Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1-İnönü Savaşı'nın Sonuçları

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1-İnönü Savaşı'nın Sonuçları"— Sunum transkripti:

1 1-İnönü Savaşı'nın Sonuçları
-Düzenli orduların Batı Cephesi'ndeki ilk zaferidir. -Türk milletinin düzenli orduya olan güveni art­mıştır.Savaş milli maneviyatı yükseltmiş ve milletin birlik ve beraberliğini artırmıştır. -İsmet Paşa'nın yıldızı parlamış ve generalliğe yükselmiştir. -Kazanılan zaferden sonra Çerkez Ethem isyanı da bastırılmıştır. -TBMM, bu zaferden sonra Londra Konferan­sı'na davet edilmiştir.Zaferden sonra Afganistan'la dostluk ve yar­dımlaşma anlaşması, Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır. -Düşman oyalanarak zaman kazanılmıştır. -20 Ocak 1921 Anayasası ilan edilmiştir. -İstiklal Marşı'mız kabul edilmiştir (12 Mart 1921). -TBMM'nin istiklal Marşı'm kabul etmesi ulusalcı niteğine kanıt olarak gösterilebilir.

2 Londra Konferansı (23 Şubat - 12 Mart 1921 )
I.İnönü Savaşı'nın kazanılması üzerine ingilizler deTBMM gerçeğini kabul etmek zorunda kaldılar. Bu sırada Moskova'da TBMM ve Rusya arasında yapılan görüşmeler ingilizleri rahatsız etmişti. Bu arada ingilizler işgal ettikleri Musul ve Kerkük'te direnişle karşılaştılar. Revandiz'de çıkan ayaklanma üzerine burayı terkettiler. Bir taraftan bu gelişmeler, diğer taraftan i. inönü Savaşı itilaf Devletleri arasındaki görüş ayrılıklarını artırdı. Güneydoğu Anadolu'da büyük bir direnişle karşılaşan Fransızlar ve işgal planlarından memnun olmayan italyanların ısrarlarıyla ingilizler ve Yunanlılar da ortaya ç.ı.kan yeni durumu görüşmeye razı oldular. Londra'd'a bir kon­ferans toplanacak ve konferansa TBMM delegeleri de katılacaktı. itilaf Devletleri, istanbul Hükümeti'ni Londra Kon­feransı'na davet ettiler. İstanbul Hükümeti'nin gön­dereceği delegeler arasında M. Kemal'in ya da M. Kemal'in yetki verdiği birisinin de yer almasını iste­diler. Bu davranışlarıyla TBMM Hükümeti'ni tanı­madıklarını göstermek istemişlerdir .Londra Konferansı'na katılma konusunda istanbul ve Ankara Hükümetleri arasında çeşitli yazışmalar yapıldı. iki hükümet anlaşamadıklarından Londra'ya iki ayrı delege heyeti gönderdiler. istanbul delege­lerinin başında Sadrazam Tevfik Paşa, Ankara he­yetinin başında da Bekir Sami Bey bulunuyordu.

3 TBMM doğrudan çağrı olmadığı taktirde konferan­sa katılmamaya karar vermişti.
Fakat konferansa katılmada geç kalmamak için TBMM Heyeti İtalya'ya gitti. Heyet, itaiya'da bulunduğu sırada itilaf Devletleri adına itaiya'dan davet almış ve konfe­ransa katılmıştır. Londra Konferansı'na TBMM Hükümeti, is" tanbul Hükümeti, ingiltere, Fransa, italya ve Yu­nanistan kattımıştır. istanbul Hükümeti adına konferansa katılan Tevfik Paşa, görüşmeler sırasında söz hakkını TBMM te m­silcisine bıraktı. Bekir Sami Bey de Misak-ı MiIIi'de yer alan kararları açıklamıştır. itilaf Devletleri kon­feransta bazı teklifler ileri sürdüler: izmir ili geri verilecek, fakat şehirde Yunan kuv­veti bulunacaktı. Vali Hristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin edilecekti. Doğuda bir Ermeni Devleti kurulacaktı. Doğu Trakya Yunanlılara kalacaktı. Kapitülasyonlar devam edecek, ordunun sayısı artırılacaktı NOT:itilaf Devletleri bu teklifleriyle Sevr Banş Antlaşması'm bazı değişikliklerle TBMM'ye kabul ettirmeyi amaçlamışlardır

4 Londra Konferansı'nın Sonuçları
- itilaf Devletleri, TBMM Hükümeti'ni konferansa çağırmakla onun varlığını hukuken tanımışlardır. - Sevr Barış Antlaşması'nın çeşitli hükümleri tartışma konusu yapılmaya başlamıştır - TBMM Hükümeti, bu konferanstan önemli so­nuçlar beklemiyordu. Fakat konferansa katıl­makla "Türkler barış görüşmelerine yanaşmı­yorlar, savaşı uzatıyorlar" şeklindeki propagan­danın önlenmesi sağlanmıştır. - Londra Konferansı'nın başarısızlıkla sonuçlan­ması üzerine Anadolu'da Yunan saldırısı yeni­den başladı. Bu durum ii. inönü Savaşı'na ne­den olmuştur. - Londra Konferansı sonrasında TBMM temsilcisi Fransa, ingiltere ve italya ile ikili antlaşmalar yaptı. Fakat bu antlaşmalarda "devletlerin eşit­liği" ilkesine uyulmamıştır. Fransa ve itaiya'ya ekonomik çıkarlar sağlanmış, ingilizlere savaş suçlusu sayılan tutsakları geri vermeme hakkı tanınmıştı. Yapılan antlaşmalar TBMM tarafından onaylanmadığından yürürlüğe girmemiştir. Ancak Malta'da sürgünde bulunan Türk esirle­rinin kurtarılması sağlanmıştır.

5 Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)
I.İnönü Savaşı'nda Yunanlılara karşı kazanılan başarı ve TBMM temsilcisinin Lond­ra Konferansı'na çağrılması üzerine Moskova Ant­laşması imzalandı (16 Mart 1921). Moskova Ant­laşması'nın önemli maddeleri şunlardır: 1. iki taraftan birinin tanımadığı devletler arası bir senedi diğeri de tanımayacaktır.- Sovyet Rusya, Sevr Antlaşması'nı tanımadığını ilan etmiştir. - Bu hüküm iki devletin dış politikada birlikte hareket etme kararı aldıklarını gösterir. 2. Sovyet Rusya, Misak-ı Milli'yi tanıyacaktır. - ilk defa büyük bir devlet TBMM'yi tanımıştır. - Sovyet Rusya, Misak-ı Milli'yi tanıyan ilk Avrupa devleti olmuştur. 3. Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasındaki antlaşmalar geçersiz sayılacaktır. - Her iki devlet de kendilerinden önceki döneme ait antlaşmaların geçersiz olduğunu bildirmiştir. - Bu madde her iki ülkede köklü rejim değişikliği olduğunu gösterir. 4. Sovyetler kapitülasyonların kaldırıldığın kabul edecektir. 5. Sovyet Rusya, TBMM ile Ermenistan ve Gür­cistan arasında imzalanan antlaşmalara gö­re belirlenen sınırı Batum'un Gürcistan'a iade edilmesi şartıyla tanıyacaktır. 6. iki devlet arasındaki ilişkileri geliştirecek iktisadi, mali vb. anlaşmalar yapılacaktır. - Yeni Türk Devleti bu antlaşmayla asırlardan beri topraklarımızda emelleri olan büyük bir devletle bir dostluk kurmuş, maddi açıdan da yardım elde etme imkanına kavuşmuştur. 7. Boğazların bütün devletlerin ticaret gemi­lerine açık kalmasını sağlamak amacıyla Ka­radeniz'e kıyısı olan devletlerin temsilcileri­nin katıldığı bir konferans toplanacaktır.

6 Önemi - Moskova Antlaşması'nın başlangıç kısmında"Milletlerin kendi geleceğine serbestçe karar verebilmesi" ilkesi yer almıştır. Bu hükümle iki devlet birbirinin iç işlerine karışmama ve ba­ğımsızlığına saygı duyma konusunda güvence vermişlerdir. Antlaşmada bu ilkenin yer alma­sında TBMM'nin Sovyet Rusya'nın kendi rejimi­ni yayma politikasına önlem almak istemesi et­kili olmuştur - Sovyetler Birliği ile yapılan bu antlaşma yeni Türk Devleti'nin diplomasi sahasında kazandığı bir zaferdir.Batum Gürcistan'a, dolayısıyla Sovyet Rusya'ya bırakıldı. Buna karşılık Sovyetler, Kars ve çevresi­nin yeni Türk Devleti'ne ait olduğunu kabul ettiler. Doğu Cephesi tam anlamıyla güvenlik altına alınmıştır. - Doğu sınırımız büyük ölçüde kesinlik kazanmıştır. - Moskova Antlaşması'nın imzalanmasından ye­di ay sonra 13 Ekim 1921 'de TBMM ile Kafkas Cumhliriyetleri arasında Kars Antlaşması yapıldı. Moskova Antlaşması hükümlerinin tekrarıözelliğini taşıyan bu antlaşma ile Türkiye'nin do­ğu sınırı kesinlik kazanmıştır. NOT:Dönemin olağanüstü şartlaf/ndan dolayı Ba­tum Gürcistan'a bırakılmıştır. Bu durum Misak-ıMilli smlrlarmdan verilmiş ilk tavizdir.

7 2-II. inönü Savaşı (23 - 31 Mart 1921)

8 ı. inönü Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Yunanlılar yeniden saldırıya geçtiler. Yunan saldırısının baş­lamasında: - Londra Konferansı'ndaki barış tekliflerinin TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmemesi - ingilizlerin yeni bir saldırı konusunda Yunanlıları teşvik etmeleri - Yunanlıların Türk ordusunun teşkilatlanmasına fırsat vermeden Eskişehir ve Afyon'u almak, An­kara üzerine yürüyerek TBMM'yi dağıtmak is­temeleri - Sevr Antlaşması'nın TBMM'ye kabul ettirilmek istenmesi etkili olmuştur. II. inönü Savaşı'nın kazanılmasıyla: - Halkın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne olan güveni artmıştır. - Yunanlılar ve ingilizler Türk ordusunun gücünü kabul etmişlerdir. - italyanlar, Anadolu'da işgal ettikleri yerleri boşaltmaya başlamışlardır (5 Temmuz 1921). - M. Kemal Paşa, ismet Paşa'ya bir telgraf çekerek tebrik etmiş ve; “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin ters alınyazısını da (makus talihini de) yendiniz." demiştir.

9 3-ESKiŞEHiR - KÜTAHYA SAVAŞLARI (10 - 24 Temmuz 1921)
Yunanlılar Yeni kurulan ordunun Kuvay-ı Milliye'den farklı olduğunu, ancak henüz taarrUz gücüne ulaşamadığını görmüşlerdi. Bu nedenle Türk ordusu güçlenme imkanı bulamadan bu kuvvetleri ortadan kaldırmayı amaçladılar. Yunan saldırısının amacı; TBMM 'Hükümeti'ni dağıtarak kesin sonucu elde etmekti. Bütün güçleriy­le hazırlanan Yunan ordusu geniş bir cepheüzerinde saldırıya geçti. Bu cephe inönü'den Afyon'a kadar uzanıyordu. Türk ordusu henüz II. inönü Savaşı'nın yorgunluğunu üzerinden atamadığından Yunan kuvvetleri karşısında başarılı olamadı. Üstün kuvvetlerle yapılan Yunan saldırısı karşısında Türk kuvvetleri yenilgiye uğradı. Bu gelişmeler üze­rine M. Kemal Paşa, ismet Paşa'ya "Sakarya'nın doğusu na çekilmesi" tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine Türk ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekildi. NOT:Türk ordusunun Sakarya'nm doğusuna çekilmesiyle Afyon, Eskişehir ve Kütahya Yunanlıların eline geçti

10 Başkomutanlık Kanunu'nun Çıkarılması
Eskişehir Kütahya muharebelerinin başarısızlıgı sonunda toplanan meclis Başkomutanlık kanunu çıkardı(5 Ağustos 1921). Başkomutanlık Kanunu'nun çıkarılmasıyla M. Kemal Paşa; - TBMM'ye ait olan "yasama ve yürütme" yetki­lerini doğrudan kullanmaya başladı. - istiklal Mahkemelerinin de kendisine bağlanmasıyla "yargı" yetkisine de sahip oldu., - Erzurum Kongresi'nde askerlik mesleğinden ayrılan M. Kemal Paşa, milli irade ile başkomutan oldu. .

11 TEKALiF - i MiLLiYE EMiRLERi
(7 - 8 Ağustos 1921) Ordu asker sayısı ola­rak yetersiz olduğu gibi silah ve teçhizat bakımın­dan da çok zor durumda idi. Askerlerin üzerinde doğru dürüst elbise dahi yoktu. Yiyecek yönünden büyük sıkıntı çekiliyordu. Ordu birlikleri arasında irtibatı sağlayacak, yiyecek içecek taşıyacak, silah ve cephaneyi nakilde kullanılacak araç ve gereç yoktu. Bundan dolayı Mustafa Kemal Paşa, Tekalif-i Milliye Emirlerini yayınladı. Çıkartılan kanun ile Türk ordusunun ihtiyaçlarının karşılanması ve savaş gücünün artırılabilmesi için halktan zorunlu yardım isteniyordu. Tekalif-i Milliye Kanunu, Sakarya Savaşı'na hazırlık amacı ile çıkartılmıştır. Ancak kanunun yürürlüğe girmesinden 15 gün sonra Sakarya Savaşı başladığı için, Tekalif-i Milliye Kanunu Türk ordusunun Sakarya Savaşı'na hazırlanmasında ciddi bir katkıda bulunmamıştır. Zira on beş gün gibi kısa bir sürede komisyonların kurulması, Anadolu'nun dört bir yanından yiyecek ve diğer yardımların toplanması, bunların orduya aktarılması imkansızdı. Türk or­dusu Sakarya Savaşı'nı da çok zor şartlarda yapmış, kanunun etkisi ancak Büyük taarruz'da görülmüştür.

12 İstiklal Mahkemeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı sırada Anadolu'da iç ayaklanmalar büyük boyutlara ulaştı. Böylece bir iç güvenlik sorunu ortaya çıktı. Ülkede asa­yişin olmaması, eşkıya baskınları ve ekonomik du­rumun kötülüğü Anadolu'da büyük sarsıntılara ne­den oldu. Bu sırada asker kaçaklarının sayısı sürekli artıyordu. Bütün bunların çözülmesi, Meclis irade­sinin ve devlet otoritesinin bütün ülkede egemen olmasıyla mümkün olabilirdi. TBMM, 29 Nisan 1920'de "Hıyanet-i Vataniye Ka­nunu" nu kabul etti. 11 Eylül 1920'de yeni bir ka­nun kabul edilerek istiklal Mahkemeleri kuruldu. Olağanüstü mahkeme özelliği taşıyan bu mahke­menin kararlarında temyiz hakkı yoktu. Üyeleri de TBMM üyeleri arasından seçiliyordu. istiklal Mahkemelerinin kurulması önemli faydalar sağlamıştır: 1- Milli Mücadelenin kazanılmasında önemli bir faktör olan iç güvenlik konusu böylece çözüm­lenmiştir 2- TBMM'nin otoritesinin bütün ülkede kurulması sağlanmıştır. 3- Asker kaçakları orduya kazandırılmıştır. 4- Devlet organlarının işlemesi, vergi ve askere al­ma işlerinin düzenlenmesinde önemli faydalar sağlanmıştır. 5- Ayaklanmaların bastırılmasında etkili olmuştur.

13 4-SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (23 Ağustos - 12 Eylül 1921)

14 Yunan kuvvetleri 22 Ağustos 1921 'de Sakarya nehrini geçerek taarruza başladılar. Yunan ordusunun taarruzu üzerine Türk kuvvetleri başlangıçta geri çekildi. M. Kemal Paşa yayınladığı bir bildiri ile "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Yurdun her karış toprağı kanla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz" dedi. çarpışmalar sırasında Yunan ordusu Ankara'ya 50 kilometreye kadar yaklaştı. Buna rağmen uygula­nan taktik Türk ordusunun başarılı olmasını sağ­ladı. Yunanlıların iyice güçsüz düşmesi üzerine Türk birlikleri karşı saldırıya geçti. 22 gün gece ve gün­düz devam eden savaş 13 Eylül 1921 'de Türk or­dusunun zaferiyle sona ermiştir.

15 Sakarya Savaşı'nın Sonuçları
Viyana bozgunu ile başlayan Türk geri le­yişi Sakarya'da sona ermiştir. - Ankara'nın boşaıtılması ve Meclisin Kayseri'ye taşınması için yapılan çalışmalar durdurulmuş­tur. - Türk ordusu ilk defa savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir. - TBMM tarafından M. Kemal Paşa'ya Gazilik un­vanı ve Mareşallik rütbesi verilmiştir (19 Eylül 1921). - TBMM ile Kafkas Cumhuriyetleri arasında Kars Antlaşması yapılmıştır (13 Ekim 1921). - Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalanmıştır (20 Ekim 1921). - Yunanlılar taarruz gücünü kaybettikleri gibi, in­ giltere desteğinden de mahrum kalmışlardır. - itilaf Devletleri TBMM'ye ateşkes ve barış tek­ lifinde bulunmuşlardır. - Yunan kuwetlerine karşı kesin taarruz amacıyla hazırlıklara başlanmıştır. - Yunan kuwetleri, Doğu Trakya'dan istanbul'a doğru yapmak istedikleri ilerleyişten vazgeçmişlerdir.

16 SAVUNMA ZAFERLERiNiN DIŞ SiYASETE ETKiLERi
ABD ile ilişkiler Amerika Birleşik Devletleri, TBMM'ye karşı siyasi durumunu 6eğiştiren ~Ik devlet oldu. ı. Dünya Sa­vaşı sırasında ABD Başkanı Wilson, Türk çoğunlu­ğunun bulunduğu topraklar üzerinde bağımsız bir Türk Devleti kurulması fikrini ortaya atmıştı. Son­radan itilaf Devletleri'nin kışkınmaları ile ABD Do­"-'ğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulması dü­şüncesini kabul etti. Doğu Anadolu'da yapılan in­celemeler bu davranışın haksızlığını ortaya çıkarın­ca Amerikan kamuoyunun meseleye karşı bakış açı­sı olumlu yönde değişmiştir.Amerikan Kongresi, Ermenistan üzerinde Amerikan mandası teklifini reddetti. Böylece Amerika Birleşik Devletleri'nin itilaf Devletleri'yle beraber yapması mümkün olabilecek baskılar da ortadan kalktı. Baş­kan Wilson seçimleri kaybedince ABD kendi içiş­leriyle uğraşmaya başlayarak dünya politikasına müdahale etmekten vazgeçmiştir. Sovyet Rusya ile ilişkiler Ortak düşman karşısında bulunulması TBMM Hü­kümeti ile Sovyet Rusya'yı birbirine yakınlaştırdı. ı. inönü Savaşı sonrasında iki taraf arasında Mos­kova Antlaşması imzalandı (16 Mart 1921). TBMM Hükümeti böylece Sovyet Rusya'dan yardım alma imkanı elde etti.Sakarya Zaferi sonunda Sovyet Sosyalist Cumhu­riyetleri olan Kafkas Cumhuriyetleri ile temaslar ku­ruldu. Sovyet Rusya ile yapılan Moskova Antlaşma­L sı'nda bazı pürüzlü noktalar bulunmaktaydı., TffivıM'nin Yunanlılara karşı kazandığı Sakarya Zaferi artık bu anlaşmazlıkları da sona erdirdi.~ Sovyet Rusya, kendi egemenliğindeki bu Cumhuriyetierin TBMM Hükümeti ile anlaşmasını uygun gördü. 13 Ekim 1921 'de Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan ile Kars Antlaşması imzalandı.- Kars Antlaşması ile Türkiye'nin Doğu sınırı ke­sinlik kazandı.- 2 Ocak 1922'de Moskova Antlaşması'nın hükümlerini tekrarlayan bir antlaşma Ukrayna ileyapıldı.

17 Fransa ile ilişkiler Fransızlar, TBMM'nin askeri ve politik zaferlerine ve Moskova Antlaşması'na şahit olduktan sonra Franklin Bouillon'u Ankara'ya gönderdiler (9 Hazi­ran 1921). Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Devleti yerine yeni bir Türk Devleti'nin kurulduğunu, Mi­sak-ı MiIIi'nin kabul edilmesini, Sevr Antlaşması'nın reddini, kapitülasyonların kaldırılması gerektiğini bildirdi. Franklin Bouillon kısa bir süre tereddüt ge­çirdi. Bu sırada Yunanlılar büyük bir saldırıya hazır­lanmaktaydılar. Eskişehir - Kütahya Savaşlarının kay­bedilmesi Fransızların bir süre daha beklemesine neden oldu.Sakarya Zaferi, Fransa'nın bütün tereddütlerini yok etti . Fransızlar, TBMM Hükümeti ile Ankara Ant­laşması'nı imzaladılar (20 Ekim 1921): 1. Antlaşmanın imzalanmasıyla taraflar arasında­ki savaş sona erecektir. 2. Antlaşmanın imzalanmasından sonra iki ay için­de Türk kuwetleri belirlenen hattın kuzeyine, Fransız birlikleri ise güneyine çekilecektir. 3. Her iki taraf kendilerine kalan topraklardaki in­ sanlar için genel af ilan edecektir. 4. Fransa iskenderun ile Antakya için özel bir idare rejimi kuracaktır. Ankara Antlaşması'nın imzalanmasıyla: - ilk defa bir itilat Devleti, TBMM ile antlaşma yap­mış ve yeni Türk Devleti'ni tanımıştır., Doğu Cephesi'nden sonra Güney Cephesi de tasfiye edilmiştir.. -Fransa, ıskenderun ve Hatay için özel hükümlerkabul etmekle bu yerlerin anavatanın bir par­çası olduğunu kabul etmiştir. Bu hükmün bir gereği olarak burada yaşayan Türklerin ulusal kimlik ve kültürlerini koruyucu düzenlemeler ya­pılmıştır. - Türk ve dünya kamuoyu, Ankara Antlaşması'yla Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılma yolunda olduğunu görmüştür. - itilat Devletleri bloğu parçalanmıştır. - Güney Cephesi'nin ortadan kalkmasıyı? burada­ki birlikleri batıya gönderme imkanı doğmuştur.

18 İtalya ile ilişkiler İtalya Hükümeti, Paris Barış Konferansı'nda ingilte­re, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'ni karşısın­da buldu. Paris'teki görüşmelerde müttefikleri ile çatışan italya, görüşmeleri terk etti Mayıs ayında da Kuşadası - Antalya arasına asker çıkar­dı. Yunanlıların izmir'e çıkışı italyanların müttefik­leriyle arasını iyice açtı. Bu nedenle, Güneybatı Ana­dolu'yu işgal eden italyanlar hoşgörülü bir politika izlediler. yılları arasında italya'nın iç durumu da karışıktı. Adeta bir iç savaş yaşanmaktaydı. italya Anadolu'da yeterli sayıda asker bulunduramayaca­ğını anladı. 5 Temmuz 1921 'de italyanlar işgal et­tikleri yerleri bırakarak Anadolu'dan ayrıldılar. Bir takım ekonomik imtiyazlar istedilerse de istekleri TBMM tarafından kabul edilmedi

19 Afganistan ile ilişkiler
Milli Mücadele sırasında Afganistan ile iyi ilişkiler kuruldu. Bunun sonucunda TBMM Hükümeti ile Af­ganistan arasında 1 Mart 1921 'de bir dostluk ant­laşması yapılmıştır ingiltere ile ilişkileringiltere, Kurtuluş Savaşı sonuna kadar yeni Türk Devleti'ne karşı düşmanca tutumunu devam ettir­di. Sürekli olarak Yunanlıları destekledi. ingiltere, Türklerin başarılı olmasının başta Müslümanlar ol­mak üzere bütün ingiliz sömürgelerinde etkili ola­cağını düşünüyordu. Türk tarafının mutlaka yenil­mesini ve halifenin de kendi kontrolleri altında bu­lunmasını istiyordu. Yunanistan ile ilişkilerKurtuluş Savaşı yıllarında Türk - Yunan ilişkileri ta­mamen savaş biçiminde oldu. Yunanlılar, Türkleri tarihten tamamen sileceklerini düşündüler. Düzen­ledikleri saldırıların bir Yunan felaketine dönüşe­ceğini hiçbir zaman hesaplayamadılar.

20 iTiLAF DEVLETLERi'NiN BARIŞ TEKLiFLERi
22 Mart 1922 tarihinde itilat Devletleri Dışişleri Bakanları Türk ve Yunan taraflarına ateşkes teklifinde bulundular. Yapılan teklifte, "iki taraf arasında askersiz bölge bırakılması, her iki tarafın asker ve silah bakımından güçlenmemeleri, as­keri açıdan Türk tarafının itilaf Devletleri'nin denetimi altında bulunması ve çarpışmaların üç ay süreyle durdurulması" yer alıyordu. Böylece Türk ordusunun taarruz hazırlıkları durdurulacaktı. Bu teklifler Yunanlılar tarafından hemen kabul edildi. Türk tarafı ise bağımsızlık anlayışına ters düşen askeri denetim teklifini kabul etmediğini bildirdi. Ateşkesin ancak memleketimizdeki yabancı kuv­vetlerin çıkmasıyla yapılabileceği belirtildi. 26 Mart 1922'de Paris'te bulunan itilaf Devletleri Dışişleri Bakanları barış esaslarını bildirdiler. Buna göre: İzmir ve Tekirdağ Türklere bırakılacak; Edirne, Kırklareli ve Babaeski Yunanlılara kalacaktı. Doğu'da bir Ermeni Devleti kurulacaktı. Türkiye'de mecburi askerlik olmayacak, ordu mevcudu da ellibeşbinden seksenbeşbine çıka­rılacaktı. Sevr Antlaşması'nın mali, iktisadi ve adli hükümlerinde Türkiye lehine değişiklikler yapılacaktı. Anlaşma yapıldıktan sonra itilat Devletleri kuvvetleri istanbul'u terk edeceklerdi

21 Taarruz Hazırlıkları Sakarya Savaşı'nın kazanılmasından sonra Büyük Taarruz'a kadar uzun bir süre geçmiştir. Bu süre için­de Türk ordusu hazırlıklarını tamamlamaya çalıştı Sakarya Savaşı ile Yunan ordusunun taarruz gücü ortadan kalkmıştı. Ancak bu yeterli değildi. Amaç Yunan ordusunun tamamen Anadolu'dan atılması olduğuna göre hazırlıkların çok iyi bir şekilde yapıl­ması gerekiyordu. TBMM Hükümeti, düşmana kesin darbeyi indirmek amacıyla bütün imkanları kullanmaya çalışıyordu. Doğu ve Güney Cephelerinin güvenlik altına alın­ması bütün güçlerin Batı Cephesi'nde toplanma­sını sağladı. Ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için çalışılırken, diğer taraftan taarruz eğitimine ağırlık verildi. Sakarya Savaşı'nda cephanenin tükenmiş olması, demiryolu yeterli olmadığından birliklerin yaya olarak cepheye gönderilmesi taarruzu gecik­tirmiştir

22 5-BÜYÜK TAARRUZ

23 M. Kemal Paşa, 20 Ağustos'ta Akşehir'e giderek taarruz emrini verdi.
Taarruz yapılabilmesi için düş­manın iki üç katı kuvvete ihtiyaç duyulduğu halde düşmana yakın bir sayıya ancak ulaşılabiliyordu. Taarruz yeri olarak Afyon belirlenmişti.Türk taarruz planının amacı, düşmana geride cep­he oluşturma imkanı vermeden tek darbede yen­mek ve düşman kuvvetlerini imha etmekti. 26 Ağus­tos 1922'de taarruz başladı. 27 Ağustos'tan itiba­ren Türk ordusunun üstünlüğü eline geçirmesi üzerine Yunan kuvvetleri geri çekilmeye başladı. Aslıhanlar bölgesinde yapılan bu savaşa Dumlupınar Meydan Savaşı denilmiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde de Yunan kuvvetlerinin tamamen yok edildiği ve Başkomutan Mustafa Kemal'in doğru­dan yönettiği savaşa Başkomutanlık Savaşı denil­miştir. Yunan kuvvetlerinin yeni bir savaş hattı oluş­turmalarına engel olmak amacıyla M. Kemal Paşa, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrini verdi. Yunan kuvvetleri izmir'e doğru kaçarken Türk ordusu 6 Eylül'de Balıkesir, 8 Eylül'de Manisa, 9 Eylül'de izmir'e girdi. 17 Eylül'de ise Bandırma'ya ulaştı. 18 Eylül 1922 tarihinden itibaren Anado­lu'da artık hiçbir Yunan kuvveti kalmamıştır

24 Büyük Taarruz'un Sonuçları
- Milli mücadele başarıya ulaşmıştır. - Anadolu'da halyan ve Fransız işgalinden sonra Yunan işgali de sona ermiştir. - Kurtuluş Savaşı'nın askeri safhası başarıyla tamamlanmıştır. - Afyon, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Manisa, Aydın, İzmir, Bursa, Balıkesir illeri düşman işgalinden kurtarılmıştır. - itilaf Devletleri ateşkes teklifinde bulunmuştur. - Türk ordusu Çanakkale ve izmit civarında İngiliz kuvvetleri ile karşı karşıya gelmiştir. - İçte milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır.

25 MUDANYA ATEŞKES ANLAŞMASı (11 Ekim 1922)
Büyük Taarruz'un başarıya ulaşmasından sonra İngilizlerin hedefi, Boğazlar, istanbul ve Doğu Trak­ya'yı Türklere vermemekti. TBMM ise buraları al­madan yapılacak bir barışı kesinlikle kabul ede­mezdi. Türk ordusunun şartlarının iyi olmadığı düşünülürse diplomatik yollarla buraların alınması en ıyı metottu.ingiliz kabinesi başlangıçta Türk ordusuna karşı kuvvet kullanılması kararı aldı. Ayrıca ingilizler, müttefiklerinden ve dominyonlarından da yardım istediler. Türklerin ne olursa olsun Avrupa'ya geçmesini engellemek isteyen İngilizlerin çağrısına ne müttefiklerinden, ne de dominyonlarından olumlu bir cevap gelmedi. Hiç kimse İngiliz politikası uğruna maceraya atı(rıak istemiyordu. İngiliz Hükümeti, Fransızların ve İtalyanların baskısı ile ateşkes görüşmelerine başlamayı kabul etti. Bütün bu geliş­meler olurken Türk birlikleri Çanakkale'de İngiliz kuvvetlerinin önüne gelmişlerdi. İngilizlerin görüş­melere razı olması üzerine Türk ordusunun ilerleyişi durduruldu. 3 Ekim günü Mudanya'da ateşkes görüşmeleri başladı.Başkomutan M. Kemal Paşa, ateşkes görüşmelerin­de Türk temsilcisi olarak Batı Cephesi Komutanı is­met Paşa'yı görevlendirdi. ismet Paşa başkanlığıaltındaki konferansa ingiltere, Fransa ve halya de­legeleri katılıyorlardı. işin ilginç yanı Mudanya'da, yenilmiş Yunan ordularının temsilcisi yoktu. ingilizler Yunanlıların gönüllü avukatlığını üstlenmişlerdi. Yunan delegeleri ise, Mudanya açıklarında demirle­yen bir gemide görüşmelerin sonucunu beklemiş­lerdi. TBMM ateşkes görüşmelerine Misak-ı Milli tezine dayanan bağımsızlık düşüncesi ile katılıyordu.

26 Konferansın en önemli konuları,
Doğu Trakya'nın Yunan kuwetleri tarafından boşaıtılıp Türklere tes­lim edilmesi, Boğazlar ve istanbul'un durumu idi. İngilizler bu konularda Türk tezinin karşısında olduklarından görüşmeler çok sert bir atmosferde geçti. Sonunda 11 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandı. Mudanya Ateşkes Anlaşması'na göre: 1. Türk - Yunan kuwetleri arasındaki savaş sona erecektir. 2. Yunan kuwetleri Meriç nehrine kadar olan Do­ğu Trakya'yı 15 gün içinde boşaltacaklardır. 3. Doğu Trakya TBMM'nin jandarma kuwetlerine bırakılacaktır. Ancak bu kuwetler 8.000'i geçmeyecektir. 4. istanbul, Boğazlar ve çevresinin yönetimi TBMM Hükümeti'ne bırakılacaktır. itilaf Devletleri barış yapılıncaya kadar istanbul'da kuwet bulunduracaklardır. 5. Barış antlaşması yapılıncaya kadar Türk silahlı kuwetleri Çanakkale ve izmit yarımadasında belirlenen çizgiyi geçemeyeceklerdir.

27 Mudanya Ateşkes Anlaşması'yla;
- Türk Kurtuluş Savaşı sona erdi. - Yeniden silahlı çatışmaya girilmeden diploma­tik başarılarla Doğu Trakya ve istanbul kurta­rıldı. - ingilizler Türk başarısını kabul ettiler. - ingiltere'de Lloyd George Hükümeti istifa etti. - Kurtuluş Savaşl'nın diplomatik safhası başladı. - Türk tarafına Lozan Barış Konferansı için tekIifte bulunuldu. ';, - istanbul, Boğazlar ve çevresinin TBMM Hükü­ meti'ne bırakılması ile Osmanlı Devleti hukuken sona erdi. - Yeni Türk Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda ye­ nilmiş devlet yerine eşit devlet durumuna geldi. - Türk - Yunan savaşı kesin olarak sona erdi. - Mudanya Ateşkes Anlaşması'nın yapılmasın­dan sonra Başkomutanlık olağanüstü temsilcisi tayin edilen Refet Paşa büyük gösterilerle istan­bul'a girdi. Doğu Trakya'da kısa sürede Türk yö­netimine kavuştu.

28 Saltanatın Kaldırılması ve Lozan Antlaşması
SALTANATIN KALDIRILMASI (1 KASIM 1922) Mudanya Ateşkes Anlaşması'ndan sonra barış konferansı için hazırlıklar başladı. Bu sırada istanbul Hükümeti, TBMM Hükümeti'nin yanında görüşmelere katılmak istediğini bildirdi. Mecliste yapılan oylama ile 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılması kararlaştırıldı. Saltanatın kaldırılmasıyla; Altı yüz yıllık Osmanlı saltanatı sona ermiştir. Son Osmanlı Padişahı Vi. Mehmet (Vahdettin), 17 Kasım 1922'de ingiltere'ye sığınarak ülkeyi terk etmiştir. TBMM, Abdülmecid Efendi'yi halife seçerek, halifeliğin devam ettirilmesini sağlamıştır. Milli egemenliğin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır. Saltanatın kaldırılmasıyla devletin laikliği konusunda ilk aşama gerçekleştirilmiştir. İtilaf Devletleri'nin Lozan Konferansı'nda ikilik çıkarma planları sonuçsuz kalmıştır. TBMM'nin açılışından sonra ikinci büyük inkılap hareketi gerçekleşmiştir.

29 LOZAN BARIŞ ANLAŞMASI 24 TEMMUZ 1923
20 Kasım 1922 tarihinde toplanan Lozan Konfransı'na İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Romanya ile I.Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Yugoslavya devletleri katıldılar. Boğazlarla ilgili görüşmelere Sovyetler Birliği ve Bulgaristan, gözlemci olarak da ABD katıldı. Bütün bu devletlerin karşısında sadece Türkiye vardı. Türkiye'yi destekleyen hiçbir devlet yoktu.

30 Hazırlıkların tamamlanmasından sonra görüşmeler 20 Kasım 1922'de başladı. Tarafların görüşmeler­den bekledikleri sonuçlar birbiri ile çatıştığı için daha ilk günlerden itibaren görüşmeler çıkmaza girdi. 4 Şubat 1923'e kadar devam eden görüşmeler­de bazı sorunlar için çözüm yolları bulunmasın rağmen bazı konularda en ufak bir ilerleme sağı, namadı. Görüşmelerin kesilmesine neden olan anlaşmazlılar kapitülasyonlar, Osmanlı borçları, Musul - Kerkük ve Boğazlar sorunları olmuştur. Yukarıda belirtilen temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve ciddi görüş ayrılıkları üzeri n 4 Şubat 1923'de görüşmelerin kesilmesi savaş ihti malini yeniden gündeme getirdi. TBMM, her ne ka dar savaş için hazırlık yapmış ise de savaşı son ça re olarak görüyordu. İ İtilaf Devletleri'nin ise bu dönemde TBMM ile tekrar savaşa girme ihtimalleri ol dukça zayıf idi. Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile 4 Şu bat 'ta atılan köprüler yeniden kuruldu. 23 Nisar 1923'te taraflar tekrar bir araya geldiler. Görüşme­lerin başlangıç tarihinin TBMM'nin kuruluş yıldö­nümüne denk getirilmesi kuşkusuz bir rastlantı de­ğildir. Taraflar arasındaki yakınlaşma ve samimiye­tin bir göstergesidir. 23 Nisan'da başlayan görüş­meler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiş ve Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçIanmıştır Lozan Görüşmeleri


"1-İnönü Savaşı'nın Sonuçları" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları