Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık Davranışçılık Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Davranışçılık öğrenmeyi davranış değişikliği olarak gören ve uyarıcı – tepki ilişkisi ile açıklayan bir yaklaşımdır.
Davranışçılığın eğitim sistemleri ve anlayışları üzerinde derin etkileri olagelmiştir.
Davranışçı yaklaşımda öğrenmeyi gerçekleştirmek için organizma uyarıcıya maruz bırakılarak koşullamanın gerçekleşmesi amaçlanır. Koşullama, belirli bir uyarıcıya karşılık her zaman belirli bir tepkinin verilmesidir.
Davranışçı öğrenme kuramlarının ortak ilkeleri şunlardır: İnsan ve diğer canlıların öğrenme biçimleri aynıdır. Öğrenme yaşantılarında çevrenin önemi büyüktür. Bilim, öğrenmenin gözlenebilir, ölçülebilir etkilerini incelemeye odaklanmalıdır. Öğrenme davranış değişikliği ile ilgilidir. Öğrenme uyarıcı - tepki ilişkisi ile açıklanabilir. Tüm öğrenmeler aynı ilkeler çerçevesinde açıklanabilir. Öğrenmede pekiştirme önemli bir yer tutar. Öğrenilenlerin kalıcılığının sağlanmasında tekrar önemlidir.
Öğrenme olgusunu açıklamakta kullanılan davranışlar tek basamaklı ve zincirleme olarak iki türe ayrılmaktadır.
Tek basamaklı davranışların başlangıç ve bitişi kolayca belirlenebilmektedir. Bir nesnenin ismini söyleme, bir tuşa basma gibi davranışlar tek basamaklıdır.
Birkaç tek basamaklı davranışın bir araya gelmesiyle zincirleme davranışlar oluşmaktadır. Örneğin kitap okuma, alış veriş yapma zincirleme davranışlardır.
Öğrenilmemiş davranışlar olan refleksler, bireyin doğuştan getirdiği davranışlardır. Refleksler genellikle korunma, uyum sağlama amaçlı sergilenirler.
Pekiştireç ve Ceza Davranışçı öğrenme kuramlarına davranış değişikliği dışsal uyarıcılara verilen tepkilerle gerçekleşmektedir. Dışsal uyarıcılar ise pekiştireç ve ceza olarak sınıflandırılabilir.
Pekiştireçler davranışın yapılma sıklığını artırmak, davranışı kazandırmak için, cezalar ise davranışı yapılma sıklığını azaltmak, davranışı söndürmek amacıyla kullanılır.
Pekiştireçler olumlu ya da olumsuz olabilmektedir Pekiştireçler olumlu ya da olumsuz olabilmektedir. Olumlu pekiştireçler ortama konulduğunda belirli bir davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır.
Olumsuz pekiştireçler ise ortamdan çıkarıldıklarında belirli bir davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır.
Ceza organizmaya istemediği bir şeyin verilmesi ya da istediği bir şeyin verilmemesidir.
Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme davranışın yapılma olasılığını artırırken, ceza, davranışın yapılma olasılığını azaltır.
Ceza da olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır Ceza da olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır. Olumlu ceza, davranışı izleyen durumda, davranışın ilerde yapılma olasılığını azaltıcı uyaranın varlığıdır. Örneğin davranışın yapılmasını azaltmak amacıyla azarlama olumlu cezadır.
Olumsuz ceza ise, davranışı izleyen durumda, ortamdan bir uyaranın kalkmasıdır. Örneğin istenmeyen davranışın yapılmaması için çocuğun elinden oyuncağını almak olumsuz cezadır.
Tıpkı pekiştireç gibi ceza da bireysel olma özelliğini taşır Tıpkı pekiştireç gibi ceza da bireysel olma özelliğini taşır. Diğer bir deyişle, bir birey için ceza olma özelliği taşıyan sınıf etkinliğinin dışında bırakılma davranışı bir başka birey için pekiştirici özellik taşıyabilir.
Ceza, uygulandığı sürece, yapılmaması istenen davranış baskı altına alınmakta, ancak alışkanlıkları yok etmemektedir.
Sınıf ortamında ceza en son başvurulacak teknik olmalıdır Sınıf ortamında ceza en son başvurulacak teknik olmalıdır. Ceza tekniğinden önce öğretmen daha olumlu olan teknikleri kullanmayı denemeli ve bu tekniklerle amaç karşılanmadığı durumlarda ceza tekniğine başvurmalıdır.
Pekiştireçler birincil ve ikincil olarak da sınıflandırılmaktadır.
Biyolojik ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan ve organizmanın hoşuna giden uyarıcılara “birincil pekiştireç” denmektedir. Birincil pekiştireçler pekiştireç olma özelliklerini kaybetmez ancak fazla kullanımı doygunluğa yol açacağından az miktarda sunulmalıdır.
Yaşamsal önemi olmamakla birlikte öğrenme yoluyla hoşa gidici özellik kazanmış uyarıcılara ise ikincil pekiştireç denmektedir. Örneğin bir çocuk için “aferin” sözü ilk başta nötr bir uyarıcıyken çikolata ile birlikte sunulduğunda hoşa giden bir özelik kazanarak ikincil pekiştireç olabilir.
İkincil pekiştireçler hoşa gidici özellik kazanmış olan nesneler (oyuncak gibi), etkinlikler (oynamak gibi), semboller (kupon gibi) ya da sosyal davranışlar (gülümsemek gibi) olabilir.
Davranışların oluşturulmasında daha çok ikincil pekiştireçlerin özellikle de sosyal pekiştireçlerin kullanılması daha uygundur. Sosyal pekiştireçlerin kullanımı kolay ve ekonomiktir. Ancak ikincil pekiştireçlerin etkisi zamanla azalabilmektedir. Bu durumda birincil ve ikinci pekiştirçlerin birlikte sunularak ardından birincil pekiştirecin silikleştirilmesi gerekmektedir.
Pekiştirmenin ne sıklıkla yapılacağı ile ilgili plana pekiştirme tarifesi denmektedir.
Pekiştirme tarifeleri; sürekli sabit oranlı sabit zaman aralıklı değişken oranlı değişken zaman aralıklı olabilmektedir.
Uygulama Günümüz eğitim kurumlarında sınıf yönetimi, karakter eğitimi ve bir konu alanının öğretimi ile ilgili uygulanmakta olan davranışçı pratiklere örnekler veriniz.
Kaynaklar Senemoğlu, N. (2005). Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Kuramdan Uygulamaya. Gazi Kitabevi, Ankara. Tekin İftar, E. (2013). Klasik Koşullanma ve Edimsel Koşullanma. G. Can, (Ed.), Eğitim Psikolojisi. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını: Eskişehir. http://acikders.ankara.edu.tr/ http://www.psikolik.com/ http://www.egitimpsikolojisi.com/ http://notoku.com/