Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Ermeni İsyanları ve "Sevk ve İskân Kanunu"
Ermeniler neden 24 Nisan’ı soykırım günü olarak kabul ediyorlar? Ermeniler, Ermeni ileri gelenlerinden rica üzerine Ermeni olayları durmayınca 24 Nisan 1915’te Ermeni komitaları devlet tarafından kapatılıyor. 235 kişiyi devlet aleyhinde faaliyete bulunmak, kamu düzenini bozmak ve isyan çıkarmak suçlarıyla Osmanlı Devleti tutuklar. Ermeniler, Emperyalist ülkelerin emelleri doğrultusunda kışkırtılmışlar; Osmanlı Devleti içerisindeki durumlarının iyileştirilmesi bahanesi ile örgütlenerek önce özerkliği, sonra da bağımsızlığı amaçlayan bir sürece sokulmuşlardı. Ruslar, bölgede kurulacak bir Ermeni Devleti vasıtasıyla Akdeniz’e inmeyi; İngilizler bunu önlemek için Ermenilerin kendi himayeleri altında kalmasını planlıyorlardı. Ermeni isyanlarının da arkasında Rusya ve İngiltere’nin desteklediği HINÇAK ve TAŞNAKSUTYUN komiteleri bulunuyordu.
2
Ermeni İsyanları ve "Sevk ve İskân Kanunu"
Fransızlar da kendi çıkarları doğrultusunda ayrı maksatlarla Ermenilerle "ilgili" idiler. Böylece Ermeni sorunu "Ermenilerin sorunu" değil, başta "İngiltere, Rusya ve Fransa’nın kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirdikleri bir sorun" halini almıştır. İşte İngiltere, Fransa ve Rusya’nın kendi çıkarları doğrultusundaki kışkırtma ve tahrikleri sonucu, Ermeniler, Türklere karşı bir isyan ve ihanet sürecine girmişlerdir. yılları arasında Ermeniler, Diyarbakır, Sivas, Erzurum, Bitlis ve Van’da isyanlar çıkarmışlar ve büyük ölçüde Hamidiye Alaylarına süvari veren bu yöre halkına mezalimde bulunmuşlardı. Ermeniler tarafından çıkartılan 1888 Van ve 1890 Erzurum ayaklanmalarından sonra 1894 yılında Sasun’da büyük bir isyan başlatılmış ve Devlet sert önlemler almak durumunda kalmıştı. Ancak bu konudaki esas sıkıntı I. Dünya Savaşı sırasında yaşandı.
3
Ermeni İsyanları ve "Sevk ve İskân Kanunu«
I. Dünya Savaşı başladığında silahlandırılan Ermeni birlikleri, Türkiye’nin savaştığı İtilaf Devletleri ile birleşerek, içeride bir cephe açmışlardır. Bu durumda konu, bir iç güvenlik, Devletin kendisini ve yurttaşlarını koruma sorunu haline gelmiştir Ağustos 1914′te Maraş’a bağlı Zeytun’da çıkan isyan Kayseri, Erzurum, Van ve Bitlis dolaylarındaki Ermenilerin de katılımı ile ciddi boyutlara ulaşmıştır. İşte bu gelişmeler sonucu Devlet de halkın ve askerin güvenliğini sağlamak için 21 Mayıs 1915 tarihli Tehcir Kanunu çıkartarak uygulamaya koydu
4
Tehcir Ne Demektir? "Tehcir" sözcüğü, Arapça kökenli olup, "bir yerden başka bir yere göç ettirmek" (immigration, émigration) anlamına gelir. Dikkat edilirse burada "sürgün etmek" (deportation) anlamı bulunmamaktadır. Batıda, zaman zaman sürgün anlamına gelecek (deportation, exil, banissement, proscription vb.) terimlerin kullanılıyor olması ya bilgisizlikten ya da siyasal amaçlı kasıttan kaynaklansa gerektir. "Tehcir" 1948 tarihli Soykırım Suçunu Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesinin 2. maddesindeki tanıma da girmemektedir. Ancak örneğin, Hitler Almanya’sında altı milyon Yahudi ile bir milyon çingenenin yok edildiği ırkçı eylemler tam anlamıyla bir soykırım (holocoust) örneği olarak kabul edilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar ve eldeki veriler kesin olarak göstermektedir ki Osmanlı Devletinin yürüttüğü tehcir işlemi tamamen insancıl kaygılarla ve hukuksal kurallar çerçevesinde gerçekleşmiştir. O günkü teknolojide ve savaş ortamında elbette bazı güçlükler çıkması kaçınılmazdır.
5
Tehcir Ne Demektir? Ancak, Devletin 7-8 bakanlığı sırf bu işle meşgul olmuş; Müslümanlardan başka Ermeni, Rum ve Yahudiler ile yabancı misyon temsilcilerinden oluşan komisyonlar kurarak kimlerin tehcire tabi tutulacağını, nerelere gönderileceğini, yolda ne gibi zorluklarla karşılaşacağını ve nasıl muhafaza edileceğini, hatta zarar görenlerin tazmininin nasıl olacağını bu komisyonlar eliyle kararlaştırıp uygulatmıştır. Yol boyunca çoğu zaman askerlerin iaşe ve ilaçlarından yararlandıkları da bilinmektedir. Hatta ülkede ciddi sağlık problemlerinin yaşandığı bir dönemde, tehcire tabi gruplara birer doktor verilmesi yoluna bile gidilmiştir. Şimdi, soykırım yapılmış olsa, bunca insancıl önlem alınır mıydı? Eğer Ermeniler yok edilecek idiyse, bulundukları yerde bunu yapma şansı varken göç ettirme yoluna gidilir miydi? Elbette gidilmezdi.
6
Tehcir Ne Demektir? Ulusal Bağımsızlık Savaşı sonrası Lozan Barış görüşmelerinde Ermeniler, üç yüz bin Ermeni’nin öldürüldüğünü iddia etmişlerdir. Daha sonra yalanlarını iyice abartarak bir milyon, beş milyon Ermeni katledildi gibi iddialar ortaya atmışlardır. Halbuki Avrupalılar bile o devirde Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermenilerin tamamının olduğunu söylüyorlar. Burada kendi iddia ettikleri üç yüz bin zayiat da 24 Nisanı anma olaylarında bir milyona, sonra bir buçuk milyona çıkartılmıştır. Bazı kaynaklarda beş milyona kadar yazanlar bile çıkmaktadır. Ancak bizzat Batılıların kaynaklarına göre 1914 yılında Osmanlı Devleti içerisinde gregoryan ve katolik olmak üzere toplam Ermeni bulunuyordu. 1897 sayımında bu rakam idi ve yılları arasında Osmanlı İstatistik Umum İdaresi Müdürü Mığırdıç Sınabyan isimli bir Ermeni idi. Demek ki iddia edilen rakamların asılsız olduğu buradan bellidir.
7
Tehcir Ne Demektir?
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.