BTB Branch Target Buffer BTB, işlemcinin Dal Tahmini yaparken danıştığı Branch Target Buffer. Dal Tahmini modern işlemcilerin hepsinin başvurduğu bir yöntem. Ofis uygulamaları gibi yazılımlarda Dal Tahminin neredeyse hiçbir faydası yok iken, sürekli aynı işi yapan 3D uygulamalar, MP3 çözümlemesi, DVD çözümlemesi, Ses ve Video işlenmesi gibi uygulamalarda Dal Tahmini resmen harikalar yaratıyor.
İşlemcinin bir hesabın sonucu için beklemesine gerek bırakmadan, kendi tecrübelerini tuttuğu BTB benzeri, anı defterine bakıp, bir karar veriyor ve hesaplamaya devam ediyor. Eğer ki daha sonra hesaplanması beklenen işlemin sonucu bitince, tahminin doğru olduğu ortaya çıkarsa, büyük bir kazanç elde edilmiş olunuyor. Öyle ya o esnada işlemci oturup, boş boş beklemedi. Bunun yerine hesaba devam etti. Ama eğer ki tahmin yanlış ise yapılan tüm işlemler boşa gitmiş oluyor ve işlemcinin sil baştan işe başlaması gerekiyor.
İşlemcilerde iş-hatlarının olduğunu biliyoruz. İş-hattı yani üretim hattının her kısmının bir görevi vardır. Örneğin bir kısım kod çözümü ile uğraşırken diğer kısımda kayan nokta birimleri üzerinde (FPU ünitesi) iş yapar. Bir üretim hattının ne kadar çok kısmı varsa, o üretim hattı da o kadar yüksek frekanslarda çalışabilir. Örneğin Pentium ile Pentium II'leri ele alalım. İlk Pentium'ların üretim hatlarının 5 kısmı vardı ve bu işlemciler ancak 233 Mhz'lere kadar ulaşabildi. Pentium II ve III’lerde her üretim hattı 10 adet kısma sahip olan P6 mimarisi kullanıldı ve bu işlemciler 1000 Mhz'lere kadar ulaşabildi.
INT ünitelerinin hesaplama kabiliyeti özellikle ofis uygulamalarında önemli iken, FPU ünitelerinin hesaplama gücü tüm 3D uygulamalar, DVD oynatımı, resim işleme, ses/video işleme gibi özelliklere öne çıkar.
SSE2 (Streaming SIMD Extensions 2 SSE2 ile birlikte Pentium IV'ün 128 bit SIMD Integer ve 128 bit SIMD Double-Precision Floating Point hesaplamalarını da yapabildiğini söyleyebiliriz. İşlemci eğer ki uygulamanın çalışması esnasında kod çözümü üniteleri veya Trace cache tarafından o esnada gerekli olan kod veya veri ile beslenemezse, hemen sıradaki başka bir minik kodun hesaplanması ile uğraşmaya başlayabiliyor. Yani minik kodların işlenmesi esnasında programın sırasına uyma zorunluluğu yok (Teknik ismi ile, Out of Order, speculative core). Bu sayede işlemci hesaplama ünitelerinin sürekli olarak işler durumda kalması sağlanıyor. Bu Pentium IV gibi yüksek frekanslarda çalışan işlemciler için oldukça önemli ve verimli bir özellik.