Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunuma başlamak için tıklayınız.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Sunuma başlamak için tıklayınız."— Sunum transkripti:

1 Sunuma başlamak için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Necip Hablemitoğlu Anısına Semra Kanat Sunuma başlamak için tıklayınız.

2 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Resimdeki millîlerimiz hakkında daha ayrıntılı bilgiyi şimdi artık emekli olan değerli bir komutanımızdan alıp, her biri ünlü masalcının (1) “Yiğit Kurşun Asker”ini anımsatan bu gençlere baktığımda, gözlerim doldu… Aslında gördüklerim, azmin timsali idi: Kalecilerin bir kolu, futbolcuların ise bir bacağı olmamasına mukabil, kendileri kanadyen (koltuk değneği) yardımıyla futbol oynayıp, hayatın tüm engellerine meydan okuyorlardı! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

3 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Ardından sanal âlemde çok güzel haberler buldum, komutanımızın deyimiyle bu “kaplanlarımız” hakkında. Yine de çakı gibi ve birkaç yıl evvel sapasağlam olan bu Vatan evlâtlarına bakarken boğazım düğümlendi, içim daraldı. Çünkü bu kırmızı-beyaz filizlerin çoğu -on dokuz kişiden on beşi- Güney-Doğu Gazilerimizden oluşuyordu. Fakat Bedensel Engelliler Federasyonu ile Türk Silâhlı Kuvvetleri bir araya gelip, ömrünün baharındaki “kınalı bacak ve kolluları”ı, “Ampute (2) Futbol Millî Takımı” adı verilen bir ruhta birleştiriyordu. Kendileriyle barışık, imkânsızlığı simgeleyen Gazilerimizin altın ayaklarının çoğu, mayın kurbanı; ama yiğitlerimiz hüzünlü değiller. Tek amaçları, sayıları yüz-yüz elliye ulaşınca, ülkemizde kendi alanlarında futbol ligi oluşturmak. Ancak, Türkiye’de engelli sporun gelişmesine katkı sağlayan tek kramponlu bu profesyonellerin desteğe ihtiyacı var. Çünkü kendilerini bir buçuk saatlik idmanın kesmediği, normal futbolculardan daha gayretli ve çalışkan bu gençlerimizin başarı sırrı: “Her şey Vatan için!” Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

4 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Bu büyük gönül ve cesur yüreklere bakarken, üzerlerinde titreyen, kendilerini “En büyük bizim asker!” sloganı ve davul zurna eşliğinde Peygamber ocağına uğurlayan, hakkı ödenmez fedakâr anne babalarını düşünüyorum… Aklıma, adını tarihe altın harflerle kazıyan, o unutulmayan, şanı büyük Paşamızın kendisi gibi büyük, ama az bilinen fedakârlığı geliyor… Plevne Savunmasıyla Ünlenen           Osmanlı-Rus Savaşında Rus Albay Arhangel'in Gazi Osman Paşa ( )        alayı, Plevne'de Türklerin tüfek ateşi altında yok oldu Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

5 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Plevne, 3 Aralık 1877… Tahliye emri alan Gazi Osman Paşa, kuşatma hatlarını batıdan yarıp, Sofya’ya çekilmeye karar verir ve lâpa lâpa kar yağan zifirî karanlık bir gecede, harp tarihinde “Huruç Harekâtı” diye anılan çıkış harekâtı başlatır… Kısa süre sonra emir subayı, Osman Paşa’ya, harekât esnasında 1. Bölüğünün tamamının Şehit olduğunu rapor eder. Hemen ardından aynı görevi devralan 2. Bölük de, komutanı dâhil, Şahadet şerbetini içer. Emir subayı bunu arz ederek, Gazi Osman Paşa’ya 4. Bölüğün görevlendirilmesini teklif eder. Nedeni, 3. Bölük Komutanının, Osman Paşa’nın oğlu olmasıdır. Fakat Osman Paşa, her babanın katlanamayacağı ender bir fedakârlık sergileyerek, keser: “Hayır! 3. Bölüğü görevlendirdim. Bunu iletin.” Çok zaman geçmeden, oğlunun Şahadet haberi gelir, bu sırada kendisi de yaralanmıştır. Lâkin yüreğinde pişmanlığın izi yok: Ne de olsa, Türk oğlu Türk! Ve günümüz Gazileri: Onlar, Türkün o yüce ruhunu taşırlar! Onlar, Vatan uğruna ölümü göze alıp, canını ortaya koyarlar! Bedenlerinin bir parçası onlar için ne ki?!... Ancak benim gücüme giden, bu gençlerimizin uğruna bedenlerini sakatladıkları ülkemde, buna sebep olanlara mâni olunmamasıdır! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

6 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Aşağıdaki ihanet belgesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet üniversitesinde asılma cür’eti yetmezmişçesine, altına “Öcalan siyasî irademizdir” yazılı bebek katilinin resimlerine gün boyunca müdahale edilmemesidir! Kantinlerine Türk bayrağı astıkları gerekçesiyle öğrencilere soruşturma açan üniversite yönetimlerinin, bölücülük yapanlara/yaptıranlara ses çıkarmamasıdır! Resimlerinde Türk bayraklı motifler bulundurduğu için 10 Nisan 2006 günü Çukurova Üniversitesinde 80 kişilik Pkk güruhunca basılan Embiya Çavuş’un “İnsanlığa Çağrı” sergisindeki tabloları. Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

7 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Embiya Çavuş, önce Silistre ve Arabistan’da savaşan, daha sonra “Çanakkale Mahşeri”nde bayrağa gereken kanını veren dedesinin ismini taşıyan, bayrak aşkını ve bu aşkın uğruna Belene’de cefalara katlanan, zulümler çeken, “İşte beynimin yapısı bu mübarek Türk Bayrağı üzerine kuruldu. O bayrak benden ne istediyse ben onu yaptım!...” diyen, 1926 Bulgaristan doğumlu gerçek bir Türk aydınıdır. DTP'li Tekçe’nin, “Pkk terör örgütü değildir.” diye palavralar atıp, cezalandırılmamasıdır! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

8 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

9 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Bugün meşrulaşma amacı güden Pkk’nın sadece ilk 14 yıllık sayısal terör karnesi akıllarda yer etmişken, bir türkücünün çıkıp da Pkk için, “Onlar da bizim evlâtlarımız!” beyanında bulunmasıdır! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

10 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

11 VATAN BORCU,NAMUS BORCU!
Bebek katiline af isteyen, soyadına anlam veremediğim DTP’li Ahmet. “Türkler, bir ırk ve millet olarak, yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.” La Martine Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

12 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! İzmir Barosu avukatlarından Sn. Fuat Turgut’un da altını çizdiği gibi, “Pkk hareketi, Türkiye’yi Türklere çok gören Batı emperyalizminin ve arkasına ‘gizlenmiş’ Siyonizmin hedefledikleri sonuçları almaya kilitlenmiş tam teçhizli büyük organizasyonudur. Pkk terör örgütü, gerek küresel bazda en büyük siyasî ve lojistik desteğe sahip olması ve gerekse yılları arasında insanımızı doğrayan Hınçak/Taşnak/Asala Ermeni örgütlerininkiyle aynileşen; hatta onları da geride bırakan katliam yöntemleriyle dünya tarihinde bir ilktir, bir benzeri daha yoktur! Bu denli büyük bir oluşumun doğal olarak psikolojik savaş tekniklerini de kullandığı tartışmasızdır. İtiraf edelim ki, Pkk, çok büyük olmasa bile, yöreden de destek bulabilmektedir. Pkk’nın uluslar arası boyutlu desteğini göz önüne aldığımızda görürüz ki, Türk Devleti sadece bir terör örgütüyle değil, bu örgütün şahsında ezelî ve ebedî düşmanımız Batı emperyalizmi ve arkasına gizlenmiş Siyonizmle, kısacası haçlı ordularıyla savaşmıştır ve hâlen de bu savaşımımız düşük yoğunlukta devam etmektedir…” Gerçek şu ki, Pkk’nın müsebbibi olduğu vahşet dolu manzaralar, tarihte Türk Milletine karşı işlenen, kanlı örgütün örnek aldığı katliam manzaralarından farklı değiller! İşte, 1821 Yunan Ayaklanması sırasında Mora’daki Türklerin barbarca yok edilişi ve sırıtan canavar Yunanlılar: Paralarını gizledikleri sanılan Müslümanlara işkence yapılıyor ve St. Clair’la Howarth, İngiliz Sömürgeler Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre, “Kollarıyla ayakları kesilerek ateşte yavaşça yakılıyorlardı”. Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

13 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! İşte, silâh kaçırmakta olan bir Bulgar komitacısı: Komitacılar kolaylıkla iki martini (3) kaçırabiliyorlardı. Onları yakalamak, büyük bir maharete mütevakkıftı. Bu hususta Rumeli Balkanlar’ında bu haydutlarla başa çıkmak müşküldü: İşte, Rumeli’deki çetecilerce katledilen masum Müslüman ahali ve “Biz komitacıları cinayetlerinden mesul değiliz” diyen, ancak ihtilâlci bayrağı altında toplanan komitacılarla birlikte yer alan zamanın Bulgar Başvekili, komitacı Kişov (işaretli olan)! Yani, haydutlar, Bulgar Başvekilinin hempalarıdır! İşte, büyük devletlerin teşvikiyle Osmanlı Devleti’nde kargaşa çıkarıp, güya devlet kurmak amacıyla ayaklanan ve akabinde II. Abdülhamid Han’a suikast düzenleyecek kadar ileri giden Ermeni tedhişçileri ve bunların katlettiği masum Türklerle kederli yakınları: Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

14 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Şükürler olsun ki, Gök Sultan, o hain girişimden tesadüf bir gecikme sayesinde şans eseri kurtuldu! Ancak son Osmanlı Sadrazamı Talât Paşa’nın şansı bu kadar yaver gitmeyip, kendisi 15 Mart 1921 Berlin Berlin’de bir Ermeni komitacısı tarafından vuruldu: O zamanki Agos’un adı, Yerpdasart Hapastan (Genç Ermenistan) idi ve o gazete müsveddesi Ermenileri isyana teşvik ediyordu! İşte, I. Dünya savaşında Doğu Anadolu’ya giren Rus birliklerinden destek alarak Müslüman halkı katleden, savunmasız ahaliyi camilere doldurup diri diri yakan Ermeni çetelerinin yaptıkları mezalimlerden sonra günümüzde çıkan toplu mezarlardan biri ve Muş’a iki saat mesafedeki Şironik Köyü yakınında tespit edilen silâhlı Ermeni silâhlarını vermemek için polisle çatıştığını belgeleyen telgraf metni: Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

15 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! İşte, yılları arasında Anadolu’da, Kafkaslar’da Ermenilerce Türklere uygulanan soy kırımı listesi (katledilen Türklerin toplamı ’tir; burada sadece bin ve üzerindeki kurban sayısını sunuyorum): Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

16 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! İşte,Embiya Çavuş’un bir başka çok anlamlı tablosu: Kan içici, kıyıcı Pkk = Asala! Ve işte, bölücü başının infial uyandıran son reklâmı: Piyasaya birkaç ay önce sürülen bir albümün kapak resmiyle bu kervana son katılan “biz”, yani “iz”, yani it terörüne övgü! İlk bakışta harflerden pek bir şey anlaşılmıyor, çünkü görünürde olan, güya çalışmaktan nasır tutan, tütün saran iki el. Oysa dikkatli bakınca, görülen “iz” şudur: Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

17 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Bu ne kendini bilmezlik; bu ne küstahlık, bu ne azîz Vatan evlâtlarına hakaret?!... “Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir.” William Martin Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

18 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır” misali, bizler yurt edinirken, ileride komşularımızın başımıza açacağı belâları hiç düşünememişiz! Bu suretle, ilkin Gündüz Aktan’ın “Dora Dora”sından (Radikal, 20 Nisan 2006) tanıdığımız, akabinde 9-12 Haziran 2006 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen “4. Türk-Yunan Gazetecileri Toplantısı (sözüm ona, ‘Medya Konferansı’!)”na katılan ve “İyi ilişkilerimiz, Türkiye’ye güven duymamıza bağlı” (10 Haziran 2006, TRT 2, Canlı Yayın) lâflarıyla gözümüzü boyamaya çalışan Dışişleri Bakanı Bakoyannis’in temsil ettiği bir ülkeye komşu olmuşuz! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

19 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! İyi hoş da, sayın Pandora, yorum gerektirmeyen yukarıdaki resimlerle, "it dalaşı" diye tarif edilen uçak yakınlaşma-çarpışmaları bir yana, “Megali İdea (Μεγάλη Ιδέα, )” ile “Enosis (Ένωσις)”in bankası olup, Türk Finansbank’ı satın alan millî bankanızın kendisini tanıttığı kitapta (4) yer alan şu iki haritaya bakacak olursak, iyi niyet -güven- tek taraflı olmaz ki!... Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

20 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Haritaların ilki, Yunanistan’ın bugüne dek geçirdiği tarihî evreleri, yani biz, Türklerden aldıklarını; ikincisi ise, 1920’de kaybettikleri yerleri almayı hedeflediklerini ve ayrıca İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Yalova'nın bir kısmını, yani “Bizans”ı yeni hedef hâline getirdiklerini gösterir. Kaldı ki, Finansbank satışına TO WIMA gazetesinin attığı başlık, “ETHNİKİ TÜRKİYE’YE NASIL SIZDI?”, APOYEVMATINI gazetesinin manşeti ise, "TÜRK BANKACILIK PAZARINA ETHNİKİ (ulusal) SIZMA" oldu! Çok manidar, değil mi? Gel de, “Böyle komşu düşman başına” deme!... “Tek şey önemliydi onun için: Dünyanın bütün zenginliğine el koymak.” Justinianus (5) hakkında Prokopius Güven karşılıklı gelişen bir olgudur: Bu ve benzer haritalar çizerek yurdumuza karşı çirkin emeller besleyen ülke -ister yakın olsun, ister uzak, fark etmez!- güvenimizi sağlayamaz, dostumuz da olamaz! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

21 Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! Muharref Tevrat'a göre Yahudiler için “Vaat edilmiş Topraklar Sınırı” şöyle: Tekvin Bab: 16 Alet:18 S.13: 18 - O günde Rab Abramla ahdedip dedi. Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar, bu diyarı senin zürriyetine verdim. (Sınırları çizilen bu kara parçası Tevrat'ta, “Kenan Ülkesi” olarak adlandırılıyor.) Tesniye Bab: 12 Ayet: S.189: 23. O zaman Rab bütün milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. 24. Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak; sınırınız çölden ve Lübnan'dan, ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Kenan ülkesi, Filistin, Lübnan, Ürdün, Suriye, Mısır, Irak, İran ve Anadolu’yu içeriyor… Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

22 VATAN BORCU,NAMUS BORCU!
Bakanlar Kurulunun 27 Haziran 2005 tarihli kararıyla mayınlı arazilerin temizletilmesi öngörülmüştü. Bu işi alacak firmanın ihale şartnamesine göre, “49 seneliğine bu topraklarda organik tarım yapabilme ruhsatı kazanması”, organik tarımda uzmanlaşmış olan İsrail’in İsviçre firmalarını taşeron olarak kullanıyor olması, bu arazilerin ileride “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” bağlamında “Siyonist Kürt devleti”ne mi devredileceği sorusunu gündeme getirdi. Vaşington Post gazetesinin yorum gerektirmeyen haritası… Çünkü bizler, Anıtkabir’de sergilenen, bize topraklarımızın beşte biri bırakılan o ibretlik Sevr haritasını unutmuş değiliz! Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

23 VATAN BORCU,NAMUS BORCU!
Mamafih, biz, sınır boylarımızda dolaşarak salyalarını akıtan aç sırtlanlara en son Kurtuluş Savaşında dersini verdik! Bu yüzden “kınalı” kahramanlarımıza bakarken, mahut tasarılardan ziyade, benim kanıma dokunan, toprak ve tesislerimizin içeriden peşkeş çekilmesidir! Yani, ikinci bir Truva’nın yaratılmaya çalışılması!... Emperyalistlerin iştahını kabartan Vatan topraklarımız! Dile kolay, AİHM’nin 14 Aralık 2000 tarihli “dostane” çözüm kararına ilişkin Danıştay’ın tüm itirazlarına rağmen, Fransa’da yasa dışı sayılan Asompisyon Rahipler Topluluğu temsilcisi rahip Alain Fontaine adına, 15 Haziran 2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ve söz konusu kararın gizli kalması şartı ile, bir çırpıda 50 trilyonluk metre kare arazi intifa hakkı tanınması! “Vakıflar Yasası”adı altında, Türkiye'de tek bir cemaati bile bulunmayan Asompisyon Tarikatına gizlice Vatan toprağı tahsis edildi. Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

24 VATAN BORCU,NAMUS BORCU!
Rumeli tabiriyle, “benim en çok kahrıma giden”, Milletin aslinin kanını döktüğü Vatan için vekilinin çıkıp, “Ülkenin işgal altına girdiğini söylüyorlar. Gelsinler işgal etsinler!” demesi! Yani, Devletin bekasını koruyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalmasını sağlayan ve vicdanî retçilere inat “Vatan borcu, namus borcudur!” diyen tertemiz Vatan evlâtlarının hayatlarının çalınması! Yani, Allah’ın verdiği cana, kulun kastetmesi!... Türklük uğruna idama mahkûm edilen Embiya Çavuş’un, 13 Kare Sanat Festivalinden bir başka tablosu. ________ (1) Danimarkalı masal yazarı Hans Christian Andersen ( ). (2) Kol ve bacaklardan birinin eksikliği. (3) Martini, İt. özel adından; tek kurşun atan bir çeşit tüfek. S.K. (4) “Greek Banknotes A Journey ( )”, Yunanistan Millî Bankası (National Bank of Greece) (5) Bizans İmparatoru Jüstinyen Sonraki sayfayı görmek için tıklayınız.

25 RUHUNUZ ŞAD OLSUN, VATAN SİZE MİNNETTARDIR!
VATAN BORCU,NAMUS BORCU! TÜRK ŞEHİTLERİNE... RUHUNUZ ŞAD OLSUN, VATAN SİZE MİNNETTARDIR! 14 Ağustos Ankara Makalenin yayımlandığı TDAV Tarih Dergisi. Temmuz 2006 MAKALE: Semra Kanat SUNUM: Fatih Arıkan Sunum bitti, Kaynakları görmek için tıklayınız.

26 Kaynaklar: TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Faaliyetler Sayfası, “Futbol Engel Tanımıyor”, 3 Ocak 2006/Sabah, “Türkiye'nin Altın Ayakları”, Bahtiyar Türker, “Liderlik…”, Elma Yayınevi, 2004 Ahmed Cevad, “Balkanlar’da Akan Kan (Kırmızı Siyah)”, Şamil Yayınevi, İstanbul Yaşadıkça, Batuhan Çolak, “Öz Yurdunda Garipsin, Öz Yurdunda Parya”, 5 Haziran 2006, Servet Kabaklı, “Bölücü Pkk hainine ifade hürriyeti var da!...”, Gün Işığı, Adana'da 80 Kişilik Bir Grup “İnsanlığa Çağrı” Resim Sergisini Bastı, 20. Yüzyıl Ansiklopedisi - I, Tercüman, İstanbul 1990 “Ermenilerin Yalan Lobileri”, Politika Dergisi, Ankara/Mart 2001 “Türklere Uygulanan Soy Kırımı Listesi”, Devlet Arşivleri Şükrü Karaca, “Bayrak Aşkı ve Belene Mahkûmunun Hâtıraları”, Orkun 75. Sayı, “13 Kare Sanat Festivali, Altınkoza etkinlikleri kapsamındaki festivalin konuğu Bulgaristan”, TRT/Haber, “Türk Dünyasının Yaşadığı Dramın Sanat Belgesi”, Muğla Gazetesi muhabiri Hüseyin Atılgan’ın, Av. Fuat Turgut ile yaptığı Söyleşi (5-10 Nisan 2006) Hasan Demir, “AKP Tarafından Gizlice Asompisyon Tarikatına Verilen Vatan Toprağı”, 7 Haziran 2006/Yeniçağ Erhan Afyoncu, “On Soruda 93 Harbi”, Popüler Tarih, Aralık 2000 Konu:  bilgi edinme talebi Tarih: 25 Nisan 2006 Sayın Semra Kanat, Bilgi edinme talebinizin yanıtı ilişikte sunulmuştur. Bilginize sunulur Dışişleri Bakanlığı Bilgi Edinme Birimi Malta'nın Vittoriosa şehrindeki Osmanlılardan kalma bir topun üzerindeki Türk bayrağına ayağıyla basan bir papazı tasvir eden heykel bir grup vatandaşımız tarafından görülerek şikâyet konusu edilmiştir. Yapılan araştırmadan Vittoriosa'da iddia edildiği şekilde bir heykel bulunmadığı belirlenmiştir. Söz konusu heykel, o şehirde her yıl yapılan St. Dominic Festivali için hazırlanan ve festival süresince şehrin çeşitli yerlerinde sergilenen fiberglastan yapılma bir nesnedir. St. Dominic Festivali her yıl Ağustos ayının sonunda yapılmaktadır. Heykeldeki kişi, 15. yüzyılda yaşamış bir Katolik liderdir. Heykeller Dominikan Kilisesi'nce sipariş edilmekte ve festival sonunda kaldırılarak depolarda muhafaza edilmektedir. Bu tür heykellerde, resmedilen kişinin tarihteki önemine ve yaptıklarına atıfla bazı semboller kullanılmaktadır. Heykeldeki kişi için de, Osmanlılarla mücadelede önemli rol oynadığından, bir top ile Osmanlı bayrağı niyetine Türk bayrağının sembol olarak kullanıldığı söylenmiştir. Konu hakkında Malta makamları nezdinde girişim yapılarak, bayrağımızın yakışıksız bir tarzda kullanımından duyduğumuz rahatsızlık iletilmiş ve böyle bir hadisenin tekerrür etmemesi için gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir.    Konu: Malta Olayı/Teşekkür Tarih: 30 Mayıs 2006 Değerli Dostlar, Meşum Malta olayı konusunda Dışişleri Bakanlığımızdan uzun süredir beklediğim makul yanıt, bugün nihayet tarafıma ulaşmış olup, ilişikte dikkatinize sunulmuştur. Bayrak mücadelesine omuz vererek ülkemizin sahipsiz olmadığını gösteren tüm duyarlı vatandaş ve ilgililere huzurunuzda teşekkür eder; bundan sonra yetkililerimizin, yurt dışında bulunan Şehitliklerimiz konusunda da aynı hassasiyeti göstermelerini dilerim. Saygılarımla, S. KANAT Tarih 30 Haziran 2006 Subject: Malta'daki heykel Sayın Bay/Bayan Bir süre önce Malta'nın Vittoriosa şehrindeki Osmanlılardan kalma bir topun üzerindeki Türk bayrağına ayağıyla basan bir papazı tasvir eden heykel ile ilgili olarak Birimimize başvuruda bulunmuştunuz Bilindiği üzere Malta makamları nezdinde girişim yapılarak, bayrağımızın yakışıksız bir tarzda kullanımından duyduğumuz rahatsızlık iletilmiş ve böyle bir hadisenin tekerrür etmemesi için gerekli tedbirlerin alınması istenmişti. Malta makamları tarafımıza, hükümet dışı bir kuruluş tarafından düzenlenen bir dini festival çerçevesinde sergilenen sözkonusu papaz heykelinin ayağının altında resmedilen bayrak figürünün, üzeri tümüyle boyanmak suretiyle iptal edildiğini ifade etmiş, ayrıca festivali düzenleyen komitenin özürlerini iletmiştir. Heykel'in yeni şeklini gösteren fotoğraflar ilişikte sunulmuştur. Saygılarımızla. “Mora Katliamı”, HEDDAM, “Yunan Ayaklanması Günlerinde Mora’daki Türkler Nasıl Yok Edildiler?”, “Karanlıkta Kalmış Gizli Tarihî Sırlar”, Kadri Çelik, “Nihayet Sınırlar İsrail’e Teslim!”, Sevr haritası, dün: bugün: “Terörle Mücadelede Mehmetçik, Unutulan Fotoğraflar - 3. Bölüm”, 52. resim/Vatan Sağ Olsun Dergisi Ahmet Erimhan, Müslim Karabacak, Prokopius, “Bizans’ın Gizli Tarihi”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2001 Behçet Dalmaz, “DTP’li Tekçe: Sözlerimin arkasındayım”, 4 Haziran 2006/DHA Teşekkür: “Ampute Millî Takımı Kampı” başlıklı sunumla verdiği bilgiler için ismi bende saklı emekli komutanımıza ve Muğla Gazetesindeki Söyleşiyi elmek ile şahsıma gönderen Av. Fuat Turgut’a teşekkürlerimi sunarım. S.K. Not: Dergimizin Mayıs 2006 sayısında değindiğim Malta’daki Bayrak meselesine ilişkin herhangi bir gelişme tarafıma ulaşmayınca, Dışişleri Bakanlığı Bilgi Edinme Birimine ikinci kez başvurma gereğini hissettim. Bu konudaki yazışmalar aşağıdaki gibidir: Konu: Yunanistan, Malta... - Sahipsizlik, Umursamazlık!... Tarih: 26 Mayıs 2006 Sayın yetkili, Değindiğim konularda hâlâ bir cevap, olumlu bir gelişme, güzel bir müjde bekliyorum: Saygılar, S.KANAT

27


"Sunuma başlamak için tıklayınız." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları