Konuşur ve yazarken insan zihninin nasıl çalıştığı, sözcükleri nasıl seçerek sıraladığı konusu üzerinde, üretimsel dilbilime gelinceye kadar önemli gerçeklerin ortaya koyduğu, önemli sonuçlara varıldığı söylenemez.
CHOMSKY ve izleyicileri HALLE ve FILLMORE işte bu amaca, belli bir dil çerçevesinde insan zihninin çalışma biçiminin aydınlatılmasına yönelmiş ve önemli katkılarda bulunmuşlardır.
SAUSSURE, kuramında dil-söz(langue-parole) ayrımına gitmiş, dil’i, toplumun insanlara hazır olarak sunduğu,bir toplumun anlaşma sonucu ortaya koyduğu belirtilerden oluşan bir dizge olarak nitelemiş.Bunun yanı sıra SASSURE, toplumsal nitelikteki dil’in kişi tarafından kullanışını, kişiye özgü, bireysel yönünü söz terimiyle adlandırır.
CHOMSKY,dili bir tümceler topluluğu olarak görür.Syntactic Structures adlı yapıtında bilgin, dilbilimsel çözümlemede bir dilin dil bilgisine uygun tümcelerini, ona aykırı tümcelerden ayırmayı ve dilbilgisine uygun tümcelerin yapısını ortaya koymayı amaç olarak belirlemektedir.
Bir dilde kimi tümceler, aşağıdaki Türkçe örneklerde gibi, dilbilgisine uygun, ama anlamsız veya saçma olabilir: “İçinde pazarlıklı soba yazıyı tanımladı.” “Boyalı görüşünüz gitar çalıyordu.”
Aşağıdaki tümceler de ise anlam açısından eşdeğerli olduğu halde bunlardan ilki dilbilgisi açısından doğru,ikincisi yanlıştır: “ Testi kırılmış gibi.” “Gibi testi kırılmış.” CHOMSKY,anlamlık kavramı ile dilbilgisine uygunluk kavramı dilbilgisine uygun tümcelerin mutlaka anlamlı sayılmayacağına,bu iki kavramın eşleştirilmeyeceğini dikkat çekmiştir.
Dizim bilim ; her biri, belli bir tümcenin oluşması için gerekli bütün bilgileri içeren sınırsız sayıda biçimsel nesneleri içerir.CHOMSKY’ye göre, dizim bilim bölümünde her tümce için bir derin yapı bir de yüzeysel yapı’nın bulunması gereklidir.
Derin yapı; doğrudan doğruya tümcede anlatım bulan anlamla ilgili olan derin yapı, tümcenin temelinde bulunan bütün anlam öğelerinden oluşmuş anlam yapısıdır. Tümcenin anlamını belirlediği soyut yapıdır.
Örn: “Çocuğun ağlayışına üzüldüm” tümcesi, temelde, derin yapıda iki ayrı anlamdan oluşmuştur: 1. Çocuk ağlıyordu; 2. Ben ona üzüldüm. Yüzeysel yapı; derin yapıda var olan anlamın açıklanış biçimi biçimi, sese, sözcüklere dökülerek gerçekleşmesidir.
Derin yapı ve yüzeysel yapı dönüşüm ‘lerle birbirine bağlıdır.örn; 1.tümce a) Köylü, ağacı kesti. b) Ağaç, köylü tarafından kesildi. 2.tümce: a) Çocuk, kediyi dövdü. b) Kedi, çocuk tarafından dövüldü.
1. ve 2. tümcelerin her biri a ve b biçimleriyle tek bir bir olayı, anlamı yansıtır; ancak yapıları, kurucularının yapısı birbirinden ayrıdır.Her iki tümcenin b biçimleri, a biçimlerinden birer dönüşümle elde edilmiştir.her tümce tek bir derin yapıya dayanan iki yüzeysel yapı oluşturur.
Dönüşüm; belli derin yapıların değişik yüzeysel yapılar biçiminde anlatım bulmasıdır.Derin yapı-yüzeysel yapı ayrımı, dönüşümlü dilbilgisinin temel ilkelerinden biridir. Dizim bilim bölümü, yapı kuralları ve dönüşüm kuraları olmak üzere iki ana kuralı içerir.
1 a Eylem Tümcesi(Geçişsiz Eylemle) 1.T AÖ – EÖ 2.AÖ A A1 0 3.EÖ E + ZE +KE YAPI KURALLARI
kısaltmalar A ad Al adıl AÖ ad öbeği BE belirtme eki E eylem EE ekeylem EÖ eylem öbeği KE kişi eki ÖA önad(sıfat) T tümce ZE zaman eki T AÖ EÖ A E ZE KE adam uyu yor
1 b Eylem Tümcesi(Geçişli Eylemle) 1. T AÖ + EÖ 2. AÖ A A1 O 3. EÖ AÖ +BE + E +ZE +KE
Her dilde kendine özgü nitelikleri olan dönüşüm kuralları, bir çekirdek tümceyi edilgen, olumsuz, soru... Gibi başka yapılara dönüştürmede uygulanan kurallardır. ÖRN: “ Kasap kurbanı kesti.” tümcesi “Kurban, kasap tarafından kesildi.” gibi bir biçime döndürülür.
Görevsel sesbilim; bir dilin,görevsel sesbilim çerçevesi içine giren niteliklerinin yanı sıra, seslerden oluşmuş, düşünsel dilin sese dönüşmüş tümcelerinde gerekli olan ses uyarlanmalarını gerçekleştiren,bunlar için birtakım kural ve formüller saptayan bölümdür.
Anlambilim, her sözcüğün insan zihninde niteliklerinin belirlenmiş olduğu varsayılır. Sözcüklerden her birinin nitelikleri yanında, hangi sözcüklerle, ne türden bağlamlar içinde bulunabileceği,hangileriyle bağdaşabileceği, hangileriyle bağdaşmayacağı saptanmaya çalışılır.
Ben denizi çok özledim” tümcesinde örneğin deniz ve özlemek sözcükleri arasında, sözcüklerin nitelikleri bakımından bağdaşmazlık yoktur.Ama “Kömür denizi çok özledi.” tümcede sözcüklerin anlamsal nitelikleri böyle bir birleştirmeyi olanaksız kılar.
Üretimsel dilbilim, her şeyden önce, belli bir dil çerçevesi içinde insan zihninin çalışma modelinin belirlenmesine yönelmiş bir çalışma yöntemi olarak düşünülebilir. Üretimsel dilbilim, çeşitli araştırmalar, uygulamalarla bütün dünyada büyük bir yaygınlık kazanmıştır.
Birleşik Amerika’dan Güney Kore’ye kadar birçok ülkelerde dilbilgisi ve dilbilim öğretiminin bu yönteme ağırlık verilerek yapıldığı, yukarıda değindiğimiz gibi, dil öğretiminde de aynı yönteme baş vurulduğu bir gerçektir.Ancak her bir dil için geçerli, şaşmaz kuralların saptanmış olduğu söylenemez.