Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner,"— Sunum transkripti:

1 KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner, Fatma Naz, Nurcan Güzelay, Yaprak Engin, Çağatay Engin, İsa Durmaz, Yüksel Atay, Alp Alayunt Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi İzmir

2 Giriş Erişkin ve pediatrik olgularda Kardiyopulmoner baypas (KPB) önemli farklılıklar içermektedir. Erişkin ve pediatrik olgularda Kardiyopulmoner baypas (KPB) önemli farklılıklar içermektedir. Pediatrik olgulardaki en önemli fark hazırlanan priming solüsyonunun hastadaki kan volümünden miktar olarak daha yüksek olabilmesidir. Pediatrik olgulardaki en önemli fark hazırlanan priming solüsyonunun hastadaki kan volümünden miktar olarak daha yüksek olabilmesidir. 700-800 ml hacmindeki sistem devrelerinin oluşturduğu priming volümün hasta volümü ile KPB esnasında karışması ile birlikte aşırı hemodülüsyon meydana gelmesi yenidoğan ve bebeklerde kabul edilemez bir anemiye neden olmaktadır. 700-800 ml hacmindeki sistem devrelerinin oluşturduğu priming volümün hasta volümü ile KPB esnasında karışması ile birlikte aşırı hemodülüsyon meydana gelmesi yenidoğan ve bebeklerde kabul edilemez bir anemiye neden olmaktadır.

3 Bunu engellemek amacıyla, hemoglobin düzeyi ve dolaşım devresindeki oksijen taşıma kapasitesini korumak için KPB’ın başlangıç volümünde paketlenmiş eritrosit süspansiyonu kullanılmaktadır. Bunu engellemek amacıyla, hemoglobin düzeyi ve dolaşım devresindeki oksijen taşıma kapasitesini korumak için KPB’ın başlangıç volümünde paketlenmiş eritrosit süspansiyonu kullanılmaktadır. Priming ile aşırı hemodilüsyon meydana gelmesinin önlenmesi amacıyla eklenen kanın etkileri tartışmalıdır. Priming ile aşırı hemodilüsyon meydana gelmesinin önlenmesi amacıyla eklenen kanın etkileri tartışmalıdır. Bu çalışmada eklenen kanın özellikle asid-baz dengesine etkileri incelenmiştir. Bu çalışmada eklenen kanın özellikle asid-baz dengesine etkileri incelenmiştir.

4 Pediatrik CPB prime solüsyonu (Ege Üniversitesi) 1 Ü ERT SÜSP (Aşırı anemiye karşı) 1 Ü ERT SÜSP (Aşırı anemiye karşı) 1 Ü TDP (Albumin seviyesini korumak, onkotik basıncın düşüşünü önlemek için hacim tamamlayıcısı olarak 1 Ü TDP (Albumin seviyesini korumak, onkotik basıncın düşüşünü önlemek için hacim tamamlayıcısı olarak 200 ml kristaloid ( gereğinde hacim tamamlayıcısı, Laktatsız ringer) 200 ml kristaloid ( gereğinde hacim tamamlayıcısı, Laktatsız ringer) 3ml/kg mannitol 3ml/kg mannitol 3 mg/kg kortizon (metil prednizolon) 3 mg/kg kortizon (metil prednizolon) 1000ml’ye 1/2 amp Mg +2 1000ml’ye 1/2 amp Mg +2 1000 ml’ye 1 amp NaHCO 3 (Anyon gap’e göre) 1000 ml’ye 1 amp NaHCO 3 (Anyon gap’e göre)

5 Materyal ve metod Ağırlığı 3-15 kg arasındaki 19 pediatrik olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Ağırlığı 3-15 kg arasındaki 19 pediatrik olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalık tipi, cerrahi prosedür göz ardı edilmiştir. Hastalık tipi, cerrahi prosedür göz ardı edilmiştir. Tüm hastalar preop glikoz, kan pH’sı ve laktat düzeyleri açısından normal değerlerdeki hastalar arasından seçilmiştir. Tüm hastalar preop glikoz, kan pH’sı ve laktat düzeyleri açısından normal değerlerdeki hastalar arasından seçilmiştir.

6 Materyal ve metod Kan gazı analizleri alfa-stat yöntemiyle tayin edilmiştir. Kan gazı analizleri alfa-stat yöntemiyle tayin edilmiştir. Tüm hastalarda yeterli pompa akımı, kan basıncı ve ılımlı hipotermi (28-30 0 C) uygulanmıştır. Tüm hastalarda yeterli pompa akımı, kan basıncı ve ılımlı hipotermi (28-30 0 C) uygulanmıştır. Priming solüsyonuna eklenen kan ortalama 1 ünitedir (eritrosit süspansiyonu). Priming solüsyonuna eklenen kan ortalama 1 ünitedir (eritrosit süspansiyonu).

7 Kan gazı ölçümleri İntraoperatif İntraoperatif Pre-KPB, Pre-KPB, KPB başladıktan 10 dk sonra, KPB başladıktan 10 dk sonra, KPB başladıktan 20-30 dk sonrası KPB başladıktan 20-30 dk sonrası Isınma safhası 32. derecede Isınma safhası 32. derecede KPB çıkış aşaması KPB çıkış aşaması

8 Sonuçlar Laktat 5mmol/lt üstünde olması ile BE -10 üstü olması koreledir (p:0.035, ki-kare univaryans analiz). Bu da laktat seviyesinin yüksekliğiyle asidozun birlikteliğini göstermektedir. Laktat 5mmol/lt üstünde olması ile BE -10 üstü olması koreledir (p:0.035, ki-kare univaryans analiz). Bu da laktat seviyesinin yüksekliğiyle asidozun birlikteliğini göstermektedir. Kan glikoz düzeylerinde anlamlı değişiklik yoktur. Ancak preprime’dan kaynaklanan yüksek glikoz düzeyleri görülmüştür. Kan glikoz düzeylerinde anlamlı değişiklik yoktur. Ancak preprime’dan kaynaklanan yüksek glikoz düzeyleri görülmüştür. K seviyesi 7 günden uzun süreli ERT kullanımında anlamlı olarak yüksektir (p:0.035). K seviyesi 7 günden uzun süreli ERT kullanımında anlamlı olarak yüksektir (p:0.035).

9 1 haftadan eski ERT kullanımında, BE -10 ve üzeri kan gazı sonuçlar anlamlı olarak fazladır (p:0.014, ünivaryans analiz) 1 haftadan eski ERT kullanımında, BE -10 ve üzeri kan gazı sonuçlar anlamlı olarak fazladır (p:0.014, ünivaryans analiz) 1 haftadan eski kan kullanımı intraoperatif asidoza neden olmaktadır. 1 haftadan eski kan kullanımı intraoperatif asidoza neden olmaktadır. En iyi sonuçlar 2 günden daha yeni kan kullanımı ile elde edilmiştir. En iyi sonuçlar 2 günden daha yeni kan kullanımı ile elde edilmiştir.

10 Tartışma Taze ERT daha dengeli metabolik yapıya sahiptir. Daha düşük K, daha fazla glukoz, daha düşük laktat ve daha yüksek pH’ya sahiptir.

11 4°C’de Na/K pompası çalışmaz. Bu nedenle hücre içi ve dışı K düzeyleri eşitlenir. Ayrıca, saklama sırasında oluşan hemoliz ile K düzeyi artar. ERT’deki plazma miktarı düşüktür (70ml); bu nedenle K yükü azdır. Ancak süre uzadıkça K yükü artar. ERT’nin prime dengeli bir solüsyona eklenmesi K ve laktat gibi zararlı etkileri azaltır. CPDA-1 (Sitrat-fosfat-dekstroz-adenin)’in pH’sı asidotiktir.

12 Solüsyon taze kana eklense dahi kan pH’sı ani bir değişiklikle 7.0-7.1 düzeylerine inmektedir. Glikolizis metabolizmasına bağlı olarak laktik ve pirüvik asid akümülasyonu, ERT pH’sını daha da aşağılara indirir.

13 KPB prime solüsyonuna eklenen kan ne kadar uzun süre beklemişse, o derecede asidoza neden olmaktadır. KPB prime solüsyonuna eklenen kan ne kadar uzun süre beklemişse, o derecede asidoza neden olmaktadır. Gecikmiş kanda biriken laktik ve pirüvik asid, pH’yı daha da düşürerek hastayı olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Gecikmiş kanda biriken laktik ve pirüvik asid, pH’yı daha da düşürerek hastayı olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. İdeal olanı 2 günden az beklemiş kan kullanımıdır. Zorunlu kalınmadıkça 1 haftadan uzun beklemiş kan kullanılmamalıdır. İdeal olanı 2 günden az beklemiş kan kullanımıdır. Zorunlu kalınmadıkça 1 haftadan uzun beklemiş kan kullanılmamalıdır.


"KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları