İÇERİK Nasıl bir çocuk yetiştirmek İstiyorsunuz? Olumsuz aile tutumları Sağlıklı aile tutumu Anne ve Babalara Tavsiyeler 02.09.2003 GATA
Nasıl Bir Çocuk Yetiştirmek İstiyorsunuz? 02.09.2003 GATA
02.09.2003 GATA
02.09.2003 GATA
Çocuk yetiştirme anne karnında başlar ... Bebekken şekillenir .... 02.09.2003 GATA
KİŞİLİK GELİŞMESİ VE YAPILANMASINDA TEMEL, ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ATILIR 02.09.2003 GATA
BENLİK İMAJI Çocuğun benlik imajını etkileyen faktörlerden birisi anne babası diğeri ise,arkadaşlarıdır. Çocuk asıl ve en önemli desteğini anne babadan alır. Çocukların sevgi, saygı ve anlayış içinde büyütülmeleri sağlıklı kişilikler geliştirerek toplumda katılımcı ve üretken bireyler olmaları açısından çok önemlidir. 02.09.2003 GATA
AİLE İÇİ İLİŞKİLERDE DOYUM SAĞLAYABİLEN ÇOCUKLAR uyumlu bir kişilik geliştirerek toplumda olumlu ilişkiler kurup, öz saygılarını geliştirmekte ve başkalarının haklarına saygı gösterip sorumluluk almayı öğrenmektedirler. 02.09.2003 GATA
Aile ilk özdeşim modelidir. 02.09.2003 GATA
ÇOCUĞUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 0 – 2 YAŞ BEBEKLİK DÖNEMİ 2 – 6 OYUN DÖNEMİ 6 – 12 OKUL DÖNEMİ 12 – 18 ERGENLİK DÖNEMLER BEDENSEL GELİŞİM ZİHİNSEL GELİŞİM PSİKOLOJİK GELİŞİM SOSYAL GELİŞİM 02.09.2003 GATA
ilk gençlik yıllarıdır. İlköğretim dönemine rastlayan erinlik, ilk gençlik yıllarıdır. Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğunun yerini tedirgin, güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç almıştır. Duyguları hızlı iniş çıkışlar gösterir. Tepkileri önceden kestirilmez. Derslerine ilgisi azalmıştır. Dikkati dağınıktır. Evde durmak istemez, önerilere aldırmaz, beslenmesi düzensizdir. 02.09.2003 GATA
İlgileri artmış gelgeç hevesleri çoğalmıştır. Başkaları tarafından nasıl göründüğünü merak eder. Dinlediği müzik, beğendiği sanat etkinlikleri değişiktir. Uzun uzun hayaller kurar. Günlük tutmaya başlar. Şiir, öykü yazmaya özenir. Yazdıklarında gizliliğe dikkat eder. 02.09.2003 GATA
Bu dönem için çelişkili duygusal ve davranış özellikleri olağan sayılır. Bazı gençler çalkantıyı daha az yoğunlukta yaşayıp çabucak uyum sağlarken bazıları zaman zaman bu süreçte daha yoğun uyumsuzluk problemleri yaşayabilirler. Yinede bu tür davranışların görüldüğü yaşlar 13-15 ilk gençlik yıllarıdır. 02.09.2003 GATA
Döneme bakıldığında gencin içinde bulunduğu durum kolaylıkla anlaşılabilir. Aniden hızlanan büyüme genci zamansız yakalamıştır. Ana baba ve çevre gence yetişkin gözü ile bakıp ona göre davranış bekledikleri gibi, "daha sen çocuksun" ifadesi ile onu şaşırtabilirler. Çünkü genç büyümek için sabırsızlanmakta ise de bir türlü çocuksu davranışlardan kurtulamamaktadır 02.09.2003 GATA
Ergenlik döneminde genç yeni arayışlar içindedir. Bu arayışların ilki ve en önemlisi kimlik arayışıdır. 02.09.2003 GATA
AİLELERİN ŞİKAYETLERİ Hırçınlaştı. Ders çalışmıyor. Sorumluluk duygusu yok. Canım sıkılıyor diyor. En küçük isteklerini sert bir dille bildiriyor. Kardeşlerini kızdırmaktan zevk alıyor. Okuduğunu anlamıyor gibi. Durgunlaştı, dalgınlaştı. Çabuk karamsarlığa düşüyor. Ara sıra hiç yoktan huysuzlaşıyor. Sert karşılıklar veriyor. İleri derecede alıngan. Derslerinde gene başarılı ama oyuna, eğlenceye çok düştü. Olur olmaz her şeye ağlıyor. Evde huzursuz dışarıda sıkılgan. 02.09.2003 GATA
Her istediğini yaptırmak istiyor. Aşırı süsleniyor Her istediğini yaptırmak istiyor. Aşırı süsleniyor. Siz bana karışmazsınız diyor. Babasından çekindiği için dolambaçlı yollara sapıyor. Derslerinde başarılı. Hiç sorun çıkartmayan bir çocuk. İki kez okula gitmemiş. Arkadaşlarıyla gezmiş. Sorunca yalan söyledi. Bu davranışı bizi çok şaşırttı. Çok harçlık istiyor. Çok geziyor,eve girmek istemiyor. Spora çok düştü. Derslerine boş veriyor. Banyoya sokamıyoruz. Ellerini bile yıkatamıyoruz. Saçını kestiremiyoruz. Son derece asi ve hırçın olmaya başladı. Başına buyruk olmak istiyor. Kötü söz, tatlı söz hiçbiri sonuç vermiyor. Bir psikologla mı görüşmeliyim? 02.09.2003 GATA
Bir genç için dolup taşan enerjisini en iyi değerlendirme yolu spor ve kültürel faaliyetlere yönlendirmedir 02.09.2003 GATA
OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI
Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve Eğitim Aile Tutum Modeli Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve Eğitim
Aile Tutum Modeli SEVGİ Kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir.
Aile Tutum Modeli EĞİTİM Öğretilen herşeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar.
Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya yetersiz veya aşırı, eğitim ise gevşek ya da sıkı olmaktadır.
Aşırı sevgi tutumunda: Anne babanın çocuğu aşırı koruması, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesidir. Genellikle anne çocuk ilişkisinde ortaya çıkan bu durumun ardında annenin duygusal yalnızlığı yatmaktadır. Aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Bunun sonucu olarak çocukta bağımlılık ve güvensizlik gelişir. Çocuk karşılaştığı her olayda anne-babasına yaslanır, onlara güvenir fakat kendisine güvensizdir. Bu tutum çocuğun otoriter bir birey olmasını engeller.çocuğun sosyal gelişimini zedeler
Güvensizlik içinde yetişen çocuklarda ise ufacık bir sorun bile okul başarısızlığı, uyum güçlüğü, yalan söyleme tırnak yeme gibi sorunlar ve davranış bozuklukları ile kendini gösterebilir. Bu tür davranışlar daha sıklıkla aşırı kollayıcı ve koruyucu tutum sergileyen ailelerin çocuklarında görülebilir. 02.09.2003 GATA
Sevgi yetersizliği veya yokluğu sonucu ise, çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir. Anne-babanın, çocuğu yalnız bırakma, görmezlikten gelerek dışlaması durumudur. Bu gruba giren anne-baba hoşgörü ile boşvermeyi birbirine karıştırırlar. Sonuç:anne-baba-çocuk üçgeninde iletişim kopukluğu oluşur. ebeveyn ilgisizliğiyle, çocuğun öğretmen ve arkadaşlarına olumsuz davranışları ile çevresindeki eşyalara verdiği zarar arasında yakın bir ilişki bulunmuştur
Sıkı eğitim: Çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Anne-baba katı bir disiplin uygular.Çocuk her duruma uymak zorunda bırakılır Sonuç:aşırı baskılı, otoriter tutum, çocuğun kendine olan güvenini ortadan kaldıran,onun kişiliğini hiçe sayan bir tutumdur çocuk, uslu,nazik olmasına karşın,küskün ,silik, çekingen, başkalarının etkisinde çabuk kalabilen bir yapıya sahip olabilir
OTORİTER, ELEŞTİRİCİ ANNE - BABALAR Çocukları üzerinde baskı kurarlar. Çocuklarının çabalarını göremezler. Çocuklarını dinlemezler. Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne, babalardır. Sadece kendi kuralları, istekleri, duyguları ön plandadır. Her zaman hakimiyet anne – babadadır. Çocuk ne yaparsa yapsın hep eleştirilir, suçlanır. 02.09.2003 GATA
Bu tarz anne – baba tutumu çocuklarda; Kendini, duygularını ifade edememe, İçine kapanıklık, güvensizlik, Saldırganlık ve davranış sorunları davranışlarını geliştirir. 02.09.2003 GATA
AŞIRI KORUYUCU ANNE - BABALAR Çocuklarına hayat tecrübesi yaşama fırsatı tanımazlar. Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar. Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar. Bu anne – baba tutumunda çocuğun; Özgüven duygusu gelişemez. Kendi başına hiçbir şey yapamaz, yapacağına inanmaz. Dolayısıyla huzursuz ve kaygılı olur. 02.09.2003 GATA
Anne – babaya bağımlı olur. Sorumluluk duygusu, bilinci gelişemez. İçe dönük yada saldırgan olur. Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik,okul fobisi, yalan, ...vb.) görülür. 02.09.2003 GATA
Gevşek eğitimde: çocuğun olumsuz davranışları aşırı hoşgörü ile karşılanır genelde orta yaşın üzerinde çocuk sahibi olan ailelerde ya da kalabalık yetişkinler grubu içinde tek çocuk olması nedeniyle rastlanmaktadır. bu ailelerde çocuk insiyatif kullanabilen tek kişidir. her türlü ihtiyaçları kayıtsız şartsız karşılanmaktadır. sonuç:bu tür çocuklar,yetişkin olduklarında da toplumun vermediği hakları kendilerine tanımaya başlarlar okul (toplum) kuralları karşısında hayal kırıklığına uğrarlar ve kolay uyum sağlayamazlar.
Yetersiz Sevgi + Gevşek Eğitim OLUMSUZ AİLE TUTUM ŞEKİLLERİ Yetersiz Sevgi + Gevşek Eğitim Gevşek Eğitim Sıkı Eğitim Yetersiz Sevgi Aşırı Sevgi PASİF DONUK
SAĞLIKLI VE ETKİLİ ANNE - BABALAR Çocuklarına güvenirler. Onları takdir eder ve överler. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verirler. Yeni deneyimler yaşamaları için cesaretlendirirler. 02.09.2003 GATA
ANNE VE BABALARA TAVSİYELER 02.09.2003 GATA
Sınava hazırlanan genç neler yaşıyor ? * Sınavın stres kaynağına dönüşmesi * Yarış içerisinde olma hissi * Ekonomik kayıp * Çevrenin de etkisi ile sınavı ”olmak ya da olmamak mücadelesi” olarak algılamak * Sosyal ilişkilerin ve eğlenme zamanlarının azalması * Arkadaş grubundaki bağımlılık * Arkadaş çevresinde “kendisel beklenti” * Ailenin sınav sonuçlarına yaklaşımı 02.09.2003 GATA
Sınava hazırlanan bir öğrencinin anne ve babasına önemli görevler düşmektedir. Bu görev ailenin bütçesinin sınırlarını zorlayarak çocuğuna en iyi eğitim imkanlarını sunmak ve ona uygun çalışma şartlarını hazırlamakla sınırlı değildir. 02.09.2003 GATA
? Kaç saat ders çalıştın? 02.09.2003 GATA
Sınavdan kaç puan aldın? 02.09.2003 GATA
İstanbul dışında bir yer kazanırsan göndermem ! 02.09.2003 GATA
Bu senin son şansın ! 02.09.2003 GATA
BU SÖZLER SİZE TANIDIK GELİYOR MU? 02.09.2003 GATA
Çocuğun kaygısı arttırılmamalıdır Çocuğun kaygısı arttırılmamalıdır. Sınava hazırlandığı dönemde anne babaya düşen en önemli görev onları çalışmaya teşvik etmektir. Bu tür yaklaşımlar öğrenciyi çalışmaya teşvik etmez, tam tersine yükselen kaygı sebebiyle onu adeta kıpırdayamaz hale getirir. 02.09.2003 GATA
Çocuğun sınırları zorlanmamalıdır Çocuğun sınırları zorlanmamalıdır. Anne ve babalar genelde kendi hayatlarında gösteremedikleri başarıyı çocuklarında görmek isterler. Ancak çocukların kapasitesi, ailenin istediği kriterler için yeterli olmayabilir.Ailenin kendi özlemleriyle; çocuğunun sınırları arasında gerçekçi bir denge kurması gerekmektedir. 02.09.2003 GATA
PEKİ BU DENGE KURULAMADIĞINDA NEOLUYOR? 02.09.2003 GATA
Öğrenci sınavda başarılı olamazsa yaşacaklarını bir ceza gibi göstermeyin. Kazanamazsan ….. Okuluna gitmek zorunda kalacaksın. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARIMIZI OLDUĞU GİBİ KABUL EDELİM Çocuklarımıza sadece insan oldukları için değer verelim. Başarılı, zeki, çalışkan, sarı saçlı, uzun boylu, sessiz, konuşkan ...vb. olduğu için değerli görüp; Tembel, yaramaz, sıska, kısa ... vb. olduğu için değersiz görmeyelim. Her koşulda değerli olduklarını onlara hissettirelim. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARIMIZI KOŞULSUZ OLARAK SEVELİM Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi ve ilgiyi her hangi bir koşula bağlamayalım. İyi ki benim çocuğumsun “Senin gibi” bir çocuğum olduğu için çok mutluyum... 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARIMIZI KESİNLİKLE HİÇ KİMSEYLE KIYASLAMAYALIM Kıyaslama;Çocuğu olduğu gibi, bir birey olarak kabul etmeme anlamına gelir ve çocuğun kişilik gelişimini zedeler. Her birey farklıdır, eşsizdir, kendine özgüdür. Bu nedenle hiç kimse başka biriyle kıyaslanmamalıdır. Çocuklarımızı kardeşleriyle, akraba çocuklarıyla, arkadaşlarıyla kıyaslamayalım. 02.09.2003 GATA
İnanın çocuklarınız daha çok inciniyor...Güven duyguları sarsılıyor... Siz başkalarıyla kıyaslandığınızda kendinizi nasıl hissedersiniz? (Eş olarak, ana-baba olarak) ....’nın babası – annesi – böyle yapıyorlar. Sen neden yapmıyorsun? ...deseler ne hissedersiniz? İncinir, hatta kızar, kendinizi kötü hissedersiniz değil mi? İnanın çocuklarınız daha çok inciniyor...Güven duyguları sarsılıyor... Kendilerini değersiz hissediyorlar... Hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar ... 02.09.2003 GATA
KIYASLANAN ÇOCUĞUN: Kendine güveni sarsılır,engellenir. Kişiliği incinir, yara alır. Başarmak için çaba harcamaz. Saldırgan ya da içedönük davranışlar geliştirir. Kendisini olumsuz, değersiz değerlendirir. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARIMIZIN “KENDİLERİ OLMALARI” İÇİN FIRSATLAR OLUŞTURALIM Özgürlüklerini ortaya çıkaralım. Çocuğunuzun sizden ayrı bir kişilik geliştireceğinizi kabul edin. Onu anlamaya, tanımaya ve aranızda anlamlı bir sevgi köprüsü oluşturmaya özen gösterin. O siz değil ... sizin kopyanız değil. 02.09.2003 GATA
Sizin yaptıklarınızı yapmak, sevdiklerinizi sevmek, sevmediklerinizi sevmemek zorunda değiller. Çocuklarınızı hem gelişim özellikleriyle hem de ilgi ve yetenekleriyle tanımaya, anlamaya çalışın. Çocuklarınıza “ben senin yaşındayken..., bizim zamanımızda...,” gibi gereksiz, incitici ve aşağılayıcı cümleler kurmayın. 02.09.2003 GATA
Çocuklarınızın olumsuzluklarını ortaya koymayın. ÇOCUKLARIMIZI OLUMLU DAVRANIŞLARIYLA, İYİ ÖZELLİKLERİYLE VE YAPABİLDİKLERİYLE FARK EDİN Çocuklarınızın olumsuzluklarını ortaya koymayın. Olumlu davranışlarını, iyi yönlerini sürekli dile getirip ödüllendirerek pekiştirelim. Olumsuz davranışlarını, hatalarını bazen görmezden gelerek söndürmeye çalışalım. Bazı alanlardaki yeteneksizlerini, tecrübesizliklerini kimi başarılarıyla gidermeye, yenmeye çalışalım. 02.09.2003 GATA
İYİ BİR MODEL MİYİZ ? Onlar için ne kadar uygun modeliz!... Dünyadaki en mükemmel aynalar gümüşlenmiş cam parçaları değil, çocuklardır. Onlara baktığınızda kendinizi görürsünüz. Onlar için uygun ortamlar hazırlayıp, fırsatlar verebildik mi? 02.09.2003 GATA
İYİ BİR MODEL MİYİZ ? Çocuklarımız için tutarlı bir ortam oluşturalım. Sizin davranışlarınız tutarlı olsun ki onlarda tutarlı bir gelişim göstersinler. Çocuklarımızın sorumsuz olduklarından mı şikayetçiyiz?... Çok mu dağınıklar?... Ödevlerini yapmıyorlar mı, tembeller mi?... Çocuklarınızın yalan söylemesinden mi şikayetçisiniz?... Hiç söz dinlemiyorlar mı?... Çocuklara verilen sözler eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Aksi halde çocuğun size olan güvenini ve saygısını yok etmiş olursunuz. 02.09.2003 GATA
MÜKEMMELİYETÇİLİK ! Çocuklarınızı en iyiyi yapmaya motive etmekle onların giriştikleri her işte iyi ve mükemmel olmalarını isteme – bekleme yanlışı arasında ince bir çizgi vardır. Çocuklarımızın hatalar yapabileceklerini düşünelim. Hatalarına karşı esnek olalım. Hata yapmanın normal olduğunu, sizin bile kimi zaman hata yaptığınızı göz önünde bulundurarak yaptıkları hatalarda çocuklarımıza anlayış gösterelim. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARINIZLA KONUŞURKEN DUYGULARINIZI İÇTENLİKLE İFADE EDİN Onlara dair korkularınızı, üzüntülerimizi, endişelerimizi olduğu gibi yansıtmak mı daha etkili olur, baskı ve korku içeren ifadelerle onları engellemeye çalışmak mı daha etkili olur?... Okulun, evin dışına çıkarsan bacaklarını kırarım senin!... O çocukla gezdiğini bir daha görmeyeyim!... Odanı dağıtırsan gebertirim!... Bu şekilde giyinemezsin!... Saçını böyle kestiremezsin, bu müziği dinleyemezsin!... 02.09.2003 GATA
Çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda sadece ona ÇOCUKLARINIZA ÖZEL ZAMAN AYIRIN. ÇOCUKLARINIZA AYIRDIĞINIZ ZAMANIN SÜRESİ DEĞİL NİTELİĞİ ÖNEMLİDİR Çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda sadece ona ait olun. Sohbet edin. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARINIZI ETKİLİ BİR ŞEKİLDE DİNLEYİN Çocuklarınızı dinlerken; Başka işlerle meşgul olmayı. Çocuğun yüzüne bakın. Onların sözlerini kesip bilgiçlik taslamayın. Çocuklarınızla konuşurken aynı seviyede olun. Jest ve mimiklerinizle onu dinlediğinizi gösterin. Fiziksel temas kurun. Onu konuşmasında cesaretlendirin. Onunla konuşurken bir büyükle konuşuyormuş gibi dikkatli ve özenli olun. Onu anladığınızı belirten ifadelerle geri bildirim sağlayın. 02.09.2003 GATA
ÇOCUKLARINIZI ETKİLİ BİR ŞEKİLDE DİNLEYİN “arkadaşının bu davranışı seni üzdü” gibi. Ağlamaya başladıklarında tedirgin olmayın. Zıtlaşmayın ve tartışmayın. Saldırgan tavırlar takınmayın. Yargılamayın ve eleştirmeyin. Savunmaya geçmeyin sadece dinleyin. Gerçekçi ve belirli önerilerde bulunun. Yumuşak bir sesle ve acele etmeden konuşun. Anlatılanlara gülmeyin, çocukları utandırmayın. 02.09.2003 GATA
SORUMLULUKLARI PAYLAŞIN Sorumluluk ile kendine güven birbirini tamamlayan 2 durumdur. Sorumluluk duygusu gelişmiş olan çocukların kendilerine güvenleri de yüksektir. Çocuk yaptığı her iş, aldığı her sorumluluğun sonunda anne, baba ve aldığı tepkiye göre kendisine güç toplar. Çocuğun yaptığı hiçbir iş beğenilmez, taktir edilmez ve her zaman daha mükemmeli beklenirse çaba harcama, mücadele etme gücü kırılır. “Ne yaparsam yapayım ....memnun edemiyorum” şeklinde düşünmeye başlar. Bu düşünce daha sonra “ben yapamam” inancını doğurur ve çocuk sık sık bu cümleyi kullanmaya başlar. 02.09.2003 GATA
Çocuklarınızda sorumluluk duygusunun gelişmesi için; Çocuklarınızın yerine her şeyi siz yapmayın. “Sende bu ailenin önemli bir üyesisin, artık bazı işleri yapabilecek hale geldin, senin yardımına ihtiyacımız var” şeklinde mesajlar verin. Çocuklarınıza yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verin. Alabileceği sorumluluklar için birlikte karar verin. Hatta önce kendisinin karar vermesini sağlayın. Bu şekilde çocuk kararlarını kendisinin verdiğini düşünecek ve sorumluluklarını yerine getirmesi daha kolay olacaktır. Alınan sorumlulukları yerine getirebilmesi için önce öğretin. Başardıkça mutluluğunuzu paylaşın, başarılarını ödüllendirin. 02.09.2003 GATA
Çocuklarınızda sorumluluk duygusunun gelişmesi için; Sorumluluklarını yerine getirmesi için uygun ortamlar hazırlayın. Sorumluluklarını açık ve net bir şekilde ifade edin. Gösterdiği çabayı taktir edin, övün. Zorlayıcı olmayın, baskı uygulamayın. İstediğini giyinebilen, yemeğini baskısız giyen, istediği etkinliği (resim, müzik, spor, ...vb.) yapabilen, hareketlerine katı sınırlamalar getirilmeyen çocuk kişiliğine saygı gösterildiğini düşünecek bu da çocuğun sorumluluk almasını kolaylaştıracak ve başarıyla sonuçlandıracaktır. 02.09.2003 GATA
Çocuklarınızda sorumluluk duygusunun gelişmesi için; Sorumluluklarını yerine getirmediğinde yaptırımınızı uygulayın. Yaptırımlarınızı sorumlulukları kararlaştırırken belirleyin (sevdiği şeylerden uzaklaştırma, daha fazla sorumluluk yükleme, ...vb.) YAPTIRIMLAR; Yanlış davranışın sonucunda olmalıdır. Hataya uygun ve adil olmalıdır. Çocuk dinlenilmeden uygulanmamalıdır. Yanlış davranış net olarak ortaya konduktan sonra uygulanmalıdır. Sorumluluk almanın avantaj sağladığını, sorumsuz davranmanın avantajlarını kaybettirdiğini bilmelidir. Yaptırım uygulama hiçbir zaman sevgi ve saygı geri çekme şeklinde olmamalıdır. 02.09.2003 GATA
BAŞARI İÇİN GEREKEN ÖZELLİKLERİN ÇOĞU ÖĞRENİLMİŞTİR Bir anne babanın çocuklarına olanakları elverdiğince iyi bir eğitim verecekleri kuşkusuzdur. Ancak iyi bir eğitim verebilmek bir bilinç işidir. İyi eğitim özel okullarda, özel öğretmenlerle çok para harcayarak yapılan eğitim anlamına gelmez. Böyle bir eğitim sırasında anne ve baba farkına varmadan çocuğa kendi sorumluluklarını hissettirmiyorsa, büyük bir olasılıkla DAHA FAZLA OLMAK İÇİN DEĞİL, DAHA FAZLA ALMAK İÇİN YAŞAYAN bir çocuk yetiştirecektir ki, başarı güdüsünün böyle bir çocukta uyandırılması güçtür. 02.09.2003 GATA
Çocuklarına sadece derslerle ilgili olarak değil, kişiliklerini iyi bir şekilde geliştirebilmeleri için ölçülü olarak sorumluluk verip onları bağımsız olmaya hazırlayabilen ebeveynlerin çocuklarına baktığımızda gerek okul başarısı gerekse hayat başarısı anlamında çok iyi durumda olduklarını görüyoruz. 02.09.2003 GATA
ÇOCUĞUNUZA BİR YAŞAM VERİLMESİ İÇİN ARACI OLDUNUZ. ŞİMDİ DE ÇOCUĞUNUZUN ONA SAHİP OLMASINA İZİN VERİNİZ. BU YAŞAMDA NE YAPACAĞINA KENDİ KARAR VERSİN! 02.09.2003 GATA