Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma"— Sunum transkripti:

1 2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma
1)Adli Makamlar, Kolluk, Hak Sahiplerinin Görevleri, Koordinasyon ve İşbirliği 2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma 3)Fikri ve Sınaî Mülkiyet Aleyhine İşlenen Suçlar ve Organize Suç Örgütleri Bağlantısı M.Nevhan Akyıldız İzmir Cumhuriyet Savcısı (İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, Türk Patent Enstitüsü tarafından düzenlenen FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET İHLALLERİ İLE ETKİN MÜCADELE SEMİNERİ sunumu) Aktif Metropolitan Hotel Kasım Ankara

2 1) 5846 Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamındaki Suçlarda Adli Makamlar, Kolluk Ve Denetim Komisyonları Arasında Koordinasyon Ve İşbirliği, Hak Sahiplerinin Görevleri

3 GENEL AÇIKLAMA -Fikri ve sınai mülkiyet ihlallerine son verilmesi, sözde kalmayan ve ülkenin her yerinde yapılacak etkin soruşturma ile mümkündür. -Etkin soruşturmanın “ olmazsa olmaz “koşulu ise adli makamlar ve kolluk arasında işbirliğinin sağlanmasıdır. İşbirliğine FSEK.na göre kurulan İl Denetim Komisyonları ve fikri-sınai hak sahipleri önemli katkı sağlayabilirler. -Fikri ve sınai mülkiyete yönelik eylemlerin cezalandırılmasında, yeni ceza ve usul yasalarımızın yürürlüğe girmesinden sonra gündeme gelen “ Ceza Yargılamasında İşbirliğinin Geliştirilmesi “ projesi çalışmalarından yararlanılarak , soruşturmada yeni işbirliği ve iletişim modelleri tartışılmalıdır.

4 1-FİKRİ VE SINAİ HAKLAR İLE İLGİLİ SORUŞTURMADA KURUMLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
A-Cumhuriyet Başsavcılıkları B-Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri( veya görevlendirilen mahkemeler) C-Sulh Ceza Mahkemeleri D-Genel Kolluk görevlileri E-İl Denetim Komisyonları( FSEK md.81) F-Gümrük Müdürlükleri

5 A-Cumhuriyet Savcıları:
-Cumhuriyet Savcısı diğer soruşturmalarda olduğu gibi fikri ve sınai haklarla ilgili soruşturmaların soruşturmanın yöneticisi, yönlendiricisi ve sorumlusudur.

6 -Ayrıca 5846 sayılı kanunun;
Kovuşturma ve tekerrür başlıklı 75. maddesinde, aynı yasanın 71, 72, 73 ve 80 inci maddelerde sayılan suçlar için hak sahiplerinin şikayetçi olmaları ve haklarını kanıtlayan belge ve/veya nüshaları Cumhuriyet Başsavcılığına sunmaları halinde kamu davası açılacağı, altı ay içinde bu belge ve/veya nüshaların sunulmaması halinde takipsizlik kararı verileceği, Aynı madde de, eser sahiplerinin, eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahiplerinin veya diğer hak sahiplerinin haklarının ihlâli halinde, şikâyete yetkili olanların başvurması üzerine, tecavüzün gerçekleştiği veya sonuçlarının meydana geldiği yerin Cumhuriyet Savcısının, yetkili mahkemeden usulsüz çoğaltılmış nüsha veya yayınlara el konulmasını, bunların imha edilmesini, bu konuda kullanılan teknik araçların mühürlenmesini, satışını ve usulsüz çoğaltımın gerçekleştirildiği yerin kapatılmasını talep edebileceği,

7 81. maddesinde, 5846 sayılı kanun hükümlerine göre kurulan İl Denetim Komisyonlarının usulsüz ve izinsiz olarak çoğaltılmış ve yayılmış nüsha ve yayınlar ile bunları çoğaltmaya yarayan her türlü aracı ve diğer delilleri toplayarak, taşınmaz olanlarını emanet altına aldıktan sonra, toplanan delilleri Cumhuriyet Savcısına suç duyurusu ile birlikte sevk edecekleri, -Cumhuriyet Savcısının, 3 gün içinde yetkili mahkemeden usulsüz çoğaltılmış nüsha veya yayınlara el konulmasını, imhasını, bu konuda kullanılan teknik araçların mühürlenmesini ve satışını ve usulsüz çoğaltımın gerçekleştirildiği yerin kapatılmasını talep edeceği, - Cumhuriyet Savcısının, nüsha ve yayınların el konulduğu tarihten itibaren 15 gün içerisinde, eser veya hak sahipleri tarafından yetkili mahkemeye herhangi bir şikâyet veya başvuruda bulunulmaz ise, yetkili mahkemeden, davaya esas olacak sayıda nüshanın muhafaza edilerek, diğerlerinin imhasına veya bunların hammadde olarak yeniden kullanımlarına dair imkânların olması halinde, mevcut halleriyle veya bir daha kullanılmayacak derecede vasıfları bozulmak suretiyle, hammadde olarak satışına karar verilmesini isteyebileceği,

8 -Cumhuriyet Savcısının, nüsha ve süreli olmayan yayınların el konulduğu tarihten itibaren 15 gün içerisinde, eser veya hak sahipleri tarafından yetkili mahkemeye herhangi bir şikâyet veya başvuruda bulunulmaz ise , yetkili mahkemeden , davaya esas olacak sayıda nüshanın muhafaza edilerek, diğerlerinin imhasına veya bunların hammadde olarak yeniden kullanımlarına dair imkânların olması halinde, mevcut halleriyle veya bir daha kullanılmayacak derecede vasıfları bozulmak suretiyle, hammadde olarak satışına karar verilmesini isteyebileceği, -Cumhuriyet Savcısının, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde 3 gün içinde yetkili mahkemeye sunulmak üzere el koyma ve mühürleme kararını kendiliğinden verebileceği, -Hak sahiplerinin , haklarını kanıtlayan belgelerle birlikte, suçun dava zamanaşımı süresi içinde kalmak koşuluyla tecavüzü ve faili öğrendikleri tarihten itibaren altı ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabileceği,

9 Ek 4. madde de ise, -Dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin 5846 sayılı kanunda tanınmış haklarının ihlâli halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserler içerikten çıkarılacağı, hakları haleldar olan gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlâlin durdurulmasını istemelerine rağmen , ihlâlin devamı halinde Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması isteneceği belirtilmiştir. -556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43. maddesinde ise, Cumhuriyet Savcısının ilgili mahkemeden Markanın hükümsüzlüğünü isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.

10 B-Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri:
-Kurulan mahkemelerin yetki çevresi , kuruldukları ilin mülki sınırlarıdır. -Bu mahkemeler ( genellikle ) kovuşturmada görevli mahkemelerdir. Soruşturma evresinde iddianamenin gönderilmesinden( UYAP ortamında onaylanmasından) kabulüne kadar görevlidir.

11 -Korsan ve taklit ürünler ile etkin mücadelenin Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin kurulması ile önemli bir ivme kazandığı söylenebilir. -İhtisas mahkemelerinin kurulmasından sonra, konunun üzerinde önemle durularak yapılan mücadele ile özellikle büyük şehirlerde uluorta yapılan sokak satışları oldukça azalmış, hak sahiplerinin uzman hakimler tarafından davaların daha kısa sürede biteceği inancıyla daha çok sayıda başvuruda bulundukları gözlenmiştir.

12 C-Sulh Ceza Mahkemeleri:
-5846 sayılı yasada ve sınai hak mevzuatında söz edilmemesine rağmen, Sulh Ceza Mahkemeleri, Soruşturma işlemlerinde, Cumhuriyet Savcısı yada ilgililerin başvurusu üzerine, arama, el koyma, tutuklama gibi kararlar ile Cumhuriyet Savcısı veya kolluğun soruşturma işlemlerine itiraz konusundaki kararlar ve onay işlemleri için görevli mahkemelerdir.

13 D- Genel Kolluk Görevlileri :
-5846 sayılı yasanın 81. maddesinde; Bu maddede belirtilen ihlâllerde, genel kolluğun kendiliğinden ve/veya hak sahipleri, komisyon, meslek birlikleri, Bakanlık veya ilgili diğer kanunlarla kendisine yetki ve görev verilmiş olanların ihbarı üzerine harekete geçerek, usulsüz ve izinsiz olarak çoğaltılmış ve yayılmış nüsha ve yayınlar ile bunları çoğaltmaya yarayan her türlü aracı ve diğer delilleri toplayarak, taşınmaz olanlarını emanet altına aldıktan sonra, toplanan delilleri Cumhuriyet savcısına suç duyurusu ile birlikte sevk edeceği, Bu Kanun kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların da yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satılması halinde, genel kolluğun bu nüshalara gördüğü yerde el koymak ve topladığı nüsha ve yayınları yetkili mercilere göndermek zorunda olduğu, belirtilmiştir. -Sınai hak soruşturmaları da genel kolluk görevlileri tarafından yapılmaktadır.

14 Emniyet Genel Müdürlüğünün 28/04/2006 gün ve sayılı yazısı uyarınca, ilgili Çalışma Yönetmelikleri dikkate alınarak fikri ürün taklitçiliği suçları ile 551, 554, 555, 556 sayılı kanun kapsamındaki suçların soruşturmaları Güvenlik Dairesi Birimlerince, suç örgütlerince incelenen fikri ve sınai ürün taklitçiliği ile içki ve sigara sahteciliği suçları Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele dairesi birimlerince yürütüleceği belirtilmiştir. Yazıda aynı birimler arasındaki teknik destek ve işbirliği gerekliliğine de işaret edilmiştir. Yazıda yer almayan 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ilişkin Islahçı Haklarının Korunması Hakkında Kanun ile 5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki suçlar ve sınai hakka dayanan haksız rekabet suçlarının da aynı görevlendirme esas alınarak soruşturulması gerektiği düşünülmektedir.

15 E-İl Denetim Komisyonları(FSEK md.81):
FSEK.nun 81.maddesinde, Bakanlık ile mülkî idare amirlerinin bandrollenmesi zorunlu olan nüshaların ve süreli olmayan yayınların, bandrollü olup olmadıklarını her zaman denetleyebileceği, bu denetimi gerçekleştirmek üzere mülkî idare amirlerinin kendiliğinden veya Bakanlığın talebi ile illerde denetim komisyonu oluşturabileceği, komisyonun ihbarı üzerine genel kolluk ve zabıtanın harekete geçerek, usulsüz ve izinsiz olarak çoğaltılmış ve yayılmış nüsha ve yayınlar ile bunları çoğaltmaya yarayan her türlü aracı ve diğer delilleri toplayarak, taşınmaz olanlarını emanet altına aldıktan sonra, toplanan delilleri Cumhuriyet savcısına suç duyurusu ile birlikte sevk edeceği belirtilmiştir. Ayrıca, 81.madde de belirtilen hususların uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

16 E-İl Denetim Komisyonları(FSEK md.81):
Yönetmeliğin değişik 9/A maddesine göre, Denetim Komisyonunun oluşması ve çalışma usulleri açıklanmıştır. Denetim Komisyonlarında öncelikle genel kolluk ve zabıta temsilcilerinden oluşturulacak, ihtiyaç halinde, Bakanlık ve ilgili alan meslek birlikleri temsilcileri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanlarda komisyonlarda görevlendirilebilecektir. Komisyon üyelerinin öncelikli görevleri , komisyonun iş ve işlemleridir. Mülki idare amirlerince aynı esaslara göre alt komisyonlar oluşturulabilecektir. Komisyonun denetimleri sırasında, bandrol hükümlerine aykırı olarak Kanun ve bu yönetmelik hükümlerinin ihlal edildiğini belirlediğinde, genel kolluk ve zabıtayı hemen harekete geçirecektir. ( CMK.nun 158/4. maddesi uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmelidir)

17 F-Gümrük Müdürlükleri:
5846 sayılı kanunun “ İhtiyati tedbirler ve gümrüklerde geçici olarak el koyma “ başlıklı 77. maddesinde; Haklara tecavüz oluşturulması ihtimali halinde yaptırım gerektiren nüshaların ithalat veya ihracatı sırasında, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57 nci maddesi ile 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, bu nüshalara gümrük idareleri tarafından el konulmasına ilişkin işlemlerin Gümrük Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre yürütüleceği açıklanmıştır.

18 Gümrük Kanunun 57. maddesinde,
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamına giren haklarla ilgili olarak, -hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşyanın gümrük işlemlerinin, hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine veya telif hakkında tabi taklit mal tarifine uyduğuna ilişkin açık deliller olması halinde, kendiliğinden gümrük idareleri tarafından durdurulacağı, -durdurma kararının ithalatçıya veya hak sahibine veya temsilcisine bildirileceği, -taklit mallarla mücadele kapsamında, gümrük işlemleri durdurulan eşyadan dolayı, ilgili kişilerin yapılan işlemler sonucunda fayda veya zarara uğraması halinde, gümrük idaresi yetkililerinin bu kişilere karşı sorumlu tutulmayacağı, -Gümrük idaresince alınan durdurma kararının hak sahibine tebliğinden itibaren on gün içinde esas hakkında yetkili mahkemede dava açılmaz veya mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa, eşya hakkında beyan sahibinin talepte bulunduğu gümrük rejimi hükümlerine göre işlem yapılacağı, -gümrük işlemleri durdurulan eşya için, yetkili mahkemece alınan karar doğrultusunda, tasfiye rejimi hükümlerine göre imha veya asli nitelikleri değiştirilerek satış suretiyle tasfiye edilebileceği, -yolcu beraberinde getirilen zati ve hediyelik eşya ile posta kolileri ile gönderilen ticari mahiyette olmayan eşya için bu madde hükümleri uygulanmayacağı, hüküm altına alınmıştır.

19 Markaların Korunması Hakkında KHK. nin 79
Markaların Korunması Hakkında KHK.nin 79. maddesinde, Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK.nin 66. maddesinde, Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK.nin 37. maddesinde, Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında KHK.nin 36. maddesinde; Hak sahibinin yetkilerine tecavüz oluşturması nedeniyle cezayı gerektiren taklit mallara, ithalat veya ihracaat sırasında hak sahibinin talebi üzerine, gümrük idareleri tarafından ihtiyati tedbir niteliğinde el konulabileceği, El koyma ile ilgili uygulama bu konuda çıkarılacak mevzuatta düzenleneceği, Gümrük İdarelerindeki tedbirin, el koyma kararının tebliğinden itibaren on gün içinde esas hakkında ihtisas mahkemesinde dava açılmaz veya mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa idarenin el koyma kararı ortadan kalkacağı, belirtilmiştir.

20 Soruşturmaya katkı sağlayabilecek diğer kurumlar:
A-Kültür ve Turizm Bakanlığı B-Türk Patent Enstitüsü B-Mülki amirlikler D-Belediyeler E-Avukatlar F-Meslek birlikleri

21 2-İŞBİRLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
Fikri ve sınai hakların korunmasında Avrupa Birliği direktiflerinin mevzuatımıza aktarılması ve yasalarda gerekli değişiklerin yapılması konusunda kanun koyucu ile Adalet Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlıklar üzerlerine düşen görevi yerine getirmektedir. Özellikle, Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin kurulmasından ve bazı mahkemelerin görevlendirilmesinden sonra birçok suç faili yakalanmış, yargılanmış, cezalandırılmış ve binlerce taklit ve korsan ürün elde edilmiştir. Buna karşın, birçok yerde seyyar satışlar , korsan ve taklit ürünlerin üretilmesi, işyerlerinde satılması eylemlerinin sürmesi, ülkemize yönelik, taklit ve korsan ürünlerle ilgili eleştirilerin devam etmesine neden olmaktadır.

22 Bu noktada, fikri ve sınai haklarla ilgili soruşturmalar için yeni değerlendirmelerin yapılmasına ihtiyaç vardır: Korsan ve taklit ürünlerin ucuz olması nedeniyle talep edildiği, fikri ve sınai mülkiyet eylemleri ile ilgili cezaların ağır olduğu, bu suçlarla mücadele yerine oldukça yaygın ve toplumu daha çok etkileyen hırsızlık ve yağma gibi suçların önlenmesi ve cezalandırılması gerektiği, fikri ve sınai mülkiyete yönelik suçların önlenmesi ile ilgili isteğin toplumun değil Avrupa Birliğinin isteği olduğu gibi, konunun ülkemiz için önemini gözardı eden haksız ve yersiz eleştirilere karşın; FİKRİ VE SINAİ HAK İHLALLERİNE YÖNELİK EYLEMLERLE MÜCADELE KONUSUNDA İLGİLİ TÜM KURUMLARIN KARARLILIĞINI ORTAYA KOYACAK, DAHA ETKİN SORUŞTURMA YAPILMASINI SAĞLAYACAK, BUGÜNE KADAR GÖSTERİLEN ÇABALARIN SONUÇLARININ ALINMASINI SAĞLAYACAK YAPILANMALARI GERÇEKLEŞTİRMESİ VE İYİ ORGANİZE EDİLMİŞ YÖNTEMLERE BAŞVURMASI GEREKMEKTEDİR.

23 3-ETKİN SORUŞTURMA İÇİN ÖNERİLER:
1-Soruşturmanın Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülmesinin ve uzmanlaşmanın gerekliliği: -Yeni ceza ve usul yasalarımızın yürürlüğe girmesinden sonra soruşturma evresi daha önemli hale gelmiştir. Mahkemelerin görevi, soruşturma evresi sonunda kamu davası açıldığında, delillerin değerlendirilmesi , adil yargılanma anlayışı içinde yargılamanın hızla sonuçlandırılması ve cezanın belirlenmesidir.Ayrıca, bir kısım delillerin hukuka uygun olarak ve eksiksiz toplanması, hak sahiplerinin, tüketicilerin yada ticaretle uğraşanların mağdur edilmemesi, bilirkişi raporlarının değerlendirilebilmesi, soruşturmaları bilirkişilerin yönlendirmemesi, kendine özgü hükümler içeren fikri ve sınai haklar mevzuatının bilinmesini ve yorumlanmasını gerektirdiğinden, çocuk suçları ile ilgili büro yapılanmasına benzer şekilde, fikri ve sınai hak ihlali soruşturmaları, bu alanda uzmanlaşmış Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülmelidir. .

24 -Aynı gerekçeler, soruşturmanın her aşamada Cumhuriyet Savcısının emirleri doğrultusunda yapılmasını gerektirir. Bu nedenle , ilgili kolluk birimi ile görevli Cumhuriyet savcısı arasında, mesai saatleriyle sınırlı olmayan, kesintisiz ve aktif iletişim imkanı sağlanmalıdır. Örneğin, suç faili açıkça belli olmadığında sorumluların belirlenmesi için, tarafların haklarından yararlandırılmaması yada gereksiz el koymaların ve elkonulanların hakim onayına sunulmaması nedeniyle delil kaybının önlenmesi, suç delillerinin arama sırasında, yerinde ve eksiksiz tespiti gibi konular için soruşturma ile görevli Cumhuriyet Savcısına her an ulaşılmalıdır.

25 -Cumhuriyet Savcısı, ilgili mevzuat konusunda bilgi sahibi olmalı, fikri ve sınai hak ihlalleri ile mücadele konusundaki uygulamalarıyla, emrindeki kolluğun görevini eksiksiz yapmasını sağlayacak, cesaretlendirecek, inanç ve kararlılığını ortaya koymalıdır. -Gerçek anlamda etkinliğin sağlanması için, birçok soruşturmanın birden fazla ili kapsadığı dikkate alınarak uzmanlaşmış Cumhuriyet Savcıları arasında da iletişim bağı sağlanmalıdır.

26 -Cumhuriyet Savcısı, Budapeşte ilkeleri olarak kabul edildiği gibi bireysel haklara saygı gösterme-koruma, mağdurların haklarını koruma, adil-tarafsız ve objektif olma esaslarına uyarak, şüpheli lehine delilleri toplarken fikri ve sınai hak ihlallerinde birçok delile ulaşmada hak sahipleri veya vekillerinden yararlanılabileceğini gözönünde tutmalıdır.

27 2-Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin soruşturma evresinde de görevli olması:
-Sınai hak mevzuatında, soruşturma evresi için Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. -Soruşturmada, koruma tedbirleri( yakalama, arama , el koyma vs.) ile ilgili kararlar Sulh Ceza Mahkemelerinden alınmaktadır. Fikri ve Sınai Haklarla ilgili mevzuatı yeterince bilmemenin de etkisiyle Sulh Ceza Mahkemelerinden farklı kararlar verilmekte, gerekli koşullar oluştuğu halde taleplerin reddi veya gecikmesi nedeniyle delillerin toplanmasında aksamalar olmaktadır. -Bu nedenle soruşturma evresinde koruma tedbirleri için Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri görevli olmasını, en azından Sulh Ceza Mahkemelerince verilen kararlara yapılan itirazlar üzerine, üst mahkeme incelemesinin Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerince yapılması gerekir.

28 3-Genel kolluğun daha etkin görev yapacak şekilde organize edilmesinin gerekliliği:
-Fikri ve sınai hak korsanlığı yada taklitçiliği ile mücadele önemli adımlar atılmasına, çok sayıda suç failinin yakalanmasına, suç delillerinin elde edilmesine karşın, genellikle kentlerin kalabalık belirli yerlerinde, görevlilerin daha az denetim yaptıkları saatlerde yapılan sokak satışları sürmektedir. Ekonomik yetersizliğin ve fikri-sınai hakların korunması konusunda yeterli bilinç ve bilgiye sahip olmayan kişilerin korsan ve taklit ürünlerin satılmasını adeta destekleyen şekilde, bu ürünleri satın almayı sürdürmeleri sokak satıcıları ile mücadelede yeni ve etkili yöntemleri gerekli kılmaktadır. Öncelikle, bu satıcıların toplandığı yerler ile Pazar vb. yerlerde özel olarak bu suçlar için görevlendirilmiş çok sayıda ekibin, günün her saatinde sürekli olarak bulunması, mümkün ise sabit kameralarla bu bölgelerin izlenmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde, farkettirmeden suç eşyalarını sakladıkları araç veya depolardan müşterilerine getiren suç faillerinin de izlenmesi ve yakalanması, eylemlerinin delillendirilmesi mümkün olacaktır. Yapılan mücadeleyi gölgeleyecek şekilde korsan ve taklit ürünlerin gözgöre göre satılmasına izin verilmemeli, bu konuda zaaf gösterilmemelidir. Emniyet Genel Müdürlüğünün ve diğer kolluk birimlerinin ülkemizin her yerinde, bu yapılanmayı gerçekleştirecek gücü vardır.

29 -Taklit ürünlere ilgili şikayetler üzerine verilen arama kararlarının derhal yerine getirilmesi gerektiğinden, başvuru sayısı ne kadar çok olursa olsun her zaman yeterli sayıda personelle soruşturma işlemlerinin yapılması sağlanmalıdır. -Aynı suç faillerinin birden çok eylemi, suç failleri arasındaki bağlantılar takip altına alınarak koşulları oluştuğunda, Güvenlik Şube ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubelerinin birlikte çalışmasıyla suç işlemek için örgüt kurmak suçundan da soruşturma yapılmalıdır. Sözde kalmayan, etkin soruşturma sokak satıcılardan çok, korsan ve taklit ürün üreten ve yayanların eylemlerinin ortaya çıkarılması ile mümkün olacaktır. -Zaman zaman ele geçen çok sayıda taklit ürünün sayımı, nakli ve depolanması konusu, iyi yapılmış organizasyonlar ve yeterli sayıda araç ve personel temini ile çözümlenmelidir. -Genel kolluğun, fikri ve sınai hak ihlalleri ile mücadele kararlılığını göstermesinin bir yolu da, fikri ve sınai haklarla mücadele ile görevli personele başka görevler verilmemesi anlayışının benimsenmesi suretiyle, suç failleri için rahat bir ortam sağlanmaması olacaktır.

30 -Yapılan mücadelenin etkisiyle işyerlerinde, korsan ürünlerin müşterilerin siparişi üzerine bilgisayarlarda tek tek çoğaltılması, korsan ürünlerin hava karardıktan sonra dağıtılması ve satışların gece yapılması, korsan ürünlerin satış mahalli yerine yakın bir yerde gizlenmesi gibi yöntemler izlenmektedir. Bu yöntemlerle işlenen suçların takibi daha çok sayıda personelin görevlendirilmesini gerektirir. Genel kolluğun fikri ve sınai haklarla mücadele konusunda inanç ve kararlılığını göstermesi, korsan ürün satılması eylemlerinin yok edilmesi veya en aza indirilmesi, bu konuda başarılı olan ülkelerdeki çalışmalar dikkate alınarak, yeterli sayıda personelini bu konu ile görevlendirmesi ile mümkün olacaktır. Görevli personel sayısının sınırlı tutulması halinde, genel kolluğun taklit ve korsan ürünlerle mücadelesinde aksamalar olacaktır.

31 4-İl Denetim Komisyonlarının çalışmalarının yeniden düzenlenmesi:
-Birçok yerde 5846 sayılı yasanın 81. maddesine göre kurulan İl Denetim Komisyonlarından çoğu kez yeterince yararlanılamamış, çalışmalar genellikle komisyon üyesi kolluk görevlileri ile yürütülmüştür. Oysa, mesai saati gözetmeksizin, fikri hak ihlallerini önlemeyi ve ortaya çıkarmayı amaç edinmiş, korsan ürünlerin nitelikleri, üretilmesi-yayılması konusunda bilgili İl Denetim Komisyonları daha önemli katkılar yapabilirdi. Bu nedenle, öncelikle gerektiğinde, İl Emniyet ve İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri dışında başka kurumların personelinden yararlanılması sağlanarak, komisyon üyesi sayısı mümkün olduğunca artırılmalıdır. -Komisyonların olağan denetimlerin yanında, sokak satıcılarının bulunduğu yerlerde sürekli ekip halinde bulunmaları, ayrıca, çok sayıda ekip ile görev yaptıkları kentlerin her yerinde tüm satıcıları sürekli denetim altında tutmalıdır.

32 -Komisyonlar, ihbarları derhal değerlendirecek, mesai saatleri içinde ve dışında görev yapacak aktif bir yapıya kavuşturulmalıdır. -Komisyonlar, görev yaptıkları yerlerde 5846 sayılı yasa kapsamında bandrole tabi materyal ile kitap satanları mümkün olduğunca önceden belirleyip fihristleyerek, sistematik ve ayrıca belirsiz zamanlarda denetlemelidir. Bu konu sertifika ile ilgili çalışmaların sonuçlanmasının beklenmemesini gerektirecet kadar acil ve önemlidir. -Özellikle her komisyonda, bandrole tabi eserler ile bandrolün niteliği konusunda eğitilmiş-uzmanlaşmış, bu konudaki tereddütleri giderecek İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevlisi mutlaka yer almalıdır. -Komisyon görevlilerinin biraraya gelmesinde gecikmeler olmamalıdır. -Komisyonların yapısal sorunları ile araç , gereç yetersizlikleri de yeterli denetim yapılmasını olumsuz etkilemiştir.

33 5-Belediyelerin fikri ve sınai hak ihlallerine seyirci kalmaması:
-Özellikle, 5846 sayılı yasada 5101 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle, orijinal ve bandrollü yasal nüshaların açıkta satılması halinde idari para cezası görevinin mülki amirliklere verilmesinden sonra, belediye görevlileri korsan satışlarla ilgilenmedikleri gibi belediye mevzuatını dahi uygulamamıştır. Oysa, sokak ve Pazar vb. gibi yerlerde yapılan satışların önlenmesi ve sık sık el değiştiren, ruhsatsız çalışan işyerlerinin denetimi, korsan ve taklit ürünlerle mücadeleye katkı sağlayacak, satıcılar yaptırımlara rağmen, en kalabalık yerlerde, göstere göstere satış yapma cesaretini bulamayacaklardır. Bu yönde yapılacak çalışmalar , görevli kolluğun suç failinin saptanması çalışmalarını oldukça kolaylaştıracaktır. -Genel kolluk görevlilerinin, kamu görevlisi olduğu halde, suç oluşturan korsan ve taklit ürün satışlarına seyirci kalan belediye görevlilerinin suçlarını görevli Cumhuriyet Savcısına bildirerek TCK.nun 279. maddesine göre soruşturma yapılmasını sağlamaları, belediye görevlilerini mücadelenin içinde kalmasını sağlayacak, seyirci kalmalarını önleyecektir. -Belediyelerin özellikle 5846 sayılı yasanın 5101 sayılı yasa ile değişik 81. madde 7. fıkrasında sayılan Pazar vb. yer olarak kabul edilen yerlerde, stand’larda, CD ve diğer materyal ve kitap satışına izin vermemesi, uygun ortam sağlamaması, hizmet vermemesi sağlanmalıdır. Gerektiğinde, İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla birçok ilde benzer nitelikteki satış mahalleri ortadan kaldırılmalı, korsan ve taklit ürünlerin bu yerlerin yakınında satıldığı , korsan ürünlerin satılmasının kamufle edilmesine yol açtığı göz önünde tutulmalıdır.

34 6-Mülki amirliklerin İl Denetim Komisyonlarına daha fazla destek vermesi ve idari para cezasını etkin şekilde uygulamaları: -Mülki amirlikler 5846 sayılı yasanın verdiği görevler çerçevesinde İl Denetim Komisyonlarında daha fazla sayıda personelin görev yapmasını, komisyonun günün her saatinde aktif şekilde çalışmasını sağlamalıdır. Genel uygulamalarda yapılan denetim ve aramalarda, zaman zaman delillerin elde edilme yöntemlerinin hukuka aykırılığı gündeme geldiğinden, denetimler 5846 sayılı yasanın 81. maddesinde öngörülen şekilde sürekli, bu konuda görevlendirilen personelle yapılmalıdır. -Kolluk birimlerince veya Cumhuriyet Başsavcılıklarınca bildirildiğinde, mülki amirlikler idari para cezası ile ilgili görevi kendi birimlerinde yapmak yerine kolluk birimlerine yaptırmaktadır. Oysa, kanun koyucu, bu konuda idari para cezası takdir ve uygulama görevini kolluğa vermemiştir. Mülki amirlerin bilgi ve birikimleriyle, evrakı inceleyip değerlendirerek kendi birimlerinde uygulama yapmaları ve idari yaptırım kararını düzenlemeleri, eylemi işleyenler üzerinde kamu otoritesinin etkinliğini artıracağı gibi mülki amirlerin eylemlerin niteliği ve önemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını sağlayarak, çok olumlu katkıda bulunmalarını sağlayacaktır.

35 7-Kültür ve Turizm Bakanlığının korsan ürünlerle mücadeleye daha fazla katkı sağlayabileceği:
Fikri ve Sınai Hak İhlallerinde Kültür ve Turizm Bakanlığına da önemli görevler düşmektedir. -Öncelikle, 5846 sayılı yasada yer alan ve aynı veya benzer unsurlar içeren birden çok cezai yaptırım içeren hükmün yarattığı uygulama farklılıkları dikkate alındığında, yasa ve yönetmeliklerin, fikri haklar ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda görev yapan Hakimler ve Cumhuriyet Savcıları, fikri haklar alanında çalışan avukatların, ilgili alan meslek birliklerinin, soruşturmalarda ortaya çıkan güçlükleri bizzat yaşayan deneyimli kolluk görevlilerinin, hak sahiplerinin, akademisyenlerin görüşlerinden yararlanma anlayışını sürdürmesi gerekmektedir. -İl Denetim Komisyonları ile ilgili sorunları ve eksiklikleri gidermek, etkinliğini artırmak görevinin de Kültür ve Turizm Bakanlığınca yerine getirilmesi gerekir.

36 -İzinsiz müzik yayınları konusunda telif ücretlerini ödemek istemelerine rağmen, hak sahiplerinin ve meslek birliklerinin çokluğu karşısında zorluklar yaşayan gerçek ve tüzel kişilerin sorunlarını giderilmesi görevi, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yerine getirilerek ve aynı eser için tek ödeme yapılması sağlanarak, telif ücretinin hak sahiplerine dağıtılmasını sağlayacak tek bir kurum oluşturulması suretiyle, bu konudaki karmaşa önlenmelidir.Bu konuda yapılan uygulamalar yeterli ve etkin sonuç doğuacak nitelikte görülmemektedir. Hakkaniyete uygun çalışacak ve iyi yapılanmış bir kurum, uyuşmazlıkların yargıya taşınmasını önleyecektir.

37 -Kültür ve Turizm Bakanlığına düşen en önemli görevlerden birinin de, soruşturma görevi yapan görevlilerin inceledikleri bandrolün hangi eser için verildiğini, sahte olup olmadığını anında belirleyecek teknoloji ile donatılmasının sağlanmasıdır. Böylece bir yandan uygulamadaki tereddütler giderilirken, diğer yandan belirsizlikler nedeniyle yapılan gereksiz el koymalar önlenerek 5846 sayılı kanuna uygun satış yapanların mağdur edilmesi önlenecektir. Bu yöntemle bazı eylemlerin cezasız kalması önlenecek, eylemler arasında bağlantı kurulması ve diğer suç faillerine ulaşılması mümkün olacaktır. Türk Patent Enstitüsünün marka-tasarım-patent sicillerine internet sitesinde ulaşılmasını sağlaması, soruşturma makamlarının şikayetçilerin hak sahibi olup olmadıkları, tescilin olduğu haliyle görsel olarak incelenebilmesi imkanını sağladığı için dayanağı olmayan başvuruları önlemekte, delil elde edilmesini kolaylaştırmakta, Türk Patent Enstitüsünden doğru belge elde edilmesini sağlamakta, ihlal olgusunun daha kolaylıkla değerlendirilmesini sağlamaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı da , internet sitesinde soruşturma makamlarının bandrole tabi eserler yönünden kolay araştırılabilir bir veri kaynağına derhal ulaşmasını sağlamalıdır. BU KONUDAKİ ÇALIŞMALAR UMUT VERİCİDİR VE BİR YILDAN DAHA ÖNCE SONUÇLANDIRILMASI BEKLENTİSİ İÇİNDEYİZ.

38 SONUÇ

39 -Özellikle, 5101 sayılı yasa ile 5846 sayılı kanunda yapılan değişikliklerden sonra pervasızca yapılan korsan satışlardan kaçınılmasına rağmen, seyyar tezgahların başında bulunmama, korsan ürünleri yakın ve gözle görünmeyen araçlarda yada mekanlarda bulundurup, film kartonetlerinden seçilen filmleri getirerek yapılan satışların ve benzer yöntemlerin önlenmesi de işbirliği ve koordinasyonu zorunlu kılar. -Belirli yerlerde 5846 sayılı kanuna aykırı olarak çoğaltılan film CD’leri yada kitapların kargo şirketleri yada elden dağıtılmasında, bedelli ve bedelsiz yayma eylemleri dışında çoğaltma eyleminde bulunan suç faillerine, yasa dışı ve haksız kazanç sağlayan suç örgülerine ulaşılması için işbirliği anlayışının benimsenmesi gerekir.

40 İlgili tüm kurumlar ve katkı sağlayanlar açısında sözde kalmayacak bir işbirliği için işbirliği esasları üzerinde görüş birliği sağlanmalıdır: -Soruşturma, fikri ve sınai hak ihlali suçları için görevlendirilmiş, özel mevzuat konusunda bilgili Cumhuriyet Savcılığının yönetiminde yürütülmelidir. -Genel sorumluluğu üstlenen Cumhuriyet Savcısı ile ilgili kolluk birimleri arasında hiyerarşi korunmalıdır. -İçtenlikle ve saygın davranışlarla, bilgi ve deneyimlerden en iyi şekilde faydalanmayı amaçlayan, ekip çalışması ile sonuçları değerlendiren, sürekli iletişimin sağlandığı işbirliği modeli benimsenmelidir. -Soruşturmada kolluğun, belirli bir disiplin içinde kendi teşkilatının koşullarına uygun çalıştığı gözetilmelidir. -Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ile iletişimi adli kolluk amiri kurmalıdır.

41 -Soruşturmanın niteliğine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Patent Enstitüsü, gelişen teknolojinin yardımıyla gerekli verilere derhal ulaşılmasını sağlamalıdır. -Soruşturmada görev alanlar ve destek sağlayanlar ortak amaç ve kararlılığın sonucu olarak, teşkilatlarının iyi bir organizasyonla yeteri kadar personel ve araçla çalışmasını, gerektiğinde birimlerinin koordinasyonunu gerçekleştirerek bilgi ve kaynak paylaşımını sağlamak suretiyle örgütlü suçlar ortaya çıkarılmalıdır.

42 -İl Denetim Komisyonlarında çalışan görevlilerin sayısı artırılarak sokak satıcıları ve ilgili tüm işyerlerinin kayıt altına alınarak mesai saatleri dışında da sürekli denetimi sağlanmalıdır. Her ekipte mümkün olduğunca Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi ile kolluk görevlisi yer almalıdır. Ekipte yer alanlar korsan eserler, denetim yetkileri, yapılacak işlemler konusunda yeterli bilgi ile donatılmalıdır. -Kolluk görevlileri, gerektiğinde sınai ürünler veya bilgisayar programları gibi uzmanlık gerektiren konularda ekspertiz olarak yararlanmak üzere ticaret odası, esnaf odaları, meslek birlikleri ve aramalar sırasında bulunmaları için mahalle muhtarları ve ihtiyar heyeti üyeleri ile iletişim ve işbirliği içinde olmalıdır.

43 FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYETE YÖNELİK EYLEMLERİN ETKİN SORUŞTURMA İLE ÖNLENMESİNDE, TÜM TARAFLARIN BİR ARAYA GELEREK SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARINI PAYLAŞMALARI SON DERECE ÖNEMLİDİR. ADALET BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN, TÜRK FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MEVZUATININ YENİLENMESİ , BU ALANDA ÇALIŞAN HAKİMLERİN EĞİTİMİNİ SAĞLAMANIN YANINDA, GÖREVLİ HAKİMLER VE CUMHURİYET SAVCILARI, YABANCI UZMANLAR , KOLLUK BİRİMLERİ, MESLEK BİRLİKLERİ, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI, TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜNÜN KATILIMI İLE DÜZENLENMESİNİ SAĞLADIĞI SEMİNER, TOPLANTI VE PROJELERLE DEĞİŞEN YASALARIN UYGULANMASINA SAĞLADIĞI ÖNEMLİ KATKI GÖZARDI EDİLEMEZ. BU ÇALIŞMALAR SONUCUNDA İYİ BİR İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYONLA YAPILAN ETKİN SORUŞTURMALARLA, TAKLİT VE KORSAN ÜRÜNLERLE MÜCADELENİN BAŞARIYA ULAŞMASI ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK KAZANIMLARINDAN BİRİ OLACAKTIR.

44

45 2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma:

46 SORUŞTURMA ÖRNEKLERİ Açıkta korsan ürün satışı: OLAY:İl Denetim Komisyonu üyeleri daha önce korsan ve bandrolsüz ürün satıldığı belirlenen bölgede denetim yaparken, sokak üzerinde seyyar tezgah üzerinde CD satıldığını görmüşlerdir. Yapılan işi çok kısa bir süre izleyen görevliler, tezgah başında duran ve satıcı gibi davranan satıcının, CD satarak para aldığını ve görünce, tezgaha yaklaşmışlardır. Komisyon üyesi olan kolluk görevlisi , tezgahta korsan ve bandrolsüz film ve müzik eseri içerikli CD olduğunu görünce, suçüstü işlenen suça müdahale etmiş, herkesin kullanabileceği yakalama yetkisini CMK.nun 90. maddesi uyarınca kullanarak ( kolluk görevlileri PVSK.nun ek 4. md.sine göre sivil-resmi her zaman görevli olup müdahale etmek zorundadır) şüpheliyi yakalamıştır.Alışveriş yapanların kimlik ve adresleri tespit edilmiştir. Şüpheli direnmediğinden doktor raporu için sağlık birimine sevk edilmemiştir. İl Denetim Komisyonunun idari nitelikte yaptığı görev resen soruşturulması gereken suçun görülmesiyle adli görev haline gelmiştir. Yakalanan şüpheliye kolluk görevlisi kimliğini göstererek yasal haklarını yüksek sesle ve herkesin duyacağı şekilde hatırlatmış, şüpheliye hangi suçtan işlem yapılacağını bildirmiştir.

47 Şüphelinin ve suç eşyalarının güvenliği sağlandıktan sonra, olayı kolluk görevlisinden öğrenen adli kolluk amiri tarafından görevli Cumhuriyet Savcısına olay ve yakalama bildirilmiş, Cumhuriyet Savcısının şüphelinin savunması alındıktan sonra serbest bırakılması ,Vatandaşlık Kimlik No ile adresinin doğruluğunun tespiti, tanıkların bilgi sahibi olarak ifadelerinin alınması, tutanağa yazılması gerekenler , suç eşyası ile ilgili işlemler ve yakalamanın yakınlarına bildirilmesi emirleri not edilerek, şüphelinin kendisine ait olduğunu belirterek kendiliğinden teslim ettiği 375 adet materyalin olay yerinde sayımı mümkün olmadığından, Emniyet Güvenlik şube Müdürlüğüne intikali sağlanmıştır. Yakalama, isteği üzerine şüphelinin eşine bildirilmiş, bildirdiği adres doğrulanmıştır. Suç eşyasının listesi yapılmış ve arama tutanağından bir suret ile isteği üzerine eşya listesinden bir suret mühürlenerek şüpheliye verilmiştir. Olayı görmeyen ve uzakta bekleyen şoför hariç , tutanağı tüm görevliler ve şüpheli imzalamıştır. k

48 Hakları yeniden hatırlatılan şüpheli müdafi istemediğini bildirmiştir
Hakları yeniden hatırlatılan şüpheli müdafi istemediğini bildirmiştir. Şüpheliye savunmasında belirtmediğinden suç konusu materyali kimden, ne zaman, hangi fiyatla satın aldığı, kaça sattığı sorulmuş, şüpheli kimden aldığını hatırlamadığını, 500 adet olarak 1 YTL.den alıp 2 YTL.den sattığını bildirmiştir. Tanıklar, şüpheliden korsan CD satın alırken işlem yapıldığını belirtmişlerdir, Cumhuriyet Savcısı şüphelinin gözaltına alınması talimatı vermediğinden, doktor raporu alınmadan serbest bırakılmış, sözlü emri yazılı emre çevirme tutanağı ilgili Cumhuriyet Savcısına imzalatıldıktan sonra, fezlekeli evrakın kaydı ve emanet makbuzu ile suç eşyasının emanete alınması sağlanmıştır. Ele geçenlerin film ve müzik eseri olup bandrol yükümlülüğü olduğunu belirten bilirkişi raporu alındıktan sonra 5846 sayılı yasanın 5101 s.y. İle değ. 81. md.9. f. 1/a bendi uyarınca seçimlik cezalardan hapis cezası ile cezalandırılması, verilecek hp. cezası ertelenmediğinde TCK.nun 53/1. md. yazılı güvenlik tedbirlerinin uygulanması ve tensiben5846 sayılı yasanın 5101 s.y. İle değ. 81. md. 6. f gereğince suç konusu materyalin bir kısmı muhafaza edilip diğerlerinin bir daha kullanılamayacak şekilde nitelikleri bozularak satışı, sayılı yasanın 79. md. göndermesiyle TCK.nun 54/1. md. uyarınca muhafazasına karar verilecek materyalin zoralımı istenilmiş, iddianame kabul edilmiştir. k

49 İşyerinde korsan ürün çoğaltılması:
OLAY:İl Denetim Komisyonu üyeleri bir telefon ihbarının doğruluğunu belirlemek üzere bir işyerine için gittiklerinde, kendilerini tanıtarak kimliklerini ibraz ederken , işyerindeki bilgisayarda işlem yapıldığını, bilgisayar masasında korsan ve bandrolsüz CD ile çok sayıda boş CD’ler, CD kapak kartonetleri, film isimleri içeren bir listeyi ve CD jelatin ambalajlarını, üzerinde 2 adet CD-Writer ve 1 adet CD-Rom monte edilmiş bilgisayarı görmüşlerdir. İşyeri sahibi, denetime izin vermeyeceğini bildirmesi üzerine konu komisyon üyesi kolluk görevlisi tarafından birimine ve adli kolluk amiri tarafından görevli Cumhuriyet Savcısına bildirilmiş, konu açıklanarak talepte bulunulması emri üzerine arama istemi raporunda şüphelinin denetime izin vermemesi, bilgisayar masasının açıklanan görünümü açıklanıp, arama yapılmaması halinde delillerin kaybolabileceği gecikmesinde sakınca nedeni gösterilmiştir. Cumhuriyet Savcısı istemi yerinde bularak yazılı arama emri vermiş, şüpheliye ait bilgisayarda arama ve şifre verilmezse elkoyma için Sulh Ceza Hakiminden, şüphelinin çoğaltma isteminin başka bir delille ispatı mümkün olmadığı gerekçesiyle istemde bulunmuştur.

50 Bu arada, takviye kolluk ile suç eşyalarının güvenliği sağlanmıştır
Bu arada, takviye kolluk ile suç eşyalarının güvenliği sağlanmıştır. Kolluk birimleri, idari denetimden adli göreve dönüşen soruşturmayı sürdürerek İl Denetim komisyonu üyeleri ile birlikte arama yapmışlar. Raflarda, çekmecelerde bulunan 1215 adet korsan ve bandrolsüz CD, bilgisayar masasındaki korsan ve bandrolsüz CD ile çok sayıda boş CD’ler, CD kapak kartonetleri, CD jelatin ambalajlarına el konulmuştur. Yakalanan şüphelilere kolluk görevlisi kimliğini göstererek yasal haklarını yüksek sesle ve herkesin duyacağı şekilde hatırlatmış, şüphelilere hangi suçtan işlem yapılacağını bildirmiştir. Bu arada sözü edilen liste ile işyeri sahibi şüphelinin suç konusu ürünlerin yasal olduğunu belirterek ibraz ettiği fatura fotokopisine, incelenmeden kolluk görevlilerince kabaca göz atılmıştır. CD ile ilgili olduğu belirlenmiştir. Bu arada bir başka ekip tarafından hakim tarafından verilen arama kararı ulaştırılmakla, bilgisayara incelenmeden elkonulmuştur.

51 Şüphelinin ve suç eşyalarının güvenliği sağlandıktan sonra, adli kolluk amiri tarafından görevli Cumhuriyet Savcısına arama sonuçları bildirilmiş, Cumhuriyet Savcısının şüphelinin ve suça katılan işyeri çalışanı diğer şüphelilerin savunması alındıktan sonra serbest bırakılması , Vatandaşlık Kimlik No tespiti, fatura düzenleyenin faturanın suç konusu materyale ait olup olmadığı konusunda ve işyerine CD satın almaya gelen tanıkların bilgi sahibi olarak ifadelerinin alınması, vergi levhası örneğinin alınması, işyerini idare edenler-sorumluları ve çalışanları konusunda bina yöneticileri, komşu işyerlerinden araştırma yapılarak tutanağa bağlanması, şifresi verilmeyen bilgisayar ve donanımları ile belgelere el konulması, tutanağa yazılması gerekenler , suç eşyası ile ilgili işlemler konusundaki emirleri not edilerek, 1215 adet materyalin olay yerinde sayımı ve yedekleme işleminin yapılması mümkün olmadığından, Emniyet Güvenlik şube Müdürlüğüne intikali sağlanmıştır. Aramada şüphelilerin 2 işyeri komşusu hazır bulunmuştur.Yedekleme yapılarak, isteği üzerine bir örneği şüpheliye verilerek tutanağa yazılmıştır. Yakalama, isteği üzerine şüphelinin babasına bildirilmiş, bildirdiği adres doğrulanmıştır. Suç eşyasının listesi yapılmış ve arama tutanağından bir suret ile isteği üzerine eşya listesinden bir suret mühürlenerek şüpheliye verilmiştir. Olayı görmeyen ve uzakta bekleyen şoför hariç , tutanağı tüm görevliler, komşuları ve şüpheli imzalamıştır. k

52 Hakları yeniden hatırlatılan şüpheliler müdafi istemediklerini bildirmişlerdir. 2 yıldır bu işi yaptığını belirten işyeri sahibi şüpheliye savunmasında belirtmediğinden suç konusu materyali kimden, ne zaman, hangi fiyatla satın aldığı, kaça sattığı sorulmuş, işyeri sahibi şüpheli fatura ile aldığını , 2000 adet olarak 1 YTL.den alıp 2 YTL.den sattığını veya 1 YTL.den kiraladığını, bilgisayarda çoğaltma yapmadığını bildirmiştir. Diğer şüpheliler susma haklarını kullanmışlardır. Cumhuriyet Savcısı şüphelilerin gözaltına alınması talimatı vermediğinden, doktor raporu alınmadan serbest bırakılmışlar, sözlü emri yazılı emre çevirme tutanağı ilgili Cumhuriyet Savcısına imzalatıldıktan sonra, bilgisayar araması hariç diğer eşyalarla ilgili ertesi gün 24 saat dolmadan Sulh Ceza hakimine onaya sunulmuş, aynı gün onaylanması üzerine, Cumhuriyet Savcısının istediği araştırmaları belirten tutanaklar düzenlenip, fezlekeli evrakın kaydı ve emanet makbuzu ile suç eşyasının emanete alınması sağlanmıştır. Fatura düzenlen alınan ifadesinde, faturadaki ürünlerin yasal ürünler olduğunu, tanıklar daha önce olduğu gibi işyerinden CD kiralamaya geldiklerini belirtmişlerdir. k

53 Bilirkişi raporu alındıktan ve bilgisayarda bilgisayar masası yanında bulunan korsan ve bandrolsüz CD’ye ait eserlerin kopyalanmış olarak bulunduğunu, bilgisayarda CD çoğaltma programları olduğunu, ayrıca ele geçen korsan ve bandrolsüz CD’ler ile bilgisayar masası yanındaki boş CD’lerin aynı markalı ve aynı seriden olduğunu, film ve müzik eseri olup bandrol yükümlülüğü olduğunu, belgelerin birinin kopyalanan materyaldeki eserleri kapsayan sipariş listesi, diğerinin ise suç konusu materyalle ilgisi olmayan cinsi ve içeriği bilinmeyen yasal materyale ait fatura olduğunu belirtmesinden sonra işyeri sahibinin 5846 sayılı yasanın 5101 s.y. İle değ. 81. md.9. f. 1/b bendi uyarınca seçimlik cezalardan hapis ve para cezası ile cezalandırılması, diğer şüphelilerin işyeri çalışanı olup suçu verilen emirle işlediğinden 5846 s.y. 74/1 ve TCK.nun 39/2-c md. göndermesiyle 39/1 md. uyarınca seçimlik cezalardan hapis cezası ile yardımcı fail olarak cezalandırılmaları, verilecek hapis cezası ertelenmediğinde TCK.nun 53/1. md. yazılı güvenlik tedbirlerinin uygulanması ve tensiben ele geçen materyalin 5846 sayılı yasanın 5101 s.y. İle değ. 81. md. 6. f. uyarınca bir kısmı muhafaza edilip diğerlerinin bir daha kullanılamayacak şekilde nitelikleri bozularak ve muhafazasına karar verilecek materyal ile çoğaltma eyleminde kullanılan bilgisayar donanımının sayılı yasanın 79. md. göndermesiyle TCK.nun 54/1. md. uyarınca zoralımı , belgelerin dosyada delil olarak saklanması istenilmiş, iddianame kabul edilmiştir. k

54 Marka hakkının ihlali :
Müvekkilinin marka hakkı sahibi olduğunu bildiren avukat, görevli Cum. Sav.na başvurarak hangi marka için şikayetçi olduğunu, suçu nasıl ve ne zaman öğrendiklerini, şüphelinin suçu tarih ve zamanını belirterek suçu işleyişi ile ilgili iddialarını içeren somut olayları açıklamış, orijinal örneklerin bulunduğu yetkili bayii bildirmiş, dayandığı marka tescil belgeleri ile dayanaklarını içeren kendisi tarafından onaylanmış belge ve vekaletname fotokopilerini ibraz etmiş, şüphelinin suç konusu eşyaları satabileceğini belirterek derhal arama ve elkoyma istemiştir. Şikayetin süresinde olduğunu ve hak sahipliğinin kanıtlandığı belirleyen Cumhuriyet Savcısı , makul şüphe için somut olay anlatımını yeterli görmüş, olayın üzerinden 10 gün geçtiği icin 556s. KHK.de acele işlerden olduğu belirtilmesine rağmen Sulh Ceza hakiminden arama kararı istenilmiştir. Aynı gün arama kararı verilmiş ve saat 16.00’da Cumhuriyet Savcısına ulaşmış, müşteki vekili Cumhuriyet Savcısının soruşturma ile ilgili emirlerini içeren yazı ile arama kararını saat 16.30’da Em. Güv. Şb.Md.ne ulaştırmıştır.

