Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ
YRD.DOÇ.DR. SERPİL KALAYCI
2
BÖLÜM 11 ÜREME SİSTEMİ (ORGANA GENİTALİA)
3
ÜREME SİSTEMİ GEREKLİ Mİ?
Neslin devamını sağlayan sistemdir. Erkek ve kadında farklı organ ve oluşumlar bulunur. İç ve dış üreme organları olarak ayrılır. Kadında yumurtalıklar (ovarium), tüpler (tuba uterina), rahim (uterus), vajina ve vulvadan oluşur. Erkekte; testis, üreme bezleri ve penisten oluşur.
4
ERKEK ÜREME SİSTEMİ Erkek üreme sistemi;
sperm hücrelerini ve testesteronu üreten testisler, spermin depolanmasını ve tasınmasını sağlayan kanallar, yardımcı bezler penis’ten oluşur.
5
Testisler Scrotumlar içinde bulunan ve bağ dokudan yapılmış tunika albugenia ile sarılı olan testislerin esas görevi, sperm hücrelerinin yapımı ve testosteron sentezidir. Spermin yapılması için testislerin vücut ısında daha düşük bir ısıya (32-35 °C) gereksinim vardır. Testisler, yüzlerce seminifer tubuli adı verilen kanalcıktan yapılmıştır.
6
YARDIMCI KANALLAR Testislerde üretilen spermleri, penise taşıyan kanallardır. Bunlardan ductus epididimis; spermleri dışarı verileceği ana kadar depo eder ve penise iletilmesini sağlar. Ductus deferens (vas deferens)’te epididimisin devamı olup, görevi spermlerin iletilmesidir. Ductus deferens, ductus ejaculatorius (ejakulatör kanal) ile birleşmeden önce genişleyerek ampullayı oluşturur.
7
YARDIMCI BEZLER Yardımcı bezler, spermlerin beslenme ve hareketini sağlayan salgıları oluşturan bezlerdir. Bu bezler başlıca vesicula seminalis, prostat bezi ve balbourethral (cowper bezi) bezler’dir. Ejakulat (semen)’in yaklaşık % 60-70’ini vesicula seminalis salgısı oluşturur. Prostat, spermlerin hareketine yardımcı olan salgı üretir. Cowper bezleri, mükoz ve alkali özellikte salgı yapar.
8
PENİS Koitus (cinsel ilişki) ve idrarın boşalma fonksiyonunu gerçekleştiren penis aynı zamanda spermleri ejaküle eder. Penis, bir tane corpus spogiosum, bir çift corpus cavernosum ile üretrayı içerir. Corpus spongiosumun ön ucu genişleyerek, glans penisi oluşturur. Glans penis, prepusyum adı verilen iki kat sünnet derisiyle örtülüdür.
9
SPERM Spermlerin küçük bir bölümü epididim’de, çoğunluğu ise vas deferens’te depolanır ve fertilizasyon özelliklerini en az 1 ay kaybetmezler. Seminal veziküllerdeki (vesicula seminalis) sekretuvar epitel hücrelerden salgılanan mukoid sıvı: bol miktarda fruktoz, sitrik asit, besin maddeleri ve prostaglandinler içerir. Bu sıvı sayesinde; ejaküle edilen semene büyük bir hacim eklenir. seminal sıvıdaki fruktoz ve diğer besleyici maddeler sayesinde ejakulattaki spermin ovumu döllemesine kadar geçen süre içinde sperm hücrelerinin beslenmesi sağlanır. Baş spermin genetik şifrelerini taşıyan DNA ile akrozom adında lizozom benzeri bir yapı içerir. Akrozom içerdiği hiyaluronidaz ve proteinaz gibi enzimler ile spermin oosit içine girişine yardımcı olur. Kuyruk , spermin en uzun bölümü olup hareketi sağlar.Sperm hücresi, +4 °C’de birkaç gün kadar, kadın genital kanalında 48 saat kadar ve -79 °C’de birkaç yıl kadar canlı kalabilir. Bazen sperm sayısı normal olan erkeklerde infertilite (kısırlık) görülebilir. Bunun başlıca nedeni sperm morfolojisindeki bozukluktur. Bu bozukluklar, spermin baş boyun ve kuyruğuna ait bozukluklardır.
10
MENİ (SEMEN, EJAKULAT) Ejakulasyon ile penisten dışarı atılan beyaz renkli opak sıvıya ejakulat (semen) denir. Bir ejakulasyon ile 2,5 – 3,5 ml semen çıkarılır. Ejakulasyon sıklığı arttıkça, semen hacmi ve sperm sayısı azalır. Semenin 1ml’sinde milyon sperm hücresi bulunur. Spermler, dişi genital sisteminde dakikada 3 mm hızla ilerler. Erkeğin cinsel aktivitesi sırasında ejakülasyon ile atılan semen; vas deferens’ten (~%10), vesicula seminalis’ten (~% 60), prostat bezinden (~% 30) gelen sıvıları ve spermleri içerir. Ayrıca, küçük miktarda mukus bezlerinden ve özellikle balboüretral bezlerden gelen sıvıları da içerir. Semenin hafif asit sıvıları (ör vesicula seminalis sıvısı), alkali karakterdeki prostat sıvıları ile nötralize edilerek, semen bileşiminde ortalama p H’ın yaklaşık 7,5 olması sağlanır. Spermler semenle atıldıktan sonra, vücut ısısında en fazla saat yaşayabilirler.
11
ERKEKTE CİNSEL AKTİVİTE
Parasempatik sinirlerin uyarılması sonucu korpus kavernozum ve penise gelen arterlerin duvarlarındaki düz kasları gevşer ve trabekuler boşluklarda arteriyel kan akımına direnç azalır. Bu sırada venalar kapatılarak, kan buraya hapsedilir. Böylece penis ereksiyon haline geçer. Glans penisteki reseptörlerin uyarılması belli bir düzeye ulaşınca; sempatik sinirler, ductus deferens ve seminal vezikül kaslarının kasılmasını sağlar. Semenin üretraya ulaşması ve musculus bulbocavernosum’un periyodik kasılmaları ile ortalama 3 ml semen dışarı atılır. Ejakulasyon sırasında, mesane tabanında bulunan sfinkter kapalı olduğu için, sperm mesaneye geçemez. Ejakulasyondan 1-2 dakika sonra ereksiyon sona erer.
12
ERKEKTE KISIRLIK Evli çiftlerin her hangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmaksızın, 1 yıl boyunca korunmasız haftada 2-3 kere girilen cinsel ilişkiye rağmen, gebeliğin gerçekleşmemesine infertilite yani kısırlık denir. İnfertilite (kısırlık )vakaları % oranında erkeğe bağlı nedenlerdir. Tüm dünyada erkek kısırlığı yıldan yıla artıyor. Erkekte Kısırlık Nedenleri Sperm olgunlaşması ve üretimindeki problemler erkek infertilitesinin en sık görülen sebebidir. Genetik bozukluklar, varikosel, inmemiş testis, enfeksiyon hastalıkları, ergenlikte geçirilmiş kabakulak hastalığı, hormon bozuklukları, çevresel toksinler, ilaç kullanımı ve alışkanlıklar, sperm üretimini etkileyen olumsuz faktörlerdir.
13
DİŞİ ÜREME SİSTEMİ Kadın üreme sistemi; vajina, uterus, tuba uterinalar, dış genital organlar ve ovaryumlardan oluşur.
14
OVARYUM Ovaryumların esas görevi, ovum (yumurta hücresi) üretmek ve cinsiyet hormonları olan östrojen ve progesteronu salgılamaktır. Ovaryumlar, uterusun sağında ve solunda bulunur.
15
UTERİN TÜPLERİ Fallop tüpleri; uterus boynuzundan çıkıp ovaryuma doğru uzanırlar ve ovaryuma fimbriya ile bağlanırlar. Fallop tüpleri, ovumun döllendiği ve ovumun uterusa geçişinin sağlandığı yapılardır.
16
UTERUS Uterus; içi boş ve duvarında kas bulunan bir yapıdır. Embriyo/fetusun implante olduğu ve geliştiği yerdir. Menstrüasyon, uterusun endometrium tabakasında gerçekleşir. Serviks; uterusun alt bölümüdür ve vajinaya açılır.
17
VAJİNA Vajina 7-8 cm. uzunluğunda, kaslı, üst ucu rahimle bağlantılı, alt ucu dışarıya açılan esnek bir kanaldır. Vajina rahime geçmek üzere erkek tohum hücrelerinin döküldüğü kanaldır. Üreme için gerekli olan cinsel ilişki vajina yoluyla olur. Vajina cinsel uyarı sonucunda kendiliğinden ıslanır, genişler ve cinsel ilişki sırasında organların sürtünmelerini acısız hale getirip, kolaylaştırır. Vajinanın alt bölümünde kanal girişini kısmen kapayan ince ve esnek zara kızlık zarı (himen) adı verilir. Kızlık zarı penisin vajinaya girdiği ilk cinsel ilişki sırasında genellikle kolayca yırtılır.
18
VULVA Kadın dış genital organları vücudu örten cilt tabakasının bir devamıdır ve kadın iç genital organlarına giriş kapısını, bebeğin doğduğu "doğum kanalından" çıkış kapısını oluştururlar. Dış genital organlara topluca vulva adı verilir. Vulva, kadın dış genital bölgelerine karşıdan bakıldığında üstte "çatıyı" oluşturan leğen kemiklerinin birbiriyle orta hatta birleştiği bölgenin oluşturduğu kabarıklık olan pubis tepesi, altta anüs ve yanlarda büyük (dış) dudaklar adı verilen yapılarca sınırlanan bölgedir.
19
MEME BEZLERİ VE MEMELER
Meme dokusu süt bezleri ve bunların arasında yer alan kas ve destek dokuları, yağ, sinirler, kan ve lenf damarlarından oluşur. Süt bezleri lob adı verilen gruplarda toplanırlar. Her memede adet lob denilen bölüm vardır. Her bir lob daha küçük birimler olan lobüllere ayrılmıştır. Lobüllerin ucunda da süt üreten küçük kesecikler bulunur. Biçim olarak her bir lob bir üzüm salkımına benzetilebilir. Lob, lobül ve süt kesecikleri ince süt kanalları ile birbirine bağlanmaktadır. Bu kanallar meme başına doğru birleşerek gelirler ve memenin tam ortasında areola denilen koyu renkli bölgede meme başına açılırlar.
20
UTERİN SİKLUSU VEYA MENSTRUAL SİKLUS
Dişinin normal üretkenlik yıllarında, cinsel hormonların salgı hızındaki aylık ritmik değişimlere uygun olarak, overlerde ve cinsel organlarda değişimler görülür. Bu ritmik kalıba menstrüel döngü denir.Döngü süresi yaklaşık 28 gündür. Menstrüel döngü sürecinde overlerdeki değişiklikler tamamen FSH ve LH’a bağlıdır. Gonadotropik hormonlarla (FSH ve LH) uyarılmayan overler inaktif durumdadır. MENSTRUAL FAZ PROLİFERATİF FAZ SEKRESYON FAZI
21
OVULASYON Yumurtanın yumurtalıktan ayrıldığı evredir. Fallop kanalına geçer. Ovulasyon LH nın ani artışı ile gerçekleşir.
22
PUBERTE Puberte, gonadların endokrin ve gametojenik işlevlerinin üremeyi mümkün kılan düzeye ilk kez ulaştığı dönemdir.Pubertede rol alan esas faktör, hipotalamus’tan gonadotropin serbestleştirici hormon (GnRH) salgısının başlamasıdır.GnRH: Hipofiz kaynaklı olan gonadotropinlerin (folikül stimüle edici hormon (FSH) ve luteinleştirici hormon (LH)) salınımını uyarır.Puberte döneminde salgılanmaya başlarlar. Puberte kızlarda 8-13, erkeklerde ise 9-14 yaş arasıdır.
23
KADINDA CİNSEL AKTİVİTE
Orgazm-kadında vajinanın dış 1/3 lük kısmında, uterus kaslarında, ritmik kasılmalar, kasılmaların şiddeti ve sayısı kişiden kişiye oldukça değişkendir. Genellikle 3-5 bazen defa kasılma olur. Başlangıçta çok güçlü ve kısa aralıklarla olan bu kasılmaların, gittikçe şiddeti ve aralık süresi uzar. Anal sfinkterde de istemsiz kasılmalar olabilir. Plato evresinin sonuna doğru belirginleşen kaslardaki gerilim, hızlı nefes alıp verme, kalbin hızlı çarpması, kan basıncında artma orgazm boyunca da sürer.
24
MENSTRUAL BOZUKLUKLAR
Premenstrual sendrom: Adetten 7-10 gün önce başlayan huzursuzluk, depresyon, baş ağrısı. Dismenore: Ağrılı menstruasyon Primer dismenore: Organik bir bir hastalığın tespit edilemediği ağrılı durum. Sekonder dismenore: Ağrılı adet kanaması Amenore: Menstrual yokluk.
25
MEME KANSERİ Risk Faktörleri
Yaş; Meme kanseri %70 oranında 50 yaş üstü kadınlarda görülür. Ailesinde meme kanseri hikayesi olanlarda, Doğurganlık yaşı; Doğurganlık yaşının 30 yaş üstü olması ya da hiç doğum yapmama Şişmanlık ve yağlı beslenme; 50 yaş üzerindeki kadınlarda şişmanlık, Östrojen hormon tedavisi; 10 yıldan fazla süren östrojen tedavisi meme kanseri riskini artırır.
26
CERVİX KANSERİ Serviks(rahim ağzı), rahimin vajine açılan dar boynudur. Serviks hücreleri anormalleşip kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında serviks kanseri oluşmaktadır
27
MENOPOZ Over yaşın ilerlemesiyle, gonadotropinlere yanıtsız hale gelir, işlevleri azalır ve cinsel döngüler kaybolur. Bu doğal fizyolojik sürece menopoz denir. Öncü folikül sayısındaki azalmanın menopozda daha da belirginleşmesi, bu yanıtsızlığa eşlik eder. Overler artık daha fazla progesteron ve östrojen salgılayamaz. Uterus ve vajina giderek atrofiye olur. Östrojenlerin ve progesteron’un negatif geri bildirim etkisi azaldığı için FSH salgısı artar. Plazmadaki FSH yüksek düzeyde, LH ise orta düzeyde yükselir.
28
CİNSEL YOLLA GEÇEN BAZI HASTALIKLAR
GONORE Bel soğukluğu idrar yollarında, rahim ağzında, gözde, rektumda ve üreme organlarında yerleşen Neisseria Gonorrhoeae isimli bir bakterinin neden olduğu hastalıktır. Hem kadında hem de erkekte görülen bu hastalık akıntılı iltihaba neden olur. Gonore cinsel yolla bulaşır ve bu yolla bulaşan hastalıklar arasında en çok görülen hastalıktır.
29
SİFİLİZ Sifiliz (Frengi) genellikle penis, vajina ve anüste bulunan lezyonlara temasla bulaşabilmektedir. Lezyonlar dil ve ağız içinde de bulunabildiğinden hastalık oral yolla da bulaşabilmektedir. Hastalığın anal veya oral yolla da bulaşabilmesi nedeniyle, homoseksüel ilişkilerle de taşınması söz konusudur. Sifiliz hastasının partneri de tedavi edilmezse, hastalığın tekrar bulaşması söz konusudur. Sifiliz gebe anneden bebeğine, hamilelik esnasında geçebilmektedir. Bu dönemde hastalığın teşhis edilmesi çocuğun sağlığı için çok önemli olduğundan, ABD'de sifiliz testi tüm gebe bayanlara tarama olarak önerilmektedir.
30
DÖLLENME Ovumun döllenmesi (fertilizasyon) sonucu gebelik adı verilen tamamen yeni olaylar dizisi gelişerek, döllenen ovum’un fetusa dönüşümü sağlanır. İnsanlarda ovum’un döllenmesi genellikle fallop tüpleri’nin ampulla’sında gerçekleşir. Döllenme şu basamakları içerir: 1-Ovumun spermi kendisine çekmesi 2-Spermin ovumu çevreleyen zar yapıya, zona pellusida’ya tutunması 3-Akrozom tepkisi ve spermin zona pellusida’yı geçmesi 4-Sperm başının ovumun hücre zarına tutunması, spermin tutunduğu bölgenin parçalanması ve sperm çekirdeğinin ovum stoplazmasına serbestlenmesi
31
GEBELİĞİN BELİRLENMESİ
Gebelikten süphelendiğinizde hemen doktorunuzu aramalısınız. Doktorunuz durumunuzu değerlendirecektir. Örneğin vaginal bir muayenede rahim agzının sıkı seklinde kapalı ve gebeligin etkisiyle artan kan akımı nedeniyle mavi-mor renkte olması anlam taşımaktadır. hCG hem idrarınız hem de kanınızda mevcut olacağından kan alınıp bakılan serumda gebelik testi hormonu kesin olarak belirler. 6-9’uncu haftada yapılan ultrason tetkiki bebeği ve kalp atımını gösterir ’nci haftalarda (bazen yedinci haftada) kalp atımı Doppler ile duyulabilir.
32
EMBRİYONİK GELİŞME Embriyon, döllenmeyi takiben 8. haftanın sonuna kadar belirgin insan görünümü kazanır. Temel organ ve sistem gelişimi, ilk 8 haftada çok hızlıdır.Teratojenite etkisi daha fazla.
33
FETAL GELİŞİM Fetal Dönem 9. haftadan doğuma kadar olan süreyi kapsar. Esas olarak, organ sistemlerinin olgun laşması ve büyümesi görülür. Baş gelişimi daha yavaştır. 4.-6. aylarda Vücut gelişimi çok hızlıdır. 7.-9. aylarda Ağırlık artışı ön plandadır.
34
GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME
İlk 3 ay 0,5 - 1 kgSonraki aylarda 1,5 - 2 kgProtein / Demir / Kalsiyum ihtiyacı artar Çocuğun sağlıklı bedensel ve zihinsel büyüme ve gelişmesi için gebelikte ve sonrasında yeterli ve dengeli beslenme önemlidir. Çocuğun sağlıklı bedensel ve zihinsel büyüme ve gelişmesi için gebelikte ve sonrasında yeterli ve dengeli beslenme önemlidir. Gebelikte kansızlığı önlemek için karaciğer, kırmızı et, yumurta, pekmez, kuru meyve ve kurubaklagiller yenmelidir.
35
GEBELİKTE KİLO ARTIŞI Gebelikte ilk 3 ayda 1-2 kilogram (kg), daha sonra ayda ortalama 1.5 – 2.0 kg olmak üzere, gebelik boyunca toplam olarak 9-12 kg ağırlık artışı olur. Ağırlık artışının 9 kg’dan az olması, kadının yeterli enerji alamadığını ya da fazla çalışarak aşırı enerji harcadığını12 kg’dan fazla ağırlık artışı ise gereğinden fazla enerji alımına işaret eder. Yapılan çalışmalarda eğer anne zayıfsa yani beden kitle indeksi(BKI) 20’nin altında ise ağırlık kazanımının 2. ve 3. trimester süresince haftada 500 g’ın altına düşmemesi gerekmektedir. Buna karşılık ağırca dediğimiz yani beden kitle indeksi 26’nın üzerindeolan kadınların haftalık tartı artış hızı ortalama 300 g olmalıdır. Kişisel ayrıcalıklar da ağırlık kazanımına etki etmektedir, o nedenle gebeliğin ilk aylarında görülen iştahsızlık, bulantı, kusma isteği,aşırı uyku hali besin alımını güçleştirir. Gebeliği izleyen ilk3-4 aylık dönemde bu yakınmaların azalması ile annede ağırlık kazanımı 20. haftada 3,5 kg gebeliğin sonuna kadar da haftada ağırlık artışlarda toplam kg ağırlık kazanımına ulaşır. Bunun sonucunda da 3-3,3 kg ağırlığında bir bebek dünyaya gelebilir.
36
GEBELİKTE İLAÇ KULLANIMI VE RADRASYON
Gebe ve süt emziren kadınların doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanmaları sakıncalıdır. Emzikli kadının doktor tavsiyesi ile zorunlu ilaç kullanması durumunda, ilacın kana ve süte ulaşmaması için, annenin ilacı, emzirmeden hemen önce ya da hemen sonra alması en doğrusudur. Doğumdan sonraki birkaç ay içerisinde doğum kontrolü amacıyla doğum kontrol hapı kullanan kadınların süt miktarlarında azalma görülmüştür. Yalnız progestin (progesteron) içeren koruyucu hapların (Mini Hap) süt üzerine olumsuz etkisi olmadığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle emziren kadınlar için, bu türden haplar ve rahim içi aracın en iyi koruyucu yöntemler olduğu söylenebilir.
37
DIŞ GEBELİK Dış gebelik tanım olarak, sperm hücresi ile döllenmiş yumurtanın rahim dışında başka bir dokuya yerleştikten sonra o bölgede gelişmesidir. Dış gebeliğin en çok yerleştiği yer ise bir kadının fallop kanalları veya diğer ismiyle fallop tüpleridir. Dış gebelikler tüpler haricinde; yumurtalıkta (ovarian gebelik), karın içerisinde (abdominal gebelik), rahim ağzında (servikal gebelik) da olabilmektedir.
38
GEBELİĞİN ÖNLENMESİ Ritmik yöntem veya takvim yöntemi
Doğum kontrol hapları Prezarvatif, kondom kullanmak Diafram Rahimiçi araçlar Geri çekme Düşük yapılması Sterilizasyon
39
DOĞUM Uterusdan fetus,plasenta ve eklerinin doğum kanalı yoluyla atılması Normal bir gebeliğin ortalama süresi 40 hf olarak kabul edilir(280 gün) 37 hafta-42 hafta arası term gebelik olarak adlandırılır.( gün ) DOĞUM EYLEMİNİN EVRELERİ I.Evre : Serviksde progresif dilatasyon ve efesman sağlamaya yeterli frekans,süre,amplitüde sahip kontraksiyonlarla başlar.Serviksde tam dilatasyon ve efesman ile sona erer II.Evre : Serviksde tam dilatasyon sağlandığı zaman başlar ve doğumun gerçekleşmesiyle sona erer. III.Evre : Doğumdan hemen sonra başlar ve plasentanın ayrılmasıyla son bulur.
40
YENİDOĞANIN ÖZELLİKLERİ
Zamanında doğan bir yenidoğanın doğum tartısı ortalama gr aralığındadır; ama gr arasındaki değerler normal kabul edilir. İlk günlerde bebeklerde kilo kaybı görülmesi normaldir. İlk 5gün toplamda maksimum %10 kadar normal kabul edilir. Yenidoğan bebek doğar doğmaz, mümkün olan en kısa zamanda annenin memesine tutulmalı ve emzirtilmelidir: Yenidoğan bebeğin ilk 24 saatte kakasını yapması beklenir. Anne sütü alan bebeklerin her beslenmeden sonra, sarı-sulu-ekşi kokulu kaka yapması normaldir. İyi beslenen bir bebek günde 5-7 kez idrar yapar; çünkü anne sütünün kabaca %90'ının su olduğunu düşündüğümüzde, iyi beslenen bebek vücudundaki suyun fazlasını idrarla çıkartacaktır.
41
YENİDOĞANIN ÖZELLİKLERİ
Sarılık, genellikle 2-3.günlerden sonra başlar. Hemen her bebekte az ya da çok sarılık olur. Anne ile bebek arasında kan grup uyuşmazlığı olup olmaması önemlidir. Sarılık düzeyleri genellikle beslenme ile ters orantılı; yani iyi beslenme ve bol kaka ile sarılık maddesi uzaklaştırılmış olur ve daha önemlisi bebek kilo aldığında sarılık göreceli olarak düşer; böylece patolojik düzeylere ulaşması engellenmiş olur. Bebek iyi beslenmezse, kanda sarılık konsantrasyonu daha fazla olacağından ışık tedavisi (fototerapi) alması gerekebilir. Bazen sadece iyi besleme ile sarılık düzeyleri kendiliğinden düşer.
42
SEZARYAN Bazı durumlarda normal doğum anne yada bebek açısından riskli görüldüğünde karından yapılan bir kesi (ameliyat) ile bebeğin çıkarılmasıdır. Planlanmış olarak veya acil hallerde yapılabilir.
43
ÇOKLU DOĞUM Kadınların birden çok çocuk doğurmasına çoklu doğum denir. Çoklu doğum sık görülen bir durum değildir. Çoklu doğum, genelde normal durumlarda çocuk doğuramayan ancak bazı ilaçların alınması veya yapay döllenme ile gebe kalan kadınlar arasında daha sık görülmektedir.
44
LAKTASYON (EMZİRME) Gebelik boyunca, hormonal etkilerle gelişen meme bezleri doğumdan sonra ilk 2-3 gün içinde süt yapmaya ve salgılamaya başlar. Bu olay tıpta laktasyon adını alır. Memenin doğumdan sonra ilk olarak salgıladığı süt “kolostrum” adını alır ve koyu kıvamlı ve sarımtırak renklidir, besleyici özelliği fazladır. Yaklaşık olarak 4-6 gün sonra kolostrum giderek kıvamını kaybeder ve renki beyazlaşır. Bir kadının günde salgıladığı süt ortalama olarak gramdır.
45
ÇOCUĞUN BÜYÜMESİ VE GELİŞMESİ
Büyüme Çocukluk çağı, döllenme (konsepsiyon) anında başlar ve ergenliğin tümünün tamamlanmasına kadar devam eder. Bütün diğer canlılara kıyasla insanda çocukluk çağı daha çok uzundur (16-18 yıl). Büyüme, vücut hacminin ve kütlesinin artması anlamına gelir. Gelişme (olgunlaşma, diferansiyasyon) biyolojik işlevlerin kazanılmasını ifade eden bir terimdir. Büyümenin Değerlendirilmesi Yenidoğan döneminin ilk 15 gününde özellikle ağırlık artışı sık aralarla değerlendirilir. Bunu izleyerek ilk ay sonunda izlem yapılır. Birinci aydan itibaren 6.aya kadar ayda bir, 6.aydan iki yaşına kadar üç ayda bir, 2 yaşından 6 yaşına kadar altı ayda bir ve 6 yaşından başlayarak da erişkin döneme kadar yılda bir her çocuğun büyüme ve gelişme yönünden değerlendirilmesi uygundur. Büyümenin değerlendirilmesinde kullanılan başlıca ölçütler: Vücut ağırlığı ve ağırlık artış hızı Boy uzunluğu ve boy uzama hızı Baş çevresi ve baş çevresinde artma hızı
46
TEŞEKKÜRLER…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.