Tularemi Dr. Serpil ERTEM İnfeksiyon Hast. Ve Klinik Mikr. Uzm

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KOT KUMLAMA VE SİLİKOZİS: AYSBERG’LE Mİ KARŞI KARŞIYAYIZ?
Advertisements

AMASYA İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi
TÜKÜRÜK YOLU İLE BULAŞAN HASTALIKLAR
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
DİŞİ SPERMA DÜNYADA VE TÜRKİYEDE
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
DNA ve Genetİk Kod Sağlık Slaytları
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA)
56. Türkiye Milli Pediatri Kongresi
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
KAYSERİ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Bu çalışma için herhangi bir kurumdan maddi destek alınmamıştır.
HANTA VİRÜS ENFEKSİYONU
GRUP MOZAİK Gülden Deniz Elif Gencer Meltem Bayar Ayşegül Bayar
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ
T.C. Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Nurcan SAYDAM KENE KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ. Hastalık her yıl Nisan-Eylül ayları arasında görülmekte ve Temmuz ayında pik yapmaktadır yılında başlayan salgın halen.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Bel ağrısı Dr. Ayşegül Çakmak.
Artvin Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) 1.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
TULAREMİ.
Tularemi Prof. Dr. Mehmet BAKIR.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ZOONOTİK HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI.
TULAREMİ F. tularensis’in oluşturduğu kuzey yarım küreye özgü zoonotik bir hastalıktır. Yurdumuzda 1936 yılından beri küçük epidemiler oluşturarak veya.
Dr.Leman KARAAĞAÇ ENFEKSİYON KONTROL KOMİTESİ
MADDENİN TANECİKLİ YAPISI
TÜRKİYE’NİN BİTKİ ÖRTÜSÜ
AVRUPA BİRLİĞİ KÜLTÜR POLİTİKASI. Avrupa Birliği ya da kısaca AB, yirmi yedi üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Klinik Özellikler Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Avrupa’nın en batısında yer alır. Ülkenin batısında Atlas Okyanusu, doğusunda Kuzey Denizi, güneyinde Manş Denizi bulunur. Büyük Britanya’nın oluşturduğu.
ISI VE SICAKLIK.
BRONŞ ASTIMI PROF.DR.A.FUAT KALYONCU HACETTEPE TIP FAKÜLTESİ
1 Her şekil 3 kişiyi gösterir. 3 Her şekil 3 meyveyi gösterir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ MELİKGAZİ Toplum Sağlığı Merkezi SİNAN ÇETİN.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ZOONOTİK HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI.
Avrupa Birliği Ülkeleri
SAĞLIKLI OLMAK.
Akarlar ve İnsan Sağlığı Açısından Önemi
TRAHOM. ETKEN Chlamyidia trachomatis konjonktivayı, korneayı ve gözkapaklarını saran, genellikle süreğen bir çeşit göz hastalığıdır konjonktivayıkorneayı.
5. HASTALIK.
TETANOZ.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). KKKA ilk olarak 12.yüzyılda Tacikistan’da tanımlandı yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesindeki Sovyet askerleri.
1 Açıklamalar – 1 Meslek Hastalığında; etkenin iş ortamında bulunması ve çalışanın etkenle temasından sonra hastalığın ortaya çıkması, mesleksel bulaşıcı.
WARFAİNE BAĞLI KANAMA Doç. Dr. Siret Ratip Hematoloji Departmanı, Acıbadem Hastanesi.
Ara ş. Gör. Dr. Latife Sütcü Prof. Dr. Bülent Baysal TULAREMİ.
Campylobacter jejuni. Campylobacter jejuni Genel Özellikleri  Gram negatif  S veya virgül seklinde basiller  Polar monotrişiyöz flagellaları ile hareket.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Gastroenterit etkeni virüsler , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji.
Viral Ansefalitler.
Sağlık ve Kültür Doç. Dr. Melike KAPLAN.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Global Learning For Mind And Heart 2016/2019 Erasmus + Projeleri K219 Global Learning For Mind And Heart 2016/2019 Hibe Miktarı: Avro.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
TÜRKİYE’DE VETERİNER HEKİMLİĞİNDE OKULLAŞMA SÜRECİ
Mastitis.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
FRANCISELLA Prof. Dr. Süheyla SÜRÜCÜOĞLU. FRANCISELLA Francisella cinsinin 2 türü var – F. tularensis ve F. philomiragia F. tularensis tularemi etkenidir.
CİZRE DEVLET HASTANESİ 2018 YILI EĞİTİM PLANI.
ECHİNOCOCCOSİS (Ekinokok)
GECEKONDU OLGUSU VE GECEKONDU KÜLTÜRÜ
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Zika Virüs Enfeksiyonu
(Avian influenza virus)
Sunum transkripti:

Tularemi Dr. Serpil ERTEM İnfeksiyon Hast. Ve Klinik Mikr. Uzm Tularemi Dr. Serpil ERTEM İnfeksiyon Hast. Ve Klinik Mikr. Uzm. Bandırma Devlet Hastanesi

Francisella tularensis'in oluşturduğu, kuzey yarım küreye özgü zoonotik bir hastalık olan Tularemi, ülkemiz kırsal alanlarında zaman zaman epidemiler ile karşımıza çıkmaktadır.

Epidemiyoloji Etken; kene, sinek, sivrisineklerin ısırması yada kontamine çevresel örneklerle temas sonucunda bulaşır. İnsanlarda hastalık başlıca dört yolla oluşur. 1. Artropod ısırıkları (major yol), 2. İnfekte hayvan yenilmesi, infeksiyöz hayvana ait doku yada sıvıların ellenmesi, 3. Kontamine su veya yiyecek yenilmesi, 4. İnfektif aerosollerin inhalasyonu (infekte çimlerin biçilmesi sırasında olduğu gibi). Tularemide insandan insana geçiş yoktur.

Dünyada tularemi salgınları başlıca Kuzey Amerika, İsveç, Finlandiya, İspanya, Türkiye ve Kosova’dan bildirilmiştir. 2000 yılında İsveç’te 270, Kosova’da 327, 20.yüzyılda ABD’de 1368 olgu (yıllık <200 olgu), 1936-2004 yılları arasında Türkiye’den 507 olgu tanımlanmıştır. Türkiyede 2005 yılından itibaren bildirimi zorunlu bir hastalıktır ve 2006-2010 yılları arasında yaklaşık 1300 olgu bildirimi yapılmıştır.

Tularemi Vakalarının Yıllara Göre Dağılımı (Türkiye, 2005-2010) YIL VAKA SAYISI ÖLÜM 2005 374 -- 2006 133 2007 86 2008 70 2009 428 2010/6 1065

Ülkemizde Batı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde yaygın olarak görülürken, 2009 yılı ve 2010 yılının ilk yarısında özellikle İç Anadolu Bölgesi olmak üzere diğer bölgelerden de vakalar bildirilmiştir. 2010 yılının ilk altı aylık verilerine göre 32 ilde tularemi olguları görülmüştür.

Ülkemizde saptanan Tularemi olgularında hakim olan Orofaringeal form, iyi pişmemiş kontamine besinlerin yenilmesi ve kirli suların içilmesi ile gelişmekte, ateş, boğaz ağrısı ve boyunda çoğunlukla tek taraflı, ağrılı lenf bezi şişlikleri ile tanımlanmaktadır.

Patogenez-1 Bakteri deriden girdikten sonra yerel olarak çoğalır ve bakteriyemi sonucu bölgesel lenf nodlarına, daha sonra karaciğer, dalak, akciğer gibi organlara yayılır. Tüm dokularda yoğun inflamatuvar yanıt oluşur. PNL infiltrasyonunu değişik düzeyde nekroz, MNL birikimi (Makrofaj ve T lenfositleri içeren) izler.

Patogenez-2 Sonuçta epiteloid hücre, dev hücre ve kazeöz nekrozla beraber granuloma formasyonu izler. Fulminan seyirli Tip A tularemisinde doku nekrozu çok yaygındır ve olguların çoğunda pnömoni vardır. Konakta oluşan yanıt prognozu belirler.

Klinik Bulgular F. tularensis virülansı, Bakteri giriş yeri, Alınan bakteri miktarı (10-30 kokobasil), Kişinin immün durumuna bağlı olarak değişim gösterir. Asemptomatik olgu Bakteriyemi

Kuluçka süresi 1-21 gün (genellikle 3-5 gün)

Semptomlu tüm olgularda ani (prodromsuz) başlangıç Ateş (38-40oC), üşüme, baş ağrısı, bulantı, kusma, kırıklık, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, terleme Ateş tedavisiz olgularda haftalarca sürebilir

Hastalık ateş, boğaz ağrısı, öksürük, miyalji, karın ağrısı, diyare yakınmaları ile de başlayabilir.

Rölatif bradikardi olguların %42’sinde gözlenir.

Klinik Formlar Ülseroglandüler Glandüler Oküloglandüler Pnömonik Tifoid Orofaringeal

Ülseroglandüler Tularemi En sık kene ısırması veya enfekte hayvanın dokularına temas sonrası gelişir. Derideki inokülasyon yerinde bir kaç gün içerisinde kırmızı, ağrılı papül oluşur.

Lezyon birkaç günde kenarları kalkık, ağrılı, düz tabanlı, çoğu zaman koyu kabuklu ülsere dönüşür (eskar). Ağrılı bölgesel lenfadenit ilave olur. Bazen lenf nodları süpüre ve spontan olarak drene olabilir. Hastalık 3-4 hafta ve daha fazla süre devam edebilir.

Glandüler Tularemi Giriş yeri belli değildir. Ateş ve lenfadenomegali vardır. Tedavisiz olgularda haftalarca devam eder.

Oküloglandüler Tularemi Konjonktival bulaş sonucu gelişir. Gözde ağrı, kaşınma, fotofobi, lakrimasyon, oküler konjesyon, oküler konjunktival ödem, mukopürülan akıntı Preariküler, servikal ve submandibüler tek taraflı lenfadenomegali Parinaud Sendromu (Pürülan Konjonktivit + Preariküler LAM)

Pnömonik Tularemi-1 Etkenin solunum yoluyla alınmasıyla gelişir. Tifoid veya ülseroglandüler tularemi olgularının komplikasyonu da olabilir. Özellikle laboratuvar çalışanları için tehlikeli !!!

Pnömonik Tularemi-2 Ateş Öksürük Substernal yanma Yan ağrısı Balgam az

Pnömonik Tularemi-3 Hiler lenfadenopati Yama tarzında infiltratlar (bilateral olabilir) Lober konsolidasyon Plevral effüzyon

Tifoid Tularemi Üşüme Yüksek ateş Şiddetli baş ağrısı Kusma Karın ağrısı Diyare Öksürük DIC ARDS, organ yetmezliği ve şok Olguların %50’sinde pnömoni Menenjit görülebilir Bakteri kandan izole edilir Bakterinin giriş yeri belli değil, adenopati yok. Sepsis gibi seyreder. Çoğunlukla kronik hastalığı olan ve direnci düşük kişilerde görülür.

Orofaringeal Tularemi-1 Bakterinin kontamine suların içilmesi ve besinlerin yenmesi esnasında alınması sonucu gelişir. Ateş Şiddetli boğaz ağrısı

Orofaringeal Tularemi-2 Eksüdatif tonsilit Bazen ülseratif tonsilit Ağız mukozasında ülserler Tek taraflı veya iki taraflı ağrılı servikal lenfadenomegali

Laboratuvar Tetkikleri Lökosit sayısı normal sınırlarda, (bazen lökositoz) Sedimentasyon yüksekliği, CPK, AST, ALT yüksekliği, Trombositopeni, Sodyum düşüklüğü, Piyüri, Renal yetmezlik, Miyoglobinüri

Papüler Papüloveziküler Erythema nodosum Erythema multiforme Tularemi seyrinde görülebilen deri lezyonları (%8-20); Papüler Papüloveziküler Erythema nodosum Erythema multiforme

Komplikasyonlar Lenf nodu süpürasyonu Menenjit Perikardit Endokardit Hepatit Peritonit Osteomyelit

TANI VE AYIRICI TANI

Klinik Tanımlama; Riskli bir temas sonrasında tularemi ile ilgili klinik bulguların ortaya çıkması. Tanı için laboratuvar kriterleri; Tek serum örneğinde antikor pozitifliği (MAT ile) Çift serum örneğinde artmış antikor titresi (≥ 4 kat) Klinik örnekten F.tularensis izolasyonu Olgu sınıflaması; Olası Olgu; Klinik tanımlama ile uyumlu olgu. Kesin Olgu; En az bir laboratuvar kriteri pozitif olgu.

Rutin Klinik Uygulama Pratiğinde Tanı Tularemi ile ilgili klinik bulgular var. (Yüksek ateş, Akut tonsillofarenjit, Penisilin tedavisine yanıtsızlık, Bölgesel lenfadenopati) Tularemi için riskli bir bölgede yaşam veya tularemi için riskli bir temas var. Tek serum örneğinde artmış antikor (MAT ile ≥ 1/160)

Ayırıcı Tanı-1 Şarbon HIV CMV EBV Tüberküloz Riketsiyoz Toksoplazmoz Piyodermi Kedi Tırmığı hastalığı Veba Lenfoma Brucelloz Hantavirüs İnfluenza Atipik Pnömoni

Ayırıcı Tanı-2 Glandüler Form; Ülseroglandüler Form; Bubonik Veba Kedi Tırmığı Hastalığı Tüberküloz lenfadenit Sporotrikozis Piyojenik adenit Şankroid Lenfogranüloma venereum Primer genital Herpes Sekonder Sifiliz Ülseroglandüler Form; Şarbon Orf Pasteurella infeksiyonu Primer Sifiliz Fare ısırığı ateşi Riketsiya Çiçeği Sellülit

Ayırıcı Tanı-3 Pnömonik Form; Toplum kökenli bakteriyel pnömoni Toplum kökenli viral pnömoni İnhalasyon Şarbonu Akciğer Vebası Q Ateşi Akciğer Tüberkülozu Tifoidal Form; Brucelloz Leptospiroz Endokardit Sıtma Q Ateşi Tifo Meningokoksemi Veba

Ayırıcı Tanı-3 Oküloglandüler Form Adenoviral keratokonjonktivit Herpes keratokonjonktiviti Kedi Tırmığı Hastalığı Sporotrikozis Sifiliz Tüberküloz Orofaringeal Form Streptekokal farenjit Enfeksiyöz mononükleoz Adenoviral enfeksiyon Difteri Tüberküloz lenfadenit

önemli bir taklitçidir. Endemik bölgelerde TULAREMİ klinik bulguları ile önemli bir taklitçidir.

TEDAVİ

Tularemi’de Erken tanı ve Erken tedavi önemlidir. Erken tedavi; İyileşme süresi Komplikasyonlar Relapslar Mortalite

ERKEN TEDAVİ (3 hafta) İLE Başarı şansı yükselir. Geç kalınan olgularda süpürasyon ve cerrahi müdahale gereksinimi artar. 14 günden sonra başlanan tedavilerde; Başarısızlık artar, İyileşme süresi 3 kat uzar.

Beta-laktam antibiyotikler, TEDAVİDE Beta-laktam antibiyotikler, Makrolidler, Sulfonamidler ETKİSİZ

TEDAVİDE; Streptomisin (ilk seçenek) Gentamisin Tetrasiklinler (öz. Doksisiklin) Kloramfenikol (menenjitte) Kinolonlar – Siprofloksasin Levofloksasin

Erişkin Tularemi Tedavisi Klinik Şekiller (Menenjit Dışı) İlk Seçenek; Streptomisin : 15 mg/kg/gün (IM), 10 gün Gentamisin : 5 mg/kg/gün (IV-IM),

Erişkin Tularemi Tedavisi Klinik Şekiller (Menenjit Dışı) Alternatif Tedavi; Siprofloksasin : 2X500 mg/gün (Oral), 10-14 gün Doksisiklin : 2X100 mg/gün (Oral),

Çocuk Tularemi Tedavisi Klinik Şekiller (Menenjit Dışı) İlk Seçenek; Streptomisin : 15 mg/kg/gün (IM), 10 gün Gentamisin : 5 mg/kg/gün (IV-IM), Alternatif; Doksisiklin : 4 mg/kg/gün

Tularemik Menenjit Streptomisin (15 mg/kg/gün), 10 gün + İlk seçenek; Streptomisin (15 mg/kg/gün), 10 gün + Kloramfenikol (100 mg/kg/gün), 14-21 gün Alternatif tedavi; Gentamisin (5 mg/kg/gün), 10-14 gün + Doksisiklin 2X100 mg/gün, 21 gün

Hamilelerde Tedavi; Gentamisin İmmunsüpressif Konakta Tedavi; Streptomisin, Siprofloksasin

Temas Sonrası Profilaksi Tularemide Pasif İmmünoprofilaksi yok. İmmünprofilaksi; Canlı Tularemi Aşısı geliştirilmiş, ancak lisanslı değildir ve koruyuculuğu tam değil. Kemoprofilaksi; Aerosol teması sonrası, ilk 24 saat içerisinde, Doksisiklin veya Siprofloksasin ile kemoprofilaksi önerilir.

Erken tedavi en önemli komplikasyon olan lenf nodu süpürasyonunu engellemede en etkin yol. Gerekirse süpürasyon gösteren lenf nodları cerrahi olarak drene edilir.

Tularemi, endemik bölgelerde beta-laktam antibiyotiklere yanıt vermeyen anjin vakalarında mutlaka ayırıcı tanıda düşünülmeli.

KORUNMA

Tulareminin önlenmesi ve doğru teşhis edilebilmesi için Bakanlığımızca 11 Nisan 2005 tarihli ve 5103 sayılı (2005/61) Genelge yayınlanmış ve içme ve kullanma suyu kaynaklarının ve depolarının ıslahının yapılması ile tularemi ayırıcı tanısında dikkat edilecek hususlar illerimize bildirilmiştir.

Ülkemizde görülen epidemilerin özellikle su kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle gerekli tedbirlerin alınması ve sağlık problemleri yaşanmaması için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmalar sürdürülmektedir.

Tulareminin doğru teşhis edilebilmesi için öncelikle vakanın doğru olarak tanımlanması gerekmektedir. Hastalıktan korunma önlemleri arasında özellikle enfekte hayvan ölüleriyle temaslı suların kullanılmaması veya dezenfekte edilerek kullanılması önemlidir.

Sağlıklı içme ve kullanma suyu temin edilmelidir. Riskli bölgelerde yaşayanlara, avcılara veya hastane çalışanlarından risk altındaki kişilere tularemi hastalığından korunma yolları konusunda eğitim verilmelidir.

Orofaringeal Tularemi Kaynatılmamış suların içilmemesi, Suyun klorlandıktan sonra kullanılması, Su kaynakları ile vektör hayvanların temasının engellenmesi,

Yiyecek Kaynaklı Tularemi Gıda ambarlarının vektör hayvanlarla temasının engellenmesi, Hayvan dışkısı ile kontamine olmuş gıdaların yenmemesi, Yıkama sırasında oluşan aerosoller ve tozlar enfeksiyöz olabileceği için gıdaların dikkatli yıkanması,

Respiratuvar veya Ülseroglandüler Tularemi Enfeksiyöz aerosoller, enfekte hayvanlarla direk temas ve artropodların ısırmasına karşı önlem alınması, Yabani tavşan gibi hayvanların avlanması ve etlerinin tüketilmesinden kaçınılması, Yabani ve evcil hayvanlarla temas sonrasında ellerin yıkanması,

Salgın durumunda kedi köpek gibi evcil hayvanlarla yakın temastan kaçınılması, evcil hayvanların düzenli olarak hastalık belirtileri açısından takibinin yapılması, Özellikle çiftçi veya bahçıvanlar gibi enfekte toz ve aerosollere maruz kalan kişilerin maske kullanması,

Kene gibi kan emen artropodlardan korunmak için uzun kollu ve paçalı giysiler giyilmesi ve kene kovucu repellent kullanılması, Endemik bölgelerde temas riski yüksek olan kişilere aşılama yapılması önerilir.

Sağlıklı Günler Dilerim.