Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL"— Sunum transkripti:

1 ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL

2 Ortaçağ felsefesinin genel özellikleri
Ortaçağ ortalama bin yıllık bir süreyi kapsar Bu dönemde felsefe din ile yoğun bir şekilde etkileşime girmiştir. Bu çağda özellikle felsefe hem inancın pekiştirilmesi amacıyla kullanılmış fakat bir yandan da inanca zarar verdiği düşüncesiyle dışlanmıştır.

3 Ortaçağ felsefesi Hristiyan felsefesi İslam felsefesi Patristik dönem Skolastik dönem

4 1.Hristiyan felsefesi Hristiyanlığın ortaya çıkışından 15. yy a kadar geçen sürede Batı felsefesi için kullanılan bir adlandırmadır. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından İstanbul’un fethine kadar süren yaklaşık 1000 yıllık bir dönemi kapsar. Bu çağda görülen akım ‘Dogmatizm’dir. Dinin ve kilisenin kurallarına eleştirilmeden, sorgulanmadan inanılmıştır.

5 1.Hristiyan felsefesi Felsefenin tüm alanlarında din etkili olmaya başlamıştır. Felsefenin yanında bilim de dışlanmıştır. Felsefe ve bilim merkezleri kapatılmıştır. Bu dönemin felsefesi genel olarak Hristiyan düşüncesine karşı yapılan eleştirilerden dolayı bir savunma felsefesidir. ( Apoloji) Felsefeyi araç olarak kullanmak isterler din ile aklı uzlaştırma çabası içindedirler.

6 1.Hristiyan felsefesi Antik yunan felsefesinin etkileri görülmektedir.
Tanrı’nın varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır.

7 a.) Patristik Felsefe MS 2- MS 8. yy arasında kalan ilk dönem Hristiyan felsefesidir. Bu dönem Hristiyan filozofları aynı zamanda din adamlarıdır ve ‘Kilise Babaları’ olarak adlandırılırlar. Yunan ve Roma çoktanrıcılığına karşı Hristiyanlığı savunmaya çalışmışlardır. Bu dönemin en önemli temsilcisi Agustinus’tur.

8 b) Skolastik felsefe 8. yy’dan 15. yy’a kadar olan ikinci dönem Hristiyan felsefesidir. Skolastik ‘okul yolu’ veya ‘okullaşma anlamlarına gelmektedir. Hristiyanlığın öğretilmesi için bu dönemdeki okullaşma hareketinden kaynaklı bu isimle anılmıştır. Felsefenin eğitim alanına taşınması birçok öğrencinin dini eğitim alarak Hristiyanlığı yaymalarına sebep olmuştur. Bu dönemin önemli temsilcileri: Anselmus, Aquinalı Thomas, Ockhamlı William

9 Hristiyan felsefesinin temel problemleri
Tanrı’nın varlığının kanıtı problemi Kötülük problemi Ruhun ölümsüzlüğü problemi Tümeller problemi

10 Hristiyan felsefesinde Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlar
A) Ontolojik kanıtlama Anselmus tarafından ileri sürülen kanıtlamadır. Tanrı kavramının insan zihninde bulunmasından yola çıkarak Tanrı’nın varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır.

11 Hristiyan felsefesinde Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlar
B) Kozmolojik kanıtlama Aquinalı Thomas tarafından ileri sürülmüştür. Tanrı'nın varlığı evrenden hareketle kanıtlanmaya çalışılır. Her şeyin bir nedeni olduğu fikrinden yola çıkılarak evrende var olan bütün varlıkların kendinden önce gelen bir varlık nedeniyle var olduğu söylenmiştir.

12 Kötülük problemi Kötülük problemi Hristiyan felsefesinde pek çok problemle ilişkilidir. Kötülük, Tanrı’nın varlığı veya yokluğu sorununda Tanrı’nın var olmadığını savunanların kullandığı bir delil niteliğindedir. Bu sorun, ‘Eğer Tanrı varsa ve insanların iyiliğini istiyorsa neden dünyadaki kötülükleri önlemiyor?’ türünden sorular ekseninde şekillenmiştir.

13 Kötülük problemi- AGUSTİNUS
Agustinus, Tanrı’nın her zaman iyiyi emrettiğini ama insana da iyiyi ve kötüyü seçme özgürlüğünü tanıdığını belirtmiştir. Bu açıdan kötülük problemi kader ve özgür irade problemiyle ilişkilidir. Agustinus, insanın kaderini bilmiyor olmasını özgür iradenin gerçekleşmesi olarak düşünür.

14 Kötülük problemi- AQUİNALI THOMAS
Aquinalı Thomas’a göre kötülük irade zayıflığının sonucu olarak ortaya çıkar. O Agustinus’la islam filozofu İbni Sina’nın görüşlerini sentezlemiştir. Kötülük kusurlu olan insanın erdemden uzak oluşundan kaynaklanır.

15 Ruhun ölümsüzlüğü problemi
Hristiyan felsefesinde ‘değişen, ölümlü beden’ ile ‘ değişmeyen, ölümsüz ruh’ anlayışı hakimdir. Ruh bedenden bağımsız ve önce yaratılmıştır. Ruh; değişmez, sonsuz ve ölümsüzdür. Ruh, Tanrı’dan ayrılmıştır ve ona geri dönecektir. İnsan bu dünyada sadece bedenini bırakır ve ruhuyla öbür dünyaya gider. Hristiyan felsefesine göre tüm bunlar ruhun ölümsüzlüğünün kanıtlarıdır.

16 Tümeller problemi Orta Çağ filozoflarının üzerinde anlaşamadıkları tek bir sorun olduğu söylenebilir. O da ‘tümel kavramlar’ın gerçek birer varlık olup olmadıkları sorunudur. Bu konuda realizm, nominalizm ve konseptualizm olmak üzere üç görüş ortaya çıkmıştır. Bu üç görüşten realizm Orta Çağın ilk dönemlerinde, konseptüalizm skolastik felsefenin en parlak dönemi olan 12. yüzyılda, nominalizm de skolastiğin çöküş dönemi olan 14. yüzyılda egemen görüş olmuştur. Not: Orta Çağda realizm, idealizm demektir.

17 Tümeller problemi Terim anlamı olarak tümel, bir sınıfın tüm bireylerini içine alan genel kavramlardır. Tümellerin ne olduğuna ilişkin tartışmaları daha önce Platon ve Aristoteles felsefesinde görmüştük. Bu sorun MS 2. yy.- MS 15. yy. felsefesinde de yeniden tartışma konusu yapılmıştır.

18 Tümeller problemi Tümeller problemiyle ilgili üç farklı görüş ortaya çıkmıştır. Kavram realizmi: Tümeller ayrı bir varlık olarak Tanrı’nın zihnindedir. Tümel kavramların bilincin dışında kendine özgü gerçek bir varlığı olduğunu ve bunların tekil nesnelerden önce geldiğini ileri süren görüştür. Agustinus, Anselmus 2. Kavramcılık (Konseptualizm): Tümeller tek tek varlıkların içinde yer alır. Aquinalı Thomas 3. Adcılık (Nominalizm): Tümellerin kendi başına gerçeklikleri yoktur. Onlar soyutlama ve genelleme sözlerinden ibarettir. Tümel kavramların, birbirine benzeyen varlıklara insanlar tarafından takılmış adlar olduğunu ileri sürer. Ockhamlı William

19 İSLAM FELSEFESİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Antik Yunan felsefesinden etkilenilmiştir. Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır. İslam felsefesinden önceki problemler tartışılmıştır. Çeviri faaliyetleri yapılmıştır. Felsefeyi gelişimine katkı sağlanmıştır.. Batı felsefesini etkilemişlerdir.

20 İSLAM FELSEFESİNİN BAZI PROBLEMLERİ
Yaratıcının Varlığını Kanıtlama Problemi İrade Özgürlüğü Problemi Toplumsal Yaşama Yönelik Problemler Bilgi Problemi

21 Yaratıcının Varlığını Kanıtlama Problemi
İslam kelamcılarından Eşari, filozoflarından ise El Kindî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd düşünceleriyle öne çıkmaktadır.

22 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
Eş’arî, insanın doğumdan ölüme kadar farklı biyolojik süreçlerden geçtiğini, bu olgunluğa kendi kendine ulaşamayacağını söyleyerek bir yaratıcının olması gerektiğini savunur. İnsanın yaratılışına ilişkin Kur’an-ı Kerim’den ayetler gösterip, onların meallerini anlatarak yaratıcının varlığına ilişkin deliller sunar.

23 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
El Kindî, birçok İslam filozofu gibi yaratıcının varlığını kanıtlamak için “hudûs deliline” başvurur. Hudûs, sonradan yaratılan demektir ve hudûs delili, sonradan yaratılanın zorunlu olarak bir yaratıcıyı gerektirmesi mantığına dayanır. El Kindî’ye göre âlem (evren), kadim (öncesiz) değil hadistir (sonradan olan). Alemde zamanla değişim olduğunu ve zamanın olmasının da âlemin sonlu olduğuna kanıt olduğunu ileri sürer. Âlem sonlu olduğuna göre bir başlangıcı ve bir başlatıcısı vardır, görüşündedir.

24 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
İbn Sînâ, varlığı üçe ayırır: zorunlu (vacib-ül vücud), mümkün (mümkin-ül vücud) ve mümkün olmayan (mümteni-ul vücud) varlıklar.Onun ontolojik olarak yoğunlaştığı varlık ilk ikisidir. Zorunlu varlık, varlığı başka bir varlığa muhtaç olmayan, ezelî ve ebedî varlıktır. Mümkün varlık; etrafta görülen, sürekli bir şekilde var olan ama daha sonra yok olan varlıklardır. Bu varlıklar, zorunlu varlıktan taşma sonucunda çıkmıştır. Bu görüş, İslam felsefesinde sudûr nazariyesi (kuramı) olarak da bilinir.

25 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
İbn Rüşd’e göre Yaradan’ın varlığına yönelik iki delil vardır: inayet ve ihtira. İbn Rüşd öne sürdüğü akli delilleri aynı zamanda Kur’an ayetlerine de dayandırır.

26 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
İnayet Delili Tabiat da her şey insanla uyumludur. Ateş, hava, su ve toprak insan varlığına uygundur. Bu uygunluğu sağlayan varlık yaratıcıdır.

27 Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi
İhtira Delili Âlemde her şey yoktan yaratılmıştır Bu nedenle yaratılan şeylerin bir yaratıcısı olması zorunludur.

28 İrade Özgürlüğü Problemi
İslam felsefesinde özgürlük problemi, insanın seçme ve eylemde bulunma mantığı üzerine şekillenir. Özgürlük denildiği zaman dönem itibarıyla kader ve irade kavramları da bu problemle beraber ele alınır.

29 Cebriye kelamcılarına göre insan özgür değildir ve eylemlerinde mecburdur. Bütün davranışların eyleme dönüşmesini sağlayan tek şey, evreni ve içindekileri yaratan Allah’tır.

30 Mu’tezile kelamcılarına göre insan özgürdür, aklı ve iradesiyle eylemlerini kendi seçer. İrade, Allah tarafından insana verilmiştir.


"ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları