Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

AD: NUR SENA SOYAD: BAZ SINIF:7/A NO:33

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "AD: NUR SENA SOYAD: BAZ SINIF:7/A NO:33"— Sunum transkripti:

1 AD: NUR SENA SOYAD: BAZ SINIF:7/A NO:33
DEĞERLER EĞİTİMİ ADALET SUNUSU AD: NUR SENA SOYAD: BAZ SINIF:7/A NO:33

2 ADALET NEDİR ? Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Bu anlamda herhangi bir durumun adil (adaletli) olup olmadığından söz edilebilir. Adalet kavramı temelde hukuk kurallarına uygunluğu içerir. Öte yandan, adalet insanların toplum içindeki davranışlarıyla ilgili olduğundan ahlak ve din kurallarıyla da ilişkilidir. Adalet; kısaca haklılık ve hakka uygunluktur. Öznel anlamda adalet, herkesin hakkını tanıma konusunda değişmez ve kesin istektir. Nesnel anlamda adalet, karşıt çıkarlar arasında hakka (hukuka) uygun bir denkliktir, eşitlik düşüncesidir. Adalet 4 tür altında toplanabilir. Bunlar: Dağıtıcı adalet Dekleştirici adalet Hakkaniyet Sosyal adalet

3 Düşünürler eski çağlardan beri adalet kavramıyla ilgilenmişlerdir
Düşünürler eski çağlardan beri adalet kavramıyla ilgilenmişlerdir. Kutsal kitapların hepsinde adalete ve adil olmaya ilişkin bölümler bulunur. Eski Yunanlı düşünür Platon’a göre adalet en yüce erdemlerden biri, insanın ve devletin temel davranış kuralıdır. Aristoteles’in hareket noktasını ise eşitlik kavramı oluşturur. Ona göre, herkese eşit davranmak adalet için yeterli değildir. Bir hukuk düzeni güçsüzleri koruduğu ölçüde adaletli olabilir. Örneğin, günümüzde kişinin tükettiği herhangi bir maldan alınan katma değer vergisi adil bir vergi değildir. Çünkü kişinin gelir düzeyini dikkate almaz. Buna karşılık, kişinin geliri üzerinden alınan ve gelir düzeyi yükseldikçe vergi oranının da arttığı gelir vergisi daha adil bir uygulamadır. 18. yüzyılda Aydınlanma Çağı düşünürleri adalet kavramını daha dar biçimde tanımladılar. Onlara göre hukuka ve hukuksal eşitliğe uygunluk adalet için yeterlidir. Ne var ki, hukuk düzeni her zaman adil olmayabilir. Çünkü hukuk yasaların her durumda aynı biçimde uygulanmasını gerektirir. Oysa yargıç herhangi bir olayda yasayı uygularken, durumun özelliklerini de göz önünde bulundurmak zorundadır. Böylece genel bir nitelik taşıyan yasanın eksik yanları uygulamada giderilebilir ve adalete daha çok yaklaşılabilir. Günümüzde adalet kavramı sosyal adaleti de kapsamaktadır. Sosyal adalet, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesini, toplumdaki zayıf ve güçsüzlere devletçe yardım edilmesini içerir.

4 HZ. ÖMER’İN ADALETİ Hz. Ömer (ra), adaleti uygularken Kuran ahlakının gereği olarak, herkese eşit davranmış; soyluluk, zenginlik, akrabalık, makam gibi unsurların adaleti engellemesine kesinlikle izin vermemiştir. İdaresi altındaki topraklarda adaletin katıksız bir biçimde uygulanması için her türlü önlemi almıştır. Her zaman Müslümanlara karşı büyük bir sorumluluk duygusuyla hareket etmiştir. Tarihi kaynaklara göre bu konuda, "Fırat kıyısında bir deve helak olsa, bundan kendimi sorumlu bilirim" sözü meşhurdur. Adalet konusundaki bu hassasiyeti nedeniyle, herkese adaletli ve eşitlikle davranılmasını yazılı olarak yöneticilere duyurmuştur. Tarihi kaynaklara göre, Hz. Ömer'in (ra) dönemin kadılarına gönderdiği bildirilen mektup, kendinden sonra gelen tüm yöneticiler için de bir rehber olmuştur:

5 "Davalara bakarken telâşa, çığırtkanlığa ve tarafların haysiyetini kırıcı davranışlara asla müsaade etme. Çünkü adaletin yerini bulması için sükûnet ve ciddiyet şarttır. Hakkın tecelli etmesi ise İlâhi adaletin itibar kazanmasına sebep olur. Bir Müslümanın niyeti iyi ise Allah, onun insanlarla olan münasebetlerini ıslah eder, ama içi başka dışı başka olursa, Allah ona musibet verir. Bu durumda hâkimin görevi Allah'ın rızk ve rahmet hazinelerinin kulları arasında adaletle dağıtılmasını sağlamaktır.” (Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Cilt: 2 s: 109) Hz. Ömer'in (ra) özellikle hassasiyet gösterdiği konulardan biri de “...Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır..." (Hucurat Suresi, 13) ayetinin gereği olarak halk arasından biri ile yetki sahibi bir valinin eşit olduğunun anlaşılmasını sağlamaktı. Hz. Ömer'in (ra) nezdinde bir vali, toplumun herhangi bir ferdi gibiydi. Bu nedenle de adaleti uygularken herhangi bir kişi ile bir valiyi ayırt etmezdi.

6 Kuran Ahlakının Verdiği Adalet ve Hoşgörü Duygusu
Yüce Allah Kuran'da gerçek adaleti, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan adaletle hükmetmek, insanların hakkını korumak, zulme asla rıza göstermemek, zalime karşı mazlumdan yana tavır almak, ihtiyaç içinde olanlara yardım eli uzatmak olarak emretmektedir. Bu adalet, bir karar vermek gerektiğinde her iki tarafın da hakkını korumayı, olayları çok yönlü değerlendirmeyi, ön yargısız düşünmeyi, tarafsızlığı, hakkaniyeti, dürüstlüğü, hoşgörüyü, merhameti ve şefkati gerektirir. Bunlardan birinin eksikliğinde, ya da birinin ağır basmasında gerçek adaleti uygulamak zorlaşır. Bu bakımdan Allah'ın bir lütfu olarak Hz. Ömer'in (ra) bu konuda gösterdiği akıl ve feraset, günümüzde de örnek alınması gereken özelliklerinden birisidir. Hz. Ömer (ra) on yıl süren halifeliği boyunca, sahip olduğu Kuran ahlakı ve bu ahlakın gerektirdiği adalet anlayışı ile idaresindeki tüm İslam toplumunun gönlünü kazanacak bir yönetim uygulamış ve -Allah'ın izni ile- İslam ahlakının yayılmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Hz. Ömer'in (ra) verdiği bir himaye belgesi, bize bir müminin Kuran'da tarif edilen ahlakı gösterdiği takdirde nasıl bir hoşgörüye sahip olabileceğini göstermektedir;

7 "Bu verilen eman, hasta-sağlıklı, iyi-kötü yöre halkının tüm fertleri için din, can, mal, kilise ve havralarının himayesi içindir. Kiliseler tahrip edilmeyeceği gibi mesken de edilmeyecek ve onlardan hiçbir şey eksiltilmeyecektir. Halktan hiç kimse, zerre kadar zarar görmeyecektir. Bu kitapta yazılı hususlar, Allah ve Resulu'nun ahdi, halifelerin ve müminlerin zimmetindedir." (Yrd. Doç. Dr. Orhan Atalay, Doğu-Batı Kaynaklarında Birlikte Yaşama, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999, s. 95; Hamidullah, El-Vesaik, s , No: 358) Hz. Ömer'in (ra) adalet anlayışına dair tüm bu örnekler salih müminlerin adalet ve hoşgörü anlayışını gösteren çok hikmetli örneklerdir. Müminler tüm kişisel duygu ve düşüncelerini bir tarafa bırakmayı, kendisinden yardım talep eden iki tarafa da hakkaniyetli davranmayı, her şart ve durumda doğrulardan yana olmayı, dürüstlükten ve doğruluktan asla taviz vermemeyi Kuran ahlakı ölçüsünde kendilerine yol edinirler. Kendi çıkarlarından önce karşı tarafı düşünür, kendilerine bir zarar gelecek dahi olsa, eğer hak karşı taraftan yanaysa, adil olurlar. Müminlerin bu konuda göstermeleri gereken ahlak Kuran'da şöyle bildirilmiştir: "Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır." (Maide Suresi, 8)

8 ADALET İLE İLGİLİ SÖZLER
*Kılıcın yapamadığını adalet yapar. ( Kanuni Sultan Süleyman) *Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. ( Blaise Pascal) *Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. (Joseph Loubert) *Kılıç, zaferleri; zeka siyasi üstünlüğü; adalet de ahlaki muzafferiyeti temin eder. ( Simeon Luce) *Adaletin kuvvetli, kuvvetlerin de adaletli olmaları gerekir. ( Pascal) *Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. ( J. Anyot) *Devletlerin sarsılmayan temelini adalet teşkil eder. ( J.W. Pindare) *Adalet, insan topluluğunun kudsi bir bağıdır. ( P.De Guizot) *Adalet kâinatın ruhudur. (Ömer Hayyam) *Ülkeler kılıçla alınır, ancak adalet korunur. ( Timurlenk) *Adalet halkın gıdasıdır, insan ona daima muhtaçtır. (F.R.V.de Chateaubriand) *Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.( İ. Kant)

9 Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir
*Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir. (Georges Clemencau) *Adelat topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er-geç varır. ( H.G. Mirabeau) *Geç kalan adalet adaletsizliktir. ( W. Savage Landor) *Adalet, kutupyıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun çevresinde döner. ( Confucius) *Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.( Eflatun) *Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine duru ve geri kalan her şey onun çevresinde döner. ( Confucius) *Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. ( Eflatun) *Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman daha iyidir. ( Mahatma Gandhi)

10 Adalet haksız olana zulüm gibi gelir. ( Daniel Defoe)
*Adalet haksız olana zulüm gibi gelir. ( Daniel Defoe) *Bir duruşmada tek tarafı dinleyerek verilen karar doğru olsa bile, hiçbir zaman adil olmaz. ( L.A. Seneca) *Çok kimse haksızlığa uğramaktan korktuğu için adalete inanır. ( François V. La Rochefoucauld) *Kaadıy ola da'vacı ve munzır şahid, Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet. ( Ziya Paşa) *Kötülüğü adaletli, iyiliği de iyilikle karşıla. (Lao Tse) *Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir. ( Emile Zola) *Hayatımın en mühim prensibi, kimseye hiçbir şekilde adaletsiz davranmamaktır. ( Socrates) *İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. ( V. Hugo) *Adaleti, aklın yardımı olmadan yerine getirmek imkânsızdır. ( J.A. Froude)

11 "Adalet topaldIr, ağIr yürür fakat gİdeceğİ yere er geç varIr."


"AD: NUR SENA SOYAD: BAZ SINIF:7/A NO:33" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları