Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanMarie-Ange Larrivée Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİ MEYVE AĞAÇLARI, FINDIK VE ZEYTİNDE GÖRÜLEN BAKTERİYEL VE VİRAL HASTALIKLAR
2
KAYNAKLAR 1. Zirai Mücadele Teknik Talimatları, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Ankara. 2. Timmer, L.W, Garnsey, S.M. and Graham, J.H Compendium of Citrus Diseases, Second Edition. APS Press, 128 sayfa. 3. Desvignes, J.C., Virus diseases of fruit trees. Editions Centre Technique Interprofessionel des Fruits et Legumes, 202 sayfa. 4. Sutic, D.D., Ford, R.E. and Tosic, M.T Handbook of Plant Virus Diseases. CRC Press, 584 sayfa. 5. Brunt, A.A., Crabtree, K., Dalwitzitz, M.J., Gibbs, A.J. And Watson, L., Viruses of Plants. CAB International, 1484 sayfa, UK. 6. Pearson, R.C. and Goheen, A.C Compendium of Grape Diseases. APS Press, 121 sayfa.
3
7. Ogawa, J. M. , Zehr, E. I. , Bird, G. W. , Ritchie, D. F. , Uriu, K
7. Ogawa, J. M., Zehr, E.I., Bird, G.W., Ritchie, D.F., Uriu, K. and Uyemoto, J.K Compendium of Stone Fruit Diseases. APS Press, 128 sayfa. 8. Jones, A.L. and Aldwinckle, H.S., Compendium of Apple and Pear Diseases, APS Pres, 125 sayfa. 9. Smith, I.M., Dunez, J., Phillips, D.H., Lelliott, R.A. and Archer, S.A., European Handbook of Plant Diseases. Blackwell Scientific Publications, 583 sayfa. 10. Nemeth, M., Virus, Mycoplasma and Rickettsia Diseases of Fruit Trees. Martinus Nijhoff/Dr. W. Junk Publishers, 841 sayfa.
4
KÖK URU (TAÇ GALİ, KÖK KANSERİ) HASTALIĞI
Kök uru (taç gali, kök kanseri) 200’den fazla dikotiledon (geniş yapraklı) otsu ve odunsu bitki türünü etkileyen yaygın ve önemli bir bakteriyel hastalıktır. Ancak, doğada çoğunlukla şeftali ve kiraz gibi sert (taş) çekirdekli, elma, armut gibi yumuşak çekirdekli meyve ağaçları ile böğürtlen ve güllerde görülmektedir.
5
Fidanlıklarda hastalıklı fidanların sökülmesi ile önemli ekonomik kayıplar ortaya çıkar.
Hastalık sakallı kök olarak da adlandırılmaktadır. Sakallı kök esas olarak elmalarda görülmesine rağmen sık olmamakla birlikte sert çekirdekliler de görülebilmektedir.
6
Etmen Taç galinin etmeni Agrobacterium tumefaciens, sakallı kök hastalığının etmeni de Agrobacterium rhizogenes adlı bakterilerdir. Bu bakteriler gram negatif, aerobik, peritrik kamçılarıyla hareketli, µm boyutlarında çubuk şekillidirler.
7
A. tumefaciens’in gal oluşturma yeteneği tümör teşvik eden (Ti) plazmidi üzerindeki genlerle ilişkilidir. Bakteri hücreyi enfekte ettiğinde Ti plazmidinin bir parçası (T-DNA) hücre kromozomu ile birleşir. Konukçu hücre bol miktarda hormon salgılar, hücre hızlı ve kontrolsüz olarak gelişir ve sonuçta gal oluşur.
8
Belirtiler Galler köklerde, kök boğazında ve bazen da toprak üstü aksamda görülmektedir. Kökler kalınlaştıkça ve kök boğazına yaklaştıkça hastalığın bulunma oranı artar. Gallerin büyüklüğü mikroskobik boyutlardan 10 cm çapa kadar değişmektedir.
9
Galler organize olmayan iletim demeti ve parankima dokularından ibarettir. Başlangıçta galler beyaz renkli, yumuşak, büyücek şişkinlikler şeklindedir, sonradan bunlar sarımsı kahverengiden kahverengiye kadar değişen renkler alırlar.
10
Yeni galler genellikle önceki yıl oluşan gallerin yakınında oluşur
Yeni galler genellikle önceki yıl oluşan gallerin yakınında oluşur. Galler yara dokusunda oluşur. Galler küçükken normal kallus dokusu ile karıştırılabilir. Depolama ve fidanlıkların seçim zamanında latent enfeksiyonlar dikkati çekmez, fakat dikimden sonra bu enfeksiyonlar aktif hale geçerler ve sonuçta gal oluşur.
11
Dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır.
Fidanlıklarda ağır enfekteli (çok gal bulunan) bitkiler cüceleşebilir, kuruyabilir veya klorotik yaprak gelişmesi gösterebilirler. Yaşlı ağaçlar ise az ve kalitesiz meyve verirler. Bununla birlikte taç gali olgun bahçelerde yıllarca fark edilmeden bulunabilir ve bunlar ancak köklerine bakıldığında görülebilirler. Dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır.
12
Hastalık Döngüsü ve Epidemiyolojisi
Agrobacterium spp. genellikle topraktan izole edilir. Bakteriler kök yüzeyinde veya toprakta latent olarak da bulunabilirler. Bakteri bitkiyi yaralardan enfekte edebilmektedir. Bakteri yaralı konukçu hücresine tutunur ve T-DNA’sını hücreye nakleder.
13
Nemli, alkali ve kötü drene edilmiş topraklar, nematod zararı enfeksiyonu teşvik eder. Sıcaklıklar 20 0C’nin üzerine çıktığında enfeksiyondan 2-4 hafta sonra ilk galler görülmeye başlar. Düşük sıcaklıklarda enfeksiyon ve hastalık gelişimi gecikir.
14
Mücadele Kültürel Önlemler – Ağır ve su tutma kapasitesi yüksek olan topraklarda fidanlık ve meyve bahçesi tesisinden kaçınılmalı, eğer tesis kurulmuşsa drenaj kanalları açılmalıdır. – Fidanlık kurarken önce fidanlık toprağının bu bakteriyle bulaşık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bunun için ilkbaharda iyi işlenmiş toprağa 1-2 yaşında, kökleri traş edilmiş ve temiz şeftali çöğürleri 1-3 m aralıklarla dikilir. Sonbaharda çöğürler sökülerek köklerde ur olup olmadığı kontrol edilir. Çöğürler bulaşık çıkarsa, bu toprakta fidancılık yapılmamalıdır.
15
Üretimde patojene dayanıklı anaçlar seçilmelidir
Üretimde patojene dayanıklı anaçlar seçilmelidir. S-37 şeftali anacı, bazı Malling elma anaçları ve Japon kaysısı (Prunus mume) patojene dayanıklıdır. Ancak üretimde yaygın kullanılan M-7, M-9 ve M-26 isimli bodur elma anaçları ise hastalığa çok duyarlıdır. - Hastalık belirtilerini taşımayan, kök ve gövde üzerinde aşırı büyüme ve genişleme gibi şüpheli belirtiler bulunmayan, sertifikalı çoğaltım materyalleri kullanılmalıdır. – Tesis edilen bahçelerde hastalıklı bitkiler sökülerek imha edilmelidir.
16
Sökülen ağaçların çukur çevresine 40 cm derinlik ve 20 cm genişliğinde tecrit çukuru açılarak içerisi sönmemiş kireçle doldurulmalıdır. – Urların henüz az ve küçük olduğu bitkilerin kök boğazları açılarak ur dokuları çıkarılmalı ve yara yerlerine %5’lik bakır sülfat eriyiği sürülmelidir. – Hastalığın görüldüğü yerlerde en az 5 yıl süreyle yeni bahçe tesis edilmemelidir. Mısır, buğdaygiller, soğanlı bitkiler, yonca ve kuşkonmaz gibi bitkilerle 5 yıllık ekim nöbeti uygulanmalıdır. – Bakım işlemleri sırasında bitkileri yaralamaktan kaçınılmalıdır. – Toprak altı zararlıları ile mücadele edilmelidir.
17
Biyolojik Mücadele Kök kanserine karşı kiraz ve şeftalide, Agrobacterium radiobacter strain K1026 adlı bakteri biyolojik mücadele ajanı olarak kullanılmaktadır. Bu biyolojik preparat ekim veya dikimden önce tohum, çöğür ve fidanlara uygulanabilmektedir. Koruyucu özelliğe sahiptir.
18
Kimyasal Mücadele Meyve ağaçlarında kök kanserine karşı ilaçlı mücadele temmuz ve ağustos aylarında yapılır. Meyve ağaçlarındaki kök kanserine karşı, yazın birer hafta ara ile iki operasyonla tümörler dezenfekte edilmiş bıçakla iyice temizlenerek yara yerine %5 oranında göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da bitkisel katran fırça ile sürülür. Ağaçların kök ve kök boğazı tekrar toprakla kapatılır.
19
YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİLERDE ATEŞ YANIKLIĞI HASTALIĞI
Etmen Hastalığın etmeni Erwinia amylovora adında x μm boyutlarında, gram negatif, uçları yuvarlak çubuk şeklinde, peritrik kamçılarıyla hareketli bir bakteridir.
20
Belirtiler Ateş yanıklığının belirtileri tüm yumuşak çekirdeklilerde (elma, armut, ayva, yenidünya, alıç, üvez vb.) birbirine benzer ve çok tipiktir. Dal ve yaprakların kahverengi görüntüsü ile yaprakların adeta ateşte yanmış gibi görünüm alması hastalığa ateş yanıklığı isminin verilmesine sebep olan en tipik belirtilerdir.
21
Hastalıklı dallar üzerinde kahverengi veya siyah yapraklar, bakteriyel sızıntı ve sürgünlerin çobandeğneği formunu alması hastalığın tipik belirtileridir. Ağacın etkilendiği kısmına göre çiçek yanıklığı, sürgün-dal yanıklığı, yaprak yanıklığı, meyve yanıklığı, ana dal ve gövde yanıklığı, kök boğazı veya anaç yanıklığı görülür.
22
Elma ve armutlarda ilk belirtiler ilkbahar başlarında genellikle ılık ve nemli havalarda görülür. Çiçekler suda haşlanmış gibi görülür, sonra solar, büzüşür ve kahverengi, siyah bir renk alır. Çiçekler genellikle düşmeden dala bağlı olarak kalırlar. Çiçek sapları da suda haşlanmış gibi görülür, koyu yeşil renge döner ve sonunda kahverengi, siyah bir renk alır. Yapraklar solar, büzüşür ve tüm meyve dalı ve genç-sulu sürgünler elmalarda kahverengileşir, armutlarda ise siyahlaşır, tipik çoban değneği formunu alırlar.
23
Sürgünler Hastalık ilerledikçe tüm sürgün, ana dallar ve gövdeye kadar yayılabilir ve sonuçta tüm ağacı kurutabilir. Olgunlaşmamış meyvelerin (daha az sıklıkta da olgun meyveler) enfekteli kısımları yağlımsı veya suda haşlanmış gibi görünür, kahverengileşir, siyahlaşır, mumyamsı bir görünüm alır. Meyveler de düşmeden ağaca asılı olarak kalırlar.
24
Hastalıklı dalların kabukları soyulduğunda odun dokusunda kırmızımsı kahverengi çizgiler göze çarpar. Sürgün, dal ve hatta gövde kabuk dokularında hafif çökük, kahverengiden siyaha kadar değişen renklerde kanserler gelişir. Bu kanserler yüzünden dallar ve hatta ağaç ölebilir. Kanserler hafif çökük ve çevresi kabuk dokusundaki düzensiz çatlaklarla çevrilidir. Kanserli dokuların iç kısımları çoğunlukla suda haşlanmış gibi görünümlü ve kırmızımsı kahverengi veya kahverengindedir.
25
Ilık ve nemli koşullarda enfekteli sürgün, çiçek sapı, kanserli kabuk dokusu, enfekteli meyve ve çiçeklerden beyazımsı, yapışkan bir bakteriyel akıntı görülebilir.
26
Hastalık Döngüsü ve Epidemiyolojisi
Etmen bakteri, enfekteli bitkilerde kışı geçirir. Kanserler ilkbaharda çiçek enfeksiyonu için en önemli primer inokulum kaynağıdır. Bakteri bitkiye böcek veya yağmur sıçratması yoluyla çiçeklerden, doğal açıklıklardan (stoma, lentisel, hidatod) veya yaralardan girer. Etmenin daha uzak mesafelere de kuşlar vasıtasıyla dağıldığı düşünülmektedir.
27
Yine latent olarak enfekteli veya gözden kaçmış kanserli bitkiler vasıtasıyla da uzak mesafelere dağılma söz konusu olabilmektedir. Dünyada ilk kez ABD’de görülen hastalık günümüzde hemen hemen bütün dünyada ve ülkemizde bulunmaktadır. Etmen EPPO A2 listesine dahil bir karantina patojenidir.
28
Mücadele Mücadelede sanitasyon, budama, eradikasyon, gübreleme ile dayanıklı veya tolerant çeşitlerin kullanımı ile kombine edilmiş kimyasal mücadeleyi içeren entegre mücadele programı önerilir. Hastalığın etkin ve ekonomik mücadelesi için iklim verilerine bağlı uyarı sistemleri de geliştirilmiştir.
29
Kültürel Önlemler - Hastalıkla bulaşık alanlardaki konukçu bitkilerden kesinlikle üretim materyali (fidan, çelik, aşı gözü, aşı kalemi, anaç vs.) alınmamalıdır. - Özellikle hastalıkla bulaşık illerde bulunan resmi ve özel fidanlıklar ve anaçlıklar sürekli denetlenerek hastalık saptandığı takdirde yakılarak imha edilmelidir.
30
- Büyük dallar kesildiğinde budama yerlerine %10' luk NaOCl (Sodyum hipoklorit, çamaşır suyu) sürülmeli ve aşı macunu ile kapatılmalıdır. Budamada kullanılan bıçak, testere, makas vs. %3’lük lizol eriyiği veya %10’luk sodyum hipoklorid çözeltisine daldırılarak dezenfekte edilmelidir.
31
- Vegetasyon devresinde ağaçlar devamlı kontrol altında tutulmalı, hastalıklı çiçek demeti, sürgün ve dallar enfeksiyon noktasının en az cm altından kesilip çıkarılmalıdır. Bu işlemlerde kullanılan aletler her seferinde daha önce belirtilen dezenfektanlardan birine batırılarak budama işlemleri sürdürülmelidir. - Bahçede dengeli gübreleme yapılmalı, aşırı vejetatif gelişmeyi sağlayan gübrelemelerden kaçınılmalı, ayrıca bahçe toprağının pH’sı seviyelerinde tutulmalıdır.
32
- Hastalıklı bahçelerde arı kovanları mevcutsa kaldırılmalıdır.
Yağmurlama sulama uygulanmamalı, mümkün olduğu taktirde damlama sulama tercih edilmelidir. - Hastalığın yayılmasında önemli olan ateş dikeni, dağ muşmulası, akdiken, üvez gibi orman ve süs ağaçlarında enfeksiyon varsa, mutlaka sökülerek yakılmalıdır. - Hastalıklı bahçelerde arı kovanları mevcutsa kaldırılmalıdır.
33
-
34
- Birçok böcek türünün etmenin vektörü olması nedeniyle, zararlılarla (özellikle Psylla pyricola, Lygus lineolaris) mutlaka mücadele edilmelidir. Ayrıca hastalıkla bulaşık alanlarda hastalığın yayılmasında rol oynayan arı otlatmalarından kaçınılmalıdır. - Hastalığa karşı dayanıklı çeşit ve anaçlar seçilmelidir. Ülkemizde genelde yaygın olan armut çeşitleri hastalığa karşı duyarlıdır. Elmalardan en çok duyarlı olanlar Jonathan, Rhode Island Greening, Yellow Transparent, Idared, Rome Beauty, klon anaçlarından ise M.9, M.26 ve M.27’dir.
35
Kimyasal Mücadele Ağaçların durgun olduğu dönemde budamadan sonra %2'lik bordo bulamacı uygulanmalıdır. Daha sonra çiçeklenme başlangıcından itibaren (beyaz rozet) 7-8 gün aralıklarla en az 3 ilaçlama yapılmalıdır. Çiçeklenme ve hızlı sürgün gelişiminin olduğu devrede ağaçlarda yaralanmalara neden olabilecek fırtına ve dolu sonrası mümkünse 24 saat içinde ilaçlama yapılmalıdır. Bahçe devamlı kontrol altında tutulmalı, şiddetli sürgün ve dal enfeksiyonları görüldüğünde hastalıklı kısımlar kesilip çıkarılmalı ve ilaçlamalara devam edilmelidir.
36
Kullanılacak ilaçlar ve dozları
Etkili Madde Formülasyonu Dozu (Preparat) Bakır sülfat %98 + Sönmemiş kireç 2 kg + 1 kg/100 l su Bakır oksiklorür % Maneb %20 WP 400 g/100 l su Fosetyl Al WP 400 g/100 l su NOT: Bordo bulamacı ağaçların durgun olduğu dönemde uygulanır.
37
Vegetasyon döneminde yapılacak bakır uygulamalarında fitotoksisite göz önünde bulundurulmalı ve aşırı nemli havalarda veya bitki üzerinde ıslaklık söz konusu ise ilaçlama yapılmamalıdır. Her ilaçlama öncesi ağaçlar üzerindeki enfekteli kısımlar kesilerek uzaklaştırılmalıdır. Enfeksiyonların oluşumunda rol oynayan böcek ve kırmızı örümceklere karşı da mücadele yapılmalıdır.
38
İlaçlama yapılan bahçelerde son ilaçlamadan gün sonra bahçe büyüklüğüne bağlı olarak ağaç seçilir. Çiçek demetlerinde, 1 yıllık dal ve sürgünlerde enfeksiyonların görülmemesi veya çok az olması uygulamanın başarılı olduğunu gösterir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.