Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

EŞYA HUKUKU V Adnan Hadzimusiç Mart 2017.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "EŞYA HUKUKU V Adnan Hadzimusiç Mart 2017."— Sunum transkripti:

1 EŞYA HUKUKU V Adnan Hadzimusiç Mart 2017

2 TAPU SİCİL İŞLEMLERİ 1-Tesciller: Ayni hakların tesisi veya devri gayesiyle yapılan tapu kayıt işlemleridir. Ayni hak olarak tapuda tesisi mümkün haklar: a)Mülkiyet, b)İrtifak hakları, c)Taşınmaz yükü ve d)Rehin hakları 2-Terkin: Tescil işleminin tersine, ayni hakları sona erdiren bir tapu sicil işlemidir. 3-Tadil: Tapu sicilindeki ayni haklarda değişiklik yapmaya yönelik bir işlemdir. 4-Şerhler: Şahsi hakların kuvvetlendirilmesine veya malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına veya çekişmeli bir hakkın korunmasına, ya da bir tescil işleminin muvakkaten tapuya yazılmasına hizmet eder. 5-Beyanlar: Tapu sicilinde gösterilmesi faydalı görülen çeşitli hususları kapsar.

3 A-TESCİL İŞLEMİ Bir ayni hakkın kazanılması için tapu kütüğüne yapılan kaydına tescil işlemi denir.Tescil işleminin önemli bir özelliği, “tescilin şart kabul etmemesi”dir. Tescilin hukuki sebebini teşkil eden işlemler şarta bağlanabilir. Ancak “bağışlamadan rucu şartı” istisna edilirse (bağışlanan kişi bağışlayandan önce ölürse bağışlamadan dönme şartı BK 242) tescil işlemi şarta bağlı olarak yapılamaz. -Yenilik doğurucu tescil: Bir ayni hak tescil ile varlık kazanıyorsa, bu tescil inşai (kurucu) tescildir. -Açıklayıcı tescil: Tescilden önce zaten varlık kazanmış bir ayni hakkın aleniyeti sağlamak için tapu siciline yazımıdır. Sadece ayni haklar tapu siciline tescil edilebilirler. Bunlar mülkiyet hakkı, irtifak hakları, taşınmaz yükü ve rehin haklarıdır. MK yürürlüğe girmeden önce kurulmuş ve artık tesisi mümkün olmayan ayni haklar tapu siciline tescil edilemezler sadece beyanlar hanesinde gösterilir.

4 1-Tescilin Şartları Bir taşınmaz hakkında ilk defa tapu sicilinde sayfa açılıyorsa ayni haklar re’sen tescil edilir. Tapu sicilinde kayıtlı taşınmazlar üzerinde bir ayni hakkın tescili için üç şart aranır. a)Yazılı Tescil Talebi: Tescil talebinde bulunabilecek kişiler: i-Malik: Tapu sicilinde malik gözüken kişinin yazılı tescil talebi gerekir. Taşınmaz paylı mülkiyet altında ise, her paydaş kendi payı için tescil talebinde bulunabilir. Taşınmazın tamamını takyit eden bir tasarrufi işlem söz konusu ise tüm paydaşların birlikte tescil talebinde bulunması gerekir. Elbirliği mülkiyette de her halde tüm maliklerin birlikte tescil talebinde bulunmaları gerekir. ii-Malikin temsilcileri: Malikin “kanuni” ve “iradi” temsilcileri: -Diğer kişilerin tescil talebi: Ayni hakları tescilden önce kazanan kişiler, kanuna göre, kesinleşmiş mahkeme kararına veya buna eşdeğer bir belgeye dayananlar gerekli belgeleri ibraz ederek tescili isteyebilir.

5 b)Tasarruf Yetkisinin İspatı: Tescil isteminde bulunan kişi, tapu sicilinde malik olarak gözüken kişi ise kendisinin o kişi olduğunu, temsilci ise, malikin temsilcisi olduğunu kanıtlamalıdır. Bunun için nüfus müdürlüğünce verilen kimlik belgesi kabul edilir. Tüzel kişinin temsilcisi ise yetkili organca kendisine temsil yetkisinin verildiğini kanıtlamalıdır. c)Hukuki Sebebin İspatı: Tescil işlemi “illi bir işlem”dir. Kendisine esas teşkil eden işlem geçersizse tescil de geçersizdir. Hukuki sebebin belgelenmesi ise “bu sebebin geçerliliği için gerekli şekle uyulduğunun ıspatı” suretiyle olur. Hukuki sebep ölünceye kadar bakma sözleşmesine istinat ediyorsa miras mukavelesinin şekline tabi olur. Müşterek malikler arasındaki “rızai taksim sözleşmesi de resmi şekle tabidir”. Mirasın taksimi sözleşmesi “adi yazılı şekle tabi tutulmuştur, ancak tapu memurları imzaların noterce tasdikli olmasını aramaktadır”. Belgelerin Tamam Olmaması: Eğer tescil talebinde bulunan,”tasarruf yetkisini” ve buna esas teşkil eden “hukuki sebebi” belgeleyemezse, tapu memuru tescil talebini reddeder. Bununla birlikte malikin muvafakati ve mahkeme kararıyla geçici tescilin şerhi tapu kütüğüne yazılabilir. Bunun tek kazancı belgeler tamamlandığında kesin tescil yapılınca, bu tescilin şerhin verildiği andan itibaren geçerli olmasıdır

6 Tescil Talebinin Hukuki Niteliği: Tescil talebi ayni haklara doğrudan etki eden bir işlem olduğundan “tasarrufi işlem” sayılmaktadır. Tescil talebi ehliyetsizlik vs nedeni ile geçersizse, hukuki işlem geçerli olsa bile tescilin ayni haklara bir etkisi olmaz. Tescil talebi yenilik doğurucu bir işlem olduğundan tapu memuruna yönetildikten sonra geri alınamaz. Tescil işleminin bir koşula bağlanması mümkün değildir.

7 Tescilin Hükümleri Ayni haklar tescil ile doğar ve sıra ve tarihlerini tescil kayıtlarına göre alır. Bu sonuç tescil talebinin yazıldığı andan itibaren doğmaya başlar. Tescil işlemine iki önemli sonuç bağlanmaktadır. a)Tescilin Olumsuz Hükmü Sicile tescili gerekli bir ayni hak tescil edilmedikçe, ayni hak olarak varlık kazanamaz. Tescilin olumsuz hükmünü “tescil yoksa ayni hakta yoktur” şeklinde ifade edebiliriz. Ayni hakların tapu kütüğüne tescil edilmedikçe mevcut olamayacağına ilişkin prensibe, “tescilin olumsuz menfi etkisi” denir. b)Tescilin Olumlu Hükmü Tescilin üçüncü şahıslar için taşıdığı değere, “tescilin müsbet hükmü” denir. Hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini iddia edemez. Tescilin bu olumlu hükmü gereği üçüncü şahısların tapu kütüğündeki kayıtlara güvenerek kazanmış olduğu ayni haklar korunur. Buna “tapu siciline güven ilkesi” denir. Üçüncü şahısların tescilin bu müsbet hükmünden yararlanmasının koşuları: -İktisab edilen ayni bir hak olmalıdır -Bu iktisap tapu sicilindeki “yolsuz bir tescile” dayanmış olmalıdır. -Üçüncü şahıs iyiniyetli olmalıdır. 

8 B-TERKİN İŞLEMİ Terkin işlemi ya bir ayni hakkı sona erdirmek, ya da yolsuz hale gelen tapu sicilini düzeltmek için yapılan işlemdir. Tescilin tersi bir işlemdir. Tescil işlemi için gerekli kurucu unsurlar aranır: a)Yazılı terkin beyanı: MK 1014 “bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesi ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabilir” Hak sahibi birden fazla kişi ise hepsinin terkin talebinde bulunması gerekir. b)Talepte bulunan tasarruf yetkisine sahip olmalı. Eşya malikinin mülkiyet hakkından feragat etmesi “malikin tasarruf yetkisi içindedir”. c)Geçerli bir hukuki neden olmalı Bazı hallerde bir ayni hakkın sukutu ile tescil, bütün hukuki varlığını yitirir. Örn. İntifa hakkının sona ermesi. Bu gibi hallerde mükellef “taşınmaz malikinin talebiyle” kıymeti kalmayan tesciller terkin edilir. Yazım hataları hariç, tapu memurunun kendiliğinden tapu kayıtlarındaki bir yolsuz kaydı düzeltmesi mümkün değildir.

9 C-TADİL İŞLEMİ Tadil bir ayni hakkı, genişletici nitelikte ise, esasen bir “tescil”, daraltıcı nitelikte ise bir “terkin” işlemi söz konusudur. Kendisine hak sağlanan kimsenin yazılı bir beyanı ile yapılabilir. D-ŞERHLER 1.Şahsi Hakların Şerhi a)Hangi şahsi haklar şerh edilebilir: “Kanunun açıkça belirttiği şahsi haklar tapu kütüğüne şerh edilebilirler”. i- Alıcının tek taraflı bildirimi ile -Taşınmaz satış vaadi ii- Ayrı bir şerh anlaşması gerekenler -Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, -Sözleşmeden doğan: Önalım, alım, geri alım hakkı, kira sözleşmeleri -BK da tescili özel olarak öngörülen şahsi haklar *Rehnin boş dereceye ilerleme hakkı MK 871 *Bağışlamadan rucu hakkı BK Malikin Tasarruf Yetkisini Sınırlayıcı Şerhler 3-Geçici Tescilin Şerhi

10 E-BEYANLAR Beyanlar tapu kütüğünün diğer sutunlarında yer almayan fakat, tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda görülen, hukuki ilişki ve fiili durumdan ibarettir.  -Ispat için karine oluşturan beyanlar: Eklentilerin beyanı. Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine yazılır. Bu kaydın terkini hak sahibi gözüken bütün ilgililerin rızasına bağlıdır.  -İyiniyeti önleyici beyanlar:  -Bilgilendirici beyanlar: Bir hacir kararının beyanı, bir kamu hukukunun takyidinin beyanı a)TST de Öngörülen Beyanlar -Eklentiler: Bu beyan o eşyanın eklenti olduğuna ilişkin karine oluşturur Eklentiler ipotek hakkında önemlidir. Çünkü bazan eklentiler rehinden daha değerli olabilir. Bu nedenle ipotek verilirken eğer eklentilerin hariç olduğu belirtilmezse karine olarak birlikte ipotek edilmiş kabul edilir. -MK’dan önce kurulmuş fakat, artık tesisi mümkün olmayan ayni haklar -İnşaatçı ipoteği: Beyandan sonra kurulmuş olur. Sonradan taşınmaz üzerinde hak iktisap edenlere karşı ileri sürülmesini sağlar -Medeni hakların kısıtlanmasına ilişkin mahkeme kararları b)Kat Mülkiyeti Kanununda Öngörülen Beyanlar: -Bağımsız bölümlerin eklentileri -Yönetim Planı ve değişiklikleri -Her bağımsız bölüme düşen arsa payının beyanı c)Kadastro kanununda öngörülen beyanlar: -Bir paydaşa ait muhtesatlar varsa beyanlar hanesinde gösterilir. -Kültür ve tabiat varlığı olarak tespit edilen taşınmazlar -Kooperatif ortaklığının beyanı

11 YOLSUZ TAPU KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ
A-Medeni Kanun Hükümlerine Göre Tapu kütüğünde yapılan tescil, terkin işlemleri geçerli bir hukuki nedene dayanmıyorsa veya tasarrufta bulunan kişi, bu yetkiden mahrum ise ya da ayni hak sicil dışı iktisap edilmiş, fakat tapuda açıklayıcı tescil yapılmamışsa gerçek durum ile tapu kayıtları birbirine uymaz. Bu hallere “tapu sicilinin yolsuzlaşması” denir. Mahzurları: -Üçüncü kişiler iyiniyetle hak iktisap edebilirler -Sicilde malik gözüken kazandırıcı zamanaşımı ile ayni hak sahibi olur -Gerçek malik hiçbir tasarruf işleminde bulunamaz.

12 Yolsuz tapu kayıtlarının düzeltilmesi üç yolla mümkündür.
a)Tarafların anlaşması ile: -Tarafların anlaşması ile yolsuz kaydın düzeltilmesi yeni bir tescili gerektiriyorsa resmi bir şekilde anlaşma yapılması gerekir. -Yolsuz kayıt terkin işlemi ile düzeltilebilecek nitelikte ise veya ayni hak kendiliğinden sukut etmişse bir tarafın talebi ile tapu memurunca gerekirse hakim kararı ile düzeltilebilir. b)“Tapu kütüğünün tashihi davası” ile düzeltilmesi: Bu dava “mülkiyet hakkı”ndan kaynaklandığı için “istihkak davası niteliğinde”dir ve herhangi bir süre aşımına bağlı değildir. Eğer düzeltme ile malın iadesi de isteniyorsa “eda davası niteliği” de kazanacaktır.  c)Tapu memurunca düzeltilmesi: Sadece hakkın “varlık ve muhtevasını” etkilemeyen “adi yazım hataları”nı tapu memuru resen düzeltebilir. Adi yazım hatası, bir hakkın varlık ve muhtevasını etkilemeyen evrakı müsbitelere ters düşen tapu kayıt yanlışlıklarıdır. “Kütük belgelerine aykırı bir hata” olması halinde tapu memuru re’sen düzeltebilir. Tapu memuru, tapu kütüğünde “belgelere aykırı tescil veya yazım hatalarını” ancak ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydı şartıyle düzeltebilir. Kadastro tespitleri esnasında, ad, soyadı, baba adı gibi konularda oluşmuş yazım hataları ilgililerin müracaatı ile tapu idaresince düzeltilir. 

13 ORMAN KADASTROSU VE İTİRAZ DAVASI
Devlet ormanlarının mülkiyeti başkalarına devrolunamaz ve ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez. Bu nitelikteki bir arazi yolsuz olarak bir kişi üzerine tescil edilse ve 10 yıllık zilyetlik süresi geçse dahi, hak iktisap edilemez, Orman Genel Müdürlüğü bu kayıtların tashihini her zaman isteyebilir. Ormanların tahdit ve kadastro işlemleri, orman kadastrosunca düzenlenmektedir. Kadastro çalışmalarının yapılacağı yerler en az “1 ay” önce radyo ve diğer yayın araçları ile ilan edilir. Arazi çalışmalarının başlama tarihi ise en az “15 gün” önce ilan edilir OK 8. Tutanaklar askıya çıkarılarak ilan edilir. Bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ niteliğindedir. İlan tarihinden itibaren “6 ay içinde kadastro mahkemesinde OGM aleyhine itiraz davası açma hakkı tanınmıştır”. Eğer itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Arazi üzerindeki hakları sona erer. Bu süre hak düşürücü süredir. Hatta bu arazi sonradan “orman arazisi olmaktan çıkarılsa dahi eski malik hak iddia edemez”. Ancak tapulu taşınmaz maliklerinin “10 yıllık süre içinde dava açma hakları mahfuzdur” OK İSKAN KANUNU VE TAPU KÜTÜĞÜNÜN TASHİHİ İdarece bu kanuna göre temlik edilen taşınmazlarda, “temlik tarihinden itibaren 1 yıl’lık süre geçmiş ise, artık gerçek hak sahiplerinin tapu sicilinin düzeltilmesi amacıyle ayni nitelikte dava açabilmesi mümkün değildir”. Ancak rayiç bedelin ödenmesi için tazminat davası açabilirler.

14 Mavi çerçeveli tapular, söz konusu mülkün bir arsa olduğunu gösteriyor
Mavi çerçeveli tapular, söz konusu mülkün bir arsa olduğunu gösteriyor. Arsa tapusunda kullanılan mavi renk, arsanın herhangi bir kat mülkiyetine geçmediğini de simgeliyor.

15 Pembe renkli tapular, söz konusu mülkün projesinde onaylı bağımsız bölümleri olduğunu, kullanım alanlarının ve hisselerinin tespit edildiğini ifade ediyor.

16 MÜLKİYET HAKKI Sahibine bir eşya üzerinde en geniş yetkiler sağlayan bir mutlak haktır. Mülkiyet hakkına kamu hukukunca konan sınırlamalara göre, devletin ekonomik ve hukuki sistemide değişmektedir. Anayasanın madde 35 göre, temel bir anayasal hak olarak kabul edilmiş, ancak kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı ve kamu yararı amacıyle sınırlanabileceği kabul edilmiştir. Türk hukukunda “liberal, sosyal bir mülkiyet anlayışı hakimdir”. Tanımı: “Birşeye sahip olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malı haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.”

17 Mulkiyet hakkına sahip olanın yetkileri A-Malikin Aktif Yetkisi - Malı kullanma (ius utendi) - Maldan yararlanma (ius fruendi) - Malda tasarruf etme (ius abutendi) Mülkiyet hakkı anayasaya göre sınırlandırılabilir. Malikin aktif yetkisi kanunla “toplum yararına” ve hukuki işlemlerle sınırlandırılabilir. Her hak gibi mülkiyet hakkı da dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmaldır. “Kanun tarafından bir sınırlandırma olmasa bile mülkiyet hakkının kullanımı toplum yararına aykırı olamaz”. Mülkiyet hakkından feragat “malikin tasarruf yetkisi içindedir”. B-Malikin Pasif Yetkisi Dava açma hakkıdır. Malik bu yetkileri, hiç kimseden izin ve yardım almaksızın tek başına kullanabilir. Gerek kanunun kendisine tanıdığı meşru müdafaa sınırları içinde bizzat “kuvvet kullanarak”, gerekse “istihkak davası” ve el atmanın önlenmesi “müdahalenin men’i davası” ile savunabilir. Mülkiyet hakkından kaynaklanan “ayni davalar bir süre aşımına tabi değildir”

18 1-İstihkak davası Eşya üzerindeki zilyetliği haklı bir nedene dayanmayan kişiye karşı, malikin mülkiyet hakkına istinaden açmış olduğu davaya, istihkak davası “rei vindicatio” denir. “Bir eda davası niteliğindedir”. Bunun için davacı malik olduğunu ve davacının zilyetliğinin haklı bir nedene dayanmadığını ıspat etmek zorundadır. 2-Müdahalenin Men’i Davası Mülkiyet hakkına yönelen her türlü haksız tecavüzü önlemek veya tecavüz başlamışsa buna son vermek için, malik “elatmanın önlenmesi davası” açabilir. Davacı malik olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu dava mülkiyet hakkından kaynaklandığı için “ayni nitelikte”dir.

19 MÜLKİYET HAKKININ KONUSU
Mülkiyet hakkının konusu, maddi bir varlığı olan, üzerinde kişilerin hakimiyet kurması mümkün ve iktisadi değeri olan, her türlü taşınır ve taşınmaz eşyadır. Muayenlik ilkesi gereği, ancak mevcut eşyalar, mülkiyet hakkının konusu olabilir. İleride mevcudiyet kazanacak bir eşya, örneğin imal edilecek bir otomobil ayni hakların değil ancak “şahsi bir borç ilişkisinin konusu” olabilir. Mülkiyet hakkı “konusu olan eşyanın tamamını kapsar” Bir başka eşyanın işlevini tamamlamak için, o eşya ile birleşen özlerine zarar vermeksizin birbirinden ayrılamayan eşyaya “bütünleyici parça” denir. Mülkiyet hakkı “bir eşyanın bütünleyici parçalarını da kapsar”. Bazan da bir eşya kendi bağımsızlığını yitirmeksizin bir başka eşya ile, onun korunması, daha iyi işletilmesi ve kullanımı için birleşebilir. Bu çeşit eşyaya “eklenti” denir.

20 BÜTÜNLEYİCİ PARÇA (MÜTEMMİM CÜZ)
MK 684 “yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğramadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” Bunun şartları: a)Dışsal Bağlılık Asıl şeyle, bütünleyici parçaları arasında dıştan görülebilir bir bağlılık olmalıdır. Bütünleyici parça sayılan şey, asıl şeyden ayrıldığında , asıl şey fonksiyonunu önemli ölçüde kaybedecekse, bunlar fiziki bakımdan hiçbir hasar veya değişikliğe uğramasa bile, bütünleyici parça ilişkisi var sayılmalıdır. b)İçsel Bağlılık Asıl şeyle bütünleyici parçasının işlevsel bir bütünlük arzetmeleridir. Bütünleyici parça sayılan şey olmadığı takdirde asıl şeyin kendisinden beklenen işleri önemli ölçüde yerine getiremeyecek olmasıdır.  c)Devamlı Bağlılık Harici ve dahili bağlılık devamlı nitelikte değilse, bütünleyici parça ilişkisi doğmaz. Örn. Kiracının kira süresince konuta taktırdığı ve kira bitince söküp aldığı şofben “devamlılık arz etmediğinden bütünleyici parça sayılmaz”. Belirli sürelere bağlı olmaksızın örfün bir şeyden elde edilmesine izin verdiği şeyler “devri olmayan ürün olarak bütünleyici parça sayılırlar”.

21 Bütünleyici Parçanın Önceden Başkasına ait olması Asıl şeyle birleşen bütünleyici parçanın daha önce başkasına ait olması, bu ilişkinin oluşması bakımından önem taşımaz. MK 776 göre “bir eşya diğerinin bütünleyici parçası kabilinden olursa birleşimin mülkiyeti aslın malikine ait olur.” Kanun Gereği Bütünleyici Parça Sayılan Şeyler Yapı eserleri, muktesatlar ve su kaynakları araziden ayrı eşya olamazlar. Ancak taşınır inşaat ve bitkiler, taşkın inşaat, üst hakkı bu kuralın istisnalarıdır. Ağaçlar arazinin bütünleyici parçaları, ağaçların üzerindeki meyvalar da onların bütünleyici parçalarıdır. Her türlü doğal ürün asıldan ayrılıncaya kadar onun bütünleyici parçasıdır. Bir taşınmazdan alınan taş, kum, çakıl, bir ormandan kesilen ağaç asıl şeyden ayrılıncaya kadar bütünleyici parçadır.

22 Bütünleyici Parça Olmanın sonuçları
- Asıl şey üzerindeki ayni haklar bütünleyici parçaları da kapsar - Bütünleyici parça üzerinde daha önce mevcut ayni haklar sona erer - Bütünleyici parça, asıl şeyden ayrı olarak devredilemez.  - Bütünleyici parça asıl şeyden ayrılsa bile eski malikinin mülkiyetine geri dönmez Bütünleyici parça bir başkasına ait olsa veya bütünleyici parça üzerinde başka ayni haklar olsa bile, bir şey başka bir şeyin bütünleyici parçası olmakla , onun üzerinde bulunan bütün bu haklar sona erer. Asıl şey malikinin kötü niyetli olması dahi durumu değiştirmez. Örn. Kiracı kiraladığı bir eşyayı kendine ait bir eşyanın bütünleyici parçası haline sokarsa kiralanan eşya üzerinde malikin mülkiyet hakkı sona erer, artık istihkak davası açamaz. İpotek taşınmazların sadece aslını değil, halen mevcut ve ileride mevcut olacak bütünleyici parçalarını da kapsar. Bütünleyici parça asıl şeyden ayrılıp bağımsızlığını kazansa bile, eski malikin mülkiyetine dönmez veya üzerinde daha önce mevcut ayni haklar yeniden doğmaz.  Bütünleyici parçalar asıl şeyden ayrı olarak başkasına temlik edilemez, ayni haklarla kayıtlanamaz.

23 EKLENTİ Asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini ve işlevini kaybetmeyen eşyadır. Bir şeyin eklenti olarak kabulu için gereken şartlar: a)Objektif Unsurlar: i-Taşınır Eşya Olma: Eklenti daima taşınır eşyadır. İki taşınır şeyden hangisinin eklenti olduğuna günlük hayat tecrübelerine göre karar verilir. ii-Harici Bağlantı: Asıl şeyle eklenti arasında dıştan görülebilir bir bağlantının olması gerekir. “Asıl şeye tabi takılan birleştirilen eşya olmasıdır” . Örn bisikletle pompası, atla semeri böyledir. iii-İktisadi Tahsis: Eklenti “asıl şeyin muhafazası, ondan yararlanılması veya veriminin arttırılması için ona tabi kılınan” şeylerdir. Eklentinin asıl şeyden geçici olarak ayrılması; Örn Oto radyosunun gece eve alınması eklenti niteliğini değiştirmez. b)Subjektif Unsur: Bir taşınır eşyanın diğer bir eşyanın eklentisi sayılması için objektif unsurlar yanında ya malikinin bu yönde anlaşılabilen iradesi olmalı, ya da bu konuda yerleşmiş yerel adetler bulunmalıdır. Örn. Bir kimse devamlı olarak evini mobilyasıyla kiraya veriyorsa, evdeki mobilyaların eklenti olduğu anlaşılır

24 Eklenti Olmanın Hukuki Sonuçları
a)Ayni Haklar Bakımından: Bütünleyici parça ile asıl şey ayrı ayrı ayni haklara konu olamadığı halde, eklenti ile asıl şey farklı ayni hakların konusu olabilir. Bir eşya asıl şeyin bütünleyici parçası haline getirilirse o parça üzerinde sahibinin mülkiyet hakkı sona erdiği halde, eklenti haline getirilirse mülkiyet hakkı devam eder.  b)Tasarrufi İşlemler Bakımından: Eklenti, asıl şeye karşı bağımsızlığını korumakla birlikte; Asıl şeye ait temliki tasarrufların o şeyin istisna edilmeyen eklentilerini de kapsayacağı kabul edilmektedir. i-Asıl Şey Üzerinde Tasarruf: “Temlik asıl şeyin eklentilerini da kapsar. Ancak taraflar aksini herzaman kararlaştırabilirler”. Taşınır bir malın temliki veya rehnedilmesi için zilyetliğin devri gerektiği halde MK763, eğer bir taşınır eşya bir taşınmazın eklentisi ise taşınmaz üzerinde yapılacak bu kabil işlemler teslim koşulu aranmaksızın eklentileri de kapsayacaktır. Örn. Bir oteli rehneden kişi, otelin eklentisi sayılan taşınır eşyayı da teslim şartı aranmaksızın rehnetmiş olur. 

25 ii-Eklenti Üçüncü Şahsa Ait İse: Eklenti malikinin elinden rıza ile çıkıp-çıkmadığı ayırımı yapmak gerekir. Eğer rıza ile çıkmışsa devralan iyiniyetli şahıs mülkiyeti kazanacaktır. MK 988. “Eklenti üçüncü bir şahsa ait ise asıl şey temlik edildiğinde iyiniyetli olan temellük eden eklentinin mülkiyetini, temlik eden emin sıfatı ile zilyetse kazanır” Taşınmaz rehninde durum farklıdır; “eklenti üzerindeki üçüncü şahıslara ait haklar mahfuz tutulmuştur”.MK 862. Örn satıcı S mülkiyeti muhafaza kaydıyle sattığı mobilyaları A otelinin eklentisi haline getirdikten sonra oteli Ü ye -Temlik etmiştir: Ü mobilyaların da mülkiyetini kazanır MK Rehin etmiştir: S nin mobilyalar üzerindeki hakkı etkilenmez MK 862. iii-Eklenti Üzerinde Asıl Şeyden Bağımsız Olarak Tasarruf: Eklenti asıl şeyden bağımsız olarak tasarrufi işlemlere konu olabilir. Ancak rehinli alacaklının hakları tehlikeye düşürülmemelidir. Çünkü rehinli alacak için sadece asıl şey değil, eklenti de teminat teşkil etmektedir. Asıl şeyi B’ ye devreden A, eklenti üzerinde zilyet kalmaya devam eder ve bunu üçüncü şahıs olan C’ye temlik ederse, durum ne olacaktır. Burada A emin sıfatı ile zilyet kabul edilerek C nin iyiniyeti korunacaktır.

26 c) Eklentinin Haczi: Haciz bakımından da eklenti asıl şeye bağlıdır
c) Eklentinin Haczi: Haciz bakımından da eklenti asıl şeye bağlıdır. Eklenti asıl şeyle birlikte haczedilebilir. Bunun haciz talebinde açıkça belirtilmesine gerek yoktur. Alacaklıya bağlıdır isterse eklentiyi haciz dışında tutabilir. Asıl şeyden bağımsız olarak da haczedebilir.  Haczedilen eklenti üçüncü şahsa ait ise, üçüncü şahıs istihkak davası ile “eklentinin iadesini talep edebilir”. Yargıtay asıl şey üzerinde “rehin hakkı” varsa, eklentinin asıl şeyden ayrı olarak haczedilemeyeceği görüşündedir. Çünkü asıl şey üzerindeki rehin hakkı, “aksi kararlaştırılmamış ise”, eklentiyi de kapsar. “Rehinli alacaklının hakkı hacizli alacaklıdan önce gelmektedir”.

27 MÜLKİYET HAKKININ TÜRLERİ
1-Mülkiyet hakkı konusuna göre a)Taşınır mülkiyeti b)Taşınmaz mülkiyeti 2-Mülkiyet hakkı sahibi sayısına göre a)Tek şahıs mülkiyeti b)Birlikte mülkiyet -Paylı mülkiyet -Elbirliği mülkiyeti 3-Hak sahibinin belirleniş tarzına göre a) Şahsa bağlı mülkiyet b) Eşyaya bağlı mülkiyet

28 PAYLI (MÜŞTEREK) MÜLKİYET
MK 688 “Birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları”na paylı mülkiyet denir. Paylı mülkiyetin özellikleri: - Birden fazla kişi bir mala paylı olarak malik olması - Bu malın malikler arasında maddi olarak paylaşılmış olmaması. Taşınmaz parsellere ayrılarak tapuya ayrı ayrı paydaşlar adına tescil yapılmamış olacak. Parsellerin bireysel zilyetlikle kullanımı paylaşım değildir.  Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip bulunur. Her paydaş diğerlerinden bağımsız tasarrufi işlemlerde bulunabildikleri için, bazı istisnalar hariç taşınmaz hükmüne tabi tutulur. Paylı mülkiyet ilişkisi, ya bir “hukuki işlemle”, ya da bir “idari işlemle” (imar kanunu 18) veya bir “kanun hükmü” (iskan kanunu) icabı tesis edilmiş olabilir. Örn. “iki taşınmazı birbirinden ayıran duvar üzerindeki mülkiyet, kanun gereği paylı mülkiyettir” Paylı mülkiyette paydaşlar arasındaki yönetime ilişkin sözleşmeler “tapuya şerh edilerek cuzi haleflere etkisi sağlanır”. 

29 Paylı mülkiyette pay sahiplerinin yönetimi
1- Olağan Yönetim İşleri-Tek başına  -Paylı malın kirasının tahsili -Diğerlerinin kullanma hakkına engel olmadıkça malı tek başına kullanabilir 2- Önemli Yönetim İşleri-Çifte çoğunluk (Pay ve paydaş çoğunluğu) –Taşınmazın paydaşlardan birinin kullanımına ivazlı tahsisi -Paylı malın kiralanması ve tahliye davası açılması -Yükümlülüklerini ihlal eden paydaşın payının devri davası açılması 3- Olağanüstü Yönetim İşleri-Oybirliği MK 692/1 -Kira sözleşmesinin tapuya şerhi -Taşınmazın paydaşlardan birinin kullanımına ivazsız tahsisi  -Paylı malın tamamı üzerinde ipotek tesisi -Bir arsa üzerinde olağan kullanımın gerekli kıldığı ölçüyü aşan inşaat işleri için oybirliği gerekir –Taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine geçit hakkı tanınması -Taşınmazın devri -Bir paydaşın yönetime ilişkin tek başına işlem yapma yetkisinin “paylı malın korunmasına ilişkin ivedi ve zorunlu yönetim işleri dışında kaldırılması”.  Paylı mülkiyette “bir paydaş payını devir ettiği zaman payı devir alan, devredenin borçlarından, devir edenle birlikte müteselsilen sorumludur”. Paylı mülkiyette paydaşların paylı mülkiyet sebebiyle üçüncü şahıslara karşı borçları “hukuki işlerden doğan borçlarda paylı, kanundan doğan borçlarda müteselsildir”. Kira parası, kiracı tarafından ödenmez ise paylı maliklerden “herbiri temerrüt ihtarını tek başına çekebilir, fakat davayı pay ve paydaş çoğunluğu ile açmalıdırlar”

30 Payların Hukuki durumu 1-Pay Oranı: Maliklerin hangi oranda eşya üzerinde paya sahip olduğu, paylı mülkiyeti tesis eden hukuki sebebe göre, tayin edilir. Eğer tayin edilemiyorsa her malikin eşit paya sahip olduğu kabul edilir. Bir paydaş payını terk ederse, bu pay payları oranında diğerlerine intikal edecektir. 2-Pay üzerinde tasarruf: Paylı mülkiyette paydaşlar: “kendi payları üzerinde diğer paydaşların hakkı ile bağdaşması koşulu ile diğer paydaşlardan bağımsız olarak tasarrufi işlemler yapabilirler”. Her hissedar “payını diğerlerinden bağımsız olarak başkasına temlik edebilir, rehin edebilir”. Temlik ettiğinde diğer paydaşların “birlikte önalım hakkı vardır”. 3-Eşyayı kullanma ve yararlanma yetkisi: Her paydaş paylı malı diğerlerinin kullanmasına ve faydalanmasına mani olmamak kaydıyle dilediği gibi kullanabilir, ürünlendirebilir. Diğer paydaşlar tazminat isteyemezler. 4-Paylı malikin haklarını koruması: Her paydaş, eşyayı diğer paydaşların çıkarları ile bağdaşacak şekilde kulanabilir, ürünlendirebilir, eşyanın gasbı halinde istihkak davası açabilir

31 ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ MK 629 “Bu mülkiyette ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır”. (Elma’ya benzer). Üç ana özelliği vardır: 1-Özel ortaklık ilişkisi: Kanunlarımızda sınırlı olarak sayılan elbirliği mülkiyeti doğuran özel ilişki tipleri şunlardır: -Karıkoca mal ortaklığı MK 256 -Aile malları ortaklığı Mk 373 -Miras şirketi MK 640 -Adi Şirket MK 520 à Adi şirket malları üzerinde ortakların elbirliği mülkiyeti vardır. Paylı mülkiyet ile elbirliği mülkiyet bir arada olabilir. Paylı mülkiyette “bir paydaşın ölümü ile mirasçıları bu pay üzerinde elbirliği mülkiyete sahip olurlar”. 2-Hisselerin belli olmaması: Elbirliği mülkiyetinde “maliklerin hisseleri belli değildir”. Her bir ortağın mülkiyet hakkı, o şeyin tamamına ilişkindir 3-Elbirliği mülkiyetinin konusu: Elbirliği mülkiyeti, yalnızca özel ortaklık ilişkisinin yaratmış olduğu malvarlığına dahil eşyalar üzerindedir. Bunların ürünleri de buna dahil olur.

32 Elbirliği Mülkiyetinde Yönetim Ortaklar malik oldukları şeydeki haklarını oybirliği ile kullanırlar. Payı mülkiyette olduğu gibi adi işler, önemli işler, olağanüstü işler ayrımı burada yapılmamıştır. Aile şirketi emvalinde oybirliği kuralı varsa da her ortak mutad işleri tek başına yapabilir. Bir ortağın yaptığı hukuki işleme diğerlerinin oybirliği gerekir. sonradan icazet şeklinde de olabilir. Eğer diğerleri rızasını bildirmezse yetkisiz temsil hükümleri uygulanır. Elbirliği Mülkiyetinde Hukuki İşlemler: Elbirliği mülkiyetinde malikler ancak oybirliği ile o şey üzerinde tasarrufi işlemlerde bulunabilirler.

33 Elbirliği Mülkiyetinin Sona Ermesi Üç şekilde son bulur
Elbirliği Mülkiyetinin Sona Ermesi Üç şekilde son bulur. a)Elbirliği mülkiyetine konu olan malın temliki: Ortakların hep birlikte malı bir başkasına temlik etmeleri ile elbirliği mülkiyeti sona erer. b)Topluluğun dağılması: Kanunun her ortaklık tipi için koyduğu özel hükümler dikkate alınarak elbirliği mülkiyet sona erer. Ortaklık ilişkisine ilişkin özel hükümlerin buna izin vermesi ile mümkündür. Mirasçılar arasındaki taksim sözleşmesinin yazılı olması yeterlidir. Ortaklığın tasfiyesinden önce ortaklık borçları ödenir. c)Paylı mülkiyete geçilmesi: Ortaklar isterlerse, iştirak halindeki mülkiyeti, paylı mülkiyete çevirerek sona erdirebilir. Bu işlemin “oybirliği” ile yapılması gerekir. Kanun miras şirketinde mirasçıların herbirine, “elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete çevirme davası hakkı tanımaktadır”. Örn. bir mirasçı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için diğer mirasçılara karşı dava açarsa “diğer mirasçılar hakim tarafından verilen mehil içinde elbirliği halinin devamında haklı bir neden ileri sürerek itiraz etmezler veya mirasın taksimi davası açmazlar ise hakim davayı kabul eder”.

34 Paylı Mülkiyet ile Elbirliği Mülkiyetin karşılaştırılması
1-Elbirliği mülkiyetinde maliklerin hisseleri belli değil, paylı mülkiyette her malikin eşya üzerinde belli bir hissesi vardır.  2-Elbirliği mülkiyeti yaratan özel ortaklık ilişkileri sınırlı sayıda, paylı mülkiyette ise sayı söz konusu değildir. 3-Elbirliği mülkiyetinin konusu birden ziyade eşya olabildiği halde, paylı mülkiyetin konusu daima belli bir eşyadır.  4-Elbirliği mülkiyetinde hisse söz konusu değildir, maliklerin eşyayı hep birlikte kullanmaları zorunludur. Paylı mülkiyette her paydaş kendi hissesi üzerinde dilediği gibi tasarrufi işlemlerde bulunabilir, diğerlerinden bağımsız olarak eşyayı kullanabilir. 5-Elbirliği mülkiyetinde malın idaresi maliklerin oybirliği ile yapılmaktadır. Paylı mülkiyette malın idaresi, adi işler, önemli işler, fevkalade işler birbirinden ayrılarak düzenlenmiştir. 6-Elbirliği mülkiyetinde sorumluluk daima müteselsildir. Paylı mülkiyette payları oranındadır. Elbirliği Mülkiyetinde -Paylı mülkiyeti sona erdiren sebepler, elbirliği mülkiyetini de sona erdirebilir -Paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesini engelleyen sebepler, elbirliği halindeki mülkiyetin de sona ermesini engelleyebilir -Paylı mülkiyette, paylı malın taksim ve tasfiyesi hangi usullerde yapılıyorsa, elbirliği mülkiyetinde de ayni usullerde yapılır Elbirliği hali kamulaştırma ile sona ererse, “her ortak payına düşen kamulaştırma bedelini doğrudan idareden talep edebilir”

35 TAŞINMAZ MÜLKİYETİ Taşınmaz mülkiyetin kazanma yolları
Taşınmaz Mülkiyetinin Konusu: 1-Arazi, 2-Tapu siciline bağımsız ve sürekli olarak kayıtlı bulunan ayni haklar, 3-Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler. Taşınmaz mülkiyetinin kazanma tarzları: Taşınmaz mülkiyetin kazanma yolları 1-Aslen Edinme-Devren Edinme A)Aslen Edinme: Bir kimse, bir taşınmaz üzerinde başkasının mülkiyet hakkına dayanmaksızın, ondan bağımsız olarak mülkiyet hakkı elde etmişse, bu iktisap tarzına aslen iktisap denir. Sahipsiz taşınmazların mülkiyetinin işgal yoluyla kazanılması, önceki malikin mülkiyet hakkı sukut ettikten sonra “istimlak, cebri müzayede ve kazandırıcı zamanaşımı ile kazanmada aslen iktisap” söz konusu olur. Tapulu taşınmazlar “ancak sahipsiz ise işgal yolu ile iktisap olunabilir”. Tapulu taşınmaz ayırtım gücü olmayan sahibi tarafından devredilirse, devralan “ancak olağan zamanaşımı ile mülkiyeti kazanır”. B)Devren Edinme: Bir kimsenin mülkiyet hakkını, önceki malikin mülkiyet hakkına istinad ederek, ondan devren elde ettiği hallerde, devren iktisaptan söz edilir. Bazı taşınmazların devren iktisabı, özel kanunlarla yasaklanmıştır. 2-Tescille Edinme-Tescilsiz Edinme A)Tescille Edinme: Bir taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı, tapu kütüğüne tescille kazanılır. Türk hukukunda “tescille iktisap ilkesi geçerlidir”. B)Tescilsiz Edinme: Miras, işgal, kamulaştırma, cebri artırma ve mahkeme ilamıyla, dernekler kapatılıp mal varlıklarının kamu kuruluşlarına intikali ile, taşınmazın vakfedilmesiyle, “iki şirketin birleşmesi ile, iskan kanununa göre idarece tahsis ve tevfiz olunan araziler ve aile mal ortaklığında tescilden önce de mülkiyet kazanılır”. Evlenme mukavelesi ile bir taşınmazın mülkiyet hakkı “tescilsiz kazanılır”. Taşınmaz mülkiyetinin miras yolu ile iktisabı “bir devren ve tescilsiz iktisap şeklidir

36 Taşınmaz Mülkiyetinin Zamanaşımı İle kazanılması
Kanunda belirtilen sürece devam eden ve itiraza uğramayan zilyetliğine dayanarak, bir malın mülkiyetini kazanmaya “zamanaşımı ile edinme” denir. MK ikiye ayrılarak düzenlenmiştir. A-Olağan Zamanaşımı: Tapu sicilinde yolsuz olarak taşınmaz maliki gözüken kişi, bu taşınmazı malik sıfatıyla 10 yıl çekişmesiz olarak iyiniyetle zilyetliğinde bulundurursa, o taşınmazın mülkiyet hakkını iktisap eder. Buna “sicil zamanaşımı” veya “adi zamanaşımı” da denir.

37 Koşulları: 1-Taşınmaza ilişkin koşul: Sadece “tapuya kayıtlı” ve özel mülkiyete konu olabilen taşınmazlar bu yolla iktisap edilebilir. Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan orman arazisi başkasının adına tapuya kayıt edilse dahi bu yolla kazanılamaz. 2-Şahsa İlişkin Koşul: Mülkiyeti kazanacak kişinin adının geçerli bir hukuki sebep olmaksızın mülkiyet sütünunda malik olarak yazılması “yolsuz tescil”gerekir. Bu şahıslar kendileri 10 yılda, bunlardan “iyiniyetle satın alan iyi niyetli kişiler tescil anında mülkiyeti kazanırlar”. 3-Zilyetliğe İlişkin Koşul: Yolsuz kayıt sahibinin herşeyden önce taşınmaza “malik sıfatıyla zilyet” olması gerekir. Fer’i zilyetlik kazandırmaz. 4-Zilyetlik Süresi: Yolsuz kayıt sahibinin taşınmaz üzerinde, “iyiniyete dayanan zilyetliği 10 yıl boyunca sürmelidir”. 5-Zilyetliğin Çekişmesiz Olması: Gerçek malikin yapacağı ihbar veya üçüncü bir şahsın kaydın yolsuzluğunu bildirmesi, yolsuz kayıt sahibini kötüniyetli duruma getirir. 6-Zilyetlik Sürelerinin Birleştirilmesi: Kazandırıcı zamanaşımından istifade edebilme imkanına sahip “her zilyet, kendinden önceki ayni şartlara sahip zilyetlerin, zilyetlik süresini kendi zilyetlik süresine ekleyebilir”. Çifte tapu kaydı halinde ikinci tapu kaydına dayanarak ayni hak iktisap edilemez. Çifte tapu halinde “doktrine göre iyiniyet halinde adi, iyiniyetli olmama halinde olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı söz konusu olabilir” Olağan kazandırıcı zamanaşımının sayılan koşulları gerçekleştiği anda eski malik mülkiyet hakkını kaybeder. Adına yolsuz kayıt olan, mülkiyet hakkını kayıt anından itibaren yani geçmişe etkili olarak kazanır. Yolsuz tescil + İyiniyet + zilyetlik + 10 yıl à Tescil

38 B-Olağanüstü Zamanaşımı: Tapu kütüğüne kayıtlı olmayan veya kayıtlı olsa bile kütükten malikin kim olduğu tesbit edilemeyen veya maliki 20 yıl önce ölmüş veya gaipliğine karar verilmiş taşınmazların, “malik sıfatıyla 20 yıl çekişmesiz zilyedi bulunan kişinin, bu taşınmazların mülkiyetini kazanması” söz konusudur. MK 713 göre taşınmaz mülkiyeti “kazandırıcı zamanaşımı koşulları oluştuğu anda kazanılır”.

39 Kazandırıcı zamanaşımının koşulları: Bu koşulların ıspatı iktisap iddiasında bulunan zilyede düşer. a-Taşınmaza ilişkin koşul: Hakim taşınmazın tapuya kayıtlı olup olmadığını re’sen araştırır. Tapuya kayıtlı olmasa dahi “özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımına konu olamazlar”. Hazine adına kaydı yapılan bir arazinin mülkiyetini kimse “olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile kazanamaz”. Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına “vakıflara ait araziler” konu olamaz. Yeni teşekkül eden bir arazinin mülkiyeti “hazine tarafından iktisap olunur”. b-Zilyetliğe ilişkin koşul. MK 713 den istifadeyle taşınmaz mülkiyetini kazanacak malik sıfatıyla zilyedin, zilyetliğinin en az “20 yıl”, nizasız, fasılasız devam etmiş olması ve bunu kanıtlaması gerekir c-Zilyedin tescil davası açması ve “üç aylık” ilan süresinin itirazsız geçmesi: Hakimin aralıklarla vereceği en az “4 ilan”ın sonuncusundan itibaren geçecek “3 ay” içinde bir itiraz olmaz veya yapılan itiraz reddedilirse. İlanlardan birinin yerel gazetede yapılması gerekir


"EŞYA HUKUKU V Adnan Hadzimusiç Mart 2017." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları