Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi DERS: Edebiyat KONU: Atabetül Hakayık Edip Ahmet Yükneki ADI: -Gökçe ŞAHİN - İsmail NARİN
Atabetül Hakayık ('Gerçeklerin Eşiği'), Edip Ahmet Yüknekinin, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalara hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuştur. "Hibetül-Hakayık", veya "Aybetül-Akayık" olarak da isimlendirilir. Eserde dünyayı, Allahı, insanı bilmenin sadece bilim yoluyla olabileceği anlatılır. Bilginin faydası ve bilgisizliğin zararı hakkında olan konuyu işlemiştir.
Türk nazım birimi dörtlüklerle oluşan bu eserini şair, Yusuf Has Hacibin " Kutadgu Bilig"i gibi aruz vezniyle ve Kaşgar diliyle yazmıştır. Şairin bu eserini nerede ve ne zaman yazdığı kesin olarak bilinmemektedir
Ayet ve hadislerden yola çıkarak İslam ahlakını öğretmeye çalışan didaktik bir yapıttır. Dindarlığın erdemleri, temel mutluluk yolunun bilim olduğu, ahlakın yararları, yapıtın başlıca konularıdır. Giriş (Allah’ın Peygamberin övüldüğü bölüm) kaside biçiminde uyaklanmıştır. Asıl bölümse mani biçiminde uyaklıdır
manzum bir vaaz kitabı da denilebilir manzum bir vaaz kitabı da denilebilir. İslârni Türk edebiyatının, Müslümanlık inançlarını telkin eden ilk eseri olmasının yanı sıra edebiyatımızın elde bulunan en eski eserlerinden olması dolayısıyla Türk dili tarihi, tarih ve edebiyat tarihi açısından da önemli bir eserdir.
Gerçeklerin eşiği anlamına gelir. Konusu din ve ahlaktır Gerçeklerin eşiği anlamına gelir. Konusu din ve ahlaktır. Didaktik (öğretici) bir eserdir. Mesnevi tarzında yazılmıştır. 46 beyit ve 101 dörtlükten oluşmaktadır. Aruz ölçüsüyle yazılmıştır. Arapça ve Farsça kelimeler vardır. Telmih (hatırlatma) sanatı kullanılmıştır. Eserin Konusu:Eser 14 bölümden oluşur.Baştaki 5 bölüm giriş,şairin {nevi}adını verdiği 8 bölüm asıl konu, sondaki 1 bölüm de bitiriş bölümüdür. Giriş bölümleri {kaside} biçimiyle (aa ba ca da...), asıl konu ile ilgili bölümler ve bitiriş bölümü (dörtlüklerle) aaba yazılmıştır. Giriş bölümünde 80 beyit, asıl konu ve bitiriş bölümlerinde 101 dörtlük vardır. Eserin tamamı 484 dizeden oluşur.
Atabetü'l-Hakayık, Necip Asım (Yazıksız) tarafından Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunarak 1906 yılında bilim âlemine tanıtılmıştır. Necip Asım, hem Uygur hem de Arap harfleriyle yazılmış olan bu nüshayı 1918'de İstanbul'da bastırmıştır. Daha sonra N. Asım yine Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunan bir başka nüsha daha bulmuştur.
Kitabın ayrıca İstanbul Topkapı Sarayı Kütüphane'sinde Arap harfleriyle yazılmış bir nüshası daha vardır. Reşid Rahmeti Arat, hem Uygur, hem Arap, yalnızca Uygur ve yalnızca Arap harfleriyle yazılmış olan söz konusu üç nüshayı karşılaştırarak 1951 yılında edisyon kritikli metin halinde TDK yayınları arasında çıkartmıştırAtabetü'l-Hakayık Batılı araştırmacılar tarafından da incelenmiş olup eser üzerinde en ciddi çalışma Jean Deny tarafından yapılmıştır . Eserle, Polonyalı Kovalski de ilgilenmiştir
EDİP AHMET YÜKNEKİ Yüknek’lidir (SemerKant yöresinde bir köy). Eserini Emir Sipehsâlâr’a sunmuştur. Kitabın arkasına sonradan Aslan Hoca Tarkan tarafından yazılan takrizde, şâirin anadan doğma kör olduğu, bu eser sayesinde sevgi ve saygı kazandığı bildirilir. Hayatı hakkında başka bilgi yoktur. Atabetü’l-Hakayık adlı eserinin telif tarihi bilinmemekle birlikte Kutadgu Bilig’den yarım asır sonra yazıldığı tahmin ediliyor. Emir Sipehsâlâr’ın, övgüsü ile eserin yazılış sebebini anlatan kısımlar kasîde şekli ile, diğer bölüm dörtlüklerle yazılmış, aruzun feûlün feülün feûlün feûl vezni kullanılmıştır.
Şâir âyet ve hadislere dayanarak dünyânın geçiciliğini, bilginin faydasını, cehaletin zararlarını; cömertlik, cimrilik, tevazu gibi İyi ve kötü huyları anlatarak, nasihatlar vermiştir. Dinî-didaktik bir eserdir. Kaşgar Türkçesi ile yazılmıştıır. Elyazması nüshalarının sayısı azdır. En iylsf uygur harfli nüsha olup Ayasofya Kitaplığı’ndadır. İlk defa M. Necip Asım tarafından bulunmuş ve yayımlanmıştı (1918). En iyi neşri Reşit Rahmeti Araf’ın (önsöz, transkripsiyonlu metin. Türkiye Türkçesi’ne çeviri ve bibliyografyadan meydana gelen) baskısıdır
Hazırlayanlar: Gökçe ŞAHİN İsmail NARİN