55 Adli kolluk amiri gece vaktine kısa süre kaldığını, ekiplerinin başka görevde olduğunu bildirmiş ise de, Cumhuriyet Savcısı arama kararının derhal, gece vaktinden önce ve kesintisiz olarak yerine getirilmesi gerektiğini belirtince temin edilen ekip ile işyerine gidilmiş, işyerinin kapalı olması üzerine çilingir çağrıldığı sırada şüpheli gelmekle işyeri açılmış, kendisine kimlikler gösterilerek, arama kararı, suçu ve yasal hakları hatırlatılan şüphelinin işyerinde raflarda, askılarda satışa sunulan ve ayrıca temizlenmiş olup sürekli kullanılan depoda ağzı açık çuval bulunan taklit markalı olduğu sanılan ürünler ele geçirilmiş, müşteki vekili ele geçenlerin hangi özellikleriyle taklit sayılması gerektiğini göstermiş ve beyanı tutanağa geçirilmiştir. Arama sırasında, komşuları olmadığından 2 ihtiyar heyeti üyesi çağrılarak hazır bulundurulmuştur.

56 Şüphelinin ve suç eşyalarının güvenliği sağlandıktan sonra, adli kolluk amiri tarafından görevli Cumhuriyet Savcısına arama sonuçları bildirilmiş, Cumhuriyet Savcısının şüphelinin savunması alındıktan sonra serbest bırakılması , Vatandaşlık Kimlik No tespiti, şüphelinin dilekçesinde belirtip hazır edeceğini bildirdiği tanıkların bilgi sahibi olarak ifadelerinin alınması, vergi levhası örneğinin alınması, işyerini idare edenler-sorumluları ve çalışanları konusunda bina yöneticileri, komşu işyerlerinden araştırma yapılarak tutanağa bağlanması, emirleri not alınmıştır. Ele geçen 39 adet ürünün olay yerinde sayımı yapılmış Emniyet Güvenlik şube Müdürlüğüne intikali sağlanmıştır. Arama tutanağından bir suret mühürlenerek şüpheliye verilmiştir. Olayı görmeyen ve uzakta bekleyen şoför hariç , tutanağı tüm görevliler , ihtiyar heyeti üyeleri ve şüpheli imzalamıştır. k

57 Hakları yeniden hatırlatılan şüpheli müdafi istemediğini bildirmiştir
Hakları yeniden hatırlatılan şüpheli müdafi istemediğini bildirmiştir. Şüpheliye savunmasında belirtmediğinden, mesleğini bu işyerinde ve daha önce hangi süreyle yaptığını, suç konusu ürünleri kimden, ne zaman, hangi fiyatla satın aldığı, kaça sattığı sorulmuş, işyeri sahibi şüpheli, 25 yıldır tekstil ürünleri sattığını, işyerine gelen kim olduğunu bilmediği satıcıdan faturasız olarak uygun fiyatla , 100 adet olarak 5YTL.den alıp 10 YTL.den sattığını , ürünlerin taklit markalı ve eyleminin suç olduğunu bilmediğini bildirmiştir. Cumhuriyet Savcısının istediği araştırmaları belirten tutanaklar düzenlenerek, ertesi gün fezlekeli evrakın kaydı ve emanet makbuzu ile suç eşyasının emanete alınması sağlanmıştır. Tanıklar müşteki firma adına işyerinde yaptıkları tespit ve gözlemleri bildirmişlerdir.Şüpheliye uzlaşma beyanı için Cumhuriyet Savcısına başvurması, aksi halde hakim kararı ile zorla getirileceği ihtarını içeren yazı tebliğ edilmiştir. TPE.den marka tescil belgelerinin onaylı örneği istenilmiştir. k

58 Marka vekili, tekstil mühendisi bilirkişilerden, bilirkişi raporu alındıktan ve bilirkişilerin orijinal ve taklit örnekleri inceleyip renkli fotoğrafları eklenerek, kumaş ve dikiş kalitesi, markanın soluk ve bozuk yazılışı vs. gibi nedenlerle marka taklidine ilişkin tespitlerini ve suç konusu ürünlerin satın alınma şekli, fiyatları, şüphelinin mesleğine taklit markalı olduğunu bilmesi gerektiğini belirtmelerinden sonra, şüpheli Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde uzlaşmayı, suç ve sorumluluğu kabul etmediğini bildirmiş, TPE.nden onaylı belgeler gelmekle , işyeri sahibinin 556 sayılı KHK.ye 4128 sayılı yasa ile eklenen 5194 sayılı yasa ile değişik 61/A-c maddesi uyarınca seçimlik cezalardan hapis cezası ile cezalandırılması, işyerinin kapatılması, suç konusu ürünlerin şüphelinin ticaretten men edilmesi, 556 sayılı KHK.ye 4128 sayılı yasa ile eklenen 5194 sayılı yasa ile değişik 61/A-c maddesi son fıkrası göndermesiyle TCK.nun 54/1. md. uyarınca zoralımı istenilmiş, iddianame kabul edilmiştir. k

59 -Açıkta korsan ürün satışı:
ENÇOK İŞLENEN FİKRİ VE SINAİ HAKLAR SUÇLARINDA DİKKAT EDİLECEK EN ÖNEMLİ KONULAR -Açıkta korsan ürün satışı: Tutanakta suç failinin bandrolsüz ürün satarak para aldığının görüldüğünün yazılması Tutanakta satış yapılan yerin 5846 s.y ile değ. 81/7. md. belirtilen yerlerden olduğuna ilişkin tespitin açıklanması Bandrol yükümlüğü ile ilgili bilirkişi raporu alınması

60 -İşyerlerinde korsan ürün satışı:
Müşterilerin bandrolsüz ürün satın almaları ile ilgili gözlemin veya ürünün satışa sunulmuş durumda olup olmadığının, satılmışsa nerede ve nasıl satışa sunulduğunun, çoğaltma eylemine ilişkin gözlemin ve yayma eylemine ilişkin tespitlerin tutanakta belirtilmesi Sorumluluğun delillerle saptanması, Tüm suç failleri hakkında soruşturma yapılması, işyerinde görevleri, sorumlulukları, aynı işi aynı işyerinde veya daha önce hangi süreyle yaptıklarının belirtilmesi Bandrol yükümlüğü ile ilgili bilirkişi raporu alınması

61 -Marka hakkının ihlali:
Şikayet dilekçesinde ihlal edilen marka ile ilgili somut olgunun açıklanması, hak sahipliğinin kanıtlanması, Sorumluluğun delillerle saptanması, tüm suç failleri hakkında soruşturma yapılması, işyerinde görevleri, sorumlulukları, aynı işi aynı işyerinde veya daha önce hangi süreyle yaptıklarının belirlenmesi, Ürünlerin müşterilere satılması ile ilgili veya işyerinde bulunduğu yerin, satışa sunulmuş olup olmadığı ile ilgili gözlemin açıklanması, TPE.nden onaylı belge örneklerinin getirtilmesi Orijinal ve taklit ürünler karşılaştırılarak ile uzmanlardan ( uzman+ akademisyen+sektör temsilcisi) bilirkişi raporu alınması Uzlaşma işlemlerinin yapılması

62 -Tasarım hakkının ihlali:
Şikayet dilekçesinde ihlal edilen tasarım ile ilgili somut olgunun açıklanması, hak sahipliğinin kanıtlanması, Sorumluluğun delillerle saptanması, tüm suç failleri hakkında soruşturma yapılması, işyerinde görevleri, sorumlulukları, aynı işi aynı işyerinde veya daha önce hangi süreyle yaptıklarının, suç failinin üretici veya satıcı olup olmadığının belirlenmesi Ürünlerin müşterilere satılması ile ilgili veya işyerinde bulunduğu yerin, satışa sunulmuş olup olmadığı ile ilgili gözlemin açıklanması, TPE.nden onaylı belge örneklerinin getirtilmesi Orijinal ve taklit ürünler karşılaştırılarak ile uzmanlardan yenilik, ayırt edicilik ve bilgilenmiş kullanıcı üzerindeki etkisini belirten bilirkişi raporu alınması(uzman+akademisyen+sektör temsilcisi) Uzlaşma işlemlerinin yapılması

63 -Patent hakkının ihlali:
Şikayet dilekçesinde ihlal edilen patent ile ilgili somut olgunun açıklanması, hak sahipliğinin kanıtlanması, Sorumluluğun delillerle saptanması, tüm suç failleri hakkında soruşturma yapılması, işyerinde görevleri, sorumlulukları, aynı işi aynı işyerinde veya daha önce hangi süreyle yaptıklarının belirlenmesi, Ürünlerin müşterilere satılması ile ilgili veya işyerinde bulunduğu yerin, satışa sunulmuş olup olmadığı ile ilgili gözlemin açıklanması, TPE.nden onaylı belge örneklerinin getirtilmesi Orijinal ve taklit ürünler karşılaştırılarak ile uzmanlardan yenilik, ayırt edicilik durumunu belirten bilirkişi raporu alınması(uzman+akademisyen+sektör temsilcisi) Uzlaşma işlemlerinin yapılması

64 -Genel Olarak Cumhuriyet Savcısının emirlerinin tutanağa bağlanması, arama ve elkoyma ile ilgili sorunların gerektiğinde olay yerinden görevli Cumhuriyet Savcısı ile iletişim kurularak hak kaybına yol açılmadan çözümlenmesi Suç failinin ikrarı ile yetinilmemesi, ikrarı doğrulayan delillerin toplanmasına devam edilmesi ( vergi kaydı, tanık, fatura, yurt dışına çıkış, aracın trafik kaydı) Suç failinin mesleğini aynı işyerinde ve daha önce hangi süreyle yaptığının araştırılması, savunma yapan şüpheliden sorulması, Uzlaşma usulüne uyulması, uzlaşmanın kolluğa yaptırılmaması, Suç faillerinin sorumluluklarının açıklanması, sorumluluğun faillerin beyanına göre değil delillerle ortaya konulması, Arama işlemlerinin hukuka uygun yapılması, kendiliğinden teslim hali dışında hakim onayı alınması, denetim yetkisi aşılarak arama yapılmaması Doğdudan kolluk tarafından başlatılan soruşturma ve işlemler için Cumhuriyet Savcısının sözlü emirlerinin yazılı emre çevrilmesi tutanaklarının ilgili Cumhuriyet Savcısına imzalatılarak eklenmesi,

65 1-GİRİŞ sayılı kanunda yer alan aynı yada birbirine çok yakın unsurları taşıyan hükümler, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Türk Ceza Kanunu ve diğer mevzuatın yeni yürürlüğe girmiş olması, yasa değişikliklerinin etkisiyle Yargıtay’ın yol gösterici yeni içtihatlarının olmaması nedeniyle Cumhuriyet Savcılarının soruşturma evresinde , mahkemelerin kovuşturma evresinde farklı uygulamaları dikkate alındığında soruşturma ile ilgili bazı uygulama önerileri için farklı görüşlerin ileri sürülmesi mümkündür.

66 a)Soruşturmanın eksiksiz yapılması:
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer usul mevzuatı delillerin eksiksiz toplanmasından sonra kamu davası açılmasını zorunlu kılmıştır. - Fikri Mülkiyet alanında eksiksiz ve etkin soruşturmanın gerçekleştirilmesi için soruşturmada ortaya çıkan sorunların ve çözüm yollarının gerçekçi bir şekilde ortaya konulması gerekir.

67 - Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin üstlendiği görevi en iyi şekilde yerine getirmesi , ancak, fikri ve sınai mülkiyet ihlali soruşturmalarında delillerin eksiksiz toplanması ile mümkün olabilir. Fikri ve Sınai Haklar mevzuatında yapılması beklenen değişiklikler ile yeni ceza ve usul mevzuatımız, Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin kovuşturma ve yargılama görevlerini yerine getirmesini kolaylaştıran hükümler içermektedir. Örneğin, elde edilen deliller ile suç failinin eylemleri ilişkilendirilmeden ve yeterli delil elde edilmeden düzenlenen iddianameler iade edileceğinden, bu mahkemeler delil toplamaktan çok adil ve hızlı yargılamayı gerçekleştirmek görevini yerine getirecektir. Fikri ve sınai mülkiyet soruşturmalarının yönetilmesi ve yönlendirilmesinde Cumhuriyet Savcılarına, önemli görevler düşmektedir. - Etkin soruşturmanın ilk koşulu, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ile diğer görevlilerin fikri ve sınai hak ihlalleri ile mücadelenin gerekliliğine inanmış olmasıdır.

68 2-5846 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ SUÇLAR:
a- Suçlar: A-Manevi haklara tecavüz suçları B-Mali haklara tecavüz suçları C-81. madde de yer alan suçlar D-Diğer suçlar b-İdari para cezasını gerektiren eylemler:

69 a)Suçlar: A-Manevi haklara tecavüz suçları( md.71)
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırı olarak kasten; -Alenileşmiş olsun veya olmasın, eser sahibi veya halefinin yazılı izni olmadan bir eseri umuma arz etmek veya yayımlamak, -Sahip veya halefinin yazılı izni olmadan, bir esere veya çoğaltılmış nüshalarına ad koymak, -Başkasının eserini kendi eseri veya kendisinin eserini başkasının eseri olarak göstermek veya 15 nci maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı hareket etmek ( eser sahibi tarafından menedilmesine rağmen eseri tanıtmak veya yayınlamak ) -FSEK.nun 32, 33, 34, 35, 36, 37, 39 ve 40 inci maddelerdeki hallerde kaynak göstermemek, yanlış yada yetersiz veya aldatıcı kaynak göstermek, - Eser sahibinin yazılı izni olmaksızın bir eseri değiştirmek, UYGULANACAK YAPTIRIM : 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya  ,00 YTL ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

70 B-Mali haklara tecavüz suçları(md.72)
-Aralarında mevcut bir sözleşme olmasına rağmen bu sözleşme hükümlerine aykırı olarak bir eser veya işlenmelerinin kendi tarafından çoğaltılmış nüshalarını satmak veya dağıtmak, -Hak sahibinin izni olmaksızın bir eseri ve çoğaltılmış nüshalarını, 5846 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan yerlerde (yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü gibi yerlerde) satmak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya  , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. Hak sahibinin izni olmaksızın; -Bir eseri herhangi bir şekilde işlemek, -Bir eseri herhangi bir şekilde çoğaltmak, -Bir eseri herhangi bir şekilde yaymak, -Bir eserin nüshalarını yasal veya yasal olmayan yollardan ülkeye sokmak ve her ne şekilde olursa olsun ticaret konusu yapmak, -Bir eseri topluma açık yerlerde göstermek veya temsil etmek, bu gösterimi düzenlemek veya dijital iletim de dahil olmak üzere her nevi işaret, ses ve/veya görüntü iletimine yarayan araçlarla yaymak veya yayımına aracılık etmek, UYGULANACAK YAPTIRIM: 2  yıldan 4 yıla kadar hapis veya ,00-150,000 YTL arasında adli para cezasına veya  zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

71 C-81. madde de yer alan suçlar:
81. Madde hükümlerine aykırı olarak kasten;  -Sinema ve müzik eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınları, bandrol almadan, 5846 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan yerlerde (yani yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde) satmak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya 5.000, ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. -Sinema ve müzik eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınları, bandrol almaksızın çoğaltmak ve yaymak veya eser sahibinin ve bağlantılı hak sahibinin haklarını ihlâl edecek şekilde bedelsiz yaymak veya 5846 sayılı Kanuna ve ilgili mevzuata uygun alınmış bandrolleri mevzuatta belirlenen şekilde yapıştırmadan bedelli ve bedelsiz yaymak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 2 yıldan 4  yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

72 -5846 sayılı  Kanun  ve  ilgili  mevzuata  göre bandrol alma hakkı olmadığı halde, sahte evrak veya dokümanlarla veya herhangi bir biçimde Bakanlık veya yetkilendirdiği kuruluşları yanıltarak bandrol almak veya münhasıran bandrol alınması gereken eser, icra ve yapımların tespit edildiği kaset, CD, VCD ve DVD gibi taşıyıcı materyaller ile süreli olmayan yayınlar için verilen bandrolleri amacı dışında kullanmak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya  , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. -Sahte bandrol imal etmek, kullanmak ve/veya sahte bandrolden her ne şekilde olursa olsun ticarî menfaat sağlamak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 3 yıldan 6 yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

73 D-Diğer suçlar(md. 73 ve 80, ek4/son)
MADDE 73:Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırı olarak kasten,       -Çoğaltıldığını bildiği veya bilmesi icap ettiği bir eserin nüshalarını ticarî amaçla elinde bulundurmak, -Mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf salahiyeti bulunmadığını bildiği veya bilmesi icap ettiği malî hakkı veya ruhsatı başkasına devretmek veya vermek yahut rehnetmek veyahut herhangi bir tasarrufun konusu yapmak, -Yegâne amacı bir bilgisayar programını korumak için uygulanan bir teknik aygıtın geçersiz kılınmasına veya izinsiz ortadan kaldırılmasına yarayan herhangi bir teknik aracı, ticarî amaç için elinde bulundurmak veya dağıtmak, CEZA MİKTARI: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında edli para cezasına veya  zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. -FSEK hükümlerine uygun olarak çoğaltılmış ve yayılmış eser nüshalarının, yapımların ve fonogramların, çoğaltma ve yayma hakkı sahiplerinin ayırt edici unvan, marka ve künye bilgileriyle birlikte tıpkı basım ve yapım yoluyla, işaret, yazı, ses, hareketli veya hareketsiz görüntü ya da veri tekrarına yarayan alet veya yöntemlerle çoğaltmak veya bu şekilde çoğaltılmış nüshaları yaymak, CEZA MİKTARI:3 yıldan 6 yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dik-kate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. 

74 MADDE 80:Bağlantılı haklara tecavüz etmek:
-Bir icra, fonogram veya yapımın izinsiz çoğaltılmış nüshalarını 5846 sayılı kanunun 81 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan yerlerde satarak ile ilgili ihlal etmek, UYGULANACAK YAPTIRIM:3 aydan 2 yıla kadar hapis veya 5.000, ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir. -80. Madde ile belirlenen diğer hakları ihlal etmek, UYGULANACAK YAPTIRIM: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

75 MADDE EK 4/SON:Hak kullanımı bilgilerini ihlal etmek suçu:
Eser, eser sahibi,eser üzerindeki haklardan herhangi birinin, süreler, şartlar ve diğer bilgilerin,bilgileri temsil eden sayılar veya kodları yetkisiz olarak kaldırmak,değiştirmek, yetkisiz olarak değiştirilen veya kaldırılan eserlerin asılları veya kopyalarını dağıtmak,ithal etmek,yayınlanmak veya topluma iletilmek, ( Örn:İnternet aracılığı ile esere ilişkin bilgileri, kodları, sayısal bilgileri değiştirmek) UYGULANACAK YAPTIRIM: ( md72/2 uygulanır) 2  yıldan 4 yıla kadar hapis veya , ,00 YTL arasında adli para cezasına veya  zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmedilebilir.

76 b)İdari para cezasını gerektiren eylemler:
-5846 sayılı kanun kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satmak, UYGULANACAK YAPTIRIM: 3.000,00 YTL. para cezası -5846 sayılı kanunun 44 üncü maddesi gereğince alınması zorunlu sertifikaları almaksızın faaliyet göstermek, -81 inci maddede belirtilen taahhütnamenin bir kopyasını almaksızın, bandrol alınması zorunlu fikir ve sanat eserlerini çoğaltmak, UYGULANACAK YAPTIRIM:küçük işletmeler için ,00 YTL, orta büyüklükteki işletmeler için ,00 YTL, büyük işletmeler için ,00 YTL. para cezası 5846 sayılı kanunun Ek 5 inci madde hükümlerine aykırı olarak derlenmesi gereken eserleri süresi içinde vermemek, UYGULANACAK YAPTIRIM: 5.000,00 YTL. para cezası

77 Uygulanacak yaptırımlar ile ilgili hapis ve para cezaları kanunda yazılı miktarlar esas alınmıştır.
Belirtilen para cezaları ve 5846 sayılı kanunda yer alan şikayet, tekerrür, el koyma , zoralım gibi konularla ile ilgili hükümler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun genel hükümlerine uygun şekilde 5846 sayılı kanunda yapılacak yeni değişikliklere kadar ve en geç tarihine kadar yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaya devam edilecektir.

78 3-FİKRİ HAK İHLALİ SORUŞTURMALARI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER:
Soruşturma için suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılıkları görevlidir. Görevli mahkemelerin yetki çevresindeki ilçelerde, işlenen suçlar hakkında düzenlenen soruşturma evrakı fezleke ile kovuşturma görevi verilen mahkemenin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek kamu davası açılması sağlanmaktadır. Soruşturma evrakında eksiklikler belirlendiğinde, soruşturma evrakı suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilerek tamamlanması sağlanmaktadır. - Bu Kanunda yazılı suçlardan dolayı hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olan kişi, iki yıl içinde aynı suçu bir defa daha işlerse yeni suçtan dolayı verilecek ceza bir kat artırılır.Tekerrür üzerine verilen hapis cezası ertelenemez ve para cezasına veya tedbire  çevrilemez. - Unsurlarını taşıması halinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nun  ilgili hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 5846 sayılı yasanın 75. maddesinde yer alan hüküm, 4422 sayılı kanun sayılı yasanın 18/1-d maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından uygulanırlığını yitirmiştir. maddedeki eylemler resen soruşturulur( Bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçları)

79 sayılı kanun kapsamındaki suçlar için 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu'ndaki usul hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 5846 sayılı yasanın 75. maddesinde yer alan hüküm, 3005 sayılı kanun sayılı yasanın 18/1-b maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından uygulanırlığını yitirmiştir.Ancak, Ceza Muhakemesi Kanununda yazılı suçüstü hükümleri , koşulları oluştuğunda 5846 sayılı yasada yer alan suçlar için uygulanabilir.

80 4-ŞİKAYET DİLEKÇELERİNİN İNCELENMESİ:
1)Başvuran, gerçek( eser, bağlantılı hak, mali hak sahipleri ve miraşçıları) veya tüzel kişinin ( meslek birlikleri, ilgili Bakanlık ve kuruluşlar vs.) şikayet hakkı bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 2)Şikayet dilekçesine onaylı vekaletname örneği eklenmelidir. 3)Vekaletnameler, Baro pulu yapıştırılmış ve suret harcı ödenmiş şekilde ibraz edilerek, kovuşturmanın bu nedenle gecikmesi önlenmelidir. 4)Hak sahibinin, vekile dava ve şikayet ve varsa uzlaşma-feragat yetkisi verdiğine ilişkin vekaletname okunaklı olmalı, tüm vekaletnamelerde bu yetkilerin olduğu kısımlar incelenmelidir. 5)Dayanak vekaletnameler eklenip onaylanarak vekalet zinciri eksiksiz tamamlanmalıdır.Tüzel kişi adına vekaletname veren kişilerin temsil yetkisini gösteren belge şikayet dilekçesine eklenmelidir. 6)Vekaletname zincirinde vekalet yetkisi verenler ile verilenlerin isimleri işaretlenmesi incelemeyi kolaylaştırmaktadır.

81 7) Vekaletnameler ve tevkil belgelerinde yer alan şikayetçi ve vekalet veren isimlerinin şikayet dilekçesi ve tescil belgelerine uygunluğu araştırılmalıdır. 8)Vekaletname ve tevkil belgelerinin süreli olup olmadığına dikkat edilmelidir. 9)Vekaletnamelerde, düzenleme tarihi bulunmalıdır. 10) Bildirimlerin zamanında yapılabilmesi için şikayet dilekçelerinde şikayetçiler ile müştekilerin ve vekillerinin tüm adres ve telefon ve varsa faks numaraları ile varsa adreslerinin belirtilmesi , tebligatlar için geçen uzun zamanı ortadan kaldırarak soruşturmayı hızlandırmaktadır. 11) İştirak koşulları yok ise aynı yerde ve aynı tarihte işlenen suç ile ilgili olsa dahi, şüpheliler hakkında ayrı ayrı soruşturma evrakı düzenlenmelidir.

82 12)Dilekçelerde, şikayete konu olan eyleme ilişkin somut olaylar açıklanmalıdır. Fikri haklar ile ilgili şikayet dilekçelerinde genellikle, yalnızca sanığın adı ve/veya işyerinin adı ve adresinin bildirilmesi ile yetinilmekte, şüphelinin nasıl belirlendiğine dair olay açıklanmamaktadır. Şikayet dilekçelerinde, arama ve el koyma için makul şüphe oluştuğunu doğrulayan ve şikayeti haklı kılacak , şikayet edilenin suç konusu ile ilgisini belirten somut olayın, tarih, yer ve saati ile birlikte( suç konusunun belirli bir gün veya saatte şüpheli tarafından üretildiği yada satıldığı konusunda fatura,fiş yada satın alınan ürün veya emtia ibrazı , adresi ve kimliği belirtilen tanık tarafından satın alınma, isim ve adresi belli bir tanık tarafından suç konusu ürünlerin arama yapılacak işyerinde bulunduğu yada satıldığına ilişkin belge vs ) yer alması gerekir.

83 Şikayete tabi suçlarda, soruşturma sırasında şikayet ile ilgili işlemler:
71, 72, 73 ve 80 inci maddelerde sayılan suçların takibi şikayete bağlıdır. Ancak 6 ay içinde hak sahipliğini kanıtlayan belge sunulmazsa Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. Belgeyi sunmak şikayetçi veya vekilinin görevidir, belge sunulması konusunda uyarılmasını, tebligat gönderilmesini gerektiren bir hüküm bulunmadığından belge sunulması, şikayetçi veya vekili tarafından kendiliğinden yerine getirilmelidir. Şikayet yazılı olarak yada tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılabilir.Şikayet eden kişi , bu fiilden zarar görmüş olmalıdır. Soruşturma sırasında şikayetten vazgeçilirse Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir.Şüphelinin vazgeçmeyi kabul etme koşulu aranmaz.

84 İştirak halinde suç işleyen şüphelilerden biri hakkında şikayetten vazgeçme, diğer şüpheliler içinde geçerlidir.Şikayetten vazgeçme yönünden şüpheliler arasında ayrım yapılamaz. Soruşturma sırasında avukat isteyen mağdur yada şikayetçiye vekili yoksa, baro tarafından avukat görevlendirilmesi sağlanarak ifadesi alınır. Ceza Muhakemesi kanununun 234. maddesi uyarınca ,18 yaşından küçük mağdur ve şikayetçilerin ifadesi mutlaka avukat huzurunda alınır.

85 5846 sayılı kanun kapsamındaki suçlarda yakalama, arama ve el koyma işlemleri:
5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile usul ve yasaya uygun olmayan arama ve el koymaların, mağdur olanlara tazminat ödemesi sonucunu doğuracağından arama kararı verilebilmesi ve makul şüphenin oluştuğunun kabulü için, dilekçelerde somut olay veya delillerin gösterilmesinin daha önemli hale geldiği kuşkusuzdur. Kolluk görevlileri hakim kararı yada gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının , Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapabilir. Kolluk âmirlerince konutta, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama kararı verilemez. Sayılan bu yerlerde arama ancak hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle yapılabilir. Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hâllerde kolluk âmirinin yazılı emriyle gerçekleştirilen arama ve elkoyma işlemi üzerine; ilgili kolluk görevlilerince neden Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı, Cumhuriyet savcısının hangi vasıtalarla arandığını belirten ayrıntılı tutanak düzenlenerek ilgili soruşturma evrakına eklenir. Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması, kolluğun arama işlemini yapmamasına gerekçe olamaz.

86 Kolluk amiri, yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmamıştır. 01
Kolluk amiri, yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmamıştır tarihinde yürürlüğe giren Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinde ise kolluk amiri “ konuyla ilgili, yetkili ve görevli olan kolluk biriminin amiri “ olarak tanımlanmıştır. Kolluk amiri belirlenirken, konu ile ilgili yetkili ve görevi birimin hangi amire bağlı olduğu dikkate alınmalıdır. Görevliler karakolda görevli ise Karakol Amiri, İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli ise İlçe Emniyet Müdürü, Asayiş Şube Müdürlüğünde görevli ise Asayiş Şube Müdürü, Asayiş Şube Müdürlüğünde özel görev verilen büro görevlileri ise Büro Amiri kolluk amiri olarak kabul edilmelidir. Örneğin, yağma suçu ile ilgili soruşturmayı , karakolda görevli polis memuru yapıyorsa Karakol Amiri, Gasp ve Dolandırıcılık Büro Amirliğinde görevli polis memuru ise Gasp ve Dolandırıcılık Büro Amiri, kolluk amiridir. 5846 sayılı yasa kapsamındaki suçla ilgili görevi Güvenlik Şube Müdürlüğü görevlileri yerine getiriyorsa kolluk amiri, Güvenlik Şube Müdürüdür. Soruşturmayı, karakolda görevli polis memuru yürütüyorsa, Karakol amiri kolluk amiridir. Bazı birimlerde olduğu gibi 5846 sayılı kanun kapsamındaki suçlarla ilgili görev Terörle Mücadele Büro Amirliğine verilmiş ise kolluk Amiri, Terörle Mücadele Büro Amiridir. Kolluk amiri, tanımı kolluğun özel bilgi gerektiren suçlar için uzmanlaşmasını, soruşturmaların genel kolluğa yada konu ile ilgili bilgisi olmayan kolluğa bırakılmamasını zorunlu kılmaktadır. Kolluk âmirinin yazılı emriyle yapılan arama ve sonuçları Cumhuriyet başsavcılığına derhâl bildirilmek zorundadır.

87 Adli ve önleme Aramaları Yönetmeliği ile ,
-5237 sayılı Türk Ceza Kanununun; 1. 24 üncü maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini yerine getirme, 2. 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli, 3. 26 ncı maddesindeki hakkın kullanılması, 2.İlgilinin rızası 3.Diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebepleri, 4.Suçüstü hâlinde, 5. Toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek veya arama yapmak için tarar alınmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Bu hükme rağmen, kovuşturmada arama ve el koyma ile elde edilen delilin tartışılmaması ve suçun cezasız kalması ihtimalinin önlenmesi , için ilgilinin rızası halinde dahi arama ve el koyma için karar alınması yada hakim onayına sunulmasında yarar görülmektedir.

88 Soruşturma sırasında, fikri hak ihlalleri iddiaları ile ilgili arama ve el koyma kararı suçun işlendiği yerde yetkili Sulh Ceza Mahkemesinden alınmalıdır. İtirazların ise genel yetkili (veya nöbetçi ) Asliye Ceza Mahkemesine yapılması gerekir. Arama ve el koyma kararlarının ilgili bölümde belirtilen görevli mahkemelerden alınması yada aynı kapsamdaki suçlar için Sulh Ceza Mahkemelerince verilen kararlara yapılan itirazların aynı görevli mahkemelerce değerlendirilmesinin de mümkün olduğu düşünülmektedir. Arama ve el koyma kararı görevli mahkemeden( Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi yada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından görevlendirilmiş Asliye Ceza mahkemesinden ) alınmış ise itiraz mercii aynı yerde görevli Ağır Ceza Mahkemesidir. 5846 sayılı yasa kapsamındaki suçlar için suçüstü hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu gibi birçok olay için gecikmesinde sakınca hali değerlendirilerek, hakimden karar istenmesi yerine, Cumhuriyet Savcısı tarafından arama kararı verilerek , el koyma halinde 24 saat içinde hakim onayına sunulması şeklinde uygulamanın, delillerin zamanında elde edilmesine ve soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasına daha uygun olduğu düşünülmektedir.

89 Araçların aranması hakim kararına dayanmayan aramalar arasında belirtilmediğinden, araç aramalarında konut aramalarına ilişkin kurallar uygulanabilir. Kolluğun önleme araması, denetim ve durdurma ile ilgili uygulamaları bu açıklamanın kapsamı dışındadır. Araç aramalarında en önemli konu, aramanın somut olgu ve emarelere dayanması ve mümkün olan en kısa sürede bitirilmesidir.

90 Derhal mahkemeden arama kararı alınması mümkün değil ise, acele iş ve gecikmesinde sakınca olduğu göz önüne alınarak Cumhuriyet Savcısı tarafından arama ve el koyma için yazılı emir verilmesi, etkin soruşturmanın gereğidir. Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması ( örn: geceleyin bir başka olay nedeniyle otopsi görevinde olması gibi) hali çok sınırlı uygulamalar için kabul edilebilir. Arama, mümkün ise derhal aksi halde en kısa sürede ve arama kararı veya emrinde belirtilen esaslara göre yapılmalıdır.Ancak, gecikmesinde sakınca görülerek arama kararı verilmiş ise aramanın derhal yerine getirilmesi gerekir. Arama kararı veya emrinde aramanın nedenini oluşturan fiil, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi yada eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi açıkça gösterilmelidir.

91 Aranan kişinin veya suç delillerinin bulunduğunu gösteren olayların varlığı halinde , diğer kişilerin üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerlerde, şüphelinin yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi için aranabilir.Şüphelinin bulunduğu yerler ile şüphelinin izlendiği sırada girdiği yer için olayların varlığı koşulu aranmaz.

92 Yakalanan şüpheliye kimliğini göstererek veya ifadesi alınan şüpheliye, kolluk görevlisi tarafından CMK.nun 147. maddesinde yazılı yasal hakları tek tek, yüksek sesle hatırlatılır. Sözlü olarak hatırlatılan yasal haklar en kısa süre de yazılı olarak da hatırlatılır. Yakalama tutanağı CMK.nun 97. maddesine göre düzenlenir. Yakalanan kişiye, suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile diğer kanunî hakları ve itiraz hakkını nasıl kullanacağı, herhâlde yazılı, bunun hemen mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhâl bildirilir. Kolluk kuvveti tarafından yapılan yakalama hâlinde işlem, yakalanan kişi ve uygulanan tedbirler derhâl Cumhuriyet savcısına bildirilir.

93 Yakalama CMK. nun 95. maddesi uyarınca yakınlarına bildirilir
Yakalama CMK.nun 95. maddesi uyarınca yakınlarına bildirilir. Yabancı uyruklu şüphelinin istemediğini yazılı olarak bildirmesi hali dışında, şüphelinin istemese dahi, yakalama,gözaltına alma, gözaltına almanın uzatılmasının şüphelinin yakınlarına bildirilmesinden kaçınılamaz. Yakınlarına bildirme, 1.Kendisi ile birlikte bir kişi varsa bu kişi vasıtasıyla, 2.Suçun işlendiği veya yakalandığı yerde oturuyorsa ve haber vereceği yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla tespit edilebiliyorsa telefon ile, 3.Haber vereceği yakınının telefon numarasını bilmiyorsa ilgili yer kolluğu vasıtasıyla, 4.Konutu suç yeri dışında ise telefonla veya kişinin adresinin bulunduğu yerle ilişki kurulmak suretiyle yapılır. Yakalanan şüpheliye, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir. Arama yapılacak yer umuma açık ise, arama kararı ilgilisine gösterilerek arama işlemine başlanır.

94 Arama yapılacak yer konut, işyeri, yerleşim yeri veya eklenti ise, gerekli güvenlik önlemlerini alınarak kapının çalınması suretiyle ve arama kararı gösterilerek arama yapılacak yere girme izni vermeye yetkili kişilerle iletişim kurulmasına çalışılarak kolaylık gösterilmesi istenilerek arama yapılmalıdır. Arama yapılacak yerin konut veya yerleşim yeri olarak kullanılmadığı belirlenmişse veya arama yapıldığı sırada arama yapılacak yerde kimse yoksa veya arama yapılacak yerde bulunanların veya izin vermeye yetkili kişinin arama öncesinde bilgilendirilmesi, delillerin karartılmasına veya görevli yada kişiler için tehlikeye yol açabilecek ise, iletişim kurmadan konuta, işyerine, yerleşim yerine ve eklentilerine girilmesi mümkündür.

95 Aramaya direnilmesi halinde, durumun haklı kıldığı ölçüde güç kullanarak ve gerektiğinde kademeli olarak güç kullanımı artırılarak direnmenin ortadan kaldırılması, bilgi verilmesine rağmen kapı açılmadığı takdirde güç kullanılacağının ihtar edilmesi, yine kapı açılmazsa, yeni bir karar veya izin alınmadan zorla içeri girilmesi ve aramanın yapılması gerekir.

96 Gecikmesinde sakınca nedeniyle yazılı arama emri verildiğinde, önceden bilgilendirme yapılmadan arama yerine girilmesi, içeri girdikten sonra bilgilendirme yapılması gerekir. Arama , bulunması istenen eşya, ürün veya emtianın büyüklüğü ve nitelikleri dikkate alınarak, amaca ulaşmak için gerekli ve yeterli olan ölçüde gerçekleştirilmelidir. Kişilerin özel hayatlarına müdahale edilmemesi ve mallarına zarar verilmemesine özen gösterilmelidir. Arama ile birlikte yakalamada gerçekleşmiş ise yakalanan kişiye, yazılı olarak mümkün değilse sözlü olarak savunması ile ilgili yasal hakları ile yakalama nedeni hatırlatılarak tutanakta belirtilmelidir. Yakalama sırasında kuvvet kullanılmış ise nedenleri, aşamalı olarak kuvvet kullanma şekilleri açıklanmalıdır.

97 Arama sırasında elde edilen eşyanın veya aranan yerin uzun süredir kullanılmadığını gösteren özellikler varsa ( tozlu, örümcek ağı bağlamış, yerdeki toza basıldığında ayak izi oluştuğu vs. ) tutanak anlatımında belirtilmesi gerekir. Aramaların nerede yapıldığı, özellikle işyerinin neresinde ne şekilde bulunduğunun ( depoda, müşterilere açık raflarda, tezgah altında , kutu, çuval içinde, sıkıca kapatılmış koli içinde vs ) tutanaklarda açıklanmalıdır. (ETKİN SORUŞTURMA İÇİN İŞBİRLİĞİ VE ORGANİZASYON ÖNERİSİ): Tutanaklarla eksikliklerin hala gündeme gelmesi son derece üzücüdür. Kolluk görevlileri, yalnızca belli suçlar değil tüm arama işlemlerini görüntülü kayda alarak, DVD veya CD formatında fezlekeli evrakına eklemeyi rutin bir prosedür olarak yerine getirmelidir. Maliyeti çok düşük olan, kolluk birimlerinin son zamanda sıklıkla görülen çağdaş yeniliklerine uygun düşen ve birçok personel tarafından kolaylıkla yerine getirilecek bu işlem, hiç kuşkusuz hakimin delilleri daha kolaylıkla değerlendirmesini sağlayacak, şüphelilerin gereksiz itirazlarını önleyecektir.

98 5846 sayılı yasanın faillik ile ilgili 74
5846 sayılı yasanın faillik ile ilgili 74. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun sorumluluk ile ilgili hükümleri birlikte değerlendirilmek üzere işyeri aramalarında hazır bulunan diğer kişilerin işyerlerindeki konumu ( ortak, yönetim kurulu üyesi , satış müdürü, işçi , reyon sorumlusu vs.) ve bu mesleği hangi süre ile yaptığı, işyerinde hangi süre ile çalışmakta olduğu ) belirtilmelidir. Bu konudaki saptama için şüphelilerin açıklamaları ile yetinilmemeli, işyeri çevresinden ve resmi kurumlardan araştırılmalıdır.Aranan yerin veya eşyanın sahiplerinin yada yetkilerinin hazır bulundurulması,  kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri yahut kendisiyle birlikte oturan bir kimse veya komşusu aramadan önce aramanın amacı hakkında bilgilendirilmelidir.

99 Cumhuriyet Savcısı hazır olmadan konut, işyeri ve diğer kapalı yerlerde yapılacak aramalarda o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişinin hazır bulundurulması zorunludur. Kişinin avukatının aramada hazır bulundurulmasına engel olunamaz. Tutanağın tüm sayfalarının aramaya katılanlar ve hazır bulunanlara imzalattırılması, bir suretinin ilgilisine verilmesi gerekir. Arama tutanağına arama işlemini yapanların tümünün açık kimlikleri yazılmalıdır.

100 Arama sırasında muhafaza altına alınması gerekli görülen eşyayı, yanında bulunduran kişi , istem üzerine bu eşyayı göstermek ve teslim etmekle yükümlüdür. Bu kişinin şüpheli veya tanıklıktan çekinme hakkı olan kişilerden olmaması halinde hakim kararı ile disiplin hapsine tabi tutulması mümkündür.Eşya rıza ile teslim etmediğinde el konulabilir. Arama sırasında el konulan suç eşyasının tam bir defteri yapıldıktan sonra adli emanete alınma usullerine göre muhafazası ile mühürlenmesi sağlanarak emanet memurluğuna teslim edilmelidir. Madde 5 — Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk amirinin  yazılı emri ile elkoyma işlemini yapan kolluk görevlilerince, suç eşyasına elkonulduğuna dair bir tutanak düzenlenir.           Elkoyma tutanağına; elkonulan eşyanın cinsi, miktarı, üzerindeki işaret, yazı ve numaraları, tür, marka, model ve ölçü gibi benzerlerinden ayırt etmeye elverişli bütün nitelikleri, takdir ettirilen değeri, hangi suçtan dolayı kimden, nereden ve ne suretle alınmış olduğu, soruşturma evrakı numarası, hazır olan mağdur, suçtan zarar gören, şüpheli veya sanık ile bunların vekil ya da müdafiinin, bilirkişi ve tanıklar ile huzurda bulunan diğer kişilerin ve elkoyma işlemini yapan kolluk görevlilerinin açık kimlikleri, işlemin yeri, tarihi ve saati yazılır; ilgililerin imzası, imza bilmeyenlerin parmak izi alınır; okuma ve yazma bilen şahısların ad, soyad ve adresleri kendi el yazıları ile yazdırılır, bu şekilde düzenlenen tutanak, soruşturma evrakına eklenir.           Elkonulan eşya, uygun şekilde ambalajlandıktan sonra, ambalajın ebadına, delillerin mahiyetine göre, tel, sicim, ip veya uygun görülen benzerleri ile bağlanıp, açıldığında yeniden kullanılamayacak derecede bozulan ve açıldığı belli olan mühür bandı, kendinden yapışkanlı güvenlik poşeti, üzerinde seri numarası bulunan tek kullanımlık hazır mühür, kurşun veya mum ile mühürlenir; ayrıca, suç eşyasına bağlanan etiket üzerine eşyanın cinsi, miktarı, kimden alındığı ve soruşturma evrakının numarası yazılmak suretiyle Cumhuriyet başsavcılığına tevdi edilir.           Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar. Elkonulan eşyanın bu süre içerisinde muhafazası için gerekli tedbirler, Cumhuriyet başsavcılığınca alınır.           Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura Cumhuriyet başsavcılığınca gecikmeksizin bildirilir.           Elkonulan eşyanın teslim alınmasına dair işlemler Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda emanet memurunca yerine getirilir. Bulunmadığı takdirde Cumhuriyet başsavcılığınca görevlendirilecek personel tarafından tutanakla teslim alınarak en kısa zamanda emanet memurluğuna teslim edilir.           Elkoyma tutanağındaki bilgilerin doğruluğundan tereddüt edilir ise, teslim alan görevli veya emanet memuru eşyayı getiren ile birlikte suç eşyasına ve delil özelliğine zarar vermeyecek şekilde mührü sökerek veya ambalajı açarak eşyayı inceleyip, bu hususu tutanakla tespit edip, mutabakat sağlandıktan sonra yeniden mühürler.

101 Suç eşyalarının mümkün olduğu ölçüde adli emanet dairelerinde saklanması sağlanmalıdır.Suç eşyasının adli emanete alınmasında sorun yaratacak nedenler varsa ( ihtilaf, büyüklük, ağırlık veya miktar olarak taşıma imkansızlığı, tehlikeli olması, sökülebilir durumda olmaması vs ) durumun derhal Cumhuriyet Savcısına bildirilmesi, yediemine teslimi emredilirse nedeni ilgili bölümde belirtilerek arama tutanağının yediemine imzalattırılması, yediemine yasal sorumlulukları hatırlatılarak tutanakta belirtilmesi, yedieminin kimlik belge fotokopisinin alınması, arama yerinden başka bir yerde yediemine teslim edilirse ayrıca teslim tutanağı düzenlenerek aynı açıklamaların tutanakta belirtilmesi, eşyanın muhafaza edileceği adres ile yedieminin adres, ev ve işyeri telefonları ile cep telefon numaralarının da tutanaklarda eksiksiz yazılması gerekir.

102 Arama sonunda, hakkında arama işlemi uygulanan kişiye, soruşturma konusu fiilin niteliğini, aramanın yasanın ilgili yasa maddelerine uygun yapıldığını, arama konusu elde edilememiş ise bu durumu açıklayan bir belge yada el konulan eşya listesini içeren bir defter verilir.Belgede, hakkında arama işlemi uygulanan kişinin el konulan eşyanın mülkiyeti ile ilgili açıklamaları belirtilir. Hakim kararı olmadan yapılan el koymalardan sonra arama emri, en geç 24 saat içerisinde hakim onayına sunulmalıdır. Hakim 48 saat içinde el koyma ile ilgili kararını açıklar. Aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar. Kolluk tarafından arama talebi halinde rapor düzenlenerek talepte bulunulmalıdır.Raporda makul şüphe nedenleri açıkça ortaya konulmalıdır. Kolluk görevlileri, arama yapılmasını gerektiren eylemleri saptadığında bir yandan suç yerinde gerekli tedbirleri alırken diğer yandan, derhal bu durumu açıklayan bir tutanağa dayanan arama raporu ile Cumhuriyet Savcısından arama isteminde bulunmalıdır. Yalnızca ihbara dayanılarak arama isteminde bulunulamaz. Somut olgulara dayanan emareler açıklanmalıdır. Konutta, işyerinde ve diğer kapalı yerlerde suç eşyası elde etmek için gece vakti arama yapılamaz.Suçüstü ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde gece vakti arama yapılabilir.

103 Ele geçen suç konusu her kitap, CD veya kasetin hak sahibi, adı, bandrolle ilgili özellikleri liste halinde belirtilmelidir.Binlerce materyal ele geçtiğinde bu uygulamanın sorun yaratacağı kuşkusuzdur. Bu durumda Cumhuriyet Savcısının vereceği emre göre işlem yapılmalıdır.Şikayete tabi suçlarda, şikayet konusu olmayan, hak sahibine ait olmayan ve resen soruşturma konusu olmayan ürünlere el konulamaz. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinde, el koyma, rızası olmamasına rağmen zilyedin eşya üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılması olarak tanımlanmış ise de, Ceza Muhakemesi Kanununun el koyma ile ilgili hükümlerinde rızadan söz edilmemesi ve Danıştay’ın daha önce yürürlükte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin rızai arama ile ilgili hükümlerini yürürlükten kaldırmış olması karşısında, rızaya dayalı el koymalarda dahi hakim onayının alınması gerektiği, böylece daha sonra el koyma işleminin delil olarak geçerliliği konusundaki itirazların önleneceği düşünülmektedir. Arama işlemi yapılmadan karar yada yazılı emir üzerine yapılan el koymalarda da kolluk görevlilerinin açık kimlikleri tutanakta belirtilmelidir. El koyma işlemi suçtan zarar gören mağdura da geciktirilmeden bildirilir.

104 Suç delillerinin elde edilmesi için soruşturma sırasında el konulması zorunlu görülen resmi ve özel kuruluşlarda bulunan gönderilere, hakim kararı yada gecikmesinde sakınca olan durumlarda Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile el konulabilir. Gönderilere el konulduğunda kolluk görevlileri zarf veya paketleri açamaz.El konulan gönderiler, ilgili posta görevlisi huzurunda mühürlenip kararı veren hakim veya yazılı emri veren Cumhuriyet Savcısına teslim edilir.Soruşturmanın amacına zarar vermeyecekse gönderiye el koyma işlemi ilgilisine bildirilir. Açılmamasına karar verilen yada açıldığında el konulmasına gerekli görülmeyen gönderiler hemen ilgilisine iade edilir.

105 Çoğaltma yada delillerin tesbiti için bilgisayarların incelenmesinde Ceza Muhakemesi Kanununun 134. maddesi eksiksiz uygulanmalıdır. El konulan eşyanın muhafazasına gerek kalmaması yada müsadere edilemeyeceğinin anlaşılması halinde resen veya istem nedeniyle iadesine Hakim veya Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilir. İade isteminin reddi kararına itiraz edilebilir. Eser yada hak sahiplerinin şikayeti üzerine hak sahiplerinin izni olmadan yapıldığı iddia edilen müzik eseri yayınlarında, yayınlanan her eserin ismi, eser sahibi, hangi formattan yayınlandığı( radyo, kaset, CD, canlı icra vs.) , yayının nerelerde duyulduğu açıklanmalıdır. Umuma açık yerler için arama kararına gerek yoktur.Bu soruşturmalarda, yayınlanan müzik eserinin kim tarafından yayınlandığı, kimin emri ile yayınlandığı, yönetim kurulu üyelerinin kimler olduğu, işyerini fiilen kimlerin idare ettiği açıklığa kavuşturulmalı, işyerinden ayrılmadan sorumluluk ile ilgili belgeler işyerinden temin edilmelidir.

106 El konulan eşyanın muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınır. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet Savcısı tarafından eşyanın bakım ve gözetimi ile ilgili tedbirleri almak ve istendiğinde derhal iade edilmek koşulu ile el konulan eşya şüpheliye veya diğer bir kişiye teslim edilebilir.Teslim etme, teminat gösterilmesi koşuluna bağlanabilir. El konulan eşyanın delil olarak saklanmasına gerek kalmamış ise rayiç değerinin derhal ödenmesi karşılığında ilgiliye teslim edilebilir. Ancak, el konulan eşyanın zarara uğraması ve önemli ölçüde değer kaybı tehlikesi ortaya çıkarsa soruşturma sırasında, hakim tarafından elden çıkarma kararı da verilebilir. Yapılacak teslimlerde ( özellikle şüpheli ve gerekli görüldüğünde şikayetçi için ) teminat koşulu aranması, kovuşturma sırasında eşyanın bulunamaması, saklanması, satılması, ortadan kaldırılması nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunları önleyecektir.

107 Cumhuriyet savcısı, yetkili mahkemeden usulsüz çoğaltılmış nüsha veya yayınlara el konulmasını, bunların imha edilmesini, bu konuda kullanılan teknik araçların mühürlenmesini, satışını ve usulsüz çoğaltımın gerçekleştirildiği yerin kapatılmasını talep edebilir. Nüsha ve süreli olmayan yayınların el konulduğu tarihten itibaren onbeş gün içerisinde, eser veya hak sahipleri tarafından yetkili mahkemeye herhangi bir şikâyet veya başvuruda bulunulmaz ise Cumhuriyet savcısının talebi üzerine yetkili mahkeme, davaya esas olacak sayıda nüshanın muhafaza edilerek, diğerlerinin imhasına veya bunların hammadde olarak yeniden kullanımlarına dair imkânların olması halinde, mevcut halleriyle veya bir daha kullanılmayacak derecede vasıfları bozulmak suretiyle, hammadde olarak satışına karar verir. El konulan materyal ve yayınların hak sahiplerinin belirlenmesi ihtimali ve tümünün içeriklerinin gerektiğinde incelenebilmesi için bu hükümler yaygın şekilde uygulanamamıştır.

108 Arama ve el koyma tedbirlerinin uygulanması sırasında, kolluk görevlileri tarafından soruşturma konusu ile ilgisi olmayan başka bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek delil elde edilirse , bu delil muhafaza altına alınır ve durum derhal Cumhuriyet Savcısına bildirilir. Umuma açık yerlerde yapılan denetimler, kanun hükmü veya amirin emrinin yerine getirilmesi, ilgili kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebepleri ve suçüstü halinde yapılan aramalarda arama emri yada kararına gerek yoktur. Tutanaklar, gerçeği yansıtmalı ve işleme bizzat katılan görevlilerce imzalanmalıdır. Tutanağı imzalayan kolluk görevlileri, Ceza Muhakemeleri Kanununda yapılan değişiklikler sonrasında duruşmaya çağrıldıklarında, tanık olarak dinlenirken taraflarca doğrudan soru yöneltileceği ve bu sorulara açık, kesin ve net cevaplar vermeleri gerektiğini unutmamalıdır. Bu nedenle çağrıldıkları olayla ilgili tutanak örneğini önceden inceleyerek duruşmaya hazırlıklı gelmeleri, adaletin gerçekleşmesine olan inanç ve saygılarının gereği olmalıdır.

109 Daha önce yaptığı ihbar yada başvurular sürekli doğru çıkan kişilerin, somut olayı açıklayarak yaptıkları yeni başvurularda makul şüphenin varlığının kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bir başka suçun soruşturması sırasında , şikayete tabi fikri mülkiyet suçu işlendiği konusunda şüphe oluştuğunda, kolluk görevlileri tarafından delillerin muhafaza altına alınıp, en seri vasıta ile suçtan zarar görene haber verilmesi sağlanarak şikayetçi olunmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasının, fikri hak ihlallerinin önlenmesine önemli katkısı olacağı düşünülmektedir.

110 Şikayete tabi suçlarda, soruşturma sırasında uzlaşma ile ilgili işlemler:
Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar. Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir. Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez.   Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister.

111 Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur. Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olması davada aleyhine delil olarak kullanılmaz. Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar. Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir.

112 FSHCM GÖREV ALANINA GİREN SUÇLARIN SORUŞTURMALARINDA ÖNEMLİ NOKTALAR:
İfadeler alınırken, satıcılara, taklit ve korsan ürünleri nereden temin ettiği açıklattırılarak, soruşturma bu yönde sonuna kadar sürdürülmelidir. Taklit ve korsan ürünler ile mücadele de üzerinde en önemle durulması gereken konudur. Eserin bandrole tabi olup olmadığının belirlenmesi soruşturmanın başlangıç noktası olmalıdır.

113 Program CD’lerinin bandrole tabi olması başvuru şartına bağlı olduğundan resen el koyma halinde derhal bandrol durumu araştırılmalıdır.Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığına hemen ulaşılamaması, gereksiz el koyma işlemlerinin yapılmasına neden olmaktadır.Bilgisayar oyunları ve veri tabanları için, kayıt ve tescili yapılmış olmak koşuluyla bandrol zorunluluğu vardır.Soruşturma sırasında, 5846 sayılı yasanın 81/1 maddesi gözetilerek, Bandrol uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar hakkında Yönetmeliğin 7 vd. maddeleri gereğince isteğe bağlı bandrol uygulamasına tabi olduğu belirtilmesine rağmen, bilgisayar programlarının kolay kopyalanmaya müsait eserlerden olup olmadığının bilirkişi incelemesi gerektirdiği düşünülmektedir. 5846 sayılı kanun ile ilgili yeni düzenlemelerde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2. maddesi uyarınca, bandrol ile ilgili düzenlemeler açık ve kesin ifadelerle 5846 sayılı yasada yer almalı, yönetmeliklere, tebliğlere ve idarenin takdirine bırakılmamalıdır. Ücretsiz CD’ler yada reklam CD’leri üzerine, içeriği ile ilgisi olmayan film kartonetleri yapıştırılarak kimliği belirlenmiş mağdurlara satılması eylemleri için dolandırıcılık suçundan işlem yapılmalıdır.

114 Soruşturma sırasında, korsan CD’lerin kaçak olduğu belirlendiği takdirde Kaçakçılık Kanununa göre ayrıca işlem yapılmak üzere , soruşturma evrakından bir suret derhal ilgili kolluk birimine ulaştırılmalıdır. 18 yaşını bitirmeyen şüphelilerle ilgili olarak, kolluk tarafından soruşturma işlemi yapılamaz. Yalnızca, kimlik tespiti ile gecikmesinde sakınca olan olay yerindeki delillerin belirlenmesi, el konulması, muhafazası işlemleri yapılabilir.Bu işlemler derhal Cumhuriyet Savcısına bildirilmeli, el koyma, olay yeri incelemesi işlemleri 24 saat içinde hakim onayına sunulmalıdır.

115 5237 sayılı Türk Kanununun 226. maddesi, 5846 sayılı yasada yer alan ceza yaptırımlardan daha ağır yaptırımlar içerdiğinden, müstehcen veya pornografik görüntüler içeren CD’ler için Türk Ceza Kanununun 226. maddesi uygulanması mümkün olabilecektir. Ancak, yeni ceza kanunlarının öngördüğü biçimde soruşturmaya 5846 sayılı yasa hükümlerine göre başlanılmış olduğunda, görevli Cumhuriyet Savcısı tarafından yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile suç konusu materyalin müstehcen veya pornografik görüntüler içerdiği belirlenirse, 5846 sayılı kanunda aykırı bir hüküm bulunmadığından 5237 sayılı kanunun 44. maddesi göndermesiyle Türk Ceza Kanununun 226.maddesinin uygulanması konusu Cumhuriyet Savcısı tarafından değerlendirilmelidir.Özellikle, soruşturma sırasında yapılacak inceleme ile suç konusu pornografik yayın veya materyalde çocuklar kullanılmış ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 226/3 maddesi uygulanacaktır. Bu konuda korsan ve/veya bandrolsüz materyalleri satma ve yayma eylemleri genellikle tek fiille işlenen eylemler niteliğinde olmadığından şüpheli hakkında müstehcen içerikli materyal için TCK.nun 226. maddesine, diğerleri için FSEK.na göre soruşturma yapılması, aynı materyal için her iki suçtan soruşturma yapılmaması şeklinde uygulama yapılmaktadır. Ele geçen materyal arasında bilirkişi incelemesi ile TCK.nun birden fazla maddesini ihlal eden eylem varsa TCK.nun 44. maddesine göre en ağır eylemden cezalandırma isteyen iddianameler düzenlenmektedir.

116 Şifresiz ve şifreli yayınların ilgili yayın kuruluşunun izni olmadan umuma iletilmesi ve şifreli yayınların çözülmesi ile sahibi veya zilyedinin haberi olmadan yararlanılması eylemlerinde yapılacak uygulama , benzer unsurlar içeren 5237 sayılı kanunun 163/2 maddesinde yer alan düzenleme karşısında tartışmalı hale gelmiştir. Bu tür bir eylem saptandığında Cumhuriyet Savcısının emrine göre işlem yapılmalıdır. Bu eylemlerde, kamuya açık olan kapalı alanlarda yapılan inceleme, tespit ve denetimlerde arama kararına gerek yoktur.Kamuya açık olmayan kapalı yerlerde arama ise hakim, gecikmesinde sakınca varsa Cumhuriyet Savcısı yada ulaşılamıyorsa kolluk amirinin yazılı emri üzerine yapılır. Yapılan yayın ve tespit ayrıntılı olarak tutanakta açıklanır. İşyerinin sahibi, işleteni, sorumlusu, yayını gerçekleştirenler belirlenip usulüne uygun şekilde savunmaları alınmalı, sorumluluklarına ilişkin belgeler temin edilmelidir. Ancak, genellikle digital kart, decoder gibi cihazlar şüphelilere ait olmadığından el koyma uygulanmamaktadır.

117 Fikri haklara yönelik suçlarda, kolluk birimlerinde de uzmanlaşma sağlanmalıdır. Böylece, ilgili kolluk görevlileri de satılan materyalin korsan olup olmadığı konusunda zamanla tecrübe kazanacaktır. Kolluk görevlisinin soruşturma hakkında bilgi verirken, yasal kitap veya CD’de yer alan yapımcının unvan, künye ve markasına kadar tüm özellikleri taşıyan , 5846 sayılı kanunda daha ağır yaptırıma bağlanmış tıpkı basım ürünü kitap veya CD olduğunu bildirmesi, Cumhuriyet Savcısının soruşturmaya yönelik kararlarını etkileyebilecektir.

118 Kolluk, Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer kanunların öngördüğü şekilde şüphelilerin ifadesini gerektiğinde müdafi huzurunda alacaktır. Ceza Muhakemesi Kanununun 148. maddesi uyarınca , şüphelinin hakim veya mahkeme huzurunda doğrulanmayan ifadesi hükme esas alınamayacaktır.Bu nedenle, yalnızca şüphelinin ikrarına dayanılmamalı, ikrar mutlaka başka deliller ile desteklenmelidir.

119 Kolluk görevlileri tarafından, yalnızca şüpheli ile ilgili işlem yapılmamalı, düzenledikleri tutanakları gerektiğinde doğrulayabilecek olay yerinde bulunan tanıkların kimlik ve adreslerini belirlemeli, ifadelerini bilgi sahibi olarak ( yeminsiz ) almalıdır. Şüphelinin ifadesi alınırken suçlayıcı ve yönlendirici sorular sorulmamalıdır. Kimlik bildirmeme halinde, Kabahatler Kanununun 40. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmalı, gözaltı ve tutuklama işlemleri yapılmalıdır. Yakalanan kişilerin vatandaşlık kimlik numaralarının kolluk tarafından temin edilmesi uygulaması, gerçek dışı kimlik bildirmeleri en aza indirmiştir.

120

121 SINAİ MÜLKİYET HAKKI İLE İLGİLİ SUÇLARIN SORUŞTURULMASI

122 A-SINAİ HAKLAR İLE İLGİLİ SUÇLAR: B-YAPTIRIMLAR:
1)Kanun Hükmünde Kararname yaptırımları: 2)5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun yaptırımları: 3)5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyaları Hakkında Kanun yaptırımları: 4)Yaptırımlar İle İlgili Uygulama Yasaları Hükümleri: 5)Yaptırımlar İle İlgili Sorunlar: C-SORUŞTURMA: 1)Soruşturmanın başlaması: 2)Suçun işlendiği yerin belirlenmesi : 3)Soruşturmada güvenlik tedbirlerinin uygulanması: 4)Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler: 5)Sorumluluğun belirlenmesi: 6)İfade ve savunmaların alınması: 7)Diğer delillerin toplanması: 8)Bilirkişi incelemeleri ve Keşif: 9)Soruşturmada bilirkişi incelemesinin gerekliliği ve uygulama: 10)Soruşturmada görevli ve yetkili mahkeme: 11)Soruşturmanın sonuçlandırılması: 12) Kovuşturmada görevli ve yetkili mahkeme: E-KAYNAKLAR:

123 B-SINAİ HAKLAR İLE İLGİLİ SUÇLAR:
1-Marka hakkı ihlali 2-Tasarım hakkının ihlali 3-Patent veya faydalı model hakkının ihlali 4-Coğrafi işaret hakkının ihlali 5-Yeni Bitki Çeşidi hakkının ihlali 6-Entegre Devre Topoğrafyası hakkının ihlali NOT:Sınai hakkın fikri mülkiyet hakkı ve haksız rekabet olarak korunması da mümkündür.

124 C-YAPTIRIMLAR: 1)Kanun Hükmünde Kararname yaptırımları: a)1 yıldan 2 yıla kadar hapis veya YTL arasında adli para cezası veya her iki cezanın birlikte uygulanması cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZADIR) Adli Kontrol veya tutuklama aa)Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ; 551 sayılı KHK md: 73/A-a, 554 sayılı KHK md: 48/A-a, 555 sayılı KHK md: 24/A-a, 556 sayılı KHK md: 61/A-a bb)Eşya veya ambalajı üzerine konulmuş, sınaî hak koruması olduğunu belirten işaretin kaldırılması ; cc)Hakkı olmadığı halde kendisini patent, marka, coğrafî işaret veya tasarım başvurusu yapmış veya bu sınaî hakların sahibi olarak göstermek:

125 Adli Kontrol veya tutuklama
b)2 yıldan 3 yıla kadar hapis veya YTL arasında adli para cezası veya her iki cezanın birlikte uygulanması cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZADIR) Adli Kontrol veya tutuklama aa)Hakkı ve alakası olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde patent, marka ve tasarım üzerindeki haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı devretmek, vermek, rehnetmek veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta  bulunmak, Korunan bir patent, tasarım, marka hakkı sahibi olmayan-koruma süresi biten -hükümsüz kalan-sona erdiği halde kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, hukuken korunan bir patent, tasarım, marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koymak veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilân ve reklamlarda bu tarz yazı, işaret veya ifadeleri kullanmak, 551 sayılı KHK md: 73/A-b, 554 sayılı KHK md: 48/A-b, 556 sayılı KHK md: 61/A-b

126 (Adli kontrol istenemez)
c)2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya YTL arasında adli para cezası veya her iki cezanın birlikte uygulanması cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZADIR) Yalnızca tutuklama (Adli kontrol istenemez) “ EN ÇOK UYGULANAN MADDELERDİR” aa)Patent, marka, tasarım ve coğrafî işaretten doğan hakka tecavüz sayılan ve 551 sayılı KHK’nin 136, 554 sayılı KHK’nin 48, 555 sayılı KHK’nin 24, 556 sayılı KHK’nin 61. yazılı fiillerden birini işlemek , 551 sayılı KHK md: 73/A-c, 554 sayılı KHK md: 48/A-c, 555 sayılı KHK md: 24/A-c, 556 sayılı KHK md: 61/A-c bb)Hakkı ve alakası olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde coğrafi işaret üzerindeki haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı devretmek, vermek, rehnetmek veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta  bulunmak, Korunan bir coğrafi işaret hakkı sahibi olmayan-koruma süresi biten -hükümsüz kalan-sona erdiği halde kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, hukuken korunan bir coğrafi işaret hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koymak veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilân ve reklamlarda bu tarz yazı, işaret veya ifadeleri kullanmak, 555 sayılı KHK md: 24/A-b

127 (Tutuklama istenemez)
2)5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun yaptırımları: a) YTL arasında adli para cezasını gerektiren suçlar: Yalnızca adli kontrol (Tutuklama istenemez) aa)Yeni bir bitki çeşidi için gerçeğe aykırı biçimde, kendisini başvuru sahibi veya hak sahibi olarak tanıtanlar 5042 sayılı yasa md: 66/c bb) Yeni bitki çeşidi için sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans ile verilmiş yetkilerini izinsiz genişletmek veya bu yetkileri üçüncü kişilere devretmek, Yeni bitki çeşidinin Türkiye'de veya UPOV sözleşmesine taraf bir ülkede kullanılmakta veya tescil edilmiş olan isminin aynısını veya karışıklığa yol açacak kadar benzerini, aynı veya yakın türdeki bir diğer çeşit için kullanmak,  (14.madde 5/b maddesindeki bitki çeşitleri dahil) ismini kullanmadan korunan bir yeni bitki çeşidinin çoğaltım materyalini satmak veya başka şekilde pazarlamak, Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya piyasaya sürülen yeni bitki çeşidinin nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak. 5042 sayılı yasa md: 66/b

128 b)13 aydan 2 yıla kadar hapis veya YTL arasında adli para cezası veya her iki cezanın birlikte uygulanması cezasını gerektiren suçlar: (SEÇİMLİK CEZADIR) Adli Kontrol veya tutuklama Islahçı hakkı, korunan çeşit ile ilgili olarak, hak sahibinin rızası olmadan üretmek veya çoğaltmak-çoğaltım amacıyla hazırlamak-satışa arz etmek-satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürme-ihraç veya ithal etmek-depolamak yetkilerini kullanmak, Korunan çeşide ait çoğaltım materyalinin, hak sahibinin tekelci yetkilerini ihlal etmek suretiyle üretildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, söz konusu materyali çoğaltım amacıyla hazırlamak, çoğaltmak, satışa sunmak, satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek, ihraç etmek, ithal etmek veya bu amaçlarla depolamak. Islahçı yeni bitki çeşidi hakkını gasp etmek. Bu fiillere iştirak veya yardım etmek veya teşvik etmek veya hangi şekil ve şartta olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, 5042 sayılı yasa md: 66/a

129 aa)Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ;
3)5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyaları Hakkında Kanun yaptırımları: ( 39. maddede yazılı suçların tekerrürü halinde cezalar iki katı uygulanır) a)1 yıldan 2 yıla kadar hapis ve YTL arasında adli para cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZA DEĞİLDİR) Adli Kontrol veya tutuklama aa)Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ; 5147 sayılı yasa 39. madde 1. fıkra a bendi bb)Eşya veya ambalajı üzerine konulmuş, sınaî hak koruması olduğunu belirten işaretin kaldırılması ; 5147 sayılı yasa 39. madde 1. fıkra b bendi cc)Hakkı olmadığı halde kendisini entegre devre topoğrafyası başvurusu yapmış veya bu sınaî hakların sahibi olarak göstermek: 5147 sayılı yasa 39. madde 1. fıkra c bendi

130 Adli Kontrol veya tutuklama
b)2 yıldan 3 yıla kadar hapis ve YTL arasında adli para cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZA DEĞİLDİR) Adli Kontrol veya tutuklama aa)Hakkı ve alakası olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde entegre devre topoğrafyası üzerindeki haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı devretmek, vermek, rehnetmek veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta  bulunmak 5147 sayılı yasa 39. madde 2. fıkra a bendi bb) Korunan bir entegre devre topoğrafyası hakkı sahibi olmayan-koruma süresi biten -hükümsüz kalan-sona erdiği halde kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, hukuken korunan bir entegre devre topoğrafyası koruma hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koymak veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilân ve reklamlarda bu tarz yazı, işaret veya ifadeleri kullanmak, 5147 sayılı yasa 39. madde 2. fıkra b bendi c)2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve YTL arasında adli para cezasını gerektiren suçlar (SEÇİMLİK CEZA DEĞİLDİR) Yalnızca tutuklama (Adli kontrol istenemez) Entegre devre topoğrafyasından doğan hakka tecavüz sayılan sayılı Kanunun 11/a-b maddesinde yazılı fiillerden birini işlemek, 5147 sayılı Kanun 39. madde 3. fıkra

131 D-SORUŞTURMA: 1)Soruşturmanın başlaması: a) Şahsi dava: 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca, sınai hak ile ilgili kanunlardaki şahsî davalar kamu davasına dönüşmüş, şahsî davacılar, katılan sıfatını almışlardır. b) Şikayet : Sınai haklarla ilgili suçlar şikayete bağlıdır. Şikayet süreleri Patent ve faydalı model hakkının ihlali: 2 yıl ( 551 s. KHK md.73/A) Tasarım hakkının ihlali : 2 yıl ( 554 s. KHK md. 48/A) Coğrafi işaret hakkının ihlali : 2 yıl ( 555 s. KHK md. 24/A) Marka hakkı ihlali : 2 yıl ( 556 s. KHKmd. 61/A) Yeni Bitki Çeşidi hakkının ihlali : 1 yıl (5042 s.y. Md. 67) Entegre Devre Topoğrafyası hakkının ihlali: 2 yıl (5147 s.y. Md. 39) NOT:Fikri hak ihlali ( 5846 s.y. md. 75) ve Haksız Rekabet (6762 s.y. Md. 64) suçlarında şikayet süresi 6 ay ’dır.

132 c)Şikayet hakkına sahip olanlar:
Şikayet, Cumhuriyet Başsavcılığına yada genel veya ilgili kolluk birimlerine yapılabilir. Kolluk birimleri, şikayeti derhal Cumhuriyet Savcısına bildirerek emirlerine göre soruşturma işlemlerini yapar. Acele işlerden olduğu için şikayet üzerine derhal soruşturma işlemleri başlatılmalıdır. Şikayet yazılı olarak yada tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılabilir 1- Türk Patent Enstitüsü: a) Patent ve Faydalı model-tasarım-coğrafi işaret-marka hakkının ihlali, suçunda patent tescili ve patent tescilinden doğan hukuki işlemlerle ilgili suçlar için b) Entegre Devre Topoğrafyası Hakkının ihlali suçunda -Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak , -Eşya veya ambalajı üzerine konulmuş, sınaî hak koruması olduğunu belirten işaretin kaldırılması ; -Hakkı olmadığı halde kendisini entegre devre topoğrafyası başvurusu yapmış veya bu sınaî hakların sahibi olarak göstermek: -Hakkı ve alakası olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde entegre devre topoğrafyası üzerindeki haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı devretmek, vermek, rehnetmek veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta  bulunmak

133 2-Patent ve Faydalı model,tasarım,coğrafi işaret,marka, entegre devre topoğrafyası hakkı tecavüze uğrayanlar-suçtan zarar görenler: a)Patent veya faydalı model, tasarım, coğrafi işaret, marka ,entegre devre topoğrafyası sicilinde belirtilen hak sahibi, b)Patent veya faydalı model, tasarım, marka,entegre devre topoğrafyası hakkını devir alan, (Devir, sicile kayıt edilmediği sürece, 3. kişilere karşı ileri süremez.) c)Patent veya faydalı model, tasarım, marka, entegre devre topoğrafyası hakkının kullanım lisansını alan, (İnhisari- tekelci- olmayan lisans sahiplerinin , şikayet ve dava açma hakkı yoktur. Sınai hak siciline kayıt edilmeyen lisans hakkı 3. kişilere karşı ileri sürülemez. Lisans sözleşmelerinde ilgili yasa ve KHK.ye aykırı hükümler geçersizdir. Lisans sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça, tekelci lisans hakkını alan kişi, 3. bir şahıs tarafından sınai hak sahibinin hakkının ihlali durumunda, kendi adına şikayetçi olabilir.) NOT:Lisans alanın hakkı sözleşme ile sınırlıdır. Örneğin, buluş konusu ürünü belirli bir bölgede satmak için lisans alanın başka bölgedeki satışlar için yada marka hakkı ile ilgili sözleşmede belirtilen ürün grubu dışındaki ürün veya hizmetlerle ilgili şikayet hakkı yoktur.

134 3-Diğer kurum ve kuruluşlar:
(Patent veya faydalı model, tasarım, marka, entegre devre topoğrafyası hakkının ihlali suçlarında ) a) Tüketici Dernekleri ( ayrıca coğrafi işaret hakkının ihlali suçunda) b) 5590 sayılı Kanuna Tabi Kuruluşlar ( Ticaret ve sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları, Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği) (ayrıca yeni bitki çeşitleri ile ilgili ıslahçı hakkın tescilinde gerçeğe aykırı kimlik bildirimi yapılması) c)507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanununa tabi kuruluşlar, -Gerçeğe aykırı kimlik bildirimi yapılması, (ayrıca yeni bitki çeşitleri ile ilgili ıslahçı hakkın ihlali suçunda) -Korunan bir sınai hakkın sahibi olmadığı veya koruma süresi bittiği-herhangi bir sebeple marka hakkının sona ermesi durumlarında, kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir sınai hak ile ilgili olduğu kanısı uyandıracak şekilde işaretler koymak veya bu amaçla yazılı ve görsel basındaki ilan ve reklamlarda bu tarzda yazı, işaret veya ifadelerin kullanılması suçları için, (ayrıca entegre devre topoğrafyası hakkının ihlali suçunda )

135 4) Coğrafi işaret hakkı tecavüze uğrayanlar-suçtan zarar görenler:
a)Coğrafi işaret sicilinde belirtilen hak sahibi, b)Coğrafi işaret başvurusu yapma hakkına sahip olanlar ( 555 s. KHK md:7) -Tescile konu ürünün üreticisi olan gerçek veya tüzel kişiler, Menşe( yalnızca belli bölgede üretilen anzer balı gibi) işaretinde, sicilde belirtilen coğrafi bölgede faaliyet gösteren ve aynı ürünü sicilde belirtilen tüm özellikleri ile üretenler Mahreç( her yerde belli özellikte üretilen Maraş Dondurması gibi) işaretinde, tescile konu ürünün üretim, işleme ve diğer işlemlerinden en az birini sicilde belirtilen yöre, alan veya coğrafi bölge sınırları içinde tüm özellikleri ile üretenler 5) Coğrafi işaretin tesciline konu ürün ve coğrafi yöre ile ilgili kamu kuruluşları,

136 6)Yeni bitki ile ilgili ıslahçı hakları tecavüze uğrayanlar-suçtan zarar görenler:
Yeni bitki çeşidi için sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans ile verilmiş yetkilerini izinsiz genişletmek veya bu yetkileri üçüncü kişilere devretmek//Yeni bitki çeşidinin Türkiye'de veya UPOV sözleşmesine taraf bir ülkede kullanılmakta veya tescil edilmiş olan isminin aynısını veya karışıklığa yol açacak kadar benzerini, aynı veya yakın türdeki bir diğer çeşit için kullanmak//(14.madde 5/b maddesindeki bitki çeşitleri dahil) ismini kullanmadan korunan bir yeni bitki çeşidinin çoğaltım materyalini satmak veya başka şekilde pazarlamak//Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya piyasaya sürülen yeni bitki çeşidinin nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak// Islahçı hakkı, korunan çeşit ile ilgili olarak, hak sahibinin rızası olmadan üretmek veya çoğaltmak-çoğaltım amacıyla hazırlamak-satışa arz etmek-satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürme-ihraç veya ithal etmek-depolamak yetkilerini kullanmak//Korunan çeşide ait çoğaltım materyalinin, hak sahibinin tekelci yetkilerini ihlal etmek suretiyle üretildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, söz konusu materyali çoğaltım amacıyla hazırlamak, çoğaltmak, satışa sunmak, satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek, ihraç etmek, ithal etmek veya bu amaçlarla depolamak//Islahçı yeni bitki çeşidi hakkını gaspetmek//Bu fiillere iştirak veya yardım etmek veya teşvik etmek veya hangi şekil ve şartta olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, 7)Yeni bitki ile ilgili ıslahçı hakların tescilinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, gerçeğe aykırı kimlik bildirimi yapılması

137 8)Entegre devre topoğrafyası hakkı tecavüze uğrayanlar-suçtan zarar görenler-ayrıca:
-Orijinal olma şartlarını haiz bulunmayan parçaların çoğaltılması hariç olmak üzere, koruma altındaki entegre devre topoğrafyasının bütününün veya bir kısmının, bir entegre devre içine almak ya da bunun dışında herhangi bir şekilde çoğaltmak -Korunan bir entegre devre topoğrafyasının, korunan entegre devre topoğrafyasını içeren bir entegre devrenin ya da yasal olmayan bir biçimde çoğaltılmış entegre devre topoğrafyasını içeren ürün ithal etmek , satmak veya ticarî amaçlı dağıtmak eylemleri,

138 d)Şikayetin kabulünde dilekçelerin incelenmesi :
(*) Sınai haklar konusundaki şikayetler çoğu kez, Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapıldığından,dilekçelerin incelenmesi Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılmaktadır. (*)Sınai haklar ile ilgili şikayet dilekçelerinin, genel başvuru büroları yerine, sınai haklar ile ilgili yada bu konuda özel görev verilen Cumhuriyet Savcıları tarafından kabulü, uygulamanın kısa süre içinde yerleşmesini, ilgili kolluk birimleri ile iletişimin ve işbirliğinin kolaylaşmasını, uygulama birliğini sağlamaktadır. (*)Sınai haklar ile ilgili soruşturmaların özelliği, şikayet dilekçesi içeriği ile eklenecek belgeleri önemli kılmaktadır. Diğer suçlara oranla, sınai hak ihlalleri ile ilgili başvurularda, şikayetçi tarafı temsil eden avukatlar dilekçedeki eksikliklerin tamamlanması, açıklamaların yapılması konusunda istekli davranmaktadırlar. Delillerin toplanmasına katkıları, kovuşturmadaki hukuki yardımlarından çok daha fazla olmaktadır. (*)Cumhuriyet Savcılarının şikayet dilekçesi ile ilgili eksikliklerin giderilmesi konusundaki istekleri, şikayetin yapılmamasına, geciktirilmesine, hak kaybına yol açacak nitelikte olmamalıdır.

139 Şikayet dilekçelerinde incelenecek konular(1):
1)Başvuran gerçek veya tüzel kişinin şikayet hakkı bulunup bulunmadığı, ibraz edilen hak sahipliği belgeleri ile doğrulanıp doğrulanmadığı incelenmelidir. Genellikle olduğu şekilde avukatlar tarafından yapılan başvurularında, şikayet dilekçesine vekaletname örneği eklenmelidir. Vekaletnameler, Baro pulu yapıştırılmış ve suret harcı ödenmiş şekilde ibraz edilerek, kovuşturmanın bu nedenle gecikmesi önlenmelidir.( Kovuşturmada tamamlanması mümkün olmakla birlikte eksikliğin başlangıçta tamamlanması davanın gereksiz uzamasını önlemektedir.) Vekaletname okunaklı olmalı, tüm vekaletnamelerde bu yetkiler (dava ve şikayet ve uzlaşma , feragat yetkisine ilişkin kısımlar) incelenmelidir. Dayanak vekaletnameler eklenip, fotokopiler onaylanarak vekalet zinciri eksiksiz tamamlanmalıdır.Tüzel kişi adına vekaletname veren kişilerin temsil yetkisini gösteren belge şikayet dilekçesine eklenmeli yada vekaletname de açıklanmış olmalıdır. Sınai hak devredilmişse, devire ilişkin ve bu devrin ilgili sicile kaydını gösterir belge örneklerinin, lisansa dayalı hak varsa lisans sözleşmesinin tekelci olup olmadığının incelenmesi gerekir. Vekaletname zincirinde vekalet yetkisi verenler ile verilenlerin isimleri şikayetin kabulü sırasında incelenmelidir.

140 Şikayet dilekçelerinde incelenecek konular(2):
2)Şikayet dilekçesinde ihlalin ne zaman öğrenildiği açıklanmalı ve şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı incelenmelidir. 3)Vekaletname ve tevkil belgelerinin süreli olup olmadığına dikkat edilmelidir. 4)Vekaletnamelerde, düzenleme tarihi incelenmelidir. 5) Bildirimlerin zamanında yapılabilmesi için şikayet dilekçelerinde şikayetçiler ile müştekilerin ve vekillerinin tüm adres ve telefon ve varsa faks numaraları ile varsa adresleri, vatandaşlık kimlik numaralarının bulunması, UYAP ortamında işlemlerin daha kolay ve hızlı yürütülmesini sağlamakta, tebliğ için meydana gelen gecikmeleri ortadan kaldırmaktadır. 6) İştirak koşulları yok ise aynı yerde ve aynı tarihte işlenen suç ile ilgili olsa dahi, şüpheliler hakkında ayrı ayrı şikayet dilekçesi verilmeli, ayrı ayrı soruşturma yapılmalıdır. 7)Hak sahibinin birden fazla markası olabileceğinden, şikayet konusu üründe ihlal edildiği iddia edilen markanın ne olduğu, hangi marka için şikayette bulunulduğu, hangi eylemler nedeniyle hangi suçtan şikayetçi olunduğu açık, kesin ifadelerle belirtilmelidir.( Bu konularda …,vs. , gibi ibarelerin, belirtilmeyen bir suç veya marka için şikayet anlamında olup, kabul edilemeyeceği düşünülmektedir.)

141 Şikayet dilekçelerinde incelenecek konular(3):
8)Dilekçelerde, şikayete konu olan eyleme ilişkin somut olgu ve olayların açıklanması önemlidir. Sınai haklar ile ilgili şikayet dilekçelerinde genellikle, yalnızca sanığın adı ve/veya işyerinin adı ve adresinin bildirilmesi ile yetinilmekte, şüphelinin nasıl belirlendiğine dair olay açıklanmamaktadır. Şikayet dilekçelerinde, arama ve el koyma için makul şüphe oluştuğunu doğrulayan ve şikayeti haklı kılacak , şikayet edilenin suç konusu ile ilgisini belirten, varsa neden gecikmesinde sakınca olacağına ilişkin somut olay ve olguların , tarih, yer ve saati ile birlikte( suç konusunun belirli bir gün veya saatte şüpheli tarafından üretildiği yada satıldığı konusunda fatura,fiş yada satın alınan ürün veya emtia ibrazı , adresi ve kimliği belirtilen tanık tarafından satın alınma, isim ve adresi belli bir tanık tarafından suç konusu ürünlerin arama yapılacak işyerinde bulunduğu yada satıldığına ilişkin belge vs ) yer alması gerekir.

142 Şikayet dilekçelerinde incelenecek konular(4):
9)Suç konusu emtia veya belge ele geçmiş ise, orijinal ürün örneğinin derhal ibraz edilmesi veya incelenebileceği yer adresin dilekçede belirtilmesi soruşturmanın daha kısa sürede bitirilmesini sağlamaktadır. 10) Şikayet dilekçesinde, şüphelinin uzlaşma isteğinin kabul edilip edilmeyeceği konusunda irade açıklanmasının önemi yoktur. 11)Müşteki tarafından şikayet dilekçesi verilmesine rağmen 2 yıl içinde hak sahipliğini kanıtlayan belge sunulmazsa Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. 12)Şikayet süresi, şikayete hakkı olan kişinin fiili veya failin kim olduğunun öğrenilmesinden başladığı için, bu konu dilekçede açıklanmalıdır. 13)Soruşturma yapılabilmesi için zamanaşımı dolmamış olmalıdır. 14)Şikayet eden , bu fiilden zarar görmüş olmalıdır. Zarar görme ihtimali ile gelecekte işleneceği iddia olunan bir suç için şikayette bulunulamaz.

143 Şikayet dilekçelerinde incelenecek konular(4):
15)Soruşturma sırasında şikayetten vazgeçilirse, Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. Şüphelinin vazgeçmeyi kabul etme koşulu aranmaz. 16)İştirak halinde suç işleyen şüphelilerden biri hakkında şikayetten vazgeçme, diğer şüpheliler için de şikayetten vazgeçilmesi sonucunu doğurur.Şikayetten vazgeçme yönünden şüpheliler arasında ayrım yapılamaz. 17)Soruşturma sırasında avukat isteyen mağdur yada şikayetçiye vekili yoksa, baro tarafından avukat görevlendirilmesi sağlanarak ifadesi alınır. Sınai hak soruşturmalarında uygulanması hemen hemen mümkün olmamakla birlikte Ceza Muhakemesi kanununun 234. maddesi uyarınca ,18 yaşından küçük mağdur ve şikayetçilerin ifadesi mutlaka avukat huzurunda alınır.

144 e)Şikayetle ilgili sorunlar:
(*)Genellikle vekaletnamelerde uzlaşma yetkisi yer almamaktadır. Uygulamada feragat yetkisi olan vekilin, uzlaşma yetkisine de sahip olduğu düşünülmektedir.

145 Örnekler: 2)Suçun işlendiği yerin belirlenmesi :
(Genel yetki kuralları uygulanır) Örnekler: -Sınai hakka tecavüz fiillerinde, ürünün satıldığı, ithal edildiği, ticari alanda bulundurulduğu yer -Gerçeğe aykırı kimlik bildirim eylemlerinde, genellikle Ankara veya Türk Patent Enstitüsü tarafından yetki verilen makamın bulunduğu yer, -Haksız yere kendisini marka hakkı sahibi olarak göstererek Enstitüye başvurmak eyleminde Ankara, -Eşya veya ambalaj üzerindeki işareti kaldırma eylemlerinde, işaretin kaldırıldığı yer (ticarete sunulan yerin önemi yoktur.) -Taklit ürünün alındığı veya sağlandığı yeri bildirmemek eyleminde, bilginin talep edildiği yer, -Hakkı olmadığı halde marka ile ilgili hukuki tasarrufta bulunmak eylemlerinde , hükümsüzlüğe karar verildiği yada koruma süresi sona erdiği halde eşya veya ambalajda aldatacak şekilde markayla ilgili olduğunu belirten işareti kullanmak eylemlerinde, hukuki işlemin yapıldığı, eşyanın üretildiği veya satışa çıkarıldığı yer,

146 3)Soruşturmada güvenlik tedbirlerinin uygulanması:
a)Arama ve elkoyma(1): 1)5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile usul ve yasaya uygun olmayan arama ve el koymalar, mağdur olanlara tazminat ödemesi sonucunu doğuracağından arama kararı verilebilmesi ve makul şüphenin oluştuğunun kabulü için, dilekçelerde somut olgu veya delillerin gösterilmesinin daha önemli hale geldiği kuşkusuzdur. (*)Sınai haklar ile ilgili suçlar için koşulları oluştuğunda suçüstü hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu gibi birçok olay için, derhal mahkemeden karar alınması mümkün değilse , acele işlerden olduğu göz önüne alınarak ve gecikmesinde sakınca hali değerlendirilerek, hakimden karar istenmesi yerine, Cumhuriyet Savcısı tarafından arama kararı verilmesi ve el koyma halinde 24 saat içinde hakim onayına sunulması şeklinde uygulamanın, delillerin zamanında elde edilmesine ve soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasına daha uygun olduğu düşünülmektedir. 2)Arama, mümkün ise derhal aksi halde en kısa sürede ve arama kararı veya emrinde belirtilen esaslara göre yapılmalıdır. Ancak, gecikmesinde sakınca görülerek arama kararı verilmiş ise aramanın derhal yerine getirilmesi gerekir. Arama kararı veya emrinde aramanın nedenini oluşturan fiil, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi yada eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi açıkça gösterilmelidir.

147 Arama ve elkoyma(2): (*)Yönetmeliğin yasa maddelerinin uygulanmasını açıklaması gerekirken, T.C. Anayasası ve Ceza Muhakemesi Kanununda “ karar alınmadan “ aramadan söz edilmediği halde, yönetmelikte düzenlenmesi uygulamada tereddüt yaratmaktadır. Ancak, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8/f maddesinin yeni ceza yasalarının yürürlüğe girmesinden sonra uygulamayı rahatlattığı bir gerçektir. (*)Araçların aranması hakim kararına dayanmayan aramalar arasında belirtilmediğinden, araç aramalarında konut aramalarında ilişkin kurallar uygulanabileceği düşünülmektedir. Kolluğun önleme araması, denetim ve durdurma ile ilgili uygulamaları bu açıklamanın kapsamı dışındadır. Araç aramalarında en önemli konu, aramanın somut olgu ve emarelere dayanması ve mümkün olan en kısa sürede bitirilmesidir.

148 Arama Kararı Verilmesi:
(*)Delillerin toplanması Cumhuriyet Savcısının görevi olduğundan, müşteki delil -genellikte satın alınan ürün- ibraz etmeye zorlanmamalıdır. Eylemin nasıl, nerede, ne zaman, kim tarafından işlendiğinin, ne zaman ve nasıl öğrenildiğinin somut olgularla açıklanması yeterlidir. Anlatımın gerçek bir olaya ilişkin olması gerektiği kuşkusuzdur. Uygulamada arama kararı için şart koşulduğunda; ibraz edilen delilin işyerinden elde edilen diğer suç konusu ürünlerden, marka, cins ve model olarak farklı olduğu ve şüphelilerin bu ürünlerin kendilerinden alınmadığını bildirdikleri sıklıkla görülmektedir. (*)Ürün ibraz edilmiş ise , satış fişi, fatura, kartvizit, renkli fotoğraf gibi belgelerin de ibraz edilmesi yada satın alma işlemini yapan tanığın açık kimlik ve adresinin bildirilmesi somut olgunun kabulünü kolaylaştıracaktır.

149 (*)Cumhuriyet Savcısının, ihlalin durumuna göre, sınai hak ihlali olup olmadığında tereddüt duyulduğunda, orijinal ve/veya taklit ürün yada mümkün değilse renkli fotoğraflarını inceleyerek karar vermesinin yerinde olacağı düşünülmektedir. (*)İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı uygulamasında, şikayet ve dilekçesi verildiğinde, gerektiğinde orijinal ve taklit ürünlerin yada renkli fotoğraflarının incelenmesinde, marka hakkının ihlali konusunda tereddüt hasıl olduğunda, mutlaka hakim kararı ile aramanın yapılarak, delillerin kaybolmadan toplanması ile sonradan sınai hak ihlali olmadığının belirlenmesi halinde şüphelinin oluşması muhtemel ticari kayıpları arasında denge oluşturmak amacıyla, el koymadan sonra suç konusu ürünlerden alınan birkaç örnek adli emanete alınırken, diğerleri şüpheliye yediemin olarak teslim edilmektedir. Yine, bazı mahkemeler bu tür ürünler için, talep üzerine “ürünlere el konulması, adli emanete alınmak üzere 1’er örneğin alınması, diğerlerinin yediemin olarak şüpheliye bırakılması “ şeklinde karar vermektedir.

150 c) Arama tutanağındaki eksiklikler ve aramanın önemi ile ilgili içtihat örnekleri:
( Arama uygulamasında diğer suçlara ilişkin genel açıklamalara yer verilmemiştir.) “ Sanığın, deposunda ele geçen eşyalarla ilgisi olmadığı, başkalarınca bırakılmış olabileceği savunmasına göre zabıt mümzilerinin dinlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken “ “ Sanığın, dava konusu ürünlerin imalat ve satışını yapmadığını, müşterisinin emaneten bıraktığını, satışa arzedilmiş şekilde ele geçmediğini öne sürdüğü gözetilerek zabıt mümzileri dinlenerek (ürünlerin) ne şekilde ele geçtiği, satışa arz edilip edilmediği tespit edildikten sonra karar verilmesi gerekirken” “ Sanık işçi olarak çalıştığını bildirdiğinden, işyerinin kime ait olduğu saptanıp sonucuna göre bu kişi dinlendikten sonra karar verilmesi gerekirken ” “İşletmenin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre niteliği tespit edilerek kimlerin sorumlu olacağı tespit edilmeden karar verilmesi ”

151 b)Yakalama: (Genel kurallara göre uygulama yapılır)
c)Muhafaza Altına Alma, El Koyma, Emanet işlemleri(1): (Sınai haklara özgü ve önemli konular açıklanmıştır) 1)Arama sırasında elde edilen eşyanın veya aranan yerin uzun süredir kullanılmadığını gösteren özellikler varsa ( tozlu, örümcek ağı bağlamış, yerdeki toza basıldığında ayak izi oluştuğu vs. ) tutanak anlatımında belirtilmesi gerekir. Aramaların nerede yapıldığı, özellikle işyerinin sabit bir yer olup olmadığı neresinde ne şekilde bulunduğunun ( depoda, müşterilere açık raflarda, tezgah altında , kutu, çuval içinde, sıkıca kapatılmış koli içinde vs ) tutanaklarda açıklanmalıdır. (*)Suç eşyalarının mümkün olduğu ölçüde adli emanet dairelerinde saklanması sağlanmalıdır. Suç eşyasının adli emanete alınmasında sorun yaratacak nedenler varsa ( ihtilaf, büyüklük, ağırlık veya miktar olarak taşıma imkansızlığı, tehlikeli olması, sökülebilir durumda olmaması vs ) durumun derhal ( genellikle telefonla ) Cumhuriyet Savcısına bildirilmesi, yediemine teslimi emredilirse nedeni ilgili bölümde belirtilerek arama tutanağının yediemine imzalattırılması, yediemine yasal sorumlulukları hatırlatılarak tutanakta belirtilmesi, yedieminin kimlik belge fotokopisinin alınması, arama yerinden başka bir yerde yediemine teslim edilirse ayrıca teslim tutanağı düzenlenerek aynı açıklamaların tutanakta belirtilmesi, eşyanın muhafaza edileceği adres ile yedieminin adres, ev ve işyeri telefonları ile cep telefon numaralarının da tutanaklarda eksiksiz yazılması gerektiği düşünülmektedir.

152 c)Muhafaza Altına Alma, El Koyma, Emanet işlemleri(2):
2)İlgili KHK.lerin faillik ile ilgili maddeleri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun sorumluluk ile ilgili hükümleri birlikte değerlendirilmek üzere işyeri aramalarında hazır bulunan diğer kişilerinde işyerlerindeki konumu ( ortak, yönetim kurulu üyesi , satış müdürü, işçi , reyon sorumlusu vs.) ve bu mesleği hangi süre ile yaptığı, işyerinde hangi süre ile çalışmakta olduğu) belirtilmelidir. Aranan yerin veya eşyanın sahiplerinin yada yetkilerinin hazır bulundurulması gerekir. Kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri yahut kendisiyle birlikte oturan bir kimse veya komşusu aramadan önce aramanın amacı hakkında bilgilendirilmelidir.

153 c)Muhafaza Altına Alma, El Koyma, Emanet işlemleri(3):
3)El konulan eşyanın muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınır. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet Savcısı tarafından eşyanın bakım ve gözetimi ile ilgili tedbirleri almak ve istendiğinde derhal iade edilmek koşulu ile el konulan eşya şüpheliye veya diğer bir kişiye teslim edilebilir.Teslim etme, teminat gösterilmesi koşuluna bağlanabilir. El konulan eşyanın delil olarak saklanmasına gerek kalmamış ise rayiç değerinin derhal ödenmesi karşılığında ilgiliye teslim edilebilir. Ancak, el konulan eşyanın zarara uğraması ve önemli ölçüde değer kaybı tehlikesi ortaya çıkarsa soruşturma sırasında, hakim tarafından elden çıkarma kararı da verilebilir.

154 c)Muhafaza Altına Alma, El Koyma, Emanet işlemleri(3):
(*)Eşyanın kendiliğinden ile tesliminde muhafaza(koruma) altına almanın onaya sunulmasına gerek olmadığı düşünülmektedir. Eşyayı zilyedinin kendiliğinden vermesi muhafaza ( koruma) altına alma, aksi halde el koyma olarak adlandırıldığından, koruma altına alma için hakim onayına sunulmasına gerek olmadığı düşünülmektedir. 4)Konutta, işyerinde ve diğer kapalı yerlerde suç eşyası elde etmek için gece vakti arama yapılamaz.Suçüstü ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde gece vakti arama yapılabilir. Sınai hak ile ilgili soruşturmada Cumhuriyet Savcısı arama kararı vermiş ise gece vakti olması aramayı engelleyemez. Hakim kararı ile arama yapılacak ise gece vakti arama yapılamaz. 5)Ele geçen suç konusu her emtianın özellikleri liste halinde belirtilmelidir. Onlarca emtia ele geçtiğinde bu uygulamanın sorun yaratacağı kuşkusuzdur. Bu durumda Cumhuriyet Savcısının vereceği emre göre işlem yapılmalıdır.Şikayete tabi suçlarda, şikayet konusu olmayan, hak sahibine ait olmayan ve resen soruşturma konusu olmayan ürünlere el konulamaz.

155 c)Muhafaza Altına Alma, El Koyma, Emanet işlemleri(3):
6)El koyma işlemi suçtan zarar gören mağdura da geciktirilmeden bildirilir. (*) Diğer suçlarda olduğu gibi sınai hak ihlali soruşturmasında, ele geçen ürünlerin suçtan zarar görenlere bildirilmesi mümkün olmayacaktır ve bu hüküm uygulamaya yansımamıştır. Uygulamada, genellikle bildirim yapılmamakta, yalnızca şikayetçinin bilgisi olmaktadır. 7)Tutanaklar, gerçeği yansıtmalı ve işleme bizzat katılan görevlilerce imzalanmalıdır. Tutanağı imzalayan kolluk görevlileri, Ceza Muhakemeleri Kanununda yapılan değişiklikler sonrasında duruşmaya çağrıldıklarında, tanık olarak dinlenirken taraflarca doğrudan soru yöneltileceği ve bu sorulara açık, kesin ve net cevaplar vermeleri gerektiğini dikkate alarak işlem yapmalıdır. (*)Daha önce yaptığı ihbar yada başvurular sürekli doğru çıkan vekillerin yada kişilerin, somut olayı açıklayarak yaptıkları yeni başvurularda makul şüphenin varlığının kabul edilmesinin mümkün olduğu düşünülmektedir.

156 Uygulama usulü ile ilgili maddeler:Gümrük Kanunu md. 57 ve
d)Gümrüklerde el koyma: aa)İlgili maddeler: Patent ve faydalı model hakkının ihlalinde : 551 s. KHK md. 152/b Tasarım hakkının ihlalinde : 554 s. KHK md. 64/b Gümrüklerde el koyma: KHK md. 66 Coğrafi işaret hakkının ihlalinde : 555 s. KHK md. 35/b Gümrüklerde el koyma: KHK md. 37 Marka hakkı ihlalinde : 556 s. KHK md. 77/b Gümrüklerde el koyma: KHK md. 79 Yeni Bitki Çeşidi hakkının ihlalinde : s.y. Md. 63/b Entegre Devre Topoğrafyası hakkının ihlalinde : s.y. md. 34/b Gümrüklerde el koyma: KHK md. 36 Uygulama usulü ile ilgili maddeler:Gümrük Kanunu md. 57 ve Gümrük Yönetmeliği md

157 1-hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine
bb) Gümrükte el koyma usulü: Sınai mülkiyet hakları ile ilgili olarak, 1-hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine 2-Bu hakların ihlal edildiğine ilişkin açık deliller olması halinde, resen gümrük işlemleri gümrük idarelerince durdurulur. Bu uygulama, yolcu beraberinde getirilen zati ve hediyelik eşya ile posta kolileriyle gönderilen ticari mahiyette olmayan eşya için uygulanmaz. Muhtemel hak ihlali, eğer biliniyorsa, hak sahibine bildirilir. Gümrük idareleri hak sahibinin geçerli bir başvuruda bulunabilmesi için 3 iş günü boyunca işlemlerin durdurulmasına ve eşyaya el koymaya yetkilidir. Hak sahibinin başvurusu üzerine gümrük idaresi, başvuruyu kabul eder yada itiraz yolu açık olmak üzere reddeder ve bu kararı yazılı olarak hak sahibine bildirir. Hak sahibinin başvurusu üzerine eşyanın kararda yer alan sahte veya kopya eşya tanımına uyması halinde gümrük idaresi eşyanın gümrük işlemlerini durdurabilir veya eşyaya el koyabilir.  Gümrük idaresince alınan durdurma kararının hak sahibine el koyma kararının tebliğinden itibaren 10 gün içinde , esas hakkında ihtisas mahkemesinde dava açılmaz veya yargı merciinden tedbir niteliğinde karar alınmazsa , idarenin el koyma kararı ortadan kalkar. Gümrük idaresinin bildirmesi üzerine, hak sahibi veya temsilcisi başvurduğunda, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkili Sulh Ceza Mahkemesinden el koyma kararı alınmalıdır. Soruşturma veya kovuşturma sonunda yetkili mahkemenin söz konusu eşyanın sahte veya kopya olduğuna karar vermesi halinde Gümrük Yönetmeliğinin 111. maddesine göre; 1-İmha 2-Niteliğinin değiştirilmesinden sonra teslimi 3-Devlete terk edilmesi, işlemlerinden biri yapılır .

158 cc)Paralel İthalat: Sınai hak olarak tescilli ürünün ithali ve ihracı münhasıran hak sahibine aittir. Ancak, tescilli ürün Türkiye’de ve malların ihraç edildiği ülkede aynı kişi adına tescilli ise suç oluşmayacağı kabul edilmektedir (Paralel ithalat). Ancak, örneğin yurt dışından ihlal edilen ve Türkiye’de tescilli markayı taşıyan ürün taklit veya özgün niteliği değiştirilmiş veya kötüleştirilmiş şekilde satışa sunulmuş veya yurda kaçak sokulmuş ise marka hakkının ihlal edildiği kabul edilmelidir. (*)Soruşturma sırasında ürünün paralel ithalat konusu olduğu saptanmış ise Cumhuriyet Savcısı tarafından Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verilebileceği düşünülmektedir.

159 e)Adli Kontrol ve tutuklama:
1)Sınai haklar ile ilgili suçlarda çok az uygulandığından, hangi suçlar için koşulları oluştuğunda Adli Kontrol veya Tutuklama istenebileceği yaptırımlar kısmına işlenmiştir. 2)Soruşturma evresinde adli kontrol ve tutuklama genel görevli ve yetkili Sulh Ceza Mahkemesinden istemekte, istemin reddine itiraz halinde aynı mahkeme kararını değiştirmezse Asliye Ceza Mahkemesince itiraz konusunda karar verilmektedir. f) Zoralım (1): (*) İhtisas Mahkemesine veya HSYK kararı ile görevlendirilen mahkemeden istenmesi gerektiği düşünülmektedir.( CMK md.256/1) 1)Duruşmalı olarak yapılması gerekir. 2) Genellikle şikayetten vazgeçilmesi ve bilirkişi raporunda sınai hak ihlali konusunda fotoğraflar, emareler, benzerlikler, aynen kullanma, şüphelinin bilmesi gerektiği unsuru ile tasarım ihlalinde yenilik ve ayırt edicilik yönünden yapılan değerlendirme sonucunda talep edilmektedir.

160 Zoralım (2): 3)İddianame ile talep edilmesine gerek yoktur. 4)İstemin reddine itiraz halinde, İhtisas Mahkemesi kararını değiştirmezse itiraz, Ağır Ceza Mahkemesince incelenmektedir. 5) Suç konusu olmayıp yalnızca müsadereye tabi eşyalar için Sulh Ceza Hakimi karar vermelidir. Bu karar dosya üzerinden verilmelidir.( CMK md. 259) (*)Henüz uygulaması olmamakla birlikte, haksız eylem ile üretilmiş taklit ürün üzerinde sınai hak sahibinin hakkı olamayacağı görüşüyle, şüphelinin sattığı, elden çıkardığı taklit ürünlerin değeri kadar para tutarının zoralımına ( 5237 s. TCK. md.54/2 ) karar verilebileceği düşünülmektedir. Ayrıca, tazminat istemediğinden ceza mahkemesinde uygulanamamasına rağmen, 556 s. KHK.nin 62. maddesi uyarınca sınai hak sahibine mülkiyet hakkı tanındığında, bu ürünlerin üzerindeki taklit işaret ile satılması yada hibe edilmesi halinde, taklit olduğunu bilerek kabul eden veya satın alan için 5237 sayılı TCK.nun 165. maddesi uygulanabileceğinden, taklit üretilen ürün üzerindeki taklit kullanım unsurları sökülmeden mülkiyet hakkının tanınmaması gerektiği düşünülmektedir.

161 4)Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(1):
(Uzlaşma ile ilgili yasa hükümlerinin tekrarı yerine sorunlar üzerinde durulmuştur) 1) Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili CMK.nun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar. (*) Şüpheliye-usulüne uygun tebligatla- uzlaşma ile ilgili tüm hakları eksiksiz hatırlatılarak ve davete uymadığı takdirde uzlaşma istemediğinin kabul edileceği ihtar edilerek davet edilmesine rağmen , belirtilen gün ve saate yada sürede gelmemesi halinde hakim kararı ile zorla getirilmesi, gerektiğinde yakalama emri çıkarılması sağlanmalıdır. Şüpheli uzlaşma konusundaki isteğini bildirmeyi reddetmesi halinde uzlaşma istemediği kabul edilmelidir, susma hakkı bulunan ve özgür iradesinin alınması gereken şüphelinin bu konuda irade beyanında bulunmaya zorlanamayacağı düşünülmesine karşın, Yargıtay kararları doğrultusunda, İzmir uygulamasında ( Yargıtay içtihatları dikkate alınarak ) uzlaşma konusundaki iradesini bildirmek üzere gelmeyen şüpheliye , uzlaşma dahil tüm yasal hakları usulüne uygun tebligatla bildirilerek , gelmediğinde hakim kararı ile zorla getirileceği ihtarı yapılmakta, verilen süre içinde gelmediğinde hakimden zorla getirme kararı veya yakalama emri alınarak şüphelinin isteği sorulmak suretiyle soruşturma yapılmaktadır.

162 Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(2):
(*) Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir. ( Mağdur veya varsa vekiline uzlaşma ile ilgili tüm hakları hatırlatılarak ve davete uymadığı takdirde uzlaşma istemediğinin kabul edileceği ihtar edilerek –usulüne uygun tebligatla -davet edilmesine rağmen , belirtilen gün ve saate yada sürede gelmemesi yada uzlaşma konusundaki isteğini bildirmeyi reddetmesi halinde uzlaşma istemediği kabul edilmelidir, müşteki , varsa vekilinin irade beyanında bulunmaya zorlanamayacağı düşünülmektedir.) (*)İlgili yasa maddeleri mağdur ve şüpheliden söz etmesine rağmen, müdafi veya müşteki vekiline tebliğin yeterli olduğu düşünülerek uygulama yapılmaktadır.

163 Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(3):
(*)10 gün içinde rapor sunulmadığında, Baro tarafından atandığında yeni bir uzlaşmacı talep edilse dahi, tarafların anlaştığı uzlaşmacı avukat için yaptırım yoktur. 2)Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. (*) Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın durumunu değerlendirmeden uzlaşma daveti yapılmamalıdır.Uzlaşma daveti keyfiyeti kolluğa bırakılamaz. (*) Cumhuriyet Savcısının,( tüm hak ve yetkilerini bildirerek) uzlaşma davetini içeren tebliği diğer soruşturma işlemlerinin yanında kolluk görevlilerine yaptırabileceği düşünülmektedir. Ancak,uzlaşma ile ilgili açıklama, Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılmalı kolluğa bırakılmamalıdır. (*) Savunmadaki suçu kabul ile uzlaşma için suçu kabulün hukuki sonuçları, uzlaşmanın gerçekleşmemesi durumunda suçu ve sorumluluğu kabulünün aleyhine delil olarak kullanılamayacağı Cumhuriyet Savcısı tarafından şüpheli ve mağdura ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır.

164 Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(4):
3) Yargıtay içtihatları uyarınca şüpheliye uzlaşmayı kabul edip etmediğini sormadan ve bu konudaki prosedüre uyulmadan mağdurun uzlaşmayı kabul etmediği beyanına dayanarak kamu davası açılamaz. Aslında, mağdurun başlangıçta bu yöndeki iradesini bellli etmesi halinde, soruşturmayı gereksiz şekilde uzatan uzlaşma prosedürlerine gerek olmadığı düşünülmektedir. (*)Aynı açıklama kapsamında şüphelilere eylemin gerektirdiği ceza miktarı, seçimlik cezalardan adli para cezası verilmesi halinde , bu cezanın ertelenmeyeceğinin bildirilmesi halinde şüphelilerin uzlaşmayı tercih ettikleri gözlenmiştir. Uzlaşma istemi sayısının azlığının şüphelinin hakları konusunda bilgisizliği ve yeterince hukuki yardım almamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. (*)5237 sayılı TCK.nun ve CMK.nun yürürlüğe girdiği süre içindeki uygulamalarda özellikle şüpheliler ve vekillerinin savunmadaki suçu kabul ile uzlaşma için suçu ve sorumluluğu kabul arasında ayrım yapmadıkları, müvekkillerini mahkemenin verebileceği cezalar, özellikle para cezalarının ertelenemeyeceği, olası tazminat miktarı konusunda yeterince bilgilendiremedikleri gözlenmiştir.

165 Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(5):
(*)Türkiye Barolar Birliğinin 05/09/2005 tarihli yönergesinde Baro tarafından atanan uzlaştırıcı avukat ücreti ve uzlaşma masraflarının şüpheli tarafından Baro hesabına peşin olarak ödenmesinden sonra uzlaştırıcı avukat görevlendirileceği belirtilmiş olmasına karşın, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 28/11/2005 gün ve sayılı görüş yazısında ise uzlaştırıcı avukatın ücreti ve uzlaşma masraflarının Baro tarafından CMK ödeneğinden karşılanması gerektiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/11/2005 gün ve sayılı görüş yazısında ise uzlaştırıcı avukatın ücreti ve uzlaşma masraflarının şüpheli tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılacak bir hesaba peşin olarak yatırılması gerektiği belirtilmiştir. Soruşturma aşamasında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü görüşünün uygulanması gerektiği düşünülmekle birlikte, Türkiye Barolar Birliğinin yönergesine uyulmaması nedeniyle, uzlaştırmacı avukatın görevlendirilmemesi sorunlara yol açacaktır.

166 Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler(6):
(*)Şikayetten vazgeçme ile düşen marka hakkının ihlali suçu ve diğer şikayete bağlı suçlar için uzlaşma işlemlerinin uygulanması, soruşturma işlemlerinin uzamasından başka bir sonuç doğurmamıştır. (*)İzmir Cumhuriyet Başsavcılığında sınai hak soruşturmalarında uzlaşma tüm kuralları ile uygulanmasına rağmen, uzlaşma ile sonuçlanan soruşturma sayısı 1’dir. İzmir FSHCM.nde uzlaşma ile sonuçlanan dava yoktur.)

167 5)Sorumluluğun belirlenmesi(1):
1)Suç konusu ürünü bilerek satmak, dağıtmak, bir başka şekilde ticaret alanına çıkartmak( satışa sunmak, kiralamak, sergilemek vs), ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak eylemleriyle kasten( yada olası kastla) işlenebileceği gibi suç konusu ürünün taklit olduğunu bilmesi gerektiği halde aynı eylemlerle taksirli ( bilinçli taksirle ) olarak işlenebilir. 2)Bir işverenin hizmetlerini yaptıkları sırada doğrudan doğruya veya emirle sınai hak ihlali suçunu işleyen işletme çalışanları suçtan sorumludur. Sürekli veya geçici , hizmet, istisna veya vekalet akti ile çalışmak sorumluluğu etkilemeyecektir. İşveren için çalışırken , hizmetle ilgili veya hizmet sırasında suçun işlenmiş olması yeterlidir. Çalışanlarının doğrudan doğruya veya emir üzerine hizmetlerini yaptığı sırada işlediği sınai mülkiyet ihlali suçundan, suçun işleneceğini veya işlendiğini bilmesine rağmen engel olmayan işletme sahibi, müdür, temsilci veya işletmeyi fiilen yönetenler sorumludur. Sınai mülkiyet suçunun tüzel kişi ile ilgili faaliyet sırasında işlenmesi halinde tüzel kişi yargılama giderleri ve para cezasından suç faili ile birlikte sorumludur.

168 Sorumluluğun belirlenmesi(2):
(*)Sorumlulukla ilgili hükümler çerçevesinde, soruşturma sırasında; suç failinin eylemi doğrudan doğruya veya suç failinin emri ile işleyip işlemediği, işletme sahibi ve yöneticilerin işletmeyi fiilen idare edip etmedikleri, sorumlu tutulan çalışanın işyeri ile hizmet ilişkisinin türü, yöneticilerin suçun işleneceğini yada işlendiğini bilip bilmediği, önleyip önlemesinin mümkün olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, varsa sorumluluğa ilişkin belge örnekleri ( vekaletname, vergi levhası, sözleşme vs) temin edilmelidir. Bu konuların özellikle suçun öğrenilmesinden hemen sonra ve en kısa sürede belirlenmesi, ilgili kolluğun bu konuda Cumhuriyet Savcısı tarafından yönlendirilmesi çok önemlidir. Aksi halde, birçok suç faili cezalandırılamamaktadır. (*)5349 sayılı yasanın geçici 1 maddesi ile sorumluluk ile ilgili sorun, sınai hak ile ilgili Kanun ve KHK.lerde değişiklik yapılmasına veya 31 Aralık 2006 tarihine kadar ertelenmiş ise de, 5237 sayılı TCK.nun ile kast-olası kast-taksir-bilinçli taksire dayalı sorumluluk anlayışı karşısında sınai hak mevzuatındaki “ bilerek, bilmesi gerektiği “ ibareleri ile “işletme sahibi, yöneticileri , çalışanlarının sorumluluğu “ ile ilgili hükümlere yer verilmemesi, 5237 sayılı TCK.nun genel hükümleri çerçevesinde sorumluların belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

169 6)İfade ve savunmaların alınması(1):
1)Kolluk, CMK ile diğer kanunların öngördüğü şekilde şüphelilerin ifadesini gerektiğinde müdafi huzurunda alacaktır. CMK.nun 148. maddesi uyarınca , şüphelinin hakim veya mahkeme huzurunda doğrulanmayan ifadesi hükme esas alınamayacaktır. 2) Delile ulaşmadan şüpheli savunması alınmamalıdır. Özellikle kolluğun eskiden beri alışkanlığı olan önce savunma alma , sonra delilleri toplama alışkanlığını sürdürmesine yol açacak emirler verilmemelidir. Şüphelinin savunmasının suç yükletilebilecek delillere ulaşıldıktan sonra alınması gerekir. 3)Şüphelinin savunması alınırken suçlayıcı ve yönlendirici sorular sorulmamalıdır. 4) Şüphelinin, savunmasında suçtan kendisinin sorumlu olduğu veya olmadığını bildirmesi halinde, varsa, bu belgeleri ibraz etmesi istenmelidir(vekaletname, imza sirküleri, temsil belgesi, ortaklık belgesi vs ).

170 İfade ve savunmaların alınması(2):
5)Savunmalarda susma hakkını kullanmayan şüpheliye suç konusu markalı ürün veya emtiaların kimden, ne zaman, hangi fiyatla ve kaç adet satın alındığı, kaç adedinin hangi fiyattan satıldığı sorularak, şüpheli cevap verirse tutanağa yazılması, şüpheli fatura ile satın almış ise fatura fotokopisi istenmeli ve ibrazı halinde eklenmeli, görevli Cumhuriyet Savcısına bildirilerek , belirlenen başka sorumlular ve suç failleri yönünden de araştırma yapılmalıdır. 6)Şikayetçilerin veya vekili yada temsilcilerinin ifadeleri alınarak orijinal markalı ve taklit ürün veya emtialar arasındaki gözle görülen farkların açıklattırılması, ihlal iddiasının somutlaşmasını sağlamaktadır. 7)Suç konusu eşyaların bir kısmı yediemine teslim edilecek ise şüpheli ve müşteki yada vekiline adli emanete alınan ürünler ile yediemindeki ürünlerin cins ve özelliklerinin aynı olup olmadığı açıklattırılmalıdır. 8) Kolluğun şüpheliye savunmasının alınması sırasında uzlaşma ile ilgili haklarını hatırlatmasının veya suçu, sorumluluğu kabulü ile uzlaşma isteyip istemediğini sormasının, şüphelinin açıklamasının hukuki değeri yoktur. Bu görev Cumhuriyet Savcısınındır.

171 7)Diğer delillerin toplanması:
1) Kolluk görevlileri, Cumhuriyet Savcısının yazılı ve sözlü emirlerini yerine getirirken ( suçüstü hali dışında ) yeni bir delilin toplanması gerekirse, mutlaka Cumhuriyet Savcısına bildirerek emirlerine göre işlem yapmalıdır. 2) Şüphelinin ikrarı üzerine soruşturma bitirilmemeli, aksine şüphelinin ifadesini doğrulayan yada aksini gösteren deliller toplanmalıdır. Özellikle, sıklıkla rastlanan suç eşyasının emaneten bırakıldığı savunması üzerine, eşya sahibinin kimlik ve adresi sorulmalı, Cumhuriyet Savcısına bildirilerek emri ile bu kişini bilgisine başvurulmalıdır. 3) Kolluk görevlileri tarafından, Cumhuriyet Savcısının emri ile yalnızca şüpheli ile ilgili işlem yapılmamalı, düzenledikleri tutanakları gerektiğinde doğrulayabilecek olay yerinde bulunanların kimlik ve adreslerini belirlemelidir.

172 8) Bilirkişi incelemeleri ve Keşif(1):
(Sınai haklarla ilgili ve uygulamada önemli konular açısından değerlendirilmiştir) 1)Kural olarak , bilirkişiler, 2006 yılı başından itibaren her yıl İl Adli Yargı Adalet Komisyonları tarafından düzenlenen listeden seçilecektir.Ancak, gerekçe gösterilerek liste dışından atama yapılabilir. Listeden seçilen bilirkişilere yeniden yemin ettirilmesine gerek yoktur. 2)Bilirkişi, kendisini atayan merci ile iletişim içinde görevini yapar, bilgi verir, gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilir. 3)CMK.nun 66/5 md. göre bilirkişiden ( özellikle ibraz edilen veya yetkili satıcıdaki orijinal ürünler ve yediemine teslim edilen ürünler üzerinde ) teknik araştırma yapılmasının da istenmesi gereksiz keşif işlemlerini önleyeceği gibi raporların daha kısa sürede verilmesini sağlamaktadır)

173 Bilirkişi incelemeleri ve Keşif(2):
(*)Bilirkişi hukuki değerlendirmede bulunamaz.( Hukukçu bilirkişilerden hukuki görüş alınmamalıdır.Ancak, hukukçu bilirkişinin marka-patent vekilliği, hukuk yazılımları, muhasebe yazılımları gibi başka bir uzmanlığı varsa, bu konulardaki görüşlerinden yararlanılabileceği düşünülmektedir.) 4)Taraflar olayla ilgili yada bilirkişi raporunda değerlendirilmek üzere uzmanından bilimsel görüş alabilir. (Genellikle soruşturmada bilirkişi raporunu değerlendirmeleri imkanı olmamasına rağmen müştekiler ve vekilleri bu hükmü uygulamamaktadır) 5)Bilirkişiler düzenledikleri raporlar ile ilgili olarak, resen veya tarafların istemi üzerine duruşmaya çağrılarak dinlenebilir. ( Bilirkişi rapor düzenlediği her olayda somut, kesin, gerekçeli, açıklamalarda bulunmalı, gerektiğinde tarafların sorularına da aynı şekilde cevap verebilecek şekilde hazırlıklı olmalıdır.) 6)Bilirkişilere inceleyeceği eşyalar listesi ve sayımı yapılarak mühür altında verilir,bilirkişi yine liste ile mühürün tarafından açılması ve yeniden mühürlenmesi konusunda tutanak düzenlemekle yükümlüdür. ( Araştırma yetkisi verildiğinde, orijinal örnekler, başka örnekler konusunda inceleme yapması ve yediemindeki eşyaları incelemesi ve bilgi alması mümkün görülmektedir. Yedieminde incelenen eşyalar içinde liste düzenlenmelidir.)

174 Bilirkişi incelemeleri ve Keşif(4):
(*)Sınai hak soruşturmalarında bilirkişiler müşteki tarafından ibraz edilecek, yetkili bayiden temin edilecek orijinal ürün ile suç konusu ürünü, belge ve diğer emtiayı inceleyip karşılaştırarak, sınai hak tesciline ilişkin belge örneklerini, inceleme için gerekli ise Türk Patent Enstitüsünden gönderilecek onaylı tescil belgesi örneklerini inceleyerek haksız kullanıma ilişkin tespitlerini açıklayacaklar, orijinal ve taklit ürünlerin benzer yönlerini, kalite faklılıklarını, tüketicinin taklit kullanımı fark edip edemeyeceğini açıklayacaklardır. Orijinal ve ( ihlali doğrulayan özellikleri gösteren) taklit ürünlerin fotoğrafları da eklenmelidir. 16) Faturalara genellikle ayrıntı yer almadığından, ibraz edilen faturaların suç konusu eşyaya uygunluğu konusundaki bilirkişi görüşü son derece önemlidir. (*)Tasarım hakkının ihlali ile ilgili incelemelerde, suçun sübutunu etkileyeceğinden yenilik ve ayırt edicilik incelemesinin resen yapılması , bu nedenle bilirkişiler arasında tasarım uzmanı ile sektör temsilcisi mutlaka yer alması, bilirkişi raporunda ayırt edicilikle ilgili açıklamalarda, bilgilenmiş kullanıcı konusundaki kriterler ile tescilli tasarımın ve suç konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin açıklanması gerekir.

175 9)Soruşturmada bilirkişi incelemesinin gerekliliği ve uygulama(1):
(*)CMK.nun 174/1-c maddesi uyarınca suçun sübutunu etkileyecek ise bilirkişi raporu alınması, aksi halde iddianame nin iade edilebileceği, sınai hak ihlalleri ile ilgili soruşturmalarda, özelikle sınai hakka tecavüz eylemlerinde suçun delillendirilmesi için çoğu kez bilirkişi görüşünün alınması gerektiği, ancak şikayet dilekçesi ile birlikte, suç konusu ürün ile ilgili olarak hukuk mahkemelerinden alınmış onaylı bilirkişi raporu örneği sunulduğunda, ( bu rapor yeterli ise ) soruşturma aşamasında yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığı düşünülmektedir.

176 Soruşturmada bilirkişi incelemesinin gerekliliği ve uygulama(2):
(*)Bilirkişi incelemesi veya bir başka delil için keşif gerektiğinde, CMK.nun 83/1 maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının yalnızca gecikmesinde sakınca olan durumlarda keşif yapabileceği dikkate alınmalıdır. Bu koşul oluşmamışsa keşif mahkemece yapılmalıdır. (*)Zararın ağırlığının 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca cezanın belirlenmesine etken nedenlerden olduğu, sınai hak ihlallerine ilişkin yaptırımların genellikle seçimlik ceza içerdiği, CMK.nun 170/6. maddesinde iddianamede seçimlik cezalardan hangisinin istenildiğinin belirtilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı, CMK.nun 170/2. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının yeterli şüpheyi oluşturacak delil elde etmesi halinde kamu davası açmasının mümkün olduğu, iddianamede seçimlik ceza isteminin gerekçesini belirtmek zorunluluğu olmadığı gibi Cumhuriyet Savcısının seçimlik ceza ile ilgili istemini zararın ağırlığından başka nedenlere dayandırabileceği göz önüne alındığında, soruşturma evresinde zarar yönünden bilirkişi incelemesine gerek olmadığı düşünülmektedir. (*)Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları ışığında, sınai hak ihlali konusunda Hakim veya Cumhuriyet Savcısının sınai hak konusundaki özel eğitimi, çalışmaları yada bilgisinin hükme esas alınamaması, ancak ihlal olgusu sınai haklar konusunda özel ve uzmanlık gerektiren bir bilgi gerektirmeyecek kadar açık ise bilirkişi incelemesi yapılmadan kamu davası açılabileceği ve karar verilebileceği düşünülmektedir.

177 10)Soruşturmada görevli ve yetkili mahkeme:
1)Sınai haklar ile ilgili Kanun ve KHK.ler ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarih ve 188 sayılı kararı yalnızca ceza davalarında görevli mahkemeyi belirtmektedir. 2)Soruşturma sırasında, alınacak arama, el koyma veya ( zoralım dışındaki ) güvenlik tedbirleri ile ilgili kararlar için suçun işlendiği yerde yetkili Sulh Ceza Mahkemesi görevlidir. (*)5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. maddesine rağmen soruşturma sırasında Sulh Ceza Mahkemelerinin İhtisas Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle karar vermekten kaçınmaları, bu karara yapılan itirazlar ve görev uyuşmazlığının çözümü delillerin toplanmasını geciktirmektedir.

178 11)Soruşturmanın sonuçlandırılması:
a)Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı(1): (*)Tasarım hakkı ihlalinde, Cumhuriyet Savcısı bilirkişi görüşüne uygun şekilde yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığından (yeterli şüphe elde edilemediğinden ve kovuşturma olanağı bulunmadığından ) Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verebilmelidir. Bu durumda düzenlenecek iddianame iade edilebilir. (*)Marka hakkı ihlalinde, bilirkişi görüşüne uygun olarak suç konusu ürünün orijinal olduğunun belirlenmesi ve diğer hukuka uygunluk nedenleriyle (yeterli şüphe elde edilemediğinden ve kovuşturma olanağı bulunmadığından ) Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verebilmelidir. Bu durumda düzenlenecek iddianame iade edilebilir.

179 Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı(2):
(*)Bilirkişi raporu Cumhuriyet Savcısı tarafından değerlendirilerek kamu davası açıldığı takdirde mahkeme tarafından yeniden değerlendirilecek, taraflar rapora karşı açıklamada bulunabilecek, resen veya talep üzerine yeniden inceleme yapılabilecektir. Cumhuriyet Savcısı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar verdiğinde ise, taraflar bilirkişi raporuna itirazlarını, Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına itiraz ile birlikte bildirebilmektedir. Bu durumda da itirazın incelenmesi, mesleki deneyimleri tartışılmaz , ancak, muhtemelen uzmanlık gerektiren sınai haklar mevzuatından uzak kalan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanları tarafından değerlendirilmektedir. CMK.ndan kaynaklanan bu uygulama, , sınai haklar ile ilgili soruşturmalar sonunda, Cumhuriyet Savcılarınca Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmesinde ne derece dikkatli olunması gerektiğini ve İhtisas Mahkemeleri hakimleri gibi Cumhuriyet Savcılarının sınai haklar konusunda uzmanlaşmasının ve eğitiminin önemini ortaya koymaktadır. Bilirkişi raporu ile sınai hak ihlali görüşünün belirtilmesi, Cumhuriyet Savcısının bu nedenle Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar vermesi ve bu karara itirazın reddi , yanlış bir karar verildiğinde soruşturmanın yeniden açılabilmesini ancak, yeni delil elde edilmesine ve bu konudaki istem üzerine aynı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanının kararına bağlı kılan istisnai bir durumdur. (*)Dilekçede yer alan tüm iddialar karşılanmalıdır. Aynı olaya ilişkin marka, tasarım, patent hakkı ihlali iddiaları ile haksız rekabet iddiaları sonuca bağlanmalıdır.

180 b)İddianame (1): ( Genel kurallara değinilmemiş, sınai haklar ile ilgili uygulamalar değerlendirilmiştir ) (*)5349 sayılı yasanın geçici 1 maddesi ile güvenlik tedbirleri ile ilgili sorun, sınai hak ile ilgili Kanun ve KHK.lerde değişiklik yapılmasına veya 31 Aralık 2006 tarihine kadar ertelenmiş ise de, 5237 sayılı TCK.nun 53 vd. maddelerinde yer alan özellikle 53/1-e maddesinde yer alan “ meslek ve sanatın tatili “ tedbiri ile sınai hak mevzuatındaki “ işyeri kapatma ve ticaretten “ feri cezaları çeliştiğinden , 5237 sayılı TCK.nun 5. maddesi dikkate alınarak, yapılacak yeni düzenlemede feri cezalara yer verilmemesi, 5237 sayılı TCK.nun genel hükümlerine yollama yapılması gerektiği düşünülmektedir. CMK.nun 170/c maddesi uyarınca sınai hak ihlali suçlarına özgü olup iddianamede yer alması gereken unsurlar: 1)CMK.nun 170/6. maddesi uyarınca düzenlenecek iddianamede uygulanacak yasa maddesi , ek ve değişiklik yasaları ile birlikte ( Örn:556 sayılı KHK.ye 4128 sayılı yasa ile eklenen 5194 sayılı yasa ile değişik 61/A-c maddesi ) gösterilmeli, şüpheli hakkında seçimlik cezalardan hangisinin uygulanmasının istenildiği, uygulanması istenilen cezaya göre güvenlik tedbirlerinden hangilerinin uygulanmasının istenildiği, eylem bir tüzel kişiliğin faaliyetleri çerçevesinde işlenmiş ise ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek güvenlik tedbirinin gösterilmesi gerekir.Aksi halde iddianamenin iadesi nedeni yapılabilir. 2)İddianamede tescil edilen ve taklit edildiği iddia edilen işaret ( kelime ve/veya şekil) doğru olarak ve mutlaka belirtilmelidir.

181 İddianame (2): İddianamenin iade edilmemesi için dikkat edilmesi gereken konular: 1-Bir başka soruşturmadan ayrılarak veya başka bir nedenle eklenen fotokopi evrak mutlaka onaylanmış olmalıdır. 2) 31 Aralık 2006 tarihine veya sınai hak mevzuatında değişiklik yapılıncaya karar iddianamede, ilgili yasa maddesinde öngörülen feri ceza talep edilmelidir. İşyeri olmayanlar için işyeri kapatma cezası istenmemelidir. 3)Suçun nitelendirilmesinde marka hakkının ihlali suçunda işyerinde yalnızca etiketlerin bulunması halinde, sanığın eyleminin teşebbüste kaldığına ilişkin içtihatlar dikkate alınmalıdır.

182 12) Kovuşturmada görevli ve yetkili mahkeme(1):
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarih ve 188 sayılı kararı ile; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu( md.76) ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması( md.146), 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması(md.58), 555 sayılı Coğrafi işaretlerin Korunması( md.30), 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname(md.71)’lerden kaynaklanan ceza davaları için, 1-(İstanbul, Ankara ve İzmir’de) görevli Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemelerinin yetki çevresi kuruldukları yer il mülki sınırları, 2-Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi kurulmayan yerlerde, -Bir asliye ceza mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, -İki asliye ceza mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ceza mahkemesinin, -İkiden fazla asliye ceza mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye ceza mahkemesinin, bağlı oldukları adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde görevli ve yetkili olduğu belirlenmiştir.

183 12) Kovuşturmada görevli ve yetkili mahkeme(2):
Soruşturmada görevli ve yetkili mahkeme ile ilgili sorunlar: (*) 5042 Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahatçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun( md. 68) ve 5147 Entegre Devre Topoğrafyaları Hakkında Kanun ( md.31)’larda da görevli mahkemelerin İhtisas Mahkemesi olduğu , Asliye Ceza Mahkemelerinden hangisinin görevlendirileceğinin Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu tarafından belirleneceği hükmüne rağmen henüz bu konuda verilmiş kurul kararı bulunmamaktadır. (*) Haksız Rekabet suçları için Sulh Ceza Mahkemeleri görevlidir. Sınai haklarla ilgili ceza davaları için İhtisas Mahkemelerinin görevli olmasının yerinde olacağı, ancak, yasa ile düzenlenmediğinden İhtisas Mahkemelerinin haksız rekabet suçlarına bakmasının mümkün olmadığı düşünülmekle birlikte, görev uyuşmazlığı üzerine Yargıtay ‘ın İhtisas Mahkemelerinin yada ( yeni ceza ve usul yasaları yürürlüğe girmeden önce ) genel görevli Asliye Ceza Mahkemelerinin görevli olduğunu belirten farklı kararlar vermiştir.

184

185 FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR VE ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ

186 A) GENEL AÇIKLAMA 5101 sayılı kanunla 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 75. maddesinde yapılan değişiklikle “ Bu kanunda belirtilen suçlara, unsurlarını taşıması halinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmişti. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi 1. fıkra d bendi ile 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde Suç İşlemek Amacıyla Örgüt kurma başlığı ile yeni bir örgüt suçu kavramı getirilmiştir. Böylece, 5846 sayılı kanun kapsamındaki suçlar için 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanununun uygulanması imkanı kalmamıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde düzenlenen Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma suçunun , suçun yasal unsurları oluştuğunda fikri ve sınai hak ihlallerinde uygulanmasını engelleyen hüküm yoktur.

187 B)SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇUNUN YASAL UNSURLARI
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde yer alan Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunda örgütün amacı, suç işlemek olmalıdır. Bu suçun yasal unsurları aşağıdaki şekilde sıralanabilir. 1-Örgütün yapısı, üye sayısı, araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması, 2-Üye sayısının üç’ten az olmaması, 3- Örgütün hiyerarşik bir yapıya sahip olması, 4- Birden fazla suçu işlemek amacıyla kurulmuş olması,

188 Ayrıca, aynı yasa maddesine göre,
Örgüte üye olanlar örgütü kuran ve yönetenlere göre daha hafif cezalandırılacaktır. Örgüt üyesi olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler örgüte üye olanlar gibi cezalandırılacaktır. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım edenler örgüte üye olanlar gibi cezalandırılacaktır. Örgütün propagandasını yapanlar bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Örgütün silahlı olması halinde , verilecek cezalar artırılacaktır. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan ayrıca ceza verilecektir. Örgüt yöneticileri, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan ayrıca cezalandırılacaktır.

189 C- FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLARIN ÖRGÜTSEL SUÇLAR YÖNÜNDEN ÖZELLİKLERİ:
Soruşturmalarda edinilen deneyimler ve elde edilen delillerin ışığında , fikri ve sınai haklara ilgili suçların genel olarak işlenme şekillerini inceleyerek, sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununda yer alan suçun yasal unsurları ile ne derece örtüşeceği ortaya konulabilir. İşleniş özellikleri ile birlikte fikri ve sınai mülkiyet suçları ile ilgili olarak aşağıdaki tespitler yapılmıştır: 1.En çok rastlanan fikri hak ihlali, 5846 sayılı kanun hükümlerine aykırı olarak çoğaltılmış, süreli olmayan yayınlar ile CD ve DVD’lerin, Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde bandrolsüz olarak satılmasıdır. 2.Hak sahiplerinin izni olmadan, müzik eserlerinin veya şifreli televizyon yayınlarının umuma yayınlanması, diğer fikri hak ihlalleri arasındadır. 3. Fikri hak ihlalinden çok dolandırıcılık suçu olarak nitelendirilmesi mümkün olan, kişi yada ürünleri tanıtan reklam CD’leri yada bozuk CD’lerin üzerine içerikleri ile ilgisi olmayan filmleri tanıtan kartonetler yapıştırarak seyyar tezgahlarda satmak eylemlerine zaman zaman rastlanmıştır.

190 4.Diğer fikri hak ihlallerinden daha az işlenmekte olmasına rağmen, eser yada hak sahiplerinin izni olmadan müzik eserlerinin telif ücreti ödenmeden, ekonomik kazanç amacıyla internet ortamında elde edilmesi, kopyalanması, değişimi şeklindeki eylemler uluslararası müzik korsanlığı olarak adlandırılabilir. 5.Korsan üretilmiş kitap ve materyalin satışı seyyar sokak satıcıları aracılığıyla, bedelli veya bedelsiz yayılması da perakende satış yapan işyerlerinde yapılmaktadır. 6.Şüphelilerin savunmalarından, özellikle işyerlerinde satılan korsan kitap ve materyalin , internet ortamında veya telefon ile sipariş yoluyla yada işyerlerine gelen pazarlamacılar tarafından ulaştırıldığı anlaşılmaktadır. 7. Korsan kitap ve CD satışlarının tamamı faturasızdır.

191 8.İşyeri sahipleri ve seyyar satıcılar tarafından korsan kitap ve CD pazarlayan kişilerin açık kimlik ve adresleri veya gerçek isimleri bilinmemekte veya bu konuda bilgi verilmemektedir. 9.Seyyar satıcılar yakın zamana kadar haklarında işlem yapılmaması ve etkili şekilde cezalandırılmamaları nedeniyle, diğer seyyar satıcı yada işyerlerinden, korsan kitap ve CD satın alarak, 5846 sayılı yasanın 81. madde 7. fıkrasında belirtilen yerlerde satmaktan çekinmemişlerdir. 10.Korsan kitap yada CD pazarlayanların, yanlarında getirdikleri kitap ve CD’leri, bu tür işlerle uğraşan yada eğilimi olan kişilerin toplandığı yerler ve özellikle kahvehanelere gelen işsiz ve para kazanma ihtiyacı olan kişi yada öğrencileri bularak sattırdıkları belirlenmiştir. Seyyar satıcının yakalanmaması halinde, korsan kitap ve CD pazarlayanlar, satılan kitap veya CD’lerin bedelini alıp, önceden kararlaştırılmayan bir pay yada yevmiye vermektedirler. 11. Seyyar satışlar ile mücadelenin etkisiyle , işyerlerinde, sipariş üzerine veya çok talep edilen CD’leri kendileri çoğaltarak satmak suretiyle yayma eylemleri görülmüştür.

192 12.Hak sahipleri veya vekilleri tarafından yapılan şikayetler ihbara dayanmaktadır. Şikayet ile başlayan soruşturma sayısı resen yapılanlara göre oldukça azdır. sayılı yasa hükümleri uyarınca kurulan İl Denetim Komisyonları çalışmaları yeterince etkin şekilde yürümemektedir. Komisyon üyelerinin yaptıkları işin uzmanı olmadıkları gibi bandrol uygulaması konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları gözlenmiştir. 14.Suç ile mücadele eden birimler dışında görev yapan kolluk görevlileri özellikle açıkta seyyar satış yapan korsan kitap ve CD satıcılarına işlem yapmak konusunda isteksizdir. Resmi yada sivil giysili kolluk görevlileri çoğu kez , kaldırımlar üzerinde satış yapan satıcılara ilgisiz kalmakta, hatta resmi giysili kolluk görevlilerinin aynı satıcılardan korsan kitap yada CD satın aldıkları görülmektedir. Diğer kamu görevlileri de , aynı eylemleri ihbar etmekte isteksizdir. Bu durum, kolluk görevlileri başta olmak üzere kamuoyunun korsan kitap ve CD ile ortaya çıkan vergi ve istihdam kaybı, elde edilen haksız kazanç, ülkemiz ekonomisine olumsuz etkileri ve fikri haklar ile mücadele konusunda ülkemiz için olumsuz değerlendirmeler yapılması konusunda bilgilendirilemediğini ortaya koymaktadır.

193 15.Korsan kitap ve CD’lerin üretim ve pazarlanma şekillerine bakıldığında, üretim ve pazarlamanın son derece organize olduğu görülmektedir. Korsan ürünlerin seyyar satıcı veya işyerlerine ulaştırılmasına kadar organize faaliyet sürdürülmektedir. Tüketiciye satış yapan satıcıların aynı organizasyonun dışında kalması , üretim ve pazarlama faaliyeti yapanlara ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. 16.Perakende satış yapan işyeri sahipleri ile seyyar satıcılar yada tüketicilere baskı, cebir, şiddet, tehdit yoluyla satış yapılması olayına rastlanmamıştır. Tüketiciye satış yapan seyyar veya perakende satıcılar , fazla bir maliyet ortaya koymadan, vergisiz kazanç elde etmekten rahatsızlık duymamakta kendi istekleri ile satış yapmaktadırlar. 17.Kesin bir delile ulaşılamamakla birlikte , korsan kitap ve CD’lerin pazarlanmasında benzer ekonomik ve sosyal çevreden gelen satıcılar tercih edilmektedir. Bu durum, elde edilen haksız kazancın bir takım yasa dışı örgütlere aktarıldığı yada aktarılmasının mümkün olduğu kanaatini uyandırmaktadır.

194 D)5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU KAPSAMINDAKİ SUÇLARA SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDA DÜZENLENEN SUÇ İŞLEMEK İÇİN ÖRGÜT KURMA SUÇUNUN UYGULANABİLİRLİĞİ: Fikri ve sınai mülkiyet aleyhine işlenen suçların , örgütlü suçlar açısından değerlendirilmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde yer alan suçun Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesi ile birlikte incelenmesinde farklı sonuçlara varılmaktadır. Uygulanabilecek en yakın eylem olarak marka hakkının ihlalinde yada korsan CD veya kitap üretilmesi ve yayılmasında, özellikle yıldırma, korkutma veya sindirme amacıyla tehdit, baskı, cebir ve şiddet kullanma unsuru gerçekleşmediğinde 4422 sayılı kanun hükümleri uygulanamayacağı halde, aynı eylemler için 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde yer alan suçun unsurları gerçekleşebilir.

195 fail sayısının üçten fazla olması,
Soruşturma konusu olan ve incelenen korsan CD veya kitap çoğaltma ve yayma eylemlerinde, örgüt yapısı, üye sayısı, araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması, fail sayısının üçten fazla olması, örgütün hiyerarşik bir yapıya sahip olması ve birden fazla suçu işlemek amacıyla kurulmuş olması, unsurlarının gerçekleşmesi mümkündür.Aynı şekilde özellikle hak sahipleri tarafından taklitlerinin önlenmesi için tedbir alınan ve paketleme, pazarlama, depolama gibi birçok kişinin suça katılmasını gerektiren sigara, içki, çay , deterjan gibi ürünlerle ilgili marka hakkının ihlali suçları için de suç işlemek için örgüt kurma suçundan soruşturma yapılabilir. Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesinde örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile inceleme konusu ile yakından ilgili haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet uygulanarak işlenen suçların soruşturma ve kovuşturması görevi Adalet Bakanlığının teklifi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığınca görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları ile Ağır Ceza Mahkemelerine verilmiştir.

196 Açıklanan unsurlar gerçekleştiğinde, suç failleri hakkında ayrıca Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçundan da soruşturma ve kovuşturma yapılacaktır. Suçların özelliğine göre haksız ekonomik çıkar sağlamak için cebir ve şiddet uygulandığında suçun soruşturması ve kovuşturması özel görevli Cumhuriyet Savcıları ve Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülecektir.Ancak, edinilen deneyimler ile cebir ve şiddet kullanılarak fikri ve sınai hak ihlali suçu işlenmesi mümkün görülmediğinden , incelenen eylemlerin özel görevli Cumhuriyet Savcılarının görevine girecek şekilde oluşması uzak bir olasılıktır. Soruşturmalar genel hükümlere göre yürütülecektir.

197 Kuvvetli şüphe sebebinin bulunması halinde Ceza Muhakemesi Kanununun 128, 135, 139, 140. maddelerinde düzenlenen taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulması, iletişimin dinlenmesi, tespiti, kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme, Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunda uygulanacaktır. Unsurlar gerçekleştiğinde bu yöntemler fikri hak ihlallerinde de uygulanabilecektir. Ceza Muhakemesi Kanununun; 129. maddesinde yer alan postada el koyma, 134. maddesinde yer alan bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma yöntemleri Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma unsurlarının gerçekleşmesine gerek olmadan fikri veya sınai hak ihlallerinde uygulanabilecektir.

198 E) SONUÇ: sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki suçlar için , Yeni Türk Ceza Kanunun 220. maddesinde düzenlenen Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunun yasal unsurlarının oluşması ve suç faillerinin ayrıca bu suçtan da cezalandırılması mümkün görülmektedir. Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçu için öngörülen yaptırım, suç işlemekten caydıracak ağırlıktadır. sayılı kanun kapsamında kalan ve aynı zamanda Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunun yasal unsurlarını taşıyan eylemlerde, kuvvetli şüphe bulunması koşulu varsa Ceza Muhakemesi Kanununun; -128. maddesinde düzenlenen “ Taşınmaz, hak ve alacaklara el koyma “, Örgüte üye olmak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım ve örgütün ve amacının propagandasını yapmak eylemleri dışında Ceza Muhakemesi Kanununun; 135. maddesinde yer alan “ İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması “, maddesinde yer alan “ Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi “ , 140. maddede yer alan “ Teknik Araçlar İle İzleme “ koruma tedbirlerine, genellikle kuvvetli şüphe koşuluna bağlı olarak başvurulması mümkün olabilecektir.

199 Bu yöntemlerin uygulanması, fikri hak ihlallerinin örgütlü olarak işlenmesi halinde kolluk görevlilerinin delillere ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Koruma tedbirleri ile ilgili kararları veren ve uygulayanlar açısından, Ceza Muhakemesi Kanununun 141 vd. maddeleri uyarınca, “ eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine , koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen “ kişilerin tazminat isteminde bulunabileceği ve devletin “ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiri ile ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu edeceği “ hükümleri gözardı edilmemelidir.

200 Ceza Muhakemesi Kanununda;
“ İletişimin tesbiti, dinlenmesi ve kayda alınması “, “ Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi “ , “ Teknik Araçlar İle İzleme “ koruma tedbirlerinin hangi suçlar için uygulanabileceği belirtilmiş ve uygulama ilgili maddelerde belirtilen suçlarla sınırlandırılmıştır. Fikri hak ihlalleri ile etkin mücadelede , gelişen iletişim teknolojisi , uluslar arası hukuk kuralları ve ülkemizde işlenen suçların, özellikle korsan CD çoğaltma ve satışı ile elde edilen gelirlerin yasa dışı örgütlere ulaşmasının önlenmesinin temini için , belirtilen koruma tedbirleri ile ilgili sınırlı sayıdaki suçlar arasında 5846 sayılı kanunun yada hiç değilse şikayet aranmadan soruşturma yapılabilen 5846 sayılı kanunun 81. maddesinin yer alması, kolluk görevlilerinin daha kolaylıkla delillere ulaşmasını sağlayabilirdi.

201 Fikri ve sınai mülkiyet aleyhine suçlar için Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunun uygulanmasında en önemli engel , örgütlenme suçunun yasal unsurlarının gerçekleştiği konusunda , kamu davası açılmasına yeterli delil elde edilmesidir. Suçun unsurlarının oluştuğunda dahi, örgüt yöneticisi ve örgüt üyeleri arasındaki işbirliğinin gizli oluşu, delil elde edilmesini zorlaştırmaktadır. Örgütlü olarak işlenen fikri veya sınai hak ihlalinde, suç örgütlerinin ve yöneticilerinin yakın zamana kadar cezalandırılamamış olması , tanıkların can güvenliğinin korunamayacağını düşünerek ortaya çıkmadıklarını düşündürmektedir.

202 Fikri hak ihlali yoluyla haksız çıkar sağlayan suç örgütlerinin eylemlerinin cezalandırılması için kolluk görevlerine önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle, kolluk birimlerinin; Organize suçların yanı sıra fikri hak ihlalleri konusunda uzmanlaşmayı sağlayacak idari düzenlemelerin yapılması, Suç ile ilgili delil ve bilgi elde edilen yada yardımcı olan kişilerin can güvenliklerinin korunması, Delillerin elde edilmesinde kolluk birimlerine tüm teknolojik desteğin verilmesi, sağlanmalıdır. Günümüzün suç ile mücadele anlayışında personel, ödenek , araç yetersizliğinin görevin gereken şekilde yerine getirilememesi mazereti olarak kabul edilemez.

203 Kolluk görevlilerine, fikri ve sınai hak ihlallerinde Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçunun uygulanmasının, etkin mücadelede ki önemi anlatılmalıdır. Böylece, suç failleri hem ilgili fikri veya sınai hak mevzuatına göre cezalandırılacak, hemde Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak suçundan ceza verilecektir. Fikri ve sınai hak sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin haklarının korunmaması halinde, düşünce ve emek ile gerçekleştirilen eserlerin gittikçe azalacağı kuşkusuzdur. Üretilen eserlerden haksız çıkar elde edenlerin belirlenmesi , yakalanması ve delillerin elde edilmesi için, toplumun tüm fertlerinden beklenildiği gibi kolluk görevlilerinin fikri ve sınai hak ihlallerine bakışının değişmesi gerekmektedir.

204 Kolluk birimlerinde, fikri ve sınai hak ihlali ile ilgili bilgiler derlenerek, aralarındaki benzerlikler ve suç faillerinin birden çok eylemleri takip altına alınmalı, fikri ve sınai hak sahipleri ile aktif bir iletişim ağı kurularak alınacak bilgilerle örgütlü olarak işlenen suçlar özel olarak takip edilmeli, bu konuda yeterli suç şüphesi oluştuğunda görevli Cumhuriyet Savcısına bildirilerek, iyi bir organizasyon ve işbirliği sağlanarak eşzamanlı soruşturmalarla örgütlü olarak bu suçları işleyenler ortaya çıkarılmalıdır. Bugüne kadar genellikle perakende satıcılar ve sokak satıcıları hakkında soruşturma yapılmış, ama fikri ve sınai hak ihlallerinin devam etmesi önlenememiştir. Devletimiz ilgili Bakanlıklar, adli makamlar ve tüm kurumlarıyla hak sahipleri, meslek birliklerinin katkısıyla örgütlü olarak işlenen suçları ortaya çıkabilecek yetenek ve yeterliliğe sahiptir. Önemli olan, öncelikle uzun süre bu alanda çalışacak uzman görevlilerde bu konudaki inancın yerleşmesi, kararlığımızı gösterecek ekip çalışmaları, planlama ve organizasyonların yapılması, aktif, güvenli ve sürekli iletişimin sağlanmasıdır.


"2) Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları İhlallerinde Soruşturma" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları