Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı"— Sunum transkripti:

1 Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
KAMU YÖNETİMİ 2 YRD. DOÇ. DR. MAHMUT BOZAN Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

2 KAMU YÖNETİMİ-2 BAHAR DERS PLANI
Hafta Konu 1 Kamu Yönetimi 2 Kamu Yönetiminin Gelişimi 3 Merkezi Yönetim Merkezden Yönetimin Başkent Örgütü 4 Merkezi Yönetimin Taşra Örgütü 5 Yerinden Yönetim Mahalli İdareler (il Özel İdaresi) 6 Mahalli İdareler(Belediye, Köy) Hafta Konu 7 Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları 8 Bürokrasi 9 Türkiye’de Bürokrasi 10 İnsan Kaynakları Yönetimi 11 Kamu Hizmetine Giriş 12 Kamu Yönetiminin Denetlenmesi

3 KAMU YÖNETİMİ 1. Kamu Yönetiminin Unsurları
2. Kamu Yönetiminin Fonksiyonları 3. Özel Yönetim - Kamu Yönetimi Farklılığı 4. Kamu Yönetimi - Siyaset Ayrımı 5. Kamu Yönetiminin Gelişimi 5.1. Devletin Varoluş Nedeni Ve Meşruluğu 5.2. Devletin Görevleri, Büyümesi Ve Dönüşümü 5.3.Yeni Kamu Yönetimi Düşüncesi 5.4. Yönetişim 5.5. Küreselleşme Ve Kamu Yönetimi 5.6. Elektronik Devlet

4 KAMU YÖNETİMİ Genel olarak kamu yönetiminin üç anlamı olduğu söylenebilir. Birincisi; devlette ya da ona bağlı kuruluşlarda eylemde bulunan kişi ve gurupların davranışlarıyla ilgili alan, İkincisi, devletin amaçlarını gerçekleştirecek biçimde örgütlenmiş insan gücü ve araç/gereç ile bunların yönetimi, Üçüncüsü ise kamu politikalarının oluşturulmasında, siyasi karar organlarına destek sağlayan ve bu siyasaları uygulayan örgütler bütünüdür. Devletin yürütme fonksiyonundan sorumlu olan kamu yönetimi, bu süreçte daha çok hükümetin günlük ve rutin işlerini yerine getirmekle görevlendirilmiştir. Hükümet siyasi kararları aldığı ve başlattığı halde, kamu yönetimi yasama ve yürütmenin aldığı temel siyasi kararları uygulamak zorundadır. Kamu yönetimi, kendisini çevreleyen toplumun siyasal sisteminin bir alt sistemi niteliğindedir. Toplumun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alt sistemlerini etkilediği gibi onlardan da etkilenir. Kamu yönetimi geniş alanda faaliyette bulunurken, karşısında her zaman için kamu hukuku vardır. Kamu yönetimi kamu hukukunun ayrıntılı ve sistematik uygulanışını içermektedir.

5 KAMU YÖNETİMİNİN UNSURLARI
İnsan: Çeşitli tüketici gruplar, siyasi liderler, yasama organı üyeleri ve baskı gruplarından oluşmaktadır. Örgüt: Örgüt, kamusal mal ve hizmetlerin üretilmesi ve halka sunulmasında temel araç görülürken, yönetim ise hizmetlerin merkez unsuru kabul edilmektedir. Devlet bu araç vasıtasıyla görevlerini yerine getirmektedir. Yönetim: Liderlerce belirlenen sonuçlara ulaşmak ve insanlarla diğer unsurları kontrol etmek amacıyla karar vermeyi, bireylerin yönetimi sürecini ve yönetime yön veren faaliyetleri içermektedir. Kamu politikası: Toplumsal sorunları ve bunların çözümlerini belirlemek anlamına gelmekte ve kanun yapmak, yönetsel düzenlemeleri gerçekleştirmek, alternatif çözüm önerileri arasında seçim yapmak, sorunları çözecek yöntemleri belirlemek gibi fonksiyonları içermektedir. Norm düzeni ve mali kaynak: İdeolojik düşünceler ve siyasi tercihler, anayasa, kanunlar ve yönetsel düzenlemeler, kamu yönetiminin örgüt yapısını ve işleyişini düzenlemekte ve yönlendirmektedir. Kamu maliyesi ise, kamu yönetiminin yapacağı işlerin belirleyici unsurunu oluşturmaktadır. Hizmetlerin düzeyi ve miktarı, eldeki mali kaynaklara bağlıdır. Kamu görevlileri: Örgütü harekete geçirmekte ve çalıştırmaktadırlar.

6 KAMU YÖNETİMİNİN FONKSİYONLARI
Kamu yönetiminde örgüt yapısı analiz edildiğinde, devlet otoritesinin yerine getirilmesinde üç temel fonksiyonun etkili olduğu görülmektedir. Bunlar, öncelikli olarak belirli uyuşmazlıkların çözümünde hukuku kullanan ve kişilerin haklarını koruyan yargı otoritesi, ikincisi devletin yönetme iradesinin yerine getirilmesini sağlayan idari kuruluşlar, üçüncüsü ise bilimsel, teknik ve ticari faaliyetlerde ülke genelinde hakim konumda olan yönetsel otoritelerdir. Akademik bir disiplin olarak kamu yönetimi, kamu bürokrasisini ve onun mal ve hizmet sunduğu halkla ilişkilerini anlamaya ve geliştirmeye yönelik uygulamalardan ve teorilerden meydana gelen bir bilim dalıdır. Kamu yönetimi toplumla siyasi sistem arasında köprü vazifesi yapar. Siyasi sistemin, ülke sorunları ile ilgili konularda karar vermek için ihtiyaç duyduğu, bilgi, haber ve diğer çıktıları sağlar. İyi organize olmuş kamu bürokrasisi siyasi istikrarın teminatı olarak görülmektedir.

7 ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI
1. Siyasi çevre: Kamu yönetimi içinde seçmenlerin, politikacıların, üretici ve tüketici çıkar gruplarının bulunduğu siyasi bir ortamda faaliyet gösterir ve yasama ve yargının denetimi altındadır. Ancak bu durum özel yönetim için geçerli değildir. 2. Kamu yararı ve özel yarar: Kamu hizmetleri bütün bir toplumun ortak menfaatleri için yapılır. Bunların faydası bölünemez, kullanıcılara göre fiyatlandırılamaz ve hizmete ilişkin fiyatı ödemeyenler hizmetten mahrum edilemezler. Özel mal ve hizmetlerin ise, faydaları ferdi ve bölünebilir niteliktedir. Mal ve hizmetin fiyatını ödemeyen hizmetten faydalanamaz. 3. Hukuk düzeni: Kamu yönetimi, güçlü idari ve hukuki gelenekler ile hukuk düzenine dayanır. Hukuk düzeni ise anayasayı temel almaktadır. Bundan dolayı kamu yönetimi hukuk düzenine ve anayasanın gereklerine uymak zorundadır. Özel yönetimde ise yasa, sosyal sorumluluğun en düşük standardı olarak algılanmakta ve bu standart kuruluşun faaliyetlerini engelleyici bir unsur olabilmektedir. 4. Serbestlik: Özel yönetim genel olarak daha fazla serbestliğe sahiptir. Kamu örgütleri ise devletin bir parçasıdır, kurallara ve denetime tabidirler.

8 ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI
5. Sosyal maliyet: Kamu yönetimi sosyal maliyet kavramıyla ilgilenmek zorundadır. Özel sektör kuruluşları, sosyal maliyeti önlemeye yönelik faaliyetlerin yönetim giderlerini artırması sonucu kuruluş kârının azalacağı düşüncesiyle sosyal maliyet sorunuyla ilgilenmek istememektedirler . 6. Siyasi liderliğin değişme sıklığı: Siyasi liderler koalisyon durumları olmasa bile seçim dönemlerinde değişebilir. Bu da politika değişikliklerine yol açar. Özel sektörde, kamu kuruluşlarında olduğu gibi fazla politika değişiklikleri söz konusu olmamaktadır. 7. Kurumların yapısı ve yöneticilerin motivasyonu: Bürokratları motive eden temel etken, prestij ve otorite kazanma duygusu ile siyasi yöneticilerin ve kamuoyunun denetimidir. Özel sektör yöneticilerinin faaliyetlerini motive eden temel etken piyasa mekanizmasıdır. Özel kesimin ürettiği mal ve hizmetler, vatandaşlara sunulmak suretiyle piyasa denetimine tabi tutulurlar. Kamu yönetiminde ise nispeten kapalılık ve gizlilik ilkesi hâkim olduğundan bu denetim daha zor yapılmaktadır. 8. Hakemlik: Kamu yönetimi çelişen sosyal çıkarlar arasında bir arabulucu niteliğinde faaliyette bulunmaktadır. Bu nedenle birey ve grupların davranışları üzerinde bazı sınırlamalar getirilebilmektedir. Özel yönetimin ise böyle bir gücü yoktur.

9 ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI
9. Kamu gücü: Özel kişi ve kuruluşlar arasındaki ilişkiler, tarafların eşitliği esasına dayanmaktadır. Kamu yönetimi ise, amacını gerçekleştirmek için kamu gücünü (karşı tarafın rızası olmadan) tek taraflı olarak kullanır ve bunu uygulayabilir. 10. Kuralların yoğunluğu: Kamu yönetiminde usul ve kurallar yasalarla ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Özel kesimde ise genel nitelikli, fazla ayrıntılı olmayan ve sayıca az yasa bulunmaktadır. 11. Hedefler: Özel yönetim önce kârı, kamu yönetimi ise hizmeti esas alır. Özel yönetim mal/hizmet satın alanı müşteri, kamu yönetimi ise vatandaş olarak görür. Vatandaşla müşteri farklı kavramlardır. Müşterilere özel sektörün verdiği haklar sınırlı, oysa hükümetin vatandaşlarla karşılıklı ilişkisi daha uzun dönemli ve karşılıklı ilişki olarak hükümetin kendi garantisi ile sınırlıdır. 12. Özerklik: Özel yönetim kamu yönetiminden daha çok özerktir. Çünkü kamu kuruluşları yasal bir çerçeve içinde faaliyette bulunmak zorundadırlar. Bundan dolayı yasalar ve diğer düzenleyici işlemler çoğu kez kamu yöneticisinin hareket özgürlüğünü kısıtlamaktadır.

10 KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET AYRIMI
Kamu yönetimi bilimi ile siyaset bilimi yakın zamanlara kadar farklı kavramlar olarak değerlendirilmemiştir. Ancak disiplinlerdeki detaylanma sonucu kamu yönetimi ile siyaset biliminin eğitiminde uzmanlaşma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Siyaset ve kamu yönetiminin ayrışmasında ABD’de Woodrow Wilson’un “Yönetimin İncelenmesi” (1887) ve yılında Frank Goodnow’un “Siyaset ve Yönetim” isimli eserleri başı çekmiş, 1952 yılında Türkiye’de TODAİE’de aynı şekilde kamu yönetimi ayrı bir ders olarak verilmeye başlanılmıştır. Siyaset ve yönetim bilimi arasında kesin bir ayırım yapmak zor olmakla birlikte siyaset biliminin daha ziyade devleti oluşturan üç temel güçten yasama gücü ve bu gücün oluşumu, kullanılması, siyasi kavramlar, felsefi ve siyasi akımlar, siyasi partiler gibi alanları incelerken; kamu yönetimi devletin yürütme gücü üzerine yoğunlaşmıştır. Sonuç olarak siyaset bilimi ülkelerin politika oluşturma ve karar alma fonksiyonlarını incelemekte, kamu yönetimi ise karar alma bu kararları uygulamaya aktarma mekanizmalarını değerlendirmektedir.

11 DEVLETİN VAROLUŞ SEBEBİ VE MEŞRULUĞU
Genelde devletin varoluş nedeni, insanın doğal hak ve hürriyetlerinin korunacağına dair inançtır. Devlet bu inancı pekiştirmek için güvenlik, adalet, sağlık, eğitim, altyapı gibi hizmetleri üstlenmektedir. Devlet bu hizmetleri yerine getirebilmek için, egemenlik hakkı ve yetkisinin bir sonucu olarak siyasal güce sahip olmak zorundadır. Devletin sahip olduğu bu güç sınırsız değildir ve keyfi kullanılamaz. Modern devlet anlayışının ortaya çıkmasıyla birlikte devletin yapmak zorunda olduğu hizmetlerde sürekli artış meydana gelmiştir. Bu genişleme ise doğrudan devletin büyümesine neden olmuştur. Devletin yeni sorumluluklarının ortaya çıkması, belli temel değerleri gerçekleştirmedeki rolü hakkında değişen kamuoyunun bir sonucudur. Devlet, toplumsal düzenin kurallarını koymakta, uygulamakta ve bunu yapmak için de çeşitli kurumlar kurmaktadır. Devletin ikinci amacı ise, toplumsal amacı gerçekleştirmektir. Bu iki amaç günümüzde devletin rolünü değiştirmiş ve etkili bir kamu yönetimine olan ihtiyacı artırmıştır.

12 DEVLETİN GÖREVLERİ Devletin asli görevi negatiftir. Bunlar, toplum için zararlı olan şeylere mani olmak, iç düzeni ve dış güvenliği sağlamaktır. Devletin modern görevi, öncekileri de devam ettirmekle birlikte, daha çok pozitiftir, yani olumludur. Devletin bu yeni görevi, toplumun ortak ihtiyacı olan mal ve hizmetleri üretmektir. Devlet, ayrıca ekonomik faaliyetleri düzenleme ve gelir paylaşımını yeniden sağlamak gibi bir görev de üstlenmiştir. Devletin fonksiyonları üç grupta toplanabilir. Klasik fonksiyonlar; vergi toplama, adalet, güvenlik, savunma ve dış ilişkiler gibi bir devletin varlık sebebi olan işlerdir. Devletin, kaynakları harekete geçirici fonksiyonu ise, tarım, sanayi ve ulaştırma gibi belirli bazı sektörlere yardım etmesi, destek olmasıdır. Devletin üçüncü fonksiyonu da, toplumdaki bazı gruplara (yaşlılar, öğrenciler, çocuklar, yoksullar vb.) doğrudan yaptığı sosyal yardımlardır.

13 DEVLETİN BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ
Devletin büyümesini etkileyen faktörlerin başında sanayileşme gelmektedir. Ticari ve sınai faaliyetlerin sosyal maliyetleri. Devletin ekonomiyi kontrol etmek istemesi. Nüfustaki (demografi) değişiklikler. Kentleşme de, kamu hizmetleri için yeni talepler meydana getirir. Kişi başına düşen gelirin artması, devlet harcamalarının büyümesi. İletişim sektörü, uydular, internet ve TV yayınları vb gelişmeler. Kamu hizmetlerinin ucuz olduğu anlayışı ve buna bağlı olarak kamu hizmetlerinin çoğaltılmasıdır. Seçimle gelen siyasi yöneticilere devletin büyümesinin sağladığı imkânlar. Bürokratik yapının genişleme eğilimi de bir iç faktör olarak büyümeye yol açar. Kamu işletmelerindeki verimsizlik.

14 DEVLETİN BÜYÜMESİNİN SONUÇLARI
Devletin fonksiyonlarındaki artış, onun yürütme organı olan kamu yönetimi teşkilatını büyütmüştür. Bu kamu yönetimi teşkilatı, kendi içinde karmaşık ve teknik bir nitelik kazanmıştır. Yönetimin teknik bir niteliğe bürünmesine "teknokrasi" denilmektedir. Bakanlıklarda ve kamu kurumlarında kararlar, her biri belirli dalda uzman olan kişilerin meydana getirdiği küçük gruplar tarafından alınmaktadır. Teknik ve bilimsel verilere ve yöntemlere giderek daha fazla önem veren devlet yönetimi, bu verileri elinde tutan, değerlendiren ve kullanan uzmanlara ve bürokratlara daha fazla bağımlı hale gelmiştir. Devletin büyümesi, bürokratikleşmeyi artırmıştır. Bürokratikleşme, idari yapıların büyümesi ve teknik nitelik kazanması, halkın karar alma sürecine katılmasını zorlaştırmıştır. Kamu hizmetlerinde verimsizlik, harcamaların artması ve enflasyon gibi olumsuzluklar, devletin büyümesinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Kamu borçlarının artması devletin aşırı büyümesinin bir sonucudur.

15 DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ Devletin ekonomik alandaki rolü, “müdahalecilik” ve “serbestlik” arasında gidip gelmektedir. Ancak 1980'den sonra, liberal düşünce önem kazanmış, bütün ülkelerde piyasa ekonomisine doğru güçlü bir eğilim ortaya çıkmıştır. Devletin büyümesine karşı, en güçlü hareket “Liberalizm” ve onun bireye ve piyasaya yaptığı vurgu olmuştur. Günümüzde bu hareket, devlet iktidarı karşısında kişi haklarını ve gücünü yeniden değerlendirmeye çalışmaktadır. Liberalizm, sınırlı bir yönetim anlayışını benimser. 1980'li yılların başından itibaren devletin küçültülmesine yönelik faaliyetlerde önemli bir gelişme yaşanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra giderek merkezileşen yönetim faaliyetleri, 1970’li yıllarda tekrar yerinden yönetime doğru bir değişme içine girmiştir. Bu değişim yerelleşme (desantralizasyon) kavramıyla ifade edilmektedir.

16 REFAH DEVLETİ VE YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI
Refah devleti kavramı Batıda arasında hakim olan yönetim anlayışıdır. “Müdahaleci ve düzenleyici bir devlet” düşüncesine dayanır. Gelir ve servet dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırmanın gerekliliğini savunur. Müdahaleci bir anlayışla devletin piyasada mal ve hizmet üretmesini savunur. Refah devleti anlayışı devletin sürekli büyümesine neden olmuş; yönetim kırtasiyecilik, verimsizlik, hantallık gibi suçlamalara maruz kalmıştır. 1970’lerde yaşanan ekonomik krizlerin sebebi olarak kamu yönetim yapısı gösterilmiş geleneksel yönetim anlayışı, yerini yeni kamu yönetim anlayışına bırakmıştır. Yeni kamu yönetimi anlayışının ortaya çıkmasında üç faktör etkili olmuştur: 1. Kamu sektörüne yönelik eleştiriler, 2. Yeni sağ ve ekonomik teorideki değişiklikler, 3. Özel sektördeki gelişmelerin etkileri.

17 YENİ KAMU YÖNETİMİ DÜŞÜNCESİ
1980'li ve 1990'lı yıllar, birçok ülkede kamu yönetiminde önemli bir dönüşüme uğramıştır. Katı, hiyerarşik ve bürokratik kamu yönetimi, esnek, piyasa tabanlı kamu yönetimine dönüştürülmüştür. Zamanla geleneksel yaklaşım önemli prestij kaybına neden olmuştur. Bundan dolayı YKY, yeni paradigma olarak geleneksel kamu yönetimine alternatif olarak ortaya çıkmıştır. 20. yüzyıl öncesine kadar siyasi iktidarlar, sürekli olarak sorunların çözüm yerleri olarak düşünülmüştür. 1970'lerin ortasından itibaren hükümetler ciddi mali krizlerle karşı karşıya kalmaya başlayınca yeni düşünceler gündeme gelmiştir. Bu şekilde özel sektör menşeli yönetim fonksiyonunun, klasik kamu yönetiminden ve politika yapımından daha önemli olduğu görülmüştür. Bu süreçte ön plâna çıkan kamu işletme yönetimi yaklaşımı kamu yönetimine rakip olarak lanse edilmiştir.

18 YKY DÜŞÜNCESİNİN İLKELERİ
Kamuda küçülme, Yönetim teorisini kamu yönetimine uyarlamak, Müteşebbis yönetim mantığını kamu yönetimine aktarmak, Yerelleşmek, Bürokrasiyi azaltmak, Kamunun piyasadaki gücünü özelleştirmek.

19 YKY'NİN TEMEL YAKLAŞIMLARI
Otoritenin aktarılması, esnekliğin sağlanması, Performansın, kontrolün ve sorumluluğun sürdürülmesi, Rekabetin ve bununla ilgili seçeneklerin geliştirilmesi, Hizmet sorumluluğunun sağlanması, İnsan kaynakları yönetiminin geliştirilmesi, Bilgi iletişim teknolojisinden yararlanılması, Faaliyetlerin ve bunlarla ilgili işlemlerin kalitelerinin yükseltilmesi, Yönlendirici fonksiyonların güçlendirilmesi.

20 GELENEKSEL YÖNETİM VE YENİ KAMU YÖNETİMİ
Katı-merkeziyetçi örgüt yapısı Katı hiyerarşi- bürokrasi yönelimli Büyük ölçekli yapı Örgüt merkezli Kurallara bağlı yakın kontrol Sevk ve idare Sabit Ücret Bürokrat tipi yönetici Gizlilik Kapalı enformasyon kanalları Amire bağlı değerlendirme Esnek- yerel örgüt yapısı Yumuşak hiyerarşi- piyasa yönelimli Minimal devlet Müşteri/vatandaş merkezli Performans hedefli denetim Yönetişim Performansa dayalı ücret Girişimci yönetici Şeffaflık Açık enformasyon kanalları Çok yönlü değerlendirme

21 YÖNETİŞİM Yönetişim; bir toplumsal-politik sistemdeki ilgili bütün aktörlerin ortak çabalarıyla elde edilen sonuçların oluşturduğu yapı ya da düzendir. Yönetişim, toplumdaki aktörlere ortaklar olarak bakmaktadır. Yönetişim değişik aktörlerin etkileşiminin ortaya çıkardığı bir süreçtir. Yönetişim, kamu sektörüne rekabetin girmesiyle birlikte gelişme seyrini daha da hızlandırmıştır. Küreselleşme ile birlikte dünya ölçeğinde ortaya çıkan fırsat ve sorunlar arasında denge noktasının bulunmasının devletin önemli bir görevi olduğu, bu görevin etkin şekilde yerine getirilebilmesinin ise ancak iyi bir yönetişim yapısının kurulması ile mümkün olacağı ifade edilmektedir. Artık tek özneli, merkezi, hiyerarşik bir iş bölümü içinde üreten, bunun için kaynakları ve yetkileri kendilerinde toplayan yönetimden, insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleştirecek, çok aktörlü, yerel, ağ ilişkileri içinde kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılan, yönlendiren, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran yönetişim anlayışına geçilmektedir.

22 YÖNETİŞİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Yönetişim; katılımcılık, saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri sayesinde, kalkınmada, ekonomik, sosyal ve politik öncelikler üzerinde bir mutabakat sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Yönetişim seçilmiş görevlilerin fonksiyonlarını mevcut olandan daha az önemli göstermektedir. Saydam bir politika belirlemek, uygulamak ve uygulama sonuçlarını ilan etmek, yönetişimin öncelikleri arasında yer alır. Sorunların çözümünde siyasi sorumluluk ve bürokratik denetim önemlidir. Yönetişim çift taraflı liderliği gerektirmektedir. Bu ise; kurum değerleri ve kamu yararı ile halkın temsilcisi olabilmeyi, kurumsal performansı, temel hakları korumayı, hukukun hakimiyetini sağlamayı ve vatandaşı demokratik yönetişim sürecinde eğitmeyi gerektirmektedir. Genel olarak yönetişimde temel unsur demokratik sorumluluğun sağlanmasıdır.

23 YKY - YÖNETİŞİM BENZERLİKLERİ
Gerek YKY, gerekse yönetişim, iyi toplum-iyi yönetim kurma amacındadır. Her iki yaklaşımda da sorumluluğa önem verilmektedir. Her iki yaklaşımda da yönetimlerin toplumdan uzak olduğu, yönetim birimlerinin çok verimsiz çalıştığı öngörülmekte ve bunların çözümüne yönelik öneriler getirilmektedir. Her ikisi de etkili olmak için rekabetin şart olduğunu öngörmektedir. Her iki yaklaşım da sonuç odaklı olarak girdilerden çok çıktıların denetimiyle ilgilenmektedir. Her iki yaklaşımda da kürek çekme yerine "dümen tutmaya" (koordine etmeye) vurgu yapılmaktadır.

24 KÜRESELLEŞME VE KAMU YÖNETİMİ
OECD, IMF gibi uluslar arası kuruluşların çalışmaları ile etki alanını genişleten kavram, çok uluslu şirketler gibi güçlü ve yeni aktörlerin sahneye girmesi, bilgisayar teknolojisinin iletişim ve enformasyon alanında hızlı yayılışı ve birçok ülkede yeniden düzenleme politikalarının benimsenmesi gibi unsurların da etkisiyle yaygınlaşma sürecini hızlandırmıştır. Küreselleşme dünya toplumlarında artan oranda karşılıklı dayanışma sürecini yansıtmaktadır. Günümüzde birçok faaliyet için uluslar arasılaşma veya bölgeselleşme söz konusudur. Küreselleşmenin sonuçları dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ülkede bulunma veya olanı-biteni anlama şeklinde ifade edilebilir. Küreselleşme bütünleşmiş bir dünya pazarının oluşumunu ve bu pazarın özgürce işlemesini önleyen engellerin kaldırılması sürecinde önemli rol oynamaktadır.

25 KÜRESELLEŞMENİN ÖZELLİKLERİ
a) Küreselleşme çok sebep ve çok boyutluluk içinde hareket etmekte ve tüm bu boyutları içermektedir. b) Sürecin en temel niteliği zaman-mekan ilişkisinde gündeme gelen radikal dönüşümlerdir. Bu dönüşümler hem zamanının hem de mekanın yeniden tanımlanmasını gerekli kılmaktadır. c) Küreselleşme çelişkilerle çevrelenmiş ama aynı zamanda dönüştürücü etkisi olan bir süreçtir. d) Küreselleşme, küresel elektronik ve ekonomi sürecini devreye sokmuş, bu yeni ekonomide bankacılar, şirketler, fon yöneticileri ve milyonlarca yatırımcı, çok büyük miktardaki sermayeyi anında dünyanın bir ucundan diğerine aktarabilme imkanına kavuşmuştur. Bu dönüşüm, kârlılık düzeyinin yükselmesine önemli katkılar sağlamış ve bunun sonucunda sermaye, yatırım ve üretim için en uygun koşulları sağlayacak biçimde tüm dünyaya yayılmıştır. e) Küreselleşmede en belirleyici unsur sermayenin küreselleşmesi olup bundan da en fazla zengin, kapitalist ve sömürme gücü olan ülkeler faydalanmaktadır.

26 KÜRESELLEŞMENİN KAMU YÖNETİMİNE ETKİLERİ
a) Bu süreçte küreselleşen özel kesim lehine kamu ve özel kesim alanlarının görünüşünde ciddi dönüşümler olmaktadır. b)Küreselleşen devlet kamu yönetimini çok iş yapmaya zorlamaktadır. c)Profesyonelleşme küresel düzeyde kamusal hizmet alanına kurumsal, moral ve ahlaki ölçütler getirmektedir. d)Küreselleşme sürecinde özelleştirme teşvik edilirken, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele özendirilmektedir. e)Küreselleştirme sürecinde kamu yönetimi ve ilgili alanlarda bunun karşılaştırmalı ve uluslararası gibi alt disiplinleri de kapsayan bilgi genişlemesi olmaktadır. f)Küreselleşme başka halklar, kültürler ve kamu yönetimleri konusunda bilgilenmeyi sağlamakta ve diğer yönetim geleneklerini tanıma fırsatı vermektedir. g) Devletin bazı görevleri uluslar arası kuruluşların, bazı görevleri ise devlet alt sistemleri tarafından paylaşılmakla birlikte her devletin sahip olduğu kamu yönetimi fonksiyonlarını ortadan kaldırmak mümkün değildir.

27 ELEKTRONİK DEVLET Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş; gerek ülkelerin toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik yapısını; gerekse ülke kamu kurumlarının iş süreçleri ile örgütlemelerini değişime uğratmıştır. 2000’li yıllarda AB ve çok sayıda ülke, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişi, bir amaç olarak belirlemiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için eylem plânları hazırlama yoluna gitmişlerdir. Bilgi çağı kamu yönetimi anlayışını da değiştirmiş; bilgi ve iletişim teknolojilerinin imkanları ile halka hizmet sunumu başlamıştır. Az maliyetle tüm bilgi ve verilerin hızlı bir şekilde elde edilerek dağıtılabilirliği, geleneksel kamu yönetiminin hizmet üretme ve sunma yöntemleri için yeni bir anlayışı gündeme getirmiştir. Bu anlayış, kavramsal olarak e-devlet modeli olarak anılmaktadır. E-devlet, internet ve diğer dijital araçları kullanım yoluyla devlet bilgi ve hizmetlerinin çevrimiçi olarak vatandaşlara sunulmasıdır. Elektronik ortamda devlet ve vatandaşları arasındaki iletişimdir.

28 ELEKTRONİK DEVLETİ GEREKLİ KILAN ETKENLER
Kamu kurumlarındaki israf, gecikme, hata ve yolsuzluklar sonucunda kamu yönetimi ile ilgili ekonomik olarak verimsiz ve etkisiz, halkın katılım ve denetimine kapalılık, yetkileri kötüye kullanma gibi düşüncelerin yaygınlaşması kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması ihtiyacını gündeme getirmiştir. Özel sektörün elektronik zemini kullanarak ortaya koyduğu performans kamu sektörünü de benzer adımlar atmaya zorlamaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak dünya genelinde yaşanan teknolojik gelişmelerin, kamu hizmetlerinin iletiminde etkinliği genişletme ve yönetimsel masrafları azaltma yoluyla ekonomik kazancı geliştirdiği varsayımı gündeme gelmiş, bu da geleneksel yöntemlere alternatif bir hizmet sunum yöntemi olan e-devlet uygulamalarını ortaya çıkarmıştır. İşlem maliyetlerinin azaltılması ve kamu kurumlarınca vatandaşlara hizmetin daha kaliteli sunulması için etkin bir rolü olduğu gözlenen bilgi-iletişim teknolojilerinin daha etkili, daha şeffaf ve daha vatandaş odaklı bir devlet anlayışını gerçekleştirilebileceği inancı elektronik devleti kaçınılmaz hale getirmektedir. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

29 ELEKTRONİK DEVLETİN AMAÇLARI
Harcamalarda tasarruf sağlanması, Kağıt işlemlerinin kontrol altına alınması, Kamu işlemlerinde şeffaflığın sağlanması, Kamu hizmet kalitesinin artırılması, Kamu hizmetlerinin 7 gün 24 saat işlerlik kazanması, Kamuyla ilgili kararlarda vatandaş katılımının sağlanması, Devlet hizmetlerine kolay, rahat ve hızlı erişim imkanı, Vatandaşlar için sunulan hizmetlerin geliştirilmesi, Kamu kurumlarının üretkenlik ve etkinliğinin artırılması, Kanun uygulamalarının ve hukuk sisteminin güçlendirilmesi, Öncelikli ekonomik sektörlerin gelişiminin teşvik edilmesi, Fakir ve engelli vatandaşların hayat kalitesinin iyileştirlmesi, Gereksiz formaliteleri ortadan kaldırarak yatırımcılara cazip ortam sunulması.

30 ELEKTRONİK DEVLETİN FAYDALARI
Vatandaş açısından Kamu personeli açısından Kendi kendine bilgiye erişim, Bilgiyi bulma ve kullanmada kolaylığı sağlayan daha iyi erişim, Hızlı çözüm ve sonuç alma, Vatandaşın işleyişten memnun kalarak devlete daha pozitif bakmaya başlaması, Vatandaşın yönetime aktif olarak katılabilmesi, İstenilen yer ve zamanda bilgiye erişme imkanının sunulması. Kamu personelinin dış görev ve iletişiminde azalma, Klasik yöntemlerle bilgi edinmenin azalması, Hizmet sunumundaki gecikmelerin azalması, Daha iyi hizmet sunumunun sonucu olarak artan vatandaş memnuniyeti, Yönetici ve diğer kurumlarla daha etkin ve hızlı iletişim, Bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımıyla iş yapma biçimlerinde yaşanan değişim.

31 TÜRK KAMU YÖNETİMİ Temel Konular: Devlet teşkilatı
Türk kamu yönetiminin özellikleri Merkezi Yönetim Merkezden Yönetimin Başkent Örgütü Merkezi Yönetimin Taşra Örgütü Yerinden Yönetim Mahalli İdareler (İl Özel İdaresi) Mahalli İdareler(Belediye, Köy) Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları

32 ANAYASA YÜRÜTME YASAMA YARGI CUMHURBAŞKANI TBMM SEÇMEN
ANAYASA M. D.Denetleme Kurulu BAKANLAR KURULU BAŞBAKAN HAKİMLER VE SAV.YÜK.KUR SEÇMEN Yardımcı Kuruluşlar MGK/MİT Sayıştay-Danıştay BAKANLAR YARGITAY DANIŞTAY MERKEZİ YÖNETİM KURULUŞLARI A.YARGITAY İL İLÇE BUCAK BÖLGE YÖK A.Y.İDARE.M YEREL YÖNETİMLER TRT UYUŞMAZLIK M. BELEDİYELER İL ÖZEL İDARELERİ KÖYLER ATATÜRK KÜL. DİL TARİH Y.K Y.SEÇİM K. KİTLER SAYIŞTAY DEVLET TEŞKİLATI

33 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Kamu yönetimi kuruluş ve görevleriyle bir bütündür (Üniter devlet). Yargısal denetim olarak idari yargı denetimine, hukuk olarak idare hukukuna tabidir (İdari rejim). Kamu yönetim yapısı merkeziyetçi bir nitelik arz eder. Parlamenter yönetim uygulanmakta olup, yürütme yasamanın içinden çıkmaktadır. Hukuki rasyonel bürokrasi ve patrimonyal bürokrasi özelliklerini birlikte taşımaktadır (neo-patrimonyal bürokrasi). Yönetim yapısı Osmanlı Devleti’nin devamı niteliğindedir. Yönetim yapısı kapalı/gizli bir nitelik arz eder (2003 Tarihli Bilgi Edinme Kanunu ile kısmi bir açıklık sağlanmıştır). Personel sistemi kariyer, liyakat ve sınıflandırma ilkelerine dayanmaktadır. Memurluk orta tabaka bir meslektir, seçkinci bir nitelik göstermez.

34 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN DAYANDIĞI TEMEL İLKELER
1. Hukuk devleti niteliğinin sonuçları Temel hak ve hürriyetlerin güvenliği, Anayasaya uygunluğun yargısal denetimi, Kanunların genelliği (şahıs veya bir zümreye ihsas edilemez). Kanuni idare ilkesi, Düzenli yönetim (icranın yasal mevzuata dayanması) ilkesi, İdarenin yargısal denetimi, Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim güvencesi, Kuvvetler ayrılığı, Demokratik rejim. 2. Sosyal devlet niteliğinin sonuçları Milli geliri artırmak, Milli gelirin adaletli dağılımını sağlamak, Özgürlüklerin gerçekleşmesi için maddi imkan sağlamak, Bireyleri sosyal güvenliğe kavuşturmak.

35 KAMU YÖNETİMİNİN FAALİYETLERİ
İdari faaliyetler: Kamu hizmetlerinin sunulması veya toplumun düzeni ve ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan faaliyetlerdir. Yasama faaliyeti: İdarenin kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelik çıkarması gibi faaliyetleridir. Yargı faaliyeti: İdare ile ilgili anlaşmazlıkları çözmek ve kişisel olaylara hukuk kurallarını uygulamaktır.

36 KAMU YÖNETİMİNİN GÖREV VE HİZMETLERİ
1. Kamu Hizmetinin Özellikleri: Kamu hizmeti sunmada eşitlik ilkesi gözetilir. Amaç, kamu yararıdır. Bir hizmetin kamu hizmeti sayılıp sayılmaması siyasi kararla belirlenir. Kamu hizmeti mahalli, bölge veya milli olabilir. Kamu kuruluşu yanında özel kuruluşlar da sunabilir. Genellikle parasız veya piyasa değerinin altındadır. Kamu hizmetleri sürekli olup gelişmelere göre niteliği değişebilir. 2. Kamu Hizmeti Türleri İdari Kamu Hizmetleri: Eğitim, sağlık gibi geleneksel kamu hizmetleridir. Ekonomik Kamu Hizmetleri: Endüstriyel ve ticari faaliyetlerdir. Hem özel hem kamu hizmeti niteliği taşırlar. Sosyal Kamu Hizmetleri: Emeklilik ve sosyal güvenlik gibi hizmetleri içerir. Bilim, Teknik ve Kültürel Kamu Hizmetleri: Bilim, teknik, sinema, tiyatro gibi alanlarda verilen hizmetlerdir.

37 KAMU YÖNETİMİNİN GÖREV VE HİZMETLERİ
3. Kamu Hizmeti İlkeleri Süreklilik ilkesi, Değişkenlik ve uyum ilkesi, Eşitlik ilkesi, Tarafsızlık ilkesi. 4. Kolluk Görevi Kamu düzenini sağlayan ya da koruyan ve kamu düzeni bozulduğunda düzeltip eski hale getiren faaliyetlerin hepsine ve bu faaliyetleri yürüten görevlilere kolluk denir. Kolluk görevi 24 saat kesintisiz sunulan ve eşitlik ile tarafsızlık ilkelerinin daha çok ön plana çıktığı bir kamu hizmetidir.

38 KAMU YÖNETİMİNDE YETKİ
Yetki: Kanun ve diğer idari mevuzatta yapılması istenen hizmetleri yapabilme gücüdür. Yetkinin kaynağı ve sınırları Anayasa ve kanunlardır. Kimse kendiliğinden yetki kullanamaz. Bunun tek sınırı takdir yetkisidir. Kamu yönetimi işleyişinde il idaresinde yetki genişliği ve genel idarede astlara yetki devri uygulamasına yer verilir. Yetkinin Özellikleri: Yetki bir hak değil, mükellefiyettir. Yetki görevin yerine getirilmesinde kullanılır. Yetki zaman, yer ve konu bakımından sınırlıdır. Kişiye değil, göreve bağlıdır. Yetki her yerde aynı şekilde kullanılır, geneldir. Yetkinin kullanımında amaç kamu yararını sağlamaktır. Şahsi menfaat için kullanılamaz. Sorumluluk: Yetkiyi kullanma mecburiyetidir. Yetki ve sorumluluk dengeli olmalıdır. İdarenin eylemlerinden doğan zarar tazmin edilir.

39 KAMU YÖNETİMİNDE YETKİ TÜRLERİ
Örgütlenme yetkisi, Hizmet yüklenme yetkisi, İdari düzenleme yetkisi, Takdir yetkisi, İcrai karar alma yetkisi, Kendiliğinden yürütme yetkisi, Ceza verme yetkisi, Olağanüstü hal yetkileri (savaş, sıkıyönetim, doğal afet vb. durumlar için).

40 KAMU YÖNETİMİNİN EYLEM VE İŞLEMLERİ
Hukuki İşlemler: Hukuki sonuç doğuran irade açıklaması ve yasal bir yetkinin kullanılması gibi işlemlerdir. İdari İşlemler: İdarenin tek taraflı irade beyanı ile hukuki sonuç doğuran veya hukuk düzeninde değişiklik yapan işlemleridir. İdari Sözleşmeler: Kamu kurum ve kuruluşlarının idare hukuku kurallarına göre yaptıkları sözleşmelerdir. İdari Eylemler: Ya bir idari işlemin uygulanması ya da herhangi bir hukuki işleme dayanmadan doğrudan doğruya yapılan hukuka uygun eylemlerdir. Mülki amirin denetim yapması gibi.

41 KAMU YÖNETİMİ KURUM VE KURULUŞLARI
KAMU YÖNETİMİ KURUM VE KURULUŞLARI 1) Görevlerine Göre Kamu Kurum ve Kuruluşları Karma Görevli Kuruluşlar: Yasama ve yargı alanlarında görev alan ancak idari görevleri olan kuruluşlardır. (il ve ilçe idare kurulları) Faal Yönetimler: Bakanlıklar gibi doğrudan icrai karar alan kuruluşlardır. Denetleme ve Danışma Kurumları: Teftiş kurulları ve Danıştay gibi. 2) Bütçelerine Göre Kamu Kurum Ve Kuruluşları Genel Bütçeli Kamu Kurumları: TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Bakanlıklar, SGK Başkanlığı vb. kuruluşlardır. Özel Bütçeli Kamu Kurumları: Yükseköğretim Kurumları, Düzenleyici ve Denetleyici Kurullar, Kültür- Sanat Kurumları, Savunma Sanayi, Alanında Tekel Olan Kurumlar vb. 3) Örgütlenme Şekline Göre Kamu Kurum Ve Kuruluşları Merkezi Yönetim Kuruluşları : Başkent Örgütü, Taşra Örgütü Yerinden Yönetim Kuruluşları: Mahalli İdareler (Yerel Yönetimler), Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

42 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI

43 MERKEZİ YÖNETİM BAŞKENT ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu
Merkeze Yardımcı Kuruluşlar TAŞRA ÖRGÜTÜ İl Yönetimi İlçe Yönetimi Bucak Yönetimi Bölge Müdürlükleri

44 MERKEZİ YÖNETİMİN BAŞKENT ÖRGÜTÜ
Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar Merkeze Yardımcı Kuruluşlar

45 CUMHURBAŞKANLIĞI TEŞKİLAT ŞEMASI

46 CUMHURBAŞKANININ NİTELİKLERİ VE SEÇİMİ
A. Nitelikleri Cumhurbaşkanı, 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olup en fazla iki defa seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, siyasi partiler (%10’u birlikte aşan) ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği düşer. B. Seçimi Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde; veya boşalması halinde 60 gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, ikinci oylama yapılır.

47 YASAMA İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ
Gerekli gördüğü takdirde yasama yılının ilk günü TBMM açılış konuşmasını yapmak, TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak, Kanunları yayımlamak, Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek, Anayasa değişikliğine ilişkin kanunları gerekli gördüğünde halkoyuna sunmak, Kanun, kanun hükmünde kararname, TBMM içtüzüğünün tümü ya da belli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek.

48 YÜRÜTME İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, TBMM adına TSK’nın Başkomutanlığını temsil etmek, TSK kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay başkanını atamak, MGK’ya başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu ile sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan etmek, KHK çıkarmak, Kararnameleri imzalamak, Sürekli hastalık, sakatlık ve yaşlılık gerekçesiyle kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak, Devlet Denetleme Kurulu üyeleri ve başkanını atamak, Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek.

49 YARGI İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.

50 CUMHURBAŞKANININ SORUMSUZLUĞU
Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumsuz kanadını oluşturmaktadır. Anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzasına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki tüm kararları başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanı sadece “vatana ihanet” sebebiyle suçlanabilir.Bunun için TBMM üye tamsayısının en az 1/3 ünün teklifi ve en az 3/4 ünün kararı gerekir. Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı karar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvurulamaz.

51 T.C. CUMHURBAŞKANLARI 29 Ekim 1923 - 10 Kasım 1938 11 Kasım 1938 –
22 Mayıs 1950 22 Mayıs 1950 – 27 Mayıs 1960

52 T.C. CUMHURBAŞKANLARI 27 Mayıs 1960 – 28 Mart 1966 6 Nisan 1973 –
9 Kasım 1982 – 9 Kasım 1989

53 T.C. CUMHURBAŞKANLARI 9 Kasım 1989 – 17 Nisan 1993 16 Mayıs 1993 –
28 Ağustos 2007 29 Ağustos 2007

54 DEVLET DENETLEME KURULU (DDK)
1982 Anayasasıç ile yönetim işlerinin hukuka uygun, düzenli ve verimli bir şekilde yürütülüp, geliştirilmesi amacıyla kurulan merkezdeki yardımcı kuruluşlardan biridir. DDK Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olarak çalışır. Başkanı ve diğer 7 üyesi cumhurbaşkanı tarafından atanır. Görevi; cumhurbaşkanının isteği üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı organları dışındaki tüm kamu kuruluş ve kurumlarında, kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek teşekküllerinde ve kamuya faydalı derneklerde her türlü inceleme, araştırma ve denetlemelerde bulunmaktır.

55 BAKANLAR KURULU Yürütme organının siyasi yönden sorumlu kanadıdır. Başbakan ve bakanlardan oluşan kolektif bir organdır. Başbakan başkanlık eder, gerekli görürse cumhurbaşkanı da başkanlık eder. Çalışmalarını düzenleyen bir içtüzükleri olmadığı için çalışma şartları hükümetlere göre değişmektedir. Görev ve yetkileri: 1. Kanun tasarılarına son şeklini vermek. 2. Anayasa, kanunlar, kalkınma planları ve hükümet programları çerçevesinde kamu yönetiminin işleyişini üst düzeyde yönlendirmek ve gözetmek. 3. Eğitim, sağlık ekonomi, güvenlik vb alanlarda kamu politikaları oluşturmak ve yürütmek. 4. Üst düzey kamu yöneticilerini atamak. 5. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilanına karar vermek. 6. Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak. 7. Tüzük çıkarmak.

56 BAKANLAR KURULU KARARI
MİLLETLERARASI ANDLAŞMA Karar Sayısı : 2012/2797 24 Mart 2008 tarihinde Ankara’da imzalanan ve 5/5/2009 tarihli ve 5896 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliğine Dair Anlaşma”nın onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 21/2/2012 tarihli ve HUM/ sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 23/2/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı V. Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR T. YILDIZ M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı V. Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hay.BAK.V. Gümrük ve Ticaret Bakanı H. YAZICI C. YILMAZ E. GÜNAY M. ŞİMŞEK İçişleri Bakanı V. Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

57 BAŞBAKAN TBMM üyeleri arasından cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Bakanlar Başbakan tarafından seçilir, görevlerinin sona ermesi konusunda da başbakanın önerisi söz konusudur. Bakanlar Kurulunun başkanıdır. Bakanlıklar arası işbirliği sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanların görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemler almakla yükümlüdür. Bakanlarla arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Fakat başbakan bakanların siyasi lideri konumundadır. Devletin faaliyet alanının ve hacminin büyümesine bağlı olarak başbakanın etkisi artmıştır. Basın tarafından hükümetin icraatları bakanlar değil, başbakan üzerinde yoğunlaşmaktadır. Başbakanlık kurum olarak sürekli büyüme eğilimindedir.

58 BAKANLAR Her bakanlığın başında bir bakan bulunur.
Bakanların hem idari hem siyasi görevleri vardır. Bakanlar başında bulunduğu bakanlığın en üst amiri olarak onu temsil eder. Bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütür. Diğer bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliği sağlar. Bakanlık merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşların faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetler. Bakanlığın faaliyet alanına giren konularda temel politikaları üretir ve yürütür. Bakanların siyasi, cezai ve mali sorumlulukları vardır..

59 BAKANLIKLAR Merkezi yönetimin en önemli yapısıdır. 1982 Anayasasının 113. maddesine göre bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir. Bakanlıklar merkez teşkilatı ve ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşur. Merkez teşkilatı, bakanlığın sorumlu olduğu hizmetlerin yürütülmesi, amaç ve politikaların tayini, koordinasyon, gözetim, izleme, denetim gibi görevleri yerine getirmek için ana hizmet birimleri, danışma ve denetim birimleri ile yardımcı birimlerinden oluşur.

60 BAKANLIKLAR 643 Sayılı KHK ile Bakanlıklar şu şekilde düzenlenmiştir ( ). Başbakan ve Başbakan Yardımcısı (4) Adalet Bakanlığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avrupa Birliği Bakanlığı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Dışişleri Bakanlığı Ekonomi Bakanlığı Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bak. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İçişleri Bakanlığı Kalkınma Bakanlığı (eski DPT) Kültür ve Turizm Bakanlığı Maliye Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Milli Savunma Bakanlığı Orman ve Su İşleri Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı

61 BAKANLIK TEŞKİLATI (İÇ İŞLERİ BAKANLIĞI)

62 BAŞKOMUTANLIK VE GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI
Anayasanın 117. maddesine göre Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir. Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.

63 TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ
Türkiye Cumhuriyeti devletini içten ve dıştan gelebilecek olan her türlü tehdite karşı savunma görevini üstlenmiş olan silahlı devlet kuvvetidir. Osmanlı Devleti 9 ordu ve 24 kolordu ile 7 cephede 1. Dünya Savaşına girmiş, Kurtuluş Savaşını iki kolordu (15 ve 20) ile başarmıştır. TSK; Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri olmak üzere üç kuvvetten oluşur. Barış döneminde İçişleri Bakanlığına bağlı olarak görev yapan ve sefer durumunda Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesine dahil olan Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ise alt birimleridir. TSK, Dünyadaki 6. büyük askeri güçtür. Toplam asker sayısı bakımından NATO'nun ABD’den sonra 2. sırada ve zorunlu askerlik uygulayan 8 ülkesinden biridir. Toplam kadrosu 850 bin, yedek kadrosu 150 bin ve silah altına almaya elverişli (15-49 yaş) yaklaşık 17 milyon potansiyel gücü vardır. Uluslar arası görev kapsamında Afganistan’da 1450,  Bosna-Hersek’te 356,  Lübnan’da 261 ve Demokratik Kongo Cumhuriyetinde 17 personeli bulunmaktadır. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

64 MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI (MİT)
1913 Yılında Enver Paşa tarafından Teşkilatı Mahsusa adıyla kurulmuştur. İlk reisi Eşref Sencer Kuşcubaşı’dır. 1921 Yılında Fevzi Paşa tarafından Müsellah Müdafaayı Milliye (mim mim) adıyla yeniden yapılandırılmıştır. 1965 Tarihinde 644 sayılı Kanunla Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ‘Başbakanlığa’ bağlı olarak kurulmuştur yılında 2937 sayılı kanunla ‘Başbakan’a bağlanan teşkilat bir müsteşar tarafından yönetilmektedir. MİT’in Görevleri : Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına ve güvenliğine, anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren tüm unsurlara karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturmak. İstihbaratı ilgili makamlara ulaştırmak. Milli güvenlik siyaseti planı ile ilgili istihbarat istek ve ihtiyacını karşılamak. İstihbarata karşı koymak.

65 MİT TEŞKİLATI

66 BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLAR
Bağlı Kuruluşlar: Bir bakanlığa bağlı olarak bazı temel hizmetleri yürütmek üzere özel kanunla kurulan ve genel bütçe içinde ayrı bütçeli veya özel bütçeli olan kuruluşlardır. Emniyet Genel Müdürlüğü Vakıflar Genel Müdürlüğü TÜBİTAK İlgili ve İlişkili Kuruluşlar: Özel kanun veya statü ile kurulan, iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müessese ortaklık ve iştirakleri veya özel hukuki, mali ve idari statüye tabi, hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Bunlar bir bakanlıkla ilgili veya ilişkili olarak kurulur. Merkez Bankası (İlgili kuruluş) Futbol Federasyonu (İlgili kuruluş) RTÜK (İlişkili kuruluş) EPDK (İlişkili kuruluş)

67 MERKEZDEKİ YARDIMCI KURULUŞLAR
MİLLİ GÜVENLİK KURULU (MGK): Sivil ve askeri otoriteleri, başta milli güvenlik siyaseti olmak üzere önemli ülke sorunları üzerinde ortak görüş bildirmek amacıyla bir araya getiren bir anayasal kuruluştur. Cumhurbaşkanı başkanlığında başbakan, genel kurmay başkanı, başbakan yardımcıları; adalet, milli savunma, içişleri, dışişleri bakanları, kara, hava ve deniz kuvvet komutanlarıyla jandarma genel komutanından oluşur. Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri toplantılara katılır, fakat oylamaya katılamaz. Kurul iki ayda bir, ayrıca Cumhurbaşkanının çağrısı ve Başbakanın önerisi ile de daha sık toplanabilir. Kurul “devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar kuruluna bildirir. Kurulun, devletin varlığı, bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınması zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.”

68 MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ

69 MERKEZDEKİ YARDIMCI KURULUŞLAR
DANIŞTAY: 1868 yılında “Şura-i Devlet” olarak kurulmuştur. Hem yüksek idare mahkemesi hem devletin en yüksek danışma ve inceleme merciidir. İdari ve yargısal görevleri bulunmaktadır. İdari görevleri danışma ve inceleme niteliğindedir. İdareye/idare hukukuna ilişkin sorunlarda Cumhurbaşkanı ve Başbakan aracılıyla Danıştay’a başvurulabilir. Kanun tasarıları hakkında gerekli hallerde görüş bildirir. Tüzük tasarıları ve imtiyaz şartları ve sözleşmelerini incelemekle yükümlüdür. Ayrıca kanunla kendisine verilen iptal ve tam yargı davalarına bakar. 2010 yılındaki düzenleme ile Danıştay’da daire sayısı 13'ten 15'e çıkarıldı. Bunlardan 14'ü dava, 1'i idari dairedir. Danıştay’ın 95 olan üye sayısı, 61 artırılarak 156'ya çıkarıldı.

70 DANIŞTAY

71 MERKEZDEKİ YARDIMCI KURULUŞLAR
SAYIŞTAY: 1864 te “Divan-ı Muhasebat” adıyla kurulmuştur. Anayasaya göre Sayıştay; merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki tüm kamu kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetler. Sayıştay’ın idari, denetleme ve yargılama görevleri vardır. a) İdari Görevleri Mali yönetmeliklerin yürürlüğe girmesi için görüş vermek. Maliye Bakanlığı, denetçilere mali mevzuatla ilgili görüş vermek. Yapılan denetimleri "Sayıştay Raporları" şeklinde TBMM'ye sunmak. b) Denetleme Görevleri Kamu kurumlarındaki gelir, gider ve mal hareketlerinden doğan hesap ve işlemlerin, ilgili mevzuata uygun olup olmadığını tespit etmek. Kamu kurumlarına yapılan mali denetimler esnasında (dış denetim) iç denetçiler tarafından düzenlenen raporları kontrol etmek. c) Yargılama Görevleri Kamu kurumlarının gelir, gider ve mal hesap ve işlemleri Sayıştay’ın yargı denetimine tabidir. Sayıştay, kararları aleyhine başka yargı yerlerine gitme imkânı bulunmayan üst makamdır.

72 SAYIŞTAY

73 MERKEZİ YÖNETİMİN TAŞRA ÖRGÜTÜ
İL İLÇE BUCAK BÖLGE

74 İL YÖNETİMİ Merkezi yönetimin temel taşra birimidir.
İllerin kurulması, kaldırılması, merkezlerin belirlenmesi, adlarının değiştirilmesi kanunla olur. Ülkemizde iller hem merkezi yönetimden ayrı ve tüzel kişiliği olan bir yerel yönetim birimidir (il özel idaresi), hem de merkezi yönetimin taşradaki idari birimidir(valilik). İllerin idaresi yetki genişliği esasına göre yürütülür. İlin idaresi vali, il müdürleri ve il idare kurulundan oluşur.

75 VALİ İl yönetiminin başında vali bulunur. İli yetki genişliği esasına göre yönetir. Vali devleti ve hükümeti ilde temsil eder, her bakanın mümessili ve idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır. Valilik istisnai memurluk niteliğinde olup; valilerin atanma ve özlük hakları diğer kamu görevlilerinden farklı düzenlenmiştir. Vali adli ve askeri teşkilat dışında kalan tüm devlet daire, müessese ve işletmeleri ile diğer kamu kurumlarının başıdır. İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten hükümet ve bakanlara karşı sorumludur. Bakanlar bakanlıklara ait işler için valilere emir ve talimat verebilirler. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının ilan ve uygulamasını sağlamak, bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmek, il sınırları içindeki yerel yönetimler üzerinde vesayet yetkisini kullanmak, devleti törenlerde temsil etmek vb. görevleri vardır.

76 İL MÜDÜRLERİ (İL İDARE ŞUBE BAŞKANLARI)
Bakanlıkların kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek ve halka hizmet sunmak için kurdukları il kuruluşlarının başında il müdürleri bulunur. İl müdürleri kuruluşlarının işlerinin yürütülmesinden, personelin eylem ve işlemlerinden valiye karşı sorumludur. Vali tarafından yılda dört defadan az olmamak üzere kamu yönetiminde birliği sağlamak ve hizmetlerin verimli yürütülmesini sağlamak için toplanırlar. Toplantı kararlarının yürütülmesi zorunludur.

77 İL İDARE KURULU Vali başkanlığında Hukuk İşleri Müdürü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü, Defterdar, Milli Eğitim Müdürü, Çevre ve Şehircilik Müdürü ve Sağlık Müdüründen (1 Başkan 6 üye) oluşur. İlin yönetiminde Valiye yardımcı olur. 1980’den sonra görev alanı oldukça daraltılarak sembolik bir nitelik almıştır. Görevleri, idari ve danışma niteliğinde olmak üzere iki türlüdür. İlçenin kurulma, kaldırılma, başka bir ile bağlanma ve sınırlarının değiştirilmesi konusunda kurulun görüşü alınır. Bucak kurulma, kaldırılma ve merkezinin belirtilmesi, köy adlarının değiştirilmesi, köylerin birleştirilmesi gibi konularda da görüşlerine başvurulur. İlçe idare kurulunun kararlarına karşı bu kurula başvurulabilir.

78 İLÇE YÖNETİMİ İl genel yönetiminin alt kademesidir.
İlçenin başında kaymakam bulunur. Kaymakam ilçede hükümeti temsil eder. Vali gibi siyasi niteliği yoktur. Kaymakamlar meslek memurudur. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının yayınlanmasını ve uygulanmasını sağlar. Valinin emir ve talimatlarını yerine getirir. İlçe bazında teşkilatlanmış merkezi yönetim kuruluşlarının başında ilçe müdürleri bulunur. İlçelerde kaymakam başkanlığında ilçe idare kurulu bulunmaktadır. İlçe idare kurulu Yazı İşler Müdürü, Mal Müdürü, Hükümet Tabibi, Milli Eğitim Müdürü ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlerinden (1 Başkan 5 üye) oluşur.

79 BUCAK YÖNETİMİ Coğrafi, ekonomik, güvenlik ve yerel hizmetler bakımından aralarında ilişki bulunan kasaba ve köylerden meydana gelen yönetim birimidir. Bucakların kurulması, kaldırılması ve merkezinin belirtilmesi İçişleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile kurulur. Bucak; bucak müdürü, bucak meclisi ve bucak komisyonundan oluşur. Bucağın yönetiminden bucak müdürü sorumludur. Müdürler bucağın güven ve düzenini sağlar. Bucaktaki en büyük hükümet memuru ve temsilcisidir. Bucak meclisi seçilmiş ve atanmış üyelerden oluşur. Görev süresi 4 yıldır. Bucaklar etkin bir hizmet birimi haline gelememiştir.

80 BÖLGE YÖNETİMİ Bölgedeki illerin tamamına destek sağlayacak nitelikteki hizmetler için bölge kuruluşları kurulabilir. Bölge kuruluşlarının kurulması, kaldırılması, merkezleri ve bölge müdürlüklerine dahil olacak iller Bakanlar kurulu kararıyla kurulmaktadır. Bölge teşkilatları bölge müdürlüğü olarak ifade edilir. Bölge müdürlüklerinin başında bölge müdürü bulunur. Hem 1961 hem 1982 Anayasası bölgesel örgütlenmeye izin vermektedir. 1982 Anayasasının 126. maddesi; “kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.” hükmüne yer vermektedir.

81 YERİNDEN YÖNETİM (MAHALLİ İDARELER) (ADEM-İ MERKEZİYET)
Siyasi Yerinden Yönetim (Federalizm) Siyasi gücün merkezi idare ile yerel idareler arasında bölüşümüdür. Bu yerinden yönetim kuruluşlarına idari yetkiler yanında kısmen de olsa yasama ve yargı yetkisi de verilmektedir. Yetkileri federal anayasa ile düzenlenmektedir. İdari Yerinden Yönetim (Üniterizm) Yerel idari hizmetlerin merkezi idare hiyerarşisi dışındaki kamu tüzel kişiliklerince yürütülmesidir. Yalnızca idari yetkileri vardır. İki türlüdür: 1. Hizmet (fonksiyonel) Yönünden Yerinden Yönetim. 2. Coğrafi (yer) Yönden Yerinden Yönetim.

82 HİZMET VE COĞRAFİ YÖNDEN YERİNDEN YÖNETİM
Hizmet Yönünden: Belli bir hizmet esasına göre oluşturulurlar. Yürüttükleri hizmeti genellikle tüm ülke düzeyinde yürütürler. Organları atama ile görevlendirilir. Coğrafi Yönden: Yer esasına göre oluşturulurlar. Bir yerel birimde genellikle tüm yerel kamu hizmetlerini yürütürler. Organları seçimle görevlendirilir.

83 YÖNETİMLER ARASI İLİŞKİLER
Dikey İlişkiler: Merkezi idare ile mahalli idareler arasındaki ilişkidir. İki boyutu vardır: 1. Hizmet bölüşümü: Hangi hizmetlerin kim tarafından yapılacağının belirlenmesi. Hizmet bölüşümünün amacı hizmeti halka en iyi şekilde götürebilecek idarenin belirlenmesi ve bu kuruluşlar tarafından yürütülmesidir. 2. Mali denkleştirme (tevzin): İdareler arasında hizmetin gerektirdiği gelirin belli kurallar çerçevesinde dağıtılması ve bölüşülmesidir. Yatay İlişkiler: Yerel yönetim birimlerinin kendi aralarındaki ilişkilerdir. Mahalli müşterek ihtiyaçlar için mahalli idareler kendi aralarında birlik kurabilirler.

84 ANAYASAYA GÖRE YEREL YÖNETİMLER
Anayasanın 123. maddesine göre idarenin kuruluş ve görevleri merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkesine dayanır. Yerel yönetimler (mahalli idareler) il, belediye ve köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişilikleridir. Yerel yönetimlerin karar organları seçimle belirlenir. Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun bir şekilde kanunla düzenlenir. Yerel yönetimlerin organlık sıfatını kazanmaları ve kaybetmelerine ilişkin denetim yargı yolu ile olur. Göreviyle ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma açılan yerel yönetim organları ve bu organların üyeleri kesin hüküm verilene kadar İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılabilir.

85 ANAYASAYA GÖRE YEREL YÖNETİMLER
Yerel yönetim seçimleri 5 yılda bir yapılır. Merkezi yönetim ve yerel yönetim arasındaki ilişkiler kanunla düzenlenir. Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisi bulunmaktadır. Yerel Yönetimler kendi aralarında birlik kurabilirler. Birlik kurmaları için Bakanlar Kurulunun izni gerekir. Yerel yönetimlere görevleri ile orantılı gelir kaynağı sağlanır. Büyük yerleşim merkezleri için kanunla özel yerleşim biçimleri oluşturulabilir. Yerel yönetimlerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılmaktadır.

86 İL ÖZEL İDARESİ İl Özel İdaresi, bir yerel yönetim birimi olup, il denilen idari coğrafyada faaliyet gösterir. Özel idareler ilk olarak 1864 Vilayet Nizamnamesi ile kurulmuş ve Balkanlarda Rusçuk, Vidin, Niş eyaletleri birleştirilerek Tuna Vilayeti teşkil edilmiş, bu uygulama sonrası özel idareler yaygınlaşmıştır. Özel idarelerle ilgili ikinci düzenleme 1913 yılında çıkarılan İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkatıdır. Cumhuriyetten sonra da uzun süre geçerli olan bu geçici Kanun 1987 yılında çıkarılan 3360 sayılı İl Özel İdaresi Kanununa kadar yürürlükte kalmıştır. 2005 yılında çıkarılan 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu halen yürürlüktedir. 6360 sayılı Kanunla ve üzeri nüfusa sahip olan illerde özel idareler kaldırılmış, görev ve sorumlulukları da büyükşehir belediyelerine devredilmiştir. İl Özel İdaresinin Organları: Vali İl Genel Meclisi İl Encümeni

87 İL ÖZEL İDARESİNİN ORGANLARI

88 İL ÖZEL İDARESİNİN GÖREVLERİ
İl Sınırları İçinde Gençlik ve spor, sağlık, tarım, sanayi ve ticaretle ilgili hizmetler, İlin çevre düzeni planı, bayındırlık ve iskan, Toprağın korunması ve erozyonun önlenmesi, Kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, Yoksullara mikro kredi verilmesi, Çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları, İlk ve ortaöğretime arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetler. Belediye Sınırları Dışında İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre hizmetleri, Acil yardım ve kurtarma, Orman köylerinin desteklenmesi ve ağaçlandırma, Park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetlerin yürütülmesi, Belediye sınırları dışındaki gayrı sıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat verilmesi ve denetlenmesi.

89 VALİNİN GÖREV VE YETKİLERİ
Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Görevleri: İl özel idaresini temsil, sevk ve idare etmek, hak ve menfaatlerini korumak. İl özel idaresini stratejik plâna uygun olarak yönetmek, kurumsal stratejilerini oluşturmak, buna göre bütçeyi, il özel idaresi personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak. İl encümenine başkanlık etmek. İl özel idaresinin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek, gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek. Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme yapmak. İl genel meclisi ve encümen kararlarını uygulamak. Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışında kalan aktarmaları yapmak. İl özel idaresi personelini atamak. İl özel idaresi, bağlı kuruluşlarını ve işletmelerini denetlemek. Şartsız bağışları kabul etmek. Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak. Kanunlarla il özel idaresine verilen ve il genel meclisi veya il encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.

90 İL GENEL MECLİSİ İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organı olup üyeleri mahalli idare seçimleri ile belirlenir. Meclis seçimi müteakip 5. gün toplanır ve 2 yıl için gizli oyla başkan, başkan vekili ile 4 katip üyeyi seçer. Meclis her ayın ilk haftası gündemli olarak toplanır. Gündem başkan tarafından belirlenir, valinin teklifleri dikkate alınır, toplantılar halka açıktır. Toplantılar üye sayısının salt çoğunluğu ile yapılır ve salt çoğunlukla karar alınır. Karar yeter sayısı ¼’den az olamaz. Kararlar 5 gün içinde valiye gönderilir. Valinin 7 gün içinde karar iade yetkisi vardır. İl Genel Meclisi kararında ısrar ederse karar kesinleşir. Meclis bir yıl süreli ihtisas komisyonları kurabilir. Komisyonlara ildeki kuruluşlar oy hakkı olmayan üyelerle iştirak edebilirler.

91 İL GENEL MECLİSİ ÜYE SAYISI
İl genel meclisi üyelerinin seçimi ilçeler adına 5 yılda bir yapılmakta olup, meclisin üye sayısı ilçe ve nüfusa göre değişmektedir. Her seçim çevresinde, seçilecek üye sayısı aşağıdaki usule göre hesaplanır. İl genel meclisi üyelikleri için, son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre: Nüfusu ’e kadar olan ilçelerde 2 Nüfusu ’den ’e kadar olan ilçelerde 3 Nüfusu ’den ’e kadar olan ilçelerde 4 Nüfusu ’den ’e kadar olan ilçelerde 5 Asıl üyelik ve aynı miktarda yedek üyelik hesaplanır. Nüfusu ’den yukarı olan ilçelerde fazla her nüfus için bir asıl, bir yedek üye ilave olunur.

92 İL GENEL MECLİSİNİN GÖREVLERİ
İl Özel İdaresinin stratejik planını, çalışma programını, diğer idari faaliyetlerini ve personel performans ölçütlerini karara bağlamak. Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek. İl çevre düzeni planı ile belediye harici alanların imar planını karara bağlamak. Borçlanmaya karar vermek. Özel idare adına imtiyaz vermek, işlerini çeşitli şekillerde yaptırmak, şirketleri özelleştirmek. Özel idarece çıkarılan yönetmelikleri kabul etmek. Kadro ihdası, iptali ve değişikliğine karar vermektir. Meclis il özel idaresinin faaliyetleri ile ilgili bilgi edinme ve denetim yollarını kullanarak iç denetimi gerçekleştirme imkanına sahiptir. Meclis; soru, genel görüşme ve denetim komisyonları yoluyla İl Özel İdaresini denetleyebilir. Her yıl Ocak ayında yapılan toplantılarında idarenin hesapları denetlenir ve rapor Meclis başkanlığına sunulur. İl genel meclisi kendisine kanunla verilen görevleri yerine getirmez ve bu durum il özel idaresinin işlerini aksatırsa ya da siyasi konularda karar alırsa İçişleri Bakanlığının bildirisi üzerine Danıştay kararıyla feshedilebilir. Feshedilen meclisin yerine geçen meclis kalan süreyi tamamlar.

93 İL ENCÜMENİ İl encümeni valinin başkanlığında, genel sekreter ile il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye ve valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üyeden oluşur. Valinin katılamadığı encümen toplantısına genel sekreter başkanlık eder. Encümen toplantılarına gündemdeki konularla ilgili olarak, ilgili birim amirleri vali tarafından oy hakkı olmaksızın görüşleri alınmak üzere çağrılabilir.

94 ENCÜMENİN ÇALIŞMA USULLERİ
Encümen, haftada en az bir defa olmak üzere önceden belirlenen gün ve saatte toplanır. Başkan acil durumlarda encümeni toplantıya çağırabilir. Encümen üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Oyların eşitliği durumunda başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır. Çekimser oy kullanılamaz. Encümen gündemi vali tarafından hazırlanır. Encümen üyeleri gündem maddesi teklif edebilir. Encümen, gündemindeki konuları en geç bir hafta içinde karara bağlar. Alınan kararlar başkan ve toplantıya katılan üyeler tarafından imzalanır. Karara muhalif kalanlar gerekçelerini de açıklar. Vali kanun, tüzük, yönetmelik ve il genel meclisi kararlarına aykırı gördüğü encümen kararının bir sonraki toplantıda tekrar görüşülmesini isteyebilir. Encümen, kararında ısrar ederse karar kesinleşir. Bu takdirde vali, kesinleşen encümen kararının uygulanmasını durdurur ve idari yargı mercilerine yürütmeyi durdurma talebi ile birlikte on gün içinde başvurur. İtiraz Danıştay’ca en geç altmış gün içinde karara bağlanır.

95 ENCÜMENİN GÖREV VE YETKİLERİ
Stratejik plân ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek. Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak. Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek. Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma yapmak. Kanunlarda öngörülen cezaları vermek. Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı 5 milyar TL. kadar olan ihtilafların sulhen halline karar vermek. Taşınmaz mal satımına, değişim ve tahsisine ilişkin kararları uygulamak, süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanma kararı vermek. Belediye sınırları dışındaki umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek. Vali tarafından havale edilen konularda görüş bildirmek.

96 NORM KADRO VE PERSONEL İSTİHDAMI
Norm kadro ilke ve standartları İçişleri Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirlenir. Bu ilke ve standartlar çerçevesinde norm kadro çalışmasını il özel idaresi yapar veya yaptırır. İl özel idaresi personeli, vali tarafından atanır ve ilk toplantıda il genel meclisinin bilgisine sunulur. Genel Sekreterlik kadrosuna atananlar genel idare hizmetleri sınıfına dahil müstakil daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar; bunlar valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile atanır. Genel sekreter yardımcısı sayısı illerin nüfuslarına göre arasında değişir.

97 İL ÖZEL İDARELERİNİN DENETİMİ
İl özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılır. Denetim, işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar. İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre Sayıştay ve denetçiler tarafından yapılır. Ayrıca, malî işlemler dışında kalan diğer idarî işlemleri, idarenin bütünlüğüne ve kalkınma plânı ve stratejilerine uygunluğu açısından İçişleri Bakanlığı, vali veya görevlendireceği elemanlar tarafından da denetlenir. İl özel idaresi hizmetlerinin ciddî bir biçimde aksatıldığının ve bu durumun halkın sağlık, huzur ve refahını hayatî derecede olumsuz etkilediğinin ilgili bakanlığın talebi üzerine yetkili sulh hukuk hâkimi tarafından belirlenmesi durumunda İçişleri Bakanlığı; Hizmetlerde meydana gelen aksamanın giderilmesini, hizmetin özelliğine göre makul bir süre vererek il özel idaresinden ister. Aksama giderilemezse, söz konusu hizmetin yerine getirilmesini o ilin valisinden ister. Bu durumda, vali, aksaklığı öncelikle il özel idaresinin araç, gereç, personel ve diğer kaynaklarıyla giderir.

98 İL ÖZEL İDARELERİNİN GELİRLERİ
İl özel idarelerinin gelir kaynakları 3 çeşittir. Bunlar; 1. Öz Gelirler: Bu gelirler il özel idaresi gelirlerinin % 15’ini oluşturmaktadır. Bunlar; il özel idaresi vergi, resim, harç ve katılma payları, menkul, gayrı menkul kiraları, satış veya değerlendirilmesinden elde edilecek gelirler, hizmet karşılığı alınan ücretler, faiz ve ceza gelirleri, her türlü girişim, iştirak ve faaliyetler karşılığı sağlanacak gelirler. 2. Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Ayrılan Paylar: Genel bütçe vergi gelirleri tahsilatının yüzde 1,15’i il özel idare payı olarak ayrılır. Bu payın; %50’si illerin nüfusuna, % 10’u illerin yüzölçümüne, % 10’u illerin köy sayısına, % 15’i illerin kırsal alan nüfusuna, yüzde 15’i ise gelişmişlik endeksindeki grubuna göre dağıtılır. 3. Diğer Gelirler: Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler ve alınacak bağışlar ve borçlardır.

99 İL GENEL VE İL ÖZEL YÖNETİMİ
İl Genel Yönetimi İl Özel Yönetimi Başında vali bulunur. Anayasanın 126. maddesinde düzenlenmiştir. Merkezi idarenin taşra örgütüdür. Tüzelkişiliği yoktur. Devlet tüzelkişiliğine bağlıdır. İdari ve mali özerkliği yoktur. Başında vali bulunur. Anayasanın 127. maddesinde düzenlenmiştir. Yerel yönetim birimidir. Kamu tüzel kişiliği, idari ve mali özerkliği vardır.

100 BELEDİYELERİN KURULUŞU
BELEDİYELERİN KURULUŞU Yerel yönetimlerin en eskisi ve yaygın olanı belediyelerdir. Türkiye’de nüfusun % 80’i belediye sınırları içinde yaşamaktadır. Yasal Düzenlemeler: 1854’te İstanbul’da Şehremaneti (Belediye) kurulmuştur. 1877’de Belediye Kanunu çıkarılmıştır. 1930 yılında 1580 sayılı Belediye Kanunu çıkarılmıştır. 2005 yılında 5393 sayılı Belediye Kanunu halen yürürlüktedir. 6360 Sayılı 13 ilde büyükşehir belediyesi ve 26 ilçe kurulması ile bazı kanun ve KHK değişiklik yapılmasına dair Kanun (2012). İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Nüfusu 5000 ve üzeri olan yerlerde belediye kurulabilir. İçme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer koruma alanlarında ve meskun sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5 km. daha yakın bir yerleşim yerinde belediye kurulamaz. Köylerin birleşerek belediye kurması için nüfus toplamlarının 5000 ve üzeri olması ve meskun sahalarının merkez kabul edilecek yerleşim yerinin meskun sahasına azami 5 km. mesafede bulunması gerekir. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

101 5393 SAYILI KANUNUNLA GELEN YENİ YAPI
Belediye; “Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi." olarak tanımlanmış, idari ve mali özerklik ilkesi getirilmiştir. Yetki ve görevlerin belirlenmesinde liste usulü terk edilerek genel yetki ilkesine doğru yaklaşılmıştır. Belediyelerin yetki ve görevleri artırılmıştır. Mahalleler belediyelerin bir yönetim birimi halini almıştır. Hemşehri hukuku anlayışı geliştirilerek yeniden tanımlanmıştır. Nüfus kütüğü yerine ikamete dayalı hemşehrilik esas alınmıştır. Görev alanları genişletilerek, alt yapı yanında eğitim, sağlık, kültür ve diğer alanlarla ilgili hizmet imkanı sağlanmıştır. Yerel demokrasi ve yönetişimi teşvik edici mekanizmalar geliştirilmiştir. Meclisin toplantıları sistematik hale getirilmiş, tarafların katılımına açılmış, kent konseyleri kurulması teşvik edilmiştir. İnsan kaynaklarında norm kadro uygulamasına geçilmiştir. İdari vesayet ve özerklik arasında denge kurulmaya çalışılmış, merkezi idarenin vesayet yetkisi kısmen azaltılmıştır. Belediye mali denetimi Sayıştay, diğer idari işlemleri İçişleri Bakanlığınca denetlenmektedir.

102 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
Büyükşehir belediyesi: Sınırları il mülki sınırı olan ve sınırları içerisindeki ilçe belediyeleri arasında koordinasyonu sağlayan; idarî ve malî özerkliğe sahip olarak kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan; karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisini ifade eder (6360 Kanun). Toplam nüfusu ’den fazla olan illerin il belediyeleri kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. Büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırlarıdır. İlçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırlarıdır. Büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyon, büyükşehir belediyesi tarafından sağlanır. Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri veya ilçe belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilaf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir.

103 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU
Türkiye’deki ilk büyükşehir belediyeleri 1984 tarihinde 3030 sayılı kanunla İstanbul, Ankara ve İzmir’de kurulmuştur. Daha sonra 2000 yılına kadar 13 büyükşehir belediyesi daha kurulmuştur. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanunla, Büyükşehir belediye sınırları için yeni kıstaslar getirildi. 2012 yılında Sayılı Kanunla 13 ilde daha büyükşehir belediyesi kurulmuş, aynı kanunda yapılan değişiklikle Ordu ili Büyükşehir kapsamına alınmıştır. Büyükşehir belediyesinin organları: Büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediye encümeni ve büyükşehir belediye başkanıdır. Büyükşehir belediye başkanı tek dereceli seçimle büyükşehir belediyesi sınırları içindeki seçmenlerce 5 yıl için seçilir. Büyükşehir belediye meclisi ise ilçe belediye başkanları ile ilçe belediye meclislerinden beşte bir oranında temsilcilerin iştirakiyle oluşur, ayrıca seçilmezler. Büyükşehir belediye encümeni belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur.

104 Büyükşehir belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi (Madde1):
13 İlde Büyükşehir Belediyesi Ve 26 İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve KHK Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Kanun No: 6360 Kabul Tarihi: 12/11/2012) Büyükşehir belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi (Madde1): 1. Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. 2. Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır. 3. Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. 4. İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. 5. Birinci, ikinci ve dördüncü fıkrada sayılan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır. 6. Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illerin bucakları ve bucak teşkilatları kaldırılmıştır.

105 BÜYÜKŞEHİRLER-2012 Adana Ankara Antalya Aydın Balıkesir Bursa Denizli Diyarbakır Erzurum Eskişehir Gaziantep Hatay Kocaeli Konya İstanbul İzmir Kayseri K.Maraş Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Sakarya Samsun Şanlıurfa Tekirdağ Trabzon Van Ordu

106 BELEDİYELERDE GÖREV YÖNTEMLERİ
BELEDİYELERDE GÖREV YÖNTEMLERİ Belediyelere verilen görevlerde genelde üç yöntem kullanılmaktadır: 1. Genel Yetki İlkesi: Belediyeler kanunun yasaklamadığı ya da başkasına yetki vermediği sürece tüm yerel hizmetleri yürütmektedir. 2. Yetki İlkesi: Belediyeler ancak yasama organının açıkça yetki verdiği alanlarda faaliyet gösterebilir. 3. Liste İlkesi: Belediyelerin yetkisi kanunlarda liste halinde sunulur. Ülkemizde 2005’e kadar Liste ilkesi 2005’ten sonra Yetki ve Genel Yetki İlkeleri uygulanmaktadır. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

107 BELEDİYELERİN GÖREVLERİ
İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi alt yapı hizmetleri, Çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık hizmetleri, Zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma, ambulans, şehir içi trafik hizmetleri, Defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alan hizmetleri, Konut, kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, Sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma, Okul öncesi eğitim kurumları açmak, Sağlıkla ilgili tesis açmak, Kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun korunması, Öğrencilere, amatör spor kulüplerine destek vermek, Kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak (Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu ’in üzerindeki belediyeler, için mecburi, diğerleri için isteğe bağlı).

108 BELEDİYELERİN ORGANLARI
Belediye Başkanı Belediye Meclisi Belediye Encümeni

109 BELEDİYE BAŞKANI Başkan, belediye yönetiminin başı ve yürütme organıdır. Tek dereceli seçimle belediye sınırları içindeki seçmenlerce 5 yıl için seçilir. Başkanın seçilme yeterliliğini kaybetmesi, görevini mazeretsiz ve kesintisiz olarak 20 günden fazla terk etmesi, görevini sürdürmesine engel bir hastalık ve sakatlık durumunun ortaya çıkması ve belediye feshini gerektiren eylem ve işlemlere katılması hallerinde Danıştay kararı ile başkanlık sıfatı sona erer. Başkan tüm faaliyetlerinde belediye meclisine karşı sorumludur. Başkan her yıl mart ayında stratejik plan ve performansa göre belediyenin faaliyet ve gerçekleşme düzeyi hakkında meclise raporunu sunar. Belediye Meclisi Üyelerinin ¾ çoğunluğunca çalışmaları yetersiz görülürse Danıştay kararıyla başkan düşürülebilir.

110 BELEDİYE BAŞKANININ GÖREVLERİ
Belediyenin en üst amiri olarak belediyeyi temsil, sevk ve idare etmek, personeli atamak, belediyenin haklarını korumak. Belediyenin stratejisini belirlemek, buna uygun olarak bütçesini yapmak, personel performans ölçülerini belirlemek ve uygulamak. Meclis ve encümene başkanlık etmek ve bu organların kararlarını uygulamak. Halkın huzur ve refahı için gerekli tedbirleri almak. Belediye mallarını yönetmek, bağlı kuruluş ve işletmeleri denetlemek. Bütçeyi uygulamak, gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmektir.

111 BELEDİYE MECLİSİ Belediye meclisi belediyenin karar organıdır. Üyeleri belediye başkanı ile birlikte seçimle gelir. Üye sayısı belde, kasaba ya da kent nüfusuna g öre 9 ile 55 arasında değişir. Seçim sonuçlarını takiben 5. gün toplanarak 2 yıl süre ile 2 başkanvekili ve 2 katip üye seçer. Meclis her ayın ilk haftası toplanır. Toplantıya başkan veya vekili başkanlık eder. Kararlar salt çoğunlukla alınır. Toplantılar halka açıktır. Nüfusu üstü olan belediyelerde plân, bütçe ve imar komisyonu kurulması zaruridir.

112 BELEDİYE MECLİSİNİN GÖREVLERİ
Stratejik plânı, yatırım ve çalışma programlarını, belediyenin performans ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek. Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede aktarma yapmak. Belediyenin imar plânlarını görüşmek ve onaylamak, büyükşehir ve il belediyelerinde il çevre düzeni plânını kabul etmek. Borçlanmaya, taşınmaz alım-satımı ve tahsisine karar vermek. Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek. Şartlı bağışları kabul etmek. Vergi, resim ve harç dışındaki beş bin TL.ye kadar dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarını çözmek. Bütçe içi işletme kurulmasına karar vermek. Belediye adına imtiyaz vermek, belediye yatırımlarını yap-işlet- devret şeklinde yaptırmak, belediyeye ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek.

113 BELEDİYE MECLİSİNİN GÖREVLERİ
9. Meclis başkanlık divanı ve encümeni ile ihtisas komisyonu üyelerini seçmek. 10. Belediye ve bağlı kuruluşların kadro işlerini yapmak. 11. Belediye tarafından çıkarılacak yönetmelikleri kabul etmek. 12. Meydan, cadde, sokak, park, tesis vb. yerlere ad vermek; mahalle kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, ad ve sınır tespiti ve değişimine karar vermek; beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerini kabul etmek. 13. Birlik kurulmasına, birliğe katılma veya ayrılmaya karar vermek. 14. Yurt içi ve dışındaki belediyelerle iş birliği yapmaya karar vermek, 15. Fahrî hemşehrilik payesi ve beratı vermek. 16. Belediye başkanıyla encümen arasındaki anlaşmazlıkları karara bağlamak. 17. Mücavir alanlara belediye hizmeti götürülmesine karar vermek. 18. İmar plânına uygun şekilde hazırlanan belediye imar programlarını görüşerek kabul etmek.

114 BELEDİYE ENCÜMENİ Belediyenin yürütme ve danışma organıdır. Belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında; İl belediyelerinde ve nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği üç üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği iki üye olmak üzere 7 kişiden, Diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği iki üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği bir üye olmak üzere 5 kişiden oluşur. Belediye başkanının katılamadığı toplantılarda, belediye başkanının görevlendireceği başkan yardımcısı veya encümen üyesi, encümene başkanlık eder.

115 BELEDİYE ENCÜMENİN GÖREVLERİ
1. Stratejik plân, yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek. 2. Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak. 3. Bütçede hesaplar arası aktarma yapmak. 4. Kanunlarda öngörülen cezaları vermek. 5. Vergi, resim ve harçlar dışındaki uyuşmazlıklarının anlaşma ile tasfiyesine karar vermek. 6. Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek. 7. Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek. 8. Diğer kanunlarda belediye encümenine verilen görevleri yapmak.

116 BELEDİYE TEŞKİLAT YAPISI

117 BELEDİYE TEŞKİLAT YAPISI
Kamu Yönetimi-2

118 BELEDİYELERİN GELİRLERİ
Belediye gelirleri kanununa göre belediyelerin gelir kaynakları 4 çeşittir. Öz gelir kaynakları Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar Devlet yardımları Diğer gelirler 1. Belediye Öz Gelir Kaynakları; Kanunlarla gösterilen belediye vergi, resim, harç ve katılma payları ile belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarının kira, satış ve her türlü girişim, iştirak ve faaliyetler karşılığı sağlanacak gelirlerden oluşur. Vergiler; Emlak, çevre temizlik, ilan ve reklam, eğlence, haberleşme, elektrik ve hava gazı ile yangın sigorta vergisi. Harçlar; İşgal harcı, tatil günü çalışma ruhsatı, kaynak suları, tellallık, hayvan kesimi, muayene ve denetleme, ölçü ve tartı aletleri denetleme, bina inşaat, kayıt ve suret, imar ile ilgili harçlar, işyeri açma izni, muayene, ruhsat ve rapor harcı, sağlık belgesi harcı. Katılma Payları; Yol, su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları.

119 BELEDİYELERİN GELİRLERİ
2. Genel Bütçe Vergi Gelirleri: a. Büyükşehir Belediyeleri: Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi tahsilâtı toplamının yüzde 6’sı ile genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 4,5’i olarak büyükşehir ilçe belediyelerine ayrılan payın yüzde 30’u büyükşehir belediye payı olarak ayrılır. Büyükşehir Belediyelerinin payları % 80’i belediyelerin nüfusuna ve % 20’si gelişmişlik endeksine göre İlbank tarafından dağıtılır.   b. Diğer Belediyeler: Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının %2,85’i büyükşehir dışındaki belediyelere ayrılır. c. Denkleştirme Ödeneği: Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının %01’i Maliye Bakanlığı bütçesine nüfusu ’e kadar olan belediyelere denkleştirme ödeneği olarak konulur. Ödenek, Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksit hâlinde dağıtılmak üzere, İlbank hesabına aktarır. İlbank, hesabına aktarılan ödeneğin %65’ini eşit şekilde, %35’ini ise nüfus esasına göre dağıtır. 3. Devlet yardımları; Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi (SUKAP) kapsamında belediyelerin içme suyu ve atık su vb. projelerini gerçekleştirmek üzere ilbank hesabına aktarılan yardımlardır. 4. Diğer Gelirler: Olağanüstü hal desteği, borçlanma ve bağış gibi diğer gelir kaynaklarını ifade eder.

120 BELEDİYELERİN HİZMET YÖNTEMLERİ
a) Emanet: Emanet yöntemi, özel bir yüklenici veya bir başka kamu kurumu araya girmeksizin, belirli işlerin oluşturulacak kurullarca yaptırılmasıdır. b) Yönetimler Arası İşbirliği :Belediyeler, hizmetlerinin doğrudan kendileri üretilmesi yerine, başka bir belediye veya kamu kurumu ile anlaşmak suretiyle satın alabilmesi ya da yaptırabilmesidir. c) İhale- Sözleşme: Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesinde önemli araçlardan birisi olarak İhale-sözleşme yöntemi, kamu mal ve hizmetlerinin özel sektör kuruluşlarınca bir sözleşmeye dayalı olarak yürütülmesidir. Kamu idareleri, mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde, işin niteliğine göre "açık ihale usulü", "belli istekliler arasında ihale usulü", "pazarlık usulü" ve "doğrudan temin" yöntemlerinden birini uygulamaktadır. d) İmtiyaz : İmtiyaz, özellikle su, havagazı, metro, demiryolu ve kanalizasyon gibi doğal tekellerin söz konusu olduğu mal ve hizmetlerde uygulanan imtiyaz, hizmetlerin, kamu otoritesi tarafından özel bir firmaya tekel olarak verilmesidir. Bir kamu hizmetinin yapımı (tesisi) veya işletilmesi için verilir. İmtiyaz sistemi ihaleden farklı olup imtiyaz sisteminde tüketiciler, hizmete ilişkin ücreti, üretici özel firmaya öderlerken, ihalede ilgili kamu kurumuna ödemektedirler. e) Yap - İşlet – Devret: Kamuya ait gayrimenkul üzerinde, özel firmalar tarafından bir kamu hizmeti tesis edilmesi, belirlenen süreler içinde işletilmesi, süre bitiminde işletmenin her türlü varlığının karşılıksız olarak ilgili kamu yönetimine devredilmesidir. f) Belediye Şirketleri: Belediyeler, Belediye Kanununun verdiği yetkiye dayanarak şirket kurabilmekte veya mevcut şirketlere iştirak edebilmektedir.

121 KÖY Tanımı: Nüfusu iki binden aşağı yurtlara köy denir.
Tanımı: Nüfusu iki binden aşağı yurtlara köy denir. Köy Kanununa (442 sayılı) göre; Toplu veya dağınık olarak yaşayan; cami, okul, otlak, yaylak, baltalık gibi ortak malları bulunan en küçük idari birime köy denir. Türkiye’de 2012 yılı itibariyle köy bulunmaktadır. Bunların adedi 6360 sayılı Kanunla kaldırılmıştır. Görevleri: 1. Zorunlu görevler: Sağlık, temizlik, altyapı gibi yapılması mecburi olan görevlerdir. 2. İsteğe bağlı görevler: Orman yetiştirmek, kütüphane veya okuma salonu kurmak veya köyün konumu ve köylülerin taleplerine göre gerekli hizmetleri vermek. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

122 KÖYÜN ORGANLARI Muhtar: Köy yönetiminin başı ve devletin köydeki temsilcisidir. Köy derneği tarafından 5 yıllık süre için seçilir. Muhtarlar siyasi partilerden aday olamazlar. Muhtarların hem köy hem de devlet tüzel kişiliğiyle ilgili görevleri vardır. Köy Derneği: Köyün genel karar organıdır ve köydeki seçmenlerden oluşur. Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyelerini seçme ve isteğe bağlı işleri zorunlu hale getirme gibi görevleri vardır. Köy İhtiyar Meclisi: Köy yönetiminin yürütme, denetleme ve karar organıdır. Seçimle gelen üyeler ve tabi üyeler olmak üzere 2 tür üyeden oluşur. Öğretmen ve imam gibi memurlar doğal üyedir. Seçimle gelen 4 asıl, 4 yedek üye bulunur. Meclisin köye ait işleri önem sırasına koymak, kamulaştırma kararı almak, para cezası vermek gibi görevleri vardır.

123 KÖY BÜTÇESİ Köy bütçesi, doğrudan doğruya köylü seçmenler tarafından seçilen Muhtar ve İhtiyar Meclisi tarafından hazırlanır ve vesayet makamı olan Kaymakam ya da Valice onaylanarak kesinleşir. Köy bütçesinin gelirleri imece, salma ve diğer gelirlerden meydana gelir. İmece; köyün zorunlu işlerini görmek için köylülerin eşit şartlarda gerçekleştirdikleri ortak ve zorunlu bir çalışma yöntemidir. Salma; İhtiyar Meclisi kararıyla köyde oturanlarla köyle maddi ilişkisi olanlardan ödeme güçlerine göre ve hane başına alınan maktu bir vergidir. Diğer gelirler; Cezalar, harç, ücretler, satılan, işletilen ve kiraya verilen arazi gelirleri ve bağışlar gibi gelirlerden meydana gelir. 

124 MAHALLE Kuruluşu: Belediye sınırları içerisinde mahalle kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, bölünmesi, adları ve sınırlarının belirlenmesi veya değiştirilmesi belediye meclisinin kararı, kaymakamın görüşü ve valinin onayıyla olmaktadır. Belediye sınırları içinde nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamaz. Yapısı ve Özellikleri: Mahalle yerel yönetim birimi değildir, tüzel kişiliği yoktur. Mahalle muhtarları üzerinde mülki makamların hiyerarşik denetim yetkisi vardır. Mahalle yönetiminin organları muhtar ve ihtiyar heyetinden oluşmaktadır. Bu organlar 5 yılda bir yerel yönetim organlarının seçimiyle birlikte seçilir.

125 MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ
Mahalli idareler tek başına yürütemedikleri işleri güç birliği yaparak yürütmek için bir araya gelmek suretiyle oluştururlar. Mahalli idare birlikleri (MİB) 2005 tarih ve 5355 Sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. MİB’ler birden fazla mahalli idarenin, yürütmekle yükümlü oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek amacıyla kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişilikleridir. MİB’lerin idari ve mali özerklikleri vardır. Ülke Düzeyinde Birlik Kurma: Mahalli idarelerin menfaatlerinin korunması, gelişmelerine yardımcı olunması, personelinin eğitilmesi ve mahalli idarelerle ilgili kanun hazırlıklarında görüş bildirilmesi amacıyla il özel idarelerini ve belediyeleri temsil etmek üzere ülke düzeyinde sadece birer birlik kurulabilir.

126 BİRLİK TÜRLERİ Zorunlu Birlikler: Su, atık su, katı atık ve benzeri altyapı hizmetleri ile çevre ve ekolojik dengenin korunmasına ilişkin projeler gereği Bakanlar Kurulu kararıyla oluşturulan ve ilgili mahalli idarelerin katılma mecburiyeti olan birlikler. Turizm Altyapı Hizmet Birlikleri: Kültür ve turizmi koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezlerinde, alanın bütüncül bir anlayışla korunması, geliştirilmesi amacıyla kurulan birlikler.  Köylere Hizmet Götürme Birlikleri: İlçelerde, tarım ürünlerinin pazarlanması hariç olmak üzere, yol, su, kanalizasyon ve benzeri altyapı tesisleri ile köylere ait diğer hizmetlerin yürütülmesine yardımcı olmak üzere köylere hizmet götürme birliği kurulabilir. Ülke Düzeyinde Kurulan Birlikler: Türkiye Belediyeler Birliği: Türkiye’deki tüm belediyeleri temsil etmek üzere ülke düzeyinde kurulan Birlik olduğundan bütün belediyeler birliğin doğal üyesidir. Vilayetler Hizmet Birliği: İl Özel İdarelerinin ülke düzeyinde kurulan birliği olduğundan tüm İl Özel İdareleri birliğin doğal üyesidir. Birlik başkanı İl Özel İdarelerinin bulunduğu illerin valileri arasından seçimle belirlenecektir. Diğer Birlikler: Bu birlikler ise yerel yönetimler arasında belli konularda işbirliği yapılmasına yönelik olan; hizmet, kalkınma birliği gibi birliklerdir.

127 BİRLİKLERİN KURULUŞU VE ORGANLARI
Birliklerin kurulması için önce birlik tüzüğü hazırlanır. Bakanlar Kurulunun birlik tüzüğünü kabul etmesi ile birlikler kurulur ve tüzel kişilik kazanır. Var olan bir birliğe üye olmak için Birlik Meclisinin kararı yeterlidir. Bakanlar Kurulunun iznine gerek yoktur. Organları 1. Birlik Meclisi 2. Birlik Encümeni 3. Birlik Başkanı

128 MERKEZİ VE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ
İdari İlişkiler: Merkezi yönetim yerel yönetimlerin üzerinde olup, onları denetleme yetkisine sahiptir. Bu yetkiye “idari vesayet” yetkisi denir. İdari vesayet denetimi kanunla verilen istisnai bir yetkidir. Yerel yönetimlerin karar, eylem, işlem, organ ve görevlileri üzerinde kullanılmaktadır. İdari vesayet (hukukilik) denetiminin temeli idarenin bütünlüğü ilkesidir. Bu ilke Anayasanın 123. maddesinde yer almaktadır. Bu denetim “hukuka uygunluk” ile sınırlı olup, “yerindelik” denetimi daha sonra kamu yararının gözetilmesi amacıyla ilave edilmiştir. Mali İlişkiler: Yerel yönetimlere görevleriyle orantılı gelir kaynağı sağlanması anayasal bir mecburiyettir. Merkezi yönetim mali kaynakları elinde toplamakta ve bundan yerel yönetimlere pay vermektedir. Bu alanda takdir yetkisinin bulunması, bunu yerel yönetimler üzerinde etkili bir araç olarak kullanmasını sağlar. Siyasi İlişkiler: Merkezi idare ile yerel idarelerin farklı siyasi partilere mensup olmasının özellikle mali desteğe ihtiyacı olan mahalli idareleri zor durumda bırakma ihtimali vardır. Merkezi idare elindeki gücü politik amaçlarla kullanabilir. Anayasa ile İçişleri Bakanlarına tanınan görevden uzaklaştırma yetkisi de siyasi amaçlarla kullanıma açıktır.

129 İLİŞKİ MODELLERİ Merkezi yönetimle mahalli idareler arasındaki ilişkilerde 3 tür uygulamaya rastlanılmaktadır. Temsilci modeli: Daha çok merkeziyetçi ve otoriter yönetimlerde uygulanan bir ilişki modelidir. Mahalli idare merkezi yönetimin bir şubesi veya taşra teşkilatı gibi çalışır. Ortaklık modeli: Paylaşım temelli bir model olup genel çerçeve ve politikalar merkezi yönetim tarafından, uygulama, yorumlama ve takdir yetkisini kullanarak mahalli yapıya uyumlaştırma yerel yönetim tarafından yapılır. İdari ve mali özerklik modeli: Tam özerklik modeli olarak da tanımlanan bu ilişki federatif yapılarda rastlanan ve idari ve mali konularda geniş yetkileri (vergi koyma dahil) ihtiva eden bir ilişki türüdür.

130 HİZMET YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI
Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşlarının Özellikleri Kültür Ve Eğitim Kurumları (YÖK) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Mesleki Kamu Kurumları (Oda, Birlik, Borsa) Düzenleyici Ve Denetleyici Kurumlar (Üst Kurullar)

131 HİZMET YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARININ ÖZELLİKLERİ
Fonksiyonel olarak kamu hizmetlerinin karşılanması amacıyla 19. yy da ortaya çıkmış, 1. Dünya savaşından sonra yaygınlaşmıştır. Üniversiteler, KİT’ler, barolar, oda ve borsalar ile düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar bu tür fonksiyonel yapılara örnektir. Özellikleri: Merkezi yönetimin hiyerarşik yapısına dahil değillerdir. Tüzel kişilikleri, mal varlıkları ve bütçeleri vardır. İdari ve mali özerkliğe sahiptirler. Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. İdarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde idari vesayet denetimine tabidirler. Genellikle tek amaçlı ve belirli işlevlerle sınırlı hizmet konuları vardır. Amaçları kuruluş amaçları doğrultusunda kamu yararını gerçekleştirmektir.

132 KİT’LERİN ORTAYA ÇIKIŞI
Devlete ait ekonomik işletmelere Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) denilmektedir. 1930’lu yıllarda özel sektörün yatırım yapmada yetersiz olduğu alanlarda bu tür işletmeler kurulmaya başlamıştır. Kuruluşlarında 3 ana sebep vardır. İktisadi Sebepler Devletin ekonomiyi kontrol etmek istemesi . Piyasadaki tekel gücünü kontrol etmek istemesi. Devletin ekonominin bütünü üzerinde otorite kurma arzusu. Özel sektöre önderlik etmek; ülke kalkınması, istihdam ve fiyat istikrarına katkıda bulunmak. Sosyal Sebepler Kâr amacı yerine, kamu yararı/sosyal faydayı sağlamak, piyasayı düzenlemek. Siyasi Sebepler Stratejik faaliyetleri kontrol altına alarak devletin siyasi otoritesini kuvvetlendirme arzusu. Sosyalist düşünce ve hareketlerin devletçi politikalarının etkisi. Kalkınmada dışa bağımlılığı kırma ve milliyetçi politikalar geliştirmek.

133 KİT’LERİN YAPISI İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT): Sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet gösteren KİT’lerdir. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), PETKİM, MKE, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) vb. Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK): Sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri üretip pazarlayan KİT’lerdir. Devlet Demir Yolları(DDY), DHMİ gibi. KİT’ler müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerden meydana gelir. Müessese: Sermayesinin tamamı bir İDT veya KİK’e ait olup ona bağlı işletme ya da işletmeler topluluğundan oluşan anonim şirketlerdir. Bağlı Ortaklık: Sermayesinin % 50’den fazlası bir İDT veya KİK’e ait olup ona bağlı işletme ya da işletmeler topluluğundan oluşan anonim şirketlerdir. İştirakler: İDT veya KİK veya bağlı ortaklıklarının sermayesinin en az %15 i en çok %50 sine sahip olunan anonim şirketlerdir.

134 KİTLERİN YÖNETİMİ KİT’lerin yönetiminde 2 organ vardır. Yönetim Kurulu
Yönetim kurulu karar organıdır. Bir başkan ve 5 üyeden meydana gelir. Üyelerin devlet memurluğuna atanabilme şartlarını haiz ve kuruluşla ilgili uzmanlığının olması gerekir. Görev süreleri 3 yıl olup tekrar atanabilirler. Genel müdür yönetim kurulunun başkanıdır. Genel Müdürlük Genel müdürlük KİT’lerin yürütme organıdır. Genel müdür, yardımcılar ve bağlı birimlerden meydana gelir. Genel müdür yönetim kurulu kararlarına göre işletmeyi yönetir.

135 KİTLERİN YÖNETİMİ

136 KİTLERİN DENETİMİ KİT’leri yıllık yatırım ve finansman programları Bakanlar Kurulunca karara bağlanır. Yönetim kurulu bu programa uygun olarak hazırlanan yatırım bütçesini onaylar ve genel müdür de uygulamaya koyar. İlgili Bakanlıkça hukuka uygunluk denetimi, Örgütün kendi içinde hiyerarşik denetimi, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) denetimi, TBMM’de kurulan Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun (KİT Komisyonu) YDK raporunu esas alarak yaptığı inceleme. KİT’lerin ibra edilmesi veya Başbakanlığa suç duyurusunda bulunma.

137 KİT’LERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ
Devletin iktisadi hayata müdahalesinin temel görevlerini yerine getirmedeki zaafları, kamu işletmelerinin verimsizliği ve zararlarının bütçeye getirdiği yük, piyasadaki tekelleşme ve siyasi çıkar aracı olarak kullanılması gibi sebeplerle KİT’lerin özelleştirilmesi gündeme gelmiştir. Özelleştirme dar anlamda devletin mülkiyetindeki iktisadi ve ticari işletmelerin özel sektöre satılmasıdır. Geniş anlamda ise kamu işletmelerinin özel sektöre devrinden başka devletin ekonomideki rolünün sınırlanması, piyasa sisteminin işlerlik kazanması, kamu hizmetlerinde özel sektörden yararlanılması gibi politikaları kapsar. Türkiye’de KİT’lerin özelleştirilme süreci: 24 Ocak ekonomik istikrar tedbirleri ile KİT’lerin fiyat belirleme serbestisi kazanması. 1984 Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı kurulması. 1994 Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kurulması ile devam etmiştir. Türkiye’deki özelleştirmedeki başarısızlığın sebepleri arasında siyasi istikrarsızlıklar, özelleştirmelere karşı dirençler ve yüksek yargının engelleri başta gelmektedir.

138 KAMU KURUMU NİTELİĞİNDEKİ MESLEK KURULUŞLARI
Avukatlık, tabiplik, mühendis ve mimarlık gibi meslek icra edenlerin, zorunlu üyelik ilkesine dayalı olarak örgütlenmeleri 1982 Anayasası 135. maddesi gereğidir. Mesleki kamu kurumları; Bir mesleğin tüm mensuplarını bir araya getirir, onları temsil eder, denetler, üyelerin sorunlarını iletir. Anayasaya göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak tanımlanmışlardır. Bu kuruluşlar kanun ya da kanunun verdiği yetkiyle kurulurlar. Üyelerini kendileri seçer, idari özerkliğe sahiptirler. Kuruluş amaçları dışına çıkamazlar. Devletin idari ve mali vesayet denetimine tabidirler. Kuruluş organlarının seçiminde siyasi partiler aday gösteremezler. Amaçları dışında faaliyet göstermeleri durumunda yargı kararıyla görevlerine son verilir.

139 MESLEK KURULUŞLARI LİSTESİ
Türk Diş Hekimleri Birliği Türk Eczacıları Birliği Türk Tabipleri Birliği Türk Veteriner Hekimleri Birliği Türkiye Bankalar Birliği Türkiye Barolar Birliği Türkiye Esnaf Ve Küçük Sanatkarları Konfederasyonu Türkiye Katılım Bankaları Birliği Türkiye Mühendis Ve Mimar Odaları Birliği Türkiye Noterler Birliği Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Ve Yeminli Müşavirler Odaları Birliği Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Türkiye Sigorta Ve Reasünans Şirketleri Birliği Türkiye Ziraat Odaları Birliği

140 TİCARET VE SANAYİ ODALARI
Odalar kentlerde sanayi odası, ticaret ve sanayi odası, ticaret odası, deniz ticaret odası biçiminde örgütlenmektedir. Üst kuruluş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) dir. Bu odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere mesleki disiplin, ahlak ve dayanışmayı korumak ve kuruluş kanununda yazılı hizmetler ile mevzuatta verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan tüzel kişiliğe haiz kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) en yaygın ve tanınan kamu niteliğindeki meslek kuruluşudur. TOBB’un yapısı; Genel Kurul Oda ve Borsa Konseyleri, Birlik Yönetim Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulundan meydana gelir.

141 TİCARET VE SANAYİ ODALARI
Görevleri: 1. Mesleki disiplin, ahlak ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, 2. Ticaret ve sanayinin gelişmesi için çalışmalar yapmak, 3. Ticaret ve sanayi ile ilgili belge düzenlemek, tasdik etmek, 4. Mesleki faaliyetlerle ilgili resmi makamlara tekliflerde bulunmak, 5. Üyelerle ilgili uyulması zorunlu mesleki karar almak, 6. Fuarlar düzenlemek ve katılmak. Organları: 1. Oda Meslek Komiteleri (4 yıllığına seçilen 5-11 üyeli) 2. Oda Meclisi (Odanın karar organıdır) 3. Oda Yönetim Kurulu (Odanın yürütme organıdır) 4. Oda Disiplin Kurulu (Odanın denetim organıdır)

142 DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLAR
1970li yıllardaki ekonomik gelişmelerle birlikte 1980’den sonra “bağımsız idari otoriteler”, “üst kurullar” “düzenleyici ve denetleyici kurumlar” gibi ifadelerle ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Klasik bakanlık yapısının mevcut sorunları çözmede yetersiz kalışı, tarafsızlığı sağlamak için müdahale etmek istememesi, siyasi amaçların etkilerinin azaltılmak istenmesi bu kurulların ortaya çıkış nedenleridir. Devletin piyasada hem işletmeci, hem de denetleyici olarak bulunması uygun olmadığı için piyasayı denetleme ve düzenleme gibi uzmanlık gerektiren bu görevi özerk kuruluşlara devretmesi yoluna gidilmiştir. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)-1981 Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Rekabet Kurumu (RK) -1994 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) -1999 Telekomünikasyon Kurumu (TK) -2000 Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) -2001 Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK)-2002 Kamu İhale Kurumu (KİK)-2002 Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumu(KGK)-2002 Bilgi Teknolojileri Ve İletişim Kurumu (BTK)-2008

143 DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLARIN ÖZELLİKLERİ
Kuruluş; Düzenleyici Kurumlar, kamu merkezi yönetimi içinde yer alan kurumlardır, ancak hükümet ile ilişkilerini ilişkili bakanlık aracılığı ile ve hiyerarşik bir bağ olmaksızın yürütmektedirler. Örgüt yapıları; Kurul, başkanlık ve hizmet birimlerinden meydana gelir. Kurul karar organıdır. Başkanlık ise yürütme organıdır. Hizmet birimleri daire başkanlıkları şeklindedir. İdari ve mali özerklikleri ve kamu tüzel kişilikleri vardır. Kural koyma, denetleme, yaptırım uygulama yetkileri vardır. Kararlarını kurul biçiminde alırlar. Denetim; Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) idari denetimine tabidir. Bütçeleri merkezi yönetim bütçesi kapsamındadır. Mali yönden Sayıştay denetimine tabidir. Bütçe: Kendi gelirlerini büyük ölçüde görev alanları içindeki üye kuruluşların katkı paylarından elde etmekte ve harcamalarını buradan yapmaktadırlar.

144 BÜROKRASİ Bürokrasi Latince bir kelime olup “masaların ya da büroların egemenliği" anlamına gelmektedir. “Verimsizlik" "işlerin ağır yürümesi", "kuralcılık", "kırtasiyecilik", "sorumluluktan kaçma", "yönetimde gizlilik", "yetki devretmekte isteksizlik", "otoriteye aşırı bağlılık" gibi, olumsuz davranış ve işlemler olarak tanımlanmıştır. Weber’in tanımına dayanan belirli özelliklere sahip bir örgüt biçimidir. “Kamu yönetimi"nin eş anlamlısı olarak kullanılıp, genellikle bürokrasi, siyasi sistemin kamu yönetimi kolu olarak tanımlanır. Otoritenin büyük ölçüde atama yoluyla işbaşına gelen memurların elinde olduğu bir yönetim biçimi ve aynı zamanda memurlardan oluşan yönetici sınıftır. Bir yönetim tarzı, üslubu ve yöntemidir. İşlerin yüksek makamlar tarafından ayrıntıları ile saptanan kurallara ve düzenlemelere göre yürütülmesidir. Toplumda büyük yapılı örgütlerin gelişmesini anlatan bir kavramdır. Teorik Çerçeve Bürokratlarla siyasetçiler arasındaki ilişkilerin ne olması gerektiği konusundaki akademik tartışmalar, üç farklı yaklaşımı ortaya çıkarmaktadır. Birinci yaklaşım, bürokrasi ve bürokratların, temsili demokrasilerde seçimle işbaşına gelmiş politikacılar tarafından sıkı kontrol edilmesini öngörür. Aksi takdirde bürokrasi, demokrasi ya da siyasi otorite karşısında bir tehdit unsuru haline gelebilir. Bu yaklaşım, siyaset ile yönetimin birbirinden ayrılması esasına dayanır; siyasetçilerin rolünün siyasa yapımı olduğu, bürokratların rolünün ise alınan siyasa kararlarını uygulamaktan ibaret bulunduğunu savunur. Bu düşünce Weber ve Wilson'ın görüşlerine dayanmaktadır. Siyaset-idare ayırımına dayalı yaklaşımda bürokrasiye, siyasi kurumlara ve siyasi liderlere karşı kesin bir itaat görevi verilmiştir. Bürokrasinin görevi, talimatları ve kuralları uygulamaktan ibarettir; siyasa belirleme ve karar verme yetkisi siyasi liderliğe aittir. Böylece bürokrasi, siyasi yolla denetim altına alınmış ve sorumluluğu da sağlanmış olacaktır. İkinci yaklaşım, siyaset-yönetim ayırımını reddeder; bürokrasinin idari rolü olduğu kadar, siyasi rolünün de bulunduğunu; bürokratların genel olarak yönetişim ve siyasa yapım sürecinin bir unsuru olduğunu belirtir. Bu görüşü savunanlara göre, siyasetçiler ve bürokratlar, işbirliği içinde çalışmak durumundadırlar; aralarındaki ilişki düşmanca değil, etkin ve verimli bir idareyi ve yönetişimi geliştirmek yönünde dayanışma içinde olmalıdır. Üçüncü yaklaşım ise, üst düzey bürokratlara idari sistemde siyasetçiler karşısında bazı özerk yetkilerin verilmesinden yanadır. Bürokratik otoritenin sınırlılığını ve sorumluluğunu kabul ederek, iktidardaki siyasetçilerin yetkilerini partizanca veya başka biçimlerde kötüye kullanmalarına karşı bir önlem olarak ve ayrıca idaredeki verimliliği ve etkinliği sağlamak için üst düzey bürokratları yetkilendirmek isterler. Bu yaklaşımı savunanlara göre, üst düzey bürokratların yetkilendirilmesi, genel kamu yararının geliştirilmesini sağlayabilir; siyasal gücün kötüye kullanılmasına engel olabilir. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

145 BÜROKRASİNİN ÖZELLİKLERİ
1. Yasalarla Düzenlenmiş Yetki Alanı : Bürokratik yapılarda amaçların gerçekleştirilebilmesi için gerekli düzenli çalışmalar, resmi görevler olarak belirli bir biçimde dağıtılır. Bu görevlerin yerine getirilmesi için gerekli emir ve yaptırımlar kurallara bağlanır. 2. Görev Hiyerarşisi ve Otoritenin Kademelenmesi : Bürokratik örgütte görevler hiyerarşik bir düzen içinde yürütülür. Bu düzen sayesinde, alt birimler üstlerin denetimi ve gözetimi altına girer. 3. Yönetimin Yazılı Belgelere Dayandırılması : Çağdaş bürokrasilerde yönetim yazılı belgelere dayanarak gerektiğinde kullanılmak üzere saklanır. 4. Yetki ve Görevlerde Uzmanlaşma: Uzmanlaşma, iş bölümünün bir sonucudur . İş bölümüyle ortaya çıkan çeşitli faaliyet alanlarında çalışanlar, yaptıkları işte kısa zamanda uzmanlaşırlar.

146 BÜROKRASİNİN ÖZELLİKLERİ
5. Kurallara Bağlılık ve Biçimsellik : Bürokrasi yazılı ve resmi kurallara göre işler ve büroya dayanır. Kurallar, bürokraside çalışanların sorumluluğunu, karşılıklı ilişkilerini ve yetkilerini tanımlar. 6. Gayrişahsîlik: İdeal bir memur, işleri, sevgi ve nefret gibi duygusallıktan uzak, vatandaşlara karşı davranışı, kişisel düşüncelere değil, akılcı bir yönetim anlayışına dayanır. 7. Kariyer Yapısı: Bürokraside memuriyet bir "meslek"tir. Memurluk mesleği, belirli esaslara dayalı bir terfi sistemi içerisinde yürütülür. Çalışanlar kariyer yapısı içinde uzmanlıklarına ve kıdemlerine bağlı olarak memuriyetin daha üst basamaklarına yükselirler. 8. Kamu ve Özel Hayatın Ayrışması: Bürokrasi genel olarak resmi faaliyet ile özel yaşam alanını birbirinden ayrıştırmıştır. Bürokratik örgüt, personelin kişiliğinden ayrı bir varlıktır.

147 WEBER’E GÖRE BÜROKRASİ TÜRLERİ
Rasyonel Bürokrasi Gayrişahsî, rasyonel, idari düzenlemeler ve yasalarla belirlenmiş yapı ve davranışlara dayanmaktadır. Bu bürokrasi biçiminde, memuriyet bir meslektir. Memurun sadakati, kişiye değil, büronun ya da resmi dairenin amacını ve faaliyetlerini düzenleyen kurallaradır. Patrimonyal (geleneksel) Bürokrasi Sözleşme esasına göre atanan görevlilere değil , hür olmayan memurlara dayanmaktadır. Kölelik sisteminin yaygın olduğu dönemlerdeki idari örgütleri anlatır. İrsi değerler ve statüler, kişisel ilişkiler, özel işlerle kamu hizmetlerinin birbirine karışması gibi unsurlar hâkim nitelik taşımaktadır. Geleneksel yöneticilere dayanmaktadır.

148 BÜROKRASİNİN GÜÇ KAYNAKLARI
BÜROKRASİNİN GÜÇ KAYNAKLARI 1. Bilgi (enformasyon) ve uzmanlık, 2. Hızlı karar alabilme özelliği, 3. Daimi ve istikrarlı bir statünün avantajları, 4. Kurum ideolojisi, 5. Profesyonellik, 6. Bakanlık modeli dışında özerk olarak örgütlenebilme, 7. Plan ve bütçe gibi teknik fonksiyonları kontrol, 8. Kamu politikalarında etkili olmayı sağlayan danışma kurullarını elinde tutma. Bunlardan birincisi, bürokratik kurumların elinde tuttukları güç, bilgi (enformasyon) ve uzmanlıktır. Hükümetlerin ihtiyaç duydukları bilgiler ile onların anlaşılması ve yorumlanması için gerekli teknik uzmanlık, bürokrasinin elinde bulunmaktadır. Bürokrasi, bilgileri toplayan, arşivleyen, işleyen ve yöneten bir kurum olarak isterse eksik ya da aşırı veya yanlış bilgi vermek suretiyle siyasi kurumları sabote edebilir. Bürokrasinin ikinci güç kaynağı, hızlı karar alabilmedir. Bürokrasiler, her ne kadar kırtasiyecilik ve verimsizlik ile suçlansalar da az kurallara sahip oldukları için iktidarın yasama organına göre daha çabuk ve hızlı karar alabilmektedirler. Yasama organında, kanunların önce komisyonlarda ve daha sonra da genel kurulda ele alınması, görüşülmesi ve oylanması konularında belirli prosedürler bulunduğundan bürokrasi siyasi mekanizmadan daha hızlı bir şekilde karar alabilmektedir. Bürokrasinin üçüncü güç kaynağı, daimi ve istikrarlı bir statünün avantajlarıdır. Siyasi iktidarlar değişir, fakat kamu bürokrasisi herhangi bir aksamaya meydan vermeden hizmetleri yürütmeye devam eder; memurlar görevlerinin başındadır. Bürokrasinin dördüncü güç kaynağı, kurum ideolojisidir. Kurum ideolojisi, bir örgütün kendi faaliyet alanında geliştirdiği yaklaşım, program, siyasa ve anlayışlardan meydana gelir. Bürokrasiler, kendi faaliyet alanıyla ilgili düşünce ve politikaları korumak ve geliştirmek için çalışırlarken, aynı zamanda yeni politikalar dizisini de kabul ettirmeye çalışırlar. Fakat iktidara gelen partinin ya da partiler koalisyonunun, eğer farklı görüşlere sahipseler, siyasalar konusunda mevcut bakanlık görüşünü ve memurların gizli ya da açık direnişlerini değiştirmekte zorlandıkları ya da tümüyle başarısız olmaları söz konusudur. Bürokrasinin beşinci güç kaynağı, öncekilerle irtibatlı olarak profesyonelliktir. Kamu yönetiminde "bürokrat" ve "teknokratlardan oluşan yeni bir "yönetici sınıf" ortaya çıkması, iyi yönetim konusundaki düşünceler, toplumdaki değerleri etkilemekte ve bugün toplumda, benzer iş tecrübeleri, değerleri ve çıkarları olan işletme ve kamu yöneticileri, önemli bir grup oluşturmaktadırlar. Bürokrasinin altıncı güç kaynağı, bir kurumun bakanlık modeli dışına çıkarak özerk olarak örgütlenmesidir. Kamu kurumlarının bazıları, bakanlığın hiyerarşik yapısı içinde örgütlenmemekte, özerk statülü birimler olarak yapılanmaktadır. Bu özerk yapıların ortaya çıkışı, siyasi iktidarın faaliyet alanında yer almakla beraber, onun günlük müdahalelerinden uzak, gücünü bir dereceye kadar sınırlayabilecek "kısmi iktidarlar" kurma düşüncesinin bir ürünü olduğundan bu kurumların iktidardan uzaklaşmasına neden olmakta bürokrasinin gücünü arttırmaktadır. Bürokrasinin yedinci güç kaynağı, planlama ve bütçeleme gibi teknik fonksiyonlarla ilgilidir. Planlama, bürokrasiye, kendi pozisyonunu güçlendirecek ve siyasi iktidarı etkileyecek teknik araçlar sunmakta; birçok önemli ve hassas konuların siyasi karar organlarının yetkisi dışına çıkarılmasına neden olmaktadır. Bütçeleme de, planlama gibi, bürokrasinin siyasi iktidar karşısında gücünü artıran bir başka araçtır.Bütçeleme, hem bürokratlara, hem de siyasetçilere, biri birini etkileyecek önemli araçlar sunmaktadır. Bürokratlar, uzmanlıkları nedeniyle bütçeleme sürecinde, siyasetçilere göre teknik üstünlüklere sahiptirler Son olarak, bürokrasinin kamu politikası kararlarında etkili olmasını sağlayan araçlardan biri de, danışma kurullarıdır. Danışma organlarının kullanılması, kısa vadede belki siyasi aktörlerin yararına hizmet edebilir. Dr. Mahmut Bozan-Türk Kamu Yönetimi

149 SİYASİ KURUMLARIN GÜÇ KAYNAKLARI
1. Siyasi kurumların meşruiyeti, 2. Kamu bürokrasileri için gerekli olan paranın bütçe süreci içinde dağıtılması yetkisine sahip olmaları, 3. Halkı temsil niteliği, 4. Alternatif uzman personel (özel danışmanlar), 5. Siyasi partiler.

150 BÜROKRASİNİN DEMOKRASİ AÇISINDAN TAŞIDIĞI OLUMSUZLUKLAR
Bürokrasi, toplumda çok büyük güç eşitsizlikleri ya da dengesizlikleri meydana getirmektedir. Bürokrasi, siyasi gücü artırmak ya da baskıcı bir devlet yönetimi oluşturmak isteyen siyasi ve bürokratik elitin aleti olabilir. Bürokrasi, siyasi bakımdan tarafsız bir kurum olması gerekirken, idari gücü ve yeteneği sebebiyle bundan sapabilmektedir. Demokrasinin "aracı kurumları" olarak nitelendirilen örgütler, özellikle gelişmiş ülkelerde, günümüzde çok daha bürokratik hale geldiklerinden gönüllü kuruluşlardaki bu bürokratikleşme eğilimi, demokratik katılımın bu önemli kaynağını verimsizleştirmektedir.

151 BÜROKRASİNİN DEMOKRASİYE KATKILARI
Bürokrasi, demokratik bir toplumda siyasi bozulmayı ya da yolsuzluğu azaltır; eşitlik, tarafsızlık ve yasallık gibi bazı demokratik değerlerin ve uygulamaların bekçiliğini yapar. Bürokrasilerde uygulanan rasyonel personel politikası, teknik niteliklere dayanacağı için, işe girme ve yükselmelerdeki adaletsizlikleri azaltır. Düşük yaşama standardının demokrasinin gelişmesini olumsuz yönde etkilediği de bir gerçektir. Toplumun büyük bir kısmı, asgari ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için geçim yolları arıyorsa, böyle durumda siyasi hürriyetlerin geliştirilmesi ve hatta korunması için gerekli ilgiyi gösteremez. Bu şartlar içinde olan kişilerin yönetime daha az katılmaları ve kendilerini ekonomik sefaletten kurtaracağını vadeden yalanlara inanma ihtimali yüksektir.

152 BÜROKRASİNİN OLUMSUZLUKLARI
1.Bürokratik personelin, verimli ve etkili çalışabilmesi için, kurallara sıkı bir şekilde bağlı kalarak hareket etmesi gerekir. Bu da, bürokratların, değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre hareket etme gücünü sınırlandırır. 2. Bürokraside memur, makinenin dişlisi gibidir; örgütün bir parçasına uyan ve bu amaçla kullanılan standart ve gayrişahsî bir varlıktır. Bu sebeple memur, bürokratik sistemin işleyişine müdahale ederek kişisel olarak düzeltme yapma imkânından faydalanamaz. 3. Bürokrasi, rasyonel düzenlemelere göre işleyen bir mekanizma olmayarak, bürokraside keyfi ve taraflı olarak konulmuş kurallar bulunmaktadır. 4. Bürokratik örgütlerde formel (resmi-şekli) yapı her şeyi ifade etmez. Uygulamada, informel (gayriresmi) yapı, formel yapının yerini almakta ya da onu alt üst etmektedir. 5. Resmi hiyerarşik otorite, bürokrasinin işleyişinde, teknik konularda uzman olan astlara bağımlı hale gelmektedir.

153 BÜROKRASİNİN OLUMSUZLUKLARI
6. Bürokratik örgüt yapısı, otoritenin üstlerde toplanmasını sağlamakta ve dolayısıyla, orta ve alt kademe yöneticilerinin öncelik kullanmalarına olanak tanımamaktadır. 7. Bürokrasi, rutin hale dönüşen bir görev ve işleyiş düzenine dayanır. Bürokrasiler genellikle muhafazakâr yapılardır. Bürokratik yönetimin verimsizliğinin temelinde, söz konusu düzenin değişen şartlara ayak uyduramaması ve kendi kendini yenileyememesi yatar. 8. Personelin, etkinlik ve verimlilik amacıyla konulmuş bulunan bürokratik kural ve teknikleri kullanmak suretiyle sorumluluktan kaçmaları mümkündür. Böylece, kendilerini kuralların kastettiğinden daha dar sınırlar ve kalıplar içine koyarlar. İşin şeklinin, aslından daha önemli olduğu kanısını uyandıran uygulamalar içine girerler, inisiyatif kullanmaktan kaçınarak çözümsüzlüğe iterler ya da "hayır" demeyi tercih ederler. 9.Bürokratik örgüt yapısı, zamanla kapalı bir sistem haline dönüşmekte ve verimsizleşmektedir.

154 BÜROKRASİNİN OLUMSUZ YÖNLERİNİN GİDERİLMESİ
Etkin dış siyasi denetim, Oldukça esnek örgütlenme, İyi bir liderlik ve yönetim, Kurum içinde yetki devri yoluyla orta ve alt düzeydeki yöneticilerin sorumluluklarının artırılması ve kırtasiyeciliğin önlenmesi, Adil personel yönetimi, İdare içi işbirliğinin geliştirilmesi, Örgütteki amaçların, yöntemlerin, işlemlerin, kuralların ve sonuçların devamlı olarak gözden geçirilmesi ve basitleştirilmesi, Kuralcılığa kaymayı önleyecek iyi bir iş ahlakı, Etkin halkla ilişkiler, İdarenin, ilgi, eleştiri ve denetim yoluyla, yönetim dışındakiler tarafından anlaşılmasının sağlanması, Yasal ve kurumsal olarak yönetimde açıklığın benimsenmesi, Kamunun küçültülmesi ve kamu kurumlarının rahat denetlenebilecek büyüklükte (ölçekte) tutulması, Kamu kurumlarının mümkün olduğu ölçüde rekabete açılmasıdır.

155 TÜRKİYE'DE BÜROKRASİNİN SORUNLARI
Bürokrasinin Örgütsel Sorunları Merkeziyetçilik Coğrafi merkeziyetçilik Örgütsel merkeziyetçilik Örgütsel Büyüme Yönetimde Gizlilik, Dışa Kapalılık Yönetimde Tutuculuk Bürokrasinin İşlemsel Sorunları Kuralcılık ve Sorumluluktan Kaçma Yönetimde Siyasallaşma ve Kayırmacılık Yolsuzluk ve Rüşvet Aracılar Yoluyla İşlemleri Yürütme


"Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları