İŞİTME TESTLERİ Dr. Hüseyin Serdar ÜNSOY
İşitmenin değerlendirilmesi İletim tipi işitme kaybı: Buşon, timpanik membran perforasyonu, otitler, otoskleroz gibi dış kulak yolunu; timpanik membranı; orta kulak kavitesini veya kemik zinciri ilgilendiren patolojiler sesin kokleaya ulaşmasına engel olarak iletim tipi işitme kaybına neden olabilirler.
Sensorinöral işitme kaybı: Meniere hastalığı, presbiakuzi, 8 Sensorinöral işitme kaybı: Meniere hastalığı, presbiakuzi, 8.sinir tümörü gibi durumlar koklea veya odituar siniri etkileyerek seslerin işitme merkezine ulaşmasına engel olarak sensorinöral işitme kaybına neden olabilirler.
Mikst tip işitme kaybı: Aynı kulakta hem iletim, hem de sensörinöral işitme kaybının olduğu bir durumdur. Santral işitme kaybı: Beyin sapından, beyinde temporal lobdaki işitme merkezine kadar olan bölgelerde sinir liflerinin etkilenmesi ile meydana gelen işitme kaybıdır.
İletim Tipi İşitme Kaybı Dış ve orta kulakta herhangi bir sorun sesin iç kulağa gelmesine engel olur. Bu tip kayıplar genellikle az veya orta derecede işitme kaybı yapar(% 60-70 kadar işitme kaybına neden olurlar) Pek çok durumda ilaç tedavisi veya ameliyat, sorunun nedenine bağlı olarak yararlı olabilir.
Dış kulakta oluşabilecek patolojiler Kulak kanalının herhangi bir nedenle tıkalı olması Kulak zarı perforasyonu Orta kulakta oluşabilecek patolojiler; Kemikçiklerin kireçlenme nedeniyle birbirine yapışması Orta kulak boşluğunun herhangi bir nedenle sıvı ile dolması sonucu titreşimlerin yeterli güçte iç kulağa iletilememesi
Sensorinöral İşitme Kaybı İç kulaktaki sorun nedeniyle ortaya çıkar. Örneğin: Yüksek ses nedeniyle tüylü hücrelerinin hasara uğraması İşitme kaybı hafif veya tam olabilir. Bu tip işitme kayıpları genellikle kalıcıdır. Salyangozun içindeki sıvının hareketine duyarlı olan sinir uçlarının duyarlılıklarını kaybetmesi kalıcı hasarın en önemli nedenlerindendir.
Kulağın fonksiyonel muayenesi için işitme testleri yapılır. İşitme testlerinin amacı, işitme kaybının derecesini saptamak ve işitme kaybının (iletim veya sensorinöral) tiplemesini yapmaktır.
Diapozon Testleri Weber Rinne Gelle Schwabach
Hava ve kemik yolunun karşılaştırılması esasına dayanır. RİNNE TESTİ Hava ve kemik yolunun karşılaştırılması esasına dayanır. Normal işitmesi olan kişi, sesi kemik yolu ile duyduğu sürenin, iki katı kadar süre hava yolu ile duymalıdır.
Belirli frekanstaki diapozon titreştirilir. Diapozonun sap kısmı test edilecek kulak tarafındaki mastoid kemiğin üzerine konur. Kişiye sesi duyup duymadığı sorulur. Sesi duyuyorsa, kesildiği zaman haber vermesi istenir. Sesin kesildiğini belirttiği anda diapozonun kolları olan tarafı dış kulak yolunun önüne getirilir. Kişiye sesi duyup duymadığı sorulur ve duyuyorsa kesildiği an haber vermesi istenir.
Normal işitmeye sahip bir kişide; diapozon mastoid kemikten çekildikten sonra, ses en az aynı süre kadar daha hava yolu ile duyulmalıdır. Bunun nedeni; Orta kulak kemiklerinin hava yolu ile gelen sesi güçlendirerek iç kulağa yansıtmalarıdır.
Kemik yolu ile sesin alınmasından sonra, diyapozon dış kulak yolu önüne getirildiğinde eğer duyma devam ediyorsa, bu durumda kişinin işitmesinin normal olduğu düşünülür ve RİNNE (+) olarak değerlendirilir. SNİK da hem hava yolu ile hem de kemik yolu ile olan işitme azalmıştır. Bu nedenle Rinne testinde hava yolu/kemik yolu oranı bozulmamıştır. Bu duruma patolojik RİNNE (+) denir.
Kişi kemik yolu ile gelen sesi normal duyuyor, ancak dış kulak yoluyla gelen sesi duymuyorsa bu durumda iletim tipi işitme kaybı olduğu düşünülür ve RİNNE (-) olarak değerlendirilir.
Bir kulakta çok ileri derecede veya total işitme kaybı varsa, titreşim mastoid etkisi ile işiten diğer kulak tarafından algılanabilir. Bu durumda hasta yön tayin edemez ve sesi işittiğini ifade eder, ancak DKY önüne konan diapozon titreşimini hissedemez. Sonuçta; testi yapan hekim, hastada hava yolu ile iletim kaybı olduğu yanılgısına düşebilir. Bu duruma yalancı Rinne negatif denir. Bu nedenle iki kulak arasında büyük işitme farklılığı şüphesinde, sağlam kulak maskelenmelidir.
Rinne test sonuçlarının kesin bir bilgi vermemesi nedeniyle WEBER testi ile birlikte yapılmalı ve yorumlanmalıdır. WEBER TESTİ Bu test, kişinin iki kulağı arasındaki kemik yolu ile ses iletimini karşılaştırmak esasına dayanır. Titreştirilen diapozonun sap kısmı kafatasında her iki kulağa da eşit mesafede bir noktaya konulur (vertex, alın orta noktası)
Normalde orta hattan kemik yolu ile gelen titreşimler her iki kulağa da eşit sürede iletilir. Ancak bir kısım titreşim açık olan orta ve dış kulak yolu ile kaybedilir. Bu kayıp her iki kulak için de eşit olduğundan kişi sesi her iki kulakta da eşit şiddette duymalıdır.
Kişi bir tarafta sesi fazla duyuyorsa bunun iki yorumu olabilir. Ya çok duyduğu tarafta iletim tipi bir işitme kaybı vardır (dış veya orta kulakta yabancı cisim, buşon, enfeksiyon veya tümoral oluşumlar) ve bu taraftan titreşimler kaybedilmediği için sesler fazla duyuluyordur. Ya da az duyulan tarafta sensörinöral tipte işitme kaybı vardır. Sağlam olan taraf göreceli olarak sesi fazla duyuyordur. Her iki durumda WEBER (-) olarak değerlendirilir.
Tek kulakta SNİK varsa, kemik yolu ile olan iletim kısalacağı için, hasta diapozon titreşimini sağlam kulağı ile duyar. Bu durum “Weber sağlam kulağa lateralize” olarak belirtilir.
Tek taraflı İTİK olan kişiler, diapozon titreşimini hasta kulakları ile duyarlar. Bu durumda Weber hasta kulağa lateralize olur. Bunun nedeni şöyle açıklanabilir; dış ortamda normalde 30 dB civarında olan fon gürültüsü mevcuttur. Bu ses hasta kulakta iletim tipi işitme kaybı nedeni ile algılanamaz, buna karşın normal kulakta maskeleyici etkiye yol açar. Bu şekilde maskelenmeyen taraf olan hasta kulak titreşimi daha iyi duyar.
Her iki kulakta da eşit oranda işitme kaybı varsa Weber ortadadır; ancak titreşimin işitilme süresi kısalmıştır. Her iki kulakta sensorinöral işitme kaybı olan durumlarda, Weber işitmesi daha iyi olan tarafa doğru lateralize olur.
Weber testi de Rinne testi gibi tek başına anlamlı ve kesin bir sonuç vermez. Bu nedenle tam ve kesin bir sonuca ulaşmak için işitme testleri bir arada ve koordine şekilde yapılmalıdır.
İşitme kaybının iletim tipi ya da sinirsel tip olduğu belirlenebilir. ODYOMETRE Hastaya sesten yalıtılmış bir odada, düşük frekanstan yüksek frekansa doğru, her bir frekansta sesin şiddeti gittikçe artacak şekilde sesler (hem hava hem de kemik iletimini incelemek üzere) dinletilir. Frekansların her biri için işitme kayıpları saptanır ve “odiyogram” adı verilen grafikte işaretlenir. İşitme kaybının iletim tipi ya da sinirsel tip olduğu belirlenebilir.
Odyogramda işaretlemelerde sağ kulak için kırmızı renk, sol kulak için mavi renk kullanılır.