Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanEsen Kurtoğlu Değiştirilmiş 7 yıl önce
3
Environment: Çevre, etraf, ortam
4
To pollute:Kirletmek Pollution:Kirlilik, kirlenme, pislik Global warming:Kuresel ısınma To feel pity:Acıma hissetmek To feel worried:Endişeli olmak To feel sad: Üzgün olmak Greenhouse:Yeşil ev,sera
6
Environmental issue: Çevre sorunu
Toxic:Toksik Fossil fuel:Fosil Yakıt Climate change:İklim değişikliği Ocean degradation:Okyanus bozulması Endangered:Tehlikedeki Wild life:Vahşi yaşam
7
Sea level:Deniz seviyesi
Extinction:Yok olma Overpopulation:Aşırı nüfus Conservation:Koruma,sahip çıkma Energy acidity:Enerji asitliği Carbon dioxide:Karbon dioksit
8
İrrigation:Sulama Deforestation:Orman açma, ağaçları yoketme Pesticide:Böcek zehiri Overgrazing:Aşırı otlatma Destruction:İmha, yoketme, öldürme Degradation:Bozulma
10
To destroy:Yıkmak, imha etmek
Garbage:Çöp Oil:Yağ To inrease(Artmak) X decrease (Azaltmak) Grain:Tahıl: Disappear:Ortadan yokolmak, kaybolmak İn danger:Tehlikede
11
ADVERB CLAUSE /BECAUSE
It was hot. We went swimming. Because it was hot, we went swimming. We went swimming because it was hot. CONJUNCTION/SO It was hot, so we went swimming.
12
Using the given words, combine the following two ideas.
We posponed our trip. The weather was bad. because: We posponed our trip because the weather was bad. so: The weather was bad, so we posponed our trip.
13
Al didn’t study. He failed the test.
because: Al failed the test because he didn’t study. So: Al didn’t study, so he failed the test.
14
3. The box is too heavy. I can’t lift it
3. The box is too heavy. I can’t lift it. because: I can’t lift the box because it’s too heavy. so: The box is too heavy, so I can’t lift it.
15
4. Ann speaks fast. I can’t understand her
4. Ann speaks fast. I can’t understand her. because: I can’t understand Ann because she speaks fast so : Ann speaks fast, so I can’t understand her.
18
Is made of:Yapılmak A green house is made of glass. To trap:Yakalamak Even:Bile Effect:Etki To get warmer and warmer:Isındıkça ısınır
19
Sun shine:Güneş ışığı During:Boyunca, süresince Through:Bir uçtan diğer uca, baştan başa Atmosphere:Atmosfer Earth:Dünya, topraki yeryüzü, kara Surface:Yüzey To warm up:Isınmak, kızışmak
20
To release:Bırakmak Gas:Gaz Other:Diğer Suitable:Uygun That’s:İşte, yani Gasoline:Benzin Just:Sadece, şimdi, yine de
22
Sparkling:Köpüklü Step:Adım Process:Süreç Work in pairs:İkili çalışma To take in:Almak To give off:Çıkarmak, yaymak To absorb:Emmek, yutmak, soğurmak
26
To hold:Tutmak Creature:Yaratık, varlık Acid:Asit Acidic:Asidik Plain:Yalın, sade Sour:Ekşi, buruk Bubbles:Kabarcıklar
27
Oyster:İstiridye Dying:Ölme, ölüm Form:Şekil, biçim, form, beden Shell:Kabuk, deniz kabuğu To add:İlave etmek Adding:İlave
30
Hold a campaing:Kampanya düzenlemek
Dead:Ölü, ölmüş, cansız Action:Eylem, hareket, etki immediately:Derhal, hemen Everyone:Everybody:Herkes To plan:Plan yapmak
35
İdle:Gereksiz,yersiz, boş, aylak
Recycle:Geri dönüşüm Reuse:Yeniden kullanma Reduce:Azaltma, kısmak, düşürmek Be idle free:Ücretsiz, boşta
41
Consume:Tüketmek, harcamak
Can:Konserve kutu, teneke kutu Renewable:Yenilenebilir Time for change:Değişim zamanı Necessary:Gerekli, zorunlu
53
GMO:GDO Toxin:Toksin Wide:Geniş Variety:Çeşitlilik, değişiklik Genetically:Genetik Modified:Modifiye, değişiklik Straignt into:Doğruca içine Biodiversity:Biyoçeşitlilik
54
To avoid:Sakınmak, kaçınmak
Partially hydrogenated:Kısmen hidrojenize Label:Etiket Soil:Toprak high fructose corn syrup:Yüksek fruktozlu mısır şurubu İngredient:Etken, bileşen, malzeme
58
Sufficent:yeterli, niteliklire
To constitute:Su katmak, sulandırmak passion fruit:Tutku meyvesi Flaver:Çeşni, tat, lezzet Ascorbic acid:C vitamini Artificial:Yapay, suni
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.