Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
BİYOLOJİDE ÖZEL KONULAR GİZEM CAN 4/A
2
KİMYASAL MADDELER (İLAÇLAR,BOYALAR,DETERJANLAR)VE BİYOLOJİK ETKİLERİ
3
İLAÇLAR… İLAÇ: Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve bazı fizyolojik olayların değiştirilmesi (doğum kontrolü gibi) amacıyla tıpta kullanılan ve biyolojik etkinliği olan saf kimyasal madde veya ona eşdeğer bitkisel veya hayvansal kaynaklı standart miktarda etkin madde ve yardımcı madde içeren kimyasal preparattır.
4
Farmasötik şekil : İlaçları insanlara verilebilir hale getirmek için hazırlanmış tek ya da bir kaç doz ilaç içeren özel sunum şekilleridir
5
İlaçlarin farmasötik şekilleri üç gruba ayrılırlar…
1-Katı ilaç şekilleri 2-Sıvı ilaç şekilleri 3-Yarı katı ilaç şekilleri
6
1-Katı ilaç şekilleri (katı farmasötik şekiller)
TABLET: Toz halindeki ilaçların özel makinalarda sıkıştırılması ile hazırlanan ilaç şekilleridir. Başlıca tablet şekilleri: Normal tablet Dil altı tableti Çiğneme tableti (pastil) İmplantasyon tableti (pelet) : deri altına uygulanır, kısa aralarla ilaç salar, steril olması gerekmektedir. Çözelti tabletleri Vaginal tablet(ovül) Efervesan tablet(köpüren) Kaplanmış tablet
7
DRAJE: Tadı acı tabletlerin alınmalarrını kolaylaştırmak amacıyla, şeker, çikolata veya diğer maddelerden oluşan ince bir tabakayla kaplanması ile hazırlanan ilaç şekilleridir. Kaplama sırasında çeşitli renklerdeki boya maddeleri ile daha çekici hale getirilir.
8
KAPSÜL : Lezzet veya kokuları hoşa gitmeyen katı veya sıvı ilaçların alınmasını kolaylaştırmak için hazırlanan silindir şeklindeki jelatinden oluşan ilaç şekilleridir. Mide asidi ve enzimlere karşı daha dayanıklı hale gelirler. PİLÜL : Toz halindeki etken maddenin bal veya koyu şurup gibi maddeler ile yoğrulup, küçük küreler haline getirilmesidir. pilül granül 0.5 den büyük... bol
9
TOZ : Doğal ya da sentetik kaynaklardan elde edilen ilaçların çok ince parçalara ayrılmasiıla elde edilen ilaç şeklidir. Ağızdan alınabildikleri gibi cilde sürülerek te uygulanırlar. SÜPPOZİTUAR (fitil) : Rektuma uygulamaya özgü ilaç şeklidir. Oda sıcaklığında katı, vucut sıcaklığında ise sıvıdır.
10
2-Sıvı ilaç şekilleri (sıvı farmasötik şekiller)
SOLÜSYON: Bir veya bir kaç etken maddenin su, bitkisel yağ veya diğer uygun bir sıvı çözücüde çözülmesi ile hazırlanan ilaç şeklidir. İçinde bakteri veya mantar üremesi sonucunda çabuk bozulur. TENTÜR: Bitkisel ya da hayvansal kaynaklı ilaçlarin alkol yada eterdeki çözeltisidir. EKSTRE: Bitkisel maddelerin su, alkol ve eter gibi sonradan uçurulabilen bir yada birkaç eritici ile karıştırılıp, sonradan eriticinin uçurulması ile elde edilen ilaç şekilleridir.
11
ŞURUP(Sirop): İçerisinde % 60 'dan fazla şeker bulunan sıvı ilaç şekilleridir. Fazla şeker bulunması nedeniyle içinde bakteri veya mantar üremesi zordur. POSYON: Şeker oranı düşük, kaşıkla içmeye elverişli ilaç şekilleridir. İçinde bakteri ve mantar üreyebileceği için 4-5 dozdan fazla hazırlanmamalıdır.
12
LAVMAN: Rektal yolla uygulanmak üzere hazırlanan solüsyon veya süspansiyon şeklindeki ilaçlardır. Küçük hacimli lavmanlara enema denir. LOSYON: Cilde uygulanan solüsyon, süspansiyon yada emülsiyon şeklindeki ilaçlardır.
13
3-Yarı katı ilaç şekilleri (yarı katı farmasötik şekiller)
MERHEM(POMAD): Cilt veya mukozaya uygulanmak üzere hazırlanan yağlı katkı maddesi içeren ilaçlardır. KREM: Etken madde yağ içinde değildir.
14
İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ…
1. Doğum kusurları 2. İntihar düşüncesi 3. Zorlayıcı davranış 4. Bağırsak kontrol problemleri 5. Tuhaf uyku davranışları 6. Halüsinasyonlar 7. Renkli idrar 8. Görme problemleri ve diğer hisler 9. Hafıza kaybı
15
Yalın toksin tesirler: ilaçların teröpatik etkilerine benzer şekilde ve bazen aynı mekanizmalarla ortaya çıkarlar. A:Farmokodinamik B: Biyokimyasal toksin tesirleri C: Yapısal toksin tesirleri Özel toksin tesirler: Mutajenik,teratojenik ve karsinojenik etkilerdir.
16
C: İlaç alerjisi: ilaca karşı oluşmuş antikorlar veya duyarlılaşmış lenfositler aracılığıyla meydana gelir. D: Dayanıksızlık reaksiyonları: Kişide bulunan hastalık nedeniyle ,ilacın belirli etkilerine daha duyarlı olma halidir. E: İdiyosenkrazi ve genetik farklılığa bağlı reaksiyonlar: Genetik yatkınlığa bağlı gelişen ve ilacın beklenen etkilerinde farklı özellik gösterme durumudur.
17
TARIM İLAÇLARI… Pestisit, “pest” zararlı “cid” öldürücü yani zararlı öldüren madde anlamına gelmektedir. Dolayısıyla sadece sentetik kimyasallar değil bazı bitkisel kökenli hatta mikroorganizma kökenli preparatlar dâhil pek çok madde tarımda zararlı organizmaları öldürmek veya zararlarını engellenmek amacıyla pestisit adı altında kullanılmaktadır. Pestisit, herhangi bir istenmeyen canlının (pest) yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşiklerin karışımıdır.
18
Pestisitlerin Sınıflandırılması
Genellikle aktif oldukları etkene göre sınıflandırılırlar: 1.İnsektisitler: Böcek öldürücüler, (karıncalar, böcekler, tırtıllar, hamam böcekleri, sivrisinekler vb.) 2.Herbisitler: Ot öldürücüler ( yabani otlar, bitkiler, yosunlar) 3.Fungisitler: Mantar öldürücüler ( bitkisel hastalık mantarları, diğer mantar cinsleri vb.) 4.Akarisitler: Akar öldürücüler (Keneler, halı böcekleri, toz böcekleri vb.)
19
5.Rodentisitler: Fare öldürücüler, kemirici öldürücüler.
6.Pisisitler: Balık öldürücüler 7.Avisitler: Kuş Öldürücüler 8.Mollususitler: Yumuşakça öldürücüler 9.Nematisitler: Nematodlar, topraktaki segmentsiz kurtlar
20
Pestisitlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri
Dünya sağlık örgütünün (WHO) 1995 yılında yayınlanan raporuna göre, her yıl dünyada kabaca 1 milyon insan pestisit sebebiyle zehirlenmekte, kadarı da ölmektedir. Pestisitlerle insanların teması, ilaç üretimi, taşıma, depolama, kullanma ve ilaç kalıntısı içeren ürünlerin tüketimi sırasında olmaktadır. Bu etkileşim sonunda insan vücuduna girmeleri ise ağız, deri ve solunum yoluyla olmaktadır. Pestisitlerin yanı sıra, parçalanma ürünleri olan metabolitleri de insanlara zehir etkili olabilmektedir. Bu maddelerin bir kısmı birikime uğradığı, bir kısmı da birikmediği halde sinir hücrelerinde tahribat yaptığı için tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Pestisitlerin çoğu kanserojenik, mutajenik, alerjik, irritasyon bir başka deyişle tahriş edici etkiler gösterebilir.
22
BOYALAR… Boya ilk etapta bir görsellik aracı gibi olsa da aslında koruyucudur. Aslında bir şeyleri daha iyi göstermek için boyamaya ihtiyaç duymazsınız. Evinizin dış cephesini yağmurun etkilerinden korumak için boyarsınız. Arabaları ve bisikletleri güzel görünmesi için boyarız fakat aynı zamanda boya içerideki metalin havayla temasını keserek paslanmasını engeller.
23
Boyayı Oluşturan Kimyasallar Nelerdir?
Boyayı, yayılmak için bir sıvıda çözünen bir renk kimyasalı olarak düşünebilirsiniz fakat daha fazlası var. Çoğu boyalar 3 ana bileşenden oluşur; pigment, tutkal (bağlayıcı madde) ve solvent (çözücü) Bunların haricinde boyanın özelliklerini iyileştirebilmek amacıyla kullanıldığı yere göre farklı katkı maddeleri eklenebilmektedir.
24
Pigmentler Pigment boyaya rengini veren kimyasaldır. Boyaya tam olarak rengini verir çünkü bazı dalga boylarını yansıtır ve diğerlerini absorb eder. Çoğunlukla, metal bileşikler (tuzlar) farklı renkler oluşturmak için kullanılır. Örnek olarak titanyum dioksit (kumda bulunan beyaz parlak kimyasal) beyaz renk için, demir oksit sarı, kırmızı, kahverengi veya turuncu renk ve krom oksit yeşil renk için kullanılır. Siyah (tam olarak bir renk olması tartışılır) karbon partiküllerinden gelir. Farklı pigmentler karıştırılarak hayal edebileceğiniz her renk oluşturulabilir.
25
Tutkal (Bağlayıcı Madde)
Pigmentler genellikle katıdır bu yüzden sadece pigmentleri kullanarak boya yapamazsınız. Uygulaması ve yayılması zor olur. Bir kağıta veya duvara yapışmazdı ve ıslandıkları zaman akıp giderdi. İşte bu yüzden boyalar tutkal denilen maddeleri içerir. Tutkalın görevi pigmentleri birbirine yapıştırmak ayrıca birbirine yapışan pigmentleri uyguladığınız yüzeye yapıştırmaktır. Bazı tutkallar keten tohumu gibi doğal yağlardan yapılırken çoğu sentetik plastiklerden yapılmaktadır. Tutkalı içine renk pigmentlerinin dağıldığı şeffaf bir plastik koruyucu olarak düşünürseniz boyaya nasıl bir koruyucu etkisi olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
27
ZARARLARI…
28
Boya ne olursa olsun kimyasaldır
Boya ne olursa olsun kimyasaldır. Her ne kadar içeriğinde bir takım değişiklikler yapılıp zararlı maddelerden arındırılmaya çalışılsa da boya hala zararlı bir maddedir. Astım hastalarının dikkat etmesi gereklidir. Yapısal olarak nefes darlığı ve astım gibi hastalıklara sahip olan kişilerin normal zamanlarda sigara içilen bir ortamda bile nefes alması zorlaşırken, boya yapılan bir ortamda çok fazla bulunmamaları gerekmektedir. Mümkün olan en kısa sürede ortamı terk etmelilerdir.
29
Boya seçimine dikkat etmek çok önemli
Boya seçimine dikkat etmek çok önemli. Bazı boyalar hava geçirgenliği olan boyalardır bazıları kalın yapılı olup hava geçişlerini kısıtlayan boyalardır. Boya seçimlerinde bu noktaya dikkat etmek önemlidir. Hava geçirgenliği olan boyalar daha sağlıklı bir seçenektir. Ağır metaller içeren boyalar sağlığı olumsuz etkiler. Boya seçimlerinde boyanın zararları en aza indirilmek istendiğinde kaliteli markalar ilk tercih olmaktadır. Bu markaların boyalarında zararlı maddeleri en aza indirgedikleri bir gerçektir
30
DETERJANLAR… Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve arıtma gibi işlemlerde kullanılan, toz, sıvı ya da krem şeklinde olabilen kimyasal maddelere ''Deterjan'' denilmektedir. Deterjan, kir sökücü anlamına gelmektedir ve sabun dışındaki temizliyicilerin tümü deterjan sınıfına girmektedir. Deterjanların yoğun bir şekilde kullanımına II. Dünya Savaşı sırasında başlanılmıştır. Fakat deterjan temizlik amacıyla değil, sabun yapımında kullanılan yağlar, askeri araç ve silahları yağlamak amacıyla kullanılmıştır. Deterjan, sabun gibi kirleri, yağ lekelerini sökerek bunların suda asılı durumda kalmalarını sağlamaktadır. Deterjan sabunun yaptığı her işi yapabilse de sabun birçok kullanım alanında deterjanın yerini alamamaktadır.
31
Deterjan, suyun yüzey gerilimini azaltarak, temizlenecek nesnenin içine girmektedir. Bu şekilde kirler ve yağlar oldukları yerlerden çıkarak tekrar kirlerin nesneye yapışmasını önlemektedir. Deterjanın en önemli özelliklerinden biri de köpüklenmedir. Deterjanlar sert sularda bile kolayca köpürebilen bir yapıya sahiptir.
32
DETERJAN KATKI MADDELERİ
- Kompleksleştiriciler - Ağartıcılar ve Stabilizatörler - Korozyon önleyiciler - Optik beyazlatıcılar - Kolloidal taşıyıcılar - Köpük ayarlayıcılar - Dolgu maddeleri - Dezenfektanlar - Parfüm - Ovucular, enzimler ve diğer aktif madde katkıları
33
DETERJANIN ZARARLARI Günlük hayatımızda temizlik ve hijyen amacıyla sıklıkla kullandığımız deterjanın zararları olduğu bilinmektedir. Cilt üzerinde egzama ve mantar gibi hastalıklara sebep olmasının yanı sıra, içme suları ve deterjanla temizlenen bulaşıklarda kalan deterjan atıkları yoluyla da sindirim sisteminde de rahatsızlıklara neden olmaktadır. Ayrıca, deterjanlar kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanmadıkları için çevre kirliliğine de sebep olmaktadır.
34
Deterjan kullanımının sıkça ve kolay fark edilebilen etkisi alerjik rahatsızlıklar yapmasıdır. Deterjanlar 26 saniye de vücudumuzun bütün organlarına geçiyor. Çoğunlukla, deterjanla doğrudan temas halinde olan cilt bölgelerinde, kişilerin hassasiyet düzeyine göre değişen şiddette kızarıklık, yanma hissi, kaşınma gibi etkiler oluşabilmektedir. Fakat bu beklenen bir husus olup, deterjan denen temizleyici madde, derinin yağını alması sebebiyle deriyi zayıflattığından böyle alerjik durum oluşabilmektedir. Bu etkiler kişinin deterjan ile teması bıraktıktan bir süre sonra kendiliğinden yok olmaktadır. Ev temizliğinde kullanılmakta olan deterjanlar, mikroplara ne kadar zarar veriyorsa, karaciğer, akciğer ve beyine de aynı şekilde zarar vermektedir.
36
Deterjan Ve Sabun Farkları…
Sabun sert sularda deterjan kadar iyi temizlemez. Sert sularda bulunan Ca2+ ve Mg2+ iyonları sabundaki Na+ ve K+ iyonlarıyla yer değiştirerek çökelek oluşturur. Böylelikle sabun molekülü aktivitesini yitirir. Oysa deterjanlar sert sulardaki iyonlarla çökelek oluşturmaz. Bu nedenle sert sularda da temizleme işlevini sürdürürler. Yapısında benzen halkası taşıyan deterjanlar (alkil benzen sülfonat deterjanları) benzen halkası oldukça kararlı olduğundan doğada mikroorganizmalar tarafından parçalanamazlar ve çevre kirliliği yaratırlar. Oysa uzun hidrokarbon zincirine sahip olan sabunlar kolaylıkla parçalanırlar. Bu nedenle sabunların çevreyi kirletici etkisi deterjanlara göre daha azdır. Sabun bitkisel veya hayvansal yağlardan elde edilirken, deterjanlar petrol türevlerinden elde edilirler.
37
Deterjan Ve Sabun Benzerlikleri…
Suda çözünürler. Temizleyici ve dezenfekte edicidirler. Moleküllerinde polar ve apolar kısımlar vardır. Sulu çözeltileri baziktir. Organik maddelerdir. Yüzey aktif madde içerirler. Molekülde uzun bir hidrokarbon zinciri ve tuz yapısında bir baz kısmı vardır. Hidrokarbon kısmına kuyruk, baz kısmına baş denir.
38
Sorular… 1: İlaçları insanlara verilebilir hale getirmek için hazırlanmış özel sunum şekillerine ………. ……….. denir. 2: Boyaya rengini veren kimyasallara ………….. denir. 3 : Normal ,dil altı çiğneme (pastil) ve İmplantasyon gibi …………. şekilleri vardır. 4 : Pestisitler aktif oldukları etkene göre ……………. farklı şekilde görülür. 5 : Kişide bulunan hastalık nedeniyle ,ilacın belirli etkilerine daha duyarlı olma haline ……………… …………….. denir .
39
1 : Tentür bitkisel ya da hayvansal kaynaklı ilaçlarin alkol yada eterdeki çözeltisidir.( )
2 : İlaçlar farmasötik şekillerine göre 4 gruba ayrılır.( ) 3 : Krem ve tabletler yarı katı farmasötik şekillerdir.( ) 4 : Boyalarda bağlayıcı ve çözücü madde bulunur.( ) 5 : Pestisit, herhangi bir istenmeyen canlının (pest) yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşiklerin karışımıdır.( )
40
1: Deterjan ile sabun arasındaki 5 benzer özelliği yazınız.
2 : Sıvı farmasötik şekil olan ekstre nedir.?
41
CEVAPLAR…. 1 : Farmasötik şekil 2: Pigmentler 3 : Tablet 4: 9
4: 9 5: Dayanıksızlık reaksiyonları 1: D 2: Y 3: Y 4: D 5: D
42
1:Suda çözünürler. Temizleyici ve dezenfekte edicidirler
1:Suda çözünürler. Temizleyici ve dezenfekte edicidirler. Moleküllerinde polar ve apolar kısımlar vardır. Sulu çözeltileri baziktir. Organik maddelerdir. Yüzey aktif madde içerirler. Molekülde uzun bir hidrokarbon zinciri ve tuz yapısında bir baz kısmı vardır. Hidrokarbon kısmına kuyruk, baz kısmına baş denir. 2: Bitkisel maddelerin su, alkol ve eter gibi sonradan uçurulabilen bir yada birkaç eritici ile karıştırılıp, sonradan eriticinin uçurulması ile elde edilen ilaç şekilleridir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.