Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

METİN VE ZİHNİYET.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "METİN VE ZİHNİYET."— Sunum transkripti:

1 METİN VE ZİHNİYET

2 ÖĞRETİCİ METİNLER Tarihî metinler: Tarih olaylarının ele alındığı, anlatıldığı metinlerdir. Felsefî metinler:Felsefî konuları ve felsefenin varlık, bilgi, değer gibi konularını ele alan metinlerdir. Bilimsel metinler: Bilimsel araştırmaları açık ve kesin bir dille , delillere dayanarak anlatan metinlerdir.

3 Gazete çevresinde gelişen metin türleri:
Makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri, röportaj gibi gazete çevresinde oluşan metinlerdir. Kişisel hayatı konu alan metin türleri: Hatıra (anı), gezi yazısı, biyografi, mektup, günlük gibi kişisel hayatla ilgili olan metinlerdir.

4 GAZETE ÇEVRESİNDE GELİŞEN TÜRLER
MAKALE:Bir görüşü savunmak ve kanıtlamak amacıyla yazılan yazılardır. SOHBET:Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, okuyucusuyla konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir. DENEME:Kişinin görüşlerini kanıtlama amacı gütmeden yazdığı,samimi yazılardır.

5 FIKRA:Güncel konularda günlük yazılan kısa yazılardır.
RÖPORTAJ:Bir olay, bir durum; yerinde gezip görülerek, olayla ya da durumla ilgili değişik kişilerle konuşularak, soruşturularak yazılan yazıya denir. ELEŞTİRİ:Bir eserin olumsuz ve olumlu yanlarının ortaya konduğu yazılardır.

6 KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN METİNLER
HATIRA:Geçmişte yaşanmış bir olayın hafızada kalan şekliyle yazıldığı türdür. GEZİ YAZISI:Gezip görülen yerlerin her yönüyle ele alınması şeklinde oluşturulan yazılardır. BİYOGRAFİ:Alanında ünlü bir kişinin yaşamının anlatıldığı yazı türüdür.

7 GÜNLÜK:Gün içinde yaşanan olayların ve duyguların tarih atılarak yazılmasıyla oluşturulan yazılardır. MEKTUP:Uzaktaki bir kişi veya kuruma duygu ve isteklerin belirtildiği yazılardır.

8 FIKRA (KÖŞE YAZISI) Kene ve Orman YANAN her ağaç, iyi bir "ormancı" yani orman mühendisleri başta olmak üzere o idareye bağlı insanlar için bir evlat kaybetmek gibidir. İyi olmayan ormancı zaten ağaç düşmanı aşağılık bir mahluktur. Son orman yangınları "iyi" ormancılarla "kötü"lerini ayırdı.İyiler -gelen haberlere göre- Manavgat-Serik ormanları alev alev kavrulurken canları pahasına mücadele verdiler.Kötüler, -yine haberlere göre- yanı başlarındaki köyler yangın tehdidi altındayken karpuz yiyip keyiflerine baktılar.Sonuç olarak en az 4 bin 500 hektar büyüklüğünde yeşilimiz 6 gün içinde kül olup gitti.Şimdi yetkililerin değerlendirmelerini okuyoruz:

9 Orman ve Çevre Bakanı'nın yangın söndürme amacıyla 300 milyon dolar yatırım yaparak her biri yaklaşık 30 milyon dolar değerinde 8-10 uçaklı bir filo kuracaklarını açıkladığı bildiriliyor.Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu ise yangının bölgeye atom bombası atılmış gibi zarar verdiğini, ekosistemi bozduğunu belirtmiş. Ancak Kurtulmuşlu orada kalmamış. Yangının, bitki örtüsünün kaybına neden olduğunu, orman yolları ve köprüler gibi altyapıya zarar verdiğini ve bölgenin ağaçlandırılması için çok ciddi ekonomik kayıp olduğunu belirttikten sonra;

10 "Yangının bir tek iyi tarafı, bu ormanlarda kene kalmadı
"Yangının bir tek iyi tarafı, bu ormanlarda kene kalmadı ve 1950'li yıllarda bölgede çıkan bazı büyük yangınların kenelerden kurtulmak isteyen köylüler tarafından çıkarıldığı anlaşılıyor" demiş.İnsanın aklına Osmanlı döneminin "Ah şu mektepler olmasa Maarif Nazırlığı kolay yapılırdı" diyen sözde devlet adamı geliyor.İsterseniz o Maarif Nazırı'ndan çok, meşhur Karadeniz fıkrasındakine benzetin:Hani, bir türlü yakalayamadığı sinek bir yakınının alnına konunca çekip tabancayla sineğe nişan alan ve hem sineği hem de yakınını öldüren Karadenizlinin, "Bir senden bir benden" diyerek ödeşmesi hikáyesi var ya ona...

11 Sayın Genel Müdür Yardımcısı'nın atladığı bir nokta daha var:Nasıl AIDS hastalığı 1980'den önce bilinmiyor idiyse "kene"nin sebep olduğu "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi" denen hastalık da en azından Türkiye'de 2002 yılından önce bilinmiyordu. İlk olarak yıllarında Kırım'da karşılaşılmış, daha sonra 1960'lı yıllarda Kongo'da görülmüştü.O nedenle Türkiye'de büyük orman yangınlarının yaşandığı yıllarında halkımızın "kene öldürmek" amacıyla orman yaktığını söylemek doğrusu hayli yersiz görünmektedir.

12 Tamam kırsal alandaki halkımız hem o yıllarda hem de özellikle 1950'li yıllarda bilerek hayli orman yakmıştır. Ama onların nedeni "Bize oy verir de partimizi iktidara getirirseniz, ormandan açacağınız alanı devlet size tarla olarak bırakacak" diyerek oy isteyen alçak siyaset adamlarıdır.Zaten 1961 Anayasası'nın 131'inci maddesine "Orman suçları için genel af çıkarılamaz; ormanların tahribine yol açacak hiçbir siyasi propaganda yapılamaz" diye hüküm konulmasının nedeni de budur.   (Oktay Ekşi, Hürriyet, 6 Ağustos 2008)

13 Metin ve zihniyet: Her metin, yazıldığı dönemin sosyal, ekonomik, siyasî yapısını, sanat anlayışını yansıtır. Dönemin bu özelliklerine zihniyet diyebiliriz. Metin, yukarıda sayılan unsurların hiç birine indirgenemez, çünkü metin bunların hepsinden yararlanılarak oluşturulan bir bütündür. Bir metinde, metnin yazıldığı dönemin özellikleri metne sindirilmiş bir şekilde yer alır. Bu özellikler metinle bütünleşir. Bir metni incelerken metinden dönemin zihniyetine ait ipuçları tespit edilir. Öğretici metinler; toplum, kültür ve sanat hayatıyla ilgili düşüncelerin dile getirildiği, okuyucunun bu konularda bilgilendirilmeye çalışıldığı metinlerdir. Bu nedenle bu metinler aynı zamanda yazıldığı dönemin bu konulara bakış açısını da yansıtan belgelerdir. Metinlerde ele alınan konular, kullanılan dilin özellikleri, seçilen sözcükler, tutum ve davranışlar da dönemin zihniyetini yansıtan öğelerdir.


"METİN VE ZİHNİYET." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları