Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Yasarken İz Bırakın METİN KAŞO Röportaj: SEVİL UTKU

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Yasarken İz Bırakın METİN KAŞO Röportaj: SEVİL UTKU"— Sunum transkripti:

1 Yasarken İz Bırakın METİN KAŞO Röportaj: SEVİL UTKU
"Mobilyanın, kültürleri zaman İçinde başka devirlere nakleden en iyi unsur" olduğunu her fırsatta dile getiren Metin Kaşo ve eşiyle, Caddebostan'daki evlerinde mobilya tasarımı ve dekorasyonda mobilyanın önemi üzerine konuştuk. ra Caddebostan'da ikinci mağazamızı açtık. Ben Suadiye'de doğup büyüdüğüm için burayı tercih ettik ve yoğun bir çalışma temposuyla, dolu dolu başarılı bir 1 5 yıl geçirdik. Metin, Levent'te bahçe içinde manolya ağaçlarının arasında, 900 m2'lik villayı mağaza yapmaya karar verince Mobilya tasarımına nasıl başladınız? Pervin Kaşo: Liseden sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna devam ettik. Bu okulda İç mimarlık ve Mobilya Tasarımı Bölümünü bitirdik. Öğrencilik yıllarında aile ve yakın çevremizden bazı kişilere ait ev ve ofis tasarımlarıyla mesleğimize ilk adımlarımızı atmaya başladık. Mezun olduktan sonra da bu tür çalışmalarımız devam etti. İlk mağazamızı, yılında Şİşli'de Metin Kaşo adıyla açtık. Yaklaşık olarak, yıldır bu mesleğin içindeyiz. Meslek hayatımız evliliğimizle beraber, iç içe devam etti, hep aynı ciddiyet, disiplin ve heyecanla emek vererek sürdürdük. Şişli mağazasının açılışından yedi yıl son- yepyeni bir koleksiyonla çalışmalarımıza burada devam etmeye başladık. Tasarım ve mimarideki çizginizi nasıl ifade edersiniz? Pervİn Kaşo: Bence bu bir bütün, eğitimlerimiz ve gözlemlerimiz. Metin ile beraber oluşturduğumuz alt yapının da etkisi var. Zamanla doğal olarak zevklerimizde birbiriyle iç içe geçti ve kendi çizgimizi yarattık. Müşterilerimiz de zaman zaman soruyorlar: "Pervin, bu tarza nasıl geldiniz?" Bu böyle bir tarz, bir sentez, bir geçmiş, alt yapı, görgü, zevk, eğitim, nosyon, kişiliğimizin ve birikimlerimizin bir sentezi diyebiliriz. Yani bunun içinde İngiliz, Fransız, Viyana, Osmanlı, Ampir, Biedermeier, Art Deco'yu görebilirsiniz veya hissedebilirsiniz. Ancak gördüğünüz bir bütün olarak "Metin Kaşo" tarzıdır. M.Ö. 1. yy.'da yaşamış olan Romalı mimaır Vitruvius "De Architectura" adlı yapıtında mimarlığı -sağlamlık, kullanışlılık ve güzellik- olarak tanımlıyordu. Belki de artık günümüzde modern mimariyle birlikte, mimarlık için söylenen bu kavramlardan bazıları değişti. Bu bağlamda bakarsak, böyle bir değişimin iç mimariye etkisi nasıl oldu? Metin Kaşo: Mimar imar eden demek-

2 tir. Dolayısıyla İç mimari için de insan yaşamı ile ortaya çıkmış, yaşadığı iç mekanın insana uygun olarak düzenlemesi bilimidir diye düşünebiliriz. Osmanlı yaşayış tarzında iç mimari bir bütün olarak algılanıyordu; mimari insanın yaşam biçiminden yola çıkılarak oluşturulmuştu. Evlerde cumba vardı, pencerenin köşesi çıkıntılıydı ve oradan kafanızı uzattığınızda camide minareyi, kapı çaldığında kapıyı çalanın kim olduğunu görebilir-diniz. Mimari insanın yaşama biçimine göre çözüm yaratmıştır. Mimarlar genelde dışardan içeriye bakarlar, binayı bîr oyuncak gibi ele alıp sonra da insanlara içeride yaşanması için bir takım yerler ayırırlar. Biz iç mimarlar ise, gerekli konforu ve ergono-mik ölçüler içinde tasarım yapmanın yollarını ararız. Yaşamlarımızın değişmesiyle de yakından ilgilisiniz. Bu değişim iç mimarların ve özellikle sizin çalışmalarınıza nasıl yansıyor? Metin Kaşo: Batılılaşmamızın yoğun olarak başladığı Tanzimat'la birlikte dışarıdan gelen yabancı diplomatlar, devlet adamları ve Levantenlerle saraylar için yapılan mobilyalarla Türkler mobilyayla tanıştılar. Sedir yerine, setre pantolon giyip koltukta oturma- ya başladılar. Mobilya genelde Fransa, İngiltere ve Viyana'dan geliyordu. Zaman içerisinde Macar, Ermeni, Rum, Yahudi ustalardan mobilya yapımını öğrenen Türk ustaların yaptığı mobilyalar ve bunların kopyaları ile Cumhuriyetin ilk dönemlerine gelindi. Mimarların ve bu ustaların birlikte çalışmaları ise ondan sonra başladı. Bir yazınızda "mobilyanın kültürleri zaman İçinde başka devirlere nakleden en iyi unsur" olduğunu söylemişsiniz. Bunu biraz açar mısınız? Metin Kaşo: Evet, XVI. Louis döneminden , Ampir döneminden, Napol-yon döneminden bir mobilyadan bahsederken, o dönemin yaşama tarzını da düşünebiliyoruz. Bir dönemin mobilyalarına bakarak, o zamanın yaşam tarzını anlarsınız. Aynı şekilde tam tersi de mümkündür. Yurt dışında mesleğinizi uygularken karşılaştığınız farklılıklardan bahseder misiniz? Metin Kaşo: Batı bizim yetmiş senedir geldiğimiz noktaya yüzyıllardır birikimleri ile çok önceden gelmiş. Örneğin, sadelik ve yalınlığı Japon tarzında bulmuşlardı. Artık Japon tarzının da önemini yitirdiğini görüyorum. Anadolu bir ölçüde her şeye sahip küçük bir dünya gibi. Dünyada ne varsa Anadolu'da da var aslında. Urartu, Hititler, Roma, Bizans, Selçuklular ve diğer bir çok uygarlık. Bu medeniyetler arkalarında bir çok yapıtlarını bırakmışlardır. Anadolu'da gezerken önlerinden geçiyoruz ve bazen farkında olmayabiliyoruz. Ancak mesela bir Amerikalının böyle bîr şansı yok. Maalesef zaman içerisinde Türk olarak hep batıyı kopya ettik. Biz şu anda Anadolu'da Osmanlı'dan sonra yaşayan Türkler olarak bütün kültürlerin etüdünü yapmalıyız. En önemlisi de globalleşen dünyada lokal kimliğimizle var olabileceğimizin düşüncesinde olmalıyız.


"Yasarken İz Bırakın METİN KAŞO Röportaj: SEVİL UTKU" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları