Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ “ÇOCUK YETİŞTİRMEK” BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ “ÇOCUK YETİŞTİRMEK” BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ."— Sunum transkripti:

1 BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ “ÇOCUK YETİŞTİRMEK” BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ

2 İÇERİ K 0-3 yaş dönemi genel özellikleri 3-6 yaş dönemi genel özellikleri, Anne-baba tutumları Anne ve babalara öneriler

3 Nasıl Bir Çocuk Yetiştirmek İstiyorsunuz?

4

5 Çocuk yetiştirme anne karnında başlar... Bebekken şekillenir....

6 GELİŞİM EVRELERİ Doğum Öncesi Dönem(ovum-embriyo-fetus) Doğum Sonrası Dönem Yeni doğan bebek(0-4 hafta) Bebeklik (4hafta-2 yıl) İlk çocukluk (2-6 yıl) Son çocukluk(6-11yıl kız) (6-13 yıl erkek) Ergenlik (11-20 yıl kız) (13-20 yıl erkek)

7 GELİŞİM VE TEMEL İLKELERİ Fiziksel Gelişim Motor Gelişim Bilişsel Gelişim Dil Gelişimi Sosyal ve Duygusal Gelişim Öz bakım Gelişimi

8 ÖNEMLİ!!!!! BU GELİŞİM AŞAMALARI BİRBİRLERİNE BAĞLI OLARAK SARMAL ŞEKİLDE İLERLER.

9 0-3 YAŞ ÇOCUKLARIMIZIN KİŞİLİK GELİŞİMİNDE VE EĞİTİMİNDE ÇOK ÖNEMLİDİR.

10 Yeni doğan bebeğin gelişimi ilk bir yılda çok hızlı olmaktadır. Bu dönemin en önemli karakteristiği bebeğin yetişkinin yardımı olmadan yaşamını sürdürememesidir. Fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması için doğuştan getirdiği bazı reflekslere sahiptirler

11 Bu dönemde bebeğin, beslenmesi, temizliği, uykusu kadar önemli olan bir husus da bebeğe SEVGİYLE yaklaşılmasıdır. Sevgiden yoksun çocukların *Büyümesi, *Yürümesi, *Konuşması gecikir. Zeka düzeyinde gerileme olur.

12 Yaşamın ilk aylarında bebeklerimiz ağladığında hemen karşılık vererek onlarla ilgilenmemiz ve ihtiyacını gidermemiz, ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmamız çabuk cevap vermemiz önemlidir. Böylece bebeklerimiz dünyanın güvenli bir yer olduğunu, ihtiyaçlarını gideren kendisiyle ilgilenen birilerinin bulunduğunu anlar. Ayrıca bu ilk iletişimler bebek ile ebeveynleri ile yaşam boyu sürecek kalıcı ve derin bir bağ kurulmasını sağlar.

13 Bu dönemde çocuğu koruma düşüncesiyle çok müdahale etmek, durdurmak, dokunmasına, becerilerini denemesine fırsat vermemek ve engelleyici olmak hem çocuğun kendine güvenmesine olumsuz etki eder hem de becerileri gelişemez ve bu nedenle de bağımlı hissetme olasılığı artar.

14 2 yaş civarında çocukların hareketliliklerinde ciddi bir artış gözlenir, bir çok şeyi kendi kendilerine denemek isterler. Bu dönemdeki kontrollü destek çocuğun deneyerek öğrenme deneyimlerini arttıracağı için hem zihinsel gelişim açısından hem de yine özgüven açısından büyük önem taşır. Yine bu dönemde çocuk ev eşyalarını ve çevresindeki objeleri tanıma ihtiyacındadır

15 Bu dönemde anne-babanın çocukla oynaması sadece çocuğun oyun ihtiyacını karşılamak anlamına gelmez. Aynı zamanda anne- babanın çocukla kurması gereken iletişimi geliştirmek, çocuğu tanımak, duygusal gelişimini takip etmek açısından da önemlidir.

16 Bu dönemde çocuğun huzurlu ve mutlu olduğunun en önemli göstergesi kendisine yanaşan yetişkinlerle iletişime girmesi ve onlarla tedirgin olmadan oynayabilmesidir. Çocuklar bir şey istediklerini belirtmek için ağlar. Olumsuz tavırlarına ceza verildiğinde veya ağladıkları zaman isteklerine cevap verildiğinde bu ileriki yıllarda da sürecek inatçılık ve tutturmacılık özelliklerini geliştirmelerine neden olabilir.

17 3 yaş civarındaki çocuklar artık kendi özbakımlarını karşılayabilecek bir çok beceriye sahiptirler(yemek yemek, giyinmek soyunmak, temizlik gibi ). İsteklerini belirtecek ve sosyal ilişki kurabilecek dil gelişimi düzeyine sahiptirler. Kendilerine söylenenleri anlayabilirler. Çocuk sosyal bir grubun parçası olmaya hazır bir yaştadır.

18 Anneye olan bağımlılığın yerini kendine güven almaya başlar. Çocuk ilk kez anneden kopup uzunca bir süre başka bir sosyal ortamda kalabilecek olgunluğa erişmiştir. Ben yerini,ben ve başkalarına bırakır.

19 3-6 YAŞ DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ El becerileri oldukça gelişmiştir. Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye başlarlar. Dış dünyaya ve olgulara ilişkin sorular sorarlar, çok meraklıdırlar. Sosyal anlamda çok gelişmiştirler. Başka çocuklarla bir arada olmaktan keyif duyarlar. Benmerkezçilik daha da azalmış olduğu için grup oyunlarında daha az sorun yaşarlar

20 Aile ilk özde ş im modelidir.

21 Zihinsel gelişimi için çocukların sorularına uygun ve doğru yanıtlar bulunması, öğrenme isteklerinin kırılmaması açısından önem taşır

22 Ya biz? Biz de değişime uyuyor muyuz? Yoksa hala anamızın babamızın çağından kalma anlayışla mı ana babalık yapıyoruz?

23 Çabamız ve endişemiz, onları en iyi biçimde yetiştirmek.

24 Biz onlara, ne veriyoruz?

25 ÇOCUKLARIMIZ BİZDEN İYİ BİR EĞİTİM BEKLİYOR?ÖYLE DEĞİL Mİ?

26 ANNE-BABA TUTUMLARI BASKILI VE OTORİTER TUTUM GEVŞEK TUTUM (ÇOCUK MERKEZLİ AİLE) DENGESİZ VE KARARSIZ TUTUM KORUYUCU TUTUM İLGİSİZ VE KAYITSIZ TUTUM GÜVEN VERİCİ,DESTEKLEYİCİ VE HOŞGÖRÜLÜ TUTUM BAKALIM HANGİSİ SİZE DAHA YAKIN???

27 TUTARSIZ AİLE YAKLAŞIMI Genellikle genç ebeveynlerde ve ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür. Eski- yeni çatışması olur ve ailenin çocuğa karşı tavırlarında tutarsızlıklar olur. Tutarsız davranmanın nedeni genellikle eşlerin çocuk yetiştirmeye farklı bakmaları ve bunu çocuğa yansıtmalarıdır. Bazen de eşler çocuk yetiştirme metotlarında değişiklik yapma hususunda farklı düşünürler bu da tutarsızlığa neden olur.

28 ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ: Buna bağlı olarak çocuk asi, hırçın inatçı olabileceği gibi içine kapalı ve pısırık da olabilir. Çocukta ana baba sevgisi azalır. Çocukta dikkat toplayamama ve uzun süre bir işe odaklanamama problemleri ortaya çıkar. Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir.

29 GEVŞEK TUTUM (ÇOCUK MERKEZLİ AİLE) GENELDE ORTA YAŞIN ÜZERİNDE ÇOCUK SAHİBİ OLAN AİLELERDE YA DA KALABALIK YETİŞKİNLER GRUBU İÇİNDE TEK ÇOCUK OLMASI NEDENİYLE RASTLANMAKTADIR. BU AİLELERDE ÇOCUK İNSİYATİF KULLANABİLEN TEK KİŞİDİR. HER TÜRLÜ İHTİYAÇLARI KAYITSIZ ŞARTSIZ KARŞILANMAKTADIR. SONUÇ:BU TÜR ÇOCUKLAR,YETİŞKİN OLDUKLARINDA DA TOPLUMUN VERMEDİĞİ HAKLARI KENDİLERİNE TANIMAYA BAŞLARLAR OKUL (TOPLUM) KURALLARI KARŞISINDA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRARLAR VE KOLAY UYUM SAĞLAYAMAZLAR.

30 OTORİTER AİLE YAKLAŞIMI Çocuk her kurala uymak zorunda bırakılır. Evde katı ve sert bir disiplin uygulanır. Ana baba sürekli araştıran, çocuğun her işine karışan bir tavır sergiler. Aile çocuğun her hareketini izler mutlaka onun hareketlerinde kusur bulur, olaya müdahale eder doğrusunu !! çocuğa öğretir. Çocuğun hata yapmasına fırsat verilmez. Kısa vadede bu yöntemle çocuğun bir disiplin altına alındığı görülse de uzun vadede bu yöntem sağlıksız ve zararlıdır.

31 ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: Çocuğun kendine olan güveni ortadan kalkar Sessiz, uslu, nazik ve dürüst olabilir ama küskün, silik, çekingen ve kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür. Çocuk kolayca ağlar. İsyankar, inatçı, huysuz bir yapıya da bürünebilir ki bu durumda bu tip aileler genelde sorunu çözmek için baskı artırma yoluna giderler. Bu asiliği daha da artırır. Çocuk hırçın ve kindar, arkadaşları ile uyumsuz ve kavgacı olabilir. Hata yapmasına müsaade edilmediği için ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları karşısında dayanıksız olabilir.

32 İLGİSİZ VE KAYITSIZ AİLE YAKLAŞIMI Aile aşırı rahattır, çocuğun dünyasına girmek gibi bir kaygıları yoktur. Çocuğun sorumluklarından kaçma vardır. Ana baba çocuğa örnek bir model olamaz. Genellikle bu aile tipi davranış anne ve babada aynı anda görülmez. Çoğunlukla aile de çalışan fert hangisi ise ilgisiz aile davranışı onda görülür. Çok çocuklu ailelerde rastlanma ihtimali daha fazladır.

33 ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ: Çocuk bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde sevilmez. Çocuk evde veya okulda anne babasının dikkatini çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler. Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka modeller seçer. Gençlik dönemlerinde çocuk vaktinin tümünü arkadaşları ile geçirir. Genç yaşta çocuk zararlı alışkanlıklar edinmeye eğilimi olur

34 KORUYUCU AİLE YAKLAŞIMI Bu aile tipi baskıcı otoriter aile ile karıştırılabilecek kadar benzer. Aralarındaki temel fark; bu aile tipinde şefkat, koruma güdüsü, disiplinin önünde gelir. Çocuğa gerektiğinden fazla özen ve kontrol gösterilir. Özellikle anneler bu tip bir tavır sergiler. GENELLİKLE ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİNDE ORTAYA ÇIKAN BU DURUMUN ARDINDA,ANNENİN DUYGUSAL YALNIZLIĞI YATMAKTADIR Çocuğun kendi yapacağı ve yapması gereken işler bile koruyucu ebeveyn tarafından yapılır.

35 ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ : Çocuk aşırı duygusaldır. İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşar. Kendi ayakları üzerinde doğrulması uzun yıllar alır. Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma cesaretini gösteremez. Çocuk anne babasından ayrı kalamaz ileri yaşlarda bile sürekli anne babasını yanında olmak ister.

36 HOŞGÖRÜLÜ AİLE YAKLAŞIMI Mükemmele en yakın aile tipidir. İlgisiz aile tipine bazı yönleri ile benzese de çocuk burada başıboş bırakılmaz. Hoşgörü yapılan her şeyi hoş görmek değildir. Belirli kurallar ve kısıtlamalar mutlaka vardır. Evde herkesin söz hakkı vardır. Çocukta kendini ifade edebilir. Duygu ve görüşlere saygı vardır. Yanlışları sebebi ile çocuklara yaptırım uygulanır ama evvelinde koyulan kurallar çocuğun anlama seviyesine inilerek mantıklıca izah edilir. En zor ve sabır isteyen yöntemdir. Hoşgörülü ailenin düşebileceği en yaygın hata çocuğa aşırı serbestlik verilmesidir.

37 ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Kendilerine güvenirler. Sorumluluk duygusuna sahiptirler Dengeli ve uyumlu bir kişilik yapısına sahiptirler. Kendilerinin artı ve eksi yönlerinin farkındadırlar. Çevrelerindekilere karşı duyarlıdırlar

38 ANNE VE BABALARA GÜZEL ÖNERİLER!!!!!!!

39 BIRAKIN ÇOCUĞUNUZ BİRAZ DA MUTSUZ OLSUN Çocukların bütün istek ve ihtiyaçlarının karşılanması için beklemeyi bilmeyen çocukları hayatta neler bekliyor?

40 Çocukların isteklerinin ya da ihtiyaçlarının karşılanması için bazen beklemeleri gerektiğini bilmeleri ve bekleyebilmeyi öğrenmeleri çok önemli.

41 Çocuğun istediği bazı şeylere ulaşması için beklemesinin gerekebileceğini ve isteğini gerçekleştirmeye yönelik çabaları engellendiği zaman yaşadığı gerilimle baş etmeyi öğrenmesi gerekmektedir. İsteğinin ya da ihtiyacının karşılanmasının sağlayacağı hazzı geciktirebilmek ve bunun yarattığı gerilime dayanabilmek, yani belli ölçüde gerilimi tolere edebilmek çok önemli yaşam becerileridir.

42 Çocuğunuzu TANIYARAK eğitime başlayınız

43 Çocuğumuzu tanımaya, ilgi, yetenek ve değerlerini öğrenmeye çalışalım. Onun ilgi ve yetenekleri dışındaki alanlara zorlamayalım. Bir elma ağacından erik elde edemeyiz, daha kaliteli elma almaya çalışalım

44 1.Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını düşünüyor muyuz? 2.Onlara yardım etmekle, onları kontrol etmek arasındaki farkı biliyor muyuz? 3.Onları doğru yönlendirmek isterken onları belki de unuttuğumuzu fark ediyor muyuz?

45 Acaba çocuğumuzu nesnel olarak (objektif) tanıyor muyuz, yoksa onları görmek istediğimiz gibi mi görüyoruz? Çocuğumuzla ilgili uyarıları yada eleştirileri kabul edebiliyor muyuz, yoksa hemen onu ve kendimizi savunuyor muyuz?

46 Düşünmeye başlayınca görebiliriz ki, çocuğumuza karşı olan sevgimiz belki de bizi kimi zaman bazı gerçekleri görmekten alıkoyuyor olabilir. Çocuklarımıza yardım etmek isterken bizim de bilmemiz gereken şeyler var galiba.

47 Anneler ve babalar çocuklarını belirli hayat başarıları içinde görmek isterler ki bu doğaldır. Çocukları hayatta başarılı olsun, iyi bir eğitim görsün, iyi bir mesleği olsun, iyi bir gelir sahibi olsun, mutlu bir yuvası, mutlu olacağı bir eşi, sağlıklı, güzel çocukları olsun. Hayatlarındaki başarıyı aileleri ile paylaşsın, kendisine, ailesine, topluma yararlı olsun isteği elbette doğaldır. Ancak bu istek ‘güçlü bir güdü’ biçimine geldiği zaman anne babaların çocuklarına bakışını da farkında olunmadan değiştirir ve biçimler. Böylece de çocuklarımızı ‘oldukları gibi değil’, ‘olmalarını istediğimiz gibi’ görmeye başlarız.

48 Ayrıca, çocuklarımızın bütününü görmekten çok görmek istediğimiz alanlara daha çok dikkat ettiğimiz için, tanımakta eksiklerimiz oluşur.

49 Çocuklarımızı tanımanın yolu, onlarla iletişimimizi arttırmak, onları dinlemek, onlara değer vermekten geçer. Çocuklarımızın duygularını, düşüncelerini paylaşmalı, kendi duygularımızı, düşüncelerimizi de onlara aktarmalıyız. Çoğu kez yapılan yanlış, çocuklarımızı sorgular gibi onların yaptıklarını öğrenmeye çalışmak, onları sadece eleştirmek ve ne yapacaklarını söylemek isteğidir. Bunların hiç birisi paylaşmak değildir ve çocuklarımızı anlamanın doğru yolu olamaz. Çocuklarımızı dinleyelim, anlayalım ve hayatı onlarla paylaşalım. Birisini yeterince tanımak oldukça karmaşık bir işlemdir ama ödülü de ‘birbirimizi anlamak ve sevmek’ olarak çok değerlidir.

50 ÇOCUKLARIMIZI OLDUĞU GİBİ KABUL EDELİM Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi ve ilgiyi her hangi bir koşula bağlamayalım. Her koşulda değerli olduklarını onlara hissettirelim.

51 ÇOCUĞUNUZLA OLAN İLETİŞİMİNİZDE Yüzünüz ona dönük olsun. Söylediklerini başınızla tekrar edin. Duygularını ifade etmekte zorlanıyorsa, ona yardım edin. Onunla birlikteyken tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın. Başka işlerle meşgul olmayın. Onların sözlerini kesip bilgiçlik taslamayın. Çocuklarınızla konuşurken aynı seviyede olun. Jest ve mimiklerinizle onu dinlediğinizi gösterin. Fiziksel temas kurun. Onu konuşmasında cesaretlendirin. Onunla konuşurken bir büyükle konuşuyormuş gibi dikkatli ve özenli olun. Onu anladığınızı belirten ifadelerle geri bildirim sağlayın.

52 arkadaşının bu davranışı seni üzdü” gibi. Ağlamaya başladıklarında tedirgin olmayın. Yargılamayın ve eleştirmeyin. Savunmaya geçmeyin sadece dinleyin. Yumuşak bir sesle ve acele etmeden konuşun. Anlatılanlara gülmeyin, çocukları utandırmayın.

53 ÇOCUKLARIMIZLA KONUŞURKEN DUYGULARINIZI İÇTENLİKLE İFADE EDİN Onlara dair korkularınızı, üzüntülerimizi, endişelerimizi olduğu gibi yansıtmak mı daha etkili olur, baskı ve korku içeren ifadelerle onları engellemeye çalışmak mı daha etkili olur?...

54 MÜKEMMELİYETÇİLİK Çocuklarınızı en iyiyi yapmaya motive etmekle onların giriştikleri her işte iyi ve mükemmel olmalarını isteme – bekleme yanlışı arasında ince bir çizgi vardır. Çocuklarımızın hatalar yapabileceklerini düşünelim. Hatalarına karşı esnek olalım. Hata yapmanın normal olduğunu, sizin bile kimi zaman hata yaptığınızı göz önünde bulundurarak yaptıkları hatalarda çocuklarımıza anlayış gösterelim.

55 SORUMLULUKLARI PAYLAŞIN Sorumluluk ile kendine güven birbirini tamamlayan 2 durumdur. Sorumluluk duygusu gelişmiş olan çocukların kendilerine güvenleri de yüksektir. Çocuk yaptığı her iş, aldığı her sorumluluğun sonunda anne, baba ve aldığı tepkiye göre kendisine güç toplar. Çocuğun yaptığı hiçbir iş beğenilmez, taktir edilmez ve her zaman daha mükemmeli beklenirse çaba harcama, mücadele etme gücü kırılır. “Ne yaparsam yapayım....memnun edemiyorum” şeklinde düşünmeye başlar. Bu düşünce daha sonra “ben yapamam” inancını doğurur ve çocuk sık sık bu cümleyi kullanmaya başlar.

56 KABUL SİZDEN ŞU BEŞ MESAJI ALIRLAR. 1- BEN VARIM 2- BEN DOĞALIM 3- SEVİLİYORUM 4- DEĞERLİĞİM 5- GÜVENEBİLİRİM

57 REDDETME SİZDEN ŞU BEŞ MESAJI ALIRLAR 1- BEN YOKUM 2- BEN DOĞAL DEĞİLİM 3- SEVİLMİYORUM 4- DEĞERLİ DEĞİLİM 5- GÜVENEMEM

58 ONLARA ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK YAŞATMAYIN

59 Çocuklarınızda SORUMLULUK duygusunun gelişmesi için; 1.Çocuklarınızın yerine her şeyi siz yapmayın. 2.“Sende bu ailenin önemli bir üyesisin, artık bazı işleri yapabilecek hale geldin, senin yardımına ihtiyacımız var” şeklinde mesajlar verin. 3.Çocuklarınıza yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verin. Alabileceği sorumluluklar için birlikte karar verin. Hatta önce kendisinin karar vermesini sağlayın. Bu şekilde çocuk kararlarını kendisinin verdiğini düşünecek ve sorumluluklarını yerine getirmesi daha kolay olacaktır. 4.Alınan sorumlulukları yerine getirebilmesi için önce öğretin. 5.Başardıkça mutluluğunuzu paylaşın, başarılarını ödüllendirin.

60 6. Sorumluluklarını yerine getirmesi için uygun ortamlar hazırlayın. 7.Sorumluluklarını açık ve net bir şekilde ifade edin. 8.Gösterdiği çabayı taktir edin, övün. 9.Zorlayıcı olmayın, baskı uygulamayın. 10.İstediğini giyinebilen, yemeğini baskısız giyen, istediği etkinliği (resim, müzik, spor,...vb.) yapabilen, hareketlerine katı sınırlamalar getirilmeyen çocuk kişiliğine saygı gösterildiğini düşünecek bu da çocuğun sorumluluk almasını kolaylaştıracak ve başarıyla sonuçlandıracaktır.

61 Sorumluluklarını yerine getirmediğinde yaptırımınızı uygulayın. Yaptırımlarınızı sorumlulukları kararlaştırırken belirleyin (sevdiği şeylerden uzaklaştırma, daha fazla sorumluluk yükleme,...vb.) YAPTIRIMLAR; 1.Yanlış davranışın sonucunda olmalıdır. 2.Hataya uygun ve adil olmalıdır. 3.Çocuk dinlenilmeden uygulanmamalıdır. 4.Yanlış davranış net olarak ortaya konduktan sonra uygulanmalıdır. 5.Sorumluluk almanın avantaj sağladığını, sorumsuz davranmanın avantajlarını kaybettirdiğini bilmelidir. 6.Yaptırım uygulama hiçbir zaman sevgi ve saygı geri çekme şeklinde olmamalıdır.

62 CEZANIN YERİNE KULLANILABİLECEK ÇÖZÜMLER Paslaşma Tekniği Etkin Dinleme Mola tekniği

63 PASLAŞMA TEKNİĞİ 1- Olumsuz duyguları ifade edebilmek insanlarda emniyet supabı gibidir. Çocuğun bu duyguları ifade edebilmesi onun ruhsal gelişiminin emniyetini sağlar. 2- Olumsuz duygularının içine atan çocukta olumlu duygular için yer kalmaz. 3- Küçük çocuklar duygularının içinden olumsuz olanları seçemedikleri için olumlu duyguları da bastırırlar. 4- Eğer çocuk olumsuz duygularını sözlerle ifade edemezse olumsuzluk başka bir anti-sosyal davranış olarak ortaya çıkar.

64 Bu tekniği uygularken şu sırayı takip etmek gerekir : 1. Çocuğun anlattıklarını dikkatle dinleyin. 2. Anlattıklarını kafanızın içinde yeniden şekillendirin. 3.Çocuğunuzun size anlattıklarını kendi sözlerinizle ona yeniden aktarın.

65 ETKİN DİNLEME ALİ: Mehmet benimle oynamıyor.Benim istediklerimi yapmıyor. ANNE:Öyleyse sen neden onun yapmak istediklerini sormuyorsun? Senden küçüklerle geçinmeyi öğrenmek zorundasın.(ÖNERMEK-AHLAK DERSİ VERMEK) ALİ: Onun yapmak istediklerini yapmaktan hoşlanmıyorum. Hem o aptalla geçinmek istemiyorum. ANNE: Oyunbozanlık yapacaksan o zaman git, oynayacak başka birini bul(ÇÖZÜM ÖNERMEK AD TAKMAK) ALİ: Oyunbozan olan o ben değilim. Oynayacak biri de yok ANNE: Yorulduğun için huysuzluk yapıyorsun, yarın daha farklı düşünürsün. ( YORUMLAMAK GÜVEN VERMEK) ALİ :Yorgun değilim, yarın da farklı düşünmeyeceğim. O küçük sersemden ne kadar nefret ettiğimi anlayamıyorsun

66 ANNE: Ne biçim konuşuyorsun? Bir daha arkadaşların hakkında bu şekilde konuştuğunu duyarsam seni…..(EMİR VE GÖZDAĞI VERMEK) ALİ: (Annesinin yanından asık suratla ayrılırken) Komşulardan nefret ediyorum. Keşke başka bir yere taşınsak

67 Şimdi de annenin aynı olayda Etkin Dinleme yaparak çocuğa nasıl yardımcı olduğunu görelim ALİ: Mehmet benimle oynamıyor.Benim istediklerimi yapmıyor. ANNE:Mehmet’e kızgınsın.(ETKİN DİNLEME) ALİ:Evet. Bir daha onunla oynamayacağım. Arkadaşım olmasını istemiyorum. ANNE: Ona öyle kızgınsın ki bir daha onu görmek bile istemiyorsun. (ETKİN DİNLEME) ALİ: Doğru. Ama o arkadaşım olmazsa başka oynayacak kimse kalmaz. ANNE: Arkadaşsız kalmak hoşuna gitmiyor. (ETKİN DİNLEME) ALİ: Evet. Galiba onunla iyi geçinmeliyim. Ama ona kızmamak zor olacak. ANNE: Mehmet’le daha iyi geçinmek istiyorsun ama ona kızmamak sana zor gelecek. (ETKİN DİNLEME) ALİ: Eskiden ona kızmazdım. Çünkü ne istersem yapardı. Artık onu yönetmeme izin vermiyor. ANNE: Mehmet’i etkilemek artık kolay değil. (ETKİN DİNLEME)

68 ALİ: Evet artık büyüdü. Ama şimdi daha çok eğleniyorum. ANNE:Onu bu haliyle daha çok beğeniyorsun. (ETKİN DİNLEME) ALİ : Evet. Ama onu yönetmekten vazgeçmek bana zor geliyor. Öyle alışmışım ki! Arada onun istediğini yaparsak belki de daha az dövüşürüz. İşe yarar mı dersin? ANNE: Ara sıra boyun eğersen ilişkinize yardım edebileceğini düşünüyorsun. (ETKİN DİNLEME) ALİ:Evet deneyeceğim.

69 Çok çalışması değil, düzenli çalışması konusunda telkinlerde bulunalım. Kendini programlamasına ve zamanını yönetmesine yardım edelim. Sevgi sözcüklerini çocuğumuza cömertçe kullanalım; sarılmayı, öpmeyi asla ihmal etmeyelim. Hiç bir zaman onu "sevgisizlik" le cezalandırmayalım. O, her şeye rağmen bizim çocuğumuzdur.

70 Sen benim dediğimi yap, yaptığımı yapma" anlayışı, çelişkili bir tutumdur. Sözlerimiz ve davranışlarımız birbiriyle uyumlu olmalı. Kimse kimseye hayatı öğretmez. Çocuğumuza hayatı, uygulamaya hazır bir reçete gibi sunamayız; ancak ona kendi yolunu belirleyebileceği bir harita verebiliriz.

71 Yaşıtları ile gezmesi, sinema ve tiyatroya gitmesi, müzik dinlemesi gibi ilgilerine saygı gösterelim. Unutmayalım ki bunlar, çocuğun hayatı farklı yönleriyle tanımasına ve kişiliğinin gelişmesine fırsat verecek aktivitelerdir. Çocuğumuzu anlamak, neyi neden yaptığını öğrenmek istiyorsak, onu yargılamadan tarafsız olarak dinleyelim. Böylece, gerçek duygularını ve sorunlarını öğrenmeye şansımız olur.

72 BAŞARI İÇİN GEREKEN ÖZELLİKLERİN ÇOĞU ÖĞRENİLMİŞTİR Bir anne babanın çocuklarına olanakları elverdiğince iyi bir eğitim verecekleri kuşkusuzdur. Ancak iyi bir eğitim verebilmek bir bilinç işidir. İyi eğitim özel okullarda, özel öğretmenlerle çok para harcayarak yapılan eğitim anlamına gelmez. Böyle bir eğitim sırasında anne ve baba farkına varmadan çocuğa kendi sorumluluklarını hissettirmiyorsa, büyük bir olasılıkla DAHA FAZLA OLMAK İÇİN DEĞİL, DAHA FAZLA ALMAK İÇİN YAŞAYAN bir çocuk yetiştirecektir ki, başarı güdüsünün böyle bir çocukta uyandırılması güçtür.

73 Çocuklarına sadece derslerle ilgili olarak değil, kişiliklerini iyi bir şekilde geliştirebilmeleri için ölçülü olarak sorumluluk verip onları bağımsız olmaya hazırlayabilen ebeveynlerin çocuklarına baktığımızda gerek okul başarısı gerekse hayat başarısı anlamında çok iyi durumda olduklarını görüyoruz.

74 ÇOCUĞUNUZA BİR YAŞAM VERİLMESİ İÇİN ARACI OLDUNUZ. ŞİMDİ DE ÇOCUĞUNUZUN ONA SAHİP OLMASINA İZİN VERİNİZ. BU YAŞAMDA NE YAPACAĞINA KENDİ KARAR VERSİN!

75 KATILIMINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ REHBER ÖĞRETMEN BAHAR DOĞAN


"BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ “ÇOCUK YETİŞTİRMEK” BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları