Ünite Ürün Dosyası Sunumu Ferhat YILDIRIM

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ( )
Advertisements

İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ( SONSUZA KADAR)
Ey kahraman Türk kadını,
KARAGÖZ ve HACİVAT.
SANAT VE SANAT DALLARI HAZIRLAYAN:EMRE BOYUN
VATAN SEVGİSİ.
BATTALNAME Seyyid Battal Gazi'ye ait kahramanlık hikâyelerini içine alan bir eserdir. Battal Gazi, 8. yüzyılda Emevilerin Anadolu'da Bizanslılara karşı.
NASRETTİN HOCA KİMDİR ?.
KARAGÖZ VE HACİVAT.
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
MÜZİK PERFORMANS ÖDEVİ
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 – 1938)
Lider dediğin; Hedefleri gibi Zafer zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet, muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir.
Beni görmek demek yüzümü görmek değildir
Beni görmek demek yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi anlıyor ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
TÜRK DİLİNİN TARİHİ GELİŞİMİ
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
TÜRK HALK MÜZİĞİ.
Büyük düşünürler HZ.MEVLANA YUNUS EMRE İBNİ SİNA PİRİ REİS İÇİNDEKİLER.
TİYATRO ve GÖLGE OYUNU.
AHMET YESEVİ ve DİVAN-I HİKMET
DEĞERLERİMİZ Ünite Ürün Dosyası Sunumu Ferhat YILDIRIM.
KARAGÖZ OYUNU.
Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum
TÜRKÇE / Olay Yazıları (Fabl-Fıkra-Tiyatro)
OSMANLI’ DA EĞİTİM.
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 – 1938) Macar Rapsodisi, No: 2 / Frantz Liszt.
ATATÜRK ve BİLİM.
OSMANLIDA DEVLETİNDE BİLİM VE BİLİM ADAMLARI
ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET.
Anadolu’da “Beylikler Dönemi’nde (13. yy.) yaşamıştır. Kesin olmamakla birlikte ailesiyle Belh şehrinden Akşehir’e gelmişlerdir. Babası Şeyh Hasan Paşa’dır.
SEYYİD MAHMUT HAYRANÎ (?-1268)
İSİMLER VE ÇEŞİTLERİ Varlıklara verilişine göre
Mevlevîlik.
Kelime Türleri İsim soylu sözcükler de yediye ayrılır:
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
20 Aralık Aralık 1936 İSTİKLAL MARŞIMIZIN MÜELLİFİ
Türkçe veya Türkiye Türkçesi, batıda Balkanlar’dan doğuda Hazar Denizi sahasına kadar konuşulan Altay dillerinden biridir. Yaşı, en eski hesaplara göre.
GELENEKSEL T ÜRK TİYATROSU
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
13 VE 14.YÜZYILDA ANADOLU’DA GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
Nasreddin Hoca'nın Hayatı
ÖLÜMÜNÜN 79. YILINDA. Mehmet Akif Ersoy 1873 yılının Aralık ayında İstanbul’un Fatih ilçesinin Sarıgüzel semtinde doğmuş ve 27 Aralık 1936 Pazar günü,
8.Sınıf /1.ünite KAZA ve KADER Hazırlayan:Serpil AKTAŞ.
Geleneksel Türk Müziği Tarihi
3. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ
Milli Birlik, Vatan Sevgisi Ve Cumhuriyetin Önemi.
KARAGÖZ ve HACİVAT GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU. ÖTEKİNE GEÇELİM.
DEDE KORKUT Maltepe Askerî Lisesi.
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR / Sanat, Spor ve Atatürk
İSİMLER VE ÇEŞİTLERİ Varlıklara verilişine göre
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
HAZIRLAYAN : EDA NUR İNCE 4/ A 1420
10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 – 1938)
DEDE KORKUT. DEDE KORKUT KİTABI Kitabın asıl adı "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan" dır. Anlamı Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı’dır.
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
KARAGÖZ VE HACİVAT.
KÜLTÜRÜMÜZDE H.Z MUHHAMMED SEVGİSİ. Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi: Bir çocuğa bir ad, çocuğun o adin manasını yasaması veya o ada sahip bir şahsin.
TÜRK HALK MÜZİĞİ ve TÜRK SANAT MÜZİĞİ
ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN MÜZİK TÜRLERİ
 Ahmed Yesevi, İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında önemli bir rol oynamış olan, büyük alim ve sufilerden; Türk illerinin manevi hayatında, asırlar.
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali,
NASRETTİN HOCA.
KARAGÖZ VE HACİVAT.
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 – 1938)
GELENEKSEL TÜRK HALK MÜZİKLERİ. Türk Müziği nedir? Türk müziği, Türkler'in Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları.
İÇİMİZDE YAŞIYOR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 – 1938) Macar Rapsodisi, No: 2 / Frantz Liszt.
MERAK, İLMİN HOCASIDIR..
Sunum transkripti:

Ünite Ürün Dosyası Sunumu Ferhat YILDIRIM DEĞERLERİMİZ Ünite Ürün Dosyası Sunumu Ferhat YILDIRIM

Ünite Özeti Türk toplumu olarak hangi değerlere sahibiz? Bizi biz yapan değerler nelerdir? Bu değerlerimizi nasıl korumalıyız? Gibi sorulara cevaplar bulacağız.

Ürün Dosyası Sunumu Zeynep YALÇIN DEĞERLERİMİZ Ürün Dosyası Sunumu Zeynep YALÇIN

BİZİ BİZ YAPANLAR Bu çalışmada Atatürk’ü,kendi sözlerinden yola çıkarak bir kez daha tanıyacağız.

Atatürk Diyor ki:

   ”Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.”

“Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülât önünde, belki gâyelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. “

   ”Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.”

   ”Pekâlâ bilirsiniz ki benim bütün hayatımda bu ana kadar güttüğüm gaye, hiçbir vakit kişisel olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her neye girişmiş isem, daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın üstünlüğünü ve sivrilmemi göz önüne almamışımdır.”

“Ben vazifemin bitmediğini, yüklendiğim sorumluluğun da yüksek ve çetin olduğunu anlıyorum. Arkadaşlar, bu vazife bitmeyecektir; ben toprak olduktan sonra da devam edecektir! Ben seve seve, sevine sevine bütün varlığımı bu kutsal vazifeye vereceğim ve onun yüksek sorumluluğunu yüklenmekle mesut olacağım. Vazifeme başarı ile devam edebileceğim. Çünkü büyük milletimizin kalp ve vicdanında bana karşı sarsılmaz bir güven ve itimat taşımakta olduğunu görüyorum. Bu benim için büyük kuvvettir, büyük yetkidir.”

“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.”

SEN VARSIN ATATÜRK'ÜM HER ŞEYİMİZDE Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam Ekmeğim ak suyum berraksa, Ağaçlar çiçek açıyor Topraklar ısınabiliyorsa, Sesim gür çıkıyor Özgür özgür bakabiliyorsam, Sen varsın gözbebeklerimde Sen varsın Atatürk'üm sen varsın. Yazabiliyorsam gönlümce Okuyabiliyorsam... Kazabiliyorsam toprağımı Gün ışığında çapa kürek elde, Çalışabiliyorsam gece gündüz Ekip biçebiliyorsam dileğimce, Sen varsın yüreğimde Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.                          M. Esat TOZKOPARAN

“BÜYÜK ÖLÜLERE MATEM GEREKMEZ,FİKİRLERİNE BAĞLILIK GEREKİR.”

TÜRKÇEMİZ CAN EVİMİZ HAZIRALYAN FERHAT YILDIRIM

TÜRKÇE AŞIKLARI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ( ATAMIZ ) MEHMET AKİF ERSOY ( İSTİKLAL ŞAİRİMİZ ) OKTAY SİNANOĞLU ( TÜRK DEHASI )

TÜRKÇE, Ural-Altay dil ailesine bağlı Türk dillerinde bulunan genel diller topluluğudur. Bünyesinde Oğuz, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu adlı beş adet grup bulundurur.[5] En çok kullanılan dili Türkiye Türkçesidir. Türkiye Türkçesi Türkiye, Kıbrıs, Irak, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Bosna Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti[1] ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurumsal; Romanya, Makedonya, Kosova ve Irak'ın ise tanınmış bölgesel dilidir. Bulgaristan'da ise bazı bölgelerde konuşulmaktadır. Türkçe, farklı lehçelere ayrılmış bir dildir.

Ünite Ürün Dosyası Sunumu Zehra POLAT NASRETTİN HOCA Ünite Ürün Dosyası Sunumu Zehra POLAT

Nasreddin Hoca Nasreddin Hoca 13. yüzyıl Anadolusu’nda yaşadığına inanılan bir halk bilgesinin adı olup, en önemli fıkra kahramanıdır. Yazıya geçirilmiş ilk Nasrettin Hoca hikayesi 1480 tarihli Sarı Saltuk'un hayatını anlatan Ebu’l Hayr Rumi’nin Saltuknamesi'de bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan'ın şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine tarafından Saltukname yedi senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında tamamlanmış ve kitaplaştırılmıştır. ´de başlamış ve tahsilinin sonunda babasının yerine köyünde imamlık yılında vefat ettiği şeklindeki rivayet göz önüne alınırsa, onun, Selçuklular devrinde yaşadığını ve Timur Han ile görüşmediğini dikkate almak gerekir

Nasrettin hoca ile ilgili bir çok fıkra vardır

Fıkralarda Baklava Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir. -Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu... -Beni ilgilendirmez! -Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu. -O zaman seni ilgilendirmez!

Nasrettin Hoca Kimdir? Türk halk bilgesi. Halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuştur. Eskişehir'in Sivrihisar İlçesinin Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.

TÜRK MÜZİĞİ HAZIRLAYAN NURHAN CALAP

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK MÜZİĞİ Türklerin İslâmiyet’i kabulünden çok önceleri dini törenleri yöneten şaman ya da kam elinde belirli sesler çıkaran demir parçalarının bağlı bulunduğu bir değnekle topluluğu etkiliyordu.Bu törenlerde davul ve kopuzunda önemli bir yeri vardır.

SELÇUKLULAR’DA MÜZİK Selçuklularda da müziğe büyük önem verilmiştir.Ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Selçuklu ordusu yoktur. Eski Türk saraylarında ve ordugahlarında musiki takımları 9 kök denilen eserleri her gün çalardı.

OSMANLILARDA MÜZİK Osmanlılar döneminde müzik ,halk müziği ve klasik Türk müziği diye ikiye ayrılır.

TÜRK HALK MÜZİĞİ Türk halk müziği örnekleri genelde sözlü olmakla beraber,sözsüz dans müziklerini de içerir. Halk müziğinin ölçülü olanına kırık hava,ölçüsüz olanına uzun hava denir. Uzun havalar bozlak,türkmani,hoyrat,divan adını alır. Kırık havalar ise koşma,yiğitleme,güzelleme ve taşlama adlarını alır.

KLASİK TÜRK MÜZİĞİ Topkapı Sarayında,Enderun Musiki Mektebi ve özel meşk hanelerde eğitime geçilmesiyle Klasik Türk Müziği iyice belirgin hale gelmiştir.Klasik Türk Müziği Dede Efendi ve Zekai Dedeye kadar uzanan dizi,makamlar,usuller ve makamlardan oluşur.

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MÜZİĞİ KLASİK BATI MÜZİĞİ Çok sesli sanat müziğinde batıda sesini ilk duyuran Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Aksestir.

Enstrüman yorumcusu olarak kemancı Ayla Erduran,Suna Kan,piyanist İdil Biret,Verda Erman,Fazıl Say yurt dışında da büyük ilgi gördüler.

Popüler Türk Müziği Popüler Türk Müziği şu bölümlerden oluşur: *Türk Halk Müziği *Türk Pop Müziği *Türkçe Rock Müzik *Türkçe Jazz *Arabesk Müzik *Fantezi Müzik

HAZIRLAYAN : SİNAN TUTAK GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ HAZIRLAYAN : SİNAN TUTAK

HALK OYUNLARIMIZ

HALK OYUNLARIMIZ: EGE BÖLGESİ : ZEYBEK DOĞU ANADOLU: HALAY KAFKAS BAR İÇ ANADOLU: BOZKIR HALAYI KARŞILIKLI ZEYBEK KARIŞIK HALAY MARMARA: HORA KILIÇ KALKAN KARADENİZ : HORON GÜNEY DOĞU ANADOLU: ÇEŞİTLİ HALAYLAR

GELENEKSEL TÜRK MUTFAĞI soğan, baharatlar, et sıkça bulunur. (bkz: imam bayıldı) (bkz: hünkar beğendi) (bkz: karnıyarık) (bkz: sütlaç) (bkz: sakızlı muhallebi)

SÜNNET

***SÜNNET NEDİR :?:***** Sünnet Nedir? Kur'ân ve vahy hakkında yapılan bu kısa açıklamadan sonra, Sünnet nedir, onu belirtmeye çalışalım. Sünnet, kelime olarak yol demektir. Bu tâbir iyi yol için de kullanılır, kötü yol için de. Nitekim, bizzat Hz. Peygamber (aleyhissatâtu vesselâm), kelimeyi bu mânada kullanmıştır. "Kim iyi bir yol açarsa... Kim de kötü bir yol açarsa..." hadîsinde böyledir. Konumuz açısından sünnet, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yoludur. Bu yol, onunla ilgili olarak bize intikal eden rivayetlerle ortaya çıkar. Bu rivayetler ya sözlerini, ya fiillerini, ya da ahvalini, etvarını ve şemâilini bildirir. Bunların hepsi sünnettir. Muhaddis, fakih veya usulcü oluşuna göre âlimlerin sünnet anlayışları az çok farklılıklar arzederse de burada o teferruata girmeyeceğiz. Ancak şu kadarını belirtmekte fayda var: Bâzı muhaddisler, "hadîs"le "sünnet" kelimelerini farklı kullanmışlardır: Bunlara göre, hadîs Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sözüdür; sünnet ise fiilleridir. Ancak büyük çoğunluk hadîs ve sünnet kelimelerini müterâdif (eş anlamlı) olarak kullanır. Sünnet deyince, söz, fiil, takrir (yanında yapıldığı veya söylendiği halde sükût ederek zımnen kabul ettiği) hepsini kasteder. Biz de burada, sünnet kelimesini bu geniş mânasıyla kullanacağız. Sünnet ve hadîs yerine "haber", "eser", "rivâyet" gibi başka kelimelerin de kullanıldığını bilmekte fayda var.[1]

HACİVAT VE KARAGÖZ Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır. Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Rivayete göre Hacivat ve Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır.

ADETLER ::::..:::: Özellikle Cumartesi günü gecesi yapılan kına gecesi ile başlar. O gece sünnet çocuklarının ellerine kına yakılır. Ertesi gün sünnet çocukları beyaz gömlek, lacivert elbise, süslü sünnet şapkası, siyah ve bayaz işkarpinler, elinde asası ile çoğu zaman atla ve ya otomobille aile büyükleri ziyaret edilir, el öpülür, davul-zurna eşliğinde çocuklar gedirilir ve sünnet töreni yapılacak evde veya salonda çocuklar sünnet ettirilir. Davul-zurna eşliğinde eğlenceler yapılır. İzzet-ikramda bulunulur. Düğüne katılan davetliler çoçuklara çeşitli armağanlar verirler, mevlütler okutulur. Eğlenceler gün boyu sürer.

HALK OYUNLATIMIZ:

GELENEKSEL TÜRK MUTFAĞI ::::

SÜNNET:

HACİVAT VE KARAGÖZ

ADETLER: