Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Müftünün yol haritası.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Müftünün yol haritası."— Sunum transkripti:

1 Müftünün yol haritası

2 ilmiyle âmil olmaktan kaynaklı toplumsal saygınlık
Dinin toplumsal olarak yaşanmasının doğal sonucu olarak ortaya çıkan dini rehberlik ve önderlikler maalesef diğer dini yapılarda zamanla dini otoriteye dönüşmüş ve müntesiplerinden farklı bir sınıf olarak tezahür etmiştir. Bu anlamıyla İslam’da dinin mutlak otoritesi olan ve müminlerden ayrı bir sınıfı teşkil eden din adamı sınıfı söz konusu değildir. Bununla birlikte Müslüman toplumun önüne geçerek bilgisiyle, vasıflarıyla rehberlik eden, ilimde rasih olan kişilerin olması doğal ve kaçınılmazdır. Ancak bu önderlikler asla bir sınıfı teşkil etmezler ve bu kimselerin Allah indinde hiçbir insandan farklı ayrıcalıkları yoktur. Aksine bu alim sınıfın bilgileri mesuliyetlerinin idrakini artırmaktadır. Diyanet camiası bu anlamda toplumumuzun dini hizmetlerini yerine getiren ve kendisini asla toplumdan ayrı görmeyen kadrolardan oluşmaktadır. Bizim gücümüz masumiyet teolojisiyle kuşatılmış bir otoriteden değil, ilmiyle amil olmaktan kaynaklı toplumsal saygınlığımızdan gelmektedir

3 Değişime kalbimizden başlamak
Biz değişime önce kendi kalbimizden başlamalıyız. Biz kendimizi değiştirmedikçe toplumu iyi yönde değiştiremeyiz. Biz gönül dünyamızda inkılaplar meydana getirmedikçe toplumu da iyi yönde değiştirme gücünü kaybederiz. Bu asla tarihimizi, kadim olanı küçümsemek anlamına gelmez. Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşundan bugüne kadar görev yapan bütün teşkilat mensuplarımıza millet olarak minnet borçluyuz.  

4 üst istişare kurulu “Önce şehrin manevi idaresini, manevi hayatını ayağa kaldırmak konusunda müftülerimizin bir koordinasyon görevi üstlenmesi lazım. müftülerimizin şehrin manevi hayatını teşhis, tespit ve görülen eksikliklerin tedavisine başlamadan önce kendi başkanlığında şehrin manevi hayatını yönetecek bir üst kurul oluşturması gerekliliğidir. Vaiz, vaize, din görevlileri, STK’lar, İlahiyat fakültesi hocaları, İmam Hatip Lisesi müdürü, meslek dersleri hocaları ve din dersi hocalarından oluşan ve şehrin manevi hayatına hizmet edecek bir üst istişare kurulunu o ilçedeki ve ildeki müftümüzün oluşturması gerekiyor.”

5 Toplumsal dinamikleri dikkate almak
Özellikle sivil toplum örgütleri, değişik sosyal ve kültürel dernekler, hemen hemen tüm kentlerimizde her gün yeni faaliyet ve çalışmalar içindedirler, bunlarla içice olmalıyız. Kapımızı, gönlümüzü onlara açtığımız gibi onların da kapısını çalmalı ve gönüllerini almalıyız. Asla gurur, kibir ve büyüklenme içinde olmamalıyız. Paydaşlarımız olarak kabul edeceğimiz İlahiyat fakülteleri kadroları, imam hatip liseleri ve din dersi öğretmenleriyle, o kentteki sivil kanaat öderleriyle derdimizi paylaşmalı ve dertleriyle dertlenmeliyiz. Şehirlerimizde ortak dini faaliyetler için platformlar oluşturmalıyız. Bu çalışmalar için kanun, tüzük, yönetmelik ve yönerge beklememeliyiz. Oluşturulacak bu platformlar sayesinde, gerek dini irşad faaliyetleri ve gerekse sosyal faaliyetleri organize etmeliyiz

6 “Müftülük, o şehrin manevi hayatının nabzını tutan merkez olmalı…”
Müftülük kavramı Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşuyla birlikte bir değişim yaşamış, zamanla bu değişim devam etmiştir. Bundan 150 yıl önceki Müftilikle günümüzdeki Müftülük anlayışında farklılıklar vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarihinde de Müftülük anlayışı 40’lı yıllarda farklı iken 60’lı yıllarda farklılık arz etmiştir. Müftülük makamının sıradan bir bürokratik mekanizmaya dönüşmesi kabul edilemez. Müftülük, sadece imamların amirleri, imamların hizmetlerini takip eden makam değil, o şehrin bütün dini hayatını yöneten, manevi hayatın nabzını tutan merkez haline gelmeli. Müftü, o şehrin sosyal yapısını, manevi hayatını kemiren sorunlara vakıf değilse o müftü irşat programı dahi yapamaz. Müftü, şehrin manevi dinamiklerini kemiren sorunlara vakıf olmak zorundadır. Artık daha katılımcı ve daha kuşatıcı bir müftülük sistemi üzerinde durmalıyız. Hizmet programları içinde o şehirdeki İlahiyat Fakültesi, İmam-Hatip okullarındaki hocalar, din dersi hocaları, sivil toplum örgütleriyle birlikte hizmet politikası üreterek ve onlara rehberlik yapmak suretiyle hizmet anlayışı geliştirmek zorundadır.

7 Alternatif müftülükler oluşturmamak
Müminlerin gönüllerini fethedemeyen müftünün fetvasına cemaat itibar etmez ve cemaat, kendisinin itibar edeceği, güveneceği başka kişileri arama çabası içine girer. Böylece yeni müftülükler oluşur. Müftülüklerimize gelenler onurlanmış olarak ayrılmalılar.

8 engelleri tespit Bulunduğunuz görev yerinde aile hayatı ne durumda, boşanma oranları nedir, kaç sokak çocuğu var, uyuşturucu ve alkol tüketimi ne oranda, Sabah namazına kaç insanımız geliyor, bunlardan kaçı genç?        Hastanede yatan hastalardan hapishanede yatan mahkûmlara kadar o şehrin toplum hayatına dair tüm bilgileri elimizde bilimsel olarak istatistiksel rakamlarla bulundurmalıyız. Bilimsel olarak o şehrin manevi hayatını teşhis etmeden tedaviye başlayamayız.”

9 plan ve program “Müftülerimizin mevcut duruma bakarak görev süresi boyunca yapacaklarını programlaması lazım. Faaliyetlerinden, etkinliklerine hutbe ve vaaz konularından çocuklara, gençlere ve kadınlara yönelik irşat hizmetlerine kadar uzun vadeli bir programlama yapılması gerekiyor.” Köy ve mahallelerin dosyası olmalı.

10 dindarlık formu Her ilimiz her bölgemiz kendi içinde özel bir dindarlık formuyla bezenmiştir. Bu çeşitlilik bir kusur bir eksiklik değil yüce dinimiz islamın farklı mecralarda hayata dahil olan zenginleştirici özelliklerini yansıtmaktadır. Her şehirde farklı özellikleri ve çeşitlilikleri kuşatacak farklı diller ve perspektifler(irfan vb.) olmalıdır.

11 mamur kentlerin oluşmasıyla ilgilenmek
Bizler sadece şehirlerde yapılacak cami inşaatlarıyla değil, bu camileri dolduracak bedenlerin imar edilmesiyle ve bu mümin vicdanların oluşturacağı ahlaka dayalı toplumsal bir yapının oluşturduğu mamur kentlerin oluşmasıyla ilgilenmeliyiz.

12 bölgenin sosyal gerçekliğini ihmal eden bir hizmet stratejisi başarılı olamaz
müftülerimizin kendi bölgeleri örneğinde hazırladıkları envanterler hizmet akışının gerçekleştirilmesinde vazgeçilmez yol haritaları mesabesindedir. Bulunduğu bölgenin sosyal gerçekliğini ihmal eden bir hizmet stratejisinin başarılı olması mümkün değildir. Şehrinde açlık, sefalet, yokluk içinde bulunduğu halde rahat uyuyan görevlimiz, mesuliyetinin idrakinde değildir. Şehrinde toplumsal yozlaşma, kargaşa ve kavga hüküm sürüyorsa o görevlimiz kendini başarılı göremez. Şehrinde din kardeşleri arasında mezhepçilik, hizipçilik, grupçuluk yapılıyor da herkes bir diğerini ötekileştiriyorsa oradaki müftü o şehrin müftüsü olamamış demektir.

13 her türlü vasıtadan yararlanarak din konusunda toplumu aydınlatmak
Temel görevimiz, her türlü vasıtadan yararlanarak din konusunda toplumu aydınlatmaktır. Müftülerimizin, toplumun dini hayatına sağlıklı bir şekilde rehberlik etme konusunda sahip oldukları misyon, halkımız tarafından yüksek düzeyde bir ilgi ve güvenle teyit edilmektedir. Hz. Peygamberden günümüze değin değişen sosyal hayat tarzları içinde hemen her dönemde müftülerin rolü her zaman ağır sorumluluklarla mücehhez olmuştur. Esasen bu sorumluluk, müftülük vazifesini şerefli bir konuma yükseltmektedir.

