Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
KLASİK VE BAROK DÖNEM ÇALGILARI
DERS : MÜZİK HAZIRLAYAN GİZEM YILDIZ
2
1. Klasik Dönem Enstrümanları
*Piyano *Keman *Çello *Flüt *Obua
3
1.1 PİYANO Klavyeli, telli, ağır ve büyük çalgı. Standart bir piyanoda, 52 beyaz tuş ve 36 siyah tuş olmak üzere, toplam 88 tuş vardır. Tuşların en ucunda bir tablaya bağlı olan çekiçler tellere vurarak tellerde titreşim yaratır. Tellerin titreşimi üzerine gerili olan eşik aracılığıyla ses tablasına iletilir. Ses tablası sesi büyütür. Eskiden deriyle kaplanan çekiçler artık keçeyle kaplanmaktadır. Çoğu piyanoda bulunan susturucu pedal ya da ses uzatıcı pedal olarak adlandırılan pedal, bütün keçe ses kısıcılarını kaldırır ve tellerin serbest titreşmesini olanak tanır. İlk piyanonun yapıldığı 18. yüzyıl başlarından günümüze kadar geçen zaman içinde değişerek gelişen piyanonun, sokak piyanosu, masa piyanosu, otomatik piyano, konsol piyano gibi çeşitleri vardır.
4
1.2 KEMAN Muhtemelen en tanınmış orkestra çalgısı olan Keman bir yayla çalınan telli bir enstrümandır. Keman ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip olan üyesi olan kemanın yanında diğer üyeleri Viola, Çello ve Konturbas’ dır. Keman kendine özgü biçimiyle 16. yüzyılda Avrupa’ da ortaya çıktı.Çalgının dört teli vardır Pesten tize doğru doğru Sol, Re, La, Mi. Keman ailesinden çalgılar; keman, viyola, çello ve konturbas adlarını taşır. İlk kemanlar, Bavyera’ nın Füssen kentinde İtalya’ nın Brescia ve Cremona kentlerinde ve aynı çağda Paris’ de yapıldı. 19. yüzyılda İtalyanlar keman yapımında ilk sırayı Paris’li ustalara kaptırdı. Bu ustalar Nicolas Lupot Jean – Baptiste, Vuillaume’ dir Çalgının iç yapısında da gerekli değişiklikler yapıldı. Köşeler, takozlar, bas balkonu ve can direğinin boyutları büyütüldü.Yapımcılar 19. yüzyıla değin her türlü telli çalgıyı yapıyorlardı. 20. yüzyılda uzmanlaşmaya başladılar. En büyük keman yapımcıları arasında GagliAnolar, C.Fegant, J. B. Guadagnini, A. Guarneri, L. Guersan, Klotlar, G. P. Maggini, D. Montagnana anılmalıdır.
5
1.3 ÇELLO Çello, 16. Yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkmaya başlamış olan bir çalgıdır. Bu çalgı kadın vücudunu anımsatan bir görüntüye sahiptir, Viola De Gamba adı verilen çalgı, ebatlarından kaynaklı olarak bacak arasına alınır ve bu şekilde çalınır. Çellonun orta kısmında F harfini anımsatan iki adet ses deliği bulunur. Ünlü birçok müzisyenler çellonun sesinin insan sesine en yakın ses olduğunu söylemektedir. Çello’nun belli başlı örneklerine 16.yy rastlamak mümkündür, ortaya çıktığı günlerde orkestralarda bas seslerin yanına desteklemek için kullanılmıştır. Bu enstrümanın kendi başına kabul görmesi ise 18. Yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir, oldukça büyük bir çalgı olmasından dolayı bir saz, bir keman gibi müzik aletlerinin niteliğini asla taşımamıştır. İlk çello’yu piyasaya süren kişi Andrea Amati’dir, Luigi Boccherini ve Andrea Amati gibi ünlü olan besteciler sadece çello adına süitler hazırlamıştır. Bundan sonra çello, kendi başına bir çalgı aleti olmayı başarmış ve orkestralarda bas sese destek olmayı bırakmıştır.
6
1.4 FLÜT Flüt, sözlük anlamıyla,kamış dili olmayan çeşitli tipteki tahta üflemeli çalgıların genel adı olarak geçmektedir. En yaygın olanı yan flüttür (flauto traverso),19mm çapında ve 76 cm uzunluğunda bir boru üzerindeki 14 ya da daha çok ses deliklerinden oluşur. Ağızlığının yanındaki delikten üflenen hava keskin bir kenara çarparak kırılır ve ses titreşimlerini oluşturur. Delikler önceleri parmakla kapanıyordu, sonraları kaldıraçlı bir düzeneğe bağlı kapaklarla çalgı bugünkü biçimini aldı. Ses delikleri, titreşen hava sütununun genişliğini ve bununla birlikte sesin yüksekliğini belirler. Havanın üfleniş biçimi ve hızıyla deliklerin açılıp kapanması, ses perdelerindeki değişmeleri oluşturur. Rönesans kadar hiçbir değişiklik yapılmadan ilk biçimiyle çalınan flüte, 1720 den sonra anahtarlar eklendi. 19.yy’da Theobald Boehmün ( ) ve Max Schwedlerin ( ) buluşlarıyla günümüzdeki biçimini aldı. Bugün çoğunlukla maden (Alman gümüşü), pleksiglas ya da tahtadan yapılan flütün çok uzun geçmişi olasılıkla bambu kajnışıyla başlar. Sonraları kemik, porselen, fildişi, abanoz, şimşir ağacı gibi malzemeler kullanıldı. Yan flütler 16.yydan başlayarak orkestralarda ve askeri bandolarda yer aldı. Küçük flüt (flauta piccolo) cm boyunda olur. Orkestrada tiz sesli bir efekt çalgısı olarak yer alırsa da, daha çok askeri müzikte kullanılır. Alto flüt ise bir aktarım (transpozisyon) çalgı işlevini görür. Ravel ve Stravinskinin bazı eserlerinde özgün biçimde kullanılmıştır.
7
2. Barok Dönem Enstrümanları
*Org *Gitar *Lavta *Klavsen
8
2.1 ORG Org, ismini Latince "Organum"dan alır, Türkçedeki gerçek ismi ise Rumcadaki "Orğanôn" kelimesinden gelen "Erganun"dur. Orgda Ses, körükle verilen havanın tahta veya metal borulardan geçerken üflemeli çalgılarda olduğu gibi içerideki hava sütunlarını titreştirmesiyle elde edilir. Klavyeli ve pedallı bir enstrümandır. Değişik ses tonları ve notalar piyanoda olduğu gibi tuşlarla denetlenir. En çok bilinen türü kilise orgudur.Enstrüman, klavyedeki tuşlar basılı kaldığı sürece ses verir. Parmaklarla uygulanan kuvvetin sesin dinamik aralığını değiştirmediği enstrüman buna rağmen tını ve ses yüksekliği açısından geniş bir aralığa sahiptir. Beş katlı bina yüksekliğinde orglar bulunmaktadır. Batı klasik müzik tarihinin en eski enstrümanlarından biri olan org, önceleri daha çok Hristiyanlık ile bağlantılıydı.
9
İlk yapımı çok eski yüzyıllara uzanıp (MÖ yıllarında) Mısır da Ktesibios adında birinin Pan Flavtası'nın çok büyüğünü su gücüyle çalıştırarak sesler elde ettiği ve böylelikle ilk su orgunu yaptığı söylenir. MS III. Yüzyıla doğru Hydraulis adını alan su orglarında kullanılan su basıncı; yerini hava basıncına bıraktı ve ardından “register” olarak adlandırılan ve ses özelliklerinin değişimini sağlayan düzen bulundu yüzyıla kadar üç tip org varlığını sürdürdü; Portatif Org, Pozitif Org, Büyük Org. Klasik org Avrupalı yapıcılar elinde gelişerek yüzyıl sonlarında bugünkü biçimine ulaşmıştır. İlk olarak tiyatrolarda ve sirklerde kullanılan ve din dışı müzik çalgısı olan org; Roma İmparatorluğu döneminde bütün batı dünyasına yayıldı. 10. yüzyıldan başlayarak, çok sesli yapıtların çoğalmasıyla da birlikte din dışı müzik alanından kilise müziği alanına kaydı. Uzun süre kilise müziğinde kullanılan bu çalgı, sonraları din dışı müziğin de en yetkin çalgıları içinde yer almıştır. Kilise orgcusu olarak çalışan büyük besteciler sayesinde, org için çok güzel yapıtlar oluşturulmuş, sayıları binleri aşan bir org dağarı doğmuştur. Laurens Hammond'un elektrikli orgu yapmasıyla, en kullanışlı biçimine ulaşmıştır. İlk kez 1934'te ABD'de yapılan elektronik orgda borular ve hava mekanizması bulunmaz; sesler elektronik olarak üretilir. 2.1 Org klise Orgu
10
2.2 GİTAR Gitar, parmakla veya pena ile çalınan, esasen sekiz şekline benzeyen, yan kısımları oval, sap üzerinde ses perdeleri olan, telli bir çalgı türü. Gitarlar genelde altı tellidir ve farklı çeşitlerdeki ağaç türlerinden yapılabilirler. Gitar neredeyse her türlü müzik türünde kullanılan bir müzik aletidir. Gitarın gövdesinin ortasında ses deliği denilen yuvarlak bir boşluk bulunur. Gitarın telleri titreştiğinde gövdenin içinde bulunan hava titreşir ve tek çıkış noktası olan bu yuvarlak boşluktan dışarı ses olarak geri çıkar. Klasik gitarda; kalın 3 tel, ipek üzerine sarılmış çelik, ince 3 tel ise naylondur. Genellikle parmak ile çalınır. Klasik gitarda sağ elin görevi daha fazladır. Sağ eli kullanarak gitarda çok farklı ritim ve harmonikler oluşturulabilir. Genelde klasik ve flamenko tarzı müziklerde kullanılır.
11
2.3 Lavta Lavta; gövdesi armut biçimli, kısa saplı, mızrapla ya da parmakla çalınan uttan küçük telli çalgıdır. Sırtı akçaağaçtan, göğüs kapağı köknardan yapılır. Sırt bölümü kasnaksızdır, birbirine yapıştırılmış dilimlerden oluşur. Göğüs kapağının ortasında özenle oyulmuş gül (rozet) biçiminde bir delik bulunur. Kısa geniş sap, kendisine göre bir dik açı oluşturan kulaklıkla sona erer. Genişliği üzerinde bulunan tel sayısına göre değişen sap, 7-12 perdeye bölünmüştür. Genellikle tiz telin dışındaki teller ikişer ikişer düzenlenir. Önceleri 11 daha sonra 6 telli biçimi kullanılan lavta, gitardan daha tınılı ve daha geniş ses alanlıdır. Lavta benzeri çalgılara daha İÖ 2. binyılda Mezopotamya’ da rastlanmış olmasına karşın, Antik Çağ’da Yunanistan’da oldukça geç kullanılmaya başlandılar. Batı, lavtanın ana biçimin 13. yüzyılda İran-Arap kültür çevresinden, olasılıkla da İspanya ve Güney İtalya üzerinden aldı. Yeniçağın başlarında Batı’da en önemli çalgı durumuna gelen lavta, 16. ve 17. yüzyıllarda altın dönemini yaşadı, bir solo ve eşlik çalgısı olarak sonraları piyanoda görüleceği gibi, yaygınlıkla kullanıldı. Lavta Türk müziğinde eskiden kemençe ile birlikte köçekçe takımlarına eşlik ederdi. Sapına perdeler bağlanmış olmasıyla uttan ayrılan lavta günümüzde çok az kullanılır.
12
2.4 Klavsen Klavsen, piyanoya benzer, telli ve klavyeli çalgı. Klavsen, tuşa basılınca harekete geçen küçük bir kaldıracın kımıldattığı mızrabın telleri çekmesiyle ses verir. Klavsen ile piyano arasındaki temel fark budur. Piyano da aynı mekanizmayla çalışmakla birlikte kaldıracın kımıldattığı küçük çekişlerin telleri vurmasıyla ses verir. Klavsen’in atası psalterim ve tympanum adlı çalgılardır. Ses kapsamı 4 oktavı aşan klavsende üstüste iki klavye ve 55 tuş bulunur. En parlak dönemini 18. yüzyılda yaşayan klavsen, daha sonra yerini piyanoya bıraktı. Klavsen günümüzde, yalnız bu çalgı için bestelenmiş eserlerin seslendirilmesi için kullanılır.
13
KLASİK VE BAROK DÖNEM ÇALGILARI
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EGİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI MATERYAL TASARIMI SUNUMU ÜNİTE PLANI KLASİK VE BAROK DÖNEM ÇALGILARI DERS : MÜZİK HAZIRLAYAN GİZEM YILDIZ
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.