ÖĞRENCİ BAŞARISINI ARTIRABİLMEK İÇİN ANNE-BABALARIN YAPABİLECEKLERİ ÇAĞLAYAN İLKOKULU
“Okul başarısı” derken daha çok öğrencinin dersler karşısındaki başarısı anlaşılmaktadır. Çağdaş eğitim anlayışında da öğrenci sadece derslere olan yeteneğiyle değil davranışları, sosyal özellikleri, dilini ve toplum kültürünü kullanma biçimi gibi özellikleriyle bir bütün olarak değerlendirilir. Ancak öğrencilerimizin davranışlarına, sosyal ve kültürel özelliklerine ilişkin temel bilgileri de okullarımızda okutulan derslerde ve ailede öğrendikleri gerçeğini göz önünde bulundurursak öğrencilerimizin dersler karşısındaki sorumlulukları daha iyi anlaşılabilir.
BAŞARI NEDİR? Başarı, bireyin kendisi ve çevresiyle uyumlu yaşayabilmesi, kendisini gerçekleştirmek için belirlediği hedeflere ulaşırken gösterdiği çabalardan olumlu sonuçlar almasıdır.
Okul Başarısızlığının Nedenleri Nelerdir? 1- Öğrencinin Kişisel Özelliklerinden Kaynaklı Nedenler *Çocuğun IQ seviyesinin yaşıtlarına oranla düşük olması , *öğrenme güçlüğü, *dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun mevcut olması, *bedensel bir engelinin veya rahatsızlığının bulunması, *görme-işitme kayıpları, *depresyon , *davranım bozukluğu *ve bazı alanlara karşı yeteneğinin olmayışı gibi nedenlerle okul başarısı düşük olabilir.
2- Aileden Kaynaklı Nedenler * Aile içi ilişkilerin nitelikli olmaması, *çocukla iletişim dilinin doğru olmaması, *çocuğun gelişim dönemlerinde zengin uyaran verilmemesi, *öğrenme ile ilgili çevresel faktörlerin sağlıklı olmaması, *anne-babanın sağlıklı model olmaması, *ders çalışma ortamının sağlanmaması başarıyı olumsuz etkileyen faktörlerdir. *Ailelerin diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslamaları, *başarısızlığı sonucu onu yargılamaları ve sık eleştirmeleri gibi nedenlerle öğrenci başarısı düşebilmektedir.
3- Okuldan Kaynaklı Nedenler *Okuldaki eğitim ve öğretim programının çocukların gelişim seviyelerine uygun programlar olmaması, *öğretmenin bilgi aktarımını çocukların bulundukları seviyenin üzerinde tutması, *öğretmenin ve okulun aşırı disiplin önlemleri alması, *öğretmenin çocukla yeterli iletişimi kuramamış olması gibi nedenler sayılabilir.
Çocuklarımızın Verimli Ders Çalışmaları İçin Yapabileceklerimiz
ÇOCUĞUNUZUN HEDEFLERİ BELLİ Mİ? “Hedefi belli olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.”
Hedefleri olan öğrenci “Nasıl ders çalışmalıyım Hedefleri olan öğrenci “Nasıl ders çalışmalıyım?” sorusundan önce “Niçin ders çalışmalıyım?” sorusuna yanıt verebilir. Çocuğunuzun “niçin ders çalışması gerektiği” sorusunun cevabını bulmasına yardımcı olmak en önemli adımdır.
ÇOCUĞUNUZ İÇİN DE AYNI ŞEYİ YAPABİLİRSİNİZ! SORU: Buğday tarlasındaki buğdayı sulamak için suyu alıp pamuk diplerine kovayla mı taşırsınız? Sanırım siz de, suyun akmasını istediğiniz yerlere ulaşması için suya uygun yollar/kanallar yapıyorsunuzdur. ÇOCUĞUNUZ İÇİN DE AYNI ŞEYİ YAPABİLİRSİNİZ! Çocuğunuza, öyle bir ortam hazırlayınız ki o ortam içinde çocuğunuz kendisine iyi/yüksek hedefler belirlesin ve hedefi uğruna kendisinin çok çalışmak zorunda olduğunu algılasın, sonuçta da güdülensin.
1- Çocuğunuzun ders çalışma ortamını hazırlamasına yardımcı olunuz. Mümkünse bir çalışma odası oluşturunuz. Eğer ayrı bir çalışma odası düzenlemeniz mümkün değilse uygun odalardan birin de ya da hiç olmazsa salonda çalışma köşesi de düzenleyebilirsiniz.
Özellikle sobalı evlerde kış mevsiminde ders çalışmakta bir çok öğrenci zorlanmaktadır. Öğrenciler soğuk bir oda yerine sobanın yandığı yerde (salonda vs.) çalışmak zorundadırlar. Oysa tüm aile salonda toplandığından televizyonun sesi, evdeki insanların konuşmaları gibi etkenler okuduğunu anlamayı zorlaştıran etkenlerdir. Böyle durumlarda anne-baba olarak çocuğumuzun ders çalışacağı saatleri kendisiyle kararlaştırıp gerekirse o saatlerde televizyon izlemez başka işlere zaman ayırabiliriz. Sobanın yandığı yerde çalışacak çocuk için bir köşeyi çalışma köşesi haline getirip, öğrencinin yüzü televizyona ve oturanlara dönük olmayacak şekilde düzenleriz.
2- Çocuğunuzu kendisine ders programı hazırlama konusunda teşvik edebilirsiniz. Programa uyup uymadığını ona hissettirmeden takip edebilirsiniz. Zaman zaman programa uymakta zorlanabilir, bunu hoşgörü ile karşılayabilirsiniz. Ancak uyumsuzluk süreci devam ederse uyarıda bulunun ve ders programını yeniden beraber gözden geçirin, gerekirse okulumuzun rehberlik servisine yönlendirin.
Bir çok öğrenci günde 3-4 saat hatta daha fazla ders çalışan ve yüzlerce soru çözen yaşıtları olduğunu duymakta ve böyle olmaya imrenmektedir. Oysa daha önce programlı ders çalışmamış bir öğrenci yapmış olduğum programa günde 3 saat ya da dört saat ders çalışacağını yazmasıyla büyük ihtimalle yapamayacağı bir plana kalkışmış oluyor ve üzülüyor; hatta bu üzüntü kendine güvensizliğe dönüşüyor.
3- Öğrenmede tekrarın önemi büyüktür. Tam olarak anlaşılmamış, netleşmemiş konuların tekrar edilmesi kalıcı öğrenmeyi sağlar. Herhangi bir konu hakkında test çözerek konu öğrenmeye çalışmak doğru olmaz. Test yerine önce tekrara yer verilmelidir. Öğrenci konuyu yeterli öğrenmeden konu hakkında test çözmeye kalkarsa birçok soruyu yanlış cevaplayabilir ve bu durum kendine güvensizliği doğurur.
Tekrar etmenin bir yolu da ödevlerdir Tekrar etmenin bir yolu da ödevlerdir. Ödev yapmak “araştırma becerisi” kazanmayı sağlar Ayrıca, ödev yaparken zorlanarak öğrenilen konular kolay kolay unutulmaz ve sınavlarda bunun ödülünü alınır. Öğrencinin ilgi ve bilgi alanları genişler.
4- Ders çalışırken çocuğunuzu ev işi, çarşı, pazar işi için kaldırmayınız Böyle bir hareket onun çalışmasını bölerek öğrenmesini güçleştirmenin dışında sizin onun ders çalışmasını ne kadar istediğiniz konusundaki ciddiyetinizi de gösterir.
5- Çocuğunuzun evde ders çalışmasını kontrol ediniz Ancak sürekli şekilde "ders çalış" ikazı olumsuz etki yapmakta ve öğrenciyi bıktırmaktadır. Ona güvendiğinizi belli ederek uyarınız.
Çocuğun Okul Başarısını Artırmada Alınması Gereken Genel Önlemler
Çocuklarımıza sorumluluk verelim Birçok ailede ve okulda çocuklara uygun iş ve sorumluluklar verilmemekte. Aile yaşamına bilinçli ve etkin katılan çocuk, bir toplumun üyesi olmanın bilincine daha çabuk erecek ve sosyalleşecektir. Geleceğin etkin yurttaşı olacak çocukları böyle yetiştirebiliriz.
Başarılı olmuş kişileri ona sevdirin ve örnek gösterin, ama seçtiğiniz kişi ya da kişiler çocuğunuzun bir yaşıtı yerine ona göre yaş olarak daha büyük bir kişi olsun.
Çocuğunuzu asla kardeşleri veya başka çocuklarla ve yaşıtlarıyla kıyaslamayın Bu durum hem size hem de kıyasladığınız kişiye kin beslemesine ve kendine güvensizliğe yol açar. Her insanın yetenekleri farklıdır unutmayın. İkiz kardeşler dahi farklı yeteneklere sahip olabiliyor.
Ona yaşından ve olduğundan daha küçükmüş gibi davranmayın, kendini ifade etmesini sağlayın. Çocuğunuz bir sorununu anlatmaya başladığında dinlemeye gayret edin. Çocuğunuz size sorununu açtığında “Ben senin yaşındayken …” diye başlayan yaşantılarınızı anlatma yerine daha çok anlatmasına, içini dökmesine yardımcı olmaya çalışarak hissettiklerini sorun.
Hepimiz bazen bir dinleyiciye ihtiyaç duymaz mıyız? Bazen sadece sabırla dinlemeniz ve konuşmaya teşvik etmeniz bir çok şeyi çözebilir.
Onun okul başarılarını uygun bir şekilde ödüllendirin. Ödüllendirmede sadece maddi öğeleri değil maneviyatı da kullanın. Gururunu okşayan sözlerle içten bir sarılmayı ilerleyen yaşlarda birçok çocuk paraya tercih edebilir.
“ Ben çocuğumu içten seviyorum” diyerek sevginizi göstermekten çekinmeyin. Sevgi dile getirilmediği, karşınızdakine yansıtılmadığı zaman anlaşılmayacaktır, dolayısıyla “içten sevgi” gibi bir kavram anlamsız olacaktır.
Çocuğunuzu yetiştirmede eşinizle düştüğünüz fikir ayrılıklarını onun yanında konuşmayın Çocuklar böyle durumları gözler ve kendisine destek buldu mu olumsuz olarak kullanabilir.
Çocuğunuzun arkadaşlarını ve nerelerde zaman geçirdiğini bilmeye çalışın Çocuğunun sosyal çevresini, ilgilerini ve yeteneklerini bilen anne-babalar çocuklarıyla daha kolay iletişim kurabilir
Çocuğumuzu tanımaya, ilgi, yetenek ve değerlerini öğrenmeye çalışalım Onu ilgi ve yetenekleri dışındaki alanlara zorlamayalım. Bir elma ağacından erik elde edemeyiz, daha kaliteli elma almaya çalışalım.
En iyi dinlenme, uyuyarak yapılan dinlenmedir Özellikle düzenli olarak planlanan uyku çocukların yaşamında büyük önem taşır. Sinir sisteminin dinlenmesi ve enerji toplayabilmesi uyumaya bağlıdır. Bu sebeple çocuğunuzun uyku saatlerinin düzenli olmasına önem veriniz.
Çocuğunuzu sabah kahvaltısı yapmadan okula göndermemeye çalışınız. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklar, hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi içindedirler. Bu konuda titiz olunuz.
Ve son olarak şunu söyleyelim ki: Kimse kimseye yaşamayı öğretemez. Çocuğunuza hayatı hazır bir reçete olarak sunamazsınız. Çocuğunuzun hayat yolunu çizemezsiniz, ona ancak kendi yolunu çizebileceği bir harita verebilirsiniz.
KOZADAN KELEBEĞE Bir genç, babasıyla kırlarda dolaşırken kozasından çıkmaya çabalayan bir kelebek görürler. Kelebek, kozanın lifleri arasından sıyrılmaya çabalamaktadır. Baba, hemen kelebeğin yardımına koşar ve dikkatli bir şekilde kozanın liflerini sıyırıverir. Lifleri açar ve kelebeğin pek zorlanmadan kozadan çıkmasını sağlar. Ancak kelebek kozadan kolaylıkla çıkmasına rağmen uçamaz. Biraz çırpınır ve yerinde kalır. Çünkü kelebek kendini liflerden kurtarma çabası sırasında aslında kaslarını geliştirmekte, kendini ayakta tutacak, güçlü kılacak, uçmaya hazırlayacak hareketleri öğrenmektedir. Baba, lifleri sıyırmakla kelebeğe iyilik yapmamıştır. Kelebeğin güçlenmesine engel olmuştur. Kelebek hiçbir zaman özgürlüğü tadamamış, gerçekten uçamamıştır.
Dorothy Low Nolte diyor ki: ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR. Evet, şimdi düşününüz! Sizin çocuğunuz ne öğreniyor?
EĞER BİR ÇOCUK SÜREKLİ ELEŞTİRİLMİŞSE, KINAMA VE AYIPLAMAYI ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK KİN ORTAMINDA BÜYÜMÜŞSE, KAVGA ETMEYİ ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK ALAY EDİLİP AŞAĞILANMIŞSA, SIKILIP, UTANMAYI ÖĞRENİR.
EĞER BİR ÇOCUK UTANÇ DUYGUSUYLA EĞİTİLMİŞSE, KENDİNİ SUÇLAMAYI ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK HOŞGÖRÜYLE YETİŞTİRİLMİŞSE, SABIRLI OLMAYI ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK DESTEKLENİP YÜREKLENDİRİLMİŞSE, KENDİNE GÜVEN DUYMAYI ÖĞRENİR.
EĞER BİR ÇOCUK ÖVÜLMÜŞ VE BEĞENİLMİŞSE, TAKDİR ETMEYİ ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK HAKKINA SAYGI GÖSTERİLEREK BÜYÜTÜLMÜŞSE, ADİL OLMAYI ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK GÜVEN ORTAMI İÇİNDE YETİŞMİŞSE, İNANÇLI OLMAYI ÖĞRENİR.
EĞER BİR ÇOCUK KABUL VE ONAY GÖRMÜŞSE, KENDİNİ SEVMEYİ ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK AİLE İÇİNDE DOSTLUK VE ARKADAŞLIK GÖRMÜŞSE, BU DÜNYADA MUTLU OLMAYI ÖĞRENİR.
UNUTMAYIN; SİZİN ÇOCUĞUNUZ OLARAK DOĞMAK ÇOCUĞUNUZUN ELİNDE DEĞİLDİ, ANCAK SEÇME HAKLARI OLSAYDI, SİZDEN BAŞKA KİMSENİN ÇOCUĞU OLMAK İSTEMEZLERDİ... ÇOCUĞUMUZA BİLİNÇLİ YAKLAŞALIM!!! BAŞARIDA, BAŞARISIZLIKTA HEPİMİZİN…
KATILIMINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ. ÇAĞLAYAN İLKOKULU KATILIMINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.