ses düğmenizi (uzak düşmüşlerin de duyabileceği kadar) açabilirsiniz DİKİZ AYNASINDA
8 Ağustos 1969; Londra. Öğlene doğru soldan trafikte ilerleyen bir araba.
8 Ağustos 1969; Londra. Sürücüsü belki 68 ruhuyla: “keşke özgürce bir araya gelinebilse” diye düşünmekte; belki bir yandan işine, belki de bir Beatles plağı almaya gitmekte. Öğlene doğru soldan trafikte ilerleyen bir araba.
Ve saniyeler önce geçtiği yaya geçidi, dikiz aynasında giderek küçülmekte. “Belki bir sevdiğime rastlar – unutulmaz bir gün geçiririm...” diye hep ileriye bakarken, ardındaki yaya geçidinden dört kişi geçmekte. ↑
ve bu dört kişi, yani George Harrison, Paul McCartney, Ringo Starr ve John Lennon’dan oluşan Beatles, kapıyı çalmakta olan 70’li yılların müziğini, yaşam stilini ve popüler kültürünü allak bullak etmek üzere emin adımlarla zebra geçidinde ilerlemekte.
Bu serseri geçiş, başta sol kaldırıma park etmiş Volkswagen olmak üzere, sonsuza kadar o yolun, yani Abbey Road’un kaderini değiştirecekti. Beatles’ın 1969 sonbaharında yeni bir plağı çıkacaktı. Abbey Road (EMI) Stüdyoları’ndaki çalışmalarda uzunçaların isminin önceleri ses mühendisi Geoff Emerick’in içtiği sigaradan esinlenerek “Everest” olması düşünülmüş, ancak albüm kapağının çekimleri için Everest’e gitmeyi gözleri yemediğinden, plağın isminin hemen önlerinden geçen Abbey Road’un olmasına, kapak için çekimlerin de stüdyonun hemen önündeki yaya geçidinde yapılmasına karar verilmişti. Beatles’ın hayranları adım adım takipteydi. Bir Beatle’ı yakalayabilmek, görüntüleyebilmek için o civara park ettikleri araçlarında yaşayanlar bile vardı. Pink Floyd’un da Abbey Road Stüdyoları’nda çalıştığı bu dönemde, yaşı tutsaydı, bir düş hekimi mutlaka orada temizlikçi olarak işe başlardı. Pink Floyd’un Nick Mason’u, Abbey Road Stüdyoları’nda Beatles’la ilk karşılaşmalarını: “Bir parça Kraliyet Ailesi’yle tanışmak gibi…” olarak anlatacaktı. Geçitten geçerken nasıl poz verilmesi gerektiğini Paul McCartney kabaca çizmişti. John Lennon ve Yoko Ono’nun fotoğrafçı arkadaşı Iain MacMillan da o Cuma öğlen saat 11:35’te bir merdivene çıkıp, on dakikada altı ayrı kare olarak fotoğrafları çekecekti. Plağın kapağında beşinci kare yer alacaktı. 26 Eylül 1969’da kapak fotoğrafı dünyanın unutulmaz kapakları arasında yer alacak Abbey Road plağı çıkacaktı – ki İngiltere listelerine direkt 1 numaradan giren bu plak Rolling Stone dergisine göre tüm zamanlarda dünyanın en çok satan 14. plağı olacaktı. Yıllar içinde köprülerin altından ne sular akacak; yaya geçidinden kimler gelecek, kimler geçecek, kimler esinlenecekti:
Bir tarih, tarih olurken kendisini yazmaya başlamıştı. Plak çıktıktan hemen sonra 8 Ağustos’ta solda park etmiş olan Volkswagen’in LMW 281F numaralı plakası çalınacak, sahibi yıllar boyu habire yeni plaka yaptıracak, o yaptırdıkça yeni plakalar da kısa sürede yine çalınacaktı.
Volkswagen’in plakasındaki LMW 281F “Linda McCartney Widow”un şifresiydi. Yani Paul’un karısı Linda aslında bir “dul”du. “28” ise Paul “yaşasaydı 28 yaşında olacaktı” anlamında bir mesajdı. Hatta güya en önde beyazlar içinde yürüyen John Lennon rahibi simgelemekte, çıplak ayaklı Paul McCartney ise cesedi temsil etmekteydi. Hem sağ elinde sigara tutan Paul aslında solak değil miydi? George Harrison ise mezar kazıcısı, Ringo Starr ise cenaze kaldırıcısından başkası değildi. O sıralarda Paul McCartney’in aslında 1967’de bir otomobil kazasında öldüğü dedikoduları dünyayı sarmıştı. O geçitte yürüyen bir benzeriydi, hatta adı da William Campbell’di ve güya Beatles gerçeği açıklayamamanın utancıyla plak kapaklarına, şarkı sözlerinin arasına hep ipuçları koymaktaydı.
Bir poster klasiği olacak bu fotoğraftaki McCartney’in sigarası yıllar sonra George Harrison’un sigaraya bağlı akciğer kanserinden ölümünden sonra, A.B.D.’inde fotoğraftan silinmiş olarak satılacaktı. Yıllarca sürecek “Paul öldü” mitine karşı Paul McCartney 1993’te çıkarttığı albümüne “Paul is Live” ismini verip yine Abbey Road’daki geçitte yine Iain MacMillan’a poz verecekti. Yeni kapakta soldaki Vokswagen’in plakasındaki yaş numarası 28 değil 51 olacaktı. Grubun bu on birinci plağının ses mühendisi olan Geoff Emerick’in asistanı ise, dört sene sonra çıkacak ve bence gelmiş - gelecek en muhteşem albüm olan Pink Floyd’un, “Dark Side of The Moon” plağının ses mühendisi Alan Parsons’dan başkası değildi.
1970’te çıkan son plak “Let It Be”de, John Lennon stüdyoda grupla birlikte olmayacak ve Beatles’ın sona erdiği, dünyanın Beatles’sız kaldığı 10 Nisan 1970’de Enola Gay’den atılır gibi açıklanacaktı. Ve Beatles yakın geçmişe tanıklık değil, sevk ve idare etmiş bir grup, ya da dünyamıza bir daha konuk olamayacak bir kavram olarak, yaşamın gerçek okullarındaki tarih notlarının solmaz sayfalardaki yerini alacaktı. B yüzü de, bir A yüzü muhteşemliğindeki Abbey Road, tüm Beatles üyelerinin bir arada stüdyoda olduğu son plak olacaktı. 20 Ağustos 1969’daki stüdyo kaydından sonra dördü bir araya asla gelemeyecek – daha ilk parçasında “Bir araya gelin; hemen şimdi…” diye başlayan Abbey Road plağı çıkmadan altı gün önce grup dağılacak - ancak açıklanması ertelenecekti.
Sürücüsü belki 68 ruhuyla: “keşke özgürce bir araya gelinebilse” diye düşünmekte; belki bir yandan işine, belki de onuncu Beatles plağı Yellow Submarine’i almaya gitmekteydi. Londra’da, 8 Ağustos 1969’ta öğlene doğru soldan trafikte ilerleyen bir araba vardı. Abbey Road; 10 Eylül :42 (web cam) Abbey Road; 08 Ağustos :42
Saniyeler önce geçtiği yaya geçidine dikiz aynasından bir bakabilseydi, değil 1969 yılında bir zebranın sırtında yürüyen dört kişiyi, onlarca yıl boyunca kendisine bakan milyonlarca yüreği, bir başka bin yılda, Türkiye’deki bir ortodonti muayenesini bile görebilecekti.
Saniyeler önce geçtiği yaya geçidine dikiz aynasından bir bakabilseydi, değil 1969 yılında bir zebranın sırtında yürüyen dört kişiyi, onlarca yıl boyunca kendisine bakan milyonlarca yüreği, bir başka bin yılda, Türkiye’deki bir ortodonti muayenesini bile görebilecekti. Akarsudaki yaprak gibi trafikte ilerlemektesiniz; tüm dikkatinizi önünüzdeki yola kilitleyebilir, gelecekten başka bir şey düşünmeyebilirsiniz. Ancak sürekli ileriye bakarken, arada dikiz aynanıza da bakabilirseniz, yakın geçmişi ufalmadan, ufalanıp yok olmadan görebilir – geleceğin tarihine de tanık olabilirsiniz… düş hekimi yalçın ergir (müzik: come together / beatles - abbey road)