Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

“SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME ve KALKINMA’’ NEDİR?

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "“SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME ve KALKINMA’’ NEDİR?"— Sunum transkripti:

1 “SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME ve KALKINMA’’ NEDİR?
“gelecek yönetimi için iletişim yönetimi” Ref./Gid.:3321 “SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME ve KALKINMA’’ NEDİR? KURUMSAL YÖNETİM AÇISINDAN NEDEN ÖNEMLİDİR? Hazırlayan: Elif SEÇKİN Her hakkı saklıdır / N’PR İletişim, 2009 Mnmnmn

2 GİRİŞ Dünyanın pek çok ülkesinde benzer şekilde ortaya çıkan çevre sorunlarının temelinde, ekonomi ve çevre arasındaki dengesizlik yatmaktadır. İnsanoğlu, bir yandan hızla gelişen bilim, teknoloji ve sanayi ile ekonomik açıdan yaşam kalitesini yükseltirken diğer yandan da doğaya zarar vermektedir.

3 son 35 yılda meydana geldi...
Plansız endüstrileşme, sağlıksız kentleşme, bölgesel savaşlar, tarımda kimyasal maddelerin bilinçsiz kullanımı ve gerekli önlemler alınmadan yoğun üretime geçen sanayi tesislerinin yarattığı kirlilik sonucu bugün karşımıza şu tablo çıkıyor; Dünyadaki mevcut kirliliğin %50’si son 35 yılda meydana geldi...

4 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9 milyar olması ve küresel ekonominin 135 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bugünkü değişim hızıyla devam edilirse bunu karşılamak için kaynaklar yetmeyecek, üç dünya gerekecek. Eğer tüm dünya batı ülkeleriyle eşdeğerde harcama yapsaydı bu harcamaları karşılayabilmek için beş dünyaya ihtiyaç olacaktı!

5 Türkiye’de son 40 yılda üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alan kaybedilirken, 61 canlı türü, nesillerinin tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Araştırmalara göre Türkiye’de üreyen dört kuş türünden biri barajlar nedeniyle yok olmaktadır. Su kaynaklarındaki azalma da geleceği tehdit eden öncelikli sorunlar arasında yer almaktadır; otomobil üretmek için 380 bin litre, bir dergi için 9 litre, bir kilo demire 100 litre su harcanmaktadır.

6 “Sürdürülebilirlik” SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK… Bu olumsuz tablodan hareketle,
ekonomik kalkınmanın çevreye zarar vermeden sağlanması gerektiğine dikkat çeken “Bugünkü nesillerin ihtiyaçlarının, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın karşılanabilmesi”ni ifade eden “Sürdürülebilirlik” kavramı ortaya çıkmıştır...

7 Bu yaklaşımla, Doğal kaynaklar verimli kullanılarak, Atıklar azaltılarak, Kaynakların tekrar kullanımı sağlanarak Gelecek nesillerin ihtiyaçlarına cevap verilmesi ve çevrenin sürekli şekilde korunmasının sağlanması hedeflenmektedir.

8 Ekonomik Sosyal Çevresel
Sürdürülebilir kalkınma sadece çevre korumanın ön plana çıktığı bir kalkınma anlayışını ifade etmemekte, kalkınmaya ilişkin bütün ekonomik, finansal, ticari, ve endüstriyel politikaların büyümeyi; Ekonomik Sosyal Çevresel açılardan sürdürülebilir kılmak amacıyla uyumlaştırdığı bir süreç olmaktadır.

9 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN GEÇMİŞİ
Stockholm Konferansı Ortak Geleceğimiz Raporu Rio Zirvesi Rio+5 Zirvesi Johannesburg Zirvesi

10 1972 yılındaki Stokholm Konferansı, sürüdürülebilir insani gelişimle ilgili dramatik
rakamların çarpıcı bir şekilde ortaya konduğu ilk ciddi adımdır. 16 Haziran 1972 tarihinde imzalanan bildirgeyle dünyanın doğal kaynaklarının hızla tükenmekte olduğuna dikkat çekilmiş ve üye ülke hükümetlerinin gerekli önlemleri alması önerilmiştir. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu WCED’in yayımladığı, “Ortak Geleceğimiz” başlıklı rapor, sürdürülebilir insani gelişme ve kalkınma ile ilgili temel ilkelere işaret etmektedir.

11 1992 yılında Rio’da toplanan Birleşmiş Milletler konferansı,
“Gündem 21” başlığıyla bu kez konuyu daha kesin ve net bir şekilde dünya kamuoyu ile paylaşmıştır. Birleşmiş Milletler’e üye 178 ülkenin devlet ya da hükümet başkanları Rio’daki bildirgeye imza atarak “sürdürülebilir insani gelişme ve kalkınma” ile ilgili taahhütte bulundular.

12 Rio’da alınan kararlar gözden geçirilmiştir.
1992 Rio konferansında yeterli ilerleme görülmemesi nedeniyle düzenlenen “Rio +5”, Haziran 1997’de New York’ta toplanmış ve Rio’da alınan kararlar gözden geçirilmiştir. Bu toplantıda özellikle sera gazları, toksik gazların atmosfere verilmesi, atıkların yönetimi ve sosyal içerikli konularda tüm dünyaya “kırmızı ışık” yakıldı.

13 “Sadece Kar Etmek İçin İş Yapma Dönemi Bitti”
15 Mayıs 2001 tarihinde Avrupa Birliği Komisyonu; “Daha iyi bir dünya için sürdürülebilir Avrupa” başlığı altında Avrupa Birliği’nin bu konuda izleyeceği stratejiyi ilan etti. Ekonomik, sosyal ve çevresel faktörler başlıkları altında değerlendirilen Avrupa Birliği stratejisinde, ihtiyaçların karşılanmasında sürdürülebilirlik, ilkesinin temel olduğu vurgulandı. 2002 yılının Ocak ayında, New York’ta Dünya Ekonomik Forumu’na katılan 36 büyük şirketin CEO’ları, bundan böyle şirketlerini “Sürdürülebilir insani gelişim ve kalkınma ilkeleri” ile yönetebileceklerine dair bir bildirgeye imza attılar. Birleşmiş Milletler’in benimsediği ve öncülük ettiği bu bildirge ile: “Sadece Kar Etmek İçin İş Yapma Dönemi Bitti”

14 Sürdürülebilir insani gelişim ve kalkınmayla ilgili temel yaklaşım ve uygulamaların gerçek anlamda masaya yatırıldığı en önemli toplantı, Eylül 2002’de toplanan BM’e üye ülkelerin temsilcileriyle sivil toplum kuruluşları ve özel sektörü temsil eden mesleki kuruluşlarının katılımları ile Johannesburg’da gerçekleştirildi. Sosyal adalet, kültürler arası diyalog, sağlık, açlık, yoksulluk gibi konuların “Gündem 21”e ek olarak kapsamlı bir şekilde tartışldığı bu toplantıda Millenium Development Goals (MDG) benimsendi. Gönüllü katılımcılığın teşvik edilmesinin altının çizildiği bu konferansta; temiz içilecek su, yeterli gıda, sağlık ve hijyen koşulları, uygun yaşam koşulları, enerji kaynaklarının geri dönüşümlü kullanımı biyolojik çeşitliliğini korunması alanlarında somut çalışmalara dikkat çekildi.

15 Sürdürülebirlik Kriterleri;
Kuruluşlar Düzeyinde Sürdürülebirlik Kriterleri;

16 İŞ DÜNYASINDA YENİ AKTÖRLER
Hangi ırk, dil, din, coğrafyadan olursa olsun insanoğlu yaşamın ortak değerleri etrafında buluşma noktasına geldi. Bu doğrultuda farklılaşan iş dünyasında, globalleşen markalar için toplum baskısıyla Sürdürülebilirlik politikalarının şirketlerin iş modeli haline gelmesi kaçınılmaz oldu... Peki “Bir şirketin çevresel, sosyal ve ekonomik açılardan sürdürülebilirliğe yaklaştığı veya uzaklaştığı nasıl belirlenecek?”

17 ISO 14031: Çevre Yönetimi - Çevre Performansı Değerleme Standardı
1999 yılından beri yürürlüktedir ve çevreyle ilgili 100’den fazla göstergeye yer vermektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Dünya İş Konseyi Eko-verimlilik ölçütleri geliştirmek üzere 1999 yılından beri çalışmalarını devam ettirmektedir. Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (Environmental Sustainability Index-ESI) Bu endeks 142 dünya ülkesi için geliştirilen ve çevresel sürdürülebilirlik alanındaki ilerlemeleri ölçmeyi hedefleyen bir araçtır. Dünya Ekonomik Forumu’nun “Geleceğin Küresel Liderleri Çevre Çalışma Grubu”, Columbia Üniversitesi Yerbilimi Bilgi Merkezi ve Yale Üniversitesi Çevre Hukuku ve Politikası Merkezi’nin ortak çalışmaları ile hazırlanmaktadır.

18 DOW JONES SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ENDEKSİ
Dünyanın en büyük borsalarından Dow Jones, 1998 yılında ikinci bir endeks açarak adını ‘’Dow Jones Sustainability Index ‘’ olarak ilan etti. Bu endeksle yatırımcılara ve finansal analistlere şirketleri sürdürülebilirlik performanslarına göre değerleyebilecekleri yeni bir araç sunulmuş oldu.

19 BORSALARIN YENİ OYUNCUSU “Sosyal Fonlar”
Endekslerin bu şekilde devreye girmesi sosyal fonları yarattı. 2000’ler artık sosyal fonlar için bir seçenek olmaktan çıkıp bir tercih noktasına gelinen yıllar oldu yılında sadece ABD’deki sosyal fonlar 2.5 trilyon dolara ulaştı ‘de bu rakamın 3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Avrupa pazarlarında ise; 2005 yılında 1 trilyon € olan sosyal yatırım fonlarının 1.6 trilyon €’ya ulaşacağı tahmin ediliyor.

20 GLOBAL REPORTING INITIATIVE (GRI)
Vizyonu ekonomik, çevresel ve sosyal performans konularının raporlanmasında finansal Raporlamada olduğu gibi rutin ve karşılaştırılabilir hale getirmek olarak özetlenebilen “Global Reporting Initiative” GRI; dünya çapında faaliyet gösteren kar amacı gütmeyen ve çoklu paydaşa sahip bir kuruluştur. Global Reporting Initiative (GRI), 1997 yılında kuruluşların kendi faaliyetlerinin, ürün ve hizmetlerinin, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarını rapor haline getirebilmeleri için Sürdürülebilirlik Raporlama Rehberini oluşturdu. Şirketler düzeyinde çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik ile ilgili faaliyet ve Sonuçların raporlanabilmesi için bir çerçeve sunan bu rehber ilk kez 1999 yılında yayınlanmış, ikinci ve gözden geçirilmiş versiyonu da 2000 yılında yayınlanmıştır. Ekim 2003 itibariyle 31 ülkede 314 şirket bu rehbere göre sürdürülebilirlik raporları hazırlamaktadır.

21 KÜRESEL İLKELER SÖZLEŞMESİ
Sürdürülebilirlik alanında geliştirilen çalışmaların en somutu iş dünyasını faaliyetlerini, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk bağlamında sürdürmeye ve raporlamaya davet eden; “Global Compact - Küresel İlkeler Sözleşmesi” olmuştur.

22 Global Hareket ile bağlantılı Global Anlaşma 26 Temmuz 2000 tarihinde resmen ilan edilmiş ve Birleşmiş Milletler ile 50 büyük şirketin yöneticisi tarafından kabul edilmiştir. Bugün anlaşma küçük büyük tüm şirketlere açıktır. Herhangi bir özel formatı olmamakla beraber bu konuda yapılacak kurumsal çalışmalarda, bu anlaşmanın ana değerlerine uymak ve bunu raporlamak şirketin kendi sorumluluğu ve işlevi altındadır.

23 Kyoto Protokolü`nü bugüne kadar 1179 ülke imzaladı.
Sera gazı emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen Kyoto Protokolü, imzalayan ülkelerin atmosfere saldıkları karbon ve karbondioksit, metan, nitrous oksit, sülfür heksaflorid, HFC’ler ve PFC’leri içeren 6 sera gazı miktarının, iklimi tehlikeye atmayacak seviyelerde dengede tutmasını öngörüyor. Bu protokole göre, sanayileşmiş ülkeler ile piyasa ekonomisine geçiş sürecindeki ülkeler atmosfere saldıkları sera gazı miktarlarında indirime gitmeyi kabul ediyorlar. Protokol, taraf olan sanayileşmiş ülkelere, yılları arasında 1990 seviyesine göre belirli bir sera gazı indirim hedefine ulaşmayı şart koşuyor. Ortalama yüzde 5.2 olan bu indirim hedefi ülkelere göre değişiyor. En yüksek hedefe sahip Avrupa Birliği yüzde 8`lik sera gazı indirim hedefini kabul etmiş durumda. Kyoto Protokolü`nü bugüne kadar 1179 ülke imzaladı.

24 2009 yılı Şubat ayında TBMM Genel Kurulu,
Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılmasına karar verdi, böylece Türkiye 2005 yılında yürürlüğe giren protokole 4. yılında katılmış oldu. Kyoto Protokolü`nden Türkiye`de aşağıda yer alan dönüşümler gerçekleşecek; Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5`e çekilecek Sanayi tesisleri daha az karbondioksit salmaları yönünde yenilenecek. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, nükleer enerji gibi karbon salımı az olan alternatifenerji kaynaklarına yönelim olacak Tükettiği yakıt oranı, ürettiği karbon oranından fazla olan ülkelerden daha fazla vergi alınacak.

25 Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen
Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri revize edilecek. Fosil yakıtlar yerine, biyoyakıt gibi çevre dostu yakıtlar kullanılacak. Endüstri, motorlu taşıtlar ve ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yenilenecek. Ulaşımda motorlu araçlar yerine raylı sistem ile, biyodizel ve elektrikli araçların oranı artırılacak. Çöp ve atık depolamada modern tesisler kurulacak. Sürdürülebilir orman düzenleme uygulamaları, ağaç dikimi ve ağaç takviyesine ilişkin teşvikler yapılacak

26 İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAKIŞI ...
Uluslararası sektörel odaklı denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri veren KPMG’nin 2008 yılı “Küresel İnşaat Raporu” dört temel konu üzerinde odaklandı; kaynak eksikliği, risk yönetimi, maliyet artışı ve sürdürülebilirlik...  Küresel, bölgesel ya da tamamıyla yerel faaliyette bulunan, ciroları 250 milyon dolar ile 30 milyar dolar arasında değişen müteahhitlik firmalarının CEO’ları ve üst düzey yöneticileri ile yapılan görüşmeler sonucu oluşturulan araştırmaya göre; Katılımcıların %70’i sürdürülebilir bir inşaat yaklaşımının kârlılığı artıracağına inanıyor %94’lük büyük bir çoğunluğu, sürdürülebilirliğin üst yönetim kademesi için “çok önemli” veya “önemli” olduğunu düşünüyor Araştırmaya katılan şirketlerin %44’ü sürdürülebilirlik ile ilgili faaliyetlerine faaliyet raporlarında yer verirken %30’u ayrı bir rapor altında topluyor.

27 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HERKESİN GÜNDEMİ…
İş dünyasının hızla değişen süreçleri içerisinde küresel pazarda varolabilmek için sürdürülebilirlik kavramının öneminin giderek belirginleştiği günümüzde, bu bilinci iş süreçlerinin bir parçası haline getirebilmeyi başarmış firmalar somut adımlar atmaktalar... - Petrol devi BP, 1990'daki seviyesine göre kendisinden kaynaklanan emisyonlarını %10 oranında azaltmayı taahhüt etmiş ve enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik önlemler ve iş yapma biçimindeki değişiklikler ile yılları arasında operasyonel emisyonlarını %10 oranında azaltılmıştır. Ayrıca BP küresel organizasyonu içerisinde “Alternatif Enerjiler İş Kolu”nu tesis ederek, bu konudaki yatırımlarını artırmış böylece daha az karbon emisyonuyla çevresel katkının artırılmasını sağlamayı amaçlamıştır.

28 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HERKESİN GÜNDEMİ…
- Dünya’nın lider hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden biri olan Unilever yıllarında üretilen ton başına kükürt dioksit emisyonunda %93, su tüketiminde %53, katık atık miktarında %65, enerji tüketiminde %2, karbondioksit salımında %47 azalma sağlamış. Unilever dünyada ve Türkiye’de bu alanda yaptığı tüm faaliyetlerini her yıl sürdürülebilirlik raporu ile yayınlıyor. - İnşaat sektörünün en büyük oyuncularından olan Bechtel sürdürülebilir gelişme kavramını tüm iş süreçlerine entegre etmiş firmalardan bir diğeri... Bechtel gerçekleştirdiği çevreye duyarlı konut projeleri ile Birleşmiş Milletler Yeşil Binalar Komisyonu tarafından verilen “Enerji ve Çevreye Duyarlı Dizayn” (LEED) alanında altın ve gümüş sertifikaların sahibi.

29 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HERKESİN GÜNDEMİ…
- İnşaat sektörünün lider firmalarından bir diğeri olan Skanska’da sürdürülebilir kalkınmanın öneminin farkında olan küresel aktörlerden… Sürdürülebilir Kalkınma ve Gelişme alanında faaliyet gösteren pek çok kuruluşun üyesi olan firma, 1995 yılından beri yürüttüğü çalışmalarını 2002 yılından itibaren, her yıl düzenli olarak raporluyor. 2003 yılında Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer bulan firma geliştirdiği çevreye duyarlı projelerle aldığı pek çok ödülün yanı sıra, tüm iş süreçlerinde sürdürülebilirlik anlayışıyla “4 Zero” (4 Sıfır) hedefini benimsiyor; Sıfır Kaza , Sıfır Çevre Zararı, Sıfır Etik Kural İhlali ve Sıfır Mali Zarar - Ülkemizde benzer bir anlayışla hareket eden firmalardan biri ENKA, yapılan düzenli denetim ve raporlamalar ve personel eğitimleri ile iş süreçlerinde “Sıfır Kaza” anlayışını benimsemiştir.

30 SON SÖZ… Günümüzde şirketler artık tedarik zincirlerinden başlayarak, zincirin son halkasına kadar sosyal sorumluluklarını yerine getiren bir modeli ile çalışmak durumundalar. İş dünyasının sosyal sorumluluk anlayışı hayır ve bağış işlerinden bir “iş modeli” haline dönüştü. Sürdürülebilirlik politikasına uymayan şirketlerin pazarda varolma şansları giderek azalırken, sadece para kazanmak ve kar etmek zihniyeti iş dünyasının değişen dinamikleri içinde artık “iflas” etti.

31 “gelecek yönetimi için iletişim yönetimi”
TEŞEKKÜRLER ...


"“SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME ve KALKINMA’’ NEDİR?" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları