Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Prof. Dr. M. Mustafa ERDOĞDU

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Prof. Dr. M. Mustafa ERDOĞDU"— Sunum transkripti:

1 Prof. Dr. M. Mustafa ERDOĞDU
Ekonomİ Penceresİnden Sürdürülebİlİr KalkInma: Yeşİl Bİnalar ve Yenİlenebİlİr Enerjİler Prof. Dr. M. Mustafa ERDOĞDU 18 Aralık ICS Semineri

2 Sunum planı Sürdürülebilir Kalkınma Açısından Yenilenebilir Enerjiler ve Yeşil Binaların Önemi Yenilenebilir Enerjiler ve Yeşil Binaların Ekonomik Rasyonalitesi Türkiye Sürdürülebilir Kalkınabilmek İçin Ne Yapabilir?

3 TEMEL ARAŞTIRMA SORULARI
Çevreye zarar vermeden toplumsal refahı artırmak mümkün müdür? Türkiye’de fosil yakıtların yenilenebilir enerjiler ile ikamesi ekonomik açıdan rasyonel midir? Enerji tasarrufu açısından yeşil binalar ne anlam ifade etmektedir?

4 ENERJİ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ İLİŞKİSİ
Enerji, temel ihtiyaçların karşılanması ve ekonomik büyüme için vazgeçilmezdir. Ancak yenilenebilir nitelik taşımayan enerji, üretimi ve kullanımı esnasında çevre kirliliğine ve doğal kaynakların kontrolsüzce tüketilmesine neden olur. Çevre sorunlarının oluşumunda, enerji sektörü yaklaşık yüzde 70 paya sahiptir. Sürdürülebilir bir enerji politikası her şeyden önce gelecek kuşaklara temiz ve yaşanabilir bir çevre kalmasının güvence altına alınması açısından büyük önem taşır.

5 YENİLENEMEYEN ENERJİ KAYNAKLARI (BİRİNCİL ENERJİ KAYNAKLARI)
Genel Olarak Enerji kaynaklarını İki Ana Grupta Toplayabiliriz: A. Yenilenemeyen Enerji kaynakları (Birincil Enerji Kaynakları) Yenilenemeyen enerji kaynakları, doğada bulundukları biçimde değiştirilmeden kullanılabilen kaynaklardır. Bu kaynaklar şöyle sıralanabilir: 1. Petrol 2. Kömür 3. Doğal Gaz

6 YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
B. Yenilenebilir Enerji kaynakları Yenilenebilir enerji kaynakları kendisini yenileyen, tükenmeyen enerji kaynaklarıdır. Bu kaynaklar şöyle sıralanabilir: 1. Rüzgar Enerji 2. Güneş Enerji 3. Jeotermal Enerji 4. Biogaz Enerji 5. Hidro-elektrik Enerji

7 ENERJİ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN FOSİL YAKITLAR
Fosil yakıtlara bağımlılığı yüksek olan Türkiye gibi ülkeler, bir taraftan enerji güvenliği sorunu yaşamakta, diğer taraftan da bu yakıtların fiyatlarının artmasından olumsuz şekilde etkilenmektedir. Oysa Türkiye hidrolik enerji, jeotermal enerji, güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli bakımından zengin bir ülkedir.

8 FOSİL YAKIT KULLANIMININ EKONOMİK ETKİLERİ
Fosil yakıtların ülke ithalatında önemli bir paya sahip olması durumunda ortaya çıkan en önemli sorunlardan birisi ülkenin finansal kırılganlığını artıran cari açıktır. Bir diğer sorun, yararlanılamayan istihdam olanağıdır. Fosil yakıtların dış ülkelerden karşılanıyor olması, bu kaynakların çıkarılması, işlenmesi ve taşınması gibi süreçlerdeki istihdam olanağını kaynağın sahibi olan ülkeye bıraktığından, bu yakıtlara ikame olabilecek yerli enerji kaynaklarını değerlendiremeyen ülkeler istihdam artışı için önemli bir fırsatı kaçırırlar. Ayrıca, yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırım yapılması sanayileşmeye ve kalkınmaya katkıda bulunur.

9 FOSİL YAKIT KULLANIMININ yol açtığı olumsuz dışsallıklar
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin (NAS) 2009 yılında Amerika için yayınladığı raporda, fosil yakıtların insan sağlığına verdiği zararın yıllık kişi başı maliyetinin yaklaşık 400 USD olduğu ifade edilmiştir. Eski Sovyetler Birliği’nde yapılan başka bir araştırmada ise hava kirliliğinin bireylerin sağlığı ve tarım sektörü üzerindeki etkileri araştırılmış ve araştırma sonuçları, hava kirliliğinin verdiği zararın; sağlık harcamaları, verimlilik kaybı ve tarım sektöründeki kayıplar ile birlikte kişi başına 135 dolar düzeyinde olduğunu göstermiştir (Keleş vd., 2009: 227).

10 Dışsal Maliyet (Toplam)
FarklI YakItlara Aİt Özel ve DIşsal Malİyetler, Almanya (TL/Kws, ) İnsan Sağlığı Çevresel Zarar Radyasyon Sera Gazı Dışsal Maliyet (Toplam) Özel Maliyet Toplam Maliyet Fosil Yakıtlar Petrol Yoğuşmalı 6.60 13.12 19.72 Taş Kömürü Yoğuşmalı 7.66 6.66 14.33 Linyit Yoğuşmalı 6.96 5.36 12.32 Doğal Gaz Türbin 4.95 13.15 18.10 Yenilenebilir Hidroelektrik (Nehir akımı, 10 MW) 0.17 15.66 15.83 Hidroelektrik Baraj 0.21 22.06 22.28 Rüzgâr (kara) 0.27 12.21 12.48 Rüzgâr (kıyı) 0.24 12.72 12.96 Güneş (PV) 2.37 71.78 74.15 Güneş (parabolik) 0.32 25.51 25.83

11 FOSİL YAKIT KULLANIMININ yol açtığı olumsuz dışsallıklar
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi neticesinde katlanılan dışsal maliyetler, fosil yakıt kullanımı neticesinde oluşan dışsal maliyetlerin çok altındadır. Ayrıca fosil yakıtlardan elektrik üretilmesinin maliyeti yükselmekte iken yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesinin maliyeti giderek düşmektedir. Örneğin EIA (2009) tarafından dışsal maliyetler göz önüne alınmadan yapılan bir tahmine göre, 2020 yılında rüzgâr ve hidroelektrik santrallerinde üretilecek olan elektrik maliyeti 1 kWs başına 0.04 USD iken, fosil enerji üretim maliyeti yaklaşık olarak 1 kWs başına 0.08 USD olacaktır. Sosyal maliyetler eklendiğinde ise, yenilenebilir enerji lehine fark neredeyse 5,5 kat seviyesinde gerçekleşebilecektir.

12 TürkİYe’DEKİ DURUM Türkiye’de elektrik üretiminde fosil yakıtlara bağımlılık düzeyi yaklaşık %73 düzeyindedir. Bu oran ülkemizin uyguladığı enerji politikasında, çevresel sorunlara yeterince duyarlı olmadığı ve sürdürülebilir kalkınma ile bütünleşmeyen bir politika uyguladığını göstermektedir. Ülkemizde son yıllarda yenilenebilir enerji yatırımları artmakla birlikte, araştırma- geliştirme faaliyetleri gereğince desteklenmemiştir. Devlet fosil yakıtların çevreye yaydığı negatif dışsallıklar göz önüne alarak yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemelidir.

13 Kaynak bazında türkİYE’DE ElektrİK EnerJİSİ ÜRETİM ORANLARI

14 Türkİye’de Elektrİk Enerjİsİ üretİmİ ve Kurulu Güç Kapasİtesİ (2010)
Taş Kömürü Linyit Petrol Doğalgaz Hidrolik Jeotermal Rüzgâr Toplam Elektrik Enerjisi Üretimi (GW) 18.120 35.942 2.180 98.144 51.795 668 2.916 Kurulu Güç Kapasitesi (MW) 3.616 8.140 1.524 18.174 15.831 94 1.320 48.932 İthalata Bağımlılık (%) 89 93 98

15 YEŞİL BİNA NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Yaşam kalitesinden ödün vermeksizin geleneksel binalara kıyasla daha az enerji tüketen ve daha az atığa neden olan binalar, yeşil bina olarak tanımlanmaktadır. Binaların ne ölçüde “yeşil” olduğu, öncelikle söz konusu binanın yapımı esnasında ve yapımı sonrasında ne ölçüde enerji tükettiği ve çevre dostu olduğuna göre değerlendirilmektedir.

16 YEŞİL BİNA NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Yeşil bina denildiğinde akla gerçekten yeşil bir bina gelmesi doğaldır. Ancak bir binanın yeşil olmasından kasıt renginin yeşil olması değil, daha az enerji tüketmesi ve doğaya daha az zarar vermesidir. Bu tür binalar kimi zaman yeşil olabildiği gibi, kimi zaman kahverengi, kimi zaman gri ve hatta siyah olabilirler.

17 YEŞİL BİNA NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Yeşil binalar kendi aralarında büyük farklılıklar gösterir. Yeşil bina başlığı altında toplanabilecek birbirinden ayırt edilmesi hiç kolay olmayan üç bina türünden bahsedilebilir: 1. Akıllı Binalar 2. Pasif Binalar 3. “Çevre Dostu Sosyal Binalar”

18 akIllI BİNALAR Akıllı binaların (smart buildings) önceliği, doğayla bütünleşmekten çok, gelişmiş teknolojilerden yararlanarak enerjiden tasarruf etmek ve yenilenebilir enerjilerden yararlanmak olarak öne çıkmaktadır. Bu tür binalar daha çok prestij amacıyla yapılmaktadır.

19 akIllI BİNALAR

20 PASİF bİNAlar Pasif binalar, doğayla uyuma ve onunla bütünleşmeye odaklanmakta ve doğadan en üst düzeyde yararlanarak neredeyse hiç enerjiye ihtiyaç duymamaktadır.

21 PASİF bİNAlar

22 Çevre Dostu Sosyal BİNALAR
“Çevre dostu sosyal bina” kavramını, yaklaşık yüzde beşin altında bir ekstra maliyet ile oldukça yüksek enerji tasarrufu sağlanan binalar için kullanıyoruz. Çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en düşük düzeyde tutmayı amaçlayan bu tür binalarda öne çıkan hususlar, güneş ısı ve ışığı ile doğal havalandırma olanaklarından yararlanmaya özen gösterme, binanın yönünü iyi seçme, yalıtım ve gölgelendirme vb. uygulamalarla düşük maliyetle yüksek enerji tasarrufu sağlamaktır.

23 Çevre Dostu Sosyal BİNALAR

24 NİÇİN YEŞİL BİNALAR ? Dünyada toplam enerji tüketiminin yaklaşık üçte biri binalarda tüketilmekte, bu tüketim sonucu dünya atmosferine salınan toplam CO₂’nin %24’ü binalardaki enerji tüketiminden kaynaklanmaktadır.

25 NİÇİN yeşİL BİNALAR ? Çevre ve Sağlık Açısından

26 NİÇİN yeşİl BİNALAR ? Çevreye Etkileri Açısından
KARBON EMİSYONU %35 SU KULLANIMI %40 ENERJİ KULLANIMI %50 KATI ATIK KULLANIMI %70

27 NİÇİN YeşİL BİNALAR ? Çevreye Etkileri Açısından
çevre dostudur.

28 NİÇİN yeşİl BİNALAR? İnşaat Maliyeti Açısından
Yeşil binalar sanıldığı gibi yüksek maliyetli değildir. Son 10 yıl içinde yapılan yeşil binalarda maliyet farkı %0 - %4 dolayındadır. Genel algı, sürdürülebilir binaların “pahalı”, sürdürülebilir olmayan klasik binaların ise düşük maliyetli “ucuz” olduğu yönündedir. Oysa durum hiç de öyle değildir. Bu konuda hemen herkesin bir yanılsama içerisindedir. Binaların sürdürülebilir olacak şekilde inşa edilmesi, ya da bu amaçla tadil edilmesi, çoğu kez sanıldığının aksine yüksek bir ekonomik maliyet getirmemektedir. Yaklaşık ekstra %2 maliyet ile çok ciddi enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Kaldı ki, yapılan ek maliyetlerden özellikle enerji tasarrufuna ilişkin olanlar çok kısa bir sürede kendisini amorti edebilmektedir. Türkiye’de aynı iklim koşullarında yer alan ve aynı kullanım alanına sahip bir konutun enerji tüketimi Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç gibi ülkelere göre 2–3 kat daha fazladır. Türkiye’de yeşil sertifikalı sürdürülebilir bina sayısı yalnızca 130 adettir. Bu durum ülkemizde özellikle ısı yalıtımının yeterince önemsenmediğinin bir göstergesidir (ETKB, 2014). Grafik 1: Yeşil Sertifikalı Binaların Geleneksel Binalara Göre Ek Maliyeti

29 NİÇİN YEŞİL BİNALAR ? Yapılan Harcamaların Geri Dönüş Süresi
. Türüne göre yapılan harcamaların geri dönüş süresi önemli farklılıklar göstermektedir. Bazı harcamalar için geri dönüş süresi üç yıldan bile kısadır. Ancak ortalama olarak yapılan harcamalar altı yıl gibi bir sürede kendisini geri ödemektedir. Bir binanın 40 yıllık yaşam ömrü olduğu varsayımı üzerinden yapılan hesaplamalar, yapılan harcamaların 8 ila 12 katı enerji tasarrufu sağlanabildiğini ortaya koymaktadır.

30 NİÇİN YEŞİL BİNALAR Yapılan harcamaların tasarruf potansiyeli
Tablo 1. Tasarruf Özelliği Olan ve Olmayan Aydınlatma Armatürleri Arasındaki Enerji Tüketim Farkı Lamba tipi 100W Akkor flamanlı 23W Kompakt floresan Satın alma fiyatı 1 TL 6 TL Lamba ömrü 750 saat saat Günlük kullanım 4 saat Lamba sayısı 6 yılda 12 adet 6 yılda 1 adet Toplam lamba maliyeti 12 TL 6 yılda tüketilen enerji 876 kWh 202 kWh Toplam elektrik maliyet (0.33 TL/kilowatt-saat) 289 TL 67 TL Toplam maliyet (6 yıl sonunda) 301 TL 73 TL Bu tablodan yola çıkarak bir hesaplama yapıldığında altıncı yılın sonunda kompakt floresan lambanın diğer lambaya göre enerjiyi değerinin 38 katı ((301 TL – 73 TL) / 6 TL = 38) daha az kullandığı görülmektedir.

31 YEŞİL BİNALAR “pahalı” mıdır? “ucuz” mudur?
Binaların yeşil olmasına hizmet eden harcamaları bir maliyet unsuru olarak değil, bir yatırım unsuru olarak görmek gerekir. Öncelikle bir ürünün “pahalı” mı “ucuz” mu olduğuna yalnızca o ürün için katlanılan maliyete bakılarak karar verilemez. Verilen karar, zaman içinde o ürün için katlanılan maliyetin üzerinde bir yarar elde edilip edilemeyeceğine ilişkin değerlendirmeleri de kapsamalıdır. Rasyonel bir değerlendirmede iki kriter öne çıkar: 1. Satın alınan ürünün kendisinden beklenen niteliklere sahip olup olmaması 2. Söz konusu ürün için yapılan harcamanın ne kadar zamanda kendisini geri ödeyeceği (amorti edeceği) Bir ürüne çok düşük bir bedel ödemiş olsanız bile eğer o ürün işinize yaramıyor ise, sizin için “pahalı”dır. Bireyler en çok bu konuda hata yapma eğilimindedir. Çünkü bu kriter, değerlendirmede zaman boyutunu göz önüne almayı gerektirir. Ancak genel olarak insanlar orta ve uzun vade etkilerini gerçekçi bir şekilde göz önüne alamamakta, değerlendirmelerini daha çok kısa vade çerçevesinde yapmaktadır.

32 NİÇİN yeşİL BİNALAR Çamlıbel (2011) vaka çalışması
Optimize edilen (mixed integer programming ve hüristik yaklaşım ile) yatırım eğrisinde, yaklaşık dolar harcama bütçesi ile kullanıma dayalı enerji tasarrufu, enerji maliyeti tasarrufu ve karbon salımı bakımından en yüksek geri dönüşler elde edilmiştir. Çalışmada söz konusu binalarda yıllık %33 kullanıma dayalı enerji (kWh) tasarrufu, %22 enerji maliyeti ($) tasarrufu, %23 karbon salımı (kgCO2) tasarrufu sağlanabildiği görülmüştür. Optimizasyon sonucu yapılan yatırım değerine karşılık elde edilen tasarruf miktarları (enerji tüketimi, enerji maliyeti, karbon salımı) aşağıdaki grafiklerde gösterilmektedir.

33 NİÇİN YEŞİL BİNALAR Optimize Edilmiş Enerji Verimliliği Uygulamaları ile Yıllık Enerji Tüketimi (kWh) Azaltımı İlk $’lık yatırım karşılığında 1 milyon kWh/yıl tasarruf elde edilirken, İkinci $’lık yatırım karşılığında kWh/yıl tasarruf elde edilmektedir. Üçüncü $ yatırım karşılığında ise kWh/yıl tasarruf elde edilmektedir. Dolayısı ile yatırılan ilk $ ile elde edilen tasarrufla ikinci ve üçüncü yatırım dilimlerinden elde edilen tasarruf oldukça farklıdır.

34 NİÇİN YEŞİL BİNALAR Optimize Edilmiş Enerji Verimliliği Uygulamaları ile Yıllık Enerji Tüketimi (kWh) azaltımı Bu korelasyon benzer şekilde yatırım ve enerji maliyeti ($) azaltımı ile yatırım ve karbon salımı (kg CO₂) azaltımı arasında da mevcuttur Bu örnekten yola çıkarak kırılmanın başladığı ve sonlandığı – $ aralığında bir yerde bu tesise yatırım yapmayı durdurup, bakiye fonları başka tesislerde ve daha verimli yatırımlarda kullanmak daha anlamlı görünmektedir. – $ aralığı

35 NİÇİN yeşİL BİNALAR yatırım maliyeti başına yıllık CO₂ tasarrufu (kg CO₂/$)
– $ aralığı

36 NİÇİN yeşİL BİNALAR Çamlıbel (2011) vaka çalışması sonuç ve geleceğe ilişkin projeksiyon
Optimize Sonuç: Enerji verimliliği yatırımlarının bütçeye en uygun şekilde önceliklendirilmesi ile enerji tasarrufu ve kirlilik düzeyinde optimal sonuç elde edilebilir. Bu konutların sadece %3’ünün (gönüllü yeşil bina sertifikası) yeşil bina olması durumunda; %3 = adet konut 2023 yılına kadar yaklaşık 460 milyon $ değerinde enerji ve su tasarrufu sağlanacaktır. Yıllık 144 milyon kW/h üretim kapasiteli bir Hidroelektrik santralinin yatırım maliyetinin 100 milyon $ olduğu düşünüldüğünde, söz konusu kazanç 4,6 adet santral yapımına eşdeğerdir.

37 NİÇİN yeşİL BİNALAR Çamlıbel (2011) vaka çalışması sonuç ve geleceğe ilişkin projeksiyon
Bu konutların tamamının (zorunlu yeşil bina sertifikası) yeşil bina olması durumunda; -2023 yılına kadar yaklaşık 25 milyar $ değerinde enerji ve su tasarrufu sağlanacaktır. -Yıllık 144 milyon kW/h üretim kapasiteli bir Hidroelektrik santralinin yatırım maliyetinin 100 milyon $ olduğu düşünüldüğünde, söz konusu kazanç 250 adet santral yapımına eşdeğerdir. Yıllık konut ihtiyacı = ~ – adet/yıl adet yeni konutun yılları arasında inşa edilmesi bekleniyor (GYODER )

38 NİÇİN YEŞİL BİNALAR Dışsal Maliyetler/Faydalar
Fosil yakıtların neden olduğu zararların azaltılması Kişi başına zarar 135$ Sosyal maliyetleri GSYİH’nın %5,5’i Çevre kirliliğinde azalma, Canlıların sağlığı ve yaşam kalitesinde artış, Tarımsal üretimde iyileşme Ekonomik kriz riskinde azalma

39 YEŞİL BİNALARA İLİŞKİN TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUM
AB, 2021 yılından itibaren yeni binalar için sıfır karbon salınım şartı getirmeyi planlamaktadır. Diğer taraftan, 2014 yılı verilerine göre Türkiye’de yeşil sertifikalı bina sayısı yalnızca 130 adettir. Türkiye’deki binaların yaklaşık %95’inde yalıtım uygulanmamaktadır. Bu durum, zengin olmadığımız halde pahalı yaşadığımız anlamına gelmektedir. Ülkemizdeki mevcut yapılar ile karşılaştırdığımızda İsveç’teki ortalama bir bina, İstanbul’daki ortalama bir binadan yaklaşık 2,8 kat, Ankara’daki bir binadan 3,6 kat, Erzurum’daki bir binadan 6 kat daha az yakıt kullanımıyla aynı düzeyde ısınabilmektedir. Bu veriler, Türkiye’de enerji tasarrufu sağlama potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Binalarda enerji verimliliği sağlamanın en etkili yolu, binaları enerji etkin sistemler olarak tasarlamak ve uygun malzemeler ile inşa edebilmektir. Ancak söz konusu olan eski binalar olduğunda önceliğin yalıtıma verilmesi rasyoneldir. Türkiye’deki binaların yaklaşık %95’inde yalıtım uygulanmamaktadır. Bu da ülkemizde ısıtmadan/soğutmadan kaynaklı enerji tüketiminin son derece yüksek olmasının en önemli nedenidir (DPT, 2006). Bu durum ironik bir şekilde zengin olmadığımız halde pahalı yaşadığımız anlamına gelmektedir.

40 YEŞİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler
Doğaya yönelik tahribatın ve çevresel maliyetlerin önemli boyutlara ulaştığı günümüzde devlet, doğa ve sürdürülebilirlik arasında kurulması gereken çok hassas bir dengenin baş aktörü konumundadır. Kamu otoritelerinin binalarda enerji tasarrufu sağlama, enerjiyi verimli kullanma ve yenilenebilir enerji olanaklarından yararlanma olanaklarını artırmak amacıyla uygulamaya koyabileceği pek çok politika tedbiri bulunmaktadır. Bu tedbirleri, birisi sürdürülebilir binaların yaygınlaşmasını teşvik edecek, diğeri de sürdürülebilir olmayan uygulamaları caydıracak iki politika demeti olarak düşünmek mümkündür.

41 YEŞİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Yasal Düzenlemeler
2001 yılında “Yapı Denetimi Kanunu” 2007 yılında “Enerji Verimliliği Kanunu” 2008 yılında “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” ile mevcut ve yeni binalara verilmek üzere “Enerji Kimlik Belgesi” düzenlenmesi kararı alınmıştır tarihine kadar “Enerji Kimlik Belgesi” alınması zorunlu hale getirilmiştir. 2012 tarihinde “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi”: (2023 yılına kadar en az konut ile birlikte toplam kullanım alanı m2’nin üzerindeki ticari ve hizmet binalarının tamamında, belirlenmiş standartları sağlayan ısı yalıtımının ve enerji verimli sistemlerin uygulanması; enerjinin en az %20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması)

42 YEŞİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Kurumsal Düzenlemeler
2014 tarihinde “Sürdürülebilir Yeşil Binalar ile Sürdürülebilir Yerleşmelerin Belgelendirilmesine Dair Yönetmelik” dönemini kapsayan “İklim Değişikliği Eylem Planı”: (2023 yılına kadar en az bir milyon binada ısı yalıtımı ve enerji verimliliğinin sağlanması, binalarda yenilenebilir enerjinin arttırılması, kamuya ait bina ve tesislerde enerji tüketiminin %10 ila %20 arasında azaltılması) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan tahminler, 2000 yılı öncesinde yapılan binaların %40’ına karşılık gelen yaklaşık 6,5 milyon konutun yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

43 YEŞİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Araçları
Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin azaltılması ve bu çerçevede yeşil binaların yaygınlaştırılması için kullanılabilecek birçok maliye politikası aracı bulunmaktadır. Bunlar arasında en büyük yönlendirici etkiye sahip olan vergilerdir. Çoğu maliyeci bir ilke olarak vergilerin tarafsız olması gerektiği kanaatindedir. Ancak söz konusu olan dünyanın geleceği olunca, vergilerin tarafsızlığı ilkesinin yerine dünyanın geleceğinin tarafında olmayı tercih etmek gerekmektedir. Çevre Vergileri Pigoucu Vergiler Dolaylı Çevre Vergileri Kirletme Harçları Teşvikler Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin azaltılması ve bu çerçevede sürdürülebilir binaların yaygınlaştırılmasında kullanılabilecek vergiler, harçlar ve sübvansiyonlar gibi birçok maliye politikası aracı bulunmaktadır. Bunlar arasında çevresel varlıkların zarar görmesine neden olan ekonomik faaliyetleri maliyetli hale getirerek caydırmayı hedefleyen çeşitli çevre vergileri ve harçlar olduğu gibi, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırma amacı taşıyan vergi kolaylıkları, sübvansiyonlar ve kredi kolaylıkları da bulunmaktadır. Bunlar arasında en büyük yönlendirici etkiye sahip olan vergilerdir. Çoğu maliyeci bir ilke olarak vergilerin tarafsız olması gerektiği kanaatindedir. Ancak söz konusu olan dünyanın geleceği olunca da vergilerin tarafsızlığı ilkesinin yerine dünyanın geleceğinin tarafında olmayı tercih etmek gerekmektedir.

44 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Önerileri 1
Yerel yönetimler, yeşil binalara kıyasla daha çok enerji kullanıp daha çok atığa yol açtıkları, dolayısıyla da çevre kirliliğini artırdıkları için geleneksel binaların çevre vergilerini yüksek bir düzeyde, sürdürülebilir binaların ise düşük bir düzeyde belirleyebilirler. Bu durum, çevre üzerindeki kirletici etkileri yüksek olan geleneksel binaları caydırıcı, sürdürülebilirliğe yönelik harcamaları ise teşvik edici bir işlev görecektir. Ülkemizde geleneksel binaları caydırıcı, yeşil binaları ise teşvik edici işlev görebilecek vergilere örnek olarak Çevre Temizlik Vergisi, Atık Su Bedeli, Emisyon İzin Harcı ve Akaryakıt Tüketim Vergisi gösterilebilir. Bu vergilerin ilk planda mali amaçlarla uygulamaya konulması ve hâsılatlarının çok az bir kısmının çevreyi koruma amacıyla kullanılması, “yönlendirici-denetleyici” niteliklerinin ortaya çıkmasını engellemiştir. Yapılması gereken, bir taraftan yeni çevre vergilerinin konulması, diğer tarafta da, Çevre Temizlik Vergisi gibi vergilerin geleneksel binalardan daha yüksek, sürdürülebilir binalardan ise daha düşük alınması yoluyla bu vergilere “yönlendirici” bir nitelik kazandırılmasıdır.

45 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Önerileri 2
Salınım üzerinden vergi alınması iktisadi açıdan en etkin düzenleme olmakla birlikte salınım ölçüm maliyetlerinin yüksek olması veya ölçümün etkin bir şekilde yapılamaması gibi nedenlerle bu konuda belli bir ilerleme kaydedinceye kadar dolaylı çevre vergileri tercih edilebilir. Dünyada insan kaynaklı karbondioksit salınımının yaklaşık %5’i çimento üretimi ile ilişkilidir. En çok çimento üreten ülkeler arasında 5. sırada olduğu için Türkiye’de bu oranın dünya ortalamasının üstünde olmasını beklemek gerekir. Buradan yola çıkarak Türkiye’de çimento üretimi üzerinden bir kirlilik vergisi alınmasının yerinde olacağı söylenebilir. Böyle bir vergi, aşırı çimento üretim ve tüketimini caydırarak daha temiz ve belki de ekonomik açıdan daha avantajlı olabilecek alternatiflerin gelişmesine zemin hazırlayabilir. Türkiye çimentoya bir alternatif oluşturma konusunda çok şanslı bir konumdadır. Çünkü Türkiye’deki volkanik arazilerde bol miktarda bulunan ponza taşı, çimentoya alternatif olan bimsblok üretiminin en önemli girdisidir. Bimsblok üretimi, beton üretimine göre ortalama 57, tuğla üretimine göre 53 kat ve gaz beton üretimine göre de 25 kat daha az enerji tüketmektedir. Vergi alınması bir yana geçici bir süre sübvanse edilmesi durumunda bimsblok üretim maliyetleri önemli ölçüde düşebilir. Böyle bir durumda bimsblok, çimento karşısında çok ciddi bir rakip haline gelebilir. Bu ise, bir taraftan sürdürülebilir bina yapım maliyetlerini aşağı çekerek bu tür binaların yaygınlaşmasına, diğer taraftan da Türkiye’nin sera gazı salımının düşmesine hizmet eder.

46 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Önerileri 3
Zalejska-Jonsson’un (2011: 17) dikkat çektiği gibi, vergi indirimleri ve sübvansiyonlar, yeşil binaların yaygınlaşmasında çok önemli etkilere sahiptir. Avantajları nedeniyle birçok ülke yeşil binaları yaygınlaştıracak çeşitli teşvik araçları kullanmaktadır. ABD yeşil bina teşvikleri konusunda ön plana çıkan ülkelerin başında gelmektedir. Ayrıca İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya, Singapur, Brezilya ve daha birçok ülke yeşil bina teşvikleri uygulamaktadır. ABD’de yeşil binalar açısından federal düzeyde teşvikler vergi kredisi ve hızlandırılmış amortisman şeklinde olmak üzere iki kategoride uygulanmaktadır. Bir yükümlü yeşil bina konseptine uygun bir enerji yatırımı yaptığında, bu yatırımla ilgili olarak katlandığı maliyetin %10 ve 30’u arasında bir vergi kredisi veya hibeden yararlanabilmektedir. ABD’de federal düzeyde uygulanan bir diğer teşvik, yeşil binalarda kullanılan cihazlara hızlandırılmış amortisman olanağı tanınmasıdır. Bu bağlamda güneş, rüzgar, jeotermal, yakıt hücresi, mikro türbinler, kombine ısı ve güç sistemleri ve biyokütle de dahil olmak üzere bazı enerji teçhizatları için beş yıllık hızlandırılmış amortisman uygulanmaktadır (Şentürk, 2014: 95-96).

47 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Önerileri 4
Yalıtım sektörü, özellikle binalarda enerji tasarrufu sağladığı ve dolayısıyla çevre üzerindeki olumsuz baskıyı azalttığı için stratejik bir öneme sahiptir ve devlet tarafından desteklenmesi kamu yararınadır. Yalıtım ürünlerinde KDV indirimi bu sektörü geliştirmek açısından önemli bir destektir. Çevre kirliliğini azaltmanın önemli yollarından birisi, ürünlerin geri dönüşüm oranını artırmaktır. Eski binaların yıkılması sırasında oluşan molozların “Moloz-İşleme Merkezlerinde” yeniden işlenerek ekonomiye geri kazandırılması ve inşaat malzemesi üretimi sırasında oluşan atıkların tekrar üretim girdisi haline dönüştürülmesi, sürdürülebilirliğe hizmet eder. Dolayısıyla, geri kazanılmış ürünler için düşük bir vergi uygulanabilir ya da belli bir süre boyunca hiç vergi alınmayabilir. Ayrıca ülkemizde çevre dostu teknolojileri kullanmaya başlayan firmalara ve evlerinde ya da iş yerlerinde enerji tasarruflu cihazlar almaları durumunda katlandıkları maliyetler için bireylere destek verilmesi ve rekabet dezavantajının giderilmesine yönelik düzenlemeler yapılması önemlidir (Karaca, 2011: 187). Bu çerçevede devlet örneğin enerji verimliliği ile ilişkili olarak bankalardan alınan eko-kredilere ödenecek faizin %20 gibi bir kısmını üstlenebilir. Yine bu kapsamda A sınıfı enerji tüketen elektrikli cihazlar ile yüksek tasarruflu ampullerden alınmakta olan KDV oranları ise, sıfır düzeyine kadar düşürülebilir.

48 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Maliye Politikası Önerileri 5
İnşaat sektörünün yenilikçilik kapasitesinin artırılması ve nanoteknoloji gibi yeni teknoloji olanaklarından yeterince faydalanabilmesi için devlet, ekonomik aktörleri çevre dostu teknolojiler kullanma yönünde etkili bir şekilde teşvik edebilir. Örneğin, devlet sanayiciler ve üniversiteler arasında işbirliğini geliştirmeye hizmet edecek ortak platformlar oluşmasına ön ayak olabilir ve yeşil binalar için gerekli teknolojileri transfer etmek, yerel koşullara uyarlamak, geliştirmek ve tümüyle yeni teknolojiler üretmek amacıyla ortak kullanıma açık Ar&Ge merkezleri kurabilir. Hem yeşil binaların hızla yaygınlaştırılabilmeleri, hem de bu binaların üretiminde kullanılacak yenilikçi teknolojilerin yerel olanaklarla üretilebilmesi için önerimiz, bir sanayi politikası çerçevesinde firmalara çeşitli teşviklerin sağlanmasıdır. Önemli olan sağlanan teşviklerin seçici bir şekilde, performansa dayalı olarak ve geçici bir süre için verilmesi, firmaları ürünlerinin kalitesini artırmaya zorlayacak şekilde uygulanmasıdır. Burada üzerinde önemle durulması gereken bir diğer husus, söz konusu üretimin sadece Türkiye değil, tüm dünya pazarı için gerçekleştirilmesine olanak sağlayacak şekilde teşvik edilmesidir. Güney Kore ve Tayvan deneyimleri , önerildiği şekilde sanayi politikası uygulamaları için önemli örnekler teşkil etmektedir.

49 yeşİL BİNALARI YAYGINLAŞTIRMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR Yeşil Binalara Yönelik Talep Artırıcı Politikalar 400 sektörü/alt sektörü etkileyen, çalışan nüfusun %6’sına yakınının sektörde istihdam edildiği ve üretici firmanın faaliyet gösterdiği Türk inşaat sektörü, yeşil bina yapımında potansiyelinin çok altında kalmaktadır. Bu bağlamda Yeşil binaların hızla yaygınlaştırılabilmesi için öncelikle bu binalara yönelik yanlış üretici ve tüketici algılarının düzeltilmesi gerekmektedir. Yeşil bina yapmak için gerçekleştirilen harcamalara vergi iadesi uygulanabilir ve bu tür binaların yapımında kullanılan bazı malzemeler sübvanse edilebilir. Bu harcamalar için vergi indirimi uygulanabilir ve düşük faizli ve orta vadede geri ödenmek üzere kredi sağlanabilir.

50 yeşİL BİNALARIN YAYGINLAŞTIRILMASINDA KAMU, SİVİL TOPLUM VE ÖZEL KESİM SİNERJİSİ
Ülkemizde gerek kamu, gerek özel sektör gerekse sivil toplum kuruluşları; verimliliğin artırılması, yeni teknolojilerin ve yöntemlerin yaygınlaştırılması için işbirliği içinde hareket etmelidir. Sanayi kesiminin temsilcileri yanında sendikaların, meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve yurttaşların çevre politikası oluşturma ve uygulama aşamasına katılımları sağlanmalıdır. Yeşil binalarda kullanılacak stratejik önem taşıyan girdilerin yerel imkânlarla üretilmesini sağlamak için yasal ve kurumsal bir alt yapı tesis edilmelidir. Devlet desteği ve özel kesim işbirliğiyle faaliyet gösterecek teknoparklar ve kümelenmeler (clusters) yaşama geçirilmelidir.

51 ÖNERİLER Yenilenebilir enerji sektörüne vergi indirimi, kredi faizlerinde kolaylık ve gümrük muafiyeti gibi teşvikler sağlanabileceği gibi, yenilenebilir enerji santrallerinde kullanılacak malzeme (rüzgâr türbini ve parçaları vb.) üretiminin, ülkemizde gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Hindistan ve Çin, rüzgâr türbini üretiminde öncü olan Danimarka’yı geride bırakmış iki önemli ülkedir. Bu iki ülkede uygulanan politikaların sonucunda, rüzgâr türbini üreten firmalar, Çin’de üretimlerindeki girdilerin %70’ini ve Hindistan’da %80’ini yerli üreticilerden sağlamaktadırlar. Bu durum bir yandan yerli üretimle sağlanan türbinlerle kurulan santrallerde birim üretim maliyetinin düşmesi anlamına gelmekte, diğer yandan türbin üretimi ihracatıyla söz konusu ülkelere önemli miktarda dış ticaret kazancı sağlamaktadır.

52 ÖNERİLER Ekonomik ve sosyal kalkınma amacıyla ülkemizde uygulanacak enerji politikaları, çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri göz önüne alınarak yeterli ve güvenilir enerji arzı sağlayan ve ülkenin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınmasına odaklanan bir politika üzerine kurulmalıdır. Söz konusu politikaların uygulanması için gerekli değişikliklerden bir kaçı şunlardır. Bunlardan ilki, enerjinin verimli kullanılmasını sağlayacak önlemlerin uygulamaya konulmasıdır. Enerjinin verimli kullanılmasına yönelik teşvikler ve caydırıcı mekanizmaların diğer yöntemlere göre daha etkili olduğu bilinmektedir. İkinci olarak sadece metropol alanlarda ve sanayi bölgelerinde değil, daha küçük ölçeklerde ve tarım sektöründe de yenilenebilir enerji kullanımı yaygınlaştırılabilir.

53 ÖNERİLER Üçüncü olarak temiz enerji kaynaklarıyla gerçekleştirilen üretim ödüllendirilirken, kirli enerji kaynaklarıyla gerçekleştirilen üretim cezalandırılabilir. Dördüncü olarak yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılmasına elverişli veya geri dönüşüme izin veren ve enerjiyi verimli kullanan kentleşme ve sanayileşme politikaları izlenebilir. Beşinci politika önerisi ise ulaşım sektörünün çevreye duyarlılığını ve enerjiyi verimli kullanmasını garanti altına almaya ilişkindir. Bu amaca hizmet edecek teşvik, kota ve yaptırımlar devreye sokulabilir.

54 Sabırla dinlediğiniz için Teşekkürler…


"Prof. Dr. M. Mustafa ERDOĞDU" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları