Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAltan Şener Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Zihinsel engelliliğin tanılanması
2
Zeka geriliği gösteren çocukların tanılanmaları ve uygun özel eğitim programlarına yerleştirilebilmeleri için öncelikle psiko-eğitsel olarak değerlendirilmeleri gerekmektedir.
3
Bu değerlendirme yapılan zeka geriliği tanımlarına göre zeka ve uyumsal davranışlar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
4
Zekanın değerlendirilmesi Zekanın değerlendirilmesi klasik olarak zeka testleriyle yapılmaktadır. Zeka testlerinin geçmişi yakın bir zamana dayanmaktadır. Bu konuyla ilk isim olarak Galton (1832- 1920) kabul edilmektedir.
5
Günümüze gelindiğinde Alfred Binet’in ve Wechsler’in etkileri ön plana çıkmaktadır. Ciddi anlamda ilk zeka testi Binet ve arkadaşları tarafından 1905 yılında yayımlanmıştır.
6
Zekayı ölçme testi olarak adlandırılan bu test 30 soru maddesinden oluşmaktadır. Testin ilerleyen yıllarda birçok uyarlaması yapılmıştır. Bunlar içerisinde Terman’ın Binet-Simon testinin Stanford uyarlaması ve genişletilmesi (1916) sonraki tüm uygulamalara temel oluşturmuştur.
7
Terman’ın uyarlaması amerika’da 1937 ve 1960 yıllarında Merrill ve en son 1986 yılında Thorndike tarafından yeniden gözden geçirilmiştir. Thorndike’ın bu son uyarlaması stanford- binet’in 4. Basamağı olmaktadır.
8
Standford-Binet 4’te ZB ve ZY kavramları kullanılmamaktadır. ZB yerine standart yaş puan (SYP) kullanılmaktadır. Testte, testin bütününe ilişkin ve ayrı ayrı SYP'leri elde edilmektedir. Testin bütününe ilişkin SYP'ında ortalama 100, standart sapma 16'dır.
9
Stanford-Binet testleri sözel performans ağırlıklı testlerdir. Wechsler, sözel performansın yanında yapım (motor) performansın zekanın önemli bir yanını oluşturduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla gelirtirdiği her üç testte de Sözel ve Yapım testlerine yer vermiştir. Wechsler testleri içerisinde zihinsel yetersizliği olan çocukları tanılamada en yaygın olarak kullanılan test, AAMR'nin de önerdiği WISC-III (Wechsler Intelligence Scale-III)'dür.
10
WISC-III, Wechsler'in daha önce çocuklar için geliştirdiği testler dizisinin (WISC ve WISC-R) üçüncüsüdür. 1991 yılında yayınlanan WISC 111'de ortalamaları 100, standart sapmaları 15 olan üç ZB puanı (tüm test, sözel ve yapım) elde edilmektedir. Bu puanlara, ek olarak dört test puanı daha hesaplanabilmektedir. Bunlar: Sözel Anlama, Algısal Düzenleme, Dikkatini Toplama ve işlem Hızıdır.
11
Standford-Binet Testi ve Wechsler testleri psikoloji ve eğitim alanlarında yaygın kabul görmekle birlikte bu testlerin dışında uygulanan başka bireysel testler de vardır. Bunların başında 1983 yılında geliştirilen Kaufman Çocuklar için Değerlendirme Takımı (K-ABC) ve 1990 yılında geliştirilen Farklı Yetenek Testleri (DAS) gelmektedir.
12
Zeka testleri, özellikle zeka geriliğinin tanılanmasında bir araç olarak kullanılmaya başladıktan sonra çeşitli eleştirilere hedef olmuştur. Yapılan eleştirilerin bir bölümü doğrudan testlere, bir bölümü testleri uygulayanlara ve bir bölümü uygulama süreçlerine ilişkindir. Bunlara ek olarak test uygulamaları sonucunda elde edilen puanların çeşitli istatistiksel ve yönetsel hatalar içerdiği, puanların zaman içerisinde ciddi farklılıklar gösterdiği eleştiri konusu yapılmaktadır (Smith. Ittenbach ve Patton 1998).
13
Uyumsal Davranışların Değerlendirilmesi Son yıllarda özellikle AAMR'in yaptığı tanımlarda uyumsal davranışlara yer verilmesi nedeniyle, bu davranışların ölçümüne verilen önem artmıştır. Uyumsal davranışların ölçümü bir çok yönden zekanın ölçümünden farklılıklar göstermektedir..
14
Birincisi uyumsal davranışların ölçümü ile bireyin halihazırda bulunduğu davranışların bir ölçütü sağlanmak istenmektedir. Zeka testlerinde ise bireyin en üst performansı tahmin edilmeye çalışılmaktadır.
15
İkinci olarak, uyumsal davranış ölçekleri belirli sayıda farklı günlük yaşam alanlarında yoğunlaşırken zeka testleri genellikle üst düzeyde usavurma yetenekleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.
16
Üçüncü olarak, zeka testleri önemli ölçüde kontrol edilmiş ortamlarda uygulanırken, uyumsal davranışlara ilişkin bilgiler genellikle bireyi yakınen tanıyan üçüncü kişi ya da kişilerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla sağlanmaktadır (Smith Ittenach ve Patton, 1998).
17
Uyumsal davranışların ölçülmesi konusundaki ilk ciddi girişim DolI'un 1935 yılında geliştirdiği Vineland Sosyal Olgunluk Ölçeği'dir. Ölçeğin ilerleyen yıllarda adı Vineland Uyumsal Davranış Ölçekleri olarak değiştirilmiş ve yeniden gözden geçirilmiştir. Ölçeğin günümüzde üç gözden geçirilmiş basımı vardır.
18
Bunlar: Görüşme Basımı, Araştırma Formu Sınıf Basımı.
19
Bunlar içerisinde ilk Vineland ölçeklerine en benzer olan Araştırma Formu'dur. ilk iki ölçek değerlendirilen bireyi yakınen tanıyan kimselere uygulanmaktadır. Bunlar genellikle aileler ve bireyle yakından ilgilenen kimseler olmaktadır. Sınıf Basımı genellikle öğretmenlere uygulanmaktadır. Bu ölçeklerde uyumsal davranışların başlıca beş alanı değerlendirilmektedir: iletişim, günlük yaşam becerileri, sosyalleşme, motor beceriler ve uygun olmayan davranışlar.
20
Vineland Uyumsal Davranış Ölçeklerinin uygulanması ve puanlanmasında maddelerin alanlara göre düzenlendiği bir yapı izlenmektedir. Ham puanlar standart puanlara, yüzdeliklere, yaş denkliklerine ve tahmini uyum düzeyine dönüştürülmektedir. Tüm alanların standart puanlarının toplamı, uyumsal davranışlar bileşik puanına dönüştürülebilmektedir (Ortalama 100, standart sapma 15).
21
Uyumsal davranışların ölçümü konusunda AAMR'nin yaptığı çalışmaların bir ürünü olarak günümüzde yaygın olarak kullanılan iki ölçek vardır. Bunlar: Uyumsal davranış Ölçeği- Yatılı ve Toplum, 2. Basımı (ABS-RC: 2) ve Uyumsal Davranış Ölçeği-okul, 2. Basımı (ABS-S:2)'dır.
22
ABS-RC:2, Kişisel Bağımsızlık ve Sosyal Uyum olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ölçek bireyi yakınen tanıyan bir kimseye standarize edilmiş bir görüşme yoluyla uygulanmaktadır. Uygulama sonucunda beş tip puan profili elde edilebilmektedir. Bu profil AAMR'nin 1992 yönergesi'nde önerdiği üç basamaklı tanılama, Sınıflandırma ve Yardım Modeli'ne uygunluk göstermektedir.
23
ABS-S: 2, okul çağındaki çocuklar için hazırlanmıştır. Ölçek iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kişisel sorumluluk ve bağımsız yaşam için önemli olan on davranış alanı yer almaktadır. ikinci bölümde ise sosyal uyum ve uygun olmayan davranışlar değerlendirilmektedir, Ölçek ABS-RC: 2'de olduğu gibi standarize edilmiş bir görüşme biçimi öngörmektedir.
24
Uyumsal davranışların ölçülmesi konusunda yaygın olarak kullanılan diğer bir ölçek Bruininks ve arkadaşları (1996a) tarafından geliştirilen Bağımsız Davranışlar Ölçekleri-Gözden Geçirilmişi (SIB-R)'dir. Ölçekte Kapsamlı Bağımsızlık (Uyum) Puanı ve Genel Problem Davranışlar Puanı olmak üzere iki puan elde edilmektedir.
25
Zeka geriliği olan çocukların tanılanmalarında kullanılan zeka ve uyum ölçeklerinin ya da testlerinin bir çoğu, Türkçeye çevirilmiş, uyarlanmış ya da standarizasyonları yapılmıştır. Ancak bunların güncelleştirilmelerinde problemler vardır.
26
Değerlendirmede Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar AMMR'nin 1992 Yönergesi'nde değerlendirmede göz önünde bulundurulması gereken hususlar şöyle sıralanmaktadır:
27
1. Bireyin değerlendirmeye alınması için ciddi nedenler olmalıdır. Her öğrenme ve davranış problemi gösteren çocuk değerlendirmeye konu yapılmamalıdır. 2. Çocuğun ailesi değerlendirmeye izin vermeli ve değerlendirmenin devamında yapılacak herhangi bir belirleme, herhangi bir yerleştirme ve eğitim programı kararına katılma ve itirazda bulunma hakkına sahip olmalıdır.
28
3. Değerlendirme işlemleri yalnızca yeterli niteliklere sahip, sertifikalı ya da belgeli meslek mensupları tarafından yapılmalıdır. 4. Değerlendirme işlemleri görme, işitme, sağlık ya da harekette belirli bozukluğu olanlar dikkate alınarak gerekli düzenlemelere gidilmeli ve standarize edilmiş bazı testler üzerinde değişikliklere gidilerek geçmişi, kültürü ya da dili genel nüfustan farklılık gösterenlere uygun hale getirilmelidir.
29
5. Bireyin işitme, sağlık ya da diğer problemleri olduğundan kuşkulanıldığında uzman görüşüne başvurulmalıdır. Böylece değerlendirmede olası bir yanlışlık önlemiş olur. 6. Sonuç ve öneriler, bireyi yakından tanıyan insanlarla yapılan görüşmelerden ve bireyin davranışlarının gözlenmesinden elde edilen tüm bilgiler esas alınarak yapılmalıdır, Tanılama çok boyutlu olmalı, ZB gibi tek bir etmene dayalı olmamalıdır.
30
7. Önceki kararları doğrulamak ya da düzeltmek, bireyin gelişiminde uygulanan programın değiştirilmesini gerekli kılabilecek iniş çıkışları göz önünde bulundurabilmek için belirli aralıklarla yeniden değerlendirmeler yapılmalıdır. 8. Bireyler değerlendirme işlemlerini reddetme haklarını kullanabilmeli, dolayısıyla kendilerini tanılama sürecinden ve/ya da öngörülen hizmetlerden uzak tutulabilmelidirler.
31
Zeka testlerine ve uyumsal davranış ölçeklerine, özellikle zeka testlerine yöneltilen' eleştirilerin büyük bir bölümü bunların yapısından çok uygun kullanımlarına ilişkindir. Bu yönüyle zeka ve uyumsal davranışları ölçen araçlardan elde edilen verilerin tüm: değerlendirme sürecinin yalnızca bir bölümünü oluşturduğunun bilinmesi önemli olmaktadır. Bu noktada ekip yaklaşımı içerisinde profesyonel yargıya gereksinim, duyulmaktadır.
32
kaynakça Ataman, ayşegül (edt); özel gereksinimli çocuklar ve özel eğitime giriş; Eripek, S.; zeka geriliği olan çocuklar,s: 155
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.