MESLEK İÇİ EĞİTİM SEMİNERİ EKİM 2015 AFYONKARAHİSAR
Madde (1) Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. (2) Ruhsatsız bir şirket ile onun bu durumunu bilerek yapılan sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanununun 604 ve 605 inci maddeleri uygulanır. Türkiye'de yerleşik olmayan sigorta şirketleriyle kurulan sigorta sözleşmelerinde bu hüküm uygulanmaz.
ZARAR SİGORTALARI 1-MAL SİGORTALARI ÖRN: KASKO, YANGIN, HIRSIZLIK, DEPREM, MAKİNE, FIRTINA, SU BASMASI vb. gibi 2-SORUMLULUK SİGORTALARI ÖRN:ZMSS, TMZSS, TZSS vb. gibi CAN SİGORTALARI
I-KASKO SİGORTASINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA YARGILAMA (USUL) A-GÖREV B-YETKİ C-TARAF SIFATI D-ZAMANAŞIMI E-TEMERRÜT VE FAİZ I-KASKO SİGORTASINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA YARGILAMA (USUL) A-GÖREV B-YETKİ C-TARAF SIFATI D-ZAMANAŞIMI E-TEMERRÜT VE FAİZ II-KASKO SİGORTASINDA SİGORTASINDA SORUMLULUK (ESAS) SORUMLULUK (ESAS) A-GENEL OLARAK B-TEMİNAT DIŞINDA KALAN HALLER C-ZARAR GİDERİM II-KASKO SİGORTASINDA SİGORTASINDA SORUMLULUK (ESAS) SORUMLULUK (ESAS) A-GENEL OLARAK B-TEMİNAT DIŞINDA KALAN HALLER C-ZARAR GİDERİM
KASKO SİGORTASINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA YARGILAMA (USUL) (USUL)
GENEL OLARAK KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLAR “GENEL MAHKEMELERDE” ÇÖZÜMLENEBİLECEĞİ GİBİ, 5684 SAYILI SİGORTACILIK KANUNU’NUN 30. MADDESİ GEREĞİNCE “TAHKİM” YOLU İLE DE ÇÖZÜMLENEBİLİR. 1-SİGORTALININ AÇACAĞI DAVALARDA GÖREV KASKO SİGORTA POLİÇESİNİN TARAFI OLAN SİGORTALI TARAFINDAN UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ İÇİN AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİNDE DAVANIN AÇILMIŞ OLDUĞU TARİH ÖNEM ARZETMEKTEDİR. DAVANIN AÇILDIĞI TARİHE GÖRE TİCARET MAHKEMESİ YA DA TÜKETİCİ MAHKEMESİ GÖREVLİ MAHKEME OLARAK BELİRLENEBİLECEKTİR.
6502 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN ÖNCE TİCARET MAHKEMELERİ HEM 6762 SAYILI TTK ve HEM DE 6102 SAYILI TTK’NIN 4. MADDESİ GEREĞİNCE KASKO SİGORTA POLİÇESİNE DAYALI OLARAK SİGORTALI TARAFINDAN AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEME “TİCARET MAHKEMELERİ”DİR. “sigorta hukukunun Türk Ticaret Kanunun 1401 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiş olmasına göre” (Y17HD., TARİH, 2013/7315 ESAS, 2013/8032 KARAR)
6502 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN SONRA TARİHLİ RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANAN VE TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 6502 SAYILI “TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN SONRAKASKO SİGORTA POLİÇESİNE DAYALI OLARAK SİGORTALI TARAFINDAN AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEME TÜKETİCİ MAHKEMELERİDİR TARİHLİ RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANAN VE TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 6502 SAYILI “TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN SONRA KASKO SİGORTA POLİÇESİNE DAYALI OLARAK SİGORTALI TARAFINDAN AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEME “TÜKETİCİ MAHKEMELERİ”DİR. ŞÖYLE Kİ; 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun'un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır.
sigorta Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalada tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun'un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK'nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir. “Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında kurulan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşme 6502 sayılı TKHK'nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olup görevli mahkeme bu anlamda Tüketici Mahkemesi olması bakımından mahkemece tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesi ile davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Y17HD., TARİH, 2014/25144 ESAS, 2015/3799 KARAR)
2-SİGORTANIN AÇACAĞI DAVALARDA GÖREV (SİGORTA RÜCU) 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU Madde (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
KASKO SİGORTASI GENEL ŞARTLARI B.4.3 “SİGORTA ŞİRKETİ ÖDEDİĞİ TAZMİNAT TUTARINCA SİGORTALIYA HALEF OLUR” SİGORTACININ HALEFİYET HAKKI KAYNAĞINI TTK’NIN 1472/I. MADDESİ VE KSGŞ’NDAN ALMAKTADIR. SİGORTA RÜCU DAVASI, ESAS İTİBARİYLE SİGORTALI İLE ZARAR SORUMLUSU ARASINDA AÇILACAK DAVANIN HALEFİYET İLKESİ UYARINCA SİGORTACI TARAFINDAN AÇILAN BİR TAZMİNAT DAVASI NİTELİĞİNDE OLDUĞUNDAN, BU DAVANIN USUL HÜKÜMLERİ AÇISINDAN DA BİR EDA DAVASI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ VE BU DAVAYLA İLGİLİ USULİ SORUNLARIN BU AÇIDAN ÇÖZÜMLENMESİ GEREKİR.
TİCARET MAHKEMESİ İDARİ YARGI YERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BU KAPSAMDA; SİGORTALI İLE ZARAR SORUMLUSU ARASINDAKİ DAVA, TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE İSE “TİCARET MAHKEMESİ”, İDARENİN NEDEN OLDUĞU BİR ZARAR İSE “İDARİ YARGI YERİ”, MAL VARLIĞINA İLİŞKİN BİR DAVA OLMASI NEDENİ İLE DE GENEL OLARAK “ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ” GÖREVLİ OLACAKTIR. TİCARET MAHKEMESİ BUNA GÖRE; SİGORTA POLİÇESİNE DAYALI OLARAK SİGORTA ŞİRKETİ TARAFINDAN SİGORTALISINA ÖDENEN TAZMİNATIN HALEFİYETE DAYALI OLARAK RÜCUEN TAZMİNİ İSTEMLİ DAVALARDA SİGORTALI İLE ZARARA NEDEN OLAN DAVALININ TİCARİ İŞLETMESİ BULUNAN BİR TACİR OLUP OLMADIĞI DİKKATE ALINARAK GÖREV HUSUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR. SİGORTALI İLE ZARAR SORUMLUSUNUN TACİR OLMASI VE UYUŞMAZLIK TİCARİ İŞLETMELERİNİ İLGİLENDİRMELERİ HALİNDE “TİCARET MAHKEMESİ” GÖREVLİ OLACAKTIR.
YİBK., TARİH, 1939/37 ESAS, 1944/9 KARAR YİBK., TARİH, 1970/2 ESAS, 1972/1 KARAR “6102 sayılı TTK m. 4. maddesinde mutlak ve nispi nitelikteki ticari davalarda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Buna göre 4/I-a-f bentlerinde mutlak ticari davalar, 4/I gereğince ise her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar nispi nitelikteki ticari davalardır. Sigorta poliçesine dayalı olarak sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın halefiyete dayalı olarak rücuen tazmini istemli davalarda sigortalı ile zarara neden olan davalının ticari işletmesi bulunan bir tacir olup olmadığı dikkate alınarak görev hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı sigortacının halefi olduğu sigortalı ve davalı tacir olup dava konusu uyuşmazlık ticari işletmelerini ilgilendirmektedir. Bu bakımdan yapılan açıklamalar dikkate alındığında uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olup çözümü Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanına girdiği.” Y17HD., TARİH, 2015/1696 ESAS, 2015/4081 KARAR
GENEL OLARAK KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA YETKİLİ MAHKEME HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NUN (HMK m. 6 vd.) YETKİ KURALLARINA GÖRE BELİRLENİR. 1-SİGORTALININ AÇACAĞI DAVALARDA YETKİ KASKO SİGORTASI NEDENİYLE SİGORTACI İLE SİGORTA ETTİREN ARASINDA ÇIKAN ULUŞMAZLIKLAR HMK’NİN 6 vd. MADDELERİNDE DÜZENLENEN YETKİ KURALLARINA TABİDİR. BUNUN YANINDA TARAFLARIN SİGORTA SÖZLEŞMESİNE HANGİ MAHKEMENİN YETKİLİ OLACAĞINA İLİŞKİN YETKİ ŞARTI KOYMALARI HMK’NİN 17. MADDESİ UYARINCA MÜMKÜNDÜR. KSGŞ C.8. MADDESİNDEKİ YETKİ KOŞULU TARAFLAR ARASINDA YAPILAN BİR YETKİ SÖZLEŞMESİ NİTELİĞİNDEDİR.
BUNA GÖRE; GENEL YETKİLİ MAHKEME OLARAK HMK m. 6 GEREĞİNCE “DAVALININ YERLEŞİM YERİ” MAHKEMESİ, HAKSIZ FİİLDEN DOĞMASI NEDENİ İLE HMK m. 16 GEREĞİNCE “HAKSIZ FİİLİN İŞLENDİĞİ” VEYA “ZARARIN MEYDANA GELDİĞİ” YAHUT “GELME İHTİMALİNİN BULUNDUĞU” YER YA DA “ZARAR GÖRENİN YERLEŞİM YERİ” MAHKEMESİ, HMK m. 17 YETKİ SÖZLEŞMESİ UYARINCA KSGŞ C.8. MADDESİ GEREĞİNCE “SİGORTA ŞİRKETİNİN MERKEZİNİN” VEYA “SİGORTA SÖZLEŞMESİNE ARACILIK YAPAN ACENTENİN BULUNDUĞU” VEYA “RİZİKONUN GERÇEKLEŞTİĞİ YER” MAHKEMESİ, GÖREVLİ OLABİLECEKTİR.
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Bu tür sözleşmeye dayalı davalarda da genel yetkili mahkeme, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 9/1 (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6/1). maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesi ise de, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 22. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17)maddesi hükmü uyarınca taraflar, belli bir uyuşmazlık için kanunen yetkili olmayan bir veya bir kaç mahkemeyi, yaptıkları yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilirler. Somut olayda da Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.8. maddesindeki yetki koşulu, taraflar arasında yapılan bir yetki sözleşmesi niteliğindedir. Kasko Sigortası Genel Şartları'nın C.8.maddesi hükmünde, sigortacı aleyhine açılacak bu tür davada, davalı sigortacının merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu veya rizikonun meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, dava, Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi, davalı sigorta şirketinin Mersin ilindeki acentesi tarafından akdedilmiş olduğuna göre, poliçeyi düzenleyen acentenin ikametgahının bulunduğu yer itibariyle davacı taraf seçimlik hakkını doğru kullanmıştır. Bu itibarla, davalı vekilinin sadece HUMK.9. maddesine dayalı yetki itirazı isabetli değildir.(Y17HD., TARİH, 2013/784 ESAS, 2013/5418 KARAR) Somut olayda, dava, Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi, davalı sigorta şirketinin Mersin ilindeki acentesi tarafından akdedilmiş olduğuna göre, poliçeyi düzenleyen acentenin ikametgahının bulunduğu yer itibariyle davacı taraf seçimlik hakkını doğru kullanmıştır. Bu itibarla, davalı vekilinin sadece HUMK.9. maddesine dayalı yetki itirazı isabetli değildir.(Y17HD., TARİH, 2013/784 ESAS, 2013/5418 KARAR)
2-SİGORTANIN AÇACAĞI DAVALARDA YETKİ (SİGORTA RÜCU) SİGORTACININ TTK’NIN 1472/I. MADDESİNE DAYALI OLARAK AÇACAĞI RÜCU DAVASINDA YETKİLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİNDE DE “HALEFİYET İLKESİ” DİKKATE ALINMALIDIR. DİĞER BİR İFADE İLE SİGORTALI ZARAR SORUMLUSUNA KARŞI TAZMİNAT DAVASINI HANGİ YER MAHKEMESİNDE AÇMASI GEREKİYOR İSE, HALEFİYET İLKESİ GEREĞİNCE SİGORTACININ DA RÜCU DAVASINI AYNI YER MAHKEMESİNDE AÇMASI GEREKİR. BUNA GÖRE; YETKİLİ MAHKEME HMK’NİN 6 VE DEVAMI MADDELERİNDE DÜZENLENEN YETKİ KURALLARINA GÖRE BELİRLENMELİDİR. BUNA KARŞIN HMK’NİN 15. MADDESİNDE DÜZENLENEN YETKİ KURALININ SİGORTALI İLE SİGORTACI ARASINDA ÇIKAN UYUŞMAZLIKLARDA UYGULAMA ALANI BULACAĞI UNUTULMAMALIDIR. DAVADA ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASININ YER ALMASI DURUMUNDA 2918 SAYILI KTK’NIN 110. MADDESİNDE DÜZENLENEN YETKİ KURALLARI DA UYGULANACAKTIR.
“Yukarıda açıklandığı gibi somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık,davacı sigorta şirketine sigortalı olan araca davalıların sürücü ve işleteni olduğu ve diğer davalıya zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın çarpmasından kaynaklanan tazminat (rücu) istemine ilişkin bulunmaktadır. TTK.nun 1301 nci maddesi hükmü gereğince Kasko Sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur.Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir” YHGK., TARİH, 2002/ ESAS, 2002/1102 KARAR Y17HD., TARİH, 2014/23355 ESAS, 2014/19023 KARAR
Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE, SİGORTA KONUSU OLAN MENAFAATİN RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ NEDENİ İLE ZARAR GÖRMESİ SONUCU GERÇEK ZARARI TALEP ETME HAKKI OLAN, TARAF (DAVACI) SIFATINA DA SAHİPTİR. SİGORTA BEDELİNİ ALMA, ZARARI TAZMİN ETTİRME HAKKI ÖNCELİKLE LEHİNE SÖZLEŞME YAPILAN “SİGORTALIYA” AİTTİR (TTK m. 1454/I). SİGORTA KONUSU MENFAATİN REHİNLİ OLMASI HALİNDE TTK m (6762 SAYILI TTK m ve 1270) ve TMK m. 879 GEREĞİNCE DAİN VE MÜRTEHİNİN MUFAKATİ İLE SİGORTALIYA SİGORTA BEDELİ ÖDENEBİLİR. AKSİ HALDE TARAF SIFATI (AKTİF DAVA EHLİYETİ) “DAİN VE MÜRTEHİNDEDİR”.
“TTK’nun maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, bu sıfatla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı, rehin alan hesabına ve onun lehine de sigorta ettirebilir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın daini mürtehinin muvafakati halinde bu dava şartının yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de ortaya konulmuştur” (Y17HD., TARİH, 2013/16525 ESAS, 2014/2694 KARAR )
1-SİGORTALININ AÇACAĞI DAVALARDA ZAMANAŞIMI 6102 SAYILI TTK MADDE “(1) SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN BÜTÜN İSTEMLER, ALACAĞIN MUACCEL OLDUĞU TARİHTEN BAŞLAYARAK İKİ YIL VE 1482 NCİ MADDE HÜKMÜ SAKLI KALMAK ÜZERE, SİGORTA TAZMİNATINA VE SİGORTA BEDELİNE İLİŞKİN İSTEMLER HER HÂLDE RİZİKONUN GERÇEKLEŞTİĞİ TARİHTEN İTİBAREN ALTI YIL GEÇMEKLE ZAMANAŞIMINA UĞRAR.” (2) DİĞER KANUNLARDAKİ HÜKÜMLER SAKLIDIR. KSGŞ M. C.10. “SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN BÜTÜN TALEPLER ALACAĞIN MUACCEL OLDUĞU TARİHTEN İTİBAREN İKİ YILDA ZAMANAŞIMINA UĞRAR.” KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVALARDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ 2 YILDIR ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BAŞLANGICI ALACAĞIN MUACCEL OLDUĞU GÜN YANİ SİGORTALININ RİZİKONUN GERÇEKLEŞTİĞİNİ ÖĞRENDİĞİ GÜNDEN İTİBAREN BAŞLAYAN 5 GÜNLÜK İHBAR TARİHİNİN SON GÜNÜDÜR (B.1.1)
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davalar, TTK'nun 1268.maddesi gereğince iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Nitekim, zamanaşımı süresinin iki yıl olduğuna ilişkin bu düzenlemeye, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları (KTKSGŞ.)'nın C.9. maddesinde de aynen ve açıkça yer verilmiştir. Öğretide de, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu benimsenmiştir (Eriş, G.: Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, Cilt 5, Ankara 2010, s.6105; Ulaş, I.: a.g.e., s.644; Gökcan, H.T./Kaymaz, S.:Karayolları Trafik Kanununa Göre Hukuki Sorumluluk, Tazminat-Sigorta Rücu Davaları Trafik Suç ve Kabahatleri, Ankara 2010, s.528; Doğanay, İ.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, Cilt 3, Ankara 1990, s.2957). TTK'nun 1268.maddesinde zamanaşımı süresinin başlangıcının hangi tarih olması gerektiği gösterilmediğinden bu hususun genel hükümler çerçevesinde tespiti gerekmektedir. Bilindiği üzere, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 128.maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Zarar sigortalarında, tazminatın ne zaman muaccel olacağı hususunda ise TTK'nun 1292 ve 1299.maddeleri uygulanır. Bu madde hükümlerine göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı, alacağın muaccel olduğu gün, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan beş günlük ihbar tarihinin son günüdür. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun tarih ve 2010/ E.-689 K. sayılı ilamında da aynı ilkeler benimsenmiştir. (YHGK., , 2011/ ESAS, 2011/710 KARAR)
2-SİGORTANIN AÇACAĞI DAVALARDA ZAMANAŞIMI (RÜCU) SİGORTACININ TTK’NIN 1472/I. MADDESİNE DAYALI OLARAK AÇACAĞI RÜCU DAVASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİNDE DE “HALEFİYET İLKESİ” DİKKATE ALINMALIDIR. DİĞER BİR İFADE İLE SİGORTALI ZARAR SORUMLUSUNA KARŞI TAZMİNAT DAVASINI HANGİ ZAMANAŞIMI SÜRESİNDE AÇMASI GEREKİYOR İSE, HALEFİYET İLKESİ GEREĞİNCE SİGORTACININ DA RÜCU DAVASINI AYNI ZAMANAŞIMI SÜRESİNDE AÇMASI GEREKİR. (YHGK., , 2011/ ESAS, 2011/710 KARAR)
1-SİGORTALININ AÇACAĞI DAVALARDA a-TEMERRÜT 6102 SAYILI TTK MADDE “(2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. (3) Araştırmalar, 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder” KSGŞ M. B “ Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmamamsı halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur.”
TTK m ve KSGŞ m. B GEREĞİNCE KASKO SİGORTA ŞİRKETİ HASARIN (GENEL VE ÖZEL ŞARTLARDA BELİRLENEN BİLGİ VE BELGELERLE) İHBAR EDİLMESİNDEN İTİBAREN 10 İŞ GÜNÜ SONUNDA VEYA EKSPERTİZ RAPORU DÜZENLENMİŞ İSE YİNE 10 İŞ GÜNÜ SONUNDA TEMERRÜDE DÜŞMÜŞ OLACAKTIR. Kasko sigorta şirketi hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp, hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla, sigortalı araçtaki hasarın belirlenmesi bir incelemeyi gerektirmektedir. O halde, rizikonun davalıya ihbar tarihi belirlenerek bu tarihten 15 gün sonrasında veya hasar ekspertiz raporu ile daha erken bir tarihte belirlenmiş ise bu tarih itibariyle sigortacının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Somut olayda, kazanın davalı sigortaya ihbar tarihinin olduğu, ekspertiz raporunun tanzim tarihinin ise olduğu anlaşılmakla davacı talebiyle bağlı kalınarak tarihinden itibaren işleyecek avans faize hükmedilmesi gerekirken hasar bedelinin ödenmesi talebinin davalı tarafça reddedildiği tarihin esas alınması doğru değil (Y17HD., , 2011/4933 ESAS, 2011/12512 KARAR)
b-FAİZ KASKO SİGORTASI TAZMİNAT DAVALARINDA İSTENEBİLECEK TEMERRÜT FAİZİ ORANI, TARAFLAR ARASINDAKİ İLİŞKİ TTK DÜZENLENEN SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANMASINA VE BU TÜR SÖZLEŞMELER TTK’NIN 3 ve 4. MADDELERİ GEREĞİNCE MUTLAK TİCARİ İŞLERDEN OLMASI NEDENİYLE “TİCARİ TEMERRÜT FAİZİ” UYGULANMALIDIR. Taraflar arasındaki ilişkinin, TTK.’nda düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmasına ve bu tür sözleşmeler TTK.’nın 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğuna göre, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faiz yürütülmesine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru değil Y17HD., , 2011/2764 ESAS, 2011/9707 KARAR
2-SİGORTACININ AÇACAĞI DAVALARDA TEMERRÜT VE FAİZİ SİGORTACI TARAFINDAN HALEFİYET İLKESİNE DAYALI OLARAK AÇILAN RÜCU DAVALARINDA UYGULANACAK TEMERRÜT FAİZİ ORANI, HALEFİYET İLKESİ ÇERÇEVESİNDE SAPTANMALIDIR. DİĞER BİR DEYİŞLE, BU DAVA SİGORTA ETTİREN TARAFINDAN AÇILSA İDİ O DAVA SEBEBİYLE HANGİ ORANDA TEMERRÜT FAİZİ İSTENEBİLECEK İSE BU DAVADA DA AYNI ORANDA TEMERRÜT FAİZİ İSTENEBİLECEKTİR. SİGORTACININ 3. ŞAHISLARA RÜCU EDEBİLME TARİHİ, SİGORTA ETTİRENE ÖDEME YAPTIĞI TARİHTİR. KANUNDAN KAYNAKLANAN BU TEMERRÜT HALİ İÇİN AYRICA BİR İHTARA GEREK YOKTUR. Y11HD., , 2004/570 ESAS, 2004/9618 KARAR
KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN SORUMLULUK (ESAS) (ESAS)
A-GENEL OLARAK KISACA “KASKO” SİGORTASI OLARAK ADLANDIRILAN BU SİGORTA TÜRÜ, GERÇEK ANLAMDA AYRI BİR SİGORTA TÜRÜ OLMAYIP ZARAR/MAL SİGORTASI TÜRÜDÜR. 1-SİGORTANIN KONUSU KSGŞ A.1. MADDESİNDE SİGORTANIN KAPSAMI VE KONUSU DÜZENLENMİŞTİR Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır. Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır. a) Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, a) Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, d) Aracın yanması, d) Aracın yanması, e) Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi e) Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi
SİGORTANIN KONUSU İLE İLGİLİ ÖRNEKLER; YANGININ ALEVLİ OLMASI GEREKTİĞİ KAVRULMA ŞEKLİNDE OLUŞAN HASARIN TEMİNAT KAPSAMINDA OLMADIĞI “Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin gün, 2007/14952 esas ve 2009/3477 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, benimsenen bilirkişi raporuna göre; meydana gelen hasarın kavrulma sonucu oluştuğu, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A maddesi uyarınca taşıtın mekanik, elektrik, elektronik donanımında oluşan arıza kapsamında olduğu ve teminat dışı olduğu” (Y17HD., , 2012/7158 ESAS, 2012/13550 KARAR) “Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin gün, 2007/14952 esas ve 2009/3477 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, benimsenen bilirkişi raporuna göre; meydana gelen hasarın kavrulma sonucu oluştuğu, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A maddesi uyarınca taşıtın mekanik, elektrik, elektronik donanımında oluşan arıza kapsamında olduğu ve teminat dışı olduğu” (Y17HD., , 2012/7158 ESAS, 2012/13550 KARAR) ARACIN SU BİRİKİNTİSİNE ANİ OLARAK GİRMESİ VEYA SEL VE SU BASKINI NEDENİYLE HASARA UĞRAMASI HALİNDE HASARIN TEMİNAT KAPSAMINDA OLDUĞU (Y11HD., , 1996/7039 ESAS, 1996/8363 KARAR) ARAÇ ANAHTARININ KASKO SİGORTASI GENEL ŞARTLARI’NIN A MADDESİ GEREĞİNCE EK SÖZLEŞMEDE BELİRTİLEN HALLER SONUCUNDA ELE GEÇİRİLMESİ SURETİYLE ARACIN ÇALINMASI VE ÇALINMAYA TEŞEBBÜSÜ SONUCU MEYDANA GELECEK ZİYA VE HASARLAR TEMİNAT ALTINA ALINABİLİR (Y17HD., , 2010/1043 ESAS, 2010/ 7348 KARAR)
2-SİGORTANIN TEMİNAT KAPSAM TÜRLERİ Dar Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarından bir kısmı için teminatın verildiği üründür. Dar Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarından bir kısmı için teminatın verildiği üründür. Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı için teminatın verildiği üründür Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı için teminatın verildiği üründür Genişletilmiş Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek risklerden bir kısmı için teminatın verildiği üründür. Genişletilmiş Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek risklerden bir kısmı için teminatın verildiği üründür. Tam Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek tüm riskler için teminatın verildiği üründür. Tam Kasko: Yukarıdaki teminat gruplarının tamamı ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek tüm riskler için teminatın verildiği üründür. 3-SİGORTANIN BAŞLANGICI Madde (1) Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur. (2) 1430 uncu madde hükmü saklıdır
KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİ ZARAR/MAL SİGORTALARI HÜKÜMLERİNE TABİ OLDUĞUNDAN, SÖZLEŞMENİN KURULMASI İLE SİGORTACININ SORUMLULUĞUNUN BAŞLAMASININ AYRI KURALLARA TABİ BULUNDUĞU DİKKATE ALINMALIDIR. “Kural olarak Sigorta Hukukunda sigorta akdinin meydana gelmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. TTK.nun 1279 ncu maddesi hükmüne göre, riziko, genel olarak sigorta sözleşmesinin vücut bulması ve yine aynı yasanın 1295 nci maddesi uyarınca,sigortacının sorumluluğunun başlamasından sonra oluşması halinde sigorta teminatı içerisinde kabul edilir. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için de, TTK.nun 1282 ve 1295 nci maddeleri hükümleri uyarınca primin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması zorunludur. TTK.nun 1295 nci maddesi emredici nitelikte bir düzenleme olmasına rağmen,aynı yasanın 1264/4 ncü maddesi hükmü uyarınca,sigorta ettiren yararına aksine düzenleme yapmak mümkündür.” (Y11HD., , 2003/14422 ESAS, 2004/8909 KARAR)
B-TEMİNAT KAPSAMI DIŞINDA KALAN HALLER Aşağıdaki hallerde araçta meydana gelen zararlar sigorta teminatının dışındadır: Aşağıdaki hallerde araçta meydana gelen zararlar sigorta teminatının dışındadır: 5.1.Savaş, her türlü savaş olayları, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma (Savaş ilan edilmiş olsun olmasın), iç savaş, ihtilal, isyan, ayaklanma ve bunların gerektirdiği inzibati ve askeri hareketler nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.1.Savaş, her türlü savaş olayları, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma (Savaş ilan edilmiş olsun olmasın), iç savaş, ihtilal, isyan, ayaklanma ve bunların gerektirdiği inzibati ve askeri hareketler nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.2.Herhangi bir nükleer yakıttan veya nükleer yakıtın yanması sonucu nükleer atıklardan veya bunlara atfedilen nedenlerden meydana gelen iyonlayıcı radyasyonların veya radyo-aktivite bulaşmaları ve bunların gerektirdiği askeri ve inzibati tedbirlerin neden olduğu bütün zararlar (Bu bentte geçen yanma deyimi kendi kendini idame ettiren herhangi bir nükleer ayrışım olayını da kapsayacaktır), 5.2.Herhangi bir nükleer yakıttan veya nükleer yakıtın yanması sonucu nükleer atıklardan veya bunlara atfedilen nedenlerden meydana gelen iyonlayıcı radyasyonların veya radyo-aktivite bulaşmaları ve bunların gerektirdiği askeri ve inzibati tedbirlerin neden olduğu bütün zararlar (Bu bentte geçen yanma deyimi kendi kendini idame ettiren herhangi bir nükleer ayrışım olayını da kapsayacaktır), 5.3.Kamu otoritesi tarafından çekilme hali hariç araçta yapılacak tasarruflar nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.3.Kamu otoritesi tarafından çekilme hali hariç araçta yapılacak tasarruflar nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.4.Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 5.4.Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
5.6.Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.6.Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar, 5.7.Aracın bir hasar veya arıza nedeniyle zorunlu olarak taşınması veya çekilmesi nedeniyle meydana gelen teminat kapsamındaki zararlar hariç olmak üzere, aracın kendi gücü ile girip çıkacağı ruhsatlı sefer yapan gemiler ve trenler dışında, kara, deniz, nehir ve havada taşınması sırasında uğrayacağı zararlar, 5.7.Aracın bir hasar veya arıza nedeniyle zorunlu olarak taşınması veya çekilmesi nedeniyle meydana gelen teminat kapsamındaki zararlar hariç olmak üzere, aracın kendi gücü ile girip çıkacağı ruhsatlı sefer yapan gemiler ve trenler dışında, kara, deniz, nehir ve havada taşınması sırasında uğrayacağı zararlar, 5.8.Aracın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında meydana gelen ve münhasıran aracın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanan zararlar, 5.8.Aracın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında meydana gelen ve münhasıran aracın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanan zararlar, sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemleri ve bu eylemlerden doğan sabotaj sonucunda oluşan veya bu eylemleri önlemek ve etkilerini azaltmak amacıyla yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucu meydana gelen biyolojik ve/veya kimyasal kirlenme, bulaşma veya zehirlenmeler nedeniyle oluşacak bütün zararlar. sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemleri ve bu eylemlerden doğan sabotaj sonucunda oluşan veya bu eylemleri önlemek ve etkilerini azaltmak amacıyla yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucu meydana gelen biyolojik ve/veya kimyasal kirlenme, bulaşma veya zehirlenmeler nedeniyle oluşacak bütün zararlar. 5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. 5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması.
TEMİNAT KAPSAMI DIŞINDA KALAN HALLERE ÖRNEKLER; ALKOL; “Bu durumda yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca, araçta oluşan hasarın teminat dışında kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK'nun (6101 sayılı TTK Kanunu'nun 109.) maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunup bulunmadığı hususu, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK gün ve 2002/ ; YHGK gün ve 2004/ ; YHGK gün ve 2005/ ; YHGK gün 2005/ sayılı ilamları)” Y17HD., , 2015/1929 ESAS, 2015/5599)
EHLİYET: “Kasko sigorta Poliçesi Genel şartlarının A/5 maddesinde 10 bent halinde sigorta teminatı dışında tutulan haller sayılmıştır. Taşıtın KTK hükümlerine göre gerekli sürücü belgesi olmayan kimselerce kullanılması nedeniyle zararlarda teminat dışında kalan haller arasında gösterilmiştir. 2918 Sayılı KTK'nun 36 vd.maddeleri uyarınca gerekli ehliyetnameye sahip olmayan kişi tarafından aracın kullanılması sırasında oluşan zararlar teminat dışındadır. Ayrıca taşıtı kullanan kişinin ehliyetinin o taşıtı kullanmaya uygun ehliyetli olması gereklidir. Yine sürücü kurslarınca vekilen sürücü sertifikaları ile taşıtın kullanılması sırasında oluşan zararlarında teminat dışında kaldığı belirtilmiştir. KTK'nun 42/a maddesi hükmüne göre, sürücü belgesi almak için başvuranların sınav sonucunda almış oldukları sertifikaların, 41.maddede belirtilen diğer şartlar dahilinde sertifikaların alındığı yer kuruluşunca sınıfına uygun sürücü belgeleri ile değiştirilmedikçe, sahiplerine araç sürme yetkisi vermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bu nedenle sertifikalar ehliyet olarak kabul edilemez” (Y17HD., , 2014/4066 ESAS, KARAR).
İSTİAP HADDİ: “Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5.10.maddesinde yazılı “taşıtın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşınması sırasında meydana gelen zararların teminat dışında olduğuna” ilişkin istisna hükmünün uygulanabilmesi için riziko ile istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşıma arasında uygun illiyet bağının bulunması ve kazanın sırf bu nedenle meydana gelmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, öncelikle ceza dosyasının dosya içine celbi sağlanarak, dava konusu trafik kazasının münhasıran minübüsün ruhsatında yazılı istiap haddinden fazla yolcu ve yük taşınmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının, Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyetinden alınacak uzman bilirkişi raporu ile belirlenerek, olayın kasko poliçesi teminatı kapsamında olup olmadığının araştırılması gerekir” (Y17HD., , 2014/15209 ESAS, 2014/12723 KARAR).
C-TAZMİNATIN BELİRLENMESİ VE ZARAR GİDERİM 1-GENEL OLARAK RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ İLE SİGORTA ETTİRİNİN İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE SİGORTACININ TAZMİNATIN SAPTANMASI GİBİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ DOĞMAKTADIR. a-SİGORTA ETTİRENİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ SİGORTA ETTİRENİN KORUMA VE KURTARMA ÖNLEMLERİNİ ALMA, ÇALINMA HALİNDE YETKİLİ MAKAMLARA BAŞVURMA, SİGORTACIYA RÜCU HAKKI VERECEK BİLGİ VE BELGELERİ TEMİN ETME VE SİGORTACIYA VERME, KAZA İLE İLGİLİ BELGE VE BİLGİLERİ YETKİLİ MAKAMLARA TESPİT ETTİRME GİBİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ BULUNMAKTADIR. SİGORTA ETTİRENİN KORUMA VE KURTARMA ÖNLEMLERİNİ ALMA, ÇALINMA HALİNDE YETKİLİ MAKAMLARA BAŞVURMA, SİGORTACIYA RÜCU HAKKI VERECEK BİLGİ VE BELGELERİ TEMİN ETME VE SİGORTACIYA VERME, KAZA İLE İLGİLİ BELGE VE BİLGİLERİ YETKİLİ MAKAMLARA TESPİT ETTİRME GİBİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ BULUNMAKTADIR. BURADA İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ ÜZERİNDE DURMAKLA YETİNECEĞİZ.
MAL SİGORTASI TÜRÜNDEN OLAN KASKO SİGORTA SÖZLEŞMELERİ GEREK KURULUŞLARINDA, GEREK DEVAMI SIRASINDA VE GEREKSE RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ AŞAMASINDAKİ İHBAR YÜKÜMLÜLÜKLERİ BAKIMINDAN “İYİNİYET ESASINA DAYALI SÖZLEŞME TÜRLERİNDEN”DİR SİGORTA ETTİRENİN İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ SÖZLEŞMESİNİN YAPILMASINDA, SÖZLEŞME SIRASINDA VE RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİNDE OLARAK 6102 SAYILI TTK’NIN 1435 VD. MADDELERİNDE DÜZENLENMİŞTİR. KSGŞ İSE B.1. MADDESİNDE DÜZENLEME YAPILMIŞTIR. SÖZLEŞMENİN YAPILMASINDA DOĞRU BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜNE ÖRNEK OLARAK “KİRALIK ARAÇ” VEYA “TİCARİ ARAÇ”IN HUSUSİ ARAÇ OLARAK BEYAN EDİLMESİ VERİLEBİLİR. KONUNUN TEMYİZ İNCELEMESİNİ YAPAN Y17HD “KİRALIK ARAÇ”IN DOĞRU BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI OLARAK HUSUSİ OLDUĞUNUN BİLDİRİLMİŞ OLMASI HALİNDE SÖZLEŞMENİN FESİNİ SONUÇLAMAYACAĞI ANCAK PROPORSİYON İNDİRİMİ UYGULANMASI GEREKTİĞİ YÖNÜNDEKİ GÖRÜŞÜNÜ DAHA SONRA DEĞİŞTİRMİŞTİR. TTK MADDESİ TARTIŞILABİLİR !
Anayasa'nın 48. maddesinde "herkesin sözleşme hürriyetine sahip olduğu" ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde "bir akdin mevzuunun kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunabileceği, kanunun kati suretle emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna muhalefet ahlaka (adaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça iki tarafın yaptıkları mukavelelerin muteber bulunduğu" öngörülmüştür. Görüldüğü üzere hukuk sistemimizde emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içerisinde tarafların diledikleri gibi sözleşme yapabilmeleri mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinin 2. sayfasında “Kullanım Şekli İstisnası” başlıklı maddesinde "sürücü kursu aracı, taksi veya dolmuş olarak işletilen veya kullanılan, ayrıca günlük veya kısa yahut uzun süreli olarak kiralanan araçlarda meydana gelen yangın ve çalınma dahil tüm hasarlar aksi açıkça kararlaştırılmış ve gereken ek prim de ödenmiş olmadıkça sigorta teminatının dışındadır" hükmü ile aracın kullanım tarzı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesindeki özel şart 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun maddesinde sayılan emredici kanun hükümlerine aykırı olmadığı gibi TTK. 1266/son ve 1281/2 maddesi hükümlerine uygun bulunmaktadır. Bu durumda tespit edilmesi gereken husus davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesiyle teminat altına alınan davacının işleteni olduğu aracın kiralık araç olarak kullanılıp kullanılmadığıdır. Özel şarta aykırı olarak aracın kiralık olarak kullanımının belirlenmesi halinde hasarın teminat dışında olduğunun kabulü gerekecektir (Y17HD., , 2013/5872 ESAS, 2013/7660 KARAR).
RİZİKONUN GERÇEKLEŞTİĞİ YÖNÜNDEKİ İHBAR YÜKÜMLÜĞÜNÜN DOĞRU OLARAK YERİNE GETİRİLMEMİŞ OLMASININ DAVAYI VE İSPAT YÜKÜNÜ NE ŞEKİLDE ETKİLEDİĞİ 6102 SAYILI TTK 1409 ve MADDELERİ DİKKATE ALINARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR. “TTK'nun (6102 s. TTK m. 1409/I) maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın (6102 s. TTK m. 1409/II) maddesi hükmü uyarınca da, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşme halinde ise, bu oluş şeklinin KSGŞ'nın A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Görüldüğü gibi, ihbar yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemesi durumunda, müeyyidesi genel şartlarda düzenlenmediği gibi, bu husus rizikonun teminat dışında kaldığı haller arasında da sayılmamıştır. Bu halde, konunun TTK'nun 1290 ve 1292/son (6102 s. TTK m. 1446) madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Buna göre, sigorta ettiren kimse kasten ihbarda bulunmamış ise, sigorta haklarını zayi edeceği, kusurunun bulunması halinde ağırlığına göre sigortacının ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde, sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki, teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği sigortacı tarafından somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer” (Y17HD , 2013/10795 ESAS, 2013/14728 KARAR
b-SİGORTACININ YÜKÜMLÜLÜĞÜ SİGORTACI KENDİSİNE İHBAR YAPILIP SİGORTA ETTİREN TARAFINDAN HASAR MİKTARINA İLİŞKİN BİLGİ VE BELGELERİN VERİLMESİNDEN İTİBAREN EN GEÇ ON GÜN İÇİNDE GEREKLİ İNCELEMELERİ TAMAMLAYIP KEYFİYETİ SİGORTA ETTİRENE BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ALTINDADIR. 2-SİGORTA TAZMİNATININ SAPTANMASI SİGORTA BEDELİ İLE TAZMİNATIN HESABI VE ÖDENMESİ KSGŞ B ve B MADDELERİNDE DÜZENLENMİŞTİR. KSGŞ B MADDESİNDE “SİGORTA TAZMİNATININ HESABINDA SİGORTALI MENFAATİN RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ ANINDAKİ RAYİÇ DEĞERİ ESAS TUTULUR” HÜKMÜ GEREĞİNCE TTK 1462 VE MADDELERİNDE DÜZENLENEN AŞKIN VE EKSİK SİGORTA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASINA GEREK KALMAYACAKTIR. ANCAK ÖZELLİĞİ OLAN EKSİK SİGORTANIN UYGULANMASI GEREKMESİ HALİNDE TTK MADDE HÜKMÜ TAM HASAR HALİNDE UYGULANAMAYACAK KISMİ HASAR HALİNDE SİGORTA BEDELİNİN SİGORTA DEĞERİNE OLAN ORANINA GÖRE TAZMİNAT ÖDEME YAPILACAKTIR
KSGŞ A.6 MADDESİ GEREĞİNCE HASAR HALİNDE ÖDENECEK SİGORTA TAZMİNATINDAN BELLİ BİR ORANDA İNDİRİM YAPILARAK TESPİT OLUNAN BELLİ BİR MİKTARA VEYA SİGORTA BEDELİNİN BELLİ BİR YÜZDESİNE KADAR OLAN HASARLARIN VEYA HASARIN BELLİ BİR YÜZDESİNİN SİGORTACI TARAFINDAN TAZMİN EDİLMEYECEĞİ SÖZLEŞMEDE KARARLAŞTIRILABİLİR. MUAFİYETE İLİŞKİN BELİRLEMELERİN NASIL UYGULANACAĞI DA KSGŞ A.6. MADDESİNDE BELİRLENMİŞTİR. BUNUN YANINDA A.7. MADDESİ GEREĞİNCE SİGORTA TEMİNATINA İLİŞKİN ÖZEL BELİRLEMELER YAPILMIŞ İSE (BELİRLİ KİŞİLERİN KULLANABİLECEĞİ GİBİ) BU BELİRLEMEYE UYULMAMASI HALİNDE TAZMİN EDİLECEK TUTARIN YAPILMIŞ OLAN PRİM İNDİRİMİ ORANINDA İNDİRİME TABİ TUTULARAK BELİRLENMESİ GEREKİR
SİGORTA TAZMİNATININ NASIL HESAPLANMASI GEREKTİĞİ KSGŞ B MADDESİNDE AYRINTILI ŞEKİLDE DÜZENLENMİŞTİR. BU HÜKÜMDEKİ İLKELERE VE TTK’NIN MADDESİ GEREĞİNCE “SİGORTA KONUSU MENFAATİN RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ ANINDAKİ GERÇEK TAZMİN DEĞERİ ESAS ALINIR” RİZİKO SEBEBİYLE ARAÇ TAM HASARA UĞRAMIŞSA, SİGORTACININ POLİÇEDE BELİRLENEN AZAMİ SORUMLULUK SINIRINI AŞMAMAK ÜZERE, HASAR ANINDAKİ GERÇEK DEĞERİ ÖDENİR TAŞITIN TAM HASARA UĞRAYIP UĞRAMADIĞI BELİRLEMESİ KSGŞ B MADDESİNE GÖRE YAPILABİLECEKTİR “Kasko Sigortası Genel Şartlarının maddesine göre, onarım masraflarının, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ya da taşıtın onarım kabul etmez bir hale gelmesi halinde taşıt tam hasara uğramış sayılacaktır”(Y17HD., , 2013/9057 ESAS, 2013/14726 KARAR)
TAŞITIN TAM HASARA UĞRAMASI HALİNDE ARAÇ HURDASI ANCAK İSTEMESİ HALİNDE SİGORTA ETTİRİNE VERİLECEKTİR (KSGŞ B ), AKSİ HALDE ARAÇ HURDASI SİGORTA ŞİRKETİNDE KALACAKTIR “Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Görüldüğü üzere davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettirenin kendisine verilmesi istenmedikçe, hurda bedelinin tazminattan düşülmesi olanaklı değildir. Ancak davalı sigorta şirketi, poliçe limiti dahilinde gerçek zararı karşılamakla yükümlüdür” (Y17HD., , 2013/9057 ESAS, 2013/14726 KARAR) HURDA (PERT) HALE GELEN ARAÇ SİGORTALIYA BIRAKILMIŞ İSE ARACIN PİYASA RAYİÇ DEĞERİNDEN HURDA (SOVTAJ) DEĞERİ TENZİL EDİLEREK SİGORTALIYA GERÇEK ZARAR ÖDENİR ARACIN HURDA (SOVTAJ) DEĞERİ DE PİYASA RAYİÇ DEĞERİDİR
“Bu durumda mahkemece, davalı Anadolu Türk Sigorta A.Ş.'nin aracın davacı yanda kaldığı yönündeki iddiaları da dikkate alınarak, öncelikle sigortalı aracın riziko tarihi itibariyle gerçek değeri tespit ettirilerek, tamirinin ekonomik olup olmadığı, hurdaya ayrılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi ile tamir ekonomik değilse, aracın halen kimin uhdesinde bulunduğunun belirlenmesi, aracın davacı sigortalıda bulunması halinde, aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının belirlenmesi, aracın davalı sigorta şirketinde kalmış olması halinde ise 2. el piyasa değerinden sovtaj bedelinin mahsup edilmeden zararın belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekir” (Y17HD., , 2013/9057 ESAS, 2013/14726 KARAR)
GERÇEK ZARARIN BELİRLENMESİNDE ÇÖZÜMÜ UZMAN VE TEKNİK BİLGİYİ GEREKTİRDİĞİNDEN BİLİRKİŞİ RAPORUNA BAŞVURULMASI GEREKEBİLİR “6100 Sayılı HMK.’nın 266. (1086 Sayılı HUMK.’nun 275.) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, sigorta tahkim komisyonu hakem heyetince hasar yönünden hiçbir inceleme yaptırılmadan davacı tarafından yaptırılan Antalya 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/22 D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. …. Dava konusu hasar miktarının saptanması uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmelidir. Bu durumda hasar konusunda uzman bilirkişilerden her hangi bir inceleme yaptırılmadan tespit dosyasındaki rapora dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir. O halde mahkemece, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı aracında oluşan gerçek zarar miktarı yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna karar verilmesi gerekir” (Y17HD., , 2014/14371 ESAS, 2014/12107 KARAR)
KSGŞ MADDESİ GEREĞİNCE “AMORTİSMAN” VE KISMİ HASAR HALİNDE ÇIKAN PARÇALARIN “HURDA DEĞERİNİN TENZİLİ”NİN YAPILMASI KARARLAŞTIRILABİLECEĞİ DÜZENLENMİŞTİR “Öte yandan, poliçenin amortisman özel şartındaki, “Kasko Sigortası Genel Şartlarının B maddesi son paragrafı aksine, kullanım tarzı hususi otomobil olan binek araçlarında herhangi bir kısmi hasar halinde, onarım sonucu araçta meydana gelen kıymet artışı (eskime payı) düşülmeden hasar ödenir.” hükmü uyarınca, değiştirilen parçalarda amortisman payı indirilmemesi gerekirken, bilirkişi raporundaki amortisman payı düşülerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınması da doğru görülmemiştir” (Y17HD., 2010/11816 ESAS, 2011/7822 KARAR)
KSGŞ MADDESİ GEREĞİNCE “ÇALINMA HALİNDE” ARACIN ÇALINMA GÜNÜNDEKİ RAYİÇ DEĞERİ ÖDENİR ÇALINAN ARAÇ SİGORTA DEĞERİNİN ÖDENMESİNDEN SONRA BULUNMASI HALİNDE BU DURUMDA SİGORTALININ SEÇİMLİK HAKKI DOĞMAKTADIR SİGORTALI BU DURUMDA DİLERSE TAZMİNATI İADE EDER (ARAÇTA ÇALINMA DOLAYISIYLA BİR ZARAR MEYDANA GELMİŞ İSE SİGORTACI BU ZARARI DA ÖDEMEK ZORUNDADIR) DİLERSE ARACIN MÜLKİYETİNİ SİGORTACIYA DEVREDER