Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
Yayınlayandeniz atılgan Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ
2
TOPLUMSAL CİNSİYET-1 Toplumsal cinsiyet, bireyin belirli bir cinsten olduğuna ilişkin bilgiye, bu bilgi dahilinde olmak üzere toplumsal düzlemde bireyin beklenenlere ve toplumsal anlamda bireye atfedilen konuma işaret etmektedir. Toplumlar bireylerden değişmez ölçüt olarak kabul ettiği biyolojik cinsiyetine göre davranışlar sergilemesini ister. Toplumlar kendi çerçevesinde hazırladığı cinsiyet davranışlarına göre bireylerin hareket etmesini istemektedir.
3
Toplumsal cinsiyet kavramını Sosyoloji bilimine ANN OAKLEY kazandırmıştır. Ann Oakley’e göre; cinsiyet biyolojik açıdan kadın/erkek ayrımını anlatırken, toplumsal cinsiyet ise erkeklik ile kadınlık arasındaki toplumsal bakımdan eşit olmayan paylaşımı ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet uygulamalarında ana fikri bireyin er yada dişi oluşu teşkil etmektedir. 2 cinsiyet rolü mevcuttur. Erkek rolü veya dişi rolü. Toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyet birbirinden farklı fakat birbiriyle ilişki içinde olan kavramlardır. Biyolojik olarak baktığımızda cinsiyet, fiziksel farklılıklara işaret ederken, toplumsal açıdan cinsiyet, sosyal ve kültürel açıdan kadın ve erkeklerden rol beklentilerini ifade etmektedir.
4
Kadınsı cinsiyet rolleri sıklıkla hassasiyet, anlayış, duygusallık, bağımlılık özellikleriyle; erkeksi cinsiyet rolleri ise liderlik, baskınlık, bağımsızlık gibi özelliklerle karakterizedir. Feminist bir psikanalist olan Nancy Chodorow, kadınsı ve erkeksi kişilik özelliklerini, erken dönem çocuklukta maruz kalınan ebeveyn tutumlarının bir sonucu olarak ele almaktadır. Cinsiyet rollerinin farklı kişilik özellikleri üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Yaratıcılık ile cinsiyet rollerinin ilişkisine bakıldığında, en yüksek yaratıcılık puanlarını androjen bireylerin aldığı görülmüştür. En düşük yaratıcılık puanlarını ise, farklılaşmamış/belirsiz cinsiyet rollerine sahip kadın ve erkeklerin aldığı görülmüştür.
5
Geleneksel toplumlarda daha fazla olmak üzere cinsiyet ayrımcılığı, kadınların sosyal statülerini geliştirmek için yaptıkları mücadeleyi engellemekte ve kadına yönelik şiddetin olağan bir durum gibi kabullenilmesine ve artmasına yol açmaktadır. Toplumda geçerli eğitim politikası ve toplumsallaştırma sürecinin sonucu olarak tüm kadınlar öncelikle anne ve eş olarak yetiştirilmektedirler. Çalışma yaşamında kadına uygulanan toplumsal cinsiyet ayrımcılığının temelleri, eğitim alanında yapılan ve kadınların erkeklere oranla daha az eğitimli olmasına neden olan ayrımcılığa dayanmaktadır.
6
Özünde ‚kadınların bakış açısından toplumsal cinsiyet, hatalı ya da doğru bir ayrımdan çok bir güç eşitsizliğidir. Cinsiyet rolleri nasıl gelişir? Sorusuna cevap olabilecek 2 türlü açıklama vardır. Bunlardan birincisi öğrenmeye, diğeri ise bilişssel mekanizmalara vurgu yapar.
7
GENEL ROL TEORİSİ Bu teoriye göre cinsiyet rollerinin öğrenilmesi toplumsallaşma veya içselleştirme aracılığıyla gerçekleşmektedir. Yaklaşım öğrenmeyi temel almaktadır. Bu öğrenmede 2 temel mekanizma söz konusudur. Çocukların cinsiyetlerine ait davranışları, toplum tarafından pekiştirilirken, cinsiyetlerine uymayan davranışlar için cezalandırılırlar. Taklitte cinsiyet rolleri öğreniminde önemli yer kaplamaktadır. Bu kurama göre çocuklar kendi cinsinden anne-babayı rol model almaktadır.
8
BİLİŞSEL ROL TEORİSİ Cinsiyet rollerinin gelişimi çocukların belli bir gelişim düzeyine ulaştıkları zaman mümkün olur demektedir. Çocuk ilk kendi cinsel kimliğini öğrenmektedir. Daha sonra kendi cinsine uygun tutumları öğrenir ve buna uygun davranmak zorunda olduğunu algılar. Cinsiyet rollerinin tarihsel kökenine indiğimiz zaman, kadın-erkek ayrımcılığının temelinde iş bölümü sürecinin başlaması yatmaktadır.
9
Toplumsal cinsiyeti yaratan, besleyip devam ettiren unsurlar; genellikle iki ayrı boyutta yer alan düşünce yapılarıyla ilgilidir. Birincisi cinsiyet ön yargıları olup, cinsiyetlere ilişkin davranışları, tutumları, tepkileri ve cinsler arasındaki farka ilişkin inançları kapsamaktadır. İkincisi ise kadın ile erkek arasında fark olması gerektiğine dair inançları kapsamaktadır. Bu farklılığı ise roller oluşturmaktadır.
10
TOPLUMSAL CİNSİYET VE MESLEKLER İşbölümünün kamusal alana yansıyan boyutunda, mesleklerde, cinslerin temsil durumu ve konumları eşitlik değil, farklılık ve hatta ayrımcılık temelinde oluşmaktadır. Mesleklerdeki farklılıkların kadınların aleyhine olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Kadınların durumu mesleki ayrım açısından incelendiğinde, aynı eğitim ve mesleki beceriye sahip olsalar bile erkeklere oranla daha düşük statülerde yer aldıkları ve daha düşük ücretlerle çalıştıkları tespit edilmiştir. Mesleki itibarı yüksek sektörlerde erkekler istihdam edilmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.