Sunuyu indir
YayınlayanOzcan Duman Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
556.Yıl 556.Yıl FETİH VE İSTANBUL'UN FETHİ 29 Mayıs 1453 560.YIL
2
إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ وَرَأَيْتَ النَّاسَ
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجاً Arapça kökenli bir kelime olan “Fetih”, kapatmanın zıddı olup “açmak” demektir. Terim olarak anlamı ise, bir düşman beldesini, bir şehri harp veya sulh yoluyla ele geçirmek ve kapılarını müslümanlara açmak anlamına gelmektedir. “Fetihin”, İslam’da özellikle iki yer için kullanılmış olması anlamlıdır.
3
Birincisi: MEKKE’nin Fethi.
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Birincisi: MEKKE’nin Fethi. İslamın kalbi ve Merkezi Mekke…Fetih Sueresinin ilk ayetinde إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُّبِينًا “Muhakkak ki biz sana apaçik bir fetih verdik” buyrulmaktadir. Bu nedenle bu sûreye Fetih Süresi adi verilmiştir. Kuran’da Mekke’nin fethiyle ilgili geleceğe ait bir haberi vermesine karşın geçmiş/mâzî zaman kullanılmıştır. Arapça gramer kaidesine göre istikbale ait bir bilgi ve haber için geçmiş zaman kipi kullanılmasi, o olayın kesinlikle vuku bulacağına isaret etmek içindir ki, Kur’an-i Kerim’in pek çok yerinde geleceğe ait olaylar için bu tür ifadelerin kullanıldığı bilinmektedir.
4
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Mekke henüz fethedilmeden önce Kuran-ı Kerim’de “Biz sana apaçık fetih verdik” demek suretiyle Mekke’nin fethinin kesin olduğu bildirmiştir. Bu ayet ve bu sûre hicretin 6. yılında Hudeybiye seferinden sonra zilkade ayında nâzil olmuş ve aradan 2 yıl geçtikten sonra hakikaten Mekke kan dökülmeden fetholunmuştur.
5
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Hicretin 6. yılında Hudeybiye’de Allah Resulü (s.a.v.) Süheyl bin Amr ile oturdu bir antlaşma yaptı. Dört maddelik bir antlaşma bu. Dört maddenin dördü de Müslümanların aleyhine.Özellikle 3. Madde. MADDE-3: “Medine'deki Müslümanlardan Mekke'ye iltica edenler Müslümanlara iâde edilmeyecek, fakat Mekke'den Medine'ye velev Müslüman dahi olsalar iltica edenler, istendiği takdirde geri verileceklerdir.”
6
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
İlk bakışta öyle görünüyordu. Bu antlaşma zahirde sanki aleyhte gibi görünüyordu. Hakikati Allah ve Resulü biliyordu. Dolayısıyla Efendimiz bu anlaşmanın arkasından inen sureyi yüzünden ay doğar gibi karşıladı. Kur’an’da Fetih ismiyle bir tek sure vardır, o da işte bu ayetlerdir.
7
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Ebu Cendel Hadisesi….Süheyl ibn amr’ın oğlu..Müslüman olmuş ve Kureyş onu zincire vurmuş..O sırada kendini Rasulullah’ın yanına atmayı başarır ama ortada anlaşma vardır…..Çaresiz iade edilir.. Hz. Ömer’in turumu: Kendi âleminde, böylesine ağır şartlara evet dememin bir türlü izahını bulamayan Hz. Ömer, huzura varmadan edemedi. Peygamberimize, "Sen Allah'ın hak peygamberi değil misin?" diye sordu. Resûl-i Ekrem, "Evet, ben Allah'ın peygamberiyim" buyurdu. Sonra da aralarında şöyle bir konuşma oldu: "Biz Müslümanlar hak, düşmanlarımız olan müşrikler ise bâtıl üzere bulunmuyorlar mı?" "Evet, öyledir."
8
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
"Bu halde dinimizi küçük düşürmeye niçin meydan veriyoruz?" "Ey Hattab'ın oğlu, ben Allah'ın kulu ve Resûlüyüm. Allah'ın emirlerine aykırı harekette bulunamam. Bu muâhede maddelerini kabul etmekle de Allah'a isyan etmiş değilim. O, beni hiçbir zaman zarara uğratmayacaktır." "Sen bize Allah'ın nusret buyuracağını, gidip Kâbe'yi hep beraber tavaf edeceğimizi va'd etmiş değil miydin?" "Evet, vaad etmiştim. Ancak, bu yıl gidip tavaf edeceğimizi söylemiş miydim?" "Hayır." "O halde tekrar ediyorum: Sen muhakkak Mekke'ye gidecek ve Kâbe'yi tavaf edeceksin."
9
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Hudeybiye’nin arkasından 19 yılda İslam’a giren insan sayısı kadar insan o antlaşmanın ardından 6 ayda geldi. İşte fetih budur.. Fetih kalplerin açılışı, fetih yürek fethidir, gönül fethidir.
10
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Efendimiz, Mekke’ye girerken mübarek sakalları devesinin sorgucuna değecek kadar tevazusundan eğilmiş. Mekke’ye girerken Efendimiz’in dudakları kıpır kıpır şu ayetleri okuyor: إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا “Allahın nusreti ve fethi geldiğinde insanların Allah’ın dinine fevç fevç, kitle halinde girdiğini gördüğünde Rabbi’nin adını hamd ile an.”
11
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Yani “Bu benim değildir ya Rabbi, bu senindir de, ondan af dile” buyuruyor ayette Rabbimiz. Niye ondan mağfiret dileyecek? Fethetmek suç mu? Hayır, Efendimiz orada “Ya Rabbi, zaferin bile şerrinden sana sığınırım, zaferin bile ayartmasından sana sığınırım” diyor.
12
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Efendimiz, ufak tefek mevzi ve lokal çarpışmalar dışında ciddi çarpışmalar olmadan Mekke’ye girdi. Kâbe’nin avlusunda Efendimiz’e kan kusturan, Müslümanları yerlerinden yurtlarından eden, İslam’a can düşmanı olmuş, Kur’an’la savaşmak için ömürlerini harcamış insanlar, Kâbe’nin avlusunda toplandılar. Efendimiz geldi, Kâbe’nin önüne yüksekçe bir taşın üstüne çıktı, titreyen Mekkelilere dönerek …..
13
“Ey Mekkeliler şimdi size ne yapacağımı zannediyorsunuz” dedi.
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ “Ey Mekkeliler şimdi size ne yapacağımı zannediyorsunuz” dedi. Onlar “Sen kerim, affedici bir kardeşsin affedici bir kardeşin oğlusun, affedici bir evlatsın” dediler. Efendimiz orada “Ben size bugün Yusuf’un kardeşlerine dediğini diyorum: Bugün size kınama yoktur. Hadi gidin sizi salıverdim” deyince adamlar kulaklarına inanamadılar. Orada bir şefkat devrimi yapıldı, bir merhamet hareketi. Fetih aslında buydu, gönüllerin İslam’a açılmasıydı.
14
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Efendimiz, Mekke’deki en azılı düşmanlarından bir tanesi olan Ümeyye bin Halef’in oğlu Saffan bin Ümeyye’yi çağırarak 300 tane asker donatacak para vermesini istedi. Safvan bu parayı ne olarak istediğini sorunca Efendimiz borç olarak istediğini söyledi. Safvan da Müslüman olup olmamak için üç ay mühlet istedi. Efendimiz de ona bu mühleti verdi.
15
“O gördüklerinin hepsi senin olsun” dedi.
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Safvan, Huneyn Savaşı’na katılmıştı ama aklı fikri ganimetlerdeydi. Savaşın sonunda Safvan, dağlar gibi yığılmış ganimet mallarının önünde durmuş hayran hayran bakıyordu. Efendimiz onun bu halini görünce “Çok mu hoşuna gitti?” diye sordu. Safvan “İnsanın içi mi dayanır buna?” deyince Efendimiz “O gördüklerinin hepsi senin olsun” dedi.
16
“Bu cömertliği ancak bir peygamber yapabilir” diyerek
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Safvan, afalladı, önce inanmak istemedi, şaşırdı, kekeledi, duraksadı, rengi attı. Kendine geldiğinde “Bu cömertliği ancak bir peygamber yapabilir” diyerek Yüreği de İslam’ın oldu, Malı da İslam’ın oldu her şeyi İslam’ın oldu…
17
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
İslam tarihindeki fetihlerin, toplumu huzur ve sükunete kavuşturmaktan öte hiçbir gayesi yoktur… Böylece Müslümanlar, belli bir amaç uğruna giriştikleri fetihlerle yeryüzüne huzur, barış , adalet ve yüksek insani değerler getirmişlerdir.
18
İslam’da fetihlerin gayesi, hiçbir zaman
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ İslam’da fetihlerin gayesi, hiçbir zaman imha değil, bilakis ihya olmuştur. Müslümanlar fethetmiş olduğu ülke ve şehirleri, huzur ve sükûnete kavuşturmuşlardır. İnsana insanca yaşama hakkı sağlamış lardır. ‘’Dinde zorlama yoktur ‘’ Ayeti ışığında hiç bir insan zorla dininden dönderilmemiştir.
19
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
İstanbul'un Fethi İkincisi, İstanbul’n Fethi İçin…“fetih” kavramı Efendimiz’in kendi sözünde çeşitli yerlerin fethi için ve özellikle de Kostantiniyye yani İstanbul için kullanılmıştır
20
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
İstanbul'un Fethi
21
لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش
22
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Hz. Peygamber İstanbul’un Fethi için fiilin hem başında hem de sonunda Arapça’da sözü pekiştirdiği bilinen tekit harflerini kullanmıştır. لتفتحن القسطنطينية ( = 821 ) Efendimiz bu büyük müjdeyi 800 sene evvel vermişti.
23
لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), nübüvvet nuru ile yüzyıllar sonra meydana gelecek tarihi olaylara ışık tutmuş ( = 821 )ve İstanbul’un fethedileceğini haber vererek şöyle buyurmuştur: لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش “İstanbul (Kostantiniyye) elbettte fetholunacaktır. O’nu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askeri de ne güzel askerdir.” Müsned- Ahmed b.Hanbel
24
Fetih Müjdesinden sonra İstanbul’a yapılan seferler..
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Fetih Müjdesinden sonra İstanbul’a yapılan seferler.. Müslümanların İstanbul’u fetih arzuları çok erken tarihlerde başladı. Fetih hareketi Hicri 52, miladi 672 yılında Hz. Muhammed’in mihmandarı olan Ebu Eyyub el- Ensari ile ile başladı, ancak onuncusunda yani Fatih Sultan Mehmed’in Bizans’a giriştiği son hamle ile neticelendi. Bir kısım kaynaklar Emevilerle Abbasiler’in H.34/655-H.169/785 tarihleri arasında İstanbul’a beş sefer düzenledikleri, Osmanlıların ise, İstanbul’u yedi kere muhasara ettikleri ve yedincisinde fethettikleri kayıtlıdır
25
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Sevgili Peygamberimizin inanan kalpleri fetih aşkıyla yakan bu ilahi çağrısına nail olmak isteyen pek çok komutan, İstanbul’u fethetmek için seferler tertip etmiştir. Peygamberimizin izinde yetiştirilmiş 21 yaşındaki Mehmed, Peygamberimizin “O ne güzel komutandır” müjdesine nail olarak, 1-Kendini “Fatih”, 2-Kostantiniyye’yi de bundan 556 yıl önce 29 Mayıs 1453 tarihinde “İstanbul” yapmıştır.
26
1-Çağ açıp kapayacak olan dev toplar döktürmüş,
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Molla Gürânî, Molla Hüsrev ve Akşemseddin gibi ulemadan feyz alan ve böylece kalbi imanla ve azimle dolan, tarihin pek az gördüğü bu genç hükümdar; 1-Çağ açıp kapayacak olan dev toplar döktürmüş, 2-Bizans’a boğazdan gelecek yardımı önlemek için Rumeli Hisarı’nı yaptırmış,
27
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
3-Gemileri Dolmabahçe sırtlarından kızaklarla yürüterek Haliç’e indirmiş, 4-Surların altına tüneller açtırmış ve yine surların dibine tekerlekli kuleler yaptırmıştı.
28
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Artık zaman 6 Nisan 1453 Cuma gününü gösteriyordu. Cuma namazı kılındı ve İstanbul, karadan ve denizden kuşatıldı. 53 günlük bir kuşatmadan sonra 29 Mayıs 1453 Salı sabahı tan yeri ağarırken Ezan-ı Muhammedi okundu.
29
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Sabah namazı kılındı. Namazdan sonra okunan Fetih suresi huşu içinde dinlendi. Fatih Sultan Mehmed: “Ya Rabbi! Sana lâyık olmaya çalışıyorum” diye niyazda bulunuyor, ordunun ön saflarında yer alarak askerin maneviyatını kuvvetlendiriyor, nur yüzlü büyük alim Akşemseddin Hazretleri de, başı açık bir şekilde secdeye varmış dua ediyordu.
30
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Henüz güneş doğmamıştı ki, Allah Allah sedaları, tevhid, tekbir sesleriyle hücum başladı. Bizans sallanıyordu. Surlar çatırdıyordu. Fatih’in yaptırdığı Şahi adı verilen topların açtığı gedikten Türk erlerinden, gönlü Allah için çarpan Ulubatlı Hasan, sancağı surların üstüne dikti, arkasından gelen 30 neferle birlikte tekbir sesleri getirerek şehit oldular.
31
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
29 Mayıs 1453 Salı günü sabaha karşı son saldırı yapılıyordu. Yeniçeriler arasında iriyarı Ulubatlı Hasan adlı bir asker surlara tırmanmaya başladı. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak surların üstüne çıktı. Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de surlara tırmandı. Ulubatlı Hasan yaralanmasına rağmen, arkadaşlarının surlara çıkmasına yardım etti. Ayağı taşa takılarak surlardan aşağı düştü. Yukarıdan atılan oklarla şehid edildi. Ancak yeniçeriler, açılan gediklerden içeri girerek şehri ele geçirdiler. Fakat sancağı yere düşürmediler ..
32
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Artık İstanbul alınmış, güneş bir başka doğmuştu. Açılan gediklerden, mehter sesinin verdiği huzur ve heyecanla ordu, surların içine dalıyor, kale burçlarında artık Türk sancakları dalgalanıyordu. Yanık sesli hafızlar ezan sesleriyle gökyüzünü çınlatıyordu. Bu güzel manzarayı gören Fatih, atından yere atlayıp şükür secdesine vardı.
33
Kostantiniyye İstanbul oldu 2.Mehmet Fatih sultan Mehmed oldu
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’un fethedilmesiyle, orta çağ kapanmış ve yeni bir çağ açılmıştır. Türk tarihinin en müstesna olayı olarak kabul edilerek de, Feth-i Mübin denilmiştir. Kostantiniyye İstanbul oldu 2.Mehmet Fatih sultan Mehmed oldu İstanbul’un fethi, siyasi yönden ve neticeleri bakımından dünya tarihine kesin ve silinmez damgasını vurmuş bir zaferdir.
34
Fethin Sembolü Ayasofya
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Fethin Sembolü Ayasofya
35
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Osmanlı Türklerinde bir gelenek olarak devam eden, asırlardır tatbik edilen bir kural vardır. Bu kural bir memleket veya kale fethedildiği vakit ordu içeriye girip burçlara bayrak çekerken surların üstünde ezan sesleri yükselir ve şehrin en büyük kilisesi derhal camiye tahvil edildikten sonra ilk Cuma namazı bu ilk camiide kılınırdı.
36
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Bu tarihi ve milli an’ane gereği Fatih vakit geçirmeden Ayasofya’yı camiiye tahvil etmek gayesiyle Ayasofya’ya yöneldi. Fatih buraya gelince atından inerek yaya olarak içeriye girdi. Burada belirtmek gerekir ki Fatih at üzerinde değil yaya olarak mâbede girdi. Ayasofya İstanbul’un fethinde usulden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak camiye çevrildi.
37
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Fatih Ayasofya’nın tahribini önlemiş, burada müezzinlerinden birine ezan okumasını emretmiş, müezzin ezan okuduktan sonra maiyeti ile beraber ilk namazı kıldıktan sonra camiyi kendi hayratının ilk eseri olarak vakfetmiştir Fethin üçüncü günü 1 Haziran Cuma günü Fatih, Ayasofya’ya gelip ilk Cuma namazını askerleriyle beraber kılmıştır. İmamete İstanbul’un fethinin manevi mimarı Akşemseddin geçmiş, ilk olarak Fatih namına hutbeyi de bu nurani zat okumuştur. Hutbenin Fatih tarafından irad edildiği de yazılmaktadır.
38
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Okunan bu hutbe Osmanlılar içinde okunan hutbelerin belki de en mukaddesi, en sevinçlisi, en büyük şan ve şerefe sahip olanı idi. Çünkü o güne kadar sekiz buçuk asırdan beri bütün müslümanların ulaşmayı şiddetle arzu ettikleri bir fethi Cenab-ı Hak tarafından Osmanlı padişahlarına ve onun tebasına verildiğini ilan etmekte idi. Fethin komutanı ve gazileri, sahabe-i kiramın bile şiddetle arzu ettikleri büyük bir saadete ve Hz. Peygamberin “ne güzel komutan ve ne güzel asker” övgüsüne mazhar olmuşlar idi
39
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Ayasofya ki, Fatih üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir: “Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Vakıf şarlarını kim değiştirirse, Allah’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.”
40
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Ayasofya milletin nazarında her hangi bir cami değildir. Peygamber müjdesine mazhar olan “O ne güzel kumandan” Fatih Sultan Mehmed Han ile, “O ne güzel ordu” diye vasfedilen Fetih ordusunun zafer armağanıdır.
41
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
BİR İBRET VESİKASI İstanbul’un fethinden sonra Fatih umumi bin af ilan etmiş ve Bizanslı mahkûmları serbest bırakmıştı bunlar arasında iki âlim filozof papaz kimse vardı. Fatih, onlara cezalarının sebebini sordu. Onlar da: “Biz Bizansın en ileri gelen papazları idik. Kralın zulmünden işkencelerinden yaptığı rezalet ve sefahatten dolayı kendisini ikaz ettik. Akıbetinin kötü yıkılışının yakın olduğunu ve devletinin çökeceğini söyledik. O da bu ikazımıza kızarak bizi zindana attı”. dediler.
42
“Ben siftah yaptım.Siftah yapmayan komşudan alın!.” dedi.
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Bu ifadeler Fatih’in dikkatini çekti papazlara Osmanlı devleti hakkındaki düşüncelerini sordu. Onlar da ancak bir müddet sonra kanaatlerini bildireceklerini ifade ettiler. Papazlar, ellerindeki beratla her yere girip çıktılar. Sabahın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler. Bakkal onlara: “Ben siftah yaptım.Siftah yapmayan komşudan alın!.” dedi.
43
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
En kalabalık ve en ıssız yerlere kadar her tarafı dolaştılar. Herkesle sohbet ettiler. Bütün halkın yalnız iyilik ve ahlaki üstünlük sahneleyen hallerini müşahede ettiler. Bir çarşıya girdiler ki, o esnada ezan okunuyordu. Esnaf, dükkânını kitlemeden camiye gidiyordu. Hiç kimse bir başkasına haset etmiyor ve kıskançlık beslemiyordu. Sanki herkes birbirinin teminatı altında idi. Namazı huzur içinde ve adeta son namazlarını kılıyormuş gibi ikame ediyorlardı.
44
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Papazlar bu halleri görüp şaşkına döndüler. Kaç şehir dolaştıkları halde mahkemelerde ağır cezalık bir davaya rastlamadılar. Hırsızlık, katil, ırza tecavüz dolandırıcılık –adeta- meçhuldü. Bir muhakeme onların çok dikkatini çekti. Hayret içinde kaldılar.
45
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
İFFET VE NAMUS HASSASİYETİ Papazlar, bütün bunları gezip gördükten sonra hava kararırken kızlarını bir medreseye gönderdiler. Kızlar kapıyı açan gençlere: “Hava karardı, yolumuzu kaybettik bizi bu gece misafir eder misiniz?. Çaresiziz.” dediler. Talebeler, düşünüp taşındılar, nihayet kendi odalarını bu iki kıza verdikten sonra araya bir perde gerip mangal başında sabahladılar. Sabahleyin de kızları yolcu ettiler.
46
Bizlere dönüp bakmıyorlardı bile…”
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ Papazlar merakla gecenin nasıl geçtiğini kızlarına sordular. Onlar da olan hadiseyi şöyle anlattılar: “kendi yerlerini bize terk ettiler. Kendileri odanın ucuna çekildiler. Ortadaki mangal ateşini ellerine alıp bırakıyorlar. Birbirlerine dehşetle. —Rabbimiz bizleri cehennem azabından korusun! Bizleri anı istikbal ile değiştiren ahmaklardan eylemesin!” diyorlardı. Bizlere dönüp bakmıyorlardı bile…”
47
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Osmanlı ülkesini gezip görmekle vazifeli papazlar Hıristiyan mahallelerini de görmeden edemediler. Fener semtine doğru gezintiye çıktılar Hıristiyanlar bile onların iyi bildiği fetihten evvelki zamana kıyasla değişmiş sokaklardaki pislik dahi azalmıştı. Artık kimse kimseye zulmetmeye cesaret edemiyordu. Herkes huzur içinde işine devam ediyor, eskisi gibi içip içip sokaklarda nara atarak sarhoş olamıyordu. Fakir Hıristiyan ailelere bile ev dağıtılmıştı.
48
Kelime-i şehadet getirip müslüman oldular.
T.C DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ BU MİLLET ÇÖKMEZ Papazlar bu uzun tetkik ve teftişten sonra izin alıp Fatih’in huzuruna çıktılar. Müşahedelerini bir bir arz edip: “Bu millet ve devlet böyle giderse kıyamete kadar devam eder. Böyle bir ahlak ve yaşayışa sahip olan insanların dini elbette hak dinidir dediler Kelime-i şehadet getirip müslüman oldular.
49
T.C. DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ
Bu vesile ile, İstanbul’u bize bahşeden büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmed’i ve onun kahraman ordusunu minnetle anıyor, bu güzel vatan için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de şükranla yad ediyoruz. Amin!
50
DOĞANKENT MÜFTÜLÜĞÜ SUNDU İRTİBAT: TEL: 471 53 90 FAKS: 471 52 46
@-POSTA:
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.