Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Barok ve Klasik Dönem Enstrümanları

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Barok ve Klasik Dönem Enstrümanları"— Sunum transkripti:

1 Barok ve Klasik Dönem Enstrümanları

2 Barok Dönem Çalgıları Klavsen Org Lavta Barok Flüt Keman

3 Klavsen Piyanonun atası olan bir enstrüman olarak bilinmekle beraber; piyano ile tek benzer yanı, iki enstrümanın da klavyeli çalgılar olmasıdır. Fakat mekanizma, ses rengi ve çalış tekniği yönünden birbirinden farklılıkları bulunmaktadır. Klavsen telleri bir mızrap ile çekerken, piyanonun çekiçleri tellere vurur. Bu da piyanonun kimi zaman vurmalı çalgılar kategorisine girmesine neden olur. Piyano mekanizmasında tuşa vuruş şiddeti çekicin tele vuruş şiddetini belirlediğinden ses şiddeti kontrol edilebilir. Klavsende ise böyle bir özellik yoktur ve tuşa nasıl basılırsa basılsın ses yüksekliği değişmez. Klavsen için Bach, Mozart, Haydn, Händel gibi birçok besteci önemli eserler yazmıştır. Ayrıca Klavsen solo enstrüman olarak kullanılmasının yanında özellikle Barok dönem orkestralarında klavyeli çalgı olarak dikkat çekmektedir.

4 Org İsmini latince "Organum"dan alır, Orgda Ses, körükle verilen havanın tahta veya metal borulardan geçerken üflemeli çalgılarda olduğu gibi içerdeki hava sütunlarını titreştirmesiyle elde edilir. Klavyeli ve pedallı bir enstrumandır. Değişik ses tonları ve notalar piyanoda olduğu gibi tuşlarla denetlenir. En çok bilinen türü kilise orgudur. Enstruman, klavyedeki tuşlar basılı kaldığı sürece ses verir. Beş katlı bina yüksekliğinde orglar bulunmaktadır. Batı klasik müzik tarihinin en eski enstrumanlarından biri olan org, önceleri daha çok hristiyanlık ile bağlantılıydı. İlk yapımı çok eski yüzyıllara uzanmaktadır (MÖ ) Uzun süre kilise müziğinde kullanılan bu çalgı, sonraları dindışı müziğin de en yetkin çalgıları içinde yer almıştır. Kilise orgcusu olarak çalışan büyük besteciler sayesinde, org için çok güzel yapıtlar oluşturulmuş, sayıları binleri aşan bir org dağarı doğmuştur. Laurens Hammond' un elektrikli orgu yapmasıyla, en kullanışlı biçimine ulaşmıştır.

5 Lavta İlk çağda Sümerler, Mısırlılar, Babilliler, Romalılar ve Yunanlarda bu sazın ilkel şekline rastlandı. Daha sonraları Araplar tarafından geliştirildi ve Endülüs Emevileri Dönemi'nde İspanyollara, oradan da batıya yerleşti. Türk müziğine 18. yüzyılda girdi. Tamburi Cemil Bey lavtayı bağa mızrapla çalarak yeni bir özellik getirdi. Bu dönemde incesaz gruplarına alındı ancak, 19. yüzyılda popülerliğini yitirdi. Bugün nadiren de olsa Barok müzikte ve Klasik Türk müziğinde kullanılmaktadır. Ud’a çok benzer. Farkları, gövdesinde uda göre daha az dilim bulunması ve perdeli olmasıdır. Ud’ta perde yokken lavtada yirmi altı tane perde aralığı bulunmaktadır. Akdeniz lavtasının çifterli takılan sekiz tane teli vardır. Bazı lavta yapımcıları en üstteki teli kaldırarak yedi telli ve yedi burgulu lavta üretirler. Barok lavtanınsa yine çifterli takılan on bir teli vardır. Ahenk tellerinin de eklenmesiyle tel sayısı arttırılabilir. Sazın atası olarak nitelendirilmektedir. Akdeniz lavtası bağa mızrapla veya plastik mızrapla çalınır. Bağa mızrapla çalındığında tambura çok yakın bir ses elde edildiği için Türk müziğindeki gelişimi olumsuz etkilemiştir. Barok lavta sağ elin baş ve işaret parmaklarıyla teller çekilerek çalınır. Ayrıca lavta çalan kişiye lavtavi denir.

6 Barok Flüt Günümüzün flütünde canlı sesler elde etmek için genellikle metal malzeme kullanılır. Fakat barok dönemde dolgun ve yumuşak ses renklerini elde etmek amaçlı tahta malzeme tercih edilmiştir. Alman çalgı yapımcısı Boehm, daha temiz ve canlı seslere ulaşabilmek için enstrümanda değişiklikler yapmıştır. Böylece flüt teknik bakımdan geliştirilerek modern kimliğini kazanmıştır. Tahta üflemeliler arasında sayılmasının nedeni ses renginin diğer tahta üflemelilerle çok iyi kaynaşması, köken ve stil bakımından da uyum sağlayabilmesindendir. Barok dönemde flüt, gelişiminin büyük kısmını tamamlamıştır. Günümüzdeki gibi üç parçadan oluşmaktadır. Barok dönemin ortalarına doğru yedinci delik de flüte eklenmiştir. Böylelikle majör ve minör gamlar dışındaki diğer gamları çalma olanağı da elde edilmiştir. Bununla birlikte flüt hem daha iyi akord edilebilir hale gelmiş hem de daha geniş bir ses aralığına sahip olmuştur. 18. yüzyılın başı flütün en parlak dönemi olmuştur. Bu dönem flütün altın çağı olarak bilinir.

7 Keman (Viyolon) Viyola ve viyolonselin de bulunduğu violin ailesinin en yüksek tondan çalan, en küçük üyesidir. Dört teli vardır. Akord sesleri pesten tize sol, re, la ve mi'dir. Keman yayına arşe denir. Arşede yapay ya da gerçek at kılının yanı sıra ham misina olarak adlandırılan bir madde de kullanılabilir. Ayrıca yayını düzgünleştirmek ve sesi güzelleştirmek amacıyla arşeye reçine adı verilen madde sürülür. Reçine bala benzeyen sarı renkli katı çam sakızından üretilen bir maddedir. Uzunluğu 60 cm'dir. Yayla çalınan telli bir çalgıdır. Keman gibi yaylı enstrümanların kökeni, Orta Asya göçebe atlı kültürlerinden gelmektedir; Kazak Kopuzu buna misal olarak gösterilebilir. Tüm bu enstrümanların yayları günümüzde de olduğu gibi at kılından yapılır. Bu müzik aletleri, Orta Asya'dan İpek Yolu aracılığıyla, Çin'e, Hindistan'a ve Orta Doğu'ya yayılmıştır. Orta Doğu'da Bizans, lir adı altında ilkel bir keman çeşidi geliştirmiştir. Günümüz anlamdaki keman ilk olarak 14.yüzyılda Kuzey İtalya'da ortaya çıktı. 16.ve 17. yüzyıldaki Keman yapım ustaları Nicolo Amati, Paolo Maggini, Giuseppe Guarneru, Antonio Stradivarius Keman'a son şeklini vermişlerdir. Keman asıl biçimi korumakla birlikte 19. yüzyılda bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir.

8 Klasik Dönem Çalgıları
Piyano Klarnet Cello(Viyolonsel) Obua Fagot

9 Piyano (Pianoforte) Tuşlu bir çalgıdır. Piyanoda ses, teller vasıtasıyla elde edilir. Piyanonun tuşlarına basıldığında içindeki tahta çekiç tellere vurarak sesi oluşturur. Tahta çekicin tellere vurmasından dolayı piyano vurmalı müzik aleti sanılır. Piyano klasik ve caz müzikte yaygın olarak kullanılır Akustik piyanolar genellikle ses tahtasını ve metal telleri çevreleyen aynı zamanda koruyan ahşap kasadan oluşmakla birlikte 88 tuşa (52 beyaz tuş, 36 siyah tuş) sahiptir. Piyano, tuşlarına basıldığında içerisindeki teller aracılığıyla ses çıkarır, tuş bırakıldığında ise teller damper (titreşim azaltan parça) yoluyla susturulur. Fakat pedallar yardımıyla tuşlardan parmaklar kaldırmasına rağmen sesi uzatmak mümkündür. Piyanoda herhangi bir tuşa bastığımızda keçe ile kaplanmış çekiç o tuşa ait tellere vurur, ardından geri gelir ve çekiç eski konumuna gelmesine rağmen teller titreşmeye devam eder. İlk piyano 1700'lü yıllarda İtalya, Floransa'da yapıldı. Piyano büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar. "Piyanistler, diğer çalgıları çalanlara nazaran, çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, küçük yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisidir. Hatta günümüzde çok daha küçük yaşlara yönelik piyano eğitimi verilebilmektedir.

10 Klarnet Klarinetin gövdesi silindir biçimindedir. Kalak bölümü ise obuanın kalağına oranla daha geniştir. Dikkatlice yontulup biçimlendirilen bu kamış parçası, ağızlık üzerine takılır. Çalıcının nefesi ile titreşime geçirilen kamış, boru içindeki havayı titreşime geçirerek ses elde edilmesini sağlar. Çalıcının sol eli yukarıda, sağ eli ise aşağıda olmak üzere az bir eğimle yere doğru tutulur. Klarnet tarihi 19. yüzyılda Chalumeau (Şalümo) adıyla orkestralarda icra edilen bu nefesli saz klarnetin atasıydı. Fransızcadan gelen bu isim nefesli sazların genel adıydı. Aynı yüzyılda Denner adlı çalgı yapım ustası Şalümo’yu geliştirerek bugünkü sisteme doğru ilk adımı atmıştır. 18. yüzyılda keşfedilen enstrümanın orkestraya dâhil edilmesi 1750 yılında olmuştur. 1800’lü yıllarda klarnetin oda orkestralarında yaygınlaşmasında Mozart’ın rolünün büyük olduğu bilinmektedir yılında ses sistemleri için metal tuş mekanizması flüt ve obua’da olduğu gibi klarnette de kullanılmıştır yılları arasında klarnet artık radyo ve stüdyo kayıtlarında önemli yer tutmaya başladı. Perde sistemlerinin esas amacı akustiğin daha kaliteli elde edilmesi yönünde idi. klasik, caz ve pop orkestralarının vazgeçilmez nefesli sazı olarak bugün konservatuvarlarda eğitim metotlarında ve müzik literatüründe yerini almıştır.

11 Cello (Viyolonsel) Viyolonselin tarihsel gelişiminin, 11. veya 12. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan, yaylı çalgılar ailesi olarak bilinen viol’lerden oluştuğu kabul edilmektedir. ''Cello'' (çello) Yaylı çalgılar (violin) ailesinin bas enstrümanı olan viyolonsel, 16. yüzyılın başında, değişik ölçüler ve ses aralığına sahip olarak yaylı çalgılar ailesinin (6 telli eski tarz viyolonsel) olarak bilinen bir üyesi olarak ortaya çıkmıştır. Viyolonselin o dönemlerde bas ses ihtiyacını karşılamak için ortaya çıktığı söylenebilir. Günümüzdeki en eski viyolonsel 1572 yılında bilinen en eski lüthiyer(Enstrüman yapımcısı) olan Andre Amati tarafından yapılmıştır. Amati, çalgıya ilk modern şeklini ve kendi ismini vermiştir. 16. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve 17. yüzyılda da topluluk çalgısı olarak kullanılan viyolonsel, daha sonra solo çalgı olarak icra edilmeye başlanmıştır. Hemen hemen bütün trio, kuartet, kantat ve daha büyük oda müziği topluluklarında yer alır. Bestecilerin tını olarak ilgi gösterdiği ve orkestralarda bas niteliği ve ses tınısı ile aranılan çalgı olmasına sebep olmuştur.

12 Obua Nefesli çalgılar ailesinden bir müzik aletidir. Obua, ağız ve hava basıncıyla çalınır. Ahşaptan yapılan Obua'nın üretiminde genellikle abanoz ya da gül ağacı tercih edilmekle birlikte şimşir ve sedir ağaçları da kullanılmaktadır. Diğer ahşap nefesli çalgılarla karşılaştırıldığında obua daha derinlemesine bir ses verir. Orkestralarda akort işlemi için la sesi obuadan alınır. Mezzosopranodan sopranoya uzanan bir yelpazede yer alır. Notaları sol anahtarı ile yazılır. Obua, 18. yüzyılda çoğu orkesra bu enstrümanı bünyesine katmaya başlamıştı. Tarih boyunca bazı besteciler, obua için solo eserler bestelediler. Bunların arasında, George Frideric handel, Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart ve Ludwig Van Beethoven vardır. Klasik dönemde tuş sayısı artarken, çapı giderek daralmıştır. Viyana döneminde, özgün obua çap ve ton özellikleri çok az değişim göstererek günümüze kadar korunarak geldi.

13 Fagot Ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Akçaağaç ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir. Dört parçanın birleşmesinden oluşur. Kalak Çizme. (çift borulu bölüm) Bas. (veya Uzun) Tenor. Çizme bölümü en alttadır. Çizmenin içi yan yana oyulmuş ve alttan birbirine "U" şeklinde bağlanmış iki borudan oluşur. Bas bölümün üstüne de kalak eklenir. Kalak bölümünün en üstüne "S" şeklinde kıvrılmış metal bir boru takılır. "Es borusu" denilen bu borunun ucuna da çift kamışlı ağızlık takılır. Günümüzde genellikle iki sistem vardır. Alman Heckel (Heykel okunur) sistemi ve FransızBuffet (Büfe okunur) sistemi. Alman sistemi fagotlar daha yaygındır. Nota üzerinde yazılan sesleri çıkarır. Kalın sesleri için Fa anahtarı, ince sesler için Do anahtarı kullanılır.


"Barok ve Klasik Dönem Enstrümanları" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları