Büyük kurbağa, küçük kurbağaya diğer hayvanları tanıtmak istiyordu.
Sabah erkenden yeşil otlarla kaplı çayıra koştular.
Önce karşılarına, otların üstünde yatmış bir koyun çıktı Önce karşılarına, otların üstünde yatmış bir koyun çıktı. Koyun onlara "Günaydın" dedi.
Biraz ilerdeki çalıların yanında duran tavşan onlara baktı Biraz ilerdeki çalıların yanında duran tavşan onlara baktı. Tavşanın elinde büyük bir havuç vardı.
Büyük kurbağa, karıncaları da göstermeyi unutmadı Büyük kurbağa, karıncaları da göstermeyi unutmadı. Karıncaların yuvası toprağın altındaydı.
Küçük kurbağa, az ilerde gördüğü deliği merak etti.
Deliğin içinden bir tarla faresi çıktı. Ona el salladı.
Biraz yürüyünce bir ağaçla karşılaştılar Biraz yürüyünce bir ağaçla karşılaştılar. Ağacın önünde küçük bir kirpi duruyordu. Kirpinin elinde bir elma vardı.
Bu sırada ağacın arkasından çıkan kaplumbağa onlara seslendi Bu sırada ağacın arkasından çıkan kaplumbağa onlara seslendi. "Yorulduysanız sırtıma oturun. Sizi ben evinize götüreyim" dedi.
Bu öneriyi sevinçle kabul ettiler Bu öneriyi sevinçle kabul ettiler. Hemen kaplumbağanın sırtına tırmandılar
Kaplumbağa o kadar yavaş yürüyordu ki ikisi de onun sırtında uyuyakaldı. bu sırada, yanlarından hızla geçen hayvanı göremediler. Bu, o gün karşılaştıkları hayvanlardan biriydi. Haydi onun adını da siz söyleyin.