İSTİKLAL MARŞI VE AÇIKLAMASI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak Mehmet Akif İstiklal marşında Türk milletinin ana karakteristik özelliklerini ortaya koyduğu sürece o şanlı bayrağın tarih boyunca esaret altına girmediği gibi her zaman tek bir ocak kalana kadar göklerde süzüleceğini söylüyor.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül Ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl Mehmet Akif bu mısraları yazarken devletin kötü durumunu ve mücadelesinden dolayı bayrağımızın çehresini çatmamasını ve bu günlerin geçeceğini verilen binlerce şehidimizin kanlarının helal olması için her zaman göklerde her zaman ki haşmetiyle dalgalanmasını , istiklalin bu milletin hakkı olduğunu bayrağımızı kişileştirerek anlatıyor.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım Şairin, bu mısrada her Türk insanının damarlarında hissettiği duyguları yüksek cesaret ve meydan okumasını anlatıyor. Türk milleti her zaman özgür bir toplum olarak yaşamış ve bunun için çok bedeller ödemiştir
Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! nasıl böyle bir imanı boğar; “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? Batının onca medeniyetine ve teknolojisine rağmen milletimizin devletine olan bağlılığı ve özgürlüğe olan imanı nedeniyle kendini her zaman koruyacağını ve istiklale kastedecek düşmanlar karşısında her zaman ayakta kalacağını söylüyor.
Arkadaş! yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın Burada Türk ulusuna bir sesleniş var. O zamanın koşulları göz önüne alınarak düşündüğümüzde ülkemizi istila eden güçlere karşı bir an olsun umutsuzluğa düşmememizi ve bunun sonucunda bir gün mutlu güzel günlerin geleceğine inanmaktadır.
Bastığın yerleri, “toprak. ” diyerek geçme, tanı Bastığın yerleri, “toprak!” diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı; Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı Şair, bu kıt’ada vatan denen toprağın kutsallığını hatırlatır ve şöyle seslenir: Bizim tarihimizden gelen ve bizim var olmamızı sağlayan şehitlerimize layık olmamızı ve bu vatan toprağının değerini bilmemizi öğütlüyor. Nerden geldiğimizi ve ne için savaştığımızı hiç bir zaman unutmamalıyız.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ Yaşadığımız vatanımızın ne kadar güzel olduğu ve toprağımızın her karışının kutsal olduğunu anlatılmaktadır. Her ne olursa olsun iman dolu gönüllerde vatanından ayrılmama tutkusu vardır.
Rûhumun senden İlahi şudur ancak emeli: Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli; Bu ezanlar ki şehâdetleri dînin temeli Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli Bu mısrada Allah’a bir dua vardır .Yurdumuza yabancı ellerin değmemesini ve inancımız olan İslam dinimizin bu topraklar üzerinde ebediyen var olmasını istiyor. Türk halkının her şeyi olan ezan seslerinin bu topraklardan hiç eksik olmamasını diliyor.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım; Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım! O zaman yükselerek Arş’a değer, belki, başım Yarabbi! Vatanım ve senin dinin uğrunda canlarını veren biz şehitlerin son dileklerini kabul buyur Bu dileğim vatanımın hür, Milletimin mü’min kalmasıdır Bu dileğimi kabul edersen, işte o zaman eğer başıma dikilmiş bir mezar taşım varsa o bile sevinçten secdeye kapanır Sevinç gözyaşlarım, savaşırken, dövüşürken aldığım yaralardan boşanır Ve yine o zaman benim ruhum yerden yükselerek şehitler makamına gönül huzuruyla gidebilecektir
Son beşlik huzur içinde, mutluluk içinde, saadet içinde ve fakat akla gelen bir kötü ihtimal de hesaba katılarak tamamlanıyor Artık istiklâl hak edilmiştir Onun için şair şöyle seslenir Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl