Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
TBT TEMEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERSİ
BİLGİSAYAR, DONANIM VE YAZILIM KAVRAMLARI Giriş birimleri ile dış dünyadan aldıkları veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yaparak işleyen ve bu işlenmiş bilgileri çıkış birimleri ile bize ileten, donanım (Hardware) ve yazılım (software) dan oluşan elektronik bir makine dİr. Bilgisayar donanımı (hardware) : Bilgisayarların fiziksel kısımlarına donanım denilmektedir. Elle tutulabilirler. Ekran, klavye, Sabit disk (harddisk), fare, yazıcı, bellek, mikroişlemci, tarayıcı,… Bilgisayar yazılımı (Software) : Donanımı kullanmak için gerekli programlardır. Bilgisayarın nasıl çalışacağını söylerler. Elle tutulmazlar. Belirli bir işlemi yapmak üzere bilgisayara kurulurlar (setup, install). Örneğin: Kelime işlem (Word processor) programları son kullanıcıların yazı yazması için kullanılır. Tablolama (spread sheet), sunu (presentation), programlama dilleri (Pascal, C ...), ses (sound) programı gibi.
2
Girdi: Kullanıcı tarafından ya da bilgisayar tarafından sağlanan verilerdir. Bu veriler, sayılar, harfler, sözcükler ve komutlardır. İşlem: Gereken verilere göre, programın yetenekleri ölçüsünde yapılan işlemlerdir. Bu süreç oldukça karmaşıktır. Çünkü işlemler sırasında bellek hizmetleri ve diğer bileşenlerle uyum içinde çalışma gibi birçok işlem gerekir. Çıktı: Bilgisayar tarafından üretilen rapor, belgeler. İşlenmiş sonuçların yazılı olarak ekrandan veya diğer çıkış birimlerinden çıkarılmasıdır.
3
BİLGİSAYARIN TARİHİ
4
eniac
5
ordvac1
6
brlescII1
7
vax780
11
BİLGİSAYARIN TARİHİ İlk Kuşak: Vakum Tüpleri(1942-1956)
ENIAC gibi ilk elektronik bilgisayarlar vakumlu tüp olarak bilinen teknolojiye dayanmaktadır. Bu kuşakta yazılım diye bir şey yoktu. Teknolojinin çoğu donanıma dayanıyordu. İkinci Kuşak: Transistörler( ) İkinci kuşak bilgisayarlarda vakum tüplerinin yerine yarı iletken materyallerden yapılan transistorlar kullanıldı. Bu kuşak yazılım kavramını ortaya çıkarmıştır. Üçüncü Kuşak: Entegre Devreler ( ) Bu kuşakta transistörlerden yonga (chip) adı verilen entegre devrelere geçildi. Yongalar içinde elektronik devreleri içeren küçük kare parçalardır. Genellikle silikondan ve ileri teknoloji kullanılarak üretilirler. Dördüncü Kuşak: Mikro Devreler (1971-?) 1970'li yıllarda entegre devreler iyice küçülmeye devam etmiştir. Bu işlem büyük çapta tümleşme (very large scale entegration) olarak adlandırılmıştır. Beşinci (Ve Gelecek) Kuşak Beşinci kuşak bilgisayarlar özellikle yeni teknolojilerin kullanıldığı ve buna bağlı olarak hızlı çalışan ve daha akıllı bilgisayarlar geliştirilecek. Yapay zekaya sahip olan bu bilgisayarlar yaşamımıza daha çok girecekler.
12
BİLGİSAYARLARIN TÜRLERİ
Süper Bilgisayarlar Süper bilgisayarlar önemli kuruluşların elinde bulunan ve özellikle çok büyük hesaplama işlemlerini yapan bilgisayarlardır. Genellikle uzman kişiler tarafından programlanan bu bilgisayarlar araştırma işlerinde kullanılır. Ana Bilgisayarlar Büyük bilgisayarlar ya da ana bilgisayarlar olarak adlandırabileceğimiz bu bilgisayarlar özellikle kurumsal alan kullanılır. Ana bilgisayar bir ana bilgisayar ve ona bağlı istemci bilgisayarlardan oluşan bir bilgisayar ağı şeklinde çalışırlar. Örneğin bir üniversite içinde kullanılan bilgisayar sistemi. IBM sistemlerini örnek gösterebiliriz. Mini Bilgisayarlar Ana bilgisayarlar ile aynı kapsamda ancak daha küçük olan bilgisayar sistemleridir. Kişisel Bilgisayarlar/Mikro Bilgisayarlar Genelde tek kişi tarafından kullanılırlar. Bu sebepten daha çok “kişisel bilgisayar” (Personal Computer/PC) olarak adlandırılırlar. Her biçim ve boyutta üretilirler. Masaüstü bilgisayarlar (desktop computers), dizüstü bilgisayarlar (laptop computers) gibi...
13
BİLGİSAYAR UYGULAMA ALANLARI
Mimarlar çizimlerinde eğitmenler derslerinde mühendisler modellerini üretmekte iş dünyası; grafik, satış analizi, ileriye dönük tahminler, proje yönetimi, üretim planlama, yatırım gibi konularda Havayolları, iniş kalkış saatleri, uğrak yerleri ve uçuş programlarını düzenlemek, rezervasyon ve idari bilgiler için Trafik kontrol sisteminde gecikmeleri minimum seviyeye indirmek, trafik akışında optimalliği sağlamak amacıyla perakende satış uygulamalarında, stok kontrol işlemlerinde Kütüphanelerde kitap ödünç verme işlemlerinin yürütülmesi ve takibi amacı ile
14
BİLGİSAYAR UYGULAMA ALANLARI
Turizm sektöründe rezervasyon ve tanıtım amacı ile Hastanelerde hasta takibi, hastaların durumları, kuruluşun mali tablosunu güncel bir şekilde takip etmek için İş yerlerinde müşterilere ait bilgileri depolamak, yazışmalarda etiket basmak, muhasebe işlemlerini yürütmek amacı ile Güvenlik unsurunun ön plana çıktığı kuruluşlarda ses, görüntü ve parmak izlerinden tanıma amacı ile Oyun oynamak için Grafik Uygulamaları için: Tıpta bilgisayarlı tomografi İmalat alanında CAD/CAM uygulamaları …………………………………..
15
TEMEL BİLEŞENLER
16
KASA İÇERİSİNDEKİ BİLEŞENLER
17
DONANIM Bilgisayarı oluşturan elektronik devreler ve mekanik kısımların oluşturduğu fiziksel parçalardır. Donanım bileşenleri 5 ana başlıkta toplanabilir. Giriş Birimleri (Fare, Klavye, vb.) İşlem Birimleri (Mikroişlemci, vb) Bellek ve Depolama Birimleri Çıkış Birimleri (Yazıcı, Çizici) İletişim Birimleri (Modem vb.)
18
CPU (CENTRAL PROCESSING UNIT) MERKEZİ İŞLEM BİRİMİ
Bilgisayarın beyni olarak nitelendirilebilir. Bilgisayar donanımının Yönetim ve kontrolü burada yapılır. İki bölümden oluşur; Aritmetik ve Mantık Birimi (Arithmetic & Logic Unit -ALU) : Dört işlem, verilerin karşılaştırılması, karşılaştırmanın sonucuna göre yeni işlemlerin seçilmesi ve kararların verilmesi bu birimin görevidir. Kontrol Ünitesi ( Control Unit -CU) : Işlem akışını düzenler, komutları yorumlar ve bu komutların yerine getirilmesini sağlar.
19
Microprocessor Tarihçesi
Intel 4004 chip CPU olarak adlandırılan bir mikroişlemci tek bir chip üzerinde üretilmiş komple bir hesaplama motorudur. İlk mikroişlemci Intel 4004 adı ile 1971 yılında üretilmiştir işlemci sadece toplama ve çıkarma işlemlerini yapabilen 4 bitlik bir işlemci idi. Fakat herşey tek bir chip de toplandığı için bu çok önemli bir gelişme idi den önce bilgisayarlar birden fazla chip kullanılarak veya farklı bileşenlerin birleştirilmesi ile üretiliyordu ile taşınabilir elektronik hesap makinaları da büyük bir gelişme kaydetmişti.
20
Kişisel bilgisayarlar (PC) için geliştirilen ilk mikroişlemci Intel 8080 dir ve 8-bit lik teknolojiye sahip olup 1974 yılında tanıtılmıştır. Bununla birlikte bilgisayar dünyasındaki gerçek sıçrama 1979 yılında üretilen Intel 8088 dir. Intel 8088 işlemcisi IBM PC lerde kullanılmıştır (1982). Daha sonraları to the to the Pentium to the Pentium II to the Pentium III to the Pentium 4 işlemcielri geliştirilmiştir. Tüm bu işlemciler Intel tarafından geliştirilmiş olup hepsi 8088 işlemcisinin temel tasarımı üzerinde yapılan değişiklikler ile geliştirilmiştir. Pentium 4 işlemcisi orijinal 8088 işlemcisi üzerinde çalışan her türlü kodu 5000 kat daha hızlı çalıştırabilmektedir.
21
INTEL işlemcilerin gelişimi
22
HAFIZA ÇEŞİTLERİ
23
RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)
RAM genel olarak Bilgisayar hafızası olarak bilinir. Rastgele erişilebilir bellek olarak adlandırılmıştır, çünki RAM içerisindeki herbir hücreye istenildiği anda bilgi yazılabilir ve silinebilinir, içeriği okunabilir.
24
Mikroişlemcilere benzer olarak hafıza chip leri de milyonlarca transistör ve kapasitörden oluşan entegre devrelerdir. Genel hali ile bilgisayar hafızalarında (DRAM, Dynamic Random Access Memory) bir transistör ve bir kapasitör birlikte bir hafıza hücresini oluştururlar ve tek bir bit bilgiyi temsil ederler. Kapasitör bir bitlik bilgiyi (0 veya 1) tutar, transistör ise bir anahtar görevi görerek bilginin okunmasını veya değiştirilmesini kontrol eder. Kapasitör elektronları bir kova şeklinde düşünülebilir. Bir Hafıza hücresinde “1” bilgisini tutabilmek için kovanın yani kapasitörün elektronlar ile dolu olması gerekmektedir. “0” bilgisini hafızada tutmak için ise kovanın yani ilgili kapasitörün boş olması gerekmektedir. Buradaki temel problem kovadaki elektron kayıplarıdır. Birkaç milisaniye içerisinde kova kayıplardan dolayı boşalabilmektedir. Bu nedenle dinamik hafızaların işlevlerini yerine getirebilmeleri için “1” bilgisini tutmaı gereken hafıza hücrelerindeki kapasitörlerin CPU veya memory controller tarafından sürekli sürekli doldurulması gerekmektedir. Bunun için memory kontrolleri hafızayı okur ve dolu olması gerekenlerin sürekli dolu olmasını sağlar. Bu tazeleme işlemi saniyede binlerce kez yapılır.
26
RAM TİPLERİ SRAM Static random access memory herbir hafıza hücresi için çoklu transistör, 4 den 6 ya kadar, kullanmaktadır ve kapasitör bulundurmamaktadır. Transistör sayısı fazla olduğu için daha fazla yer kaplamakta fakat sürekli tazeleme gerektirmediği için (refresh) dinamik RAM lerden çok daha hızlı çalışmaktadır. Genel olarak Cache bellek olarak kullanılmaktadır. DRAM Dynamic random access memory bir adet transistör ve kapasitör çiftinden oluşan hafıza hücrelerine sahiptirler ve sürekli tazeleme işlemine ihtiyaç duymaktadırlar. EDO DRAM Extended data-out dynamic random access memory Bu tip RAM ler bir hafıza hücresinin (bit) sadece adresinin tespit edilmesini takiben diğer bit ile ilgili işlemleri yapmak için önceki hafıza hücresinin tam olarak doldurulmasını beklemezler, bu nedenle bir miktar hızlıdır.
27
SDRAM Synchronous dynamic random access memory SDRAM ler EDO RAM lerden biraz daha hızlıdırlar. Hafıza hücreleri için okuma ve yazma işleminde belirili bir satır, ve bu satırdaki ilgili sütunların işlem görmesi ile yaklaşık %5 lik bir hız artımı sağlanmıştır. DDR SDRAM Double data rate synchronous dynamic RAM Bu tip RAM ler SDRAM ile benzerdirler, aradaki farklılık data aktarım genişliğinde sağlanan artımdır ki bu da yüksek hız anlamına gelmektedir. RDRAM Rambus dynamic random access memory RDRAM leri diğer RAM lerden üstün ve farklı kılan özelliği kullandığı yüksek hızlı “Rambus channel” olarak adlandırılan veri yoludur. RDRAM hafıza chip leri 800 MHz hızında veri transferi ile çalışabilirler. Yüksek hızlı çalıştıklarından dolayı diğer hafıza chip lerinden daha fazla ısı üretilirler ve bu ısıyı uzaklaştırmak için kendi soğutucuları vardır. CMOS RAM CMOS RAM küçük miktardaki hafıza ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılan bir tanımlamadır, örneğin bilgisayarımızdaki Hard disk ayarlarını saklamak için kullanılmaktadır. Bu RAM ler içeriklerini koruyabilmek için küçük pillerlere ihtiyaç duymaktadır.
28
VRAM VideoRAM ler ayrıca multiport dynamic random access memory (MPDRAM) olark da bilinirler ve video adaptörleri veya 3 boyutlu grafik hızlandırıcıları için kullanılırlar. "multiport" kelimesi VRAM in iki adet bağımsız erişim kanalı kullanmasından dolayı kullanılmaktadır. Bu kanallardan biri CPU diğeri ise grafik işlemcisinin RAM’e eşzamanlı erişimi için kullanılmaktadır. VRAM grafik kartı üzerinde bulunmaktadır. VRAM ihtiyacını belirleyen faktörler ekrana ait çözünürlük “resolution” ve renk derinliği “color depth” dir. RAM TAKMA İŞLEMİ
29
ROM (READ ONLY MEMORY) SALT OKUNABİLİR BELLEK
Read-only memory (ROM), firmware olarak da bilinirler, üretimleri esnasında özel bilgiler ile programlanmış Hafıza tipleridir. ROM chipleri sadece bilgisayarlarda değil birçok elektronik cihazda da kullanılmaktadır. ROM Tipleri Temel olarak beş adet ROM tipi bulunmaktadır ROM (Read Only Memory) PROM (Programmable Read Only Memory) EPROM (Electrically Programmable Read Only Memory) EEPROM (Electrically Erasable Programmable Read Only Memory) Flash memory Farklı ROM tipleri olmakla birlikte hepsi için temel iki özellik bulunmaktadır. Bu tip hafızalarda elektirik olmasa dahi bilgiler kaybolmazlar. Bu tip hafızalarda tutulan bilgiler ya değişitirilemez dir, yada değiştirilmeleri için özel işlemler gerekmektedir.
30
ROM Yapısı RAM lere benzer olarak, ROM chipleri de satır ve sutunlardan oluşan bir matris yapısına sahiptir. Fakat satır ve sütunların kesiştiği yerlerde (hafıza hücreleri), ROM chipleri RAM chiplerinden temel farklılıklar göstermektedir. RAM ler her bir hafıza hücresinde kapasitörlere erişimi sağlamak için transistör kullanırken, ROM chipleri diyod lar kullanmaktadır. Eğer bir ROM hücresindeki bilgi 1 ise satır ve sutun birleştirilir, eğer değer 0 ise satır ve sutünların kesiştiği bölgede bağlantı kesilmektedir.
31
PROM Bu tip ROM lar boş olarak temin edilip programlanabilmektedirler. Boş PROM chipleri ucuz olmakla birlikte programlanması özel araçlar ile yapılmaktadır. Bu tip ROM larda satır ve sütunlar arasında sigortalar (fuse) bulunmaktadır. ROM un programlanma işlemi bazı sigortaların yakılması ile bazı satır ve sütunlar arasındaki bağlantıların kesilmesi şeklinde olmaktadır. Bağlantı olan kesişimlerde değer 1, olmayanlarda ise 0 olarak algılanmaktadır.
32
EPROM ROM ve PROM lar ile çalışmak oldukça zaman alıcı bir işlemdir. ROM ve PROM chipleri çok pahalı olmamalarına rağmen harcanan zaman ve tek kullanımlık olmaları dikkate alındığında maliyet yüksektir. Bu durumda Erasable programmable read-only memory (EPROM) lar devreye gimiştir. Bu tip ROM chipleri defalarca yazılabildiği için maliyetleri daha düşük olmaktadır. Programlanmış bir EPROM’u silmek için özel araçlar gereklidir. Bu araçlar ile belirli frekansta Ultraviyole ışık kullanılmaktadır.
33
EEPROM EPROM lar tekrar kullanılabilirlikleri nedeni ile PROM lardan oldukça üstündürler. Fakat yinede EPROM lar ile işlem yapmak özel araçlar ve hassas laboratuvar işlemleri gerektirmektedir. EPROM lar tekrar yazılırken monte edildikleri yerden sökülüp özel cihazlarda tekrar programlanmaktadırlar ve mevcut program içerisinde bir kısım değişiklik yapılacak ise, tüm programın silinip tekrar programlanması gerekmektedir. Bu gibi zorlukları ortadan kaldırmak için Electrically erasable programmable read-only memory (EEPROM) lar geliştirilmiştir. EEPROM lar; Tekrar yazılmaları için yerlerinden sökülmeleri gerekmemektedir. Programın kısmen değişmesi gerektiğinde, mevcut programın tamamamının silinmesi gerekmemektedir. EEPROM ların yazılması için özel ekipmanlara ihtiyaç duyulmamaktadır.
34
EEPROM ların tekrar yazılması işleminde UV ışığınının yerine elektrik alanı kullanılmaktadır. Yazma işlemi herbir hücreye elektrik alanı uygulamak sureti ile yapılmaktadır ve eklektrik alanı her hücreye ayrı ayrı uygulanmaktadır. Bu zorunluluk EEPROM içeriğinin hızlı bir şekilde değiştirilmesini gerektiren uygulamalarda düşük hız problemini ortaya çıkarmaktadır. FLASH MEMORY Üreticiler bu problemi ortadan kaldırmak için Flash Memory leri geliştirmişlerdir. Bu tip hafızalar bir çeşit EEPROM olmakla birlikte hücreler arasındaki bağlantılar iç teller ile sağlanmakta, EEPROM un silinme işlemi tüm EEPROM için aynı anda yapılabilmekte veya blok olarak tabir edilen bazı parçalar için silme işlemi tek seferede elektrik alanı uygulama sayesinde gerçekleşmektedir. Flash hafızalar normal EEPROM lardan çok daha hızlı çalışmaktadırlar çünkü bu tip hafızlarda her defasında 512 byte lık bilgi yenilenebilmektedir, normal EEPROM larda ise bu her defasında 1 byte lık değişiklik yapılabilmektedir.
35
BIOS Flash hafızalararın en çok kullanılan uygulama alanı bilgisayarların temel giriş/çıkış sistemi olan BIOS lardır. BIOS temel olarak bilgisayarı oluşturan tüm birimlerin birlikte çalışmalarını denetleyen bir birimdir. Temel olarak iki farklı yazılım tipi mevcuttur. Birincisi İşletim Sistemi; bilgisayarda çalışan uygulamalar için bir dizi servis hizmeti verir ve kullanıcı ile bilgisayar arasındaki temel arabirimi oluşturur. Windows 2000, XP, Unix, Linux gibi çeşitleri bulunmaktadır. İkincisi ise Uygulama Yazılımlarıdır. Uygulama yazılımları bilgisayar ile belirli işlemleri yapmamızı sağlayacak ve programcılar tarafından geliştirilmiş veya kendimizin geliştirebileceği yazılımlardır. Örneğin şu anki sunumu gerçekleştirmek için kullandığımız MS Power Point programı gibi.
36
Tüm bunlara ek olarak BIOS bilgisayarın başarılı bir şekilde çalıştırılabilmesi için gerekli olan ÜÇÜNCÜ tür bir yazılımdır. BIOS ne yapar ? BIOS birden fazla önemli role sahiptir fakat bunlardan en önemlisi İşletim sisteminin bilgisayara yüklenmesidir. Bilgisayarınızı açtığınızda ve mikroişlemcinin ilk komutu çalıştırmaya başlaması için bu komutun ona biryerden aktarılması gereklidir. Mikroişlemci bu komutu işletim sisteminden alamaz çünki işletim sistemi HARD DİSK üzerinde bulunmaktadır. Mikroişlemci bu komuta nasıl ulaşacağını kendisine iletecek bir komut (açıklama) olmadan bu işlemi gerçekleştiremez. BIOS mikroişlemciye bu bilgiyi sağlamaktadır. BIOS un gerçekleştirdiği diğer bazı işlemeler şu şekilde sıralanabilir. Bilgisayar sistemini oluşturan donanımların power-on self test olarak adlandırılan (POST) testini yaparak herşeyin uygun bir şekilde çalışıp çalışmadığını kontrol eder. Bilgisayara monte edilen diğer kartlar üzerinde bulunan farklı BIOS chip lerini çalıştırır. (Örneğin Grafik kartı ve SCSI adaptörü gibi)
37
BIOS ayarları değiştirilebilirdir.
İşletim sistemi ile iletişimde olan farklı donanımlar için düşük seviyeli bazı programları içerir. Klavye, Ekran, seri ve paralel portlar bu sınıfa örnek olarak gösterilebilir. Hard disk, bilgisayar zamanı gibi birim ve bilgiler için mevcut ayarları tutmaktadır. BIOS bilgisayar açılırken tüm sürücüleri kontrol eder. BIOS ayarları değiştirilebilirdir.
38
SIFIR VE BİR SİNYAL VAR YADA YOK DURUMUDUR. V 1 1 1 1 YOK VAR t BIT
39
İKİLİ SAYILAR 0 VE 1 OLUŞAN, PC’LERİN İLETİŞİM KURMASINDA KULLANILAN SAYI SİSTEMİDİR. ÖRNEĞİN;
40
BIT EN KÜÇÜK BİLGİ BİRİMİDİR. 0 VEYA BİR (SİNYAL VAR YADA YOK) OLABİLİR.
41
BYTE 8 BİTLİK BİLGİ GRUBUDUR.
BİR KARAKTERİ TEMSİL ETMEK İÇİN BİR BYTE KULLANILIR. ÖRNEĞİN KLAVYEDEN A TUŞUNA BASTIĞINIZDA ASLINDA KLAVYEDEN İŞLEMCİYE ŞEKLİNDE İKİLİ BİR KOD GÖNDERİLİR.
42
SES KARTLARI Ses kartları bilgisayarlarda dijital olarak üretilen ses bilgisinin hoparlörlere aktarımını gerçekleştiren veya analog olarak dış ortamdan alınan sesleri dijital olarak bilgisayarda depolamaya yarayan bir donanımdır. Ses kartlarının kullanımı gündemde değil iken kişisel bilgisayarlar anakart üzerinde bulunan bir hoparlörden sağlanan “beep” sesine mahkumdular lerin sonlarına doğru ses kartlarının kullanılmaya başlaması ile birlikte bilgisayar kullanıcıları multimedya desteği ile tanıştı ve bilgisayar kullanımı çok daha farklı bir hale geldi. 1989 yılında Creative laboratuvarlarında geliştiren Creative Labs SoundBlaster® ses kartı piyasaya sürüldü. Daha sonra birçok firma ses kartı üretimine başladı.
43
Tipik bir ses kartı aşağıdaki bileşenlerden oluşmaktadır.
Gerekli hesaplamaları yapmak için bir dijital sinyal işlemcisi (DSP) Bilgisayarda üretilen dijital sinyalleri dış ortama analog olarak aktarmak için kullanılan bir Dijital – analog çevirici (DAC) Dış ortamda üretilen analog sesleri bilgisayara dijital olarak kaydetmek için bir Analog-Dijital çevirici (ADC) Dataları kaydetmek için bir ROM veya Flash hafıza. Müzik enstümanlarını bilgisayara bağlamak için Müzical ınstrument digitalk interface (MIDI) arayüzü Mikrofon ve hoparlörleri bağlamak için giriş ve çıkış jag ları. Jostick veya gamepad bağlantısı için bir giriş.
44
SES OLUŞUMU ve KAYDI Mikrofon Analog Sinyal
45
Bilgisayarda üretilen seslerin dış ortama aktarılması
46
MONİTÖRLER VE EKRAN KARTLARI
Monitörler bilgisayar ile kullanıcı arasındaki temel arabirimdir. Günümüzde farklı tiplerde monitörler olmakla birlikte masaüstü bilgisayarlarda kullanılan temel monitör teknolojisi Katot tüpü (CRT) dür.
47
Bir Televizyon İç Yapısı
48
Monitörlerde Renkli Görüntü Oluşumu
Renkli monitörlerde Katot dan çıkan üç adet elektron beam’ı vardır. Bunlar Kırmızı, Yeşil ve Mavi olarak adlandırılırlar. Ekran ise tek bir fosfor tabakası yerine üç adet (kırmızı, Yeşil ve Mavi) fosfor tabakası ile kaplanmış ve bu tabakalar nokta veya katmanlar şeklinde yerleştirilmiştir. Eğer monitöre yakından bir büyüteç ile bakılır ise bu noktalar ve tabakalar görülebilir. Fosfor tabakasına çok yakın ve tübün iç yüzeyinde shadow mask olarak adlandırılan bir metal panel bulunmaktadır. Bu panel kırmızı , yeşil ve mavi fosfor noktaları ile ayarlanmış çok küçük deliklerle donatılmıştır.
49
Monitörlerde Bazı Temel kavramlar
İki temel ölçüt ekran boyutlarını belirlemede kullanılmaktadır. Aspect ratio yada ekran boyutu. Birçok bilgisayar monitörü 4:3 oranını kullanmaktadır. Bu ekran genişliğinin ekran yüksekliğine oranınının 4:3 olduğu anlamına gelir. Diğer bir oran ise 16:9 dur ki bu oran genellikle sinema filmlerinde kullanılır. Ekran boyutları genel olarak ekranın diyagonal mesafesinin inç (1 inch=25.4 mm) olarak verilmesi ile ifade edilir. Günümüzde kullanılan ekran boyutları 15, 17, 19 ve 21 inç dir. Notebook larda ise bu değerler daha düşüktür (12 ila 15 inch). Çözünürlük (Resolution) Çözünürlük kavramı bir ekran için sahip olduğu toplam pixel sayısını ifade etmektedir. Pixel kırmızı, yeşil ve mavi renk üçlüsünün oluşturduğu birimi iafade etmektedir. Çözünürlük genel olarak satır ve sütün olarak pixel sayısının verilmesi ile ifade edilir. Örneğin 640x480, 1024x768 gibi. Dot pitch kavramı pixel ler arasındaki mesafeyi tanımlamaktadır (mm olarak). Genel olarak 0.31mm, 0.28mm, 0.27mm, 0.26mm, ve 0.25mm dot pitch’e sahip monitörler kullanılmaktadır. Televizyonlarda bu değer 0.51 mm dir. Büyük boyutlu televizyonlarda ise bu değer 1 mm dir.
50
CRT teknolojisine sahip monitörlerde tazeleme oranı kavramı (refresh rate) ekrandaki görüntünün bir saniye içerisinde kaç kez görüntülendiğinin sayısıdır. Örneğin 72 Hz lik tazeleme oranına sahip bir monitörde ekrandaki pixel ler en üst sıradan en alt sıraya doğru olmak üzere saniyede 72 kez yenilenirler. Düşük tazeleme oranları ekranda titreşimlere yol açar ve bu durum baş ağrısı ve gözlerde probleme yol açar.
51
Renk derinliği kavramı monitörlerdeki renk kalitesini ifade etmektedir
Renk derinliği kavramı monitörlerdeki renk kalitesini ifade etmektedir. Monitörde gösterilebilecek renk adedi bu tanımlama ile elde edilir. Örneğin SuperVGA (SVGA) bir ekran 16,777,216 adet farklı rengi görüntüleme yeteneğine sahiptir. Çünkü 24 bitlik bir renk derinliğne sahiptir. 24 bitlik renk derinliğinde her renk için Kırmızı, Yeşil ve Mavi 8 bit lik kullanım sözkonusudur. Bu renk derinliği gerçek Renk (True Color) olarak adlandırılır çünkü insan gözü 10 Milyon rengi ayırteme yeteneğine sahiptir.
52
LCD ekranlar LCD ekranlar özellikle Notebook bilgisayarlarda kullanılan ekranlardır. Likit kiristallerin elektrik alanına tabi tutularak yönlerini değiştirmesi ve ışığı geçirip geçirmeme prensibine göre çalışmaktadırlar. LCD'nin açılımı Liquid Crystal Display’dir. TFT-LCD monitörlerde ana teknoloji sıvı kristallerdir. Bu kristaller ışığın geçişini engeller ya da ışığı serbest bırakır. TFT ise Thin Film Transistor’dur. Bu teknoloji Active Matrix olarak da geçer. TFT'lerde pikseller transistörler ile denetlenir. Aktif denmesi bu yüzden. Bugün TFT tekniğinin kullanıldığı LCD monitörler standart durumdadır
53
LCD'lerde renkli pikseller yaratabilmek için renk filtrelerine ihtiyaç duyulur, bunlar RGB yani Red Green Blue renk filtreleridir. Pikseller bu 3 alt pikselden oluşur ve bu alt piksellere transistörler tarafından uygulanan akım ile her alt pikselin ışık miktarı değiştirilir. Günümüzün LCD televizyon ve monitörleri, yapıları açısından incelendiğinde, adeta bir sandwich gibi, üstüste katmanların bir araya getirilmesiyle oluşur. Yine çok yalın olarak; iki cam levhanın arasında doldurularak sıkıştırılmış likit kristalden oluşur
54
EKRAN KARTI
55
EKRAN KARTI İŞLEMCİNİN İŞLEDİĞİ GÖRÜNTÜ BİLGİSİNİ MONİTÖRE GÖNDEREN KARTTIR. İŞLEMCİDEKİ DİGİTAL BİLGİ EKRAN KARTI İLE ANALOGA ÇEVRİLİR VE MONİTÖRE ÖYLE GÖNDERİLİR
56
EKRAN KARTI BIOS MONİTÖR RAM VGA ÇİPİ DAC GÖRÜNTÜ BİLGİSİ
57
RAM CPU’DAN GELEN GÖRÜNTÜ BİLGİSİNİ ALIR VE SAKLAR
NE KADAR FAZLA OLURSA O KADAR İYİ. PERFORMANSI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLER. EKRANA DAHA FAZLA NOKTA KOYMAK VE BU NOKTALARA DAHA FAZLA RENK KULLANMAK İÇİN EKRAN KARTININ BELLEĞİ FAZLA OLMALIDIR.
58
GÖRÜNTÜ ÇİPİ CPU GÖRÜNTÜ VERİSİNİ EKRAN KARTININ BELLEĞİNE BOŞALTIR GÖRÜNTÜ ÇİPİ BU VERİYİ BELLEKTEN ALIR. BUNUNLA BİRLİKTE BİR TAKIM EFEKTLERİN DE ÇALIŞMASINI SAĞLAR.YANSIMA, KABARIKLIK, 3D, PARLAKLIK GİBİ... TNT, VOODOO, S3 BU ÇİPLERE ÖRNEKTİR...
59
DAC (DIGITAL-ANALOG CONVERTER)
DIGITAL VERİYİ ANALOG’A DÖNÜŞTÜRÜR VE VERİLER BU ŞEKİLDE MONİTÖRE GÖNDERİLİR.
60
Klavye ve Mouse Klavye üzerinde kendi mikroişlemcisi bulunan bir giriş birimidir.
61
Klavye Bilgisayara metin girebilmek için en çok kullanılan aygıt klavyedir. Kullanıcılara, alfabetik ve sayısal tuşlara basarak metinleri girebilmelerini sağlayan klavyeler, üzerlerindeki harflerin sıralanışına göre üçe ayrılırlar. Sol baştaki ilk karakteri Q olan ve üzerinde hiç Türkçe karakter bulundurmayan Q-klavye, Sağ tarafında Türkçe karakterleri içeren Türkçe-Q klavye ve Sol baştaki ilk karakteri F olan F-Klavye.
62
Fare (Mouse) Klasik Mouse’ lar (toplu) topun sürtünmesi ile harekete eden ve uçlarına encoder bağlı diskler yardımı ile düzlem üzerindeki konumun belirlenmesini sağlar. Encoder
63
Fare (Mouse) Klavye dışında fare de PC sistemi içinde önemli bir giriş aygıtıdır. Fare grafik kullanıcı arabirimleriyle çalışırken ve çizimler ve grafikler yaparken vazgeçilmez bir araçtır. Windows kullanılan bir bilgisayarın faresinin olmaması düşünülemez. Fare ikon’lara tıklayıp, programların çalıştırılmasında, dosyaların taşınmasında vb. pek çok iş için kullanılmaktadır. Yeni programlarda farenin sağ tuşuna tıkladığımızda, imlecin bulunduğu yerde gerçekleştirebileceğimiz komutları içeren bir menü açılır. Fare temel olarak ekrandaki imleci hareket ettirmekte kullanılır. Genellikle fareler bir kablo ile kapıya (port) bağlanırlar. Bilgisayara ileti göndermek için kızıl- ötesi teknoloji kullanan kordonsuz fare aygıtları giderek yaygınlaşmaktadır. Farenin yerine, ters dönmüş bir fareyi andıran TrackBall (İz topu) onun alternatifi olarak kullanılabilir.
64
Optik Mouse lar Optik Mouse larda düzlemdeki hareket Mouse içerisinde bulunan bir kamera yardımı ile tespit edilmektedir. Optik Mouselar Agilent Technologies tarafından 1999 yılı sonunda piyasaya sürülmüş olup, saniyede 1500 resim alan küçük bir kamera içermekte idi. Optik mouse lar hemen hemen tüm yüzeylerde çalışmakta olup, alt yüzeyde kırmızı bir ışık yayan bir led bulunmaktadır ve bu yayılan bu ışık yüzeyden yansıyarak bir CMOs sensörü tarafından algılanmaktadır. Bu sensör herbir görüntüyü bir Dijital sinyal prosesörüne (DSP) analiz için aktarmaktadır. DSP saniyede 18 Milyon ve üzeri işlem yapabilme kapasitesine sahiptir. Peşpeşe gelen görüntüler işlenerek görüntüler arasındaki farklılıktan hareketle hareket miktarını algılamaktadır.
65
Optik Mouse lar Tekerli mouse’lardan şu üstünlüklere sahiptir.
Hareketli parça içermediği için aşınma yoktur ve arıza ihtimali azdır. Mouse’un içerisine pislik girmesi ihtimali yoktur. Arttırılmış takip çözünürlüğü (görüntüleme ve işleme) daha hassas cevap verir. Mouse pad gibi özel yüzeyler gereksinimi yoktur.
66
Dokunmatik Ekranlar İşi parmağınıza yükleyen diğer bir gösterme aygıtı, turizm danışma bürolarında, bankalarda, metroda, alışveriş merkezlerinde, müzelerde ve hava alanlarında sıkça görülen dokunmatik ekranlardır (touch screen). Kullanıcılar komut vermek yada bilgi almak için ekrana dokunurlar.
67
Anakart İşlem grubuna dahil olan bileşenler, PC’nin anakart dediğimiz fiberglastan yapılmış üzerinde bakır yolların bulunduğu levhada bulunur. Anakart üzerinde mikroişlemci, yardımcı işlemciler, RAM soketleri, ROM çipleri, genişleme yuvaları, veri ve adres yolları, dahili ve harici kapılar (port) yer alır. Anakart tüm sistemin temelini oluşturur. Diğer kartlar anakart üzerindeki genişleme yuvalarına (slot) takılır. Anakartlar destekledikleri mikroişlemci türlerine göre adlandırılır. Örneğin PentiumII mikroişlemcisini destekleyen bir Anakart PentiumII anakart diye adlandırılır. Anakart boyutları teknolojik gelişmelere paralel olarak her gün biraz daha küçülmektedir.
69
Hard Disk Hard Disk ler 1950 li yıllarda geliştirilmiştir. İlk zamanlar 20 inç çapında ve sadece birkaç Megabyte’lık bilgi depolama kapasitesine sahiptiler. Orjinal olarak “sabit disk” olarak adlandırılmakla birlikte daha sonraları Floppy disklerden ayırt edilebilmeleri için Hard disk olarak adlandırılmışlardır.
70
Hard Disk’lerde performansı belirleyen iki ölçüt mevcuttur.
Data Rate (Data Oranı): Hard disk in bir saniyede CPU’ya aktarabildiği veri miktarıdır. 5 ila 40 Mega Byte lık oranlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Seek time (Arama Zamanı): Arama zamanı CPu nun Hard disk ten bir dosya istediğinde bu dosyanın ilk Byte’ının CPU’ya gönderildiği zaman miktarıdır. 10 ila 20 milisaniye değerleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
71
HARD DİSKİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
DİSK ÜZERİNE KAYDEDİLEN BİLGİLERİN DAHA SONRA GEREKTİĞİNDE BULUNABİLMESİ İÇİN BİR TAKIM DÜZENLEMELER VARDIR. VERİLER DİSK ÜZERİNDE BYTE GRUPLARI HALİNDE SAKLANIR. 512 BYTE’IN BİR ARAYA GELMESİYLE SEKTÖR OLUŞUR.
72
KÜME (SEKTÖR) DİSK ÜZERİNDE 512 BYTE BİLGİNİN BİR ARAYA GELMESİYLE OLUŞUR. SEKTÖR, ÜZERİNE VERİ YAZABİLECEĞİNİZ YADA VERİ OKUYABİLECEĞİNİZ EN KÜÇÜK BİRİMDİR.
73
İZ (TRACK) YAN YANA DİZİLEN SEKTÖRLER İZLERİ OLUŞTURURLAR. KÜME İZ0
74
SİLİNDİR ÜST ÜSTE GELEN İZLER SİLİNDİRLERİ OLUŞTURUR. İZ1 İZ0 DİSK1
75
KAFA (HEAD) KAFA DİSK KAFA BİR DİSKİN İKİ YÜZÜ VARDIR. BU İKİ YÜZEYDEN
VERİ OKUMAK/YAZMAK İÇİN İKİ KAFA BULUNUR.
76
BİLGİLERİN BULUNMASI HERHANGİ BİR VERİ OKUNACAĞI ZAMAN
ÖNCE VERİNİN OLDUĞU SEKTÖR KAFANIN ALTINA GELECEK ŞEKİLDE DİSK DÖNDÜRÜLÜR, DAHA SONRA KAFA İLERİ-GERİ HAREKET EDEREK İLGİLİ SEKTÖR BULUNUR VE OKUNUR. KAFA HAREKETİ DİSK HAREKETİ KAFA DİSK KAFA
77
DİSKİN KULLANIMA HAZIRLANMASI
BİR DİSK BIOS’A TANITILDIKTAN SONRA HEMEN KULLANILAMAZ. ÖNCE FDISK KOMUTUYLA PARTITION (BÖLÜMLEME) YAPILIR. DAHA SONRA HER BÖLÜM FORMAT KOMUTUYLA FORMATLANIR.
78
DOS WINDOWS 9X BİRİNCİL DOS BÖLÜMÜ C WINDOWS 2000 LINUX NT UZATILMIŞ DOS BÖLÜMÜ D
79
Floppy Disk ve Sürücüsü
80
CD ROM – CD Writers
81
CD Yazma İşlemi Bir CD üzerindeki spiral açıldığında yaklaşık 5 km lik bir uzunluğa erişilir.
82
Bir CD yazıcı laser ünitesi.
83
DVD- (Digital Video Disc)
DVD ler görünüşte CD leri andırır. DVD sürücüler de CD sürücülere benzer. DVD ler Cd lerin 20 katı kadar veri depolayabilir. Bu özellikleri yüzünden genellikle sinema filmlerinin sayısal ortamda saklanması amacıyla kullanılmaktadırlar.
84
Yazıcılar Yazıcılar genel olarak şu gruplara ayrılır
Nokta Vuruşlu yazıcılar Mürekkep püskürtmeli yazıcılar Lazer yazıcılar Termal yazıcılar
85
Nokta Vuruşlu Yazıcılar
Bu tip yazıcılar genellikle çoklu çıktı alınması gereken yerlerde günümüzde halen kullanılmaktadır. (Muhasebeciler vs.). Yazma kafası üzerindeki iğnelerin karbon bir şeride vurması ile karakter oluşumu sağlanmaktadır. Baskı kalitesi modern yazıcılara göre kötü olduğu için günümüzde belirli amaçlar dışında pek fazla kullanılmamaktadır.
86
Mürekkep Püskürtmeli Yazıcılar
Gerek yazma kalitesi, gerekse uygun fiyatları açısından günümüzde en çok kullanılan yazıcılardır. Farklı teknolojilere göre çalışan tipleri vardır.
87
Kartuş Baskı Kalitesi
88
Laser yazıcılar Baskı kalitesi ve baskı hızı açısından en gelişmiş yazıcılardır. Fiyatlarının pahalı olması dezavantajları olarak sayılabilir. Temel olarak elektrik alanı ile charge edilmiş bir tamburun laser ışını ile elektrik alanından arındırılmış bölümlerine karbon (toner) partiküllerinin yapışması sayesinde çıktı elde edilir.
90
Tarayıcı (Scanner) Tarayıcılar basılı bir metin veya şekli dijital hale getirerek bilgisayara aktarmnak için kullanılan bir elektronik cihazdır.
92
FAX-MODEM KARTI
93
MODEM (MODULATOR-DEMODULATOR)
TELEFON HATLARINI KULLANARAK PC’LERİ BİRBİRİNE BAĞLAMAYA YARAR. MODULE ETMEK BİR SİNYALİN FREKANSINI DEĞİŞTİRMEK DEMEKTİR. DEMODULE ETMEK İSE SİNYALİ İLK HALİNE GETİRİR.
94
MODEM DÜŞÜK FREKANSLI SİNYALLER KABLO İLE FAZLA UZAĞA GİDEMEZLER VE YAPILARI BOZULUR. PC’DEKİ SİNYALLERİN FREKANSI FAZLA DEĞİLDİR. BU NEDENLE PC SİNYALLERİNİN FREKANSI ARTTIRILIR VE UZAĞA GÖNDERİLEBİLİR. BU İŞİ MODEM YAPAR. KARŞI TARAFTA DA SİNYALİ ILK HALİNE DÖNDÜRÜR.
96
MODEM MODEMLER SERİ PORTU KULLANARAK İLETİŞİM KURARLAR.
BU İŞ İÇİN GENELDE COM1, COM2 SERİ PORTLARI KULLANILIR. GÜNÜMÜZ MODEMLERİNİN SÜRÜCÜLERİ YÜKLENDİĞİNDE OTOMATİK OLARAK COM3 PORTUNU OLUŞTURURLAR VE İLETİŞİM İÇİN BU PORTU KULLANIRLAR.
97
MODEM DIGITAL SİNYAL: 0 VE 1 DEĞERLERİNDEN OLUŞUR.
ANALOG SİNYAL:GERİLİM SÜREKLİ DEĞİŞİR.
98
BPS (BIT PER SECOND) MODEMİN BİR SANİYEDE TRANSFER ETTİĞİ BİLGİ MİKTARIDIR. 14,400 bps 28,800 bps 33,600 bps 56,600 bps OLABİLİR.
99
BPS (BIT PER SECOND) MODEMİN BİR SANİYEDE TRANSFER ETTİĞİ BİLGİ MİKTARIDIR. 14,400 bps 28,800 bps 33,600 bps 56,600 bps OLABİLİR.
100
Ethernet kartı Birbirine yakın olan (örneğin aynı binadaki) bilgisayarlar arasında iletişim ve veri paylaşımı sağlamak istendiğinde, bu bağlantı ethernet kartları ile sağlanır. Örneğin bir iş yerinde bulunan bilgisayarlar birbirlerine bağlı ise birinin sattığı maldan diğerinin de haberi olacak, böylece ortak stoklar birlikte kullanılabilecektir. Ethernet kartları kullanarak bir network (ağ) oluşturmanın ana nedeni kaynaklara erişimdir. Kaynaklar (resources), bilgisayarlara bağlı yazıcılar, sabit diskler üzerindeki dizinler ve dosyalardır. Bilgisayarların bir ağ oluşturmak üzere birbirine bağlanması şu yararları sağlar: -Bilgilerin paylaşımı. -Merkezi yönetim ve desteği. -Kurumsal çalışma, güvenlik,
102
ONLINE İKİ CİHAZ ARASINDA BAĞLANTININ AKTİF OLDUĞU DURUMDUR. VERİ İLETİŞİMİ YAPILMAKTADIR.
103
OFFLINE BİR MODEMLE BAŞKA BİR CİHAZA BAĞLI OLAMAYAN BİR CİHAZIN DURUMUDUR.
104
BROWSER WWW SAYFALARINI OKUMAYA YARAYAN PROGRAMLARDIR.
INTERNET EXPLORER, NETSCAPE GİBİ.
105
DOWNLOAD UZAK BİR BİLGİSAYARDAN VERİ ALMA İŞLEMİDİR.
106
UPLOAD BİR PC’DEN UZAK BİR PC’YE VERİ GÖNDERME İŞLEMİDİR.
107
PROTOCOL İKİ VEYA DAHA FAZLA CİHAZ ARASINDA VERİ ALIŞVERİŞİ YAPARKEN KULLANILAN KURALLAR BÜTÜNÜDÜR.
108
TCP/IP 1970 YILINDA TASARLANAN VE BÜYÜK AĞLARDA KULLANILAN VERİ İLETİŞİM PROTOKOLÜDÜR.
109
IP ADDRESS AĞDAKİ HER MAKİNAYI TANIMLAMAYA YARAYAN 32 BITLIK BIR RAKAMDIR. IP= x IP=
110
LOGGING ON BİR MODEM VEYA BAŞKA BİR YÖNTEMLE KARŞI MAKİNAYA UYGUN SİNYALLER ( KULLANICI ADI VE ŞİFRE) GÖNDERME VE O MAKİNAYA ERİŞİM HAKKINI ELDE ETME İŞLEMİDİR.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.