Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Muharrem Aslan Barış Kavramı
2
Takdim Planı Barış Kavramı
Barış Çalışmaları Literatüründe Üç Temel Barış Tanımı
3
Barış Kavramı Türk Dil Kurumu Sözlüğü * Barış; 1. Barışma işi.
2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. * Barış; düşmanlığın olmaması, kötülükten, kavgalardan, savaşlardan kurtuluş, uyum, birlik, bütünlük, sükunet, sessizlik, huzur içinde olma hali.
4
Barış Kavramı Barış kavramı hala gelişmekte genişlemekte ve derinleşmektedir. Henüz “Barış Teorisi” yoktur.
5
Muharrem Aslan Barış Kavramı * Barış çalışmalarında ilk yaklaşımlar Johan Galtung’un savaşın olmaması hali olarak ifade ettiği “negatif barış” kavramı üzerinde yoğunlaşmıştır. * Barış, sadece “ateşkes” olarak algılanmıştır. * Barış, savaşın taraflardan birinin savaşa devam edememesi durumunda geçilmesi gereken bir zorunluluk halidir. Barışın toplumsal (iç) boyutunu da tahlillere dahil eden bu kavramsallaştırmalardan biri “negatif barış-pozitif barış” ayrımıdır. Burada “barış”ın karşıt kavramı artık sadece “savaş” değil, bütün tezahürleriyle “şiddet”in kendisidir. Negatif barışla kastedilen, savaşın veya örgütlü fiziksel şiddetin diğer biçimlerinin yokluğudur. Çatışmaları yaratan nedenlerin değil, sadece çatışmaların ortadan kalktığı bir durumu ifade eden “negatif barış”, doğası gereği kırılgan ve riskli bir yapıya sahiptir. Sadece fiziksel değil “yapısal şiddet”in de tasfiye edildiği ve en genel tabirle “adalet”in tesis edildiği bir durum olarak tanımlanan ”pozitif barış”a geçişi sağlayacak düzenlemeler yapılmadıkça, çatışmaların yeniden canlanması ihtimali ciddi bir tehdit ve yıkıcı bir tehlike olarak varlığını korur. Johan Galtung, şiddettin birbiriyle ilişkili, birbirine bağlı/bağımlı üç türü olduğunu belirtir: Doğrudan şiddet, kültürel şiddet ve yapısal şiddet. -Doğrudan şiddet, belli bir özne tarafından icra edilen fiziksel şiddet olarak; -Kültürel şiddet, doğrudan veya yapısal şiddeti meşrulaştırma işlevi gören kültürel özellikler olarak açıklanır. -Yapısal şiddet, temel insani ihtiyaçların, potansiyel olarak mümkün olanın altında bir düzeyde karşılanmasına yol açan önlenebilir bir ihlal olarak tanımlanır. “Pozitif barış” kavramı da, “mevcut olan” (somut) ile “mümkün olan” (potansiyel) arasındaki mesafeye vurgu yapan geniş kapsamlı şiddet tahlili çerçevesinde daha belirgin bir anlama kavuşur. Buna göre “pozitif barış”, yaygın örgütlü şiddete yol açan sebepleri ortadan kaldırma ve “yapısal şiddet”e son verme hedefiyle var olur. “Mevcut olan” ile “mümkün olan” arasındaki mesafe büyüdükçe yapısal şiddet artar, pozitif barıştan uzaklaşılır. Bu yaklaşımda pozitif barış, bir “durum”dan ziyade, bir “süreç; yani “somut” ile “potansiyel” arasındaki mesafeyi azaltan eylem ve tutumların diyalektik birliği olarak görülür. Galtung, “şiddet üçgeni” adını verdiği bu yapının herhangi bir köşesinde tezahür eden şiddettin, diğer köşelere sıçramakta gecikmeyeceğini ve diğer şiddet biçimlerini harekete geçireceğini belirtir. Örneğin “doğrudan şiddet”, daha önce oluşmuş “kültürel şiddet”tin etkisiyle ortaya çıkabileceği gibi, doğrudan şiddet aynı zamanda “kültürel şiddet”ti de besler. İşte “pozitif barış”, şiddetin bütün bu tezahürlerini ortadan kaldırmaya yönelik bitimsiz bir diyalektik süreç, nihai hedef olarak alındığında ise bir bakıma bir ütopyadır. “Pozitif barış”ı nihai bir hedef olmaktan ziyade, bir süreç olarak kavradığımızda, “negatif barış”ın bile bu ütopyanın unsurlarıyla desteklenmedikçe varlığını sürdüremeyeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu unsurları, kabaca şöyle sıralayabiliriz: Toplumsal çatışmaları çözmeye yönelik kurum, norm ve usullerin yerleştirilmesi, Demokratik katılım kanallarının güçlendirilip genişletilmesi Toplumsal adaleti gerçekleştirmeye yönelik düzenlemelerin yapılması Hukuk devletinin temel ilkelerine uyulması “Barış değerleri”ni referans alan toplumsal mutabakat kültürüne uygun dilin kurulması. Daha da uzatılması mümkün olan bu listede yer alan unsurların yaşama geçirilmesinde öncelikli rolün ve sorumluluğun devlete düştüğü genel olarak kabul edilir. Ancak bundan, “barış”ın münhasıran devletsel tasarruflarla gerçekleştirilebilecek bir durum olduğu sonucunu çıkarmak kesin bir yanılgıdır. Johan Galtung; Norveçli sosyolog. 1959 yılında Oslo'daUluslararası Barış Enstitüsü'nü kurmuş ve 1970 yılına dek yöneticiliğini yapmıştır. 1964 yılında Journal of Peace Research dergisini çıkarmaya başlamıştır. 1969 yılında dünyada ilk kez Oslo Üniversitesi'nde açılan barış ve savaş araştırmaları bölümünde başkan olarak görevlendirilmiştir. ABD teorisi ABD'nin aynı anda hem bir cumhuriyet hem de bir imparatorluk olduğunu ve ülkenin şu anki sisteminin 2020 yılına gelmeden çökeceğini ön görmektedir. Galtung'un makale ve kitaplarında ABD'nin cumhuriyetçi özellikleri yüzünden kendi halkı ve dünya tarafından sevilmesinin ve örnek gösterilmesinin yanısıra aynı zamanda dış politikaları ve askeri hareketleri sebebiyle tüm dünyada nefret topladığı belirtilmektedir. Galtung ABD'nin ilk zamanlarında görülen etik, dinamizm, üretkenlik ve yaratıcılık, özgürlük ve öncülük anlayışının zamanla yerini işgalcilik, şiddet yanlılığı, riyakarlık ve merkezciliğe bıraktığını söylemekte; aynı zamanda ABD toplumunun diğer kültürlere karşı cahilliğinin ve uç noktada kendini gösteren metaryalizminin de ABD'nin sonunu hazırladığını savunmaktadır. Kürdistan teorisi Galtung, 2006 yılından beri yaptığı açıklamalarda Orta Doğu barışında Kürdistan modelinden bahsetmekte ve bu çözümü ön plana çıkarmaktadır. Galtung'a göre 3 aşamalı çözüm planında birinci aşamada Kürtler'in yaşadığı dört ülke Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de, insan hakları iyileştirmeleri Kürtleri de içine alacak şekilde sağlanmalıdır. İkinci aşamada her dört ülkede Kürtler özerkliklerine kavuşturulmalı ve son aşamada ise dört Kürt özerk eyaleti bir araya gelerek Kürdistan konfederasyonu oluşturulmalıdır . Galtung, Kürt sorununun çözümü için 20 yıldır gizli bir şekilde özellikle Türkiye içinde aracılık yaptığını da belirtmektedir.
6
Barış Kavramı Clausewitz’e göre;
* Savaş, yenilgi ve muharibin silahsızlandırılması ile bitirilebilir. * Mücadeleyi sürdürmekte yetersiz kalmak durumunda, - Zaferin ihtimal dâhilinde olmayışı - Kabul edilemez bedel ödenmesi nedenleriyle barış kabul edilebilir. * Clausewitz’in barıştan kastı “fiili savaş durumunun sonlandırılması” ile sınırlıdır.
7
Barış Kavramı Ortaçağ Avrupası’nda Barış Kavramı
* Barış, Hıristiyan dünyasında barıştır, savaşın başka yerlerde olmasıdır. * Rönesanstan sonra “Hıristiyan barışı” kavramı yerini “tüm insanlık için barış” kavramına bırakmıştır. * Rönesans, insanı ve insani yaşam biçimini “barış içinde hayat” olarak belirlemeye çalışmıştır.
8
Barış Kavramı İslam Dünyasında Barış Kavramı
* Barış; Müslümanların diğer insanlarla ilişkisine göre değerlendirilmektedir. İslam’da insan hayatının kutsallığı esastır. * Kur’an-ı Kerim’de “Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur” denilmektedir. * Cihat, İslam hukuk sisteminde tamamen askeri olmasa da sürekli bir psikolojik ve siyasi savaş durumuna işaret eder. Cihat, Dar-ül İslam, Dar-ül Harbi yenene kadar Müslümanlara “farz olan” eylemdir.
9
Barış Kavramı İslam’a Göre Dünya Siyaset Alanı * Dar-ül İslam
Müslümanların hür ve emin oldukları, ibadetlerini rahatça yaptıkları topraklardır. * Dar-ül Ahd /Dar-ül Sulh İslam devleti ile anlaşma yapmış bulunan, yani Müslümanların tehdit altında olmadıkları gayrimüslim topraklardır. Bu iki alan Müslümanlar için savaşın olmadığı, barış içinde kabul edilen yerlerdir. * Dar-ül Harb Müslümanlara ve Müslümanların özgürlük ve emniyetine düşman devlet ya da devletlerin var olduğu topraklardır.
10
Barış Kavramı Yahudi Dünyasında Barış Kavramı
* Modern İsrail devleti, Yahudi geleneği ile 19. yüzyıl Avrupa felsefesi ve kurumlarının bir sentezidir. * Kutsal kitapta anlatılan Yahudilerin göçü ve İsrail topraklarına geri dönüş kavramı Yahudiliğin temeli haline gelmiş, Avrupa’daki ulusçu hareketlerin gelişimi sırasında “Yahudi milliyetçiliği” bu inanç ve felsefe üzerine bina edilmiştir. * Filistin topraklarındaki Kudüs, El Halil ve benzeri kutsal yerlerin Yahudilerin kontrolü altında olması önemli bir siyasi amaç haline gelmiştir. Bu, İsrail-Filistin sorunu açısından barış arayışlarının önündeki önemli engellerden biridir.
11
Barış Kavramı Yahudi Dünyasında Barış Kavramı
Yahudi Barış Anlayışında Öne Çıkan Üç Yaklaşım 1. Önceliği kutsal sayılan toprağın egemenliğine verenler 2. İnsan hayatının kutsallığına ve savaşın önlenmesine öncelik verenler 3. Demokrasinin* tesisi ve iç çatışmanın önlenmesine ağırlık verenler * Tevrat’ın üstünlüğüne dayalı, yöneticilerin, halkın meşru taleplerine duyarlı ve sorumlu olduğu bir yönetim
12
Barış Kavramı Yahudi Dünyasında Barış Kavramı
* Bu yaklaşımları savunanların her birinin referansı Tevrat’tır. Farklılık, kutsal sayılan kitaptaki farklı ifadelerin farklı gruplarca ön plana alınmasıyla ilgilidir.
13
Barış Kavramı Marksizm’de Barış Kavramı
* Savaş, uluslar, devletler ya da sınıflar arası siyasi şiddetin bir biçimi olarak görülmektedir. * Uluslararası silahlı mücadele; toplumların, sosyal sınıfların bağımsız kalkınmasını sürdürme çabasıdır. Çünkü savaş kazanana maddi avantaj sağlayan bir durumdur. * Komünist manifestoda “her ulusun birliği ve özerkliği sağlanmadan uluslararası proletaryanın birliğine ya da bu ulusların ortak amaçlara akılcı işbirliği ve barış içinde ulaşması mümkün değildir” denilmektedir.
14
Barış Kavramı Marksizm’de Barış Kavramı
* Barış devletlerarası sorunların silahlı mücadele ile değil barışçı siyasi yollarla, diplomasiyle çözüldüğü ilişki biçimi olarak tanımlanmaktadır. * Sınıf çatışması sona ererse barış için sosyal koşullar oluşabilir. * Bir bireyin diğeri tarafından sömürüsü bittiği ölçüde bir ulusun diğerini sömürmesi bitirilebilir. * Ulus içinde sınıf çatışması yok olduğunda ulusların da birbirlerine düşmanlıkları ortadan kalkacaktır.
15
Barış Kavramı Dünya savaşları arası dönemde ve sonrasında, Soğuk Savaş yılları boyunca; barış hep negatif barış bağlamında düşünülmüş ve barış çabaları uzlaşıya değil zafere odaklı olarak ele alınmıştır.
16
Barış Kavramı Müzakere, “kötü” ile masaya oturmak, bir anlamda şeytanla pazarlık etmek gibi algılandığından uzlaşma arayışları zayıf olmuştur. Barışın; - Sorun çıkaran tarafın güç kullanılarak etkisiz hale getirilmesi, - Tesis edilmesi için gerçek bir zafer gerekli algısı uzun yıllar dünya politikasına hâkim olmuştur.
17
Barış Kavramı Soğuk Savaş döneminde; ortaya çıkan ilk barış çalışmaları, silahların kontrolü ve azaltılması konularına yoğunlaşmıştır. Bu çabalarda amaç iki süper güç arasındaki temel sorunları çözmek değil, büyük bir savaşın yıkıcılığını önlemektir. Bu dönem barış çalışmaları “çatışma yönetimi” kavramı ile ifade edilebilir.
18
Barış Kavramı Çatışma yönetimi, krizlerin tehlikesini azaltmaya yönelik, güven arttırıcı yöntemlerdir. Çatışma çözümü, temel sorunların çözümüne etki edecek yöntemlerin bulunması ve uygulanması gibi konuları içermektedir. Çatışma çözümü çatışan tarafların, temel anlaşmazlıklarını çözmek, karşı tarafın devam eden varlığını kabul etmek ve birbirlerine karşı her türlü şiddet eylemini durdurmak için girilen anlaşma ve süreçtir.
19
Barış Kavramı Günümüzde Barış Kavramı
Barış, önceden savaşın olmaması, çatışmanın başka bir coğrafyada olması, ateşkes gibi dar bir çerçevede değerlendirilmişken, Günümüzde, şiddetin olmaması, adalet, eşitlik, refah, kendi kendini yönetme hakkına sahip olmak, tanınma, dil, din özgürlüğü gibi pek çok konu barış kavramının önemli unsurlarıdır. Barış artık statik bir siyasi durum değil, sürekli değişen ve yaşayan dinamik bir süreç olarak algılanmaktadır.
20
Barış Kavramı Günümüzde Barış Kavramı
* Realizmde barış; çatışmayı engelleyecek güç dengelerinin kurulması şeklinde algılanmaktadır ve hâkimiyet, tehdit algısı ve askeri gücün muzafferiyetine dayanmaktadır. * İdealizmde barış; sosyal, siyasi ve ekonomik uyuma dayalı ulusal ve uluslararası bir barış olarak algılanmaktadır. Ne tür kurumlarla barışa ulaşılabileceği üzerinde durulmaktadır. Güç dengelerinin kurumlar aracılığıyla düzenlenmesi vardır.
21
Barış Kavramı Günümüzde Barış Kavramı
* Liberalizmde barış kavramı; ferdiyetçilik, özgürlük, sosyal, siyasi ve ekonomik hak ve sorumluluklara, adalete dayandırmaktadır. * Post-modernizm ile Yapısalcılık’ta sosyal, ekonomik adalete, kimliklerin temsiline ve özgürleştirmeye dayalı bir barış anlayışı vardır.
22
Barış Kavramı Günümüzde Barış Kavramı
Muharrem Aslan Barış Kavramı Günümüzde Barış Kavramı Barış çalışmaları literatüründe üç temel barış tanımı öne çıkmaktadır. 1. John Burton’ın ihtiyaç teorisine göre barış kavramı 2. Johan Galtung’un negatif barış-pozitif barış kavramı 3. Kenneth Boulding’in istikrarlı / sürdürülebilir barış kavramı John Burton uluslararası ilişkiler alanındaki teori ve düşünceleri egemen ulus devletler arası ilişkiler ve kendi yaklaşımı alan Dünya Toplumu olarak iki gruba ayırmaktadır. Burton’un yaklaşımı geleneksel devlet merkezli ve bunun karşısında devlet merkezli olmayan iki paradigmaya karşılık gelmektedir. Bu iki yaklaşım Burton’a göre iki modele tekabül etmektedir. Bunlardan biri “bilardo topu” diğeri de “örümcek ağı” dır. Bilardo topu, gücü esas alan kapalı birer yapıdır. Örümcek ağı ise, devletler arası ilişkilerde içsel ve dışsal tüm öğelerin örümcek ağı gibi iç içe geçmiş kavramlar olduğu bir modeldir. Örümcek ağı modelinde güç göreceli bir kavramdır. Ekonomik ve siyasi koşullar önem kazanmaktadır. Uluslararası ilişkilerde aktörlerin çoğalması, iletişimin yoğunlaşması ve hızla artan karşılıklı bağımlılık sonucu devletler kendi başlarına hareket edemezler. Dünya toplumunu düzenleyen etmen, güç olmaktan çıkmış ve iletişim olarak belirlilik kazanmıştır. İletişimi elinde bulunduranında devletler arası ilişkilerde de daha etkin olabilmektedir.
23
Barış Kavramı 1.Burton’ın İhtiyaç Teorisine Göre Barış Kavramı
Bu teori “problem çözümü” yaklaşımını getirmiştir. Burton’ın teorisinin özünde; insan davranışlarının, ihtiyaçlara göre biçimlendiği savı yatmaktadır. Buna göre insanın bastırılamayacak ihtiyaçları vardır ve bunlar; kimlik, gelişme ve anlam gibi evrensel ve genetik ihtiyaçlardır. Bireyin temel ihtiyaçları karşılanmadan uzun süreli gerçek sosyal ilişkiler sağlanamaz.
24
Barış Kavramı 1.Burton’ın İhtiyaç Teorisine Göre Barış Kavramı
İnsan, temel ihtiyaçlara ulaşmak için sonuçlarını umursamadan mücadele eder. Bunları elde etmesi engellendiğinde çatışmadan kaçınmaz. Genellikle her toplumda bu ihtiyaçları sağlayacak kaynakları kontrol eden, statükonun devamını sağlayan seçkinler vardır ve bu seçkinler diğer grupların taleplerine direnir. Çatışmaya ihtiyaçlar değil ihtiyaçların karşılanamamasından doğan bıkkınlık neden olur.
25
Barış Kavramı 1.Burton’ın İhtiyaç Teorisine Göre Barış Kavramı
Bu ihtiyaçların ne olduğunu belirlemek için ise problem çözümü yöntemi benimsenmelidir. Akademik, gayri resmi, küçük tartışma grupları temel ihtiyaçların belirlenmesini sağlayarak tarafları doğrudan iletişime koyar. Barışa temel ihtiyaçlar sağlanarak ulaşılabilir.
26
Barış Kavramı 2.Galtung’un Negatif Barış-Pozitif Barış Kavramı
Galtung, negatif/pozitif barış ayrımını ortaya koyarak yapısal şiddet kavramı ile barışın daha geniş bir anlam kazanmasını sağlamıştır. Galtung’a göre; barış ulaşması zor ama imkânsız olmayan sosyal amaçlar için kullanılır. Barış, en basit haliyle şiddetin yokluğu olarak görülebilir.
27
Barış Kavramı 2.Galtung’un Negatif Barış-Pozitif Barış Kavramı
Galtung’a göre; şiddet, insanların gerçek bedensel ve zihinsel gerçekliklerinin, potansiyellerinin altında kalması halidir. En dar anlamda, bedensel yetersizlik, sağlığın, bunu bozmak isteyen aktör tarafından yoksun bırakılmasıdır. Bunun en uç noktası ölümdür. Şiddet kavramında anahtar sözcükler “gerçek” ve “potansiyel”dir. Şiddetin nedeni, bu ikisi arasındaki farktır. Bu durumdan kaçınmak mümkünse ortada şiddet vardır.
28
Barış Kavramı 2.Galtung’un Negatif Barış-Pozitif Barış Kavramı
Bu şiddet tanımına göre barış; potansiyelin hayata geçirilebildiği sistemlerdir. Galtung, “Yapıların içinde de dondurulmuş şiddet barınmaktadır ve kültür de şiddeti meşru kılar.” diyerek barışın şiddetin azaltılması ve önlenmesi ile sağlanacağını savunmaktadır. Eğer şiddeti gerçekleştiren birey değil mevcut yapı ise burada yapısal şiddetten” söz edilir.
29
Barış Kavramı 2.Galtung’un Negatif Barış-Pozitif Barış Kavramı
Eşit olmayan güç, fırsat eşitliği olmaması, kaynakların dengesiz dağılımı gibi unsurlar yapısal şiddete örnektir. Eğer önlenebilecekken insanlar sistem dolayısıyla aç kalıyorsa bu yapısal şiddettir. Bazen yapısal şiddet, sosyal adaletsizlik olarak da ifade edilir. Kasıtlı şiddet açık ve gizli olabilir. Yapısal şiddet sessizdir.
30
Barış Kavramı 3.Boulding’in İstikrarlı / Sürdürülebilir Barış Kavramı
Boulding’e göre barış araştırmasının ilk şartı, “barışın bir parçası olduğu sistemin kimliğinin belirlenmesidir.” Bu nedenle farklı sistemler için farklı barış tanımları vardır. Her çatışmaya özgü farklı bir barış arayışı olmalıdır. Barış, bir çatışma sisteminin dinamik yolu boyunca belirlenen sınır içinde kalmasını sağlayan özelliğidir. Sınır, sistemin dinamik süreçler içerisinde aniden bir başkasına dönüştüğü, geri dönülemez noktaya denir. Örneğin; evlilik sisteminde bu sınır; boşanma, ayrılık, sanayi çatışmasında grev, kişisel çatışmada yumruklaşma, uluslararası çatışmada savaş olarak ortaya çıkmaktadır.
31
Barış Kavramı 3.Boulding’in İstikrarlı / Sürdürülebilir Barış Kavramı
Buna göre barış; bir çatışma sistemi içinde, kırılma sınırının sistem içinde kaldığı, çatışmanın taraflar ya da üçüncü taraf sayesinde dinamikler içinde kırılma noktasından süreçler içinde geri dönmesidir. Önemli olan sistemin sınırının çizildiği yer değil, sistemi o noktada tutan mekanizmadır. Bu tanıma göre çatışmalar, sistemdeki “kırılma sınırını” gösterir. Çatışma başladıktan sonra tehlikeli bir biçimde sınıra sürüklenmesini önleyecek dinamik bir mekanizma olmazsa barış da olmaz.
32
Barış Kavramı 3.Boulding’in İstikrarlı / Sürdürülebilir Barış Kavramı
Birçok sistemde çatışma sürecinde kırılma sınırına gitmekten geri döndürecek dinamikler yoktur ve dolayısıyla süreç eninde sonunda sınırı aşacaktır. Ulusal sistemlerde kırılma sınırına gitmeyi önleyecek yapılar varken, anarşik bir yapı olarak ifade edilen uluslararası sistemde bu mekanizma yoktur. Boulding’e göre bir sistem için barış tanımlandıktan sonra ikinci aşama, bilgi-enformasyon geliştirme sistemidir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.