Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanHasan Efe Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
KADINDA CİNSEL İSTEK, UYARILMA VE ORGAZM BOZUKLUKLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Hasan EFE İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
2
CİNSELLİK NEDEN ÖNEM ARZ EDİYOR? İnsan cinselliği üreme amaçlı değildir (hayvanlarda üreme amaçlıdır). Sosyal değeri yüksektir. Toplumsal birleştirici ve iletişim artırıcıdır. Yaşamsal kararlarda çoğu zaman belirleyicidir. Ruhsal dünyamızı etkilemektedir. Cinsel sorun bir çok alanda sorun yaratmaktadır.
3
CİNSELLİK ( BİYOLOJİK BAKIŞ)
4
CİNSEL BOZUKLUKLAR Parafililer Cinsel kimlik bozuklukları Cinsel yönelimle ilgili kaygılar Cinsel işlev bozuklukları - İstek - Uyarılma Bozukluğu - Orgazm Bozukluğu - Genitopelvik Ağrı/ Penetrasyon Bozukluğu
5
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI - 1
6
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI - 2 C İ B - Yaşam boyu (primer) - Edinilmiş (sekonder) - Yaygın - Durumsal - Psikolojik etkenlere bağlı - Organik etkenlere bağlı - Bileşik etkenlere bağlı
7
TARİHÇE - 1 S. FREUD A. KİNSEY E. GRANFANBERG Cinsel terapilerin en önemli kurucularından biri olan H. Singer Kaplan ise, Masters ve Johnson‘ın çalışmalarına yaptığı katkılarla bu alanın klinik temellerine çok ciddi katkılar sağlamıştır.
8
TARİHÇE - 2 Zengin bir yazın ve yasaklar dönemi (20.yy yılın ilk yarısında) Modernizm dönemi (1960’lı yıllardan sonra) Kadın hareketleri Özgürlük hareketleri Cinsel haklar
9
TARİHÇE - 3 CİNSELLİĞE TARİHİ BAKIŞ Cinsel Organlar Cinsel Bölgeler Tüm Beden
10
CİNSEL YANIT EVRELERİ - 1 Masters & Jonhson S. Helen Kaplan Cinsel işlevlerin bifazik niteliğini vurgulamış, cinsel yanıt evrelerini klinik açıdan yeniden sınıflandırarak bunlara cinsel isteği de eklemiştir
11
CİNSEL YANIT EVRELERİ - 2 Kaplan, cinsel yanıtın bifazik niteliğiyle ilgili olarak şöyle der : "Bu formülasyona göre; cinsel yanıt, gerçekte tek ve bağımsız bir bütün oluşturmaktan çok, birbirlerinden görece bağımsız iki ayrı bölümden oluşmaktadır.’’ A) Erkekte ereksiyonu, kadında ise vajinal lubrikasyonu ve kabarmayı sağlayan genital vazokonjesyon yanıtı. B) Her iki cinste de orgazmı sağlayan refleks klonik kas kontraksiyonları. Buna göre ilk bölüm uyarılma ve plato evrelerini içermekte ve parasempatik sistem tarafından innerve edilmekte, ikinci bölüm ise orgazm evresini içermekte ve sempatik sistem tarafından innerve edilmektedir.
12
Cinsel Yanıtın Bifazik Özelliği (Helen Kaplan) Parasempatik faz: uyarılma, plato (genital vazokonjesyon) Erkekte ereksiyon Vajinal lubrikasyonu ve şişme Sempatik faz: orgazm (refleks klonik kas kontraksiyonları) Orgazm
13
CİNSEL YANIT EVRELERİ - 3 Cinsel yanıtın birbirinden görece bağımsız bu iki ayrı süreci, her iki cins için de, genital bölgede farklı anatomik bölgeleri etkilemekte, sinir sisteminin farklı bölgelerinden innerve edilmekte, travma, ilaç ve yaş gibi fiziksel etkenlere karşı farklı ölçülerde hassasiyet göstermekte ve farklı psikopatolojik mekanizmalarla birbirinden kesin hatlarla ayrılan farklı klinik sendromlara yol açmaktadır. (Kaplan 1974).
14
CİNSEL YANIT EVRELERİ - 4 Böylece, bütün cinsel sorunları erkekte empotans, kadında ise frijidite olarak adlandırılan tek bir klinik sendromun varyantları olarak değerlendiren eski düşünce de 1970'li yıllardan itibaren yıkılmış oldu. Bugün artık bu iki deyim de çağdaş tıbbi terminoloji ve sınıflandırmalardan çıkarılmışlardır. (Eliot 1985, Yetkin ve incesu 1997)
15
Uyarılma ve orgazm evrelerine ek olarak, cinsel isteğin de klinik açıdan önemli ve ayrı bir süreç olduğunun anlaşılması ve çözülme evresinin klinik bir öneminin olmaması nedeniyle, 1970'li yıllardan bu yana cinsel işlevlerin istek, uyarılma ve orgazm aşamalarından oluştuğu ve cinsel işlev bozukluklarının da bu evrelerin bozulmasıyla ortaya çıkan ve her evreye denk düşen farklı sendromlar topluluğu olduğu kabul görmektedir. Bunun tek istisnası, vajinismus ve disparoni gibi cinsel birleşmede ağrı ile giden cinsel işlev bozukluklarıdır (Kaplan 1977, 1979, Introduction 1988)
16
CİNSEL YANIT EVRELERİ - 5 - Cinselliğin psikojen yönünü ve subjektif uyarılma - Cinselliğin istenmesi ve arzulanması - Cinselliği oluşturacak iletişim, ortam, fantezi, partner ilişkileri vb. karmaşık davranışları gerçekleştirmesini sağlayacak motivasyon Bedende fizyolojik değişiklikler, Erkekte ereksiyon, kadında ıslanma ve vazokonjesyon. Kadında meme uçları erekte olurken erkekte skrotal kaslarda kasılma, Uzun sürer, Cinsel ilişki sırasında uygun olmayan bir uyaran ile azalabilir ya da kaybolabilir, Cinsel uyarılmanın sürdürülmesi ve cinsel haz ve heyecanın artmasıyla plato evresine girer. Diğer fizyolojik evrelere göre en kısa süren hazzın en yoğun olduğu evre. Kadında vagina ve çevresindeki kaslarda ritmik kasılmalari erkekte ise prostattan üretra boyunca kasılmalar ile ejekülasyon. Kadın ve erkekte pelvis bölgesinde duyumsanan ve beyinde haz merkezince algılanan oldukça güçlü bir haz duyguzu yaşanır. Hem kadında hem de erkekte orgazm güçlü 3-5 kasılma ve takibinde giderek şiddeti azalan kasılmalar ile karakterizedir.
17
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 1 Özellikle son 20 yıl içerisinde gelişen teknoloji ve gerek MSS, gerekse endokrin sistem ile ilgili sayısız çalışmanın ardından bugün artık cinsel işlevin nöroendokrin temelleri ile ilgili daha fazla bilgiye sahibiz. Ancak halen bu alanda alınacak çok yol var.
18
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 2 Cinselliğin kuşkusuz merkezi beyindir. Sanıldığının aksine en önemli cinsel organ penis / vajina değil, beyindir. MSS’inin çok sayıda bölgesi işin içinde olmakla birlikte, cinsel işlevlerden sorumlu beyin alanları esas olarak limbik sistem ve hipotalamustur. Özellikle anterior hipotalamik medyal preoptik çekirdeğin erkek, posterior hipotalamik ventromedyal çekirdeğin ise kadın cinsel davranışlarını yöneten merkezler olduğu düşünülmektedir. (Crenshaw ve Goldberg 1996).
19
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 3 Çok sayıda hormon, nörotransmitter sistemi ve peptid cinsel işlevlerin düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Genel olarak hormonların cinsel işlevler üzerindeki etkisi Tablo 2'de, nörotransmitter sistemlerinin etkisi ise Tablo 3'te özetlenmiştir (Crenshaw ve Goldberg 1996)
20
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 4 Cinsel istek, esas olarak mezolimbik dopaminerjik yolağın aracılık ettiği dopaminerjik bir fenomendir (Stahl 2003). Dopamin: Cinsel istek, dürtü, fantezi ve motivasyonun oluşmasında dopamin bilinen en önemli nörotransmitterdir. Aktif bir cinsel yaşam için iyi çalışan bir dopaminerjik sistem yaşamsaldır. Testosteron: Cinsel istekten sorumlu bir hormon varsa bu da testesterondur. Yapılan çalışmalar, testosteronun sanıldığının aksine, yalnızca erkekler için değil, aynı zamanda kadınlar için de çok önemli olduğunu ortaya koymuştur. Testesteronun, her iki cinsin de cinsel isteğinden sorumlu olduğu düşünülmektedir (Crenshaw ve Goldberg 1996).
21
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 5 Prolaktinin ise, cinsel isteği olumsuz etkilediği gerek laktasyon dönemindeki kadınlardan, gerek hiperprolaktinemi yapan bütün durumlarda cinsel isteksizliğin oluşmasından, gerekse yapılan çalışmalardan ortaya konmuştur.
22
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 6 Uyarılmanın iki ayrı komponenti vardır. Merkezi ve periferik ya da nesnel ve öznel. Merkezi ya da öznel uyarılma, kişinin "tahrik olduğu duygusudur." Kolinerjik sistem ve asetilkolinin uyarılmadan sorumlu olan nörotransmitter sistemi olduğu düşünülmektedir. Uyarılma mesajının beyinde başlayıp, m.spinalisten aşağıya aktarıldığı, hem sempatik hem de parasempatik periferik otonom sinir liflerine, vasküler ve genital bölgeye aktarılmaktadır. Periferik / nesnel uyarılma aşaması olan bu aşamada, bilindiği gibi erkekte ereksiyon, kadında ise lubrikasyon ve kabarma oluşmaktadır. Hem asetilkolinin hem de nitrik oksitin (NO) bu süreçlerde kilit rol oynadığı artık bilinmektedir (Stahl 2003).
23
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 7 NO, beyin ve penis dokularında, L-Arginin'den "NO sentaz" tarafından sentezlenmektedir. NO'nun sGMP aracılığıyla genital bölgedeki vasküler dokularda düz kaslarda relaksasyon yaptığı, böylece genital bölgeye kan akımını arttırdığı ve ereksiyonu/lubrikasyonu kolaylaştırdığı bilinmektedir. Ancak NO depolanan bir madde değildir. Kullanımdan hemen sonra genital bölgede fosfodiesteraz-V tarafından yıkılmaktadır. Bilindiği gibi, bu mekanizmadan hareketle erektil disfonksiyonun tedavisinde bir çığır açılmıştır. Başta sildenafil olmak üzere çeşitli fosfodiesteraz inhibitörleri, NO'nun yıkımını engelleyerek ereksiyonu kolaylaştırıcı bir etki oluşturmaktadır.
24
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 8 Uyarılmayı olumsuz yönde etkileyenlerin başında antikolinerjik ajanlar ve SSRI gibi NO sentetaz inhibitörü olan ilaçlar gelmektedir.
25
CİNSEL İŞLEVLERİN NÖROENDOKRİN TEMELLERİ - 9 Orgazmın inen spinal noradrenerjik lifler ve genital bölgenin noradrenerjik sempatik innervasyonu orgazm ve ejakülasyonu kolaylaştırıcı bir etki oluştururken, inen serotonerjik lifler ve genel olarak serotonin orgazmı zorlaştırır ya da inhibe eder. (Crenshaw ve Goldberg 1996, Stahl 2003, Hallward ve Ellison 2001)
26
S I K L I K Kadında azalmış cinsel istek %33 APA, 2000 Cinsel uyarılma bozukluğu %20 APA, 2000 Erkekte %10 Kadında %25 APA, 2000
27
KADINDA CİB NEDENLERİ - 1 Kadında CİB nedenleri YatkınlaştırıcıBaşlatıcıSürdürücü
28
KADINDA CİB NEDENLERİ - 2 Kadın olmak: En önemli nedendir. Kadın cinsel rollerini benimsemek Kültürün yetiştirdiği kadın olmak Kadın cinsel rolleri nelerdir? - hizmet edici olması - eşine yanıt verici, karşı tarafa göre hareket edici olması - kendi cinsel hazzının peşine düşmeyen - cinsel ilişkiye aktif katılımının olmaması (arzusu olsa da dahi cinselliğe davet etmemesi)
29
Birincisi, bir kadın tam anlamıytepki vercmcz. İHncisi. ur,ırrlmıı,a tepki ı.erebiJrnesi r.e kendiıri denevimin akışına bırakabilmesi içiır cinscl ilişki esnasrnd,.,ı ı,eterirrce ral-ıat cılması gerekir. Soıı olarak, bu ilk ilıi ktışul karşıiarrsa bile, eğer orgaz-mik tepkisi,vlc ilgili belirgirı bir öğrcnilmiş kedenme \Iaşrvorsa kadırrın cinsel foııksivonu sekte\.e uğrama\ıa de,n,arn edecektir"
30
KADINDA CİB NEDENLERİ - 3 Anne ile ilişkileri: Bağımlılık
31
KADINDA CİB NEDENLERİ - 4 Baba ile ilişkileri: Uzak babalar
32
KADINDA CİB NEDENLERİ- 5 Cinsel mitler: Cinselliğin içine etmek için çok sayıda hurafe vardır. En önemlisi ‘hanımefendi kadın’ prototipini oluşturmak (cinsellik katsayısı ile saygınlık katsayısı ters orantılıdır)
33
KADINDA CİB NEDENLERİ - 2 Cinsel travmalar: Çocukluk çağı travmaları
35
UYARILMA - PLATO EVRESI 2 Temel olarak erotik duygu ve düşüncelerin belirmesi, erkekte ereksiyon, kadında yaygın olarak vazokonjesyon ve myotoni ile karakterizedir. Herhangi bir bedensel / psikolojik uyarı ile ortaya çıkabilir. Cinsel uyaranın süre ve yoğunluğuna göre gösterilen tepkinin şiddeti hızlı ya da yavaş biçimde artar. Kişiye uygun düşen, yeterli süre ve yoğunlukta devam eden bir cinsel uyaran karşısında uyarılma evresi çok kısa sürebileceği gibi, kişiye fiziksel / psikolojik açıdan uygun düşmeyen cinsel uyarı durumunda / cinsel uyaran aralıklarla sürdürülmüşse uzayabilir / kaybolabilir.
36
UYARILMA-PLATO EVRESİ 2 Plato evresi: Uyarılma evresinin bir parçası ve devamı niteliğinde olan bu evrede, etkili cinsel uyaranın sürdürülmesi ve cinsel heyecanın artmasıyla birlikte, kadın / erkek plato sürecine girer. Bu evrede, haz duygusu ve cinsel gerilim giderek yükselir ve kişinin orgazma geçebileceği noktaya kadar sürer. Orgazm evresine giriş niteliğindedir.
37
ORGAZM EVRESİ Evreler arasında süre açısından en kısa ancak duyumsanan cinsel haz açısından en yoğun evredir. Bu evre, erkekte ejakülasyon, kadında ise perine ve vajina etrafındaki kaslar ile vazokonjesyon sonucu büyüyen dokuların ritmik refleks kasılmaları ile karakterizedir. Öznel olarak pelvisde duyumsanır. Orgazm kadında klitoral bölgede ve vajinada; erkekte ise penis ve prostatta yoğunluk kazanır.
38
ÇÖZÜLME EVRESİ Son evredir. Kadın/erkekte, orgazm/orgazmın gerçekleşmediği durumlarda platoyu takiben genital bölgelerde ve bedenin bütününde önceki aşamalarda oluşmuş olan fizyolojik değişikliklerin dakikalar içerisinde aynı sırayı takip ederek kaybolması ile karakterizedir. Bu evrenin süresi cinsiyete, orgazmın yaşanıp yaşanmadığına / hangi yoğunlukta yaşandığına ve cinsel uyaranın sürüp sürmemesine göre çok değişir. Kadınlar, çözülme evresinde cinsel uyaranın yeniden başlamasıyla yeniden uyarılıp orgazm olabilme potansiyeline sahipken, erkekler süresi kişiye ve yaşa göre değişen bir refrakter döneme zorunlu olarak girerler. Refrakter dönemin sonuna kadar erkeklerin cinsel bir uyarana yeniden yanıt verip ereksiyon /orgazmları mümkün değildir. Bu nedenle, erkeklerin tek tip bir cinsel yanıt döngüsü olmasına karşın, kadınlarda bu çok değişken olabilmektedir.
39
CİNSEL İSTEK BOZUKLUĞU Sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel ilişkiye girme isteğinin az olması / hiç olmaması durumudur. Cinsel hayaller kurmak cinsel konularda konuşmak, cinselliği hatırlatan hemen her şeye karşı istekte bir azalma / hiç istek olmaması durumudur.
42
İSTEK EVRESİ Cinsel döngünün en önemli evresi Ruhsal aygıt ile doğrudan ilişkili Çok faktörlü Somut bir belirleyicisi yok
43
NEDENLER 1 Cinsel istekte birden fazla neden hep birlikte rol oynar. Bu nedenle cinsel isteği değerlendirirken; kültürel, sosyal, dini, psikolojik, bedensel bütün etkenler gözden geçirilmelidir. Erkeklere göre kadınların cinsel isteği daha kırılgandır.
44
NEDENLER 2 Organik etiyoloji Hormonal bozukluklar Metabolik bozukluklar Tedaviye bağlı nedenler İlaç tedavileri Cerrahi tedaviler Şua tedavileri
45
NEDENLER 3 Diğer cinsel işlev bozuklukları Psikiyatrik bozukluklar Depresyon Anhedoniye neden olan ruhsal hastalıklar gibi
46
NEDENLER 4 Psikolojik-sosyal belirleyiciler Partner sorunu İletişim sorunu Aldatılma… Kişiye özgü sorunlar Depresyon Hastalıklar… Kültürel nedenler Cinsel tabular Yanlış inanışlar Toplumsal cinsiyete özgü tutum ve davranışlar
47
SIKLIK Toplumda; kadın %16 İleri yaşta; menopoz sonrası %37-46 Jinekoloji kliniklerinde: %10 Doğu toplumlarında daha fazla Yaşla birlikte artma
48
CİNSEL MİTLER - 1 Kadın istemese de kocasına karşı görevi olduğu için cinselliği yaşamak zorundadır. Kadın evlenene kadar cinsellikle ilgili hiçbir şey öğrenmemelidir. Cinsel ilişkide kadının cinsel isteğinin, uyarılmasının, haz almasının önemi yoktur. Cinsel isteksizlikle başvuran her kadın cinsel istek azlığı yaşamaktadır. Kadın duygusal ilişkisinde sorun yaşasa da cinselliği olağan olarak yaşar, cinsellik ilişki sorunlarından ayrı bir şeydir. CETAD
49
CİNSEL MİTLER- 2 Cinsel istek doğal olarak herkeste vardır isteği oluşturmak ya da artırmak için yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Kadının cinsel isteği partnerine göre az ise mutlaka rahatsızlığı vardır. Normal çiftlerin cinsel ilişki sıklığı, yirmili ve otuzlu yaşlar için haftada en az dört olmalıdır. Sürekli olarak daha az olması düşük cinsel isteğin göstergesidir. Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır. Cinsel eylemi daima erkek başlatmalıdır.
50
Cinsel korkular Cinsel travmalar Cinsel kimlik ve yönelim sorunları Ağır kişilik sorunları Cinsel fobiler Eş reddi CETAD bilgilendirme dosyası, www.cetad.org.tr
51
KADıNLARDA AZALMıŞ CINSEL İSTEK Kadında cinsel isteksizlik sorunu varsa mutlaka yaşadığı ilişkinin cinsellik dışındaki boyutları da değerlendirilmelidir. Eşiyle mutsuz, huzursuz olan, istemeden evlendirilmiş olan, eşinden ya da partnerinden şiddet gören, aldatılan, ilişkisinde anlaşılmadığını düşünen, ilişkisinin cinsellik dışındaki alanlarında paylaşım hissetmeyen, ilişki ile ilgili beklentileri karşılanmayan bir kadında cinsel isteksizlik beklenebilir.
52
TEDAVI Cinsel bilgilendirme Yanlış inanışlar Cinsellik kavramı Anatomi fizyoloji Cinselliğe alıştırma SF 0, 1, 2, 3 Fantezi, self odaklanma, bedenden haz alma Partnerle cinsel oyunlar
53
TEDAVI CETAD bilgilendirme dosyası, www.cetad.org.tr
54
TEDAVI EK Depresyon varsa; Cinsel sorunu sorgulamaktan kaçınmamalı, Mutlaka bilgilendirme yapmalı, Gerekirse partner bilgilendirilmeli, Marital sorun engellenmeli, Depresyonun şiddetine göre basit egzersizler verilmeli, İlaç yan etkisi varsa ilaç etkinliği değerlendirilmeli.
55
ORGAZM BOZUKLUĞU Kadınlarda orgazm çok yeni i araştırılan bir konudur. Bu konudaki temel fizyolojik bulgulara Masters & Johnson‘un laboratuarda insanları araştırmaları sayesinde ulaştık. 1950'li yıllarda yapılan bu projede kadın orgazmı genellikle kiralanan fahişeler üzerinde araştırılmıştır. 1950‘li yıllardaki teknolojik imkanların ne kadar sınırlı olduğu ele alınırsa; bu çalışmaların artık bu devirdeki yeni araştırma sistemleri ile tekrarlanması gerektiği ortaya çıkar. Bu teknolojik üstünlüğün en iyi kanıtını Beverley Whipple ve Barry Komisaruk'un çalıştıkları New Jersey-ABD'deki Rutger's Üniversitesindeki laboratuvarlarda araştırılan ve hemiplejik kadınlardaki orgazmın mekanizmasını ortaya koyan f(MRI) çalışmaları göstermiştir.
56
Bilindiği üzere hemiplejide omurlikte bir zedelenmeye veya kesiğe bağlı olarak orgazm merkezleri olan sakral pleksustan ve pelvik pleksustan sinir iletimi olmaz. yani refleks ark tamamlanamaz ve aksiyon potansiyelleri ne beyinden sakruma ne de sakrumdan beyine gidebilir. Bu nedenle hastaların belden aşağısı felçlidir. Ama hemiplejik kadınların bazılarında orgazm olayı gerçekleşebilmektedir. Barry Komisaruk, bu olguyu araştırdığında, bu kadınların orgazm olurken beyinlerinin f(MRl)'larını çekmiş ve bu kadınların beyinlerinde VAGUS çekirdeğinin aktive olduğunu bulmuştur. Daha sonra yapılan çalışmalarda da aynı merkezi, uterus / serviksin uyarılmasının da aktive ettiği bulunmuştur. Hemiplejik kadınlarda orgazm olma yetisinin ve refleksinin boyundaki karotis atardamarlnın iki yanından aşağıya indiği bilinen Vagus siniri merkezinin oluşturduğu saptanmıştır.
57
Yani orgazm sinyalleri vagus siniri ile taşınmaktadır. Komisaruk Barry R, Carlos Beyer-Flores, Bevely Whipple. The Science of orgasm, Baltimore: John Hopkins University Press, 2006; Kamisaruk Barry R, N Wise, Franggos, WC Lui, K Allen, S Brody. Woman clitoris, vagina, and cervix mapped on the sensory cortex, Journal of Sexual Medicine, 2011
58
VAJİNA DUYARSIZ, HİSSİZ VE SİNİRSİZ MİDİR? Gerek Komisaruk ve ekibinin, gerekse diğer pek çok araştırıcının bulgularına göre vajina hissiz, duyarsız ve sinirsiz değildir. Ama bu duyarlılık dağılımı kadından kadına değişmektedir. Vajinal Orgazm olan kadınlarda DYZ (Deep Vaginal Erogenous Zones) çok daha aktif ve duyarlıdır. Vajinal orgazm olamayan kadınlarda ise bu bölge daha az duyarıdır. En azından orgazmı tetikleyebilecek uyarıyı yapabilecek kadar duyarlı değildir. Vajinal orgazmın olmadığını iddia eden doktorlar veya cinsel terapistler sadece cehaletlerinden ve yenilikleri araştırmamış oldukları için böyle düşünmekte ve Masters &Johnson‘un 1950'li günlerden kalma bilgileriyle ve önyargıyla hareket etmektedirler.
59
ORGAZM BOZUKLUKLARI Orgazma ulaşamama kadınlarda çok sık rastlanan bir durumdur. Buna karşın eskiden olduğu gibi ve günümüzde de cinsel sorunlar arasında ön plana çıkan bir sorun değildir. Oysaki insanlar orgazmı, orgazm biçimlerini ve yöntemlerini merak ederler. Orgazma ulaşamayan kadınlar kendilerini yeteneksiz, yetersiz ve çoğunlukla çökkün hissederler.
62
TERMİNOLOJİ- ORGAZM "Klimaks" (doruğa ulaşma) sıklıkla orgazm kelimesi eş anlamlısı kullanılmaktadır. Günlük konuşma dilinde "gelme" kelimesi ise orgazmın sözel olarak tam karşılığı haline gelmiştir. Bazı kadınlar "zirve" veya "tatmin" gibi daha örtük anlamlı kelimeler kullanmayı yeğlemektedirler.
63
Erkekte orgazmı tespit etmek genellikle orgazma ejekülasyon gibi nesnel gözlenebilen bir durum eşlik ettiği için zor değildir. Kadında bu süreç daha özneldir; ancak Masters ve Johnson kadın orgazmı ile ilgili vajina kasılmalar gibi psikofizyolojik ve ölçülebilir fenomenler tanımlamışlardır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.