Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

PSİKANALİTİK OKULLAR Yrd. Doç. Dr. Taşkın YILDIRIM

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "PSİKANALİTİK OKULLAR Yrd. Doç. Dr. Taşkın YILDIRIM"— Sunum transkripti:

1 PSİKANALİTİK OKULLAR Yrd. Doç. Dr. Taşkın YILDIRIM
İnönü Üniversitesi Eğitim Fak. Psikolojik Danışma ve Rehberlik AD.

2 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
TAKDİM Klasik Psikanaliz (Dürtü Kuramı) Ego Psikolojisi Nesne İlişkileri Okulu PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

3 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
KAYNAKÇA Adler, A. (2000). Eğitimi Zor Çocukların Psikolojisi. (Y. Türkeli, Çev.), İstanbul: Kariyer Yayıncılık. Ardalı, C. ve Erten, Y. (1996). Kısa-Dönem Psikoterapiler. Türk Psikoloji Dergisi. 11 (37), 53–61. Ardalı, C. ve Erten, Y. (1999). Psikanalizden Dinamik Psikoterapilere. İstanbul: Alfa Yayıncılık. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

4 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bellak, L. ve Siegel, H. (1983). Handbook of Intensive Brief and Emergency Psychotherapy (B.E.P). USA: C.P.S. INC. Eğrilmez, A. (2002). Kernberg’de Dürtü Kuramı. Psikanaliz Yazıları: Dürtü, 4, 11–19. Fenichel, O. (1974). Nevrozların Psikanalitik Teorisi. (S. Tuncer, Çev.) İzmir: Ege Üniversitesi Matbaası. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

5 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud, A. (1989). Ego ve Savunma Mekanizmaları, (Y. Erim, Çev.) İstanbul: Bağlam Yayıncılık. Freud, S. (1995). Psikanaliz ve Uygulama. (M. Sencer, Çev.), İstanbul: Say Yayınları. Freud, S. (1999). Psikanalize Yeni Giriş Dersleri, (S. Budak, Çev.) Ankara: Öteki Psikoloji. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

6 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud, S. (1998). Psikopatoloji Üzerine, ( S. Budak, Çev), Ankara: Öteki Psikoloji. Freud, S. (1975). Yasaklar ve Normal Dışı İstekler, (M. Sencer, Çev.), İstanbul: Altın Kitaplar Basımevi. Geçtan, E. (1993). Çağdaş Yaşam ve Normal Dışı Davranışlar. Ankara: Maya Yayıncılık. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

7 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Geçtan, E. (1982). Psikanaliz ve Sonrası. İstanbul: Remzi Kitabevi. Geçtan, E. (2003). Psikodinamik Psikiyatri ve Normal Dışı Davranışlar. İstanbul.: Metis Yayınları. Habip B. (2000). Psikanalizde Aktarım, Psikanalizin Aktarımı, Bir Gelenek Olarak Psikanaliz. Psikanaliz Tartışmaları/1, 3, 25–39. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

8 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Mahler, S. M., Pine, F. ve Bergman, A. (2003). İnsan Yavrusunun Psikolojik Doğumu. (A. N. Babaoğlu, çev.), İstanbul: Metis Yayınları. Odağ, C. (1999). Nevrozlar–1. İzmir: Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı Yayınları. Özakkaş, T. (2004). Bütüncül Psikoterapi. İstanbul: Litera Yayıncılık. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

9 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Pine, F. (1985). Developmental Theory and Clinical Process. New Haven and London: Yale University Pres. Piper, E. W., Joyce, A., Mccallum, S., Azim, M. ve Hassan, F. A. (1993). Concentration and Correspondence of Transference Interpretations in Short-Term Psychotherapy. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 61(4), 586–596. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

10 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Rogers, R. (1994). Brief Psychodynamic Therapy Part I. Harvard Mental Health, 10 (9), 1–5. Rogers, R. (1994). Brief Psychodynamic Therapy Part II. Harvard Mental Healt, 10 (10), 1–5. Tunaboylu-İkiz, T. (2002). Sigmund Freud ve Klasik Psikanalitik Görüşte Dürtülerin Akıbeti. Psikanaliz Yazıları: Dürtü, 4, 11–19. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

11 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Tükel, R. (2002). Dürtü Kuramından Benlik Psikolojisine Tarihsel Gelişim Öyküsü. Psikanaliz Yazıları: Dürtü, 4, 19–35. Warshaw, C. S. (1992). A Psychoanaytic Approach to Intervention. (R. C. D’Amato ve B. A. Rothlisberg, Ed.) Psyhological Perspectives On Intervention, New York ve London: Longman Publishing Group. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

12 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Zweig, S. (1969). Freud ve Öğretisi: Psiko-analiz. (E. T. Elçin, Çev.), İstanbul: Remzi Kitabevi. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

13 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanaliz üzerine yazılan alan literatürde bu okullar dört başlık altında toplamaktadırlar: Klasik psikanaliz (Dürtü Kuramı), Ego Psikolojisi, Nesne (Obje) İlişkileri kuramı ve Self (Benlik) Psikolojisi PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

14 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud (1923) “psikanaliz ve libido kuramı” adlı makalesinde psikanalizi: başka türlü ulaşılması çok zor olan ruhsal süreçleri araştıran bir yöntem, bu araştırma yöntemine dayanan ve nevrotik hastaların tedavisinde kullanılan bir sağaltım tekniği yeni bir bilimsel disiplinin ortaya çıkmasına yol açan psikolojik kavramlar bütününün adı olarak tanımlamıştır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

15 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud (1900)’un ruhsal yapıyı bilinç ve bilinç dışı olarak iki bölgeye ayırması patolojik vaka’ları anlayabilme yolunda attığı önemli bir adımdır. Böylece Freud yeni geliştirdiği “bilinç dışı” kavramı ile ruhsal yapıya derinlik kazandırmış ve böylece “ruhsal çatışma” kavramına götüren zemini de oluşturmuştur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

16 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ruhsal belirtilerin veya sorunların bilinç ile bilinç dışı arasındaki çatışmalardan kaynaklandığı fikri psikanalize ve diğer tüm dinamik psikoterapilere temel oluşturmuştur. Kuramın temel varsayımları psikanalizin psikoterapötik rotasını anlamak için gözden uzak tutulmamalıdır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

17 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Kuramın temel dayanaklarından ilki ve birinci varsayımı; ruhsal olgu ve süreçlerin, fiziksel olgu ve süreçlerle aynı olduğu yani her ikisinde de nedensellik kuralının işlediğidir. Bir başka deyişle, bireylerin gösterdikleri tüm davranışların bir nedeni ve amacı vardır. Her ruhsal belirtinin özgül bir nedeni ya da nedenleri bulunur. Hiçbir ruhsal olgu ve süreç kendiliğinden ve rastlantısal olarak ortaya çıkmaz. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

18 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu noktadan hareketle, sonuçlara bakarak nedenlere ulaşmak olasıdır. Ruhsal süreçler normal ve hasta bireylerde benzerdir. Normal ile patolojik arasında nitel değil nicel bir fark bulunmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

19 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalitik yaklaşımın ikinci varsayımı, “bilinçdışı süreçlerin varlığı”dır. İnsan zihninin belli bir katmanındaki bilgilerin, izlenimlerin, gereksinimlerin bilinç alanında kullanılamayacağını, algılanamayacağını vurgular. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

20 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanaliz problem yaratan, dengeyi bozan veriye, bilinç dışında ulaşılabileceğini savunur. Ruhsal olgu ve süreçlerin bilincinde olduklarımızdan daha büyük bir bölümü alt bilinçtedir. Analizde amaç, bilinç dışına ulaşmaktır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

21 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud (1985) “Histeri Üzerine Çalışmalardan” başlayarak cinsel kaynaklı düşlemleri, çocukluk anılarını, bastırılan rüyaları incelemektedir. Her biri zengin içeriğe sahip malzemeler sonuçta kişinin bilinç dışına uzanan yolu anlamada yardımcı olurken aynı zamanda ruhsal dünyanın içerisinde birbirine karşıt güçlerin varlığından da bizi haberdar ederler. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

22 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ruhsal aygıtı açıklamada kullanılan topografik kuramın doğuşuna yol açan bilinç, bilinç öncesi ve bilinç dışının ayrımlaşması sonucunda bilincin görüneni yansıttığı ve asıl zenginliğin bilinç dışında yaşandığı ortaya konulmuştur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

23 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud, algılanan bir tasarımın sürekli bilinçte kalmadığını, anlık koşullara göre yitirilip yeniden ayırdına varıldığını belirtmiştir. Algılanamadığı zamanlar bu tasarım gizlidir ve bilinç dışında yer alır. Freud’un ruhsal aygıtı bölmesel bir yaklaşımla bölmelere ayırması bu yaklaşımın bir sonucudur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

24 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud, nevrozların ve psikozların, egoyu yöneten çeşitli kurumlarla olan çatışmalardan kaynaklandığını, kendisine yönelik çeşitli beklentileri uzlaştırmak için çırpınan egonun işleyişindeki bir başarısızlığı olarak yansıttığını savunmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

25 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Klasik psikanalizde analistin görevi; danışanın (analizanın) çatışmalarını ve bu çatışmaların neden olduğu davranışları görmesine ve bunların değiştirilmesine imkan sağlayacak ortamı hazırlamasına yardımcı olmaktır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

26 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Baskı mekanizması sorunların gerisindeki nedenlerin görülmesini engellediğinden dolayı danışan kendi başına bu değişikliği gerçekleştiremez. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

27 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Danışan kendisi için güçlük yaratan belirtilerin-semptomların farkına olmasına rağmen, bu belirtilerin kökenindeki düşüncelerin farkında değildir. Bozulan davranışların gerisindeki düşüncelerin görememesinin nedeni, bu düşüncelere eşlik eden olumsuz duygulardır. Dolayısıyla, psikanalitik sağaltımın amacı, baskı mekanizmasının işletilmesine neden olan bu olumsuz duyguları azaltmaktır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

28 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud (1995)’a göre karşı etkileri zorlayıcı nevrozları ortaya çıkaran ruhsal güçler tanınmak isteniyorsa, olaylara geri gidilmelidir. Bunlar, danışanın, ileri yaştaki hastalığının nedenleri üzerine öğrenilenlerle, çocukluğunda başından geçmiş olanlarla ilgili öğrenilenlerdir. Psikanaliz bilinç dışı alana ulaşmak için, serbest çağrışım tekniği ile, rüya yorumları, fantezi ve anılar üzerinde çalışır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

29 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Temel varsayım; insanın yaşamındaki hiçbir şey kaybolmaz, unutulmaz, yok olmaz. Bilinç düzeyinde, saf anılardan çok anıların sentezleri ve yorumları vardır. İşte bu yorum ve sentezler, savunmalarla çarpıtılmış ya da tamamen tersine dönmüş olabilir. Bazen de hammaddeleri olan anılar gibi bu çarpıtılmış yorum ve sentezler da bilincin dışında bastırılmış halde durabilirler. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

30 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud için bilinç dışının doğal katmanı id ‘dir, ancak ego ve süperegonun da bilinç dışında kalan parçaları vardır. Bu sağlandığında, belirtilere neden olan düşünceler baskı mekanizmasından kurtularak kendiliğinden bilinçli alana ulaşırlar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

31 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Çatışmalar, istekler ve engellenmeler bilinç düzeyine çıktıktan sonra, bunların mantıklı düşüncelerle ve bilinçli olarak seçilen davranışlarla çözümlenebilmesi kolaylaşır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

32 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Greenberg ve Mitchell (1983)’e göre, insan zihninin dürtüler tarafından harekete geçirildiği önermesi psikanalizin can alıcı vurgularından biridir. Dürtü, zihinsel (mental) yaşamın yönünü belirler. Psikanalize göre tüm davranışların altında yatan güç olduğu için de psikanalitik modelin kaynağı dürtülerdir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

33 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Dinamik güdülenme varsayımına göre, insan zihni amaç yönelimli, dürtüleri doyum arayışında olan ve acıdan kaçınan yapıdadır. Bireyi harekete geçiren en önemli dürtüler; cinsellik ve saldırganlıktır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

34 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalitik kuram, insan yaşamının ilk anında başlayarak, deneyimlerini belli bir düzene göre biriktirdiğini ve kişiliğin bu birikimlerle erken yaşlarda oluştuğunu savunmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

35 Bağlanma-Bebek-Gelişim
Bebek ve bakıcı arasındaki ilişkinin, çocuğun ortamının, bağlanma sisteminin bellek süreçleri ile ilişkisi vardır. Anne ile bağlanmanın oluştuğu erken yaşantılar içe alınarak Prosedürel bellek te kodlanırlar ve daha sonraki yaşantılar için bir şablon oluştururlar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

36 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud (1916) bu dönemleri libidonun yatırıldığı beden bölgelerine göre çözümlemiştir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

37 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu bölgeler ilkin ağız, dudaklar ve dil, sonra sfinkter kasları yani anüs ve kalın bağırsak, sonra da genital organlardır. Bu dönemlerdeki etkileşimlerde bir sıkıntı-duraksama oluşursa gelişim durmakta ya da patoloji oluşmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

38 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Oral dönemde depresyon, madde bağımlılığı ve depresif kişilik yapısının temelleri atılır. Anal dönem, obsesif kompulsif nevroz ve kişilik bozukluklarının belirleyicisidir. Ödipal dönem ise, bunaltı ve kaygının oluşumu, fobiler ve birçok nevroz türünü oluşturur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

39 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalizin amacı bu noktada devreye girmektedir. Amaç; çatışma ve duraksamaları çözmek, gelişimi yeniden başlatmaktır. Bunun için analize giren bireylerde “gerileme (regresyon)” bir araç olarak kullanılır. Gerileme ile danışan takıldığı psikoseksüel gelişim evresine geri döner. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

40 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanaliz, preödipal döneme ilişkin sorunlarla değil ödipal dönem çatışmaları ile yani üçlü ilişkiler (anne ve çocuk ikilisine katılan baba veya baba imgesi) ve bastırma gibi tanımları belli bir gelişim düzeyine ulaşmış ruhsal dönem problemleriyle ilgilenir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

41 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu dönemde bastırmayı kullanabilen, haz ilkesini geride bırakmış, gerçekliği sağlıklı değerlendirebilen ve yapısı bozulmamış bir benlik varsayılmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

42 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalitik sağaltımın amacı, bireyi günlük yaşamın çatışmalarından kurtarmak değildir; çünkü, bireyin dürtüleri ile toplumun beklentilerinin uyuşması zaten çok zordur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

43 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalizin amacı, bireyin kendi dürtülerinin varlığı ve etkileri hakkında bilinçlenmesine ve gerçekliğin beklentilerini kabul edebilmesine yardım etmekle sınırlıdır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

44 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalistlere göre analizi yapan kişi aslında psikanalist değil divanda yatan bireydir. Bu yüzden ona analizan (analysant) denmektedir. Bu kelimenin Fransızcadaki anlamı “analiz eden” demektir, “analiz olan” değil. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

45 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Analizan analiz yolculuğu boyunca kendi tarihini yeniden yazar ve yaşar. Analizan kendini yaşama ve yazma sırasında, analistiyle hem çok tanıdık hem de çok yabancı ve eşsiz bir ilişki kurar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

46 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Tanıdıklığı sağlayan eski yaşamındaki önemli olan kişilere yönelik ilişki şekli ve onlara verdiği tepkileri analistine yansıtmasında yatar. Onlarda, yaşadığı gibi sever, kızar, korkar, kıskanır, kin duyar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

47 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu ilişkide analistiyle yabancı ve eşsiz hissettiği alan ise, analizan ile analist arasında bu ilişkinin oturumlar dışında, gündelik yaşamda asla var olmaması, oturumlar boyunca da sadece konuşmadan ibaret olmasıdır. Psikanaliz işte böyle bir kurgu ile bireyi masaya yatırır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

48 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Arlow (1989) psikanalitik tedavi sürecini ve süreç içerisinde danışan, analist çalışmasını dört evreye ayırarak açıklamaktadır. Bunlar; başlangıç evresi, aktarımın gelişimi evresi, derinlemesine çözümleme (working through) evresi ve aktarımın çözümlenerek sürecin sonlandırması evresidir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

49 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Freud’a göre, analiz, haftada en az dört, beş oturum yaklaşık bir saat süren ve birkaç yılı alan bir desenle gerçekleşir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

50 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Psikanalitik sürecin başlangıç evresinde birkaç oturum yüz yüze (divana geçmeden önce) görüşmeler yapılır. Danışanın analize uygun olup olmadığı netleştirilir. Analist nötr, pasif ve sesizdir, danışanın çatışma yaratan hiçbir dürtüsünü doyurmaz. Analistin bu tarzı, danışanın çağrışımlarının akışını bozmamak içindir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

51 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Danışan serbest çağrışımla, aklına gelen her düşünceyi, duyumsadığı her duyguyu, rüyalarını anlatır. Üç aydan altı aya kadar süren bu süreçte, danışanın yaşamındaki ana çatışmalar, sebep-sonuç bütünlüğü içinde ortaya çıkmaya başlar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

52 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu evrenin sonuna doğru analist daha etkin sorular sormaya ve çağrışımlar üzerinde geri bildirimler vermeye başlar. Geri bildirimlerdeki yüzleştirmelerle, danışan temel çatışmaları hakkında daha da bilgilenmiş olur. Analist danışanın temel çatışmaları konusunda bir formülasyon yaparak yol planını hazırlar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

53 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Analizin ikinci evresi olan aktarımın gelişme aşamasında, analist danışan ilişkisinde bir farklılık görülür. Analistin yansız tutumu devam eder. Danışanda aktarım nevrozu (kişinin sorunlarının kökenindeki nevrozun değişik bir içerikle analiz odasında yeniden oluşturulması) gerçekleşir. Dışa vurum (acting out)’ların oluştuğu gözlenir. Danışan, analisti geçmişten getirdiklerini yansıtarak algılamaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

54 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Analist aktarım nevrozunun tamamen oluşmasından sonra ilk evreye göre daha belirgin yorumlar yapar ve aktif bir iletişim başlatır. Analistin yorumları ile danışanın “geçmiş” ile “bugün”, “analist” ile “önemli olan diğer kişiler”, “fantezi” ile “gerçeklik arasında bağlantılar kurulur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

55 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Egonun sentetik bütünleştirici (tüm işlevleri birbiriyle bağlantılı, tümleşik bir işlevsellik haline getirebilme) işlevi kurulmaya başlanır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

56 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Analizin üçüncü evresinde “derinlemesine çalışma” gerçekleşir. Danışan analistin yaptığı yorumlarla iç görü oluşturur. Bu evrede önceki evrelerden farklı olarak yorumlar danışan ile analist ilişkisindeki zincirleme tepkimeleri de sürece katan “yorum serileri”nden oluşur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

57 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Danışanın getirdiği malzemeler bu şekilde derinlemesine yorumlandıkça aktarım nevrozu çözülmeye başlanır. Yukarıda açıklanan “aktarım evresi” ve “derinlemesine çalışma” (working through), evresi klasik psikanalizin en önemli evreleridir. Terapi süreci olarak en az iki üç yılı bu evreler oluşturur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

58 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Analizin dördüncü ve son evresi olan “aktarımın çözümlenmesi ve sonlandırma” bölümü, beş altı aydan bir seneye kadar uzayabilir. Analiz amacına ulaşmıştır. Danışan analizden kazandıkları ve öğrendikleri ile işlevselliği sağlamış halde yaşamına devam edebilir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

59 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu evrenin kontendikasyonu olarak ayrılık kaygısı ve gerileme (regresyon) görülebilir. Sanki tüm analiz boşa gitmiş gibi bir gündemle gelen danışanda, yorumlamayla bu durum yavaş yavaş ortadan kaldırılır. Terminasyon olumlu şekilde sağlanır. Artık analistten ayrılmak bir yıkım ve felaket değil sadece hüzün verici bir durumdur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

60 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego Psikolojisi Aslında ego psikolojisi klasik psikanalizin bir uzantısı ve günümüzdeki temsilcisidir. A. Freud, Erikson, Hartman, Jacobson ve Rapaport gibi analistler analizi id’den gelen ve kabul edilemez nitelikte olan istekleri ortaya çıkartmakla sınırlamamışlardır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

61 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Onlar aynı zamanda psikanalizin ağırlık noktasını içgüdüsel dürtülerden kişinin psikolojik bütünlüğünü sürdürmek ve benliğinin değerini korumak amacıyla kullandığı (kullanmayı öğrendiği) ego savunma mekanizmaları üzerine kaydırmışlardır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

62 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Onlara göre davranışlar, içgüdüsel dürtülerden başka nedenleri, örneğin bazı öğrenme süreçlerini de içermektedir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

63 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Dolayısıyla insan, içinde bulunduğu durumları elinde olmayan nedenlerle değil, kendi seçimleri sonucu yaşar. Bu seçimler sadece içgüdülerin bakısıyla değil, görme ve işitme gibi davranış araçlarının içgüdülerden bağımsız olarak çevreyle etkileşimi sonucu ortaya çıkar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

64 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Böylece Anna Freud’un erken çocuk analizleri çalışmalarıyla Mahler, Pine, Bergman ve Stern gibi analistlerin aileler ve çocuklarla kendi gözlemsel araştırmalarını kurama katmalarıyla psikanalitik kuram gelişmiştir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

65 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Aslında Freud savunma mekanizmalarının varlığını saptamış ve özellikle bastırma mekanizması ve etkileri üzerinde durmuştur. A. Freud (1936) savunma mekanizmalarını genişleterek dokuz ayrı savunma mekanizmasını ve ruhsal süreç etkilerini tartışmakla kalmamış, tedavi sürecine karşı “direnç” olarak ortaya çıkan ve ego tarafından geliştirilen savunma tepkilerini fark ederek bunları terapide bir değişim aracı olarak kullanmanın önünü açmıştır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

66 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego savunma mekanizmalarının geliştirilmesinde öğrenme önemli bir rol oynar. Ego savunma mekanizmalarını çabaya yönelik davranışlardan ayıran en temel fark; egonun savunma mekanizmalarının bilinç dışında geliştirilmesi ve işlemesidir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

67 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bir başka deyişle, kişi kullandığı savunma mekanizmalarının anlamının farkında değildir. Bu mekanizmaların oluşturduğu duygu ve davranışların gerisindeki dinamiklerden habersiz olarak yaşanır PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

68 Brenner, egonun işlevlerini şu başlıklar altında sıralamaktadır:
Bilinç, Duyuların algılanması, İç uyaranların algılanması, Düşünme, Motor kontrol, Bellek, Konuşma, Savunma mekanizmaları, Dürtü kontrolü, Dürtü enerjisinin nesnelere yatırımı ve kontrolü, Bütünlük ve uyumluluk, Gerçeğin değerlendirilmesi, Gerileme. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

69 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego psikolojisinin savunucuları, dikkatleri, insanın kendine yön verebildiği ve çevreyle baş edebildiği etkin davranışları anlamlandırma amacına yöneltmişlerdir. Bu noktada ego psikolojisine çok büyük katkı yapan Hartman, egonun savunmaya yönelik olmayan yönlerine odaklanarak egonun çatışmalarının ve id’in etkisi dışında kalan alanlarını belirlemiştir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

70 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Hartman’a göre ortalama bir çevre içinde, doğuştan var olan bazı ego işlevleri, çatışmalara konu olmaksızın gelişme imkânı bulabilir. Bunlar arasında konuşma, öğrenme, düşünme, algılama ve hareketlerin denetimi sayılabilir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

71 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu görüşlerin alana en önemli katkısı, düşünceyi ve bilinçli dikkati egonun en önemli işlevleri olarak tanımlamasıdır. İnsan, davranışlarını bilinçli olarak yönetir ve bu konuda en önemli rol ego tarafından yerine getirilir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

72 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ancak, bireyin ne düşündüğünü belirleyen onun anıları ve o anki ruhsal durumudur. Düşünce ve bilincin gelişmesiyle bir başka ego işlevi de gelişmeye başlar. Yaşanan olayların ve bu olayların oluşturduğu bellek kayıtları. Bu bellek izleri ve yaşanan olaylar zihinde yer, zaman, benzerlik ve farklılıklarına göre düzenlemeye sokulur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

73 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Giderek öğrenilmiş davranışlar da aynı şekilde bir düzen oluşturur. Hiyerarşik bir düzen içerisinde birbiri üzerine yerleşen davranışların en altında ilk öğrenilenler, en üstünde son öğrenilenler ve çoğu kez o an yaşanılana ilişkin davranışlar bulunur. Herhangi bir nedenle en üstteki davranışlar geliştirilemezse, daha alt düzeydeki davranışların ortaya çıkması kaçınılmaz olur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

74 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego, gelişimi ve evrimi için bakım veren ebeveynleri tarafından bebekle kişiler arası ilişkiler çerçevesinde sağlanan uygun çevresel desteklere ihtiyaç duyar. Ego, kendilikle dış dünyanın gerçekleri arasında bağ kurmakla sorumludur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

75 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego bu bağı kurarak dış gerçekliği uyumlu bir şekilde içsel istekleri doyurmayı garantiler, aynı zamanda süperegonun taleplerini bir başka deyişle yasaklar ve standartlarının gerçekçi olup olmadığı değerlendirir. İçsel durumlar ve dışsal deneyimlere ilişkin algıları düzenleyen ve bunların sentezini yapan egodur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

76 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Ego içsel ve dışsal gerçekliği ayırma kapasitesine (gerçekliği test etme) sahip olmalı veya sonradan geliştirmelidir. Özetle, ego psikolojisi, içgüdüsel enerjilere daha az önem vererek, organizmanın kendisiyle birlikte dış çevre ile kurduğu ilişkileri ve bu etkileşim yoluyla öğrenmelerini ya da öğrenememelerini odağa almaktadır PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

77 Nesne İlişkileri Kuramı
Bowlby gibi pek çok anti Freudiyen, diğerlerine bağlanma ihtiyacının doğumdan şimdiye temel bir ihtiyaç olduğunu ve cinsel dürtüye ikincil olmadığını belirtmektedirler. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

78 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Amerikan Nesne ilişkileri okulunun kurucusu Otto Kernberg’in kuramında bebeğin nesneye bağlanması ve duygusal yatırım yapması birincil olarak kabul edilir. Kernberg’e göre yaşamın başlangıcında dürtülerden söz edilemez. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

79 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu dönemde doğuştan gelen yapısal yatkınlık ve eğilimler, içgüdüler ve duygusal yönelimler vardır. Bebek doğuştan getirdiği bu donanımıyla bir etkileşimler dünyasına gelir. Bu yapılar, anne ve diğer insanlar (nesneler) ile yaşanan ilişkiler içerisinde şekillenir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

80 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Kernberg, erken dönemdeki ilkel, çarpıtılmış, kısmi nesne ilişkilerinin simgelerinin bilinç dışı süreçlerin temelini oluşturduğunu belirtmektedir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

81 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
İnsan varlığının “psikososyal” yanı varsayımı özellikle nesne ilişkileri ekolü için vazgeçilmez önemdedir. Kernberg (1984)’e göre, psişik aygıt sadece vücut hazlarına yönelik dürtülerden ibaret değildir. Bireyi ilişki arayışları da güdüler. “içselleştirme”, “içe yansıtma” gibi düzenekler ile psişik yapının tuğlaları “ben kimliği”ni oluşturur. Greenberg ve Mitchell (1983)’e göre bireyin benlik imgesini, yapısını ve duyumlarını anlamak, onun geçmişteki ve bugünkü ilişkilerini anlamakla mümkün olabilir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

82 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Adler (2000), ruhsal hayatın “olmak” fiili ile değil, “oluşmak” fiili ile anlatılabileceğine dikkat çekmektedir. Annenin aracılığı ile beslenme çocuğun ilk sosyal şekillenmesidir. Bu sosyal bağda, çocuğun benliği annenin benliğini anlar, bu sayede çocuğun kendisinde birçok imkân ve kabiliyet ortaya çıkar. Buradan çocuğun şekillenmesinde anneyi önemli bir görevin beklediği anlaşılmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

83 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu görev, çocuğun gelişimini, daha sonra sosyal hayatın gerekliliklerine uygun bir şekilde tepki verebilecek şekilde yöneltmektir. Böylece çocuk annesine bağlı olarak konuşur, dinler ve bakar. Adler’e göre anneler sosyal duygunun kaynağında bulanmaktadırlar. Annenin bu görevi yapmadığı hallerde hayatın sonraki evrelerinde de çocuktaki sosyal duygu gelişemez. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

84 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Son dönemlerde, anne ve çocuk arasındaki karmaşık etkileşim ve anneyi kaybetmenin ya da anneden küçük yaşlarda ayrılmanın zararlı etkileri üzerine yapılan araştırmalar, annelik psikolojisi ve annelik bakımının ilk çocukluk dönemindeki benlik gelişimi üzerindeki, etkisine daha çok önem vermeye başlamıştır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

85 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu anlamda nesne ilişkileri okulu ilk ilişkilerinin ve özdeşleşmelerin öncüllerini incelemeye odaklanmıştır. Bu anlamda annenin bakımının çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine doğrudan etkisi öne çıkmaktadır. Bu bağlamda çocuk için açlık uyaranının ve annenin sağladığı haz verici uyaranların üstlendiği rol önem kazanmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

86 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Çocuğun nesne dünyası ve bedensel kimliğini keşfetmesi için gösterdiği ilk çabalarda temel araçlar olarak ağız ve eller önem kazanmaktadır. Bu sırada çocuğun genel benlik gelişimi ve işlevsel etkinliklerinin gelişimi bakımından annenin çocuğa yaklaşımı, dokunması, konuşması, işitsel ve görsel haz deneyimlerini yaşatması ben gelişimi ve işlevsel etkinliklerin oluşumu açısından gereklidir. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

87 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Henüz amaç sevgi nesnelerine gerçekte benzemeye çalışmak değildir. Amaç bütünleşme, aynı boyutta var olmadır. Bu sırada birleşme ve ayrışmalar gerçekleşir. Kendilik ve nesne imgelerinin yanı sıra, farklı nesnelerin imgeleri de geçici olarak birleşir ve ayrılıp tekrar bir araya gelir. Bu sırada libido ve saldırganlık sürekli olarak sevgi nesnesinden kendiliğe bir nesneden diğerine dönmektedir. Bu dönemde her şeyi var edebilen ya da yok edebilen güçlü anne vardır PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

88 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Anneye çaresizce edilgen bir bağımlılık ile kimliği oluşturmak ve sevgi nesneleri üzerinde güçlü bir kontrol oluşturmaya yönelik çaba yaklaşma, uzaklaşma, sevgi ve saldırganlık yönelimli kararsızlıklarla seyreder. “iyi” doyurucu sevgi nesnelerini kendisinin bir parçası olarak tutma, “kötü” engelleyici nesneleri ise kendisinden çıkararak kurtulma ihtiyacı çocuğu kendi kaynaklarına yöneltir. Bu durumda benin narsisistik donanımı artar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

89 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Narsisistik oluşumlarla başarılar sağlamak için hırslı yönelişleri harekete geçirilir. Süreçte sağlıklı oluşumda, önce “iyi anne” iyi kendiliği harekete geçirir ve huzur oluşur. “Kötü anne” kötü benliği harekete geçirir ve huzursuzluk ve denge durumunda bozulma yaratılır. Bu durum nesne ile bütünleşme sonucu anneye bağlı olarak borderline kişilik örgütlenmesini oluşturur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

90 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Nesne ilişkileri ekolünün temsilcileri (Amerikan okulunda Kernberg, İngiliz okulunda Klein) patolojiyi “iyi anne” “iyi benlik” “kötü anne” “kötü benlik” bütünleşememesinden doğan borderline kişilik örgütlenmesi çerçevesinde açıklamaktadırlar. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

91 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Annenin dışında diğer nesne temsilleri de devreye girince iyi ve kötü anne imgelerinin kademeli olarak birleşerek bütün bir “iyi”, ama bazen de “kötü” anne imgesi oluşturmasını kolaylaştırmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

92 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bu oluşum sağlanamadığında yani bir bütünlük oluşmadığında birey “iyi”- “kötü”, “siyah”- “beyaz”, “başarılı”- “başarısız”, “doğru”- “yanlış” uçlarında dolanır ara formları algılayamaz. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

93 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Nesne ilişkileri kuramına göre, kişinin sorunu patolojik nesne ilişkileridir. Bu patolojik nesne ilişkileri kendilik ve nesne tasarımlarının bütünleşmemesine ya da olumsuz şekillenmesine neden olmuştur. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

94 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Pine (1986)’e göre; Nesne İlişkileri ekolü insanı çocukluktan taşınmış içsel bir dramanın terimleri ile okumaya ve anlamaya çalışır Birey bu dramada bir veya birkaç rolü oynamaktadır. Bu rollerin aralarındaki çatışmalar, uyumsuzluklar ve rollerin yoğun duygu yükleri kişiliğin oluşumunda önemli etkilere sahiptir. Birey, çocukluğunda içselleştirerek oynamak durumunda kaldığı bu dramayı sonraki yaşam evrelerinde de yansıtmak durumunda kalmaktadır. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

95 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Bunun sonucunda ya kendi piyesine oyuncular aramakta, ya da tam kendisine uygun rollere sahip kumpanyalara katılmaktadır. Burada akla gelebilecek bir soru; “mutsuz ise eğer niye böyle bir arayışın içindedir?” PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

96 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Nesne ilişkileri ekolü bu soruya iki açıklama ile yanıt vermektedir: ya insanlar başka türlü bir ilişkiyi içselleştiremediği için ne kadar acı verici ve zarar verici de olsa bu tür bir oyun sergilerler. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

97 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
ya da geçmişlerinde bu oyunun verdiği acıyı en sonunda mutlaka aşmak, o şartların içinde kuvvetlenip bu defa “yenmek” için tekrar tekrar aynı dramayı yaratırlar, onlar bir fasit daire içinde dönerler. PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu

98 PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu
Teşekkürler PDR 505 Kişiliğin Gelişimi ve Uyumu


"PSİKANALİTİK OKULLAR Yrd. Doç. Dr. Taşkın YILDIRIM" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları