Anne – Baba Tutumlarının Çocuk Üzerindeki Etkileri

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ERDAL YILMAZ PSİKLOJİK DANIŞMAN
Advertisements

ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
ÇOCUĞUNUZUN OKUL BAŞARISINDA ÖNEMLİSİNİZ!!!
Sınava hazırlanan öğrencilere yaklaşımlar.
ALİ YALKIN İLKÖĞRETİM OKULU 3/A SINIFI ÖĞRENCİ ÇALIŞMA SAYFASI
Psikolojik Danışman Ayçin YILMAZ
Anne - Baba ve Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları
OKUL-AİLE İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
ÖZEL ANTAKYA ATA İLKOKULU
ÇOCUĞUNUZA KULAK VERİN
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ
ÇOCUK EĞİTİMİNİN ANAHTARI: ÖZGÜVEN
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİSİ
ANNE BABA TUTUMLARI.
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
Aile İçi İletişim ve Anlama Eşikleri
İLETİŞİM   İletişim, dil kullanarak ya da kullanmaksızın insanlar arasındaki duygu, düşünce ve yaşantıların ifade edilme yöntemidir.
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU
ÇOCUĞUN ANNE VE BABASINA MEKTUBU
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
AİLE EĞİTİM SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ
Okul Rehberlik Servisi
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
ÇOCUKLA İLETİŞİM KURMAK
Özgüvenli Çocuk Yetiştirme Seminerini
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
ANNE – BABA SORUMLULUKLARI
Hoş geldiniz.
ANNE-BABALARA ÇOCUKLARININ OKUL BAŞARISI İÇİN TAKTİKLER
SEMİNERİMİZE HOŞ GELDİNİZ
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
SORUN YOKTUR BAKIŞ AÇILARI VARDIR.
TUTUMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI.
İÇERİK Nasıl bir çocuk yetiştirmek İstiyorsunuz?
ANNE BABALAR EV ÖDEVLERİNE NASIL YARDIMCI OLABİLİRLER?
YAHYA KEMAL İLKÖĞRETİM OKULU
Sınava hazırlanan öğrencilere yaklaşımlar. SEHER TURGUT PSİKOLOJİK DANIŞMAN.
HOŞ GELDİNİZ.
ERGENLİK DÖNEMİ VE GENÇLERLE İLİŞKİLER
SEVGİLİ ANNE-BABALAR. Gençlerimizin sorumluluk sahibi, başarılı, mutlu,olumlu,kendilerini ve yaşamayı seven insanlar olarak yetişmelerini istiyorsak;onlara.
1 CANSAN İLKÖĞRETİM OKULU. 2 “Dünyanın en güzel insanlarına” Sevgili anneme ve babama mektup.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
Burcu PEZÜK PSİKOLOJİK DANIŞMAN
SINAVLAR VE AİLE KILAVUZU SINAVLAR VE AİLE KILAVUZU.
 DERVİŞAŞA ORTAOKULU  AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU Kasım 2015.
Fatih ortaokulu Ortak sınavlar(TEOG) ÖZLEM TIĞRAKLI
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU.
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
KADRİPAŞA İLKOKULU ANASINIFLARI VELİ EĞİTİM SEMİNERİ NARİN EVREN PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ ARALIK 2012 NARİN EVREN.
AİLELERE ÖNERİLER Çocuklarımız Geleceğimizdir!!! Çocuklarımız Geleceğimizdir!!! Bizler anne babalar olarak kimi zaman bu değerli hazinenin farkında olamıyoruz.
Ailenin Çocuğun Başarısındaki Rolü ,Sağlıklı İletişim ve Aile Sağlığı
Çocuk Yaşadığını Öğrenir
Anne - Baba ve Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları
AİLE İÇİ İLETİŞİM Anne-Baba Tutumu
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU
ANNE-BABALARA ÇOCUKLARININ OKUL BAŞARISI İÇİN TAKTİKLER
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU.
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU
AİLE BİLGİLENDİRME SUNUMU
Sunum transkripti:

Anne – Baba Tutumlarının Çocuk Üzerindeki Etkileri

ÇOCUK EĞİTİMİNDE ANNE ve BABALARA ÖNERİLER

Yaşamın yankısı Bir zamanlar bir baba ile oğul dağlık bir bölgede yürüyüşe çıkmışlardı; Bir ara nasıl olduysa çocuğun ayağı kaydı ve incindi çocuk acıyla bağırdı : Aaa hhh!!!........ Karşı dağlarda yankı yapan sesi geri döndü : Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamış çocuk bu kez : “Sen kimsin ?” diye sordu Cevap gelmekte gecikmedi: “Sen kimsin ?” Sinirlenen çocuk : “ Sen bir korkaksın!” diye bağırdı Dağdan “Sen bir korkaksın!” yanıtını aldı.

Bu olanlara bir anlam veremeyen çocuk neler olduğunu sordu Bu olanlara bir anlam veremeyen çocuk neler olduğunu sordu.Onun gülümsediğini gördü.Babası,”şimdi dikkatlice beni izle oğlum” dedi ve yüksek sesle bağırdı:” Hayatı çok seviyorum!” Karşı dağlardan aynı ses geldi: ” Hayatı çok seviyorum!” Baba : “sana hayranım!” Yankı: “sana hayranım!” Baba : “sen harikasın!” Yankı: “sen harikasın!”

Çocuğun şaşkınlığının daha da arttığını gören baba, ona durumu şöyle açıkladı:” Bu , yankı adı verilen bir tabiat olayıdır. Ama hayatı da çok iyi anlatır. Yani yaşamdan ne istiyorsan önce onu sen vermelisin. Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin. Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın . Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin. YANİ YAŞAMDA NEYLE KARŞILAŞMAK İSTİYORSAN, YANKISINI OLUŞTURABİLMEK İÇİN BUNU ÖNCE SEN YAPMALISIN.

Çocuklarımızı Olduğu Gibi Kabul Edelim Çocuklarımıza sadece insan oldukları için değer verelim. Başarılı, zeki, çalışkan, sessiz, konuşkan ...vb. olduğu için değerli görüp; Tembel, yaramaz, sıska, kısa ... vb. olduğu için değersiz görmeyelim. Her koşulda değerli olduklarını onlara hissettirelim.

Koşulsuz Kabul Çocuğa ; Güvenmeyi ve inanmayı gerektirir. Eğer çocuğumuza güvenmez ve inanmazsak onu nasıl olduğu gibi kabul ederiz? Kibar ve nazik olmayı gerektirir. Onlara kaba davranırsak bize karşı nasıl saygılı olmalarını bekleriz? Çocuk hakkında olumlu düşünmeyi gerektirir. Eğer onlar hakkında olumlu düşünmezsek nasıl olumlu davranışlar bekleriz? İçten ve dürüst olmayı gerektirir. Onlara karşı dürüst davranmazsak nasıl onlardan içten ve samimi olmalarını bekleyebiliriz?

Çocuklarımızı Koşulsuz Olarak Sevelim!!! Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi ve ilgiyi her hangi bir koşula bağlamayalım. İyi ki benim çocuğumsun “Senin gibi” bir çocuğum olduğu için çok mutluyum...

Çocuklarımızı Kesinlikle Hiç Kimseyle Kıyaslamayalım! Kıyaslama;Çocuğu olduğu gibi, bir birey olarak kabul etmeme anlamına gelir ve çocuğun kişilik gelişimini zedeler. Her birey farklıdır, eşsizdir, kendine özgüdür. Bu nedenle hiç kimse başka biriyle kıyaslanmamalıdır. Çocuklarımızı kardeşleriyle, akraba çocuklarıyla, arkadaşlarıyla kıyaslamayalım.

Siz başkalarıyla kıyaslandığınızda kendinizi nasıl hissedersiniz Siz başkalarıyla kıyaslandığınızda kendinizi nasıl hissedersiniz? (Eş olarak, ana baba olarak…) ....’nın babası – annesi – öğretmeni böyle yapıyorlar. Sen neden yapmıyorsun? ...deseler ne hissedersiniz? İncinir, hatta kızar, kendinizi kötü hissedersiniz değil mi? İnanın çocuklarınız/öğrencileriniz daha çok inciniyor...Güven duyguları sarsılıyor... Kendilerini değersiz hissediyorlar... Hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar ...

Kıyaslanan çocuğun: Kendine güveni sarsılır,engellenir. Kişiliği incinir, yara alır. Başarmak için çaba harcamaz. Saldırgan ya da içedönük davranışlar geliştirir. Kendisini olumsuz, değersiz değerlendirir.

Çocuklarımızın “Kendileri Olmaları” İçin Fırsatlar Oluşturalım Kendilerini ifade etmelerine fırsat verin. Çocuğunuzun sizden ayrı bir kişilik geliştireceğini kabul edin. Onu anlamaya, tanımaya ve aranızda anlamlı bir sevgi köprüsü oluşturmaya özen gösterin. Unutmayın!!! O siz değil ... sizin kopyanız da değil.

Sizin yaptıklarınızı yapmak, sevdiklerinizi sevmek, sevmediklerinizi sevmemek zorunda değiller. Çocuklarınızı hem gelişim özellikleriyle hem de ilgi ve yetenekleriyle tanımaya, anlamaya çalışın. Çocuklarınıza “ben senin yaşındayken..., bizim zamanımızda...,” gibi gereksiz, incitici ve aşağılayıcı cümleler kurmayın.

Çocuklarımızı Olumlu Davranışlarıyla, İyi Özellikleriyle ve Yapabildikleriyle Fark Edin Olumlu davranışlarını, iyi yönlerini sürekli dile getirip ödüllendirerek pekiştirelim. Olumsuz davranışlarını, hatalarını bazen görmezden gelerek söndürmeye çalışalım. Bazı alanlardaki yeteneksizliklerini, tecrübesizliklerini kimi başarılarıyla gidermeye, yenmeye çalışalım.

Neyi istediğinize odaklanın, neyi istemediğinize değil Neyi düşünürseniz onu üretirsiniz istemediğiniz şeylere odaklandığınızda o istemediğiniz şeyden daha fazla gerçekleştirirsiniz ( Yiyerek kilo almak gibi) Beyin bilgisayar gibidir. Bilgisayara neyi yapmaması komutunu vermezsiniz. Neyi yapmasını istiyorsanız o komutu verirsiniz. Ama yanlış komutu uygulama diyemezsiniz. Yanlış komut verdiyseniz siler yenisini verirsiniz.

Neyi istediğinize odaklanın, neyi istemediğinize değil Çocuklara bunu yapma şunu yapma dediğimiz halde yinede yapılmamasını istediğimiz şeyleri yapmaları bir itaatsizlik değildir. Onları yapma dediğimiz şeylere biz programlıyoruz. “çocuğum sözümü dinlemiyor” diye şikayet etmeden önce ona neler söylediğinizi düşünün.Kendinize olduğu gibi çocuğunuza da yapılmaması gereken şeyleri değil, yapılmasını istediğiniz şeyleri söyleyin.

Onlar için ne kadar uygun modeliz!... Çocuklarımızın Davranışlarında Düzeltilecek Yanlışlar Varsa, Önce Kendimizden Başlamalıyız. İyi, Güzel, Doğruyu Öğretmek İçin; İyi, Güzel ve Doğru Olmaya Çaba Sarf Etmeliyiz. Onlar için ne kadar uygun modeliz!... Dünyadaki en mükemmel aynalar gümüşlenmiş cam parçaları değil, çocuklardır. Onlara baktığınızda kendinizi görürsünüz.

Çocuklarımız için tutarlı bir ortam oluşturalım. Sizin davranışlarınız tutarlı olsun ki onlar da tutarlı bir gelişim göstersinler. Çocuklarımızın sorumsuz olduklarından mı şikayetçiyiz?... Çok mu dağınıklar?... Ödevlerini yapmıyorlar mı, tembeller mi?... Çocuklarınızın yalan söylemesinden mi şikayetçisiniz?... Hiç söz dinlemiyorlar mı?... Çocuklara verilen sözler eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Aksi halde çocuğun size olan güvenini ve saygısını yok etmiş olursunuz.

Çocuklarımızın Mükemmel Olmalarını Beklemeyelim Çocuklarınızı en iyiyi yapmaya motive etmekle onların giriştikleri her işte iyi ve mükemmel olmalarını isteme – bekleme yanlışı arasında ince bir çizgi vardır. Çocuklarımızın hatalar yapabileceklerini düşünelim. Hatalarına karşı esnek olalım. Hata yapmanın normal olduğunu, sizin bile kimi zaman hata yaptığınızı göz önünde bulundurarak yaptıkları hatalarda çocuklarımıza anlayış gösterelim.

Çocuklarımızın Yaşadıkları Olumlu ve Olumsuz Duyguları İfade Etmelerine İmkan Sağlayalım Çocuk ......seviyorum dediği zaman hoşumuza gider. “.....’yi sevmiyorum, istemiyorum, nefret ediyorum, okulu sevmiyorum ...” dediği zaman kabullenmeliyiz. Panikler ve susturmaya çalışırız. Çocuklarımızın olumsuz duygularını yok sayarız. Çok ayıp hiç insan .....’yi sevmez mi?, aslında sen onu seviyorsun.

Hiç insan bu kadar basit bir nedenden dolayı kızar- ağlar mı? ÇOCUKLARIMIZ TIPKI BİZLER GİBİ SEVGİDE DE, NEFRETTE DE ÖZGÜRDÜRLER. ONLARI KISITLAMAK DUYGUSAL BİR TACİZDİR. Çocuklarınızın olumsuz duygularını da belirtmelerini sağlayın ve düzeltebilmek için mutlaka onlara ikna edin.

Çocuklarınızı İçinde Bulundukları Koşullarla Birlikte, Onların Bakış Açısıyla Görmeye Çalışın. Onları Anladığınızı Fark Ettirin, Hissettirin Çocuklarınızın duygularını anlamaya çalışın ve onlara anladığınızı iletin. Sık sık kendinizi onların yerine koyun. Olaylara onların penceresinden bakmaya çalışın. Çocuklarımızın eşyalarını, oyuncaklarını kardeşleriyle, arkadaşlarıyla paylaşmamalarından yakınırız. Peki acaba biz kendi eşyalarımızı, oyuncaklarımızı başkalarıyla rahatlıkla paylaşabiliyor muyuz? Kaçımız arabamızın anahtarını gönül rahatlığı ile başkalarına veririz. Kaçımız takılarımızı, pırlanta yüzüğümüzü, küpelerimizi başkalarıyla paylaşırız.

Sizin için arabanız, bilezikleriniz ne kadar önemliyse çocuğunuz içinde oyuncak arabası, kamyonu, bebeği,... o kadar önemlidir. Çocuklarımız paylaşmadıkları için onlara kötü duygular yaşatmayalım. Ayıp değil mi? Ne kadar bencilsin, kıskançsın, bir daha sana hiçbir şey almayacağım,...vb. Eğer çocuğumuzun paylaşmasını istemiyorsak bunun belirli bir süreç içerisinde oluşacağını unutmayalım. Model olalım. Paylaşmanın verdiği mutluluğu fark ettirelim. Bu tür deneyimleri sıkça yaşatalım.

Çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda sadece ona ait olun. Çocuklarınıza Özel Zaman Ayırın. Çocuklarınıza Ayırdığınız Zamanın Süresi Değil Niteliği Önemlidir Çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda sadece ona ait olun. Oynayın, sohbet edin.

Çocuklarınızı Etkili Bir Şekilde Dinleyin Çocuklarınızı dinlerken; Başka işlerle meşgul olmayın. Çocuğun yüzüne bakın. Onların sözlerini kesip bilgiçlik taslamayın. Çocuklarınızla konuşurken göz seviyesinde, aynı seviyede olun. Jest ve mimiklerinizle onu dinlediğinizi gösterin. Fiziksel temas kurun. Onu konuşmasında cesaretlendirin. Onunla konuşurken bir büyükle konuşuyormuş gibi dikkatli ve özenli olun.

Onu anladığınızı belirten ifadelerle geri bildirim sağlayın Onu anladığınızı belirten ifadelerle geri bildirim sağlayın.“arkadaşının bu davranışı seni üzdü” gibi. Ağlamaya başladıklarında tedirgin olmayın. Zıtlaşmayın ve tartışmayın. Saldırgan tavırlar takınmayın. Yargılamayın ve eleştirmeyin. Savunmaya geçmeyin sadece dinleyin. Gerçekçi ve belirli önerilerde bulunun. Yumuşak bir sesle ve acele etmeden konuşun. Anlatılanlara gülmeyin, çocukları utandırmayın.

Çocuklarınıza Sorumluluklar Verin Sorumluluk ile kendine güven birbirini tamamlayan iki durumdur. Sorumluluk duygusu gelişmiş olan çocukların kendilerine güvenleri de yüksektir. Çocuk yaptığı her iş, aldığı her sorumluluğun sonunda anne, baba ve öğretmeninden aldığı tepkiye göre kendisine güç toplar. Çocuğun yaptığı hiçbir iş beğenilmez, taktir edilmez ve her zaman daha mükemmeli beklenirse çaba harcama, mücadele etme gücü kırılır. “Ne yaparsam yapayım ....memnun edemiyorum” şeklinde düşünmeye başlar. Bu düşünce daha sonra “ben yapamam” inancını doğurur ve çocuk sık sık bu cümleyi kullanmaya başlar.

Çocuklarınızın yerine her şeyi siz yapmayın. Çocuklarınızda sorumluluk duygusunun gelişmesi için; Çocuklarınızın yerine her şeyi siz yapmayın. “Sende bu ailenin önemli bir üyesisin, artık bazı işleri yapabilecek hale geldin, senin yardımına ihtiyacımız var” şeklinde mesajlar verin. Çocuklarınıza 3 yaşından itibaren yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verin (oyuncaklarını toplama, yemek yeme, giyinme, getirip götürme,...vb.). Alabileceği sorumluluklar için birlikte karar verin. Hatta önce kendisinin karar vermesini sağlayın. Bu şekilde çocuk kararlarını kendisinin verdiğini düşünecek ve sorumluluklarını yerine getirmesi daha kolay olacaktır. Alınan sorumlulukları yerine getirebilmesi için önce öğretin. Başardıkça mutluluğunuzu paylaşın, başarılarını ödüllendirin.

Sorumluluklarını yerine getirmesi için uygun ortamlar hazırlayın. Sorumluluklarını açık ve net bir şekilde ifade edin. Gösterdiği çabayı taktir edin, övün. Zorlayıcı olmayın, baskı uygulamayın. İstediğini giyinebilen, yemeğini baskısız giyen, istediği etkinliği (resim, müzik, spor, ...vb.) yapabilen, hareketlerine katı sınırlamalar getirilmeyen çocuk kişiliğine saygı gösterildiğini düşünecek bu da çocuğun sorumluluk almasını kolaylaştıracak ve başarıyla sonuçlandıracaktır.

Sorumluluklarını yerine getirmediğinde yaptırımınızı uygulayın Sorumluluklarını yerine getirmediğinde yaptırımınızı uygulayın. Yaptırımlarınızı sorumlulukları kararlaştırırken belirleyin (sevdiği şeylerden uzaklaştırma, daha fazla sorumluluk yükleme, ...vb.) YAPTIRIMLAR; Yanlış davranışın sonucunda olmalıdır. Hataya uygun ve adil olmalıdır. Çocuk dinlenilmeden uygulanmamalıdır. Yanlış davranış net olarak ortaya konduktan sonra uygulanmalıdır. Sorumluluk almanın avantaj sağladığını, sorumsuz davranmanın avantajlarını kaybettirdiğini bilmelidir. Yaptırım uygulama hiçbir zaman sevgi ve saygı geri çekme şeklinde olmamalıdır.

Çocuklarınızın Kendine Güven Duymasını Sağlayın Çocuğun özgüven duygusunun gelişimi, kendine güvenmesi yakın çevresinin tutum ve davranışlarına bağlıdır (AİLE, ÖĞRETMEN). Özgüven gelişimi yaşamın ilk anından itibaren oluşmaya başlar. Özgüven gelişimi daha çok anne-baba tutumları ve kişiliği ile ilgilidir.

ANNE – BABA TUTUMLARI

Mükemmeliyetçi Anne – Babalar Baskıcı, Eleştirici Anne – Babalar Aşırı koruyucu Anne – Babalar Sağlıklı ve Etkili Anne - Babalar

Mükemmeliyetçi Anne - Babalar Bu anne – babaları memnun etmek çocuklar için oldukça zordur. Çocuk çırpınıp çabaladıkça anne – baba daha fazlasını (en mükemmelini) ister. Zamanla çocuk aşırı kaygı, stres, tedirginlik, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamaya başlar. “Tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, yalan, çalma, ...gibi” davranış sorunlarıyla kendini ifade eder. Anne – babadaki mükemmeliyetçilik sadece çocuğa yönelik değil tüm aile yaşantısında kendini gösterir (düzenli, titiz, katı, kuralcı, ...vb.).

Baskıcı, Eleştirici Anne - Babalar Çocukları üzerinde baskı kurarlar. Çocuklarının çabalarını göremezler. Çocuklarını dinlemezler. Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne, babalardır. Sadece kendi kuralları, istekleri, duyguları ön plandadır. Her zaman hakimiyet anne – babadadır. Çocuk ne yaparsa yapsın hep eleştirilir, suçlanır.

Bu tarz anne – baba tutumu çocuklarda; Kendini, duygularını ifade edememe, İçine kapanıklık, güvensizlik, Saldırganlık ve davranış sorunları davranışlarını geliştirir.

Aşırı koruyucu Anne - Babalar Çocuklarına hayat tecrübesi yaşama fırsatı tanımazlar. Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar. Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar. Bu anne – baba tutumunda çocuğun; Özgüven duygusu gelişemez. Kendi başına hiçbir şey yapamaz, yapacağına inanmaz. Dolayısıyla huzursuz ve kaygılı olur.

Anne – babaya bağımlı olur. Sorumluluk duygusu, bilinci gelişemez. İçe dönük yada saldırgan olur. Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, okul fobisi, yalan, ...vb.) görülür.

Sağlıklı ve Etkili Anne - Babalar Çocuklarına güvenirler. Onları taktir eder ve överler. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verirler. Yeni deneyimler yaşamaları için cesaretlendirirler.

Kendine Güven Gelişiminde Anne –Babalara Öneriler Çocuklarınıza karşı sabırlı olun. Çocuklarınızı dinleyin. Çocuklarınız ile çatışmaya girmeyin. Çocuklarınızla konuşurken eleştirici ve suçlayıcı ifadeler kullanmayın. Çocuklarınızı birbirleriyle kıyaslamayın. Çocuklarınıza üç yaşından itibaren kendi yaşına uygun sorumluluklar verin. Çocuğunuzun çabalarını övün.

Aile olarak aldığınız kararlarda çocuğunuzun fikrini alın. Çocuklarınıza sık sık onları çok sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuzla sizin yaşam tecrübelerinizi paylaşın. Çocuğunuzun seçimlerine saygı duyun. Çocuklarınızın sosyal gelişimleri için onları sosyal etkinliklere yönlendirin. Örneğin; müzik kursları, resim, tiyatro, spor, ...vb. Çocuklarınıza cesaret verin ve ona güvendiğinizi sık sık ifade edin. Çocuklarınıza karşı koruyucu davranmayın.

PULSUZ DİLEKÇE Sevgili Anne ve Babacığım, Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta, uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. büyüdüğümü başka nasıl anlarım?

Büyümeyi çok istiyorsam da arasıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalır. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlamayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.

Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken arasıra yanlışlıklar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak, birbirimize saygı ve sevginin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. “Ben senin yaşındayken...” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni korkutup sindirerek suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışımın üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı müddetçe cezama katlanabilirim.

Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabalayın. Beni başkalarıyla karşılaştırmayınız; umutsuzluğa kapılırım Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkışmayın; bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim.

Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında bende sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çalışmayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Biliyorum ara sıra sizi üzüyor belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse birçoğundan vazgeçebilirim; Yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın.

Benden “ÖRNEK ÇOCUK” olmamı istemezseniz, bende de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.                                                                                   Sevgiler Çocuğunuz...  

Teşekkür Ederim