Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1982 ANAYASASI VE MİMARLARI..

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1982 ANAYASASI VE MİMARLARI.."— Sunum transkripti:

1 1982 ANAYASASI VE MİMARLARI..
Yasin KÖKSAL 2010

2 Sevgili arkadaşlar… Hazırlamış olduğum bu slaytta sizlere Şu anda yürürlükte olan T.C 1982 Anayasasının içeriğini değil hangi şartlarda ve nasıl oluşturulduğunu anlatacağım…

3 Toplumumuzun bir çok kesimi tarafından değiştirilmesi istenilen ancak ne hikmetse bir türlü değiştirlemeyen 82 anayasası 12 EYLÜL 2010 taihinde yine gündeme gelmiştir.. Anayasalar bireyin devlete karşı haklarını korumak ve geliştirmek prensibine dayanır.Ancak bir çok bilim insanına göre bu 82 anayasası tam tersi bir mantıkla hazırlandı.Devleti bireyin üzerinde baskı unsuru haline getiren, özgürlükleri kısıtlayan, yasakçı bir zihniyetle hazırlandı.

4 82 Anayasasına giden yolun başlangıcında bir askeri darbe vardı.
12 eylül 1980 Türkiye tarihinde bir karanlık devrin sonu başka bir karanlık devrin başlangıcı olmuştur . 12 eylül sabahı ülkenin tüm sokakları meydanları caddeleri bom boştu…12 eylül sabahı sadece sokaklar değil zihinlerimizde boşaltılmıştı. Milyonlarca insan bundan sonra ne olacak sorusuyla baş başa kulaklar radyoda gözler televizyonlarda bekliyordu…

5 Sabahın erken saatlerinden itibaren radyo ve televizyonlarda duyulun tek ses bir askerin sesiydi.Genel Kurmay Başkanı Kenan EVREN özetle Şu sözleri söylüyordu………. Yüce Türk Milleti; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son yıllarda izlediğiniz gibi dış ve iç düşmanların tahriki ile, varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki saldırılar içindedir. İşte bu ortam içinde Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanunu’nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kollama ve koruma görevini Yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.

6 Acaba yine 20 yıl önceki olaylar tekrarmı yaşanacaktı?
Bilindiği üzere 27 Mayıs 1960 yılında da radyolarda duyulan bir anonsla ülke yönetiminin bir grup subayın eline geçtiği, halkın seçtiği mevcut siyasi iktidarın silah zoruyla devrildiği bildirilerek yönetime el konulmuştu.

7 1960 Darbesinde Yönetimi ele geçiren cunta kendini resmileştirmek için “Milli güvenlik komitesi” ismini almıştı..Milletin vekillerini bakanlarını başbakanını ve hatta cumhurbaşkanı tutuklamış işkence etmiş ve hata 2 bakanı ile başbakanını idam etmişti milli birlik komitesi… iktidar mensuplarını yargılarken aynı zamanda yeni bir anayasa hazırlatıp son değişikliklere kendileri karar verip halka onaylatmıştı. Türkiye yaklaşık 2 yıl bu cuntanın yasakları altında kalmıştı..

8 Yine benzer senaryo vardı…Bu sefer tarih 12 Eylül 1980’i gösteriyordu
Yine benzer senaryo vardı…Bu sefer tarih 12 Eylül 1980’i gösteriyordu.13 Eylül sabahı yeni yöneticilerimizle tanışmıştık. Bu sefer milli güvenlik komitesi değil “Milli güvenlik konseyiydi.” yönetimi ele geçiren.Amaç ise demokrasiyi rayına oturtmaktı.Yine bir çok siyasi göz altına alındı ancak bu sefer iktidar değil bütün siyasiler göz altına alınmıştı.Başbakan Demirel Ecevit,Erbakan,Alparslan Türkeş göz altına alınanlar arasında idi. Artık egemenlik kayıtsız şartsız bir kaç kişinin eline geçmişti.Hem de öyle bir egemenlik ki yasama yürütme ve yargı ertlerinin tamamı…

9

10 Yaptıkları darbe ile padişahlarda bile bulunmayan bir gücü ellerine geçiren darbeciler ilk basın toplantısını 16 Eylülde yaptılar.Kendisini devlet başkanı ve milli güvenlik konseyi başkanı olarak ilan eden Kenan EVREN bu basın toplantısında darbenin nedenini şöyle ifade ediyordu: ‘’Bu hareket demokrasiye indirilen darbeyi ortadan kaldırmak için ordunun ve milletin isteği doğrultusunda yapılmıştır.’’ Yani demokrasi ortadan kaldırılmasın diye demokrasi ortadan kaldırılmıştı.

11 Evren: ‘’Eğer müdahale yapılmasaydı gizli ve hain güçler Türk silahlı kuvvetlerin içine sızarak bir kaç yılda onu da böleceklerdi.’’ şeklindeki sözleriyle de ülke yönetimine el konulmasının sebeplerden birini de böyle açıklıyordu.

12 Darbecilerin bu basın toplantısında bundan sonra ortaya koyacakları plan ise şöyle açıklanmıştı.
Mevcut anayasa ortadan kaldırıldığı için önce geçici bir anayasa yapılacak, bu geçici anayasayı ise askeri yargıçlar yapacaktı.Sonra yeni bir anayasa yapılması için kurucu meclis oluşturulacaktı.Bu arada mevcut işlerin yönetilmesi için bu 5 generalin tayin edeceği kişilerden oluşan bir geçici hükümet oluşturulacaktı.EVREN Gazetecilerin demokrasiye ne zaman geçileceği sorusuna ise “en kısa zamanda şeklinde” yanıtlıyor ve bir tarih vermiyordu

13 Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştı artık
Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştı artık.Her şey darbeci generallerin oluşturduğu milli güvenlik konseyi ve liderlerinin iki dudağının arasında idi.Kimse muhalefet edemezdi.

14 17 Eylülde generaller kendilerini meşrulaştırmak için bir yemin töreni düzenlemişlerdi.Bu tören Ant içme töreni idi… Bu törende Darbecileri tebrik etmek için iki kuyruk vardı.Birisi askerlerin diğerleri sivillerin tebrik kuyruğuydu.Sivillerin İçerisinde yüksek Yargı kurumları başkanları, Anayasa mahkemesi, Rektörler,Bakanlık müsteşarları diyanet işleri başkanı gibi isimler vardı.

15 Törenin yapıldığı yer Türkiye büyük millet meclisinin salonuydu
Törenin yapıldığı yer Türkiye büyük millet meclisinin salonuydu.Okuduklar metin ise milletvekili yemin metninin biraz değiştirilmiş haliydi. Bu arada Milletvekilleri göz altına alım işi ise bütün hızıyla devam ediyordu.Deniz Baykal’da göz altına alınanlar arsında idi.

16 Aradan geçen bir kaç gün sonra Kenan evren Üniversitelerin ileri gelen bilim adamlarını makamında kabul etmişti.Bilim adamları Kenan Evren karşısında hazır ol vaziyette duruyor ses dahi çıkaramıyorlardı. Evren ise onlara Üniversitelerin özerkliği hakkında ders veriyordu.Bu tutum darbecilerin halka ne kadar göz dağı verdiğinin bir kanıtıydı.

17 Bu detayı anlatılmasının sebebi darbecilerin nasıl bir zihniyeti olduğunu ve bu zihniyetteki kişilerin nasıl bir anayasa hazırlayabileceğini anlamanız açısından anlatılmıştır.

18 1980-1983 Yılların Türkiye’de ki yönetim biçimi…
Bu dönemde konsey yasama yürütme yargı erklerinin tamamına el koydu.Bu 3 sene boyunca milli güvenlik konseyi bir çok kanun çıkardı ve bu kanunlar hiçbir mekanizma tarafından denetlenmedi. Dolayısıyla bunlar kanundan çok birer ferman niteliğindeydi.

19 Konseyin darbeden 46 gün sonra çıkardığı anaysa düzeni hakkındaki kanun askeri yönetimin 3 yılı hakkında bir fikir vermeye yeterli olacaktır.Bu kanunun maddeleri şöyleydi… 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren meclisin bütün yetkileri konseye cumhurbaşkanın bütün yetkileri de devlet başkanına yani Kenan evrene geçmiştir. Milli güvenlik konseyinin yayınlayacağı bildiri ve kararlar ile çıkarılacak bütün bakanlar kurulu kararnameleri hakkında hiçbir şekilde dava açılamaz. Eğer milli güvenlik konseyinin bildiri ve kararlarında eski anayasaya aykırı bir durum varsa bunlar anaysa değişikliği olarak eski kanunlara aykırı bir durum varsa bunlarda kanun değişikliği olarak kabul edilecektir. İhtilal tarihinden itibaren devlet memurları hakkında yapılan işlemlerin ve alınan kararların yürütülmesinin durdurulması için dava açılamayacaktı.(Not: 12 Eylül 2010 tarihinde bu madde değiştirilmiştir.Dava açılabilecektir.)

20 Bu kanun maddeleri aslında tek bir şey söylüyordu DEMOKRASİ ÖLDÜ ARTIK YAŞASIN OLİGARŞİ..

21 Bu 3 sene boyunca konsey yürütme erkinede el koymuştu
Bu 3 sene boyunca konsey yürütme erkinede el koymuştu.Bu işi kendi tayin ettiği kişiler tarafından bir hükümet vasıtasıyla yürütecekti. Konsey Hükümetin başına eski deniz kuvvetleri komutanı Bülent Ulusu ’yu getirdi. Bu dönemde bütün mahkemeler sıkı yönetim mahkemelerine dönüşmüş mahkemelerde Askeri hakimler görev yapmıştı.

22 Yargılama sürecinin hızlandığı bu dönemde ülkede 650 bin kişi göz altına alındı, 230 bin kişi yargılandı. 71 bin kişi T.C kanunun ve 163. maddelerinden yani ifade özgürlüğü suçundan yargılandı 7 bin kişi için idam cezası istenildi 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerin 50’si asıldı.Kenan Evren O dönemki adaletin nasıl işlediğini şöyle açıkladı:”Sağcı solcu yok mümkünse 1 sağcı 1 solcu veya 2 sağcı 2 solcu…”

23 O tarihlerde işkence rutin sıradan bir ifade alma olayı olarak uygulandı.Binlerce kişiye sistematik işkence uygulandı.171 kişinin bu işkencelerden öldüğü belgelendi.Cezaevlerinde toplam 299 kişi hayatını kaybetti. Askeri yönetim sırasında yılları arasında 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. Gazeteler toplam 300 gün yayın yapamadı.400 Gazeteci için toplam yıl hapis cezası istenildi.Bu gazetecilere toplam yıl hapis cezası verildi.

24 İşte rakamlarlar ifade etmeye çalıştığımız bu dönemde ve bu şartlarda yeni bir anayasa hazırlanacaktı. Demokrasinin olmadığı insan haklarının ayaklar altına alındığı böyle bir dönemde hazırlanacaktı yeni anayasa. Konsey üyeleri anayasanın hazırlanması için kurucu meclis oluşturacaklardı.Direk olarak kendilerinin hazırlamasının Çok inandırıcı olmayacağı için kendilerinin seçtiği bir Kurucu meclis oluşturulmuştu.

25 Yani oluşturulan sistemde kurucu meclisi Milli Güvenlik Konseyi ve Danışma meclisi oluşturmakta idi.Ama danışma meclisi de zaten MGK tarafından seçilmiş ve emrindeki kişilerdi..

26 Kurucu Meclis Milli güvenlik Konseyinin 29 Haziran 1981 de çıkardığı Kurucu Meclis hakkındaki bir kanunla kurucu meclis oluşturuldu.Kurucu Meclisin en önemli görevi yeni anayasayı hazırlamaktı ;ayrıca Siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu hazırlamakta kurucu meclisin göreviydi Kurucu meclis Milli güvenlik Konseyi ve danışma meclisinden oluşmakta idi.

27 Danışma meclis 160 üyeden oluşuyordu
Danışma meclis 160 üyeden oluşuyordu.Bu üyelerden 40’ı doğrudan doğruya milli güvenlik konseyi tarafından seçilmiş 120 si ise her ilin valisinin tespit ve teklif ettiği adaylar arasından yine milli güvenlik konseyi (MGK) tarafından seçilmişti. Yani Danışma meclisi doğrudan veya dolaylı olarak MGK tarafından atanmış kişiler tarafından oluşuyordu.Tabiki bu atanmış kişiler kendilerini atayanlara karşı saygıda kusur etmiyorlardı.Öyle ki Devlet başkanı Kenan Evren’in salona girmesini ayakta alkışlayarak karşılıyorlardı.

28 Kurucu Mecliste asıl yetkili olan milli güvenlik konseyiydi
Kurucu Mecliste asıl yetkili olan milli güvenlik konseyiydi.Zira son sözü milli güvenlik konseyi söyleyecekti. Kurucu Meclis Hakkındaki kanunun 25. maddesine göre milli güvenlik konseyi danışma Meclisin hazırlamış olduğu kanunların hepsini veya bir bölümünü değiştirerek kabul veya ret edebilirdi.Milli güvenlik konseyinin kabul ettiği metin ise resmi gazetede yayınlanarak kanunlaşırdı.Ne anayasa mahkemesi ne başka bir denetim mekanizması vardı

29 Yani Danışma meclisin çıkartmış olduğu bir kanunu milli güvenlik konseyi beğenmezse hepsini değiştirebilir yeniden kendileri yazabilir ve bu şekilde kabul edebilirdi. Peki o zaman Danışma meclisine ne gerek vardı?..

30 Prof. Orhan ALDIKAÇTI başkanlığındaki bir komisyon tarafından konseyin istekleri doğrultusunda hazırlanan anayasa taslağı 17 Temmuz 1982 yılında danışma meclisine sunulmuş ve milli güvenlik konseyinin gözetimi altında taslak hakkındaki görüşmeler başlamıştı.

31 Danışma meclisi yapısı gereği bir tastik merkeziydi
Danışma meclisi yapısı gereği bir tastik merkeziydi.Görevi konsey tarafından hazırlatılan taslağı tartışıp aynen tastik etmekti. Danışma meclisi taslağı 2 ay tartıştıktan sonra 24 Eylül 1982 tarihinde aynen tastik edildi ve milli güvenlik konseyine sunuldu. Şimdi konsey anayasaya son halini verecek hala beğenmediği yer varsa değiştirecek,ekleyecek,atacak ve sonra halk oyuna sunacaktı.

32 Bütün bu gelişmelere çekinerek de olsa yer yer eleştiri yapan oluyordu.
Bunlardan biri ise CHP milletvekili olan Deniz BAYKAL’DI… Baykal :’’2. sınıf demokrasi bize yakışmaz.Anayasa parlamentoyu milli iradeden koparıyor.Bu anayasanın betonarme hesapları yanlış.’’ diyordu.

33 Sırada anayasayı halk oyuna sunmak kalmıştı.
Anayasa Hem halk oylamasına gidiliyordu hemde hayır demek yasaktı… M.G.Konseyi danışma meclisinin sunmuş olduğu anayasa teklifine son şeklini veriyor beğenmedikleri yerleri çıkarıyor düzeltiyor ve bazı maddeler ekliyorlardı. Bu eklemiş oldukları 2 madde çok dikkat çekiciydi: Bunlardan birincisi parti yöneticilerine getirilen 10 yıllık siyaset yasağı diğeri ise Konsey başkanı Kenan EVREN’İN Anaysa taslağı kabul edilirse otomatik olarak CUMHURBAŞKANI seçilmiş olmasıydı.

34 Ertesi gün 21 ekim 1982 de konseyin Anayasası resmi gazetede yayınlanıyordu.Halk Oylaması ise 7 Kasım 1982 de yapılacaktı.Bu 15 günlük süre içerisinde bu anayasayı halka tanıtma işi konseyin göreviydi.Bu sebeple Konsey aynı gün 71 Nolu bildirisini yayınladı.Bir nevi ferman niteliğinde ki bu bildiriler otomatik olarak kanun yerine geçiyordu.

35 Bu bildiriye göre “Geçici Maddeler ve Evren’in anayasayı tanıtma konuşmaları ELEŞTİRİLEMEYECEKTİR.” diye belirtiliyordu. Bu geçici maddeler darbecileri korumak için konulan maddelerdi. Bu geçici maddelerden bir tanesi 12EYLÜL 2010 Referandumu ile iptal edilen darbecilere ömür boyu dokunulmazlıktı.Bu madde şöyleydi :”İlk genel seçimlerden sonra Cumhurbaşkanlığı konseyi üyeliği sıfatını alan MGK üyelerinin görev süreleri sona erdikten sonra da dokunulmazlıkları devam edecektir.” diye belirtiliyordu.

36 “Anayasaya ben kefilim.”
Evren 25 ekimden 7 kasıma kadar il il dolaşarak anayasaya evet denilmesi gerektiğini belirtiyordu. Evrenin konuşmalarında dikkat çeken en önemli husus bazen açık bazen üstü kapalı sözlerinin tehdit içermesi idi bu sözlerin bazıları: “Anayasaya ben kefilim.” “Miletce mutlu olmak istiyorsak anayasaya EVET denilmelidir” “Anayasaya hayır diyenler ASALA örgütü ve komünist radyolardan direktif alanlardır.” “Anayasaya karşı çıkanlar gözlerine kara gözlük takanlardır.”

37 Yani kısaca HAYIR demek yasaktı
Yani kısaca HAYIR demek yasaktı.Evrene göre bu anayasada her türlü hürriyet vardı anlaşılan bir tek anayasaya HAYIR deme hürriyeti yoktu. Evren anayasaya evet deme mitingleri düzenlerken Anayasaya Hayır deme kampanyası açmaya cesaret edenler ise sıkı yönetim komutanlıklarınca kıskıvrak yakalanıyordu. Evren en son mitingini taksimde yapıyordu.Taksimdeki konuşmasında “eğer darbe yapmasaydık burası kızıl meydan olacaktı.” diyordu.

38 Darbeciler Ülkeyi 10 yıldır teslim almış olan terör anarşi ve iç karışıklığı 1 günde bıçakla keser gibi sona erdirmişlerdi. Acaba bunu yapan bir güç ülkeyi yine bir günde bu günlere döndüre bilirmiydi??

39 Evren son konuşmasını 6 Kasım 1982 ‘de televizyon ve radyodan yaptı
Evren son konuşmasını 6 Kasım 1982 ‘de televizyon ve radyodan yaptı.Paşa bu konuşmasında son mesajını vermişti:”12 Eylül öncesine dönmek istemeyen “EVET” der”.

40 Ve seçimler olmuş halk sandık başına gitmişti
Ve seçimler olmuş halk sandık başına gitmişti. Halk bunlardan korktuğu için midir bilinmez 1982 Anayasası %92.7’lik oyla kabul edildi.

41 Hiçbir demokraside bir parti veya birhalk oylaması günümüzde bile bu kadar yüksek oy almamıştır.
Peki bu kadar oy nasıl alınmıştı??.. Yapılan anayasa Gerçekten 4x4lükmüydü Yoksa başka bir neden mi var.

42 Maddeleri tek tek değiştirilse de Günümüzde hala bu şartlar arasında hazırlanan 82 anayasası geçerlidir.

43 Dinlediğiniz için teşekür ederim...

44 Kaynakça : tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye_Cumhuriyeti_Anayasası_(1982)


"1982 ANAYASASI VE MİMARLARI.." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları