Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Dr.Burak Paçacı. Ülkemizde bulunan başlıca antihiperglisemik ilaç grupları; biguanidler, insülin salgılatıcılar (sekretogoglar), tiazolidindionlar, insülinmimetikler.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Dr.Burak Paçacı. Ülkemizde bulunan başlıca antihiperglisemik ilaç grupları; biguanidler, insülin salgılatıcılar (sekretogoglar), tiazolidindionlar, insülinmimetikler."— Sunum transkripti:

1 Dr.Burak Paçacı

2 Ülkemizde bulunan başlıca antihiperglisemik ilaç grupları; biguanidler, insülin salgılatıcılar (sekretogoglar), tiazolidindionlar, insülinmimetikler (inkretin-bazlı ilaçlar), alfa glukozidaz inhibitörleri ve sodyum glukoz ko-transporter 2 inhibitörleri (glukoretikler; gliflozinler)’dir. Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan diğer ilaçlardan insülinmimetik etkili bir amilin analoğu olan pramlintid ile dopamin-2 agonisti olan hızlı etkili bromokriptin ve safra asidi sekestranı olan kolesevelam ise glukoz düşürücü olarak hafif-orta derecede etkinliği olan ilaçlar olup ülkemizde diyabet tedavisi için onaylı değildir. Oral antidiyabetikler (OAD) ve insülin-dışı injeksiyon formunda kullanılan ilaçlar gebelikte kullanılmaz (çoğunun gebelikte kullanımı ile ilgili yeterli veri yoktur ya da kontrendikedir).

3 Bu grupta sentetik guanidin türevi olan metformin ve fenformin yer almaktadır. Fenformin laktik asidoza yol açması nedeniyle 1970’lerde kullanımdan kaldırılmıştır. Metformin, Tip 2 diyabette, karaciğerde artmış olan glukoneogenezi inhibe eder, lipid ve kolesterol biyosentezi üzerine de baskılayıcı etkisi vardır. Metformin, ayrıca barsaktan glukoz absorpsiyonunu azaltır ve iştahı kısmen baskılar. Son yıllarda mikrobiyota üzerine de olumlu etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Uzun süredir kullanımda bulunması ve düşük maliyetli olması nedeniyle, metformin ile geniş bir klinik deneyim mevcuttur. Hipoglisemi riskinin düşük olması ve kilo açısından nötr olması ya da hafif kilo kaybı etkisinin olması ile avantaj sağlar. Kardiyovasküler (KV) olay riskini azalttığı da gösterilmiştir.

4

5 Gastrointestinal irritasyon (gaz, şişkinlik gibi yan etkiler genellikle geçicidir) Abdominal kramp Diyare Ağızda metalik tad B-12 vitamin eksikliği (vakaların %16’sında görülür). Periyodik olarak B-12 vitamin düzeyinin ölçülmesi önerilmektedir. Düzeyin düşük olduğu, özellikle nöropati gelişmiş vakalarda B-12 vitamin replasmanı gerekir. Laktik asidoz (insidans <10/100.000 hasta yılı)

6 İleri derecede renal fonksiyon bozukluğu varsa (eGFR <30 ml/dk ise) Karaciğer yetersizliği Laktik asidoz öyküsü Ağır hipoksi, dehidratasyon Kronik alkolizm KV kollaps, akut miyokard infarktüsü (Mİ) Ketonemi ve ketonüri Tedaviye dirençli (sınıf 4) konjestif kalp yetersizliği Kronik pulmoner hastalık (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) Periferik damar hastalığı Major cerrahi girişim Gebelik ve emzirme dönemi İleri yaş (bazı otörlere göre >80 yaş)

7 Bu grupta, pankreas b-hücrelerinden insülin salınımını artıran SU ve etki mekanizması benzer ancak etki süresi daha kısa olan glinid (GLN; meglitinid) alt grupları yer alır. SU grubu ilaçların mikrovasküler komplikasyon riskini azalttığı gösterilmiştir Güncel kullanımdaki SU grubu ilaçların etkileri, ilk üretilenlere kıyasla daha kısa süreli ve daha stabildir. Bununla beraber etkinlikleri çok uzun süreli değildir. GLN grubu ilaçların, etki süreleri kısadır ve APG üzerindeki etkileri zayıf olup PPG’yi düşürmekte daha etkindir. Her ana öğün öncesi kullanılırlar.

8

9 Hipoglisemi Kilo artışı Alerji Deri döküntüleri Alkol flushing Hepatotoksisite Hematolojik toksisite (agranülositoz, kemik iliği aplazisi)

10 Tip 1 diabetes mellitus Sekonder diyabet (pankreas hastalıkları vb. nedenler) Hiperglisemik acil durumlar (DKA, HHD) Gebelik Travma, stres, cerrahi müdahale Ağır infeksiyon SU grubu ilaçlara alerji Ağır hipoglisemiye yatkınlık Dekompanse karaciğer ve son dönem böbrek yetersizliği

11

12 Bu grup ilaçlar, insülin etkisini artırmak suretiyle periferik dokularda glukoz outputunu artırır, hepatik glukoz üretimini ise bir miktar düşürürler. Bu etkilerini, hücresel düzeyde nükleer transkripsiyon faktörü PPAR-g’yı aktive etmek suretiyle gösterirler. Böylece periferik dokularda insülin direncini azaltır, kısmen insüline duyarlılığı artırırlar. A1C’yi düşürücü etkileri yüksektir. Ayrıca bazı çalışmalarda birkaç mmHg’lık KB azalması sağladıkları gösterilmiştir. Bu gruptan, ülkemiz piyasasında yalnızca pioglitazon (PİO) mevcuttur. Hipoglisemi yapmaması, HDL-kolesterolü yükseltmesi ve trigliserid düzeylerini düşürmesi ile avantaj sağlar. PİO’nun sekonder KV olay ve inme riskini azalttığı gösterilmiştir

13 Ödem Anemi Konjestif kalp yetersizliği (özellikle yoğun insülin tedavisi ile birlikte kullanıldığında) Sıvı retansiyonu Kilo artışı LDL-kolesterol artışı (rosiglitazonda daha fazla) Transaminazlarda yükselme Graves oftalmopatisi olan hastalarda, TZD grubu ilaçlar oftalmopatiyi alevlendirebilir. Postmenopozal kadınlarda ve ileri yaştaki erkeklerde kırık riskinde artışa ve kemik kitlesinde azalmaya yol açtıkları bildirilmiştir. Gözlemsel çalışmalarda, PİO’nun erkeklerde mesane kanseri riskinde minimal bir artışa neden olduğu ileri sürülmüşse de daha sonra açıklanan çalışmalar bu kaygıları büyük ölçüde gidermiştir. Ancak yine de, aktif mesane kanseri bulunan hastalarda PİO kullanılmaması; mesane kanseri öyküsü bulunan veya kronik hematürisi olan hastalarda ise PİO kullanımına, risk-yarar oranına bakılarak karar verilmesi, mümkünse kullanımından kaçınılması tavsiye edilmektedir.

14 Alanin amino transferaz yüksekliği (ALT >2.5 x normal üst sınır) olan vakalar Konjestif kalp yetersizliği Kronik ileri böbrek yetersizliğinde kontrendike değildir fakat ödem riski nedeniyle tercih edilmemelidir. Gebelik Tip 1 diyabetliler Maküla ödemi riski bulunan kişiler Adolesanlar ve çocuklar

15 Alfa glukozidaz inhibitörleri (AGİ), intestinal a-glukozidazı kompetitif olarak inhibe etmek suretiyle polisakkaridlerin enzimatik degradasyonunu azaltarak karbonhidratların sindirimini yavaşlatır ve absorpsiyonunu geciktirir. Başlıca avantajları; tokluk kan glukozunu düşürmesi, hipoglisemi riskinin düşük olması, kilo açısından nötr olması ve sistemik etkilerinin bulunmamasıdır. AGİ grubunda yer alan ilaçlardan, ülkemiz piyasasında yalnızca akarboz bulunmaktadır. Akarboz’un KV olay riskini azalttığı gösterilmiştir. Akarboz’un sistemik etkilerinin olmaması bir avantajdır; ancak günde üç kez ana öğünlerden önce almayı gerektirmesi, glisemiyi düşürmede orta etkinlikte olması ve gastrointestinal yan etkileri dolayısıyle hasta uyumunun düşük olması gibi nedenlerle uzun süreli kullanımı zordur

16 Şişkinlik, hazımsızlık, diyare Karaciğer enzimlerinde reversibl artış Nadiren, demir eksikliği anemisi İnflamatuvar barsak hastalığı Kronik ülserasyon Malabsorpsiyon Parsiyel barsak obstrüksiyonu Siroz Gebelik Laktasyon 18 yaş altı diyabetliler

17 Tip 2 diyabette önemli defektlerden birisi de inkretin hormonların (GLP-1 ve GIP) düzeyi ve/veya etkisinin azalması ve glukagon sekresyonunun inhibe edilememesidir. Bu grupta yer alan, inkretinmimetik glukagon benzeri peptid-1 reseptör agonistleri (GLP-1A: Glucagon like peptid-1 receptor agonists) inkretin hormonları taklit ederek, inkretin etkisini artıran dipeptidil peptidaz-4 inhibitörleri (DPP4-İ) ise inkretinlerin degredasyonunu inhibe ederek etki gösterirler. Bu etki, glukoz-bağımlı olduğu için, monoterapide hipoglisemiye yol açmazlar. Bununla beraber, sekretogoglara (SU/GLN) veya insüline ilave olarak kullanıldıklarında hipoglisemi görülebilir. Bu sebeple, kombinasyon tedavisinde ilk ilacın dozu azaltılmalıdır.

18 Bu grup ilaçlar, GLP-1 reseptörlerini aktive ederek pankreas b-hücrelerinin glukoza duyarlılığını artırır, a-hücrelerinden glukagon sekresyonunu baskılar, gastrik boşalmayı geciktirir ve doyma hissini artırırlar. İnsülin sekresyonunu glukoza bağımlı olarak artırdıkları için hipoglisemi riski düşüktür. Ek olarak bu ilaçlar, sistolik KB’yi birkaç mm Hg düşürmesi ve aynı zamanda bir miktar kilo kaybı (ortalama 2-4 kg) da sağlamaları nedeniyle injektabl olmalarına rağmen, kullanım alanı bulmaktadır; s.c. injekte edilirler. Özellikle obez (BKİ≥30 kg/m2) olan tip 2 diyabetli hastalarda 2. ve 3. basamak tedavide tercih edilirler. Obez hastalarda eksenatid, liraglutid ve liksisenatidin bazal insülin ile birlikte kullanıldığı çalışmalardaki sonuçlar, hem daha düşük insülin dozlarında glisemik kontrol sağlandığını hem de insüline bağlı kilo artışının olmadığını ya da minimal olduğunu göstermektedir.

19 Bulantı, kusma (genellikle zamanla hafifler) Daha sık diyare yapmasına karşın konstipasyon da görülebilir. Kalp hızında minimal artış Pankreatit, pankreas malignitesi ve safra taşı oluşumu Liraglutid ile yapılan deneysel çalışmalarda tiroid bezinde C- hücre hiperplazisi tespit edilmiştir. Her ne kadar bu durumun, kemirgenlere özgü olduğuna dair veriler varsa da GLP-1A grubu ilaçlar medüller tiroid kanseri bakımından ek izleme kapsamına alınmıştır. Şüpheli hastalarda kalsitonin bakılması ve gereğinde ileri tetkik yapılması önerilmektedir. Semaglutid ile diyabetik retinopatide kötüleşme bildirilmiştir.

20 Pankreatit öyküsü Aşikar gastrointestinal hastalık (gastroparezi, yakın zamanda kolelityaz ya da safra yolları hastalığı veya ileri derecede gastroözefagiyal reflü hastalığı vb.) Ailesinde veya kendisinde medüller tiroid kanseri veya tip 2 multipl endokrin neoplazi (MEN tip 2) sendromu Ailesinde pankreas kanseri Gebelik ve laktasyon

21 İnkretin artırıcı ilaçlar, endojen inkretinlerin yemek sonrası yıkımını, DPP-4’ü inhibe etmek suretiyle geciktirerek endojen GLP-1 ve GİP düzeylerini yükseltir, insülin sekresyonunu glukoza bağımlı olarak artırır, alındıktan sonraki postprandiyal glukoz düzeyini ılımlı miktarda düşürür ve glukagon sekresyonunu baskılarlar. Bu grupta yer alan DPP4-İ (sitagliptin, vildagliptin, saksagliptin, linagliptin ve alogliptin) oral olarak verilmek üzere geliştirilmiştir. DPP4- İ grubu ilaçlar; metformin, SU, PİO veya insülin ile yeterli glisemik yanıt sağlanamayan tip 2 diyabetli hastalarda 2. veya 3. basamakta kullanılabilmektedir. Genellikle günde bir kez (vildagliptin iki kez) kullanılırlar; kilo açısından nötr etkili olmaları ve hipoglisemi yapmamaları en önemli avantajlarıdır. Klasik OAD’lere (SU, metformin) göre daha maliyetli ilaçlardır.

22 ÜSYE benzeri yakınmalar Eklem ağrıları Baş ağrısı Nadiren pankreatit, büllöz pemfigoid, kutanöz vaskülit, interstisyel akciğer hastalığı Şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma, amilaz/lipaz yükselmesi ve radyolojik bulgular doğrultusunda akut pankreatit düşündüren bulgular saptandığı takdirde ilaç hemen kesilmelidir. Karaciğer yetersizliği Ağır böbrek yetersizliği Gebelik ve laktasyon Kalp yetersizliği (özellikle saksagliptin ve alogliptin için)

23

24 ’Glukoretikler’ veya ’gliflozinler’ diye de adlandırılan sodyum glukoz ko-transporter 2 inhibitörleri (SGLT2-İ), renal proksimal tubulusda SGLT2 inhibisyonuna yol açarak böbrekten glukoz reabsorpsiyonunu azaltır ve idrar yolu ile glukoz atılımını artırırlar. İnsülinden bağımsız olarak etki gösterdiklerinden metforminden sonra diyabetin herhangi bir aşamasında kullanılabilirler. Başlıca avantajları; bir miktar kilo kaybı (ortalama 2 kg kadar) sağlaması, hipoglisemi riskinin düşük olması ve kan basıncını (2-4 mmHg), serum ürik asit düzeyini ve albuminüriyi düşürmesidir. Klasik OAD’lere göre daha pahalıdırlar

25 Poliüri Sıvı kaybı Hipotansiyon Baş dönmesi LDL-kolesterol ve serum kreatinin düzeylerinde bir miktar geçici artış. Canagliflozin ile kırık ve alt ekstremite amputasyonu vakaları bildirilmiştir. Genitoüriner infeksiyonlar: Özellikle kadınlarda genital infeksiyonlar, riskli vakalarda ürosepsis ve piyelonefrit bakımından dikkatli olunmalıdır. Fournier gangreni vakaları bildirilmiştir. Öglisemik ketoasidoz: Sıvı kaybına bağlı olarak atipik (öglisemik veya hafif- orta derecede hiperglisemik) DKA gelişebileceği bilinmektedir. Major cerrahi, ciddi hastalık veya infeksiyon durumlarında bu ilaçların kesilmesi önerilmektedir.

26 Empagliflozin, canagliflozin ve dapagliflozin’in eGFR <45 ml/dk (Türkiye’de dapagliflozin eGFR <60 ml/ dk) olan tip 2 diyabetli hastalarda kullanılmaması önerilmektedir. Tip 1 diyabet Gebelik ve laktasyon

27


"Dr.Burak Paçacı. Ülkemizde bulunan başlıca antihiperglisemik ilaç grupları; biguanidler, insülin salgılatıcılar (sekretogoglar), tiazolidindionlar, insülinmimetikler." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları