamını sınırlıyorsa, o kelime zarf’tır. Kelime, bir ismin anlamını sınırlıyorsa, o kelime sıfat’tır. Doğru söyledi. Doğru insan. zarf fiil sıfat isim

10 ZAMİR (ADIL) Zamirler, isimlerin (nesnelerin) yerlerini tutarak kişi, soru, gösterme ve belgisizlik kavramları taşıyan kelimelerdir. Nesnelerin yerine kullanılan zamirler, (ben, sen, o, bu, şu, o, kim) gibi kelimelerle nesneleri karşılarlar. Tek başlarına anlamları olmayan bu kelimeler cümle dışında hiçbir kavramı karşılayamazlar.

11 Zamirler bütün yapım eklerini almazlar
Zamirler bütün yapım eklerini almazlar. Çekim eklerini aldıklarında ise kök yapılarında değişiklik olur: ben, beni -bana, sen, seni –sana Türkiye Türkçesinde çok kullanılan zamirler, bir şeyin veya kişinin ismi belirtilmediği durumlarda onun yerine kullanılır. İsimler bir kavramı karşılayan kelimelerdir. Zamirler ise hiçbir anlamı olmayan, bir ismin yerine kullanılan kelimelerdir.

12 Cümle içinde bir ismin yerine kullanılan zamirler, isimler gibi özne, nesne, tümleç, yüklem olabilirler. Zamirler; 1. Kişi Zamirleri (ben, sen, o, biz, siz, onlar) 2. İşaret Zamirleri (bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar) 3. Soru Zamirleri (neyi, neden, kim, kime, hangisi) 4. Belirsizlik Zamirleri (herkes, kime, kimi, kimisi, biri, birisi, çoğu, hepsi, bazısı, falan, filan, birkaçı) diye dörde ayrılır.

13 Dil bilimciler zamirleri yapılarına göre:
1. Basit Zamirler (ben, sen, kim, vb.) 2. Türemiş Zamirler (biri, kimi, hangisi vb.) 3. Birleşik Zamirler (birkaçı, birçoğu, vb.) diye de ayırırlar.

14 UYARI Yazılışları aynı olduğu için (bu, şu, o) sıfatları ile (bu, şu, o) zamirleri birbirine karıştırılır. Sıfattan sonra nitelenen bir isim bulunur. Zamirlerde ise, söz konusu kelime bir ismin yerine kullanılır. Bu karışıklığı virgülle de ayırabiliriz. (bu, o, şu) kelimeleri zamir olarak kullanılırsa bunlardan sonra virgül konulur: Bu, akşama kadar okunacak (zamir). Bu akşama kadar okunacak (sıfat).

15 EDAT (İLGEÇ) Edat, tek başına anlamı olmayan, kelime veya kelimeler arasında ilgi kurmaya yarayan görevli öğelerdir. Genellikle kelimeler ve kelime grupları arasında çeşitli yönlerden benzerlik, mukayese, beraberlik, sebep amaç anlam ilgisi kuran edatlar, cümle içindeki kullanışlarına göre anlam kazanırlar: gibi, göre, için, kadar vb. Edatlar bir cümlede özne, tümleç, yüklem olabilirler: Güzel konuşmak için çok okuyor. (Tümleç) Arabam, uçak gibidir. (Yüklem)

16 Edatlar ikiye ayrılır:
1. Gerçek Edatlar: gibi, kaçar, dolayı, göre, için, ile, üzere, rağmen, dair, ait, gayri, nazaran, dek, değin, ötürü vb. Bisiklet ile okula gitti. Sabaha kadar yazdım. Herşeye rağmen seni sevdi. 2. Edat Yerine Kullanılan Kelimeler: göre, karşı, nazaran, başka, sonra, doğru, önce vb. Senden başka kimsesi yok. Bahara doğru havalar ısınır.

17 BAĞLAÇ Eş görevli veya birbiriyle ilgisi olan kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri bağlamaya yarayan, bunlar arasında anlam ve kimi zaman biçim bakımından bağlantı sağlayan öğelere bağlaç denir. Bağlaçların tek başlarına anlamları yoktur. Dilimizdeki bağlaçların çoğu Arapça ve Farsça asıllıdır: ve, veya, yahut, veyahut, ile, fakat, ancak, meğer, hatta, yani, ama, da, ki, çünkü, halbuki, mademki, oysa (oysaki), yeter ki, şu var ki, lâkin, gerek… gerek, ne... ne, hem... hem, olsun... olsun, ya... ya, mi... mi, ister... ister, ne... ne de vb.

18 Daha çok cümlelerin bağlanmasında kullanılan bağlaçlar, Türkçe kökenli bağlaçlarda görüldüğü gibi cümleler arasındaki konu ve anlatım bütünlüğünü, sürekliliğini sağlar.

19 Cümle içinde özne, yüklem, tümleç görevindeki unsurları da bağlayan bağlaçları belli kelimelerle kullanma zorunluluğu yoktur: “Önce naz, sonra söz ve sonra hile... Sevilen seveni düşürür dile.” Abdurrahim KARAKOÇ “-Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder, Bugün açız yine, lâkin yarın, ümid ederim, Sular biraz daha sakinleşir.. Ne çare, kader!” Tevfik Fikret

20 Aynı zamanda edat olan “ile”, “ve” anlamında kullanıldığı zaman bağlaç görevindedir:
Pazardan elma ile erik aldım. Asıl bağlaçların yanı sıra bağlaç olmadıkları halde bağlaç görevinde kullanılan kelimeler de vardır: Şu var ki, gel gelelim, senin anlayacağın, açıkçası, bundan başka, yoksa, üstelik vb.

21 ÜNLEM Hayret, acıma, üzüntü, sevinç gibi duyguların etkisiyle söylenen kelimelerdir. İsimlerin bütün özelliklerini gösterebilen, isim hal ekleri ve iyelik ekleri alan ünlemler, Gerçek ünlemler, ünlem görevinde kullanılan kelimeler, yansıma kelimeler olmak üzere üç gruba ayrılır.

22 1. Gerçek Ünlemler: Doğrudan ünlem olarak kullanılan kelimelerdir
1. Gerçek Ünlemler: Doğrudan ünlem olarak kullanılan kelimelerdir. Çeşitli duygular anlatılırken ses tonu yükseltilir ve bu ünlemler kullanılır: a!, ah!, ay!, ha!, be!, hah!, hu!, o!, oh!, ooo!, ya!, ey!, vah!, oh!, hay!, hay hay!, hey!, vay!, of!, uf!, poh!, tuh!, hişt! Vb. A! Çocuğum bunca zamandır neredeydin. Ah, neydi o günler! Ay, ne söyledi, pek merak ettim. Ha, o zaman başka! Vah evladım vah! Ooo! Çocuklar hoş geldiniz.

23 2. Ünlem Görevinde Kullanılan Kelimeler: Doğrudan ünlem olmayan, aslında isim, sıfat, zarf, edat olan bazı kelimeler ile fiillerin emir ve istek kipleri, cümle içinde vurgu ve ses tonu yardımıyla ünlem olarak kullanılırlar: Eyvah! Ne diyeceğiz şimdi? Haydi oradan, sen ne anlarsın! Güzel! Hep bu şekilde göreyim. Alçak! Senden bunu beklemezdim.

24 Cümle içinde yine tonlama ile (bu, şu, o) zamirleri, (ileri, geri, şimdi, hemen) gibi zarflar ünlem olarak kullanılabilir: İleri! Marş marş! 3. Yansımalı Kelimeler: Türkçede “ses yansımalı kelimeler” (cup, cart, çat, pat, küt, takır, tukur, pat, küt, şangır, şungur, kışt, ast, pist, cat, zırt, pırt, tak tak vb.) de cümle içinde ünlem olarak kullanılabilir.

25 FİİL Hareketleri karşılayan, bir iş, bir oluş bildiren kelimelere fiil denir. Cümlede bir nesneye bağlı olarak, çekimli hâlde anlam kazanan fiiller, tek başlarına kullanılmazlar. Fiillerin bölünmeyen en küçük parçası kökleridir. Bu köklere çeşitli ekler getirilerek yeni kelimeler elde edilir. Fiillerin köklerine zaman ekleri, zaman eklerinin üzerine de kişi ekleri getirilir.

26 Fiiller çatılarına göre, Geçişli fiiller, Geçişsiz fiiller, Oldurgan fiiller, Ettirgen fiiller diye dört grupta incelenir. Geçişli Fiiller: Cümlede bir nesne ile birlikte kullanılan fiillerdir. Fiil, fâil (hareketi yapan)le değil, nesne ile bağlantılıdır: şiir-i okumak, fidan-ı sulamak, okul-u sevmek, gül-ü koklamak vb..

27 Geçişsiz Fiiller: Cümlede bir nesne almadan kullanılan fiillerdir
Geçişsiz Fiiller: Cümlede bir nesne almadan kullanılan fiillerdir. Bu cümlelerde fiil, fâil (hareketi yapan)le bağlantılıdır: ağlamak, gülmek, yatmak, kalkmak vb. Oldurgan Fiiller: Türkçede ettirgenlik ekleri (-t-, -r-, -ar, -er, -dır, -tır) diye bilinen eklerin, geçişsiz fiillere getirilerek bunları geçişli fiil durumuna getirmesiyle oluşan fiillerdir: büyü-t-, çürü-t-, şiş-ir-, bil-dir, yaz-dır- vb.

28 Ettirgen Fiiller: Bir cümlede yine bu ekleri alan geçişli fiillerde hareketin birisi aracılığı ile yapılması söz konusudur: belle-t, al-dır, boya-t-tır- vb. Fiiller özneye göre (Etken fiil, Edilgen fiil, Dönüşlü fiil, İşteş fiil), yapılarına göre (Basit fiil, Türemiş fiil, birleşik fiil) diye de gruplara ayrılırlar.

29 FİİL ÇEKİMİ Türkçede fiil çekimleri, Bildirme Kipleri ve Dilek Kipleri olmak üzere ikiye ayrılır. Bir de Birleşik zamanlı fiiller de vardır.

30 Bildirme Kipleri: Görülen geçmiş zaman (-dı/-di), Duyulan geçmiş zaman (-mış/-miş), Şimdiki zaman (-yor), Gelecek zaman (-acak/-ecek), Geniş zaman (-r/-ır/-ir)dır. BİLDİRME KİPLERİ ŞİMDİKİ ZAMAN GENİŞ ZAMAN BELİRLİ GEÇMİŞ ZAMAN BELİRSİZ GEÇMİŞ ZAMAN GELECEK ZAMAN Yazıyorum Yazarım Yazdım Yazmışım Yazacağım Yazıyorsun Yazarsın Yazdın Yazmışsın Yazacaksın Yazıyor Yazar Yazdı Yazmış Yazacak Yazıyoruz Yazarız Yazdık Yazmışız Yazyacağız Yazıyorsunuz Yazarsınız Yazdınız Yazmışsınız Yazacaksınız Yazıyorlar Yazarlar Yazdılar Yazmışlar Yazacaklar Yazıvermiyor Yazıvermez Yazıvermedi Yazıvermemiş Yazıvermeyecek Yazıveriyor mu? Yazıverir mi? Yazıverdi mi? Yazıvermiş mi? Yazıverecek mi? Yazıvermiyor mu? Yazıvermez mi? Yazıvermedi mi? Yazıvermemiş mi? Yazıvermeyecek mi?

31 Dilek Kipleri: Dilek -şart kipi(-sa/-se), İstek kipi (-a/-e), Gereklilik kipi (-malı/-meli) ve Emir kipi’dir. DİLEK KİPLERİ DİLEK İSTEK GEREKLİLİK EMİR Yazıversem Yazıvereyim Yazıvermeliyim Yazıversen Yazıveresin Yazıvermelisin Yazıver Yazıverse Yazıvere Yazıvermeli Yazıversin Yazıversek Yazıverelim Yazıvermeliyiz Yazıverseniz Yazıveresiniz Yazıvermelisiniz Yazıverin Yazıverseler Yazıvereler Yazıvermeliler Yazıversinler Yazıvermese Yazıvermeyeyim Yazıvermemeli Yazıverme Yazıverse mi? Yazıvereyim mi? Yazıvermeli mi? Yazıversin mi? Yazıvermese mi? Yazıvermeyeyim mi? Yazıvermemeli mi? Yazıvermesin mi?

32 1. Hikâye birleşik zamanı: Gel-miş-ti
Birleşik Zamanlı Fiiller: İki kip ekinin birlikte kullanılması ile oluşan fiiller, birleşik zamanlı fiillerdir. Bu eklerden birincisi çekimlenen fiile, ikincisi ek-fiile aittir. Basit zamanlı bir eylemin ekeylem (–di,-miş,- ise) biçimlerinden biriyle kullanılmasıyla ortaya çıkar. Üç tür birleşik zaman çekimi vardır: 1. Hikâye birleşik zamanı: Gel-miş-ti 2. Rivayet birleşik zamanı: Gel-ecek-miş 3. Şart birleşik zamanı: Gel -iyor –sa

33 1. Hikâye Birleşik Zamanı
HABER ŞİMDİKİ ZAMANIN HİKÂYESİ GENİŞ ZAMANIN HİKÂYESİ BELİRLİ GEÇMİŞ ZAMANIN HİKÂYESİ BELİRSİZ GEÇMİŞ ZAMANIN HİKÂYESİ GELECEK ZAMANIN HİKÂYESİ Yazıyordum Yazardım Yazdıydım Yazmıştım Yazacaktım Yazıyordun Yazardın Yazdıydın Yazmıştın Yazacaktın Yazıyordu Yazardı Yazdıydı Yazmıştı Yazacaktı Yazıyorduk Yazardık Yazdıydık Yazmıştık Yazacaktık Yazıyordunuz Yazardınız Yazdıydınız Yazmıştınız Yazacaktınız Yazıyordular Yazardılar Yazdıydılar Yazmıştılar Yazacaktılar Yazmıyordu Yazmazdı Yazmadıydı Yazmamıştı Yazmayacaktı Yazıyor muydu? Yazar mıydı? Yazdı mıydı? Yazmış mıydı? Yazacak mıydı? Yazmıyor muydu? Yazmaz mıydı? Yazmadı mıydı? Yazmamış mıydı? Yazmayacak mıydı?

34 DİLEK DİLEK HİKÂYESİ İSTEK HİKÂYE GEREKLİLİK HİKÂYE EMİR Yazsaydım
Yazaydım Yazmalıydım --- Yazsaydın Yazaydın Yazmalıydın Yazsaydı Yazaydı Yazmalıydı Yazsaydık Yazaydık Yazmalıydık Yazsaydınız Yazaydınız Yazmalıydınız ---- Yazsaydılar Yazaydılar Yazmalıydılar Yazmasaydı Yazmayaydı Yazmamalıydı Yazsa mıydı? Yaza mıydı? Yazmalı mıydı? Yazmasa mıydı? Yazmaya mıydı? Yazmamalı mıydı?

35 2. Rivayet Birleşik Zamanı
HABER ŞİMDİKİ ZAMANIN RİVAYETİ GENİŞ ZAMANIN RİVAYETİ BELİRLİ GEÇMİŞ ZAMANIN RİVAYETİ BELİRSİZ GEÇMİŞ ZAMANIN RİVAYETİ GELECEK ZAMANIN RİVAYETİ Yazıyormuşum Yazarmışım --- Yazmışmışım Yazacakmışım Yazıyormuşsun Yazarmışsın Yazmışmışsın Yazacakmışsın Yazıyormuş Yazarmış ---- Yazmışmış Yazacakmış Yazıyormuşuz Yazarmışız Yazmışmışız Yazacakmışız Yazıyormuşsunuz Yazarmışsınız Yazmışmışsınız Yazacakmışsınız Yazıyormuşlar Yazarmışlar Yazmışmışlar Yazacakmışlar Yazmıyormuş Yazmazmış Yazmamışmış Yazmayacakmış Yazıyor muymuş? Yazar mıymış? Yazmış mıymış? Yazacak mıymış? Yazmıyor muymuş? Yazmaz mıymış? Yazmamış mıymış? Yazmayacak mıymış?

36 DİLEK DİLEK RİVAYET İSTEK RİVAYET GEREKLİLİK RİVAYET EMİR Yazsaymışım
Yazaymışım Yazmalıymışım --- Yazsaymışsın Yazaymışsın Yazmalıymışsın Yazsaymış Yazaymış Yazmalıymış Yazsaymışız Yazaymışız Yazmalıymışız Yazsaymışsınız Yazaymışsınız Yazmalıymışsınız ---- Yazsaymışlar Yazaymışlar Yazmalıymışlar Yazmasaymış Yazmayaymış Yazmamalıymış Yazsa mıymış? Yaza mıymış? Yazmalı mıymış? Yazmasa mıymış? Yazmaya mıymış? Yazmamalı mıymış?

37 3. Şart Birleşik Zamanı HABER ŞİMDİKİ ZAMANIN ŞARTI
GENİŞ ZAMANIN ŞARTI BELİRLİ GEÇMİŞ ZAMANIN ŞARTI BELİRSİZ GEÇMİŞ ZAMANIN ŞARTI GELECEK ZAMANIN ŞARTI Yazıyorsam Yazarsam Yazdıysam Yazmışsam Yazacaksam Yazıyorsan Yazarsan Yazdıysan Yazmışsan Yazacaksan Yazıyorsa Yazarsa Yazdıysa Yazmışsa Yazacaksa Yazıyorsak Yazarsak Yazdıysak Yazmışsak Yazacaksak Yazıyorsanız Yazarsanız Yazdıysanız Yazmışsanız Yazacaksanız Yazıyorlarsa Yazarlarsa Yazdılarsa Yazmışlarsa Yazacaklarsa Yazmıyorsam Yazmazsam Yazmadıysam Yazmamışsam Yazmayacaksam Yazmıyorsan Yazmazsan Yazmadıysan Yazmamışsan Yazmayacaksan Yazmıyorsa Yazmaz mıydı? Yazmadıysa Yazmamışsa Yazmayacaksa

38 FİİLİMSİLER  Türkçe sözlükte “Fiilden türetilen, olumsuzu yapılabilen mastar, sıfat-fiil, zarf-fiil vb türleri bulunan ad, eylemsi.” şeklinde tanımlanmaktadır. Türkçede fiilimsiler üç çeşittir: İsim-fiiller Sıfat-fiiller Zarf-fiiller.

39 1. İsim-fiiller (Mastarlar)
Bir cümlede özne, tümleç, nesne olabilen bu kelimeler bir fiilin isim gibi kullanımıdır. Mastar eki de denilen isim-fiil ekleri şunlardır: -mak, -mek; -ma, -me; -ş, -ış, -iş, -uş, -üş Sınıfı geçmek kolay mı? Amcamı görmeye gidiyorum. Çıkışta beni bekle."

40 İsim cümlelerinde isim-fiil ekli kelime yalın olarak kullanıldığında esas cümlenin öznesi durumundadır: Türkçeyi iyi bilmek, her Türk'ün birinci görevidir. -mak, -mek isim-fiil ekiyle kurulan isimler isim durum eklerini alabilirler: Bilmekten, bilmekte gibi. -mak, -mek isim-fiil ekiyle yapılan isimlerin olumsuzları da yapılır: almamak, kalmamak, üzmemek gibi. -mak, -mek isim-fiil ekleri üzerlerine çoğul ekini ve iyelik eklerini almazlar.

41 -mak, -mek isim-fiil ekiyle yapılan isimler cümlede isimler gibi, özne, tümleç ve -dir ekiyle birlikte kullanılarak da yüklem olurlar: Anlaşılıyor ki, dünyada tam manâsıyla namuskârane bir ekmek yemek insana nasip olmuyor. (özne) Kapı kapı dolaşır, kahvesini yeniden açtırmak için didinir.” (zarf tümleci)

42 -ma, -me eki ile kurulan isim-fiiller cümlede özne, nesne ve dolaylı tümleç olarak kullanılabilir. Bu ek dondurma, yazma, çarpma gibi bazı kelimelerle kalıplaşarak, bunların özne olarak kullanılmalarını sağlamıştır. “Merdivenlerden gürültüler, odalardan bağrışmalar gelir.” (özne)

43 -ma, -me ekli isim-fiil ekleri üzerlerine iyelik eklerini ve çoğul eklerini de alabilir:
"Onun erkenden ölmesi hepimizi mateme boğdu." (özne) “Kendinden söz etmeye bayılırdı.” (dolaylı tümleç) “Okumada ve yazmada onun üzerine kimse yoktur.” (dolaylı tümleç) “Resim yapmadan ve şiir yazmadan büyük bir zevk alırdı.” (dolaylı tümleç)

44 -ış, -iş, -uş, -üş ekleri ile kurulan isim-fiiller de –ma, -me mastar eki gibi cümlede özne, nesne ve dolaylı tümleç olarak kullanılır. İyelik ve çoğul eklerini alırlar: “Aç kalan çocukların yakınışlarını işitmiştim uzun uzun.” (nesne) “Onun zamansız ayrılışına bir anlam veremedik.” (dolaylı tümleç)

45 UYARI:  İsim-fiil eklerinden –ma, -me ile fiilden fiil yapma (-ma, -me ) olumsuzluk ekini karıştırmamak gerekir. İsim-fiil eki vurgulu, olumsuzluk eki vurgusuzdur. Yine isim-fiil eki –ş ile fiilden fiil yapan eklerden işteşlik eki –ş’yi de karıştırmamalıyız.

46 2. Sıfat-Fiiller (Ortaçlar):
Bir fiili zamana bağlı olarak sıfatlaştıran, fiili bir ismi niteler duruma getiren kelimelere sıfat-fiil denir. Bu kelimeler, zaman eklerinin fiil köklerinde yapım eki gibi kullanılması sonucu meydana gelir: tanı-dık (adam), gel-ecek (ders), geç-en (yıl) vb.

47 Fiilimsilerin isim ve çoğunlukla sıfat olarak kullanılan bölümüdür.
Ortaçlar zaman kavramı taşırlar, olumsuzluk ekini alırlar ve değişik çatılara girebilirler. Ancak kişi kavramları yoktur. Ortaçların bir başka özelliği de ortaç tamlamasının, cümlede başka kelimeler arasında ilgi kurması veya cümleleri bağlamasıdır: “Herhâlde tanıdığım, fakat nerede gördüğümü bir türlü çıkaramadığım bir adamdı.”

48 Ortaç ekleri -an, -acak, -mış, -dık, -r, -ır, -ar, -maz, -ası(-esi) ekleridir. -an dışındakiler aslında birer zaman ekidir. Bir adın önünde kullanıldıklarında sıfat olurlar: "geçmiş gün, gelecek ay, tanıdık adam. Ad durum eklerini ve iyelik eklerini aldıklarında ad görevindedirler: Tanıdıklarımıza rastlayamadık.

49 Ortaç eklerinden sonra başka ek almayan kelimeler sıfat; ad durum ekleri ve iyelik ekleri alanlar ise addır: Geçmişi bırak, geleceğe bak.

50 Ortaçlarla kullanılan yan cümlelerde ortaç ekinden sonra ya bir ad gelmekte ya da ortaç ekleri üzerine iyelik ekleri, çoğul eki, ad durum ekleri gelerek bu yan cümlelerin özne, nesne ve dolaylı tümleç görevinde kullanılmalarını sağlamaktadırlar: Derse devam edenleri final sınavına alacağım. (nesne) Bildiklerini bana çekinmeden anlattı. (nesne) Bu konuda başka söyleyeceği yok mu? (özne) Tiyatroya gelmediğine çok üzüldü. (dolaylı tümleç) Ortaç ekiyle biten bazı yan cümleler, esas cümlenin belirteci görevinde de kullanılır.

51 3. Zarf-Fiiller (Ulaçlar):
Türkiye Türkçesinde, fiilden türeyen ancak cümlede genellikle zarf görevini yapan kelimelere zarf-fiil (ulaç) denir.

52 Fiillere zarf-fiil (-arak, -erek; -ıp, -ip, -up, -üp; -a, -e, -ı, -i, -u, -ü; -ınca, -ince, -unca, -ünce; -dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe; -madan, -meden; -ken) eklerinden biri getirilerek yapılır: gülerek (geldi), kalkıp (çalıştı), okumadan (yatmadı), görünce (ağladı). "İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır.” “Yüzerek karşıya geçip onu alıp geleceğim.” “O giderken arkasından bakıp kaldım."

53 Ulaçlar, cümlede özne, nesne ve dolaylı tümleç olamazlar.
Ulaçlı yan cümleler, esas cümlenin belirteci durumundadırlar: Okula gelirken yağmura tutuldum. Kar yağınca herkes sokaklara dökülür.


"KELİME TÜRLERİ 1. İSİM ( AD ) 7. ÜNLEM 2. SIFAT 8. FİİL" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları