ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARINDA SINIFLANDIRMA-TANI Doç.Dr.Sakıp ERTURHAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.
DR.MEHMET İYİGÜN 1952 GAZİANTEP DOĞUMLU.1980 ÇUKUROVA TIP FAKÜLTESİ MEZUNUYUM. 2 ERKEK 1 KIZIM VAR 2 DÖNEM GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI YÖNETİM KURULUNDA,2 DÖNEM ONUR KURULUNDA,2 DÖNEM DELEGE OLARAK GÖREV ALDIM. HALEN HALİDE ALEVLİ ASM’DE ÇALIŞIYORUM.
DR.MEHMET BAŞTEMİR 31.03.1967 Gaziantep doğumlu. 31.07.1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1998 yılında Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinde İç Hastalıkları uzmanı oldu. 2001 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanı oldu. 2005-2007 Üniversitesi’nde tarihleri arasında Pamukkale Üniversitesinde Endokrinoloji Bilim Dalı başkanlığında bulundu. 2009 yılında doçent oldu. Halen Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesinde çalışmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri`de her yıl 7 milyon hasta İYE nedeniyle hekime başvuruyor Toplum bazlı enfeksiyonlarda reçete edilen antibiyotiklerin %15i İYE için Üriner sistem enfeksiyonları her yaşta geniş bir semptom yelpazesinde görülebilmektedir. İdrar yolu enfekisyonularının (İYE) toplum üzerine önemli düzeyde maaliyeti bulunmakatdır. Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) 7 milyon civarında hastanın İYE nedeniyle hekime başvurduğu bildirilmektedir(1). ABD’de toplum bazlı enfeksiyonlar için reçete edilen antibiyotiklerin %15i İYE tedavisi içindir ve bunun yıllık maaliyeti 1 milyar $’ın üzerinde olduğu bildirilmiştir(1).
Türkiye Dünya genelinde hastane kaynaklı üriner enfeksiyonlarda rezistans oranı en yüksek ülkelerden biri Ülkemizde üriner enfeksiyonların sıklığı ile ilgili net bilgiler mecvut değildir. Günümüzde antibiyotik direncinin yüksek olması nedeniyle tedavide hekimler geniş spektrumlu antibiyotikleri tercih etmektedirler. Avrupa üroloji derneği çatısı altında yürütülen Global Prevalence of Infections in Urology (GPIU) çalışmasının verilerine göre hastane kaynaklı İYElerde direnç oranı en yüksek olan ülkelerden biri de Türkiyedir. Her nek bu çalışma hastane kaynaklı enfeksiyonların verileri ile yapılmış olsa da ve toplum kaynaklı enfeksiyonlar hakkında bir fikir yürütmemize yardımcı olur. 2010 yılında pan rezistan bakteri suşunun bildirilmesi antibiyotiklerin gelecekte yetersiz kalabileceğinin önemli uyarıcısı olmuştur(2). Bütün bu veriler göz önüne bulunduruluduğunda İYE’nin doğru sınıflanıdırılarak akılcı antibiyotik kullanımının önemili olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye Sefalosporin Direnci %25-50 2008 yılında Avrupa genelinde komplike olmayan İYElerin rezistans paternlerini inceleyen EARS (European Antımıvrobıal resıstance survery) çalışmasında Türkiye ile ilgili veriler bulunmakta idi. Maalesef bu çalışmanın sonucunda da ülkemizdeki rezistans oranlarının diğer Avrupa ülkelerine göre yüksek olduğu bildirilmiştir. Türkiyedeki sefalosporin direnci avrupadaki en yüksek oran.
Türkiye Kinolon Direnci >%50 Türkiyedeki kinolon direnci avrupadaki en yüksek oran. Anck avrupa genelinde kinolon direnci yüksek.
Aminoglikozid Direnci Türkiye Aminoglikozid Direnci %25-50 Türkiyedeki aminoglikozid direnci avrupadaki en yüksek oran.
GAZİANTEP KALESİ
Tanımlar Normal koşullarda üriner sistem içerisinde bakteri yoktur. Bakteriyel kolonizasyon Assendan (en sık) Hematojen Lenfatik Yollardan birinden gelişebilir. Normal koşullarda üriner sistem içerisinde bakteri yoktur. Bakteriyal kolonizasyon genelde asendan yolla gelen enterik bakterilerdir. Hematojen ve lenfatik yolla da bakteriler üriner sisteme yerleşebilir.
Tanımlar Bakteriüri: İdrarda bakteri bulunması Semptomatik Asemptomatik Piyüri: Normalde idrarda bulunmayan lökositlerin görülmesi Steril piyüri: Tüberküloz, Tümör, intravezikal tedavi Üriner sistem enfeksiyonu, bakteriüri ve pyüri ile karakterize, ürotelyal epitelin bakteriyal invazyona karşı olan enflamatuar yanıtıdır İdrarda bakteri bulunması bakteriüri olarak adlandırılır ve semptomatik veya asemptomatik olarak ikiye ayrılır. Normalde idrarda bulunmayan lökositlerin görülmesi piyüri olarak isimlendirilir. Genellikle ürotelyal epitelin enflamatuar yanıtının bir göstergesidir. Bakteriürisiz piyüri görülmesi halinde tüberküloz, taş ve kanser araştırması yapılmalıdır.
Tanımlar Sistit: Akut pyelonefrit: Kronik pyelonefrit Mesanenin enfeksiyonu. dizüri, sık idrara çıkma, aniden idrara çıkma ihtiyacı ve nadiren suprapubik ağrı ile karakterize Akut pyelonefrit: böbrek parankiminin akut bakteriyel enfeksiyonu böğür ağrısı, ateş ve titremeye eşlik eden bakteriüri – piyüri, lökositoz Kronik pyelonefrit morfolojik, radyolojik veya fonksiyonel olarak tanısı konur. küçülmüş, nedbe alanları olan böbreğin tarifi için kullanılır Renal interstisyum ve tübullerin ilerleyici inflamasyonu olup mikroskopik olarak interstisyel ve periglomerüler fibrozis mevcuttur. Sistit, dizüri, sık idrara çıkma, aniden idrara çıkma ihtiyacı ve nadiren suprapubik ağrı ile karakterize klinik sendromdur. Bu semptomlar sıklıkla bakteriyel sistit ile yakında ilintili olsalar da uretrit, vajinit gibi enfeksiyonlarda ve interstisyel sistit, mesane taşları , ürolojik malginiteler gibi non-enfektif durumlarda da görülebilir. Akut pyelonefrit; böğür ağrısı, ateş ve titremeye eşlik eden bakteriüri ve piyüri ile karakterize olan ve böbrek parankiminin bakteriyel enfeksiyonudur. Böğür ağrısı eşlik etmediği durumlarda akut pyelonefritten bahsedilemez. Kronik pyelonefrit ;morfolojik, radyolojik veya fonksiyonel olarak tanısı konulan, küçülmüş, nedbe alanları olan böbreğin tarifi için kullanılır.
Tanımlar Komplike olmayan üriner enfeksiyon: Üriner sistemde yapısal ve fonksiyonel anomali bulunmayan hastalarda görülen idrar yolu enfeksiyonu Komplike üriner enfeksiyon bakteri bulaşma ihtimalini arttıran ve tedavinin etkinliğini azaltan faktörlerin varlığında gelişen enfeksiyonlar Üriner sistemde yapısal ve fonksiyonel anomali bulunmayan hastalarda görülen idrar yolu enfeksiyonuna komplike olmayan üriner enfeksiyon, bakteri bulaşma ihtimalini arttıran ve tedavinin etkinliğini azaltan faktörlerin varlığında gelişen enfeksiyonlara da komplike üriner enfeksiyon denilmektedir.
Tanımlar Rekürren: Re-enfeksiyon (Relaps): Üriner enfeksiyonun başarılı tedavisinden sonra yeniden aynı patojen ile gelişen enfeksiyon Genellikle iki enfeksiyon arası süre iki haftadan kısadır Re-enfeksiyon (Relaps): Geçirilmiş enfeksiyon sonrasında dışardan gelen yeni bakteriyel patojen Bakteriyel persistans (devamlılık): Oluşan rekürrenslere neden olan üriner sisteme yerleşmiş patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlar Üriner enfeksiyonun başarılı tedavisinden sonra yeniden aynı patojen ile gelişen enfeksiyon rekküren enfeksiyondur. Rekürren enfeksiyonlarda genellikle tekrarlayan iki enfeksiyon arası süre iki haftadan kısadır. Geçirilmiş enfeksiyon sonrasında dışardan gelen yeni bakteriyel patojen ile oluşan enfeksiyona re-enfeksiyon denir. Bir süre sonra oluşan rekürrenslere neden olan üriner sisteme yerleşmiş patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlara bakteriyel persistans olarak adlandırılır.
ZEUGMA
Enterococcus faecalis Stafilokoks saprophyticus Patojenler E. Coli (%85) Proteus Klebsiella Enterococcus faecalis Stafilokoks saprophyticus
RUMKALE
Tanı İdrar analizi İdrar kültürü Üriner sistem içerisinde normalde bakteri bulunmaz. Ön tanı idrar analizi ile yapılmaktadır. Kesin tanı idrar kültürü ile konulur.
Tanı -Görüntüleme Klinik ve laboratuar çoğu hastada tanı koydurucu Yüksekli riskli hastalarda, ateşli İYEsi olan kadınlar ve İYEsi olan erkeklerin çoğunda görüntüleme yöntemleri gerekli
Ultrason non-invaziv Kolay Hızlı Radyasyon riskleri yok Özellikle, Renal kalkül Hidronefroz Pyonefroz Perirenal abse tanısında yararlı.
Görüntüleme Yöntemleri DÜSG IVP Ultrason BT MR
MOZAİK MÜZESİ
Ne zaman ürologa gönderelim Çocuk İYE Akut pyelonefrit düşünülen hasta Taş öyküsü Geçirilmiş üriner sistem cerrahisi öyküsü Yakın zamanda kateterizasyon öyküsü Ek sistemik hastalık varlığı
Teşekkürler...