14 camiler Camileri sadece namaz kılınan mekânlar olarak görmek doğru değildir. Camiler aynı zamanda kırık kalplerin, kırık gönüllerin sarıldığı, küsen gönüllerin barıştığı mekânlar olmalı. Günlük, saatlik, haftalık, aylık dersler olmalı camilerimizde. Namaz vakitlerinde açılan sonra kapılarına kilit vurulan mekanlar olmamalı. Bir ülke ki, 120 bin insan o ülkenin manevi hayatına hizmet ediyor ama o ülkenin hala manevi sorunları var. O kurum kendi eliyle camisini, hayatın kıyısına şehrin kıyısına iterek namaz vakitlerinde açılan sonra kapanan ibadethanelere dönüştürme vebaline katlanamaz. Allah’ın ve Peygamber’in camilerimize yüklediği misyonu tekrar canlandırmalıyız. Bu çalışma Diyanet’in hizmetine çok büyük bir ivme kazandıracak. Mevcut haliyle camilerimizi şehrin merkezine taşımak mümkün değildir. Cami tanımını yeniden yapmalıyız. Camileri hayatın merkezine yeniden taşımalıyız

15 “Camiyi hayatın merkezi ve kalbi haline getirmek için teşkilatımıza büyük sorumluluklar düşmektedir…” İslâm’ın bidayetinden bugüne kadar tarihin hemen her safhasında camiler, herkesin, varlığından huzur ve sükun bulduğu mukaddes mekânlar arasında yer almıştır. Hayatın her alanında camiler, toplumun manevi yönden beslendiği, kendi manevi bünyelerini inşa ettikleri ve maşeri vicdana iştirak ettikleri müstesna mekânlar olmuştur. Esasen camiyi hayatın merkezi ve kalbi haline getiren, onu hayatın her anıyla ilişkilendiren husus, caminin kuşatıcı ve ilham verici iklimi olmuştur. Bugün camilerimizin, bu geleneksel rollerinin yeniden ihya edilmesinde teşkilatımıza ağır sorumluluklar düşmektedir.  

16 “Camilerimiz geçmişte olduğu gibi bugün de en güzel mimari yapılar olarak inşa edilmelidir…”
Camilerimiz, varlığıyla insanlığa huzur veren birer kıymet abideleri olmalıdır. Gerek manevi inşirah, gerekse estetik duyarlılık açısından camilerimiz mutlaka geçmişte olduğu gibi bugün de en güzel mimari yapılar olarak inşa edilmelidir.

17 Zerafet ve nezahet mekânları
“Temizliğe önem veren bir medeniyetin mensupları olarak ibadet mekânlarımızın da temiz olması bize yakışandır. Camilerimizi bu anlamda da gözden geçirmek zorundayız. Hem abdest mekânlarının hem de ibadet mekânlarının temizliği bizim ruhumuza, inancımıza, medeniyetimize uygun olan davranıştır. Bunun için gerekli formülleri bulmalıyız. Nasıl temiz tutarız, bunun devamını nasıl sağlarız, hep birlikte düşünüp hareket etmek zorundayız. Yeni çıkan yasa ile artık mahalli idareler de camiler için harcama yapabilme yetkisi aldılar. Bu konuda mahalli idarelerden de gereken yardımı alabilmeliyiz.”

18 ibadet vakitleri dışında Camiler
Camilerimiz ibadet vakitleri dışında da halkımızın dini bilgi ve ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri şekilde hizmete hazır ve açık hale getirilecektir. camilerimizden, kadınlarımız çocuklarımız ve engellilerimiz rahatlıkla istifade edememektedir. Camiler herkesin doğal sosyal mekanları haline gelmeli ve bizler cami merkezli bir eğitim seferberliği başlatmalıyız. Camilerde toplumun her kesimi için ders halkaları oluşturulmalıyız. Açılan kampanyalar haftayla sınırlı kalmamalı, yılın her gününe yayılmalıdır.

19 Caminin fonksiyonu ve anlamı
“Camileri hayatın merkezine taşıdığımız zaman camileri imar etmiş oluruz. Camilerimiz gençlerimizin, çocuklarımızın gelip rahatlıkla vakit geçirebildikleri, hatta ödevlerini yapabildikleri; kadınların erkekler kadar rahat camiye ibadet için gelebildikleri; ders halkalarının oluştuğu; sabah namazlarının büyük kalabalıklarla kılındığı cazibe merkezlerine, bilgi mekânlarına dönüştürüldüğü gün camilerimizi imar etmiş oluruz.” “Biz ezanı, mabedi ve mabedin dokunulmazlığını İstiklal Marşı’na yerleştirmiş yegâne milletiz.

20 “Cami ve kitap “Gençlerimiz ve çocuklarımız camiye geldiğinde caminin kütüphanesine geçip ödevini yapabilmeli. Orada oturup kitap okuyarak vakitlerini geçirebilmeli. Cami ve kitap kadar birbirine çok yakışan başka bir şey yoktur. Camilerimizde kilitli dolaplar ardına hapsedilen birkaç kitap yerine herkesin kullanımına açık, kolay ulaşılabilen, zengin içerikli kütüphaneler oluşturulmalıdır. Gençler orada oturup sohbetler yaparak, kitap okuyarak, bilgi merkezi olan camilerimizden faydalanabilmeli.”

21 kadın kulları Allah’ın mescitlerinden alıkoyma
“Camilerimizi inşa ederken sadece erkeklere göre tasarlamışız. Kadınlar için ibadet mekânları oluşturmak konusunda henüz istenilen seviyede değiliz. Önceden inşa edilen camilerimizde gereken düzenlemeleri yapmalı; yeni inşa edilecek camilerimizi de kadınların en güzel şekilde ibadetlerini yapabilecekleri, rahatlıkla abdestlerini alabilecekleri ibadet mekânları olarak düzenlenmeliyiz. Osmanlı’da camilerin en güzel yerleri hünkâr mahfilleri ile kadınların ibadet edeceği mekânlardır. Biz de aynı estetik anlayışı ile hareket etmeliyiz."

22 Camiler haftası Camiler haftasını topluma benimsetemedik.
Cami ve çocuk/cami ve engelliler Şehirde bir camiyi engellilere hazır hale getirme Hadis dersleri/Cuma ve Pazar sabah namazı buluşmaları Camiler mesaiye tabi değildir. Camilerde program Program tabelaları Cemaat bulmalıyız İhtiyaç odaklı kurslar

23 cami derneği sivil toplum örgütü
Cami derneklerinin bünyesinde çocuk kulüpleri, kadın faaliyetleri, aile çalışmaları, gençlik merkezleri gibi çalışmaların yapılması gerekiyor. Her cami derneğinin bir sivil toplum örgütü haline getirilmesi gerekiyor. Yeryüzünün tamamı mescit kılındığı halde Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret yolunda Kuba’da; Medine’ye geldiğinde ise Medine’de ilk olarak Mescid inşa ettirmiş; Mescid-i Nebevi’yi ilmek ilmek dokunan bir ümmet vücuda getirmede hayatın merkezine yerleştirmiş ve Mescid-i Nebevi pek çok müesseseye ilham kaynağı olmuştur.

24 Hayatın her yönüyle ilgilenmek
Din, hayatın her yönüyle ilgilidir. Ahlaki prensipler ortaya koymuştur. Dini sadece cami duvarları arasına hapsetmek ve camileri de sadece namaz vakitlerinde açarak namaz kılınan mekânlar haline getirmek üzülerek belirtmek gerekir ki İslami değildir. Bu İslam’ın ibadet tanımına da uymaz, Müslümanlık algısına da uymaz. Modern zamanlarda adeta indirgemeci bir İslami hayatın empoze edilmesi tamamen seküler zihnin ürettiği bir olgudur. Bunu din ile ve dindarlıkla izah edemeyiz. Tabii ki ezan, camii ve namaz İslam’ın en önemli şiarlarındandır. Ancak bu bizlerin gündelik hayatımızı ezanın ve namazın ruhundan farklı yaşayacağımız anlamına gelmez.

25 cami dışı din hizmetleri
Cami içi hizmetlerde olduğu gibi cami dışı din hizmetlerinde de daha etkin ve verimli bir hizmet politikası geliştirmek için sürekli gelişme ve yenilenme ihtiyacı aşikardır. Bugün kadınlar, gençler ve çocuklar, tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra toplumun değişik katmanlarında sıkışmış ve ciddi anlamda manevi sorunlar yaşayan insanımıza İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını ulaştırmakla yükümlüyüz. Bugün toplumun dini-manevi hayatını zenginleştirmeye yönelik yoğun çalışmalara karşın hala dinimizin yüksek hakikatleriyle buluşamamış insanların olması hepimiz için ağır bir sorumluluktur.

26 ayrıştıran değil bütünleştiren
Aynı coğrafyada aynı havayı barış içinde teneffüs ederek farklı inanç ve etnik yapılarla ‘birlikte yaşamak’ bizim medeniyetimizin tarihsel uygulamalarıyla çelişmez. Tek tipleştirmeye dayalı vatandaşlık anlayışı geçen yüzyılın modernleştirme yaklaşımı içinde geride kalmış olmasına rağmen, bu yaklaşımın uygulamaları sonucunda ortaya çıkan trajik sorunları bugün hala tartışıyor olmak talihsizliktir. Bu durumu ortadan kaldırıp gelecekte tarihimizde bir parantez uygulama olarak algılanmasını sağlamak için çaba göstermeli ve bu anlamda toplumsal sorumluluğumuzu unutmamalıyız. Din ayrıştıran değil bütünleştirendir. Din, kimseyi ırkından, dilinden, kavminden ve inancından dolayı kınamaz ve dışlamaz.

27 Mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun kimseyi ötekileştirmemek
Hangi mezhebe mensup olursa olsun kimseyi ötekileştirmemek ve her mezhep mensubuna da kimseyi ötekileştirmemesini tavsiye etmek İslam kardeşliği için bizim önemle üzerinde duracağımız çaba olmalıdır. Modernleşme sürecinin başlangıcında Diyanet’in mezheplerden uzak duruşu, doğal olarak çoğunluğun yapısı gereği Sünni-Hanefi anlayışın yorum ve pratikleri Diyanet’in gayri resmi olarak mezhebini Hanefilik olduğu izlenimini ortaya çıkarmıştır ki, bu algı kırılmalıdır. Diyanet camiamız belki bu tahlile itiraz edebilirler; ancak bu resmen kabul edilmiş ya da kadroların bilinçli tavrıyla yapılmış değildir. Devlet kurumunun refleksleri sonucu fiilen sosyolojik olarak ortaya böyle bir yapı çıkmıştır. Son zamanlarda bunun aşılmasına yönelik yapılan çalışılmalar sadece iyi niyetli bir gayret olarak görülmemeli, bu çabayla ilgili herkes samimiyetle çalışmalar yapmalıdır. Zira Diyanet kadrolarımızın iyi niyetleri ve din hizmetlerine yönelik neye nasıl baktıklarından ziyade dışarıdan nasıl algılandıkları ve toplumsal karşılığı daha önemlidir.

28 sorunlu bölgelerde mezhep olgusuna dikkat
Başkanlığımız, ülkemizin belli başlı sorunları karşısında dinin alanını daraltma ya da abartılı bir şekilde genişletme anlayışından uzak durarak dinin kendi özgün tabiatına denk bir duyarlılık içinde milletimizin huzur ve saadetinin teminatı olan maneviyata ulaştırılması konusundaki azim ve kararlılığını sürdürmektedir. Bu bağlamda dini bir takım yorum, adet ve geleneklerle özdeşleştiren, hurafeler zemininde insanımızın maneviyatını hayattan koparan her türlü olgu karşısında teşkilatımız gereken irşad görevinin gerçekleştirilmesi öncülüğünü devam ettirecektir.

29 Günlük politikaya alet olmama
Günlük politik ve siyasi mesajların verildiği ve salt yurttaşlık bilgisi kitaplarında yer eden konular vaaz ve hutbe konusu olmamalıdır. Bu anlamda özellikle ara dönemlerde tepeden emir ve talimatla hutbe konusu yapılan başlıkları yeniden gözden geçirmeliyiz. Özellikle siyasetin kendi doğal akışının dışına çıkılan kırılma dönemlerinde Diyanet’in bazı uygulamaları inananları rencide etmiş ve bu rahatsızlıklar zamanla Diyanet’i tartışma konusu yapmıştır.

30 resmi görüntüden uzaklaşarak sivil algıya geçmek
İnançlar söz konusu olduğunda kitleler, resmi olsun olmasın dışarıdan müdahale edilecek her türlü kurum ve kişilere karşı mesafeli dururlar. Bizim özenle bu resmi görüntüden uzaklaşarak sivil algıya geçmemiz gerekmektedir. Bizim özlük haklarımızın vergilerle finanse edilmesi kamu hizmeti yaptığımız içindir. Bu böyle bilinmeli ve görevimizi ifa ederken salt devlet memuru mantığıyla yapmamalıyız. Zira bizler namazı devlete kıldırmayız, fetvayı devlete vermeyiz. Namazı da vatandaşa kıldırmaktayız vaaz ve irşadı da vatandaşa vermekteyiz. Camii içinde bir protokol uygulanmadığı gibi camiye gelen herkes bizim gözümüzde Allah’ın eşit kullarıdır.

31 Görevimiz öncelikle kanundan değil, dinin kendisinden gelmektedir
Yasaların neyi, nasıl tanımladığının sosyal bir gerçekliği olmayabilir. Kanunen bize din hizmetleriyle ilgili görevler tevdi edilmiş olabilir. Bizim bu görevlerimiz öncelikle kanundan değil, dinin kendisinden gelmektedir. Ayrıca halkın kendisinin de bunu içtenlikle kabul etmesi gerekir. Çünkü din doğası gereği vicdani kabulle başlar ve belli bir ruhla ve anlayışla toplumsallaşır. Bu anlamda insanın doğası gereği, en sivil olarak kabul edilmesi gereken alan,  dini hizmetlerle ilgili alandır.

32 Zamanın gerisinde kalmamak
toplantılarımızda bizler sürekli takdir edilenleri değil, toplumda Diyanet’in hangi konularda tartışıldığını hatta tenkid edildiğini de konuşmalıyız. Kurumu kutsal ve dokunulmaz görerek tartışılmaz kılmak o kurumu korumak değil, aksine o kurumun yenilenmemesini sağlayarak zaman içinde tarihin dışına çıkmasına sebep olmaktır. Eğer geçmişimize bakarsak nice kurumların zamanla tarihin dışına çıktığını görürüz.

33 Denetim ve ziyaret müftüler ve yardımcıları görev yaptığınız camilere ne sıklıkla gitmeye karar vereceksiniz. Başkanlığa ve il Müftülüklerine gönderdiğiniz cami gezme listelerinize ne zaman gerektiği şekilde icabet edeceksiniz.

34 gönül dünyasına seslenecek bir dil
Hutbe ve vaaz irşat komisyonu Problemlere göre konular. Ayet ve hadislere zulmediliyor.yorumlarda mananın dışına çıkma. gönül dünyalarına seslenecek bir dil ve anlayış

35 Nesillerin nereye kaydığını fark etmede geç kalışın bedeli
Cami görevlilerimizin çocuklarını bile muhafaza edemiyoruz. Konuştuklarımız onlara hitap etmiyor.” Her halükarda bin beşyüze’e yakın personelle 500 cami bulunan şehrin manevi yönden imarını bilhassa gençlerin sorumluluğunu taşımak gerek. “Biz ayrı dünyada yaşıyoruz sanki. Onların dünyasını da maalesef sosyal medya, diziler ve internet kuşatmış durumda. Çok üzücü bir şey.” Çocuklara ulaşmakta zorluk

36 Hutbe ve vaazların, özensiz, gündemden kopuk ve sıradan metinlerden oluşmaması için gerekli bütün tedbirler alınmalıdır Hutbe ve vaazların birer irşad vasıtası olarak çok büyük önem taşıdığı açıktır. Bundan dolayı özensiz, gündemden kopuk ve sıradan söz akışlarıyla örülmüş bir hutbe ve vaaz içeriğiyle bu görevin hakkıyla yerine getirilemeyeceği malumdur. Dolayısıyla hutbe ve vaaz metinlerinin iyileştirilmesi konusunda gereken bütün tedbirler özenle alınmalıdır.

37 Tdv şubelerini etkin hale getirme.
Sadece ilçeyi değil bütün dünyayı dikkate almak. İspanyolca islamı öğretecek 1 adam bulamadık (kübadan gelen 450 müslümanın temsilcileri) Yönetim kurullarını şehrin önde gelenlerinden seçin. % 97 inşaat harcamaları,%3 diğer harcamalar Güven duyulan bir hocaefendi olunca kaynak sorunu olmaz. Kadim gelenekten gelen bir teşkilat.

38 “Maddi refaha yönelik çalışmaların yanında manevi dünyaların zenginleştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı Hemen her alanda hızlı bir değişim yaşayan ülkemizde toplumun maddi refahına yönelik çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Bu çerçevede asla ihmal edilmemesi gereken husus, bireylerin manevi dünyalarının zenginleştirilmesine yönelik çalışmaların da aynı oranda artırılmasıdır. Bu durum ekonomik refahın artmasına paralel olarak ortaya çıkabilecek inanç ve değer örselenmesini engelleyecek ve toplumun sağlıklı bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayacaktır.

39 Muhasebe yapmak İnsanlar kendilerini muhasebe etmek zorundadır. Milletler, ülkeler kendi muhasebelerini yapmak zorundadırlar. Adeta zaman zaman hayatı durdurarak muhasebe yapmalıyız. Müesseseler de öyle yapmak zorunda, kendilerini yenilemek zorundadırlar. Aksi halde tarihin içinde yalnızlaşırlar. Önce milletten koparlar sonra da tamamen tarihin dışına itilirler. Diyanet İşleri Başkanlığı bu milletin medarı iftiharıdır. Bu milletin her kademesinde, en ücra köşesindeki mezrasından İzmir’e, İstanbul’a kadar halkımıza hizmet eden bir kurumdur. Türkiye’de şuanda Diyanet İşleri Başkanlığı kadar milletle iç içe olan, milletin bir parçası haline gelmiş başka bir müessese göstermek çok zor.

40 Sürekli yenilenmek Bu milletin doğumunda,çocuklarının hayırlı günlerinde,düğününde, camisinde, mihrabında, cami dışındaki hizmetler de siz varsınız. Bir insanın tırnağı taşa değse müracaat edeceği kişi o mahallenin, köyün imamıdır. Toplumun sosyal, dini, kültürel hayatını şekillendirmek için sizler hizmet ediyorsunuz. Yalnızlığa itilmiş insanlarımızın yanında, manevi boşlukta kalmış insanlarımızın ruh dünyasının yeniden inşasında siz varsınız. Siz milletimizin başucunda oldunuz hep. Bu yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı kendini sürekli yenilemek zorundadır. Türkiye değişiyor, zaman değişiyor, çocukların, gençlerin algısı değişiyor, dünya değişiyor, insanlık değişiyor; Bu değişimleri İslam’ın rahmet mesajından kopmadan sürekli yenilenme içerisinde bir değişim ve dönüşüm içerisinde olmak zorundayız.

41 “Din hizmetleri alanındaki idrak gecikmeleri mutlaka telafi edilmelidir
Bugün din hizmetleri alanında yerine getirilmeye çalışılan görevlerin önemli bir bölümü, zaman içerisinde ihmal edilen dini-toplumsal sorunların aşılmasına yöneliktir. Bir anlamda idrak gecikmesi olarak da değerlendirilebilecek bu ihmal mutlaka telafi edilmelidir. Bunun altında modern dünyanın akışını kavrama konusundaki gecikmişliğimiz, köyden kente gerçekleşen göç hareketlerinin yeni formlarıyla buluşabilecek bir din hizmetleri hamlesini gerçekleştirememiş olmamız, kitle iletişim devriminin hızını yakalayabilecek eşzamanlı bir irşad faaliyetinin harekete geçirilmemesindeki kusurlar ve küreselliğin sınır tanımaz akışkanlığı karşısındaki yanlış özgüven ve mevcut durumun olası etkilerini tahmin edip kavrayamama gibi zaaflar yatmaktadır.

42 İdrak gecikmesi-1 Kurum olarak zaman zaman idrak gecikmeleri yaşamışız. Birinci idrak gecikmesini köylerden kentlere göç ile yaşamışız. Köyden kente hızla göç yaşanmış, paralel olarak şehirler kurulurken o şehrin manevi hayatını tedris etmede geç kalmışız. Türkiye hızla şehirleşirken biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak köylerde kalmışız. Halkın yüzde 22’si köylerde yaşarken Diyanet’in %75’i köylerde kalmış, halkın %75’i şehirlerde yaşarken Diyanet’in %25’i şehirlerde enerjisini harcamış.

43 İdrak gecikmesi-2 İkinci idrak gecikmesi olarak dünya hızla değişirken biz bu değişime yetişme konusunda idrak gecikmesi yaşamışız. Sovyetler Birliği dağılmış, Yugoslavya yıkılmış, Rusya’nın içinde 20 milyon Müslüman çıkmış, yeni ülkeler görmeye başlamışız. Bu ülkeler kendi dinlerini, manevi hayatlarını inşa etmek için kapımızı çalarlarken biz yaşadığımız gecikmenin farkına varabilmişiz. Ortada bir realite var ki; o da Başkanlık olarak değişen dünya karşısında idrak gecikmeleri yaşamışız.

44 İdrak gecikmesi-3 Üçüncü idrak gecikmesini ise şimdi yaşıyoruz. Öyle bir dünya oluştu ki insanlığın üçte ikisinin kalbine küresel siyasetin aktörleri marifetiyle İslam’ın korkusunun salındığı bir dünyada yaşıyoruz. İslamofobia, şuanda insanlığın üçte ikisinin kalbine yerleştirilen bir hastalık oldu. İslam’a yönelik farklı meydan okumalarla karşı karşıyayız. Kitle iletişim araçlarıyla gençlerimizin zihinlerinin mahkûm olduğu dönemde yaşıyoruz. Muhatap kitlemizin algısı, anlayışları, dili değişti. Biz on sene önceki bir mihrap görevliliği tanımıyla yolumuza devam edemeyiz. On sene önceki müftülük tanımıyla, vaizin diliyle, üslubuyla dünyada başarılı olmamız mümkün değil. Kur’an öğretme taktikleri bile on sene öncesine göre çok değişti.

45 Atanmış din görevlisi değil adanmış din gönüllüsü...”
Bizim beraber çalıştığımız İsimsiz kahramanlarımız var. Bir köyde imamlık yapıp bir bölgenin manevi hayatına hizmet eden arkadaşlarımız var. Bir şehrin kıyısında mahalle imamıdır şehrin tamamı o hocadan istifade etmiştir. Bir mahallede din görevlisidir, bütün ülke hatta bütün dünya kendisinden faydalanmıştır. Biz cami görevlisi değiliz, biz mahallenin imamıyız. O mahalledeki sosyal yapıya vakıf, sorunları görebilmiş ve tedavi için elinde reçetesi olan din gönüllüleri olmak zorundayız. Mahallenin imamı göreve başlayınca sabah namazına beş kişi ile başlamış beş sene sonra yine beş kişi ile kılıyorsa görev tanımı üzerinde düşünmesi lazım.

46 “İslam’ın değişmez sabitesi hareket eksenli olmasıdır…”
Önce kitabı Allah’ın ve Rasulünün mesajını, çağın idrakini doğru okuyarak, anlayarak daima İslam’ın o sabitelerinden o rahmet mesajlarından sapmadan bir değişim hali içerisinde bir yenilenme hali içerisinde olmak zorundayız. İslam dini bir durak, bir menzil değildir. İslam sürekli hareket halinde olan dosdoğru olan bir yoldur. İslam’ın içerisinde hak var, hakikat var, barış, adalet, huzur var ve o daima hareket halinde olmamızı zorunlu kılan bir yoldur. Yoldan çıkmakla 6 asır önceki bir durakta takılı olmak arasında fark yoktur. İslam’ın değişmez sabitesi hareket eksenli olmasıdır.

47 Yeni müftülük yapılanması
Şehrin manevi hayatına hizmeti nasıl koordine edebiliriz. Yeni bir müftülük modeli. Sadece İmamları idare eden müdür değil,statükonun temsilcisi değil, Masabaşı bürokratı değil Şehrin manevi hayatını ayağa kaldıracak bir önder.

48 Katılımlı yönetim Muhabbet köprüleri kurulmalı.
1-Piramit tarzı yönetim.(iflas etti,ikiyüzlü ilişkiler çıkarır.) 2-Katılımlı yönetim değer vermeliyiz,cemaatin önünde onore etmeliyiz, amirlikten değil saygı kaynaklı bir hürmet.onurlanmış olarak ayrılmalı. 3-kalbimizi unutmamalıyız 4-örnekliğimizi unutmamalıyız

49 Kahvehaneler kıraathane
Bütün öğrencilerin tc leri portale girilsin Kahvehaneler kıraathane olsun Ek öğretim programı D sınıfı kuran kursu Çeşitli kurumlarla işbirliği halinde kuran eğitimi Öğrenci yurtlarını değerlendirme Camilerin bahçesi çocuk parkı olsun Hac ve umreciler için kuran eğitimi Hafızlık takip komisyonu 40.madde İlçe eğitim komisyonu 22-23 Camilerde kuran eğitimi İsteyenlere ücretsiz kitap İş-kur dan personel Camiler çoçuk açacak(yaz kursları)

50 Kurumsal aidiyetten önce kardeşler topluluğu.
Kardeşler topluluğu olunca hizmet edilir.

51 Zalimin ve mazlumun dini mezhebi sorulmaz.
Adalet duygusunu zedelememek.

52 Üst kurul şehrin manevi hayatını yönetecek.
Üst istişare kurulu olmazsa alternatif müftülükler oluşur. Şemsiyemiz altında stk’lar.

53 İrşat rotasını çizmek için engelleri bilmek lazım.
Hutbe ve vaazlar boşluğa hitap etmemeli. Bilimsel anketlerle tesbit. Cuma cemaatinin tahlili. Kaç kan davası var?(onları barıştıracağım)

54 Manevi hayatın haritasını çıkarmak.
Sıradan bir bürokrat odası olmamalı. Performans ölçmek için veri lazım. 3 yılda ne yapabilirim? Kısa,orta,uzun vadeli plan.

55


"Müftünün yol haritası." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları