Ö Z G Ü R L Ü K... Soğuktu... Kar yağmaya devam ediyordu ve bir lokma yiyecek bulabilmek en büyük mutluluk olacaktı KURTiçin. Umutsuzca yaşadığı dağdan.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKAN YÜKSEL Tıkır Top.
Advertisements

Aşk, Dostluk ve Güven... Lütfen sesli izleyiniz.
UTANDIM ÇOCUK Yazı:Taner Yenidoğan Slayt tasarım: Mustafa Kaplan.
Mustafa’dan Can’a… Taner YENİDOĞAN 06 Kasım 2008.
HERKES İÇİN BİRAZ MUTLULUK
Eğitimhane.com için hazırlanmıştır.
AFYONKARAHİSAR KOLORDU DAİRESİNDE SUBAYLARA HİTABEN KONUŞMA
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
Grup A Stratejik Araştırma Servisi Sunar
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
BOŞANMA SEBEBİ.
Işte kadınlar Pakize SUDA'nın bir yazısı.....  Sesli.
Işığı Yanan Evler Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
ANNE BEN NASIL DOĞDUM? Ooo! Hayır tatlım, sen benim içimde büyüdün. Sonrada…… Anne ben bu yumurtadan mı çıktım?
SORUMLULUK VE GÖREV BİLİNCİ
"ALLAH" DEMEK.
HAKLARIMIZ Kazanım: Sahip olduğu haklarını belirtir.
BUĞDAYDAN EKMEĞE MADDENİN DEĞİŞİMİ
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
KAFİYE VE REDİF ÖRNEKLERİ
1 HUKUK ve SİYASET OKULU – 8 Şubat 2008 X BAYAN: Biz uluslar arası ilişkilerde… ( Montaj Arası ) Birol BAŞARAN: Ben bütün toplumlarda hukuka ihtiyaç olduğunu,
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
Bir zamanlar bir ağaç varmış
Adam ve hayattaki tek arkadası olan köpeği
Gaye bir köyde yaşardı. Onun keçileri vardı. Keçilerini çok severdi
Bir yaz günü üçgen tek başına parkta oynuyordu.
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE BAKIŞ AÇISI
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
Göl’ün Hikayesi.
Yarım kalmış öyküler.
AŞKLaRıM.
İŞTE MASALIMIZ BAŞLIYOR.
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Bir Ülke, Bir Bayrak.
Türkân SAYLAN Fazıl SAY’ın Anılarından… SUNUM:Doğan ÖZGEZGİN.
Hülya Büyüköner Cansıla
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
P a z a r S a b a h l a r ı.
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
TIRTILIN DEĞİŞİMİ.
MÜLAKAT (GÖRÜŞME) Ünlü kişileri çeşitli yönleriyle tanıtmak veya toplumu ilgilendiren önemli bir konuyu aydınlatmak için ünlü kişi yahut uzmanlarla.

KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
ATATÜRKÜN GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİ
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
KONTROL İZLEYİCİDE Her şeye rağmen muhakkak bir Nur’a doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki.
Osho’dan ….
İBRETLİK BİR HİKAYE.
Tıkır Top
Alçakgönüllülük Analizi (Hikayeler İle)
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
Minik serçe Poppi’nin en iyi arkadaşı,karşı tepedeki kardan adamdı.
DERS :ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME KONU :KARIN OLUŞUMU
SORUN YOKTUR BAKIŞ AÇILARI VARDIR.
TAVŞAN KUZU VE SERÇE Çalı dibinde bir tavşan. Kulaklarını dikmiş bakıyor. Çimen üstünde bir kuzu. Başını eğmiş,ot yiyor.
MERHAMET ŞEVKAT FEDAKARLIK
BEN Mİ?... EVET... Ben mi?evet... Bir gün çıkıp gideceğim kapıları,evleri,dergileri,hüzünleri bırakarak... Bir çiçek merhaba diyecek... Hoş geldin.
4. İyiliğe Karşılık Beklememek
BOŞANMA SEBEBİ.
DEĞERLER. DEĞERLER “20 yıldır buradasın, neler öğrendin ?" Budist rahipler, artık yetiştiğini düşündükleri bir öğrencilerini, yola çıkmadan önce çağırdılar.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Bekle beni… hazırlayan : levent karakaş yazı:alıntı
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş. Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş.
60 yıldır Türkiye’yi yıkmaya çalışıyorlar. Ancak Türkiye öylesine sağlam temeller üzerine inşa edilmiş ve öylesine deprem kirişleri atılmış ki, Şair.
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki.
bitmeyen sevgi Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi... Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka.
KENDİNİ SEV.
GÖNÜL KÖPRÜSÜ.
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM. BEN UYUYORUM Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş : -Hocam,
Sunum transkripti:

Ö Z G Ü R L Ü K...

Soğuktu... Kar yağmaya devam ediyordu ve bir lokma yiyecek bulabilmek en büyük mutluluk olacaktı KURTiçin. Umutsuzca yaşadığı dağdan aşağı doğru inerken kendini de çevredeki diğer hayvanlardan korumak zorunda olduğunun fakındaydı. Bu düşüncelerle yoluna devam ederken bulunduğu yerden oldukça uzaklaşmıştı. Artık tüm umutlarını tüketmiş yorgunluktan ne yöne gideceğini kestiremez duruma düşmüştü. Tam o ümidin kaybolup yerini çaresizliğin aldığı an herşeyden vazgeçtiğinde tepesinden dumanlar yükselen bir ev gördü. Bu bir umut olmuştu kendisi için ve o yöne doğru yol almaya başladı. Eve doğru yaklaştığında içini daha bir umut kaplamıştı. Buradan kesin kendine yiyecek birşeyler bulabilcekti.

Tam bu şekilde hülyalara dalmış halde ilerlerken, "Merhaba" sesiyle kendine geldi. Sesin geldiği yöne baktığında evin önünde ulu bir ağacın altına oturduğundan büyüklüğünü tam olarak anlayamadığı bir köpeği gördü. Başıyla selamladı ürkerek. Köpek: - Bu soğukta ne arıyorsun? Haline bakılırsa uzun yoldan gelmişsin Üstelik açsındır da sen şimdi, dedi. Köpeğin bakışlarında kendini küçümseyen bir hava sezmişti. Cevap vermek için kendini zorlamaya çalıştı ama istemeden ağzından: -Yiyecek birşeyler var mı? sorusu dökülüverdi. Utandı. Başkasından yiyecek istemek zor gelmişti. Bu halinde bile onurundan hiçbirşey kaybetmek istemiyordu.

Köpek: -Evet,dedi. Sana da yiyecek bir şeyler bulunur. Benim ev sahibim çok iyi bir insandır. Beni hiç aç bırakmaz. Her zaman sağlığımla ilgilenir.Benden sadece kendisini dışarıdan gelecek kötülüklere karşı uyarmamı ve gerekirse yardımcı olmamı bekler. Yaptığım tüm iş bu. İstersen senide buraya alalım. Hem sen de böyle soğuk havalarda yiyecek aramak zorunda kalmaz hem de bana arkadaşlık edersin. En azından bu kışı rahat geçirirsin, dedi.

Çok hoş bir teklifti bu. Kabul etmemek ahmaklık olurdu. Düşünmeden "evet" demek üzereyken ağaçtan uzanan kalın bir zincir gözüne ilişti. Bu zincir köpeğe doğru uzanıyordu. Biraz daha dikkatli bakmaya çalıştığında bunun köpeğe bağlı olduğunu farketti. Hayretle karışık bir merakla sordu: -O zincir nedir? Seni zincirle mi bağladı sahibin? -Ha o, önemli değil, dedi; köpek. Sadece buradan ayrılmamam için... Aman, bu kadar rahatlık varken bir zincirin sözümü olur.

Kurt düşünmeden verdi yanıtını: -BİR LOKMA EKMEK İÇİN BİLE OLSA KENDİMİ ZİNCİRE VURDURTMAM !!! Bu dağlarda aç kalırım, ama ölsem bile ÖZGÜR ölürüm, dedi; ve arkasına bile bakmadan yiyecek bulabilmek için uzaklaştı, kendisine gıpta ile bakan köpeğin, sessizce ağladığını duymadan....

“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumundan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkıma malumdur.Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve baka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icab ettirirse, insanlığı teşkil milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım !!!”