Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DEVLETLER ÖZEL HUKUKU II YAZ OKULU 2. PRATİK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DEVLETLER ÖZEL HUKUKU II YAZ OKULU 2. PRATİK"— Sunum transkripti:

1 DEVLETLER ÖZEL HUKUKU II YAZ OKULU 2. PRATİK
ARŞ. GÖR. MUSTAFA ALPER ENER ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

2 İzmir’de kurulmuş olan Büyük Hilmi A. Ş
İzmir’de kurulmuş olan Büyük Hilmi A.Ş., Hindistan - Agra’da kurulmuş olan Şah Cihan Şirketi’ne çimento satmak için sözleşme yapmıştır. Sözleşmeye göre üç yıl boyunca her Nisan ve Temmuz ayında 10 bin ton çimento Mersin Limanı’nda gemiye yüklenerek teslim edilecektir. Taraflar aralarındaki sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümü için İngiltere mahkemelerini seçmişlerdir. Sözleşmeye uygulanacak hukuk olarak Türk hukukunu belirlemişlerdir. OLAY

3 SORU I - Büyük Hilmi A.Ş. ile Şah Cihan Şirketi arasında yapılan sözleşmeden doğan uyuşmazlık Türk hakimi önüne gelmiştir. Şah Cihan Şirketi’nin avukatı Türk mahkemesinde yetki anlaşmaları olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. İngiltere mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak seçimi geçerli bir seçim midir? SORU II - Bu yetki anlaşması geçerli ise hangi hallerde Türk mahkemeleri bu sözleşmeden çıkabilecek uyuşmazlıklara bakabilecektir? SORU III - Bu yetki anlaşması geçersiz ise Türk mahkemelerinin yetkili olup olmadığını nasıl belirleyeceğiz? ve Türkiye’de yetkili mahkeme var mıdır? varsa hangi mahkeme yetkilidir? SORU IV - Taraflar uyuşmazlıklarının çözümü için İngiltere mahkemelerini değil de Ankara mahkemelerini yetkili kılsaydı bu seçim geçerli olur muydu? SORULAR

4 CEVAP I MÖHUK m. 47 hükmünde yer alan düzenlemeye göre, yetki anlaşmasıyla yabancı ülke mahkemelerinin yetkili kılınabilmesi için gerekli şartlar şu şekilde belirlenmiştir: - Yabancılık unsuru - Yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmemiş olması - İş, tüketici ve sigorta sözleşmesi kapsamına girmeyen bir konu olması (MÖHUK m. 44,45,46 belirlenen mahkemelerin yetki bertaraf edilemez), - Uyuşmazlık konusunun borç ilişkilerine ait olması - Uyuşmazlığın belirli ya da belirlenebilir olması - Seçilen mahkemenin belirli olması - Yetki anlaşmasının ispatı için yazılı şekilde yapılmış olmasıdır. SORU I - Büyük Hilmi A.Ş. ile Şah Cihan Şirketi arasında yapılan sözleşmeden doğan uyuşmazlık Türk hakimi önüne gelmiştir. Şah Cihan Şirketi’nin avukatı Türk mahkemesinde yetki anlaşmaları olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. İngiltere mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak seçimi geçerli bir seçim midir?

5 Yabancı bir mahkemenin yetki anlaşmasıyla yetkili kılınması için bu şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Olayımızda seçilen mahkemenin belirli olmaması nedeniyle yetki anlaşması geçerli değildir. SORU I - Büyük Hilmi A.Ş. ile Şah Cihan Şirketi arasında yapılan sözleşmeden doğan uyuşmazlık Türk hakimi önüne gelmiştir. Şah Cihan Şirketi’nin avukatı Türk mahkemesinde yetki anlaşmaları olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. İngiltere mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak seçimi geçerli bir seçim midir?

6 CEVAP II Dava, yabancı mahkemenin kendini yetkisiz sayması halinde veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde dava Türk mahkemelerinde görülür (Möhuk 47). SORU II - Bu yetki anlaşması geçerli ise hangi hallerde Türk mahkemeleri bu sözleşmeden çıkabilecek uyuşmazlıklara bakabilecektir?

7 CEVAP III Türk mahkemelerinin yetkisinin tespiti için öncelikle Möhuk’ta özel yetki kuralı olup olmadığına bakıyoruz. Özel yetki kuralı olmadığı için genel yetki kuralı olan m. 40’a bakacağız. Buna göre, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder. Türk hukukunda genel yetkili mahkeme HMK m. 6’da düzenlenmiştir. Buna göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığından bu hükümden yetkili bir mahkeme belirleyemiyoruz. Olayımızda bir sözleşme ilişkisi söz konusudur. HMK m. 10’a göre Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Olayımızda sözleşmenin ifa edileceği yer çimentonun teslim yeri olan Mersin Limanıdır bu nedenle Mersin mahkemesi yetkili mahkemedir. Para borçlarının ifasında TBK m. 89 Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden Büyük Hilmi A.Ş.’nin yerleşim yeri olan İzmir mahkemesi de yetkili mahkemedir. SORU III - Bu yetki anlaşması geçersiz ise Türk mahkemelerinin yetkili olup olmadığını nasıl belirleyeceğiz? ve Türkiye’de yetkili mahkeme var mıdır? varsa hangi mahkeme yetkilidir?

8 -Tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılacak
CEVAP IV Yabancı unsurlu uyuşmazlıkların çözümü için Türk mahkemelerinin yetki anlaşması ile yetkili kılınması konusunda Möhuk m. 40’a gidiyoruz. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlenmektedir. Yetki sözleşmesi düzenleyen HMK m. 17 ve 18’e göre; -Tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılacak -Uyuşmazlığın nedeni olan hukuki ilişki belirli veya belirlenebilir olacak -Belirli bir veya birden fazla mahkeme seçilecek -Üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konular hakkında olacak -Başka bir Türk mahkemesi kesin yetkili olmayacak -Yazılı olarak yapılacak -Taraflar aksini belirtmedikçe yetki sözleşmesiyle yetkili kılınan mahkeme münhasıran yetkili olacaktır. Yetkinin kesin olduğu davalarda mahkeme yetkili olup olmadığını davanın her aşamasında re’sen araştırabilir. Yetkinin kesin olmadığı durumlarda ise yetki itirazının cevap dilekçesinde (ilk itiraz olarak) ileri sürülmesi gerekir, süresi içinde itiraz edilmemesi halinde davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelmektedir (HMK m.19). SORU IV - Taraflar uyuşmazlıklarının çözümü için İngiltere mahkemelerini değil de Ankara mahkemelerini yetkili kılsaydı bu seçim geçerli olur muydu?

9 TANIMA VE TENFİZ Tanıma
Tanıma; yabancı ülke mahkemelerince verilmiş bir kararın ülkede kesin hüküm kuvvetinin kabul edilmesidir. Yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilmiş bir kararın, başka bir ülkede kesin hüküm etkisini gösterebilmesi için, kararın verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. Aynı konuda tanıma kararını veren ülke mahkemelerinde yeni dava açılırsa, kesin hüküm itirazı ile karşılaşılacaktır. Tanınan yabancı mahkeme kararı, Türk mahkemelerinde açılmış bir davada kesin delil etkisini haiz olacaktır. TANIMA VE TENFİZ

10 Tenfiz Tenfiz, yabancı ülke mahkemelerinden verilmiş olan kararların ülkede icra kabiliyetinin kabul edilmesidir. Mahkemelerden verilen kararların hepsi aynı nitelikte olmadığından, bir kısım kararlar icra kabiliyetini haiz iken, diğer kısım kararların icra kabiliyeti yoktur. Tespit davaları ile inşai davalarda verilen kararların yalnızca tanınması mümkündür. Dolayısıyla bu tür kararların tenfizi mümkün değildir. Eda davalarında verilen kararların ise, hem tanınması hem de tenfizi mümkündür. MÖHUK m arasında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi, hukukî yararı bulunan herkes tarafından talep edilebilir (MÖHUK m. 52/1). Yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi için gerekli şartlar; - ön şartlar - aslî şartlar olarak iki grupta ele alınmaktadır.

11 Yabancı bir mahkemeden verilmiş karar olması
Tanıma ve Tenfizin Ön Şartları MÖHUK m. 50 vd. maddelerine göre, tanıma ve tenfizin ön şartları şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: Yabancı bir mahkemeden verilmiş karar olması Tanıma veya tenfiz talep edilen kararın, bağımsız yabancı bir ülkenin mahkemeleri tarafından verilmiş olması gereklidir. Yargı organları dışında verilen kararların, tanıma veya tenfize konu olabilmesi için, bu kararların yargı organlarınca denetlenmesi ve onanması gereklidir. Türkiye’nin taraf olduğu bir anlaşmaya istinaden oluşturulmuş milletlerarası mahkemelerin verdiği kararlar, MÖHUK’a göre değil, anlaşmada öngörülen usule uygun olarak ülkede hüküm ve sonuç doğuracaktır. Türkiye’nin taraf olmadığı bir anlaşmaya istinaden oluşturulmuş milletlerarası mahkemelerin verdiği kararlar, tanıma veya tenfize konu olamayacaktır.

12 Kararın hukuk davalarına ilişkin olması
Özel hukuka ait işlem veya ilişkilerden doğan uyuşmazlıklara ilişkin kararlar, tanıma veya tenfize konu olabilecektir. Kural olarak, bir ülkenin idare veya ceza mahkemelerinden verilen kararlar, tanıma veya tenfize konu olamayacaktır. Ancak ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklara ilişkin yabancı mahkeme kararları hakkında tanıma veya tenfiz talep edilebilecektir. Cezalandırma amacıyla verilen tazminat kararlarının, tanıma veya tenfize konu olması mümkün değildir. Kararın kesin hüküm kuvvetinde olması Yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilen kararın tanınması veya tenfiz edilebilmesi için, kararın kesin hüküm kuvvetinde olması gerekmektedir. Söz konusu karar, kararı veren ülke hukukuna göre kesin hüküm teşkil etmelidir. Geçici hukukî himaye tedbirleri, kesin hüküm teşkil etmediğinden, tanıma veya tenfize konu olamayacaktır.

13 Tenfiz için aranan şartlar şu şekildedir (MÖHUK m. 54):
Tanıma ve Tenfizin Aslî Şartları Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için gerekli olan ön şartların varlığı tespit edildikten sonra aslî şartların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılacaktır. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için farklı aslî şartlar aranmaktadır. Ancak tenfiz için aranan şartların bir kısmı tanıma için de geçerlidir. Tenfiz için aranan şartlar şu şekildedir (MÖHUK m. 54): Karşılıklı işlem şartı (m.54/a), Kararın yetkili mahkemeden verilmiş olması (m.54/b), Kararın kamu düzenine aykırı olmaması (m.54/c), Savunma hakkına riayet edilmiş olması (m.54/ç).

14 Kararın yetkili mahkemeden verilmiş olması
Karşılıklı işlem şartı MÖHUK’a göre, kararın verildiği yabancı ülke ile Türkiye arasında kanunî, fiilî veya milletlerarası anlaşmalara dayanan bir karşılıklı işlem şartının varlığı aranmaktadır. Kanunî ve milletlerarası anlaşmalara dayanan karşılıklı işlem şartı kabul edilmiş olmasına rağmen, mahkeme kararları fiilen tenfiz edilmiyor ise, bu hâlde karşılıklı işlem şartının gerçekleştiği kabul edilmeyecektir. Adalet Bakanlığı, her yıl hangi ülkelerle karşılıklı işlem şartının gerçekleştiğini tespit eden bir genelge yayımlamaktadır. Kararın yetkili mahkemeden verilmiş olması Kararın yetkili mahkemeden verilmiş olması şartının iki boyutu vardır: Tenfize konu olay Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda olmalıdır, (Taşınmazın aynına ilişkin davalarda Türk mahkemelerinin milletlerarası münhasır yetkisinin bulunduğu kabul edilmektedir.) Kararın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi olmayan devlet mahkemesinden verilmiş olmamalıdır. (Kararın verildiği ülke ile olay veya tarafların gerçek bir ilişkisinin bulunmamasını, aleyhine tenfiz talebinde bulunulan kişinin itiraz etmesi hâlinde, hâkim dikkate alacaktır.

15 Kararın kamu düzenine aykırı olmaması
Tenfizi talep edilen somut kararın, Türk hukukunun temel değerlerine açıkça aykırılık teşkil etmemesi gereklidir. Aksi hâlde kararın tenfizinden vazgeçilebilir. Kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığını, hâkim, re’sen dikkate alacaktır. Hâkim, her somut olayda, tenfizi talep edilen kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığını değerlendirecektir. Yargıtay, 2012 yılındaki İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, yabancı mahkeme kararının gerekçesiz olmasının, kamu düzenine aykırı sayılmayacağına ve tenfizine engel olmayacağına karar vermiştir. Savunma hakkına riayet edilmiş olması MÖHUK’ta; «kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş» olması savunma hakkına aykırılık olarak kabul edilmiştir (m. 54/ç). Savunma hakkına riayet edilmesi, hükmün verildiği yabancı ülkenin anlayışı dikkate alınarak tespit edilecektir. Savunma hakkının ihlâlinin tenfize engel olması, ilgilinin itirazına bağlıdır. Hâkim re’sen dikkate alamaz. Ancak savunma hakkının ihlâli, kamu düzenine aykırılık teşkil ediyorsa, bu durumda hâkim, re’sen dikkate alır.

16 Tanımanın Aslî Şartları
Yabancı mahkemelerin verdiği kararların tanınması, tenfizde olduğu gibi, birtakım şartların varlığına bağlıdır. Tanıma için aranan aslî şartlar, kural olarak, tenfiz için aranan şartlarla aynıdır. Tanımanın aslî şartları şunlardır: Yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olmaması, Kararın yetkili mahkemeden verilmiş olması, Savunma hakkına riayet edilmiş olması. Tanımada, tenfiz için aranan şartlardan olan karşılıklı işlem şartı aranmamaktadır (m. 58/1).

17 MÖHUK’ta yabancı mahkeme kararlarının tenfiz usulü ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, ilgili düzenleme tanıma için de geçerlidir. Tanıma/tenfiz taleplerinde; Görevli mahkeme, asliye mahkemesi (m. 51/1), Yetkili mahkeme, kendisine karşı tanıma/tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesi, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birisidir (m. 51/2). Tanıma/tenfiz davaları, basit yargılama usulüne tâbidir. Tanıma ve Tenfiz Usulü

18 Kendisine karşı tanıma/tenfiz talebinde bulunulan taraf, ancak kanunda öngörülen tanıma/tenfiz şartlarının bulunmadığını veya yabancı mahkeme ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu ileri sürerek itiraz edebilir (m. 55/2). Taraflardan birisi tanıma/tenfiz davası açmış iken, diğer taraf aynı konuda yeni bir dava açarsa, tanıma/tenfiz davası, ikinci dava bakımından bekletici mesele yapılmalıdır. Tanıma/tenfiz talebini değerlendirecek olan hâkim, yabancı mahkeme kararının içeriğine ilişkin herhangi bir inceleme yapamayacaktır. Türk hukukunda, yabancı mahkeme kararlarının yeniden incelenmesi yasağı (révision au fond) kabul edilmiştir. Hâkim, yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen tanınması/tenfizine veya talebin reddine karar verebilir (m. 56). Tanınması/tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararları, Türk mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar gibi hüküm ve sonuç doğurur. Tanıma/tenfiz kabul veya ret kararları, temyiz edilebilir ve temyiz kararın icrasını durdurur (m. 57). Tanınması/tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararı, tanıma/tenfiz anından itibaren değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğurmaktadır (m. 59).


"DEVLETLER ÖZEL HUKUKU II YAZ OKULU 2. PRATİK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları