Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ALT SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI ve KORUNMA
Dr.İsmet Öncü Moderatör Prof.Dr.Emine Kocabaş Sağlık Slayt Arşivi:
2
Tanım Bronşit, bronşiolit, pnömoni veya her üçünün herhangi bir kombinasyonunu içeren ve sıklıkla birbirlerinin yerine kullanılan bir terimdir.
3
Epidemiyoloji her yıl dünyada 4 milyon çocuğun ölmesine neden olmaktadır. Bunların 2/3 ü 12 aydan özellikle de 2 aydan küçük bebeklerdir
4
Çocuklarda Alt Solunum Yolu İnfeksiyonlarına Zemin Hazırlayan Risk Faktörleri
Yaş (2 yaşın altında olmak) Düşük doğum ağırlığı ve Prematürelik Anne sütü ile beslenememe Malnütrisyon Düşük sosyoekonomik düzey Kalabalık yaşam koşulları Ev içi ve ev dışı hava kirliliği (başta sigara) Sağlık hizmetlerinden yararlanamama Anne yaşı ve annenin eğitimi Yetersiz bağışıklama Altta yatan hastalığın olması
7
ALTSOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI
BRONŞİT BRONŞİOLİT PNÖMONİ Akut ankomplike pnömoni Akut komplike pnömoni Rekürran / Persistan pnömoni İmmunsupresif hastada pnömoni
8
AKUT BRONŞİT Trakea ve orta boy broşların akut inflamasyonudur.
Hastalık en fazla kış aylarında ve ani iklim değişikliklerinin bulunduğu sonbahar ve ilkbaharda rastlanır öksürük,hırıltılı solunum ve solunum seslerinin artması ile giden ateşli bir hastalıktır
9
Etyoloji Virüsler (en sık): - İnfluenza - Parainfluenza - Rhinovirüs
- Adenovirüs - RSV - Mycoplasma pneumoniae(5 yaşın üstünde en sık etken) - Kızamık virüsü Bakteriler(viral eneksiyona sekonder) -S.pneumoniae -H.influenza
10
İlk 6 yaşta RSV ve parainfluenza tip 3
ilk 2 yaşta adenovirüsler 6 yaştan sonrada mikoplazma en sık etiyolojik etkendir. Boğmaca ve H.influenza bakteryel ajanlardır ama sık raslanmaz
11
Epidemiyoloji İki yaşına kadar sıktır (% 6.7) dir
En az ise 12 yaştan sonra (%0.91) görülür.
12
KLİNİK Başlangıç viral ÜSYE gibi Baş ağrısı Boğaz ağrısı
Burun akıntısı Konjunktivit Öksürük (sıktır) Balgam (başlangıçta müköz ,sonra pürülan)
13
KLİNİK PREZENTASYON Ateş daima 37.8-39o C dir.
Kuru ve gürültülü öksürük ve büyük çocukta balgam her zaman eşlik eder. Göğüs ağrısı sık öksürüğe bağlı gözlenebilir
14
Klinik Klinik seyir genelde 3 döneme ayrılır:
Prodromal dönem: 1-2 gün sürer,ÜSYE semptomları hakimdir. Trakea-bronşial dönem: 4-6 gün sürer İyileşme ve ekspektorasyon dönemi : hafta sürer.Bu dönem nadiren sekonder bakteryal enf. eklenir ve hastanın ateşi tekrar artar.
15
TANI Kliniktir. Tanıda labaratuvar yardım etmez.
1/3 vaka da WBC üstüne çıkar.(Lenfosit hakimiyeti var) Akciğer grafisi genelde normaldir
16
TEDAVİ Semptomatik istirahat Buhar ve bol sıvı çok faydalıdır.
Postural drenaj yapılmalı Antitussif,Antihistaminik,dekonjestanlar yararsızdır Antibiyotik sekonder bakteriyel enf. varsa verilir
17
Prognoz PROGNOZ:Çok iyidir 7-10 gün içinde klinik iyileşme görülür.
18
BRONŞİOLİT Küçük hava yollarının inflamatuvar
obstrüksiyonu sonucu gelişen sık bir alt solunum yolu hastalığıdır Süt çocuğunun hastalığıdır (2-12 ay) Öksürük, nezle, hafif ateş ile başlar Ekspiratuvar wheezing, hırıltı, takipne, hava hapsi, retraksiyon, hipoksemi ve hiperkapni ile solunum yetmezliğine ilerleyebilir.
19
BRONŞİOLİT İlk hastalık atağı daima 2-6 ay arasıdır.
Virüsler, özellikle RSV olguların çoğundan (%45-75) sorumludur. Hiçbir bakteriyel ajan akut bronşiolitten sorumlu değildir. Ciddi bronşiolitlerde daima allerjik bir komponent ve bir “airway hiperactivty”yapan bir faktör vardır.
20
Etiyoloji RSV İnfluenza A ve B
Parainfluenza virüs 3 (sonbahar epidemi) Adenovirüsler M.pneumonia Rhino virüsler 9-15 yaş arasında ilk sırayı M.Pneumoni 2. sırayı rinovirüsler alırken her yaşta parainfluenza virüs 3. sıradadır
21
Epidemiyoloji RSV ve influenza virüsler kış-ilkbahar başında
PIV tip1 ve 2 sonbaharda Rhinovirüsler,Adenovirüsler ve M. pneumoniae bütün mevsimlerde PIV tip 3 ve Enterovirüsler yaz sonbaharda
22
Epidemiyoloji 2-6 ay arasında en sıktır.
Salgınlar % 90 ocak-mayıs ayları arasında görülür. Erkek çocuk kentte yaşam prematür doğum öyküsü konjenital kalp hastalığı immun yetmezlik ile hospitalizasyon riski artıyor.
23
Patofizyoloji Bronşial hiperreaktivite. İmmün hasar
İnflamasyon,havayollarında daralma ve düz kas kontraksiyonu ile klinik tablo ağırlaşır.
24
Klinik Gidiş Erişkinden virüs bulaşma hikayesi vardır.
Bulaştan 4-6 gün sonra başlar. Burun akıntısı Öksürük İrritabilite,iştahsızlık ve kusmadır. Ateş daima vardır ve 39 derece ve üstüdür. Taşikardi Takipne(50-80/dakika).
25
Klinik Gidiş Subkostal ,interkostal retraksiyonlar burun kanadı solunumu,ekspiryum uzaması Dinlemekle çok kaba raller, wheezing ve ince kalıcı olmayan raller alınır. Siyanoz görülebilir yani tablo tipik akut obstriktif amfizemdir.
26
Klinik Gidiş Farenjit (%50) Konjonktivite 1/3 vakada,
Otitis media % 5 vakada vardır. Karın hepatosplenomegaliye bağlı şişer. Ateş 3 gün, Öksürük 7-10 gün sürer, Wheezing uzayabilir
27
Laboratuvar Beyaz küre 12.000-16.000 arasıdır.
Akciğer grafisi hiperaerasyon dışında normaldir. Kan gazları hipoksemiktir
28
Ayırıcı Tanı Enfeksiyonla tetiklenen reaktif hava yolu hastalığı Astım
Gastroözofageal reflu Aspirasyon ile kimyasal irritasyon sonucu gelişen pnömoniler Anatomik anormallikler (vasküler ring, akciğer kistleri) Adenoid hipertrofi ya da retrofaringeal apselerle nazofarinksin obstrüksiyonu, Krup ya da yabancı cismin neden olduğu laringeal obstrüksiyon Konjestif kalp yetmezliği
29
Tedavi Nemli oksijen verilmesi Hidrasyon ve elektrolit desteği
Pozisyon: hastanın başı 10-30º destekli yatırılmalıdır Buhar tedavisi: bronşiyolitte refleks bronkospazma neden olabilir. Antipiretikler ile ateşin düzeltilmesi takipnenin kontrolüne yardımcı olur Mukolitik ajanlar prodüktif öksürüğü olan büyük çocuklarda kullanılabilir. Bronkodilatatör tedavi
30
Nemli oksijen verilmesi
Tedavinin temelidir. Pulse-oksimetre ile monitorizasyon yapılmalı Oksijen satürasyonu <%95 ise ya da solunum sıkıntısı artarsa arteriyel kan gazları ölçülmelidir. PaCO2 normal ise yeterli ventilasyon, PaO2 normal ise yeterli oksijenasyon söz konusudur
31
Bronkodilatatör tedavi
Nebulize albüterol ya da salbütamol (β2 adrenerjik reseptör agonistleri), Nebulize ipratropium bromid (antikolinerjik), Nebulize metaprololol (β1 adrenoreseptör antagonisti), Rasemik epinefrin (α ve β reseptör agonisti) kullanılabilir.
32
Bronkodilatatör tedavi
Genel olarak önerilen; wheezingi olan hastalarda beta agonist ajanların aerosol olarak denenmesidir. Eğer; solunum sıkıntısı, wheezing, eksprium uzunluğu ve ronküslerde azalma Oksijen satürasyonunda düzelme ile yanıt alınıyorsa tedavi sürdürülmelidir.
33
Bronkodilatatör tedavi Yan etkileri
Taşikardi Hipertansiyon Flushing Öksürükte artma Hiperaktivite ve tremordur.
34
Tedavi Kortikosteroid inflamasyonu azaltıyor fakat; viral replikasyonu arttırıyor Antibiyotiğin yeri yoktur
35
Tedavi Amantadin,Rimantadin: İnfluenza A
Oseltamium,Zanamium: influenza A-B Ribavirin: RSV, Adenovirüs, İnfluenza A-B, Parainfluenza virüs Ağır RSV epidemilerinde hiperimmün RSV-igG preparatlar(Respigam) yararlı olabilir.
36
Tedavi Mukusun visko-elastikiyetini sağlıyan Dnase deneysel olarak çalişilmaktadır.
37
Pnömoni Bakteriler ve Virüsler gibi infeksiyöz etkenlere yanıt olarak alveol ve intertisiyumda gelişen bir inflamasyondur. Fungus ve parazitler ise genelde bağışıklık sistemi baskılanmış çocuklarda pnomoni etkenidir.
38
Epidemiyoloji Çocukluk çağında pnömoni insidansı 1-5 yaşlarında en sıktır. Ülkemizde “ 0” yaş grubunda bebek ölümlerinin %48.4’ü, 1-4 yaş grubunda çocuk ölümlerinin %42.1’ i pnömoni nedeniyle gerçekleşmekte
39
Türkiye’de pnömoni mortalitesi
İlk yaştaki çocuk ölümlerde 2. 5 yaş altı çocuk ölümlerinde 1.sırada Sağlık Bakanlığı-1998
40
RİSK FAKTÖRLERİ Yaş (2 yaşın altında olmak) Erkek cinsiyet
Düşük doğum ağırlığı Prematürelik Anne sütü ile beslenmeme Malnütrisyon, D vitamini eksikliği Düşük sosyoekonomik düzey Kalabalık yaşam koşulları Yetersiz bağışıklanma (kızamık,boğmaca,Hib aşısının yapılmaması) Altta yatan hastalık ( KKH, Kr.AChast, DM) Bağışiklık sistemini etkileyen hastalık Kortikosteroid kullanımı Anne yaşı ve eğitimi Kış mevsimi
41
Etiyoloji Kan kültüründe üreme oranın düşük olması,
iyi bir balgam örneğinin alınamaması Akciğer aspiratı ve BAL gibi invazif yöntemlere izin vermemesi gibi nedenlerle etyolojiyi saptamak güçtür Olguların %20-60’ında etken saptanamaz.
42
Etiyoloji Çocuklarda olası pnömoni etkenleri yaş gruplarına göre farklılıklar gösterir. Küçük çocuklarda viral etkenler; büyük çocuklarda bakteriyel etkenler ön plandadır
43
Çocukluk Çağı Pnömonilerinde Yaş Gruplarına Göre Etkenler
0-3 hafta GBS, Gram negatif bakteriler(E.coli,K.pneumoniae), L .monocytogenes, virüsler(CMV,HSV,anaeroblar) 3 hft- 3 ay C.trachomatis, Virüsler (RSV,Parainfluenza,influenza,adenovirüs,CMV) S. Pneumoniae,Bordetella pertusis,S. aereus 4 ay– 5 yaş Viruslar (RSV, Parainfluenza, influenza, adenovirüs, Rhinovirüs,Kızamık,VZV), S.pneumonia, H.influenza, S.aureus, GAS, Mycobacterium tuberculosis, B.pertusis 5 – 9 yaş S.pneumonia, M.pneumonia, C.pneumonia, S.aureus, GAS,, Mikobakteriler, Viruslar(adenovirüs,EBV, Parainfluenza,influenza,) >10 yaş M.pneumonia,, C.pneumonia S.pneumonia Mycobacterium tuberculosis
44
Etiyoloji GBS ve gram negatif enterik bakteriler Y.D da en sık görülen patojenlerdir. 3 hafta- 3 ay arasında pnömonin nedeni bakteriyeldir ve Streptococus pneumoniae en sık görülen patojendir. Çocuklarda TKB’lerin %14-35’inden viral etmenler sorumludur.
45
Etiyoloji S.pneumoniae neonatal dönem dışında tüm çocukluk döneminde en sık görülen bakteriyel nedendir. 5 yaş ve üstü,adelosanlarda Atipik patojenlerden Mycopasma pneumoniae(%4-39) ve Clamidya pneumoniae (%0-20),S.pneumoniae den sonra TKB’nin en sık saptanan etkenlerdir
46
Etiyoloji Bordetalla pertusis, özellikle aşı yapılmamış TKP tanısı almış bütün çocuklarda düşünümelidir. Mycobacterium tuberculosis özellikle tbc enfeksiyon prevelansının yüksek olduğu ülkelerde, yüksek riskli gruplarda TKP’a neden olan spesifik pnömoni etkenidir.
48
Ciddi oranda olgu , 1- Çifte bakteriyel 2-Çifte viral ve
3-Karma viral-bakteriyel enfeksiyona sahiptir Solunum yolu virüslerinin hava yolundaki bakteri kolonizasyonuna neden olur Karma viral-bakteriyel infeksiyonlar ; RSV enf. yaygın olduğu 2 yaş altındaki çocuklarda sık görülür.
49
Çocukluk çağında pnömoniye neden olan bakteriyel etkenler
Sıklıkla neden olan bakteriyel etkenler Daha az sıklıkla neden olan etkenler Streptococcus pneumoniae Haemophilus influenzae tip b Tiplendirilemeyen Haemophilus İnfluenzae Staphylococcus aureus Mycobacterium tuberculosis Streptococcus pyogenes Anaerobik ağız florası Tip b dışı tiplendirilebilen H.influenzae Bordetella pertussis Klebsiella pneumoniae Escherichia coli Listeria monocytogenes
50
Doğum-20 gün Özellikler Grup B streptokoklar yaygın
Gram negatif enterik bakteriler Listeria monocytogenes 3 hafta – 3 ay Streptococcus pneumoniae Bordetella pertussis Staphylococcus aureus 4 ay – 4 yaş Haemophilus influenzae Mycobacterium tuberculosis 5-15 yaş Özellikler Erken sepsisin bileşeni, ağır, bilateral, yaygın Genellikle hastane kökenli Erken sepsisin bileşeni Bu yaş grubunda bile en sık etkenlerden Temel olarak havayolu duyarlılığı, nadiren pnömoni yapar Sıklıkla efüzyonla komplike ciddi infeksiyon yapar Lober veya segmental pnömonilerde en sık etken, Tüm tipleri ve tiplendirilemeyenleri gelişmekte olan ülkelerde sorundur Hastalık prevalansının yüksek olduğu bölgelerde önemli bir pnömoni etkenidir Lober pnömoninin en sık etkeni
52
Pnömokokkal pnömoni S. pneumoniae çocuklardaki bakteriyel pnömonilerin en sık nedenidir. Klinik bulgular yaşa göre farklılıklar gösterir. Büyük çocuklarda ani başlayan yüksek ateş (hemen daima 39¡C ve üzerindedir), titreme, balgamlı öksürük, plöretik tipte göğüs ağrısı ve toksik görünüm tipiktir. F.M de tutulan bölgede raller,ronkuslar, solunum seslerinin alınmaması veya azalması,bronşiyal ses duyulabilir.
53
Pnömokokkal pnömoni Küçük çocuklarda ise yüksek ateş, takipne,
letarji, iritabilite, kusma, diyare ve karın ağrısı gibi özgül olmayan bulguların ağırlıkta olduğu bir tablo görülür. Radyolojik olarak çoğunlukla yama tarzında alveoler infiltrasyonlar veya lober konsolidasyon saptanırken, bazı hastalarda bronkopnömonik infiltrasyonlar görülebilir.
54
Pnömokokkal pnömoni AC grafisinde bilateral tutulum,plevral efüzyon, pnömotosel ve pnömotoraksın varlığı ağır bakteriyel pnömoninin göstergesidir. Lökosit sayısı çoğunlukla /mm3 ve üzerindedir, ancak bazı hastalarda normal sınırlarda olabilir. Pnömokokkal pnömoniden şüphelenilen ateşli çocuklardan kan kültürü alınmalıdır. S. Pneumoniaek küçük çocuklarda bakteriyemiye yol açarak sepsis, menenjit, otitis media,septik artrit ve diğer fokal infeksiyonlara neden olabilir
55
H. influenzae pnömonisi
H. influenzae tip b (Hib) ve hem de tiplendirilemeyen H. influenzae suşları pnömoniye neden olur. Tiplendirilemeyen H. influenzae suşları ile oluşan pnömoniler etkenin üst solunum yollarından aspirasyonu sonucu gelişirken H. influenzae tip b’ye bağlı pnömoniler genellikle bakteriyemi sonucu oluşur. Kan veya plevral sıvıdan etkenin üretilmesi kesin tanıyı sağlar.
56
H. influenzae pnömonisi
Pnömoniye küçük çocuklarda sıklıkla menenjit, otitis media gibi vucudun başka bir yerindeki infeksiyon eşlik eder. Klinik daha sinsidir. Belirtiler birkaç hafta öncesinden başlar. H. influenzae tip b en sık olarak 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarda invazif infeksiyonlara (menenjit,vb) neden olur. H. influenzaetip b aşılamasının rutin olarak uygulandığı ülkelerde invazif Hib infeksiyonlarının görülme sıklığı %95 oranında azalmıştır.
57
S. aureus pnömonisi en sık altı ayın altındakiler olmak üzere bir yaşın altındaki çocuklarda görülür. Malnütrisyonlu çocukların 1/3’ünde S. aureus pnömoni etkenidir. Sıklıkla kızamık, su çiçeği, grip infeksiyonlarının seyri sırasında ortaya çıkan viral pnömonilerin ardından gelişen ateş, letarji, solunum güçlüğü bulguları ve siyanozla seyreden ağır pnömoniye neden olur. Klinik tablo hızla ilerler, çocuklar toksik görünümdedirler. Hastalğın başlangıcında AC grafisi normal ya da minimum fokal lober konsolidasyon gösterirken, saatlerle tanımlanan hızlı ilerleme sonucu plevral efüzyon, pnömotoraks, ampiyem (%80), ampiyem ve pnömotoraks (piyopnömotoraks), apse ve pnömotoseller (%40) saptanır
58
S. pyogenes pnömonisi S. pyogenes başta suçiçeği olmak üzere bazı viral infeksiyonlardan sonra görülen pnömoni etkenidir. Ampiyem ile komplike şiddetli pnömoniye neden olur. Uygun tedaviye rağmen uzun süren inatçı ateş klinik özelliÛidir
59
Viral pnömoniler Yaşamın ilk ayındaki pnömonilerin %90 ‘ı
Okul çağındaki pnömonilerin %50 ‘sinin nedenidir Viral nedenler yaşla azalmakla birlikte bağışıklık sistemi normal on yaş ve üzerindeki çocuklarda halen önemli bir neden olmaya devam eder. Viral pnömoniler, kış aylarında daha sık görülür, öncesinde nezle, hafif derecede ateş ve hafif öksürük vardır, daha sonra semptomlar giderek artar.
60
Viral pnömoniler Fizik muayenede tek bulgu takipne olabileceği gibi,
Hışıltı, ronkuslar, retraksiyonlar, apne ve raller de saptanabilir. Klinik genelde iyi olmakla beraber ağır pnömonili hastalarda siyanoz, letarji, dehidratasyon ve ağır solunum güçlüğü olabilir. Klinik tabloya otit, farenjit, konjunktivit eşlik edebilir.
61
Viral pnömoniler Lökosit sayısı sıklıkla /mm3 ve daha altındadır. Periferik yaymada genellikle lenfosit hakimiyeti vardır. Radyolojik olarak havalanma artışı,perihiler peribronşiyal infiltrasyonlar, interstisyel infiltrasyonlar ve atelektaziler görülür. Risk faktörü taşımayan çocuklarda viral pnömoniler çoğunlukla özel bir tedaviye gerek kalmadan ve antibiyotik verilmeden iyileşir
62
Atipik Pnömoni Çocuklarda atipik pnömoninin en sık rastlanan etkenleri Mycoplasma pneumoniae ve Chlamydia pneumoniae'dır. Tüm toplum kökenli pnömoniler arasında %40'a varan oranlarda bildirilmektedir. Atipik pnömoniye neden olan diğer mikroorganizmalar: Chlamydia psittaci, Coxiella burnetti ve Legionella türleridir.
63
M. pneumoniae Genellikle 5 yaş üzerindeki çocuklarda pnömoni etkenidir. Sıklıkla okul çağı çocukları ve genç erişkinlerde pnömoniye neden olur. 5-9 yaş arasındaki çocuklarda görülen tüm pnömonilerin %33’ünden sorumludur. 9-15 Yaş arasında bu oran %70’tir. Tüm çocukluk çağı pnömonilerinin ise %10- 20’sinden sorumludur
64
M. pneumoniae Başlangıç yavaş ve sinsidir
Hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik, fotofobi, miyalji ve kırıklıkla geçen birkaç günün ardından inatçı kuru bir öksürük başlar.Öksürük 3-4 haftaya haftaya kadar uzayabilir. Çocuğun genel durumu iyidir. Akciğerlerde dinlemekle sıklıklaa raller ve ronkuslar duyulur. Farenjit, servikal lenfadenopati, konjunktivit, büllözz mirinjit ve otitis media pnömoniye eşlik edebilir.
65
M. pneumoniae Hastaların %10 da deri döküntüsü saptanabilir.
Sıklıkla her iki akciğerde parakardiyak kelebek tarzında infiltrasyonlar görülürken, bazı hastalarda lober konsolidasyon da görülebilir. Plevral efüzyon vakaların sadece %5’inde görülür. Hemolitik anemi, Steven Johnson sendromu veya meningoensefalit gibi akciğer dışı organ tutulumları bulunabilir. Orak h.cre anemisi, bağışıklık yetmezliği ve kronik kardiyorespiratuar hastalığı olan çocuklarda plevral efüzyonla birlikte ağır pnömonilere ve nadiren de ağır nekrotizan pnömoni ve ARDS tablolarına yol açabilir
66
M. pneumoniae Hastaların %10'dan azında, kısmen otoantikorların sorumlu olduğu düşünülen sounum sistemi dışı belirtiler bulunabilir. Bunlar; Dermatolojik (makülereritem, Stevens-Johnson sendromu, ürtiker,veziküller), Nörolojik(kranial nöropati,meningoensefalit, transvers myelit, serebral infarkt, Guillain-Barre sendromu), Artropatik (akut artrit) Hematolojik (immün hemolitik anemi), Kardiyak (perikardit, myokardit)belirtilerdir
67
M. pneumoniae M. pneumoniae enfeksiyonlarının tanısı esas olarak serolojik testlere dayanır. Soğuk agglütinin 12 yaş altında sensitif ve spesifik değildir,adölesanda yaklaşık %50 pozitiftir (>1/64). Akut ve konvelesan serumda kompleman fiksasyon (CF) serolojisi ile ancak retrospektif tanı sağlanır. Tek serum örneğinde IgM serolojisi akut hastalık tanısının konulmasını sağlar, ancak saptanabilmesi için 6-10 gün total hastalık süresi geçmesi gereklidir.
68
M. pneumoniae M. pneumoniae enfeksiyonlarının tedavisinde
erythromycin, clarithromycin, azithromycin, doxycycline ve tetracyclin (10 yaşın üzerinde) kullanılabilir.
69
Chlamydia pneumoniae (TWAR suşu
zorunlu intrasellüler organizmalardır.Damlacık yoluyla bulaşır. Mevsimsel farklılık göstermez. Kuluçka süresi ortalama 21 gündür. Bazı bölgelerde tüm toplum kökenli pnömoniler içinde %6-19 oranında etken olduğu gösterilmiştir. Pediyatrik popülasyonda en yüksek insidans adölesan yaş grubundadır.
70
Chlamydia pneumoniae Belirgin bir kliniği yoktur. En sık pnömoni ve bronşite neden olur Bunlara farenjit, sinüzit ve otit eşlik edebilir. Genellikle ateş, boğaz ağrısı ve ses kısıklığı ile başlar. Bu bulgular düzeldikten sonra pnömoni ve bronşit gelişir. Öksürük uzun sürebilir ve boğmaca benzeri öksürüğe neden olabilir.
71
Chlamydia pneumoniae Bronşial astmalı hastalarda akut ataklara yol açabilir. Tanı genellikle serolojik testler ile konulur. En sensitif ve spesifik test IgM ve IgG sınıfı antikorları belirleyen mikroimmünofloresan (MIF) testidir. IgM antikorlar enfeksiyonun başlangıcından üç hafta sonra, IgG antikorlar 6-8 hafta sonra ortaya çıkar. Akut enfeksiyon tanısı için IgM>1/16, IgG>1/512 olmasI gereklidir. Tedavisi M. pneumoniae enfeksiyonlarının tedavisi ile aynıdır.
77
Korunma Yapılan çalışmalar pnömonilere bağlı ölümleri azaltabilmek için 8 önlem saptamıştır:
78
1-Kapalı alanlardaki hava kirliliğinin azaltılması
2- Düşük doğum ağırlıklı doğumların azaltılması 3- İlk 4-6 ay boyunca bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesi 4- A vitamini eksikliğinin eliminasyonu 5- Kızamık aşısı uygulaması 6- Haemophilus influenzae tip b aşısı uygulaması 7- Streptococcus pneumoniae aşısı uygulaması 8- RSV aşısı uygulaması.
79
1-Kapalı alanlardaki hava kirliliğinin azaltılması
Kapalı alanlardaki hava kirliliğinin temel nedeni katı yakıtların kullanımı ve sigara dumanıdır. Dünya nüfusunun halen % 50’si katı yakıt (kömür, odun, gübre, tarım ürünü artıkları) kullanmaktadır. Çocukların pnömoni geçirme olasılıklarını en az 2-3 kat artırdığını göstermektedir. Çocuklar erişkinlere göre yaşamlarının daha büyük kısmını evde geçirdikleri ve ev havasındaki zararlı gazlar sokağa göre çok daha yoğun olduğu için erişkinlere göre daha fazla risk altında kabul edilmektedir.
80
2- Düşük doğum ağırlıklı doğumların azaltılması
Düşük doğum ağırlığı pnömoniye bağlı ölüm riskini 1.5- 3 kat artırmaktadır. 2.gebelik arasında en az 2 yıl süre olmalı, gebelikte sigaraya maruz kalmaması ve uygun şekilde beslenmesinin daha sonra doğacak olan çocuğu koruyabileceği bildirilmektedir. Düşük doğum ağırlıklarının bir kısmını prematüreler oluşturur. Prematüreler de pnömoni ve diğer akciğer hastalıklarına yatkınlık vardır. Ayrıca düşük doğum ağırlıklılar malnutrisyon açısından önemli bir risk faktörüdür.
81
3- İlk 4-6 ay boyunca bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesi
anne sütü ile beslenmemenin ilk bir yaş içinde görülen pnömoni sıklığını 2-4 kat artırdığı bilinmektedir. Anne sütü ile beslenme hem pasif bağışıklık transferi hem de immünomodülatör etkisi nedeniyle pnömoni sıklığını azaltmaktadır.
82
A vitamini eksikliğinin eliminasyonu
4- A vitamini eksikliği pek çok hastalığın birincil ya da yandaş nedeni olarak ortaya çıkabilir. Vitamin A desteği ile tüm çocuk ölümlerinin % 23, kızamığa bağlı ölümlerin % 50 oranında azalacağı düşünülmektedir.
83
5- Kızamık aşısı uygulaması
Canlı viral aşıdır. 2000 yılında dünyada 770,000 çocuk kızamık nedeniyle ölmüştür. Viral hastalık olmasına karşın ölümlerin büyük kısmından diyare ve ikincil bakteriyel infeksiyonlar sonucu gelişen pnömoni sorumludur. Kızamığa bağlı ölümlerin çoğundan aşı başarısızlığı değil, bu çocukların hiç aşılanmamış olması sorumludur. Dolayısıyla kızamık aşılama oranlarının artırılması ikincil bakteriyel pnömonileri de azaltacaktır.
84
Haemophilus influenzae tip b aşısı uygulaması
Çocukluk çağının iki önemli patojeni Haemophilus influenzae tip b (Hib) ve Streptococcus pneumoniae’dir. Bu patojenlerin kapsüler yapıları patojeniteden sorumludur. Kapsüle yönelik antikorlar koruyucudur ancak oluşumları yaşa bağımlıdır. Kapsüllü mikroorganizmalarla oluşan invazif hastalıklar özellikle yaşamın ilk 18 ayında sıktır. Bu aylarda polisakkaritlerin immünojeniteleri azdır ve yeterli antikor yanıtını uyaramazlar.
85
Bu nedenle süt çocukluğu döneminde de etkin olabilen konjuge Hib ve S
Bu nedenle süt çocukluğu döneminde de etkin olabilen konjuge Hib ve S. pneumoniae aşıları üretilebilmiştir. Hib aşısının rutine girdiği ülkelerde Hib’e bağlı invazif infeksiyonlar eradike edilmiş Aşının kullanımda olmadığı ülkelerde son 10 yılda 450,000 çocuk Hib’e bağlı nedenlerle yaşamını kaybetmiştir.
86
Haemophilus influenzae tip b aşısı uygulaması
Hib aşılarının klinik etkinliği % arasındadır. Aşılamaya en erken 2. ayda başlanmalı, Primer aşı dozları arasında minimum 4, optimum 8 hafta bırakılmalıdır. Rapel doz ise en erken primer dozların sonuncusundan 2 ay sonra yapılabilir. Hastalık riskinin arttığı 6. aya çocukların korunarak girmesi için, aşıya 2. ay civarında başlanması uygundur.
87
Streptococcus pneumoniae aşısı uygulaması
İnfantlarda ve 2 yaş altındaki çocuklarda yüksek derecede immünojen olan heptavalan pnomokok konjuge aşısının (PCV7) invazif hastalıkları (bakteriyemi ve menejit) % 97, akciğer grafisinde ≥ 2.5 cm konsolidasyonla giden pnömonileri % 73 oranında azalttığı saptanmıştır Aşının içermediği serotiplerle enfeksiyon riskinin artması ve yüksek fiyatı aşının yaygın kullanımını kısıtlamaktadır
88
Streptococcus pneumoniae aşısı
Risk grubunda olan Kr AC hast KBY Orak hüc. Anemi Dalak fonk. Bozukluğu Bagışıklığı baskılanmış hastalar BOS kaçağı olan İki yaş altındaki hastalara konjuge pnömokok aşısı; İki yaşın üstündeki hastalara Polisakkarit aşı önerilmektedir.
89
Konjuge pnömokok aşısının başlandığı yaşa göre şeması.
İlk dozdaki yaş (ay) Primer dozlar Rapel doz, 1 ay aralarla ay doz, 2 ay aralarla ay doz ay sonra > doz
90
Pnomoni dahil influenzanın komplikasyonlarından korunmak için
6 ay ve üzerindeki tüm yüksek riskli çocuklara influenza aşısı önerilir.
91
BCG aşısı Doğumdan itibaren yapılabilir,
Uygulama kolaylığı ve daha az komplikasyon olması ve immunitenin gelişmesi nedeniyle 2. ayın bitiminde uygulanması tercih edilir. BCG aşısı, 3. aydan itibaren PPD kontrolü yapıldıktan sonra uygulanır.
92
Varisella-zoster virusu aşısı
Tüm dünyada yaygın olarak varisella ve herpes zostere yol açan bir alfa herpes virusudur. Sadece Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.)’nde 3.7 milyondan fazla çocuğun her yıl varisella geçirdiği bilinmektedir. Varisella enfeksiyonunun atak hızı yakın temaslarda %96 civarında, daha sınırlı (okul içi gibi) temaslarda %10-35 arasındadır (1). Varisellanın en sık görülen komplikasyonları: stafilokok, streptokok gibi ajanlara bağlı sekonder enfeksiyonlardır.
93
Varisella-zoster virusu aşısı
invazif Grup A streptokok enfeksiyonlarının insidansının varisella seyri sırasında arttığı bilinmektedir. Bunun yanında enfeksiyon hepatite, pnömoniye ve santral sinir sistemi komplikasyonlarına da neden olabilir. Daha nadir olarak hemorajik komplikasyonlar, nefrit, artrit, myokardit, perikardit, pankreatit ve orşit de görülebilir Varisellanın en komplikasyonlu seyrettiği yaş ortalama olarak 3.8’dir ki bu da aşılamanın ilk önerilenlerin tersine on yaşından önce yapılması gerektiğini göster
94
Varisella-zoster virusu aşısı
Doz ve uygulanması: Önerilen 0.5ml doz içinde en az 1350 plak oluşturan ünite (pfu) VZV vardır. Subkütan uygulama önerilmektedir, ancak intramuskuler yolla aşılama ile de benzer başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
95
Varisella-zoster virusu aşısı İmmünojenite
12 ay ve 12 yaş arasındaki sağlıklı çocuklarda bir doz aşı ile %97 veya daha fazla oranda serokonversiyon sağlanmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ünitesi’nde yapılan bir çalışmada varisella aşısının 10 aylık çocuklarda da etkili olduğu gösterilmiştir. Onüç yaş ve üzerinde aşılanan gruplarda ise serokonversiyon oranı birinci doz aşıdan sonra %78-82 arasında, ikinci dozdan sonra ise %99’dur. Aşılanan çocukların %95’inde aşıdan 8-20 yıl sonra antikor cevabının devam ettiği gösterilmiştir.
96
Sağlık Slayt Arşivi:
